Vikipedi:Günün maddeleri/Mayıs 2018


1 Mayıs
Telgraf iki merkez arasında, kararlaştırılmış işaretlerin yardımıyla yazılı haberlerin veya belgelerin iletimini sağlayan bir telekomünikasyon düzenidir.

Elektrikli telgraflar, bir verici, bir alıcı ve ikisi arasına çekilmiş elektrik hattından meydana gelir. Vericiye maniple denir. Maniple, telgraf şebekesindeki elektrik akımını açıp kapayan anahtarlardır. Manipleye basınca devre tamamlanır ve telgraf şebekesinden akım geçer. Karşı tarafta ise alıcılar vardır. Alıcılar, elektro mıknatıs bobinlerden yapılmışlardır. Elektro mıknatısın karşısında ileri geri hareket edebilen madeni bir çubuk vardır. Bu çubuk elektro mıknatıstan akım geçtiği zaman hareket eder. Çubuğun ucundaki mürekkepli kalem bir kâğıt şerit üzerine nokta (.) veya çizgi (-) şeklinde şekiller çizer. Sesle çalışan alıcılar da vardır. Bunlar kâğıt bir şeride yazı yazmak yerine, sert bir cisme vurarak tıkırtı çıkarırlar. Tecrübeli telgraf operatörleri, bu tıkırtıları dinleyerek mesajı çözerler. Burada kısa tıkırtı nokta (.), uzun tıkırtı çizgi (-) anlamına gelmektedir. Claude Chappe, 1792 yılında telgraf adında bir sistem ortaya attı. Tepelerin üzerine kurulmuş kulelerden bir oluşturuldu ve her kulenin üzerinde 49 değişik konuma ayarlanabilen iki uzun kola sahip bir makine vardı. Her konum bir harfe veya bir rakama karşılık geliyordu. Bu sistem çok başarılı oldu. 19. yüzyılın ortalarında Fransa'daki kule ağı yaklaşık olarak 4828 kilometreydi. 1830 yılında ABD'li Joseph Henry (1797-1878), elektrik akımını teller vasıtasıyla uzaklara taşıyıp, oradaki bir zili çalıştırdı. Zil bir elektromıknatısa bağlıydı. Bu elektrikli telgrafın doğuşuydu. (Devamı...)


Li Shimin İmparator Taizong ya da Tai Tsung (Çince: 唐太宗, táng tàizōng, d. 23 Ocak 599 - ö. 10 Temmuz 649, tahta geçmeden önceki adı Li Shimin (Çince: 李世民, lǐ shìmín) olarak da tanılır.

626-649 yılları arasında iktidarda kalmıştır. Li Shimin 617 yılında babası Li Yuan önderliğinde en önemli rakiplerini yenerek Sui Hanedanı'nı devirerek Tang Hanedanı'nı kurmuştur. Sonradan tören ile babası Li Yuan ve Li Shimin hanedanın ortak kurucu olarak anılmıştır. Çin'in en önemli hükümdarları arasında kişi olarak en fazla çekici olanı Li Şimin'dir. Sui döneminin son yıllarında, Çin'in birçok yerinde haydutlar ve asiler cirit atarken, o, babası olan Tang beyi Li Yuan'ı kendini imparator ilan etmeye ikna etti. O zaman Şimin sadece 16 yaşındaydı ve 24 yaşına kadar savaşarak barışı kurmaya ve hanedanı güvenli kılmaya çalıştı. Kendisi hem merhametli ve halkın yaşam koşullarıyla ilgili, hem de korku ve yorulmak bilmezdi. Çok zaman savaşlara bizzat kendisi komuta eder, askerlerinin ön saflarında, at değiştirerek koşturur, düşman komutanlarla savaşır, pazarlık ederdi. Siyasal lider olarak, etrafında ermiş ve geniş görüş açısına sahip insanlar toplamıştı. Tang kurumlarının çoğu Sui örneğini devam ettirmişse de, bunların işleyiş tarzı, 23 yıl sürmüş olan Li Şimin döneminin uygulamalarıyla şekillendi. Tang kurumları zamanın en mükemmeli haline gelmişti. Bunun önemli bir kısmı bu genç ve Tang Hanedanı'nın gerçek kurucusu olan Şimin sayesinde gerçekleşmişti. Babası tahtta iken ülke iç karışıklıklar ve devrilen Sui Hanedanı'ndan kalan derebeylerin kışkırtmaları ve çıkan isyanlar bunu pekiştiren Göktürk akınlarıyla zor günler geçirmekteydi. (Devamı...)


2 Mayıs
Orman belirli yükseklikteki ve büyüklükteki çeşitli ağaçlar, çalılar, otsu bitkiler, mantarlar, mikroorganizmalar, böcekler ve hayvanlar bütününü içeren, topraklı alanda genellikle doğal yollardan oluşmuş bir kara ekosistemidir.

2000 yılı itibarıyla dünyanın toplam ormanlık alanı 3.869 milyon hektar olup ormanlık alanın büyüklüğünün dünyanın toplam kara alanına oranı %29,6 dır. Ormanların birçok çeşidi olup, hepsinin farklı özellikleri vardır. Bu çeşitlere örnek olarak Ekvatoral yağmur ormanları, Mangrov ormanları, Tropik yapraklı ormanlar gibi örnekler olabilir. Dünyanın en canlı, en kuvvetli ve yayılma kabiliyeti en yüksek olan orman tipidir. Orman ekosistemi bu tipte en yüksek seviyesine ulaşmıştır. Yüksek sıcaklık ve rutubetin bir araya geldiği yörelerde yağmur ormanı teşekkül etmiştir. Yağış miktarı esas itibarıyla 2000-4000 milimetre arasında değişmekle beraber bazı mıntıkalarda 10.000 milimetreye ulaşır. Ortalama yıllık sıcaklık 20-30 °C arasında değişir. En soğuk ayda 18 °C'nin altına düşmez. Mevsim değişmeleri olmadığından tropik yağmur ormanı ağaçlarında, ilkbahar ve sonbahar odunu meydana gelişi görülmez. Büyük çoğunluğu, daimi yeşil yapraklı ağaçlardan meydana gelen tropik yağmur ormanında ağaçların tepeleri zayıf, dallanma gevşek, gövde şekilleri düzensiz, ağaç kabukları parlaktır. Dallar üzerinde epiphyte denen eğrelti, orkide gibi konuk bitkiler, çeşitli sarılıcı ve tırmanıcı bitkiler, ormanın genel görünüşünde büyük rol oynarlar. Tozlaşma, böcekler ve kelebekler yoluyla olur. Tropik yağmur ormanının bazı ağaçları gövde üzerinde de çiçeklenme yapabilirler. Olağanüstü istila edici bir kuvvete sahiptir. Tedbir alınmadığı takdirde yolları, telefon, telgraf vs. gibi yapıları kısa zamanda kullanılmaz hale getirir.Bu orman ekvator bölgelerinde bulunur. Endonezya Takım Adalarında, Hindistan'da, Kamerun sahilinde, Amazon mıntıkasında, Brezilya'nın doğu sahilinde, Karayip Denizi sahillerinde ve adalarında yayılış gösterir. Tropik yağmur ormanları; Mangrov tropik iğne yapraklı ormanlar ve bambu ormanları olmak üzere üç grupta toplanır. (Devamı...)


Franz Liszt (d. 22 Ekim 1811, Macaristan - ö. 31 Temmuz 1886, Bayreuth, Almanya). Müzisyen, besteci, piyanist, orkestra şefi, müzik öğretmeni. 19. yüzyılın en önemli piyanistlerinden birisi, senfonik şiir tarzının yaratıcısı olan besteci.

22 Ekim 1811'de Macaristan'ın Doborján (Raiding) kentinde doğan küçük Putzi (Franz Liszt), ilk piyano derslerini onun müzik dehasını keşfeden babasından aldı. Macar soyluları 6 yıl boyunca bu çocuk dahiye maddi destek sağlamayı kabul edince küçük yaşta babası ile Viyana’ya giderek Antonio Salieri’den ve Ludwig van Beethoven’in öğrencilerinden Karl Czerny’den dersler aldı. 12 yaşına geldiğinde dinleyicilerin, diğer müzisyenlerin ve kralların takdirini toplayan bir konser piyanisti olmuştu. Konservatura girmek için geldiği Paris’te, yabancı olduğu gerekçesiyle okula alınmadıysa da özel ders alarak teori ve beste çalıştı; ilk ve tek operası Don Sache’yi ve çeşitli piyano eserlerini besteledi. 1827’de babasını kaybettikten sonra henüz 15 yaşında iken piyano dersleri vererek annesinin geçimini sağlamaya çalışan Liszt, müziğe ilgisini kaybetmeye ve bu mesleğin anlamını sorgulamaya başladı. Kendisini edebiyat ve dini konulara kaptıran Liszt’in bu ilgilerinin etkisi hayatına ve eserlerine yansıdı. 1830 Devrimi ile yeniden sanata ve hayata dönmeye karar verdi. Asla bitiremeyeceği Devrim Senfonisi’ni yazmaya başladı. Besteciliğinin öne çıktığı bu dönemde Alphonse de Lamartine’in şiirlerini solo piyano için besteledi. Hector Berlioz ile tanıştı. 1832’de kemancı Niccolo Paganini’yi dinlemesi, yeniden virtüözlüğe ilgi duymasına neden oldu.; Pagani’nin La Campanella’sı üzerine bir fantezi yazdı. 1833’de Berlioz’un Fantastik senfonisini piyanoya uyarlamayı başardı. Paris günlerinde o sıralar Polonya'dan gelmiş olan Chopin'in yeteneğini duyup onu kendine rakip olarak düşündüyse de sonraları çok iyi arkadaş oldular. (Devamı...)


3 Mayıs
2015'te Türkiye'de 6 Ocak'ta Sultanahmet Meydanı'nda bulunan İstanbul Emniyet Müdürlüğü Turizm Şube Müdürlüğüne Rusya vatandaşı Diana Ramazova tarafından intihar saldırısı düzenlendi. Saldırı sonucunda, 1 polis memuru hayatını kaybederken 1 polis memuru ise yaralandı. 14 Şubat'ta Mersin'de tecavüz edildikten sonra cinayete kurban giden Özgecan Aslan defnedildi. Ülkenin birçok yerinde protesto gösterileri düzenlendi. 18 Mart'ta Çanakkale Deniz Zaferi'nin 100. yıldönümünde Çanakkale şehitleri anıldı. 31 Mart'ta İstanbul Adalet Sarayı'nda yasadışı DHKP-C örgütü üyeleri tarafından Savcı Mehmet Selim Kiraz öğlen saatlerinde rehin alındı. İlerleyen saatlerde polisin düzenlediği operasyonda savcı Kiraz ve iki eylemci hayatını kaybetti. 3 Mayıs'ta sona eren 51. Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu'nu Kristijan Đurasek kazandı. 10 Mayıs'ta 2015 Bayanlar Dünya Kulüpler Şampiyonası'nda Eczacıbaşı VitrA takımı finalde Dinamo Krasnodar takımını 3-1 mağlup ederek şampiyon oldu. 12 Haziran'da düzenlenen Miss Turkey 2015'te Türkiye güzellik yarışmasını 18 yaşındaki Ecem Çırpan kazandı. 29 Haziran'da düzenlenen 89. Gazi Koşusu'nu Renk isimli atıyla jokey Ahmet Çelik kazandı. 4 Ağustos'taki Yüksek Askerî Şûra toplantısı sonucunda Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar olurken, Kara Kuvvetleri Komutanlığına ise Salih Zeki Çolak getirildi. Hava Kuvvetleri Komutanlığına Abidin Ünal atandı. 8 Ağustos'ta Ankara'daki Osmanlı Stadyumu'nda oynanan Süper Kupa maçında Bursaspor'u 1-0 mağlup eden Galatasaray kupanın 14. kez sahibi oldu. 10 Ekim'de Ankara'da düzenlenen "emek, barış, demokrasi" mitinginde 2 ayrı patlama meydana geldi. Patlamalarda, 109 kişi hayatını yitirdi; 48'i ağır 246 kişi yaralandı. 16 Ekim'de Türksat 4B uydusu Kazakistan Baykonur Uzay Üssü'den Başarıyla fırlatıldı. 1 Kasım'da gerçekleştirilen seçimlerde Ahmet Davutoğlu liderliğindeki Adalet ve Kalkınma Partisi oyların %49,50'sini alarak birinci parti oldu ve 550 sandalyeli Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde 317 sandalye kazandı. Kemal Kılıçdaroğlu liderliğindeki Cumhuriyet Halk Partisi ise %25,32 ile ikinci oldu. (Devamı...)

Zeki Rıza Sporel (28 Şubat 1898, İstanbul - 3 Kasım 1969, İstanbul), Türk futbolcudur.

Fenerbahçe A takımına 17 yaşında girdi. Takımın formasını 19 yıl boyunca giydi. 352 maçta 470 gol attı. Millî takımın ilk golcüsüdür. Türkiye millî futbol takımı formasını 16 kez giydi. 10 kez kaptanlık yaptı. 26 Ekim 1923'te Romanya ile oynanan ve 2-2 berabere sonuçlanan Türkiye millî takımının ilk maçında 2 gol attı. Millî takıma toplam 15 gol kazandırdı. Millî takımın Finlandiya'yı 4-2 yendiği maçta Türkiye'nin 4 golünü de atarak bu konudaki rekoru uzun süre elinde tuttu. Futbolu 1934'te bıraktı. Soyadı kanunu çıktıktan sonra, soyadı bizzat Mustafa Kemal Atatürk tarafından verilmiştir. Tenis dalında Türkiye'yi temsil etti. Yöneticilik yaptı. Türkiye Su Sporları Federasyonu ve Fenerbahçe Spor Kulübü başkanlıklarında (1955-1957) bulundu. Türk futbol tarihinin en iyi 11'ine seçildi. Ayrıca Fenerbahçe ile Galatasaray arasındaki ezeli rekabette Galatasaray ağlarına tam 33 gol atarak kırılması çok güç bir rekora imza atmıştır. Kardeşleri ünlü futbolcular Hasan Kamil Sporel ve Arif Sporel. 1921 yılında Galatasaray'ın yurt dışı turunda Galatasaray forması ile mücadele etmiş, Werder Bremen, FC Köln, FC Saarbrücken ve FC Lausanne Sport maçlarında goller atmıştır. (Devamı...)


4 Mayıs
Şaşılık gözün önlenemeyen kayması. Şaşılık gözlerin yanlış pozisyonda bulunup farklı noktalara doğru baktığı bir durumdur. Gözlerden bir tanesi tam karşıya bakarken diğeri dışa yukarıya içe ya da aşağıya bakmaktadır. Yanlış pozisyon sürekli belirgin olabileceği gibi bazı yöne bakışlarda da ortaya çıkabilmektedir. Ameliyatla düzeltilebilir.

Şaşılık gözlerin paralelliğinin bozulması durumudur. Gözün hareketini gözün dışına yapışan kaslar sağlar. Her bir gözde 6 adet kas bulunur. Bu kaslar gözleri uyum içinde hareket ettirerek devamlı birlikte odaklanmayı sağlarlar. Bu kasların bir veya birkaçının görevini iyi yapamaması durumunda şaşılık meydana gelir. Bebeklerde ilk 3 ayda ara sıra olan göz kaymaları normaldir. Çünkü bu döneme kadar bebekler gözlerini parallel tutan her iki gözüyle algılama yeteneğini geliştirmemişlerdir. Daha sonra olan kaymalar mutlaka göz hekimince değerlendirilmelidir. Şaşılığın oluşmasında tek bir neden yoktur. Hamileliğin nasıl geçtiği, doğumun problemli olup olmadığı, çocuğun gelişimi, geçirdiği hastalıklar şaşılık için risk faktörü oluşturabilir. Şaşılık için genetik yatkınlık söz konusudur yani ailede gözünde kayma olan varsa ortaya çıkma şansı daha fazladır. Çocukluk döneminde yani 2 yaşından sonra görülen şaşılıklarda genellikle neden kırma kusurudur. Yatkınlığı olan bir çocukta gözdeki kayma ateşli bir hastalık veya bir travma (düşme, ameliyatlar, kazalar) sonrası başlayabilir. (Devamı...)


Buster Keaton ya da tam adıyla Joseph Francis Keaton, (d. 4 Ekim 1895, Kansas; ö. 1 Şubat 1966), Amerikalı komedi oyuncusu, sinemacı, yapımcı ve senarist.

Anne ve babası vodvil komedyenleriydi. Buster adı ise aile dostları ve iş arkadaşları vaftiz babası Harry Houdini tarafından verilmişti. Küçükken birkaç tehlikeli kaza atlattı. Daha üç yaşındayken, ailesiyle birlikte Üç Keaton adı altında gösterilere çıkıyordu. İlk kez 1917 yazında, beraber iki bobinlik on beş kısa film daha çekeceği komedyen-yönetmen Fattie Arbuckle'ın filmi The Butcher Boyda rol aldı. 1920 yılında askerden döndükten sonra ilk uzun metrajlı filmini çekti ve birden yıldız oldu. Bir yıl içinde, kendi yapım şirketinde kendi yazdığı, yönettiği ve oynadığı filmler çekiyordu. Filmlerinde kullanılan şapkaları kendisi tasarlıyordu. Türkiye'de Malek adıyla tanınıyordu. Filmlerinde farklı tarzlar kullandı. Özellikle Stamboat Bill, Jr. filminde çektiği düşen duvar sahnesi oldukça ünlüdür. Fakat bütün bunlara rağmen Charlie Chaplin ve Harold Lloyd aktörlerin gölgesinde kalmıştı. 1928'de MGM stüdyosuna geçmek zorunda kalınca filmlerinin de ışıltısı iyice kayboldu. Keaton'ın canlandırdığı tek drama Gogol'ün bir eseridir. Gogol'e büyük bir hayranlığı vardı. (Devamı...)


5 Mayıs
İnsan Hakları Günü İnsan Hakları Evrensel Bildirisi'nin kabul edildiği gün olan 10 Aralık 1948'den bu yana her 10 Aralık'ta kutlanan gündür.

II. Dünya Savaşı'ndan sonra dünyadaki devletler bireylere tanınan hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması konusunda birleştiler. İnsan Hakları Bildirisi, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu tarafından Haziran 1948'de hazırlandı ve 10 Aralık 1948'de Genel Kurul'un Paris'te yapılan oturumunda kabul edildi. Oturumda, 6 sosyalist ülke bu ilkelerin bazılarının "Burjuva sınıfından olan insanların sınıf çıkarını koruduğu ve işçi sınıfının egemen sınıflarla uzlaşmak zorunda bırakacağı" gerekçesiyle çekimser kaldı. Bildiri, bu çekimser ülkeler ile Suudi Arabistan ve Güney Afrika Birliği dışında kalan ülkelerin oylarıyla kabul edildi. Çeşitli marksist düşünürler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 1. maddesinde bulunan “Bütün insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğarlar.” ve 17. maddesinde bulunan “Kimse mülkiyetinden keyfi olarak yoksun bırakılamaz.” cümlelerine atıfta bulunarak; her insanın ekonomik olarak eşit doğmadığını ve bundan yoksun bir durumun özgürlük ve hak sayılamayacağını, dolayısıyla bu durumun bir kandırmaca olduğunu ve burjuva sınıfının mülksüzleştirilmesi gerektiğini savunan marksist görüşün bu bahsi geçen cümlelerle mücadele etmesi gerektiğini vurgularlar. Bu görüşü savunanlara göre; kapitalizm koşullarında bu kavramların içi boştur ve sadece göstermeliktir. Devamı...


Laskarina Bouboulina (Yunanca Λασκαρίνα Μπουμπουλίνα; Arnavutça Dhaskarina Pinoçi, d. 11 Mayıs 1771 Konstantinopolis; ö. 22 Mayıs 1825 Spetses) Yunan kurtuluş savaşının kadın kahramanlarından biridir. Arvanit bir aileden gelen Bouboulina, denizci Stavrianos Pinotsis (arnavutça Stavro Pinoçi) ve onun karısı Skevo'nun kızıdır. Konstantinopolis'te, annesinin babasını 1770 Mora ayaklanmalarına katılması nedeniyle tutuklu bulunduğu bir hapishanede ziyareti sırasında doğmuştur. Babasının ölümünden sonra annesi ile birlikte 4 yıl yaşamış, annesinin yeniden evlenmesi üzerine Spetses'te 8 üvey kardeşiyle birlikte büyümüştür.

Bouboulina 17 yaşındaki Dimitrios Giannouzas ile ve 30 yaşındaki Dimitrios Bouboulis ile evlilik yaşamıştır. Her ikiside denizci olarak korsanlarla savaşırken hayatlarını kaybetmişlerdir. 1811 yılına gelindiğinde Bouboulina 2 kez dul kalmış ve 7 çocuğun annesi durumunda olmasına rağmen, aynı zamanda da kocalarından sahip olduğu miraslar sayesinde oldukça zengindi. Devamı...


6 Mayıs
Salmonella enterica çubuk şekilli, kamçılı, Gram-negatif bir bakteridir ve Salmonella cinsinin bir üyesidir.

S. enterica'nın olağanüstü çok sayıda serovarları veya suşları mevcuttur. 2000'den fazlası betimlenmiştir. Salmonella enterica Serovar Typhi (tarihsel olarak S. typhi adıyla tür seviyesine yükseltilmiştir) tifonun hastalık etmenidir. Typhimurium gibi diğer serovarları (S. typhimurium olarak da bilinir) salmonellozis olarak bilinen bir insan gastroenterit tipine neden olabilir. Typhi and Typhimurium LT2 serovarlarının genom dizinleri belirlenmiştir. Ayrıca, Typhimurium LT2'nin proteomunun farklı çevresel şartlardaki değişiminin analizi de yapılmıştır. Salmonella typhi (evvelden Salmonella choleraesuis olarak bilinen) Salmonella enterica'nın bir serovarıdır ve tifonun nedenidir. Organizma dışkı yoluyla (fekal-oral yolla) iletilir — İnsanlarda dışkı yoluyla atılır ve kirli su, gıda veya dokunma yoluyla bulaşır. Salmonella typhi üç ana antijenik faktöre sahiptir: O, veya somatik antijen; Vi, veya kapsül antijeni; ve H, veya kamçı (flagella) antijeni. Çoğu salmonellozis vakası S. enterica tarafından enfekte olmuş gıdalardan kanaklanır. Büyükbaş ve kümes hayvanları sıkça bu bakteri tarafından enfekte olurlar, ama ev kedileri ve evcil hamsterlerin de insan enfeksiyonlarının kaynağı olduğu gösterilmiştir. Elektrikli süpürge torbalarının incelenmesinde ev ortamının da bakteri için bir rezervuar olabileceğini görülmüştür; ancak bunun olasılığı ev halkından birinin bir enfeksiyon kaynağıyla teması halinde söz konusudur, örneğin birisi hayvancılıkla uğraşıyorsa veya veterinerlikte çalışıyorsa. (Devamı...)


Sir Edward Elgar (d. 2 Haziran 1857, Broadheath, Birleşik Krallık - ö. 23 Şubat, 1934, Worcester, Birleşik Krallık) Britanyali geç romantik stili müzik bestecisi ve orkestra şefi.

Edward Elgar'ın hazırladığı eserlerin çoğu Britanya ve uluslararası klasik batı müziği konserleri repretuvarına girmiştir. Orkestra için bestelediği ilk önemli eseri olan "Enigma Varyasyonları" çok büyük sükse kazanmıştır. Sonra oratoryolar, oda müziği eserleri, senfoniler, enstrumental konçertolar, keman ve viyolonsel için konçertolar, birkaç koro eseri (bunlar arasında popüler "Gerontius'un Rüyası" vardır) ve şarkılar da bestelemiştir. Bestelediği müzik arasında "Pomp ve Circumstance" marşları bulunmakta ve bu marşlardan ilki olan "Land of Hope and Glory" Ingıltere'nin ikinci gayriresmî milli marşı şeklini almıştır ve İngiltre'de önemli konserlerde (örneğin yıllık BBC Prom konserlerinden sonuncusunda) seyircinin yüksek sesle şarkısını söyleyerek orkestraya katılması bir gelenek haline gelmiştir. Diğer ülkelerde aynı müzik marşları düğün ve nikâhlarda çalınmaktadır. 1924'te ulusal bir şeref ve ödül olarak "Britanya Kraliyet Müzik Ustası (King's Master of Musick)" unvanı verilmiştir. Elgar çok kere tipik bir İngiliz bestecisi olduğu kabul edilmekle beraber, müziğine etki yapanlar İngiliz değil kıtasal Avrupa'dandılar. Hayatı boyunca Elgar kendini, sadece müziksel açıdan değil sosyal açıdan da, İngiliz cemiyetine bir yabancı gibi hissetmiştir. Britanya müzik çevrelerinde egemen olanlar akademik olarak yetişmişler ve akademik çalışmalar yapan müzisiyenlerken Elgar müzisiyen olarak kendi kendini yetiştirmişti. Britanya hristiyanlığı başta Anglikan Protestan olduğu için Elgar'ın Katolik mezhebinde olması bazı yüksek çeverelde şüpheler yaratmaktaydı. Britanya'da Krailçe Viktoriya döneminde ve Kral Edward döneminde sınıf farkları çok büyüktü ve yukarı sınıflara alt sınıflarai gayet küçümsemekteydiler; Elgar kariyerinde çok başarı kazanıp iyi tanındığı dönemlerde bile aslının alt sınıftan olduğu için yüksek sınıflardan kişilerin kendini küçümsemelerinie karşı çok hassastı. Buna rağmen çok yüksek rütbeli bir İngiliz ordu subayının kızı ile evlenmişti. Karısı ona hem müzik kariyeri ve hem de cemiyette sosyal gelişmesinde ilham sağlamıştır. (Devamı...)


7 Mayıs
Öpücük (FransızcaLe Baiser), Fransız heykeltıraş Auguste Rodin'in eseri olan 1882 tarihli mermer heykeldir. Sanat tarihinde romantik aşkın sembolü olmuş en ünlü eserlerdendir. Dante'nin İlahi Komedya'sında yer verilen yasak bir aşktan esinlenerek yapılmış olan eser, bir kaya üzerinde oturmuş iki çıplak sevgiliyi öpüşürken gösterir. Heykeldeki öpüşen çift, 13. yüzyılda yaşamış soylu bir İtalyan kadını olan Francesca da Rimini ile Paolo Malatesta'dır. Francesca'nın kocası tarafından yakalanıp katledilen ve aynı mezara birlikte gömülen aşıkların öyküsü, 19. yüzyıl sanatçılarının sıklıkla işlediği bir temadır. Rodin hayatı boyunca bu heykelin üç adet büyük boyutlu ve pek çok küçük boyutlu versiyonunu üretmiştir. Fransız hükûmetinin siparişi olan ilk büyük boyutlu mermer heykel, 1918'den beri Paris'teki Rodin Müzesi'nde sergilenmektedir. (Devamı...)

Yeni Demokrasi Mao Zedong'un "dört sınıf bloğu" teorisi kapsamında, Çin Devrimi sonrasında kurulan Çin'deki demokrasi anlayışını ifade eden terimdir. Bu teoriye göre devrim sonrası Çin'de gelişecek demokrasi farklı bir yol izleyecek, Batılı devletlerde yer alan parlamenter sistem ve liberal ekonomiden farklı olarak, Sovyet türünde bir örgütlenme modeli ve Sovyetler Birliği ekonomisi türüne adapte olmuş bir demokrasi türü oluşacaktı. Bu kavramın literatüre girmesinin ardından geçen sürede, Yeni Demokrasi kavramı benzer gerekçeler ile diğer ülke ve bölgelerde uyarlanmıştır. Yeni Demokrasi, feodalizm ya da onun uzantısı feodal sosyalizmi devirmek ve sömürgecilikten bağımsızlık elde etmeyi amaçlamaktadır. Mao Zedong'a göre bunların gerçekleşebilmesi için ise Karl Marx ve Vladimir Lenin'in belirttiği burjuva sınıfıyla mücadele etme önerisini daha geniş bir paydaya bölüştürmek gereklidir. Buna göre sosyalizme doğrudan varmak için eski egemen düzenle mücadele eden işçi sınıfı, köylü sınıfı, şehir küçük-burjuvazisi ve millî burjuvazinin koalisyonuna ihtiyaç vardır ve bu yolla eski kapitalist düzene karşı mücadele edilmelidir. Bu koalisyon, işçi sınıfının ve onun öncü partisi olan komünist parti rehberliğinde olacaktır. Bu ittifak kapsamında, Çinli komünistlerin yeni demokratik düzen adını verdiği tam gelişmiş sosyalizm ve komünizm hedeflerine ulaşmak için, koalisyondaki sınıfların birbirleriyle olan sınıfsal mücadelelerine ve sınıf çıkarlarına önem atfedilmez, komünistlerle birlikte mücadele etmeleri yeterlidir. (Devamı...)

8 Mayıs
Yuhanna İncili Yuhanna İncili, Yeni Ahit'in ilk dört bölümünü meydan getiren kanonik incillerden sonuncusudur. Kelime anlamı olarak "sevgili" veya "sevilen" demektir.

Vaftizci Yahya'nın dini faaliyetlerinden, İsa'nın göğe yükselişine kadar olan zaman aralığını kapsar. Yuhanna İncili, İsa'nın kilisesinin oluşumunu anlatır. Cennetteki krallığından insanlığa yol göstermeye devam edeceği vurgulanır. Bu anlamda, diğer inciller gibi belirli bir kesimi değil, tüm insanlığı hedeflediği düşünülebilir. "Dünya" kelimesi birçok yerde tekrarlanır. Diğer İncillerde vurgulanan İsa'nın insani veya dünyevi faaliyetlerinden ziyade doktrinlerine geniş yer ayırır. Bu açıdan bakıldığında Yuhanna incili gerek tasvir gerekse teolojik olarak Sinoptik İncillerden bağımsız ve farklıdır. Yuhanna İncili, 27 kitaptan oluşan Yeni Ahit'in en felsefi, mistik ve sembolik bölümüdür, bazı araştırmacılarca Hint ve Yunan gizem kültlerinden etkilendiği iddia edilir. İsa'nın tanrısallığına ve özüne vurgu yapılır, İsa'nın başlangıçtaki "logos" olduğu söylenir. Devamı...


Gideon Sundback (24 Nisan 1880, İsveç – 21 Haziran 1954, ABD) İsveçli elektrik mühendisi. Gideon Sundback fermuarın geliştiricisi olarak bilinir.

Otto Fredrik Gideon Sundback İsveç'te doğdu. Çok zengin bir çiftçinin oğluydu. İsveç'te eğitimini tamamladıktan sonra Almanya'ya gitti. 1903 yılında mühendislik sınavına girdi. 1905 yılında Amerika Birleşik Devletleri'ne göç etti. 1905 yılında Pittsburgh'da Westinghouse elektrik şirketinde çalışmaya başladı. 1906'da New Jersey'deki Universal Fastener şirketine geçti. Daha sonra aynı şirkette baş tasarımcılığa terfi etti. 1909'da Elvira Aronson ile evlendi. Sundback 1906 ile 1914 yılları arasında Talon isimli bir firmada çalışırken fermuar ile ilgili birçok gelişmeye imza attı. Elias Howe, Max Wolff, ve Whitcomb Judson gibi kendinden önceki mühendislerin bu alandaki çalışmalarını ilerletti. Sundback fermuarın gelişimine büyük katkılarda bulundu. Ayrıca fermuar üreten bir makine de yaptı. 1951 yılında mühendislik alanındaki başarılarından ötürü İsveç Kraliyet Akademisi tarafından altın madalya ile ödüllendirildi. 1954 yılında geçirdiği bir kalp krizi neticesinde yaşamını yitirdi. 2006 yılında ABD'li National Inventors Hall of Fame vakfı tarafından fermuar ile ilgili yaptığı çalışmalarından dolayı onurlandırıldı. (Devamı...)


9 Mayıs
1980 Yaz Olimpiyatları resmi olarak XXII. Olimpiyat Oyunları, Sovyetler Birliği'nin başkenti Moskova'da yapılan çok sporlu etkinlik.

1980 Yaz Olimpiyatları, 1979'da Sovyetler Birliği'nin Afganistan'ı işgal etmesi gerekçesiyle ABD önderliğinde boykot edildi. Bu nedenle sadece 80 ülkenin temsil edildiği Moskova Olimpiyatları'nda Japonya, Batı Almanya ve ABD gibi kayda değer ülkelerin takımları katılmadı. Batı ülkeleri Moskova Olimpiyatları'ndan genelde düşük standartlara sahip bir organizasyon olarak bahsedegeldiler ve sonuçlarla kazanılan madalyaların sportif değerine şüphe düşürdüler. Ancak en üst seviyede olmasa da, kırılan 36 dünya rekoru, 39 Avrupa rekoru ve 73 Olimpiyat rekoru ile sergilenen üst düzey beceri nedeniyle, Moskova Olimpiyatları için standartların altında olduğunu söylemek oldukça güçtür. Moskova Olimpiyatları Doğu Avrupa'da düzenlenmiş ilk olimpiyat oyunudur. Bu organizasyonu yapmaya diğer aday Los Angeles şehriydi. İkisi arasındaki seçim, 31 Ekim 1974 tarihinde Uluslararası Olimpiyat Komitesi'nin (IOC) 75. toplantısının yapıldığı Avusturya'nın Viyana şehrinde yapıldı. Moskova, Los Angeles'i 20'ye karşı 39 oyla geçti. Eski adı Dahomey olan Benin ile eskiden Rodezya adını taşıyan Zimbabve ilk kez yeni adlarıyla 1980 Yaz Olimpiyatları'na katıldılar. (Devamı...)


Nikola Tesla ( Sırp Kiril: Никола Тесла, 10 Temmuz 1856, Smiljan (Gospić) – 7 Ocak 1943, New York), Sırp kökenli Amerikalı mucit, fizikçi ve elektrofizik uzmanı. Aslında dünyadaki bilim ve teknoloji yapısını tam anlamıyla 'kökünden' değiştirebilecek birçok 'kullanılan ve kullanılmayan' deneye/buluşa da imza atmıştır. Özellikle 'elektriğin kablosuz taşınabilmesi' gibi bir buluşu ve bunu kanıtlaması onun ne kadar benzersiz bir mucit olduğunu açıklar. Thomas Edison ile arasında amansız bir bilimsel mücadele geçmiştir. Elektrik üzerine yaptığı sayısız deneyler ve buluşlar vardır. 7 Ocak 1943 itibarıyla, yirmi altı ülkede kendisine ait üç yüze yakın patenti bulunmaktaydı. New York'ta ve çoğu eyalette 10 Temmuz, Tesla Günü olarak kutlanır. Manhattan'da 40.Sokak ve 6.Cadde köşesine ismi verilmiştir. Time dergisi 1931 yılında, Tesla'nın doğumunun 75. yıldönümünde kapak resmi olarak onu seçmiştir.

Babası bir papaz olan Tesla'nın annesi okuyup yazamamasına karşın, halk arasında pratik ev gereçleri mucidi olarak bilinirdi. Nikola'ya göre annesi, yaratıcı dahi olmaya adaydı. Babası her zaman papaz olmasını istiyordu, Tesla ise mühendislik okumayı istiyordu. Tesla ölümcül bir hastalık sırasında, mühendislik okursam çok daha iyi olurum demiş, babası da onu kıramamıştır. (Devamı...)


10 Mayıs
Michigan Gölü ABD'deki beş Büyük Göller'den biri.

ABD'nin kuzeyinde Mackinac Boğazı'yla Huron Gölüne bağlanır. Kuzey kısmı yılda dört ay kadar donan gölde şiddetli fırtınalara rağmen ulaşım canlıdır. Büyük Göller içinde tamamı ABD'de olan tek göldür. ABD eyaletleri Indiana, Illinois, Wisconsin ve Michigan sınırlarındadır. Deniz seviyesinde 176 m yüksekte olan Michigan Gölü en derin yerinde 281 metredir ve 58.016 km² bir alana sahiptir. Uzunluğu 494 km, genişliği 190 km olan gölün kıyı şeridi 2.633 km boyunca uzanır. Michigan Gölü adını, Michigan Eyaleti'nden değil tam tersi eyalet ismini bu gölden alır. Adının Anişinabe Kızılderilileri dilinde büyük su anlamına gelen Mishi-gami 'den türediğine inanılır. (Devamı...)


İşi (d. 1860 – ö. 25 Mart 1916), Kaliforniya'da yaşayan Yanaların Yahiler grubunun son mensubuna verilen ad. Kuzey Kaliforniya'da, Avrupalı Amerikan kültürünün tamamen dışında yaşayan son Kızılderili olduğu kabul edilir. Atalarının yaşadığı Lassen Peak yamaçlarından ayrılarak vahşi doğayı geride bırakan İşi, Oroville yakınlarında ortaya çıktı. Yana Soykırımından kurtulabilen son Kızılderilidir.

Yahi nüfusunun Avrupalılar ile temas kurmadan önce yaklaşık 3,000 civarında olduğu tahmin ediliyor. İşi ve ailesi, 1865 yılında Three Knolls Katliamı'nın kurbanları oldular. Olayda sadece 30 Yahi canını kurtarabildi. Sığır güden bir grup Amerikalı hayatta kalan Yahilerin yarısını daha öldürünce, geriye kalanlar 40 yıl saklanmayı başardı. Bu zaman içinde İşi'nin annesi ve akrabaları öldü. İşi ise 29 Ağustos 1911 tarihinde bir grup kasap tarafından Oroville yakınlarındaki bir ağılda bulununca "Ben hic kimseyim, cunku bana isim verecek kimse kalmadi" der. Adını antropolog Alfred Kroeber koyar: İşi kelimesi, Yana dilinin Yahi lehçesinde "adam" anlamına gelmekte. Kaliforniya Üniversitesi'nin San Francisco kampüsünde bulunan Antropoloji Müzesi'ne yerleştirilen İşi, hayatının geri kalan kısmını tutsak olarak geçirir. İşi, 1916 yılında tüberküloz hastalığından ölene kadar "Yahi kulturunun yeniden insasini saglama" gerekcesiyle onu inceler, onunla konusur, her adimini belgelerler. Otopsiden zor kurtulur. Beyni saklanip, hala sergilenen olu yuzunun maski alinip, bedeni yakilir. Kitaplara, filmlere konu olur. (Devamı...)


11 Mayıs
Kış Masalı (İngilizce özgün adı: The Winter's Tale) ünlü İngiliz oyun yazarı William Shakespeare tarafından yazılmış bir tiyatro eseridir. 1611'de ilk defa Shakespeare'in Saray (Court) Tiyatrosu'nda temsil edilmiştir. 1623'te ilk defa William Shakespeare'in eserlerinin tümünün basıldığı Birinci Folyo edisyonunda ilk defa basılı olarak görülür. Oyun ilk defa temsil edildiği zaman komedi olarak tanımlanmakla beraber, bazı modern editörler bu oyunu romans janrı içinde sınıflamaktadırlar. Diğer kritikler ise bu oyunu bir problem oyun olarak görmektedirler; çünkü oyunun başındaki üç perde çok güçlü psikolojik dramla dolu olmakta; fakat son iki perdede komedi unsuru başa çıkmakta ve oyun mutlu sonla bitmektedir. Bu oyun İngilizce konuşulan ülke sahnelerinde tam metni ile pek oynanmamış ve ancak çeşitli uyarlamaları ve kısımları popüler olarak ayrı temsil edilmiştir. (Devamı...)

Harold Godwinson veya II. Harold (1022-14 Ekim 1066) İngiltere'nin son Anglo-Sakson kralıdır.

Harold 6 Ocak 1066 tarihinden aynı yıl 14 Ekim günü yapılan Hastings Muharebesi'ne kadar başta kalmıştır. Muharebede, sonraları I. William olarak tahta çıkacak olan Normandiya Dükü William komutasındaki Normanlara yenilmiştir. Harold savaş meydanında hayatını kaybeden üç İngiltere kralının ilkidir. Harold, Wessex bölgesi Earlü olarak görev yapan Godwine ve eşi Gytha Thorkelsdóttir'in oğludur. Kız kardeşinin kralla evlenmesinden dolayı Harold 1045 yılında Doğu Anglia Earlü olur. (Devamı...)


12 Mayıs
Yulaf (Avena), bol nişastalı taneleri (tohumları) için yetiştirilen bir tarım bitkisi. Daha çok hayvan yemi olarak kullanılan bu tahıldan insanların beslenmesinde de yararlanılır. Bir yulaf tarlası, buğday ya da arpa başaklarına benzemeyen, salkım biçimindeki dağınık başakları sayesinde öbürlerinden kolayca ayırt edilebilir. Sapçıkların ucunda bulunan başakcıkların her biri iki ya da üç tohum içerir. Dışları kılıfta (iç kavuz) örtülü olan bu tohumların ikisini (ya da üçünü) birden yeniden zarsı iki yaprak (dış kavuz) kuşatır.

Yulafın beyaz, siyah, sarı, kırmızı ya da boz tohumlu, kısa ya da uzun saplı pek çok çeşidi vardır. Tarım uzmanlarının öteden beri sürdürdükleri çalışmalarla değişik iklim ve toprak koşullarına uygun yulaf çeşitleri geliştirilmiştir. Örneğin, bunlardan kırmızı yulaf sıcak ve nemli iklimlerde yetiştirilir. Yulafın dünyaya, yabanıl olarak yetiştiği Asya'nın batısı ile Avrupa'nın doğusu arasında kalan bölgelerden yayıldığı sanılır. Yabanıl yulaflardan türeyerek günümüze ulaşmış olan kültür yulafları içinde en çok yetiştirileni hiç kuşkusuz Avena sativa türüdür. Bugün yulaf, arpa ve çavdardan daha büyük miktarlarda üretilen bir tahıldır. Serin ve nemli iklimleri sevdiği için en iyi Avrupa'nın batı ve İskandinav ülkelerinini de içine alan kuzey bölümlerinde, Rusya'da ve Kuzey Amerika'da yetişir. Bununla birlikte Avustralya ve Yeni Zelanda'da da ekilir. Yulaf fazla yağış almayan kurak yerlerde kalın kavuzlu, uzunca tohumlar verir. ABD ve Rusya dünyanın en çok yulaf üreten ülkeleridir; ama, İskoçya, İsveç ve Finlandiya gibi küçük kuzey ülkelerinde, buğday ve çavdardan daha iyi ürün verdiği için yulaftan geniş ölçüde yararlanılır. Türkiye'de ise başlıca Marmara, Ege ve İç Anadolu bölgelerinde yetiştirilen yulafın üretimi 350 bin tona yaklaşır. (Devamı...)


Caetano Veloso ya da tam adıyla Caetano Emanuel Viana Teles Veloso, (d. 7 Ağustos 1942) Brezilyalı besteci, şarkıcı, gitarist, yazar ve siyasal aktivist.

Yüzyılın en iyi şarkı sözü yazarlarından birisi olarak tanınmış ve Brezilya'nın Bob Dylan'ı sayılmıştır. Veloso en çok, Brezilya askeri diktatörlüğünün başlangıç yıllarında tiyatro, şiir ve 1960'ların müziğini kuşatan Brezilya müzik hareketi "Tropicalismo” akımına katkılarıyla tanınmıştır. Veloso, Brezilya’nın kuzeydoğu bölgesinde bulunan Bahia eyaletinde dünyaya geldi. Fakat daha sonra 1960 yılı ortalarında üniversite eğitimi aldığı Rio de Janeiro eyaletine taşındı. Rio de Janeiro’ya taşındıktan sonra bir müzik yarışmasını kazandı ve ilk plak anlaşmasını imzaladı. Bu süreç içerisinde kız kardeşi Maria Bethania’nında bulunduğu bir grup müzisyenle birlikte Tropicalismo akımının kurucularından birisi oldu. Ancak Brezilya hükümeti Veloso’nun müziğini ve siyasal üslübunu sakıncalı buldu ve bir diğer müzisyen Gilberto Gil'le beraber 1969 yılında tutuklandılar. İki müzisyen daha sonra Brezilya’yı terkedip Londra’ya yerleşseler de 1972 yılında geri döndüler. Veloso, vatanına geri döndükten sonra kayıt ve konserlerine başladı ve 1980 ve 1990’lı yıllarda Brezilya dışındaki ülkelerde de popüler olmaya başladı. Şimdiye kadar beş adet Latin Müzik ve Sahne Sanatları Ödülü'nü kazandı. 2004 yılında “A Foreign Sound” adlı ilk ingilizce albümünü kaydetti. Albüm pek çok Amerikan standardını içerisinde barındırmaktadır. (Devamı...)


13 Mayıs
Bakır  (Ingilizce copper, Almanca Kupfer, Fransızca cuivre, Latince cuprum), 1B geçiş grubu elementi. Kıbrıs'ta kaynakları bolca rastlandığından tüm dillerdeki isimlerinin Cyprus kelimesinden türediği tahmin edilmektedir. Simyacılar tarafından Venüs aynası ile gösterilmiştir.

Bakırın önemi, başlıca üç nedenden kaynaklanmaktadır. Dünya'nın hemen hemen tüm bölgelerinde bulunması nedeniyle geniş ölçüde üretiminin yapılabilmesi, elektriği diğer bütün metaller içinde gümüşten sonra en iyi ileten metal olması, endüstriyel önemi yüksek, pirinç, bronz gibi alaşımlar yapmasıdır. Şu şekilde sınıflandırılmaktadır; Hidrotermal orijine sahip, emprenye olmuş bakır yatakları. Bunlara porfir yataklar da denmektedir. 1970 yılı itibarıyla Dünya üretiminin yaklaşık %50'si bu çeşit yataklardan elde edilmiştir. Bu tip yataklara ABD, Şili, Peru ve Kanada'da rastlanmaktadır. Sedimenter yapıdaki maden yatakları. Kalker veya dolomit mineralleri içinde bulunurlar. Daha ziyade Orta Afrika’da rastlanır. Dünya bakır üretiminin %17'si bu yataklardan sağlanır. Sıvı magma asıllı maden yatakları. Bakır ile birlikte çoğu zaman nikel de taşırlar. Bunlara volkanik-sedimenter yataklar da denir. Dünya’nın birçok ülkesinde, özellikle Kanada, Avustralya ve pek çok Avrupa ülkesinde rastlanılır. Devamı...


Saddam Hüseyin  ya da tam adıyla Saddam Hüseyin Abdülmecid El-Tikriti (Arapçaصدام حسين عبد المجيد التكريتي; d. 28 Nisan 1937, El Avja, Tikrit - ö. 30 Aralık 2006, Kadimiye, Bağdat), Irak'ın beşinci cumhurbaşkanı (1979-2003).

Arap milliyetçiliği ile Arap sosyalizminin bir karışımı olan Baasçılığı benimsemiş olan Baas Partisi'nin ve daha sonra Baas Partisi Irak Kolu'nun önde gelen bir üyesi olarak bu partiyi iktidara taşıyan 1968 darbesinde anahtar rol oynamıştır. Saddam Hüseyin 1979'da resmen Irak'ın devlet başkanı olmasına rağmen aslında bu tarihten çok daha önce de facto anlamda ülkede iktidar sahibiydi. Sağlığı iyi durumda olmayan Cumhurbaşkanı Ahmed Hasan el Bekir'in yardımcısı olarak, Baas hükümetini yıkabileceğini düşündüğü ülke içindeki pek çok güç odağına karşı doğrudan kendisi tarafından yönetilen güvenlik güçleri oluşturdu. 1970'lerin başlarında petrol ve diğer endüstrileri millileştirdi. 1970'li yıllar boyunca petrol gelirleriyle Irak hızlı bir ekonomik büyüme yaşarken Saddam Hüseyin de devlet mekanizmaları üzerindeki otoritesini giderek sağlamlaştırdı. Bu dönemde Irak nüfusunun yalnızca beşte birini oluşturmalarına rağmen Sünni Araplar ülke yönetiminde pek çok kilit kademeye getirildi. Hükümeti devirmeye çalışan veya bağımsızlık çabasına girişen Şiiler ve Kürtlere karşı pek çok kez sindirme girişiminde bulundu. Saddam Hüseyin, İran-Irak ve Körfez savaşlarından sonra iktidarını korumayı başardı. İsrail'e karşı olan tutumuyla özellikle Arap dünyasında belirli bir saygınlık kazanmış olmakla birlikte, özellikle Batı dünyasında genel olarak zalim bir diktatör olarak tanımlandı. Devamı...


14 Mayıs
Kar beyaz, parlak, çoğunlukla altıgen şekilli, buz kristallerinden oluşan bir yağış çeşididir. Buz kristalleri 0 °C altında su buharının Yoğunlaşması ile oluşur.

Çok sayıda kar kristal çeşidi olmasına rağmen hepsi altı köşelidir. Kar tanelerinin kristal yapıları birbirinin tıpa tıp aynısı değildir. Mikroskopla büyütülen kar taneleri üzerinde yapılan araştırmalarda, kristal yapıları birbirinin aynı olan iki kar tanesine rastlanmamıştır. Kar kristalleri üzerinde ilk araştırmaları yapan Amerikalı Wilson Bentley, gördüğü muhteşem sanat karşısında adeta büyülenmiş ve elli yıl boyunca sürekli kar kristali fotoğrafı çekmiştir. Elde ettiği 6000 resim içinde kristal yapıları birbirinin aynı olan iki kar tanesine rastlayamamıştır. Daha sonraları diğer bilim adamlarının sürdürdüğü çalışmalar neticesinde şimdiye kadar kar tanecikleri arasında aynı büyüklükte, aynı şekilde ve aynı sayıda su molekülü ihtiva eden iki kristal bile bulunamamıştır. Kar kristallerinin şekillerinin çok fazla çeşitlilik göstermesi, popüler olan "birbirine benzer iki tane yok" ifadesine yol açmıştır. İstatistik olarak mümkün olmasına rağmen, yere inerken kristalin maruz kaldığı sıcaklık ve nem çok fazla değişkenlik gösterdiği için aynı şekilde iki kristal oldukça ender oluşur. 1885 yılından itibaren mikroskopla fotoğraflama yöntemi ile ikiz kar kristali arama girişimleri sonucunda bugün binlerce kar kristalinin farklı varyasyonlarını bilmekteyiz. Aynı koşullarda oluşan kar kristallerinin birbirlerine benzer olmaları, oluşum ortamları birbirine ne kadar çok benzerse, o kadar olasıdır. Birbirinin aynısı iki kar kristali 1988 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nin Wisconsin eyaletinde tespit edilmiştir. Çapları 2–4 mm, ağırlıkları ise yaklaşık 0,005 gram olan kar tanecikleri havanın gösterdiği direnç sebebiyle süzülerek (limit hızla) yere inerler. Bu inme sırasında tanecikler birbirlerini ittiklerinden yapışmazlar. Özelliklerini koruyarak yere inerler. Bunlar güneş ışığını tamamen yansıttıkları için beyaz olarak görülürler. Kar yağışı genellikle hava sıcaklığı -4 °C ilâ -20 °C arasındayken olur. Bu yağış, sıcaklık sıfırın altında birkaç derece olduğunda ağır, nemli, ebatları bir santimetreye ulaşan parçalar halinde gerçekleşir. “Lapa lapa kar yağması” tabiri bu durum için kullanılır. Atmosfer ile toprağın sıcaklıkları eşit olursa yüzeye ulaşan kar hemen erimez. Toprak sıcaklığı atmosfer sıcaklığının üzerinde ise, yere düşen kar kısa sürede erir. (Devamı...)


Clint Eastwood (d. 31 Mayıs 1930, San Francisco), Amerikalı sinema oyuncusu, yönetmen, yapımcı, besteci.

Clint Eastwood, 31 Mayıs 1930'da çelik işçisi babanın oğlu olarak dünyaya geldi. 1950'li yıllarda B sınıfı filmlerde haftalık 75 dolarlık bir ücretle yan karakterleri oynadı. Bazı stüdyolar, adem elmasının çok çıkık olduğu gerekçesiyle kendisine rol vermediler. Eastwood, oyunculuk konusundaki kararlılığını koruyarak ve oynadığı filmlerden arta kalan zamanlarında yüzme havuzları için çukur kazarak hayatını devam ettirdi. İlk çıkışını, 1959-1966 yılları arasında yayınlanan Rawhide adlı televizyon dizisindeki Rowdy Yates karakterini canlandırarak yaptı. Ancak Eastwood'un asıl çıkışı, 1964 yapımı A Fistful Of Dollars ve takiben 1965 yapımı For a Few Dollars More filmi ile olmuştur. 1966 senesinde, aynı serinin son filmi The Good, The Bad And The Ugly ile Eastwood, artık dünya çapında tanınan bir aktör haline geldi. 1971 yılında Play Misty For Me ve The Beguiled filmleri ile büyük bir başarı yakaladı. Yine 1971 yapımı Dirty Harry isimli filmde, kendi yöntemleri ile suçluları yakalayan müfettiş Harry Callahan rolü ile, o güne dek canlandırılmamış olan "kendi başına buyruk" polis karakteri imgesini geliştirdi. 1980'li yıllarda, iyi yapımlarda oynamış olmasına rağmen, önceki yıllar kadar büyük çıkışlar yapamadı. Ama 1990'ların başında, gerek yönettiği, gerekse oynadığı filmlerle sinema dünyasına yeni sürprizler kazandırdı. 1992'de yönettiği ve oynadığı Unforgiven adlı film ile en iyi yönetmen Oscar'ını kazandı ve en iyi aktör ödülüne aday gösterildi. Eastwood bu güne kadar, 60'tan fazla film ve TV yapımında oynamış, 30 film yönetmiş, 25 filmin yapımcılığını üstlenmiş, 10 filmin müziklerini bestelemiş ve soundtrack'lerine imza atmıştır. (Devamı...)


15 Mayıs
Unutmabeni (Unutma beni olarak da yazılır), bilimsel ismi ile Myosotis (Yunanca: "fare kulağı") olan bir çiçekli bitki cinsidir. Boraginaceae familyasından olan cinsin bilimsel adı Yunanca "fare kulağı" anlamına gelir ki bu isim çiçeğin yapraklarının şekline atıfta bulunur. Yaygın ismi olan Unutma Beni isminin kökeni çiçeğin Fransızcada yaygın bir şekilde ne m'oubliez pas (Türkçesi: "Beni unutma" veya "Unutma beni") deyişiyle anılmasıdır ki Fransızcadan bu kullanım İngilizceye de geçmiş ve Orta Çağ'dan beri çiçek İngilizcede de "unutma beni" anlamına gelen Forget-me-not olarak anılmaktadır. Birçok başka dilde de çiçeğe benzeri isimler verilmiştir. Özellikle bahçelerde yetiştirilen, kültive edilmiş formlarında birkaç renk birden görülebilir. Mavinin dışında yaygın Unutmabeni renkleri beyaz ve pembedir.

Yaklaşık elli tür barındıran cins oldukça çeşitlidir. Türlerin büyük bir kısmı küçük (yaklaşık 1 cm veya daha küçük çapta) ve yassı 5 mavi taçyaprağa sahip çiçekler açarlar. Baharda açan çiçeklerde renk çeşitliliği sıklıkla görülebilir; genel olan mavi rengin dışında beyaz ve pembe renkler de sıklıkla görülebilir. Gölgeyi tercih eden bitki bahçelerde oldukça yaygındır ve kültive edilmiş olanları sıklıkla birkaç renkte çiçek açarlar. Oldukça geniş bir alana dağılmış olan cinsin birçok çeşidi Yeni Zelanda'ya özgüyken, birkaç Avrupa türü mevcuttur. Çiçeğin bazı türleri, özellikle de Myosotis sylvatica, Avrupa, Asya ve Amerika'daki ılıman bölgelere götürülmüştür ve buralarda da görülebilir. ABD'de Myosotis alpestris Alaska eyaletinin resmi çiçeğidir. (Devamı...)


Hakuşaku (Kont) Kuroda Kiyotaka (Japonca Japonca黒田清隆; d. 21 Kasım 1840, Satsuma - ö. 25 Ağustos 1900, Tokyo, Japonya), Japonya'da imparatorluk yönetiminin yeniden kurulmasıyla sonuçlanan Meici Restorasyonu'nda (1868) önemli rol oynayan ve Nisan 1888 - Ekim 1889 arasında başbakanlık yapan devlet adamı. Meici Anayasası'nın yürürlüğe girmesinden (1889), 1930'ların başına değin Japon hükümetine egemen olan genro'nun ilk üyelerinden biridir.

Boshin Savaşı'nda (1868-69), Meici hükümeti adına ülkenin kuzeyindeki Hokkaido Adasını ele geçiren imparatorluk kuvvetlerine komuta etti. 1870'te bu geri kalmış bölgeyi yerleşime açıp kalkındırmakla görevlendirildi. Adaya Amerikalı tarım uzmanları getirip göçmenlere mali kaynak sağlayan ve yeni sanayilerin kurulmasını özendiren Kuroda'nın çabaları sonucu, 10 yıl içinde nüfus dört katına çıktı ve üretimde önemli artışlar sağlandı. Böylece Hokkaido, Rus yayılmacılığına karşı en iyi korunan Japon adalarından biri surumuna geldi. Hükümette hızla yükselen Kuroda, 1879'da halkın temsilcilerinden oluşan bir meclis kurulmasını engellemeye çalışmış tek hükümet üyesi olmasına karşın, 1888'de başbakanlığa getirildi. Ama Japonya'nın Avrupa devletlerinin baskıları karşısında 1850'lerde imzalamak zorunda kaldığı "eşitsiz antlaşmalar"ın gözden geçirilmesi konusunda doğan bir anlaşmazlık nedeniyle 18 ay sonra başbakanlıktan istifa etti. Bununla birlikte hükümette başka görevler üstlenmeyi sürdürdü ve genro'nun önde gelen bir üyesi olarak ölümüne değin hükümetin izlediği politikalar üzerindeki etkisini korudu. (Devamı...)


16 Mayıs
Ludwigshafen yangını 3 Şubat 2008'de Almanya'nın güneybatısındaki Ludwigshafen kentinde bir Türk'ün evinde çıkan yangın.

Yangında 9 Türk öldü, ölen Gaziantepli aile Alevi Bektaşi Dergahı'na bağlıydı. Yangında 60 kişi yaralanmasıyla sonuçlanmış ve itfaiye görevlilerinin 26 saat süren çalışması sonunda söndürülebilmiştir. Yangının çıkış nedeni hakkında oluşan şüpheler sonucunda 50 kişilik bir araştırma heyeti kurulmuş, Türkiye ise 4 emniyet görevlisinden oluşan bir heyeti yangını araştırmak üzere Almanya'ya göndermiştir. Türkiye'nin araştırma heyeti göndermesi Alman Die Welt gazetesinde "Türk Güvensizliği" başlığıyla yayımlanan haberde Alman makamlarına olan güvensizliğin sonucu olduğunu iddia etmiştir.

Yangına birçok Alman ve Türk politikacı tarafından tepki gösterilmiştir. Bunun yanı sıra sivil toplum örgütleri, ülkedeki Almanlar ve Türkler tarafından ortak bir şekilde tepki göstermiştir. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı ile Almanya Başbakanı da yangından dolayı üzüntü duyduklarını belirtmişlerdir.

Yangın Türk basınında da geniş yankı bulmuştur. Basının konuya yaklaşımında etkili olan durum ise evdeki küçük bir kızın yangının bir Alman tarafından başlatıldığı yönündeki iddiaları olmuştur. İlk incelemelere göre yangının çıkış nedeni anlaşılamamış ancak yangının bodrumda başladığı tespit edilmiştir. (Devamı...)


Joachim Löw (Almanca telaffuz: [ˈjoːaxɪm ˈløːf], d. 3 Şubat 1960) Alman eski futbolcu ve teknik direktör. Şu an Almanya millî futbol takımını çalıştırmaktadır. Almanya, 2014 yılında Brezilya'da düzenlenen Dünya Kupası'nı almayı başarmıştır.

Löw 1978 yılında kariyerine 2. Bundesliga takımlarından SC Freiburg'da başladı. İki kez döndüğü (1982, 1985) takım en çok gol attığı takım oldu. 1980 yılında Bundesliga'da mücadele eden VfB Stuttgart takımına transfer oldu. Ama ilk 11'e girmekte zorluk yaşayan futbolcu sadece dört maçta forma giydi.

1981-82 sezonunda Eintracht Frankfurt'ta oynadı. Oynadığı 24 maçta 5 gol attı. Sonraki yıl Freiburg'a döndü. 1982-83 sezonunda 2. Bundesliga'da 34 maça çıktı ve 8 gol attı. 1983-84 sezonunda yine 2. Bundesliga'da 31 maçta 17 gol attı. 1984-85 sezonunu Bundesliga'da Karlsruher SC takımında geçirdi. Çıktığı 24 maçta 2 gol attı. Sonraki sezon yine Freiburg'a döndü. Dört yıl boyunca 116 maça çıktı ve 38 gol attı. Kariyerini İsviçre'de FC Schaffhausen (1989-1992) ve FC Winterthur (1992-1994) takımlarında oynayarak bitirdi. Löw ayrıca dört kez Almanya 21 yaş altı millî futbol takımı adına forma giydi.

Löw teknik direktörlük kariyerine hâlâ futbol oynarken FC Winterthur'un genç takımında başladı. 1994-95 sezonunda FC Frauenfeld takımında futbol oynarken teknik direktörlük yaptı. 1995-96 sezonunda VfB Stuttgart'ta teknik direktör Rolf Fringer'in yardımcılığını yaptı. Fringer İsviçre millî takımına geçince Ağustos 1996'da geçici teknik direktörlük yaptı. Sonra kalıcı oldu. (Devamı...)


17 Mayıs
Arkeoloji kazı bilimi veya kazıbilim; kazı vb. yöntemlerle ortaya çıkarılan tarihî yapıtları kültürel, sanatsal ve tarihsel yönden inceleyen bir bilimdir. Türkçeye yanlış bir şekilde "kazıbilim" olarak çevrilmiş olsa da kazı, arkeolojik araştırma yöntemlerinden sadece bir tanesidir. Arkeoloji asıl olarak insanlığın kültürel geçmişini, kültürlerin değişimini ve birbirleriyle ilişkilerini inceler.

Arkeoloji, Yunancadaki ἀρχé ar(ch)ke: eski, eskiden kalma ve ό λόγος logos: bilgi, bilim, öğreti, öğretme, tanımlama, ortaya koyma kelimelerinden türemiştir. Kelime anlamı olarak da "Eskinin -Bilgisi, -Bilmi, -Öğretisi, -Tanımlanması ve -Ortaya Çıkarılması" anlamlarına gelebilmektedir. Arkeoloji, kendi içinde birçok farklı bilim dalını barındırmaktadır. Bunlar arasında tarihöncesi (prehistorya) arkeolojisi, klasik arkeoloji, protohistorya ve önasya arkeolojisi, mısır arkeolojisi, tevrat arkeolojisi, ortaçağ arkeolojisi sayılabilir. (Devamı...)


Sarah Palin (d. 11 Şubat 1964), Alaska Valisi ve Cumhuriyetçi Parti'nin 2008 Amerika Birleşik Devletleri başkanlık seçimlerindeki başkan yardımcısı adayı olan Amerikalı siyasetçi. 4 Aralık 2006 tarihinde Alaska Valiliği'ne seçilen Palin'in 29 Ağustos 2008 tarihinde Cumhuriyetçi Parti'nin 2008 ABD başkanlık seçimleri'ndeki Başkan Adayı olan John McCain tarafından Başkan Yardımcısı Adayı olarak yarışacağı ilan edildi.

11 Şubat 1964'te Idaho eyaletindeki Sandpoint'da dünyaya geldi. Annesi Sarah Heath, bir okulda sekreter olarak çalışıyordu. Babası Charles R. Heath, fizik öğretmenliğinin yanı sıra atletizm antrenörlüğü yapıyordu. Baba ve annesinin kökenleri, İrlanda, İngiliz ve Alman göçmenlere dayanmaktadır. Sarah'nın anne ve babası 1964'te Alaska eyaletindeki Skagway'a taşındılar. (Devamı...)


18 Mayıs
Budizm günümüzde dünya üzerinde yaklaşık 500 milyonu aşkın inananı bulunan bir dindir. İlk önce Hindistan’da ortaya çıkmış, daha sonra zaman içinde , Güneydoğu ve Doğu Asya’da (Çin, Japonya, Kore, Moğolistan, Nepal, Sri Lanka, Tayland ve Tibet gibi ülkelerde) yayılmıştır.

Farklı bakış açılarına göre din veya felsefe olarak tanımlanan Budizm'in hedefi, hayattaki acı, ızdırap ve tatminsizliğin kaynaklarını açıklamak ve bunları gidermenin yollarını göstermektir. Budizm'de öğretilerin ana çatısını meditasyon gibi içe bakış yöntemleri, reenkarnasyon denilen doğum-ölüm döngüsünün tekrarı ve karma denilen neden-sonuç zinciri gibi kavramlar oluşturmaktadır. Budizm, Sanskritçe ve Pali dillerindeki eski Budist metinlerinde 'uyanmış kişi - farkında olan' anlamına gelen Buddha kelimesinden türetilmiştir. "Tarihî Buda" da denilen Siddhartha, Budizm'in kurucusu olarak kabul edilir. Siddharta’nın hayattaki acıların kaynağını açıklamak amacıyla yaptığı uzun çalışmalar sonucu ızdırabı sona erdirecek bir mânevî anlayışa ulaştığı ve böylelikle Budalık'a eriştiği kabul edilir. Budizm, Siddhartha Gautama'nın ölümünden sonra 500 sene boyunca Hint Yarımadası'nda, daha sonra Asya ve Dünya'nın geri kalanında yayılmaya başladı. Hindistan'da zamanla etkisini yitiren Budizm, Güneydoğu Asya ve Uzakdoğu kültüründe etkisini günümüze kadar devam ettirmiştir. (Devamı...)


Orson Welles (d. 6 Mayıs 1915, Kenosha - ö. 10 Ekim 1985, Los Angeles) ünlü Amerikalı aktör, yönetmen, yazar, yapımcı.

George Orson Welles, 6 Mayıs 1915 yılında Kenosha, Wisconsin'de doğdu. Orson tiyatro, televizyon ve radyo alanlarında yarattığı eserlerle 20. yüzyıla damgasını vuran bir sanatçıdır. Welles 2 yaşındayken yetişkin bir insan gibi konuşabiliyor, 3 yaşındayken her şeyi okuyabiliyor, 5 yaşındayken Shakespeare'in oyunlarını ezbere biliyor, vasisi tarafından kendisine hediye edilen kukla takımıyla Kral Lear'ı tek başına oynuyordu. 9 yaşındayken babasıyla çıktığı gezide Dünya'nın dörtte üçünü dolaşmış olan Welles, bu arada resim yapmayı öğreniyor, ünlü büyücü Houdini'den illüzyon dersi alıyordu. 10 yaşındayken Wisconsin gazetelerinden birinde kendisinden; 'Karikatürcü, oyuncu, şair ve sadece 10 yaşında' diye bahsediliyordu. 18 yaşındayken, okuduğu kolejdeki öğretmeni olan Roger Hill'le birlikte Shakespeare'in yazılmış bütün oyunlarını bir araya getiriyor ve Welles'in resimleriyle süslü olan 'Herkes için Shakespeare' adındaki bu baskı özellikle Amerikan kolejlerinde büyük ilgi uyandırarak 90.000 satıyordu. Annesi o sadece 9 yaşındayken, babası ise 15 yaşındayken öldü. Bir süre resim üzerine çalıştıktan sonra oyunculuk yapmaya başladı. Bu yıllarda evlendi. Bir süre radyoda da çalıştı. Sonra, 1938 yılındaki ünlü "Dünyalar Savaşı"nın radyo tiyatrosunda Amerikalıları dünyayı Marslıların istila ettiğine inandıracak yetenekte bir sunum yaptı. 1941'deki ilk filmi "Yurttaş Kane" ileride çok büyük ün yapacak olmasına rağmen, o sıralar Welles'e yüklüce bir para kaybettirdi. Daha bu ilk filmiyle, Welles o zamana kadarki sinema gelişimine yepyeni bir yön vermiş ve yenilikler getirmiştir. Özellikle, sinemanın anlatım potansiyelini ve yollarını farklı bir kompozisyonda kullandığı için bu film önemliydi. (Devamı...)


19 Mayıs
Uluslararası Para Fonu ya da daha çok bilinen kısaltmasıyla IMF (International Monetary Fund), küresel finansal düzeni takip etmek, borsa, döviz kurları, ödeme planları gibi konularda denetim ve organizasyon yapmak, aynı zamanda teknik ve finansal destek sağlamak gibi görevleri bulunan uluslararası bir organizasyondur. 1944 yılında ABD'nin New Hampshire eyaletindeki Bretton Woods'da kurulan ve 1947'de fiilen çalışmaya başlayan milletlerarası ekonomik meselelerle uğraşan bir teşkilattır. IMF "küresel para işbirliği, finansal istikrarı sağlamak, uluslararası ticareti kolaylaştırmak, yüksek istihdam ve sürdürülebilir ekonomik büyümeyi teşvik, ve dünya çapında yoksulluğu azaltmayı teşvik etmek için çalışan, 188 ülkenin üye olduğu organizasyondur. Kuruluşun belirtilen hedeflerinde, ödemeler dengesi ihtiyaçlarını karşılamak için üye ülkelerin mali kaynaklarını kullanılabilir hale de getirmekte dahil olmak üzere uluslararası ekonomik işbirliği, uluslararası ticaret, istihdam ve döviz kuru istikrarını teşvik edilmesi olarak tanımlanmaktadır. IMF'nin merkezi ABD'de, Washington, DC'de bulunmaktadır. Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarından sonra milletlerarası ekonomik meseleler karışık hale gelmiş, I. Dünya Savaşı'ndan sonra düşülen ekonomik buhranla savaş sonrası ekonomik depresyonlar da ekonomik ilişkileri tehdit eder bir vaziyet almıştı. (Devamı...)

George Smith Patton (d. 11 Kasım 1885 – ö. 21 Aralık 1945) II. Dünya Savaşı'nda Amerikan Ordusu'nun önde gelen komutanlarından biriydi. Tanklarla II. Dünya Savaşı'nın kaderini değiştirdi. 36 yıllık ordu hayatında her zaman zırhlı birliklerin savaşlardaki önemini savundu ve bunu II. Dünya Savaşı sırasında komuta ettiği ordularla ispatladı. Kuzey Afrika Cephesi'nde tank kolordusu komutanlığı, Husky Harekatı'nda ise zırhlı ordu komutanlığı yaptı.

İtalya'nın işgali sırasında emrindeki askerlerden bazılarına kötü muamele ettiği gerekçesiyle Normandiya Çıkarması sırasında kızakta beklemekteydi. Fakat çıkartma sonrası müttefik birlikler Alman savunması karşısında ilerleyemeyince, Dwight Eisenhower tarafından ve zırhlı ordular grubu komutanı olarak tekrar göreve çağırıldı. Fransa'nın işgali sırasında komuta ettiği zırhlı birlikler istenenden çok daha süratli biçimde Alman hatlarının gerisine dalınca, kendisini durdurmak için akaryakıt ikmali kesilip, arada durup geriden gelen birlikleri beklemek zorunda bırakıldı. Ardenler'de kışın son kez karşı taarruza geçip Müttefik Ordularını zor duruma düşüren Mareşal Gerd von Rundstedt komutasındaki Alman Ordularını bozguna uğrattı. Almanya'nın batısını işgal ettikten sonra, Sovyet Birliklerini Elbe nehri kıyılarında durdurdu. Daha sonra Alman ordusunu da müttefik olarak alıp, hep birlikte Sovyetler Birliği'ni işgal etmek gerektiğini söyledikten birkaç gün sonra, Almanya'da şüpheli bir trafik kazasında öldü. Patton, Üçüncü Ordu'nun diğer üyeleriyle birlikte Lüksemburg'un Hamm köyündeki Lüksemburg Amerikan Mezarlığı ve Anıtına gömüldü. (Devamı...)


20 Mayıs
Fizik (Antik Yunanca: φύσις fisisdoğa”) maddeyi, maddenin uzay-zamanda hareketini enerji ve kuvveti de kapsamak üzere bütün ilgili kavramlarla birlikte inceleyen doğa bilimidir. Daha genel olarak, evren ile ilgili nasılları cevaplamak için doğanın genel bir analizidir.

Fizik en eski akademik disiplinlerden biridir. 16. yüzyıldan bu yana kendi sınırlarını çizmiş modern bir bilim olmasına karşın, Bilimsel Devrim'den önce iki bin sene boyunca felsefe, kimya, matematik ve biyolojinin belli branşları ile eş anlamlı olarak kullanılmıştır. Buna karşın, matematiksel fizik ve kuantum kimyası gibi alanlardan dolayı fiziğin sınırlarını net olarak belirlemek güçtür. Fizik, diğer disiplinleri etkilemesi bakımından da önemlidir. Bunun nedeni kısmi olarak ondaki gelişmelerin genellikle teknolojiye uygulanmasıyken, fizikteki yeni fikirlerin matematik ve felsefe gibi diğer disiplinleri etkilemesinin katkısı da büyüktür. Örneğin, elektromanyetik ve nükleer fizikteki yenilikler günümüz toplumunun gelişmesinde önemli yer tutan televizyon, bilgisayar, elektrikli ev eşyaları, nükleer silahlar gibi ürünlerin, termodinamikteki yenilikler motorlu taşımanın, mekanikteki yenilikler kalkülüsün gelişmesine neden olmuştur. Fizik kuarklar, nötrinolar ve elektronlar gibi temel parçacıklardan galaksi süperkümelerine kadar çok geniş bir yelpazede birçok fenomeni inceler. Diğer her şeyin kendilerinden oluştuğu bu fenomenleri incelemesi itibarıyla fizik zaman zaman “temel bilim” olarak da anılır. Fizik doğadaki çeşit çeşit fenomeni daha basit fenomenlerle açıklamaya çalışır. Böylece fizik hem gözlemlenebilir şeyleri temel nedenlere indirgemeye hem de bu temel nedenleri birbirleriyle ilişkilendirmeye çalışır. (Devamı...)


Jean-Jacques Dessalines (d. 20 Eylül 1758 - ö. 17 Ekim 1806), Haiti Devriminden sonra 1804'te ülkesinin bağımsızlığını ilan eden Haiti imparatoru.

Batı Hint Adalarındaki Fransız sömürgesi olan Saint-Domingue'ye (Haiti) köle olarak getirildi. Siyah olan efendisinin yanında tarım işçisi olarak 1791'e değin çalıştıktan sonra, Fransız Devrimi'nin doğurduğu kargaşadan yararlanarak başlatılan köle ayaklanmasına katıldı. Sonraki 10 yıl içinde, Fransa'daki devrimci hükümete bağlılığını bildirerek kendini Saint-Domingue genel valisi ilan eden siyah önder Toussaint L'Ouverture'ün yardımcılığına getirildi. Sömürgeyi yeniden ele geçirmek amacıyla Napolyon Bonapart'ın gönderdiği Fransız birlikleri 1802'de Toussaint'i devirince Dessalines yeni yönetime boyun eğdi. Ama 1803'te Napolyon'un, 1794'te Konvansiyon'da alınan bir kararla kaldırılan köleliği yeniden kurmak istediğini ilan etmesi üzerine, öteki siyah ve mulatto (Avrupalı-Afrikalı karışımı) önderlerle birlikte Fransız yönetimine karşı mücadeleye girişti. İngilizlerin de yardımıyla Fransızların Saint-Domingue'dan atılmasından sonra, Dessalines genel vali oldu ve 1 Ocak 1804'te Saint-Domingue'nin bağımsızlığını ilan ederek ülkenin Aravak dilindeki adı olan Haiti'yi benimsedi. Aynı yılın eylül ayında I. Jacques adıyla kendisini imparator ilan etti. Dessalines, Toussaint'in izlediği politikaların çoğunu olduğu gibi sürdürdü. Bu arada, ülkenin yeniden geçimlik ekonomiye dönmemesi için plantasyonlarda uygulanan angarya sistemini de korudu. Beyazlara karşı, Toussaint'den çok daha acımasız davrandı; beyazların topraklarına el koyarak mülk sahibi olmalarını yasakladı.Belki de olası bir Fransız istilasında beyazların beşinci kol işlevi göreceğinden korktuğu için, binlerce kişinin yok edildiği operasyonlar düzenledi. (Devamı...)


21 Mayıs
Süveyş Kanalı (Arapça: قناة السويس‎, trl: Qanā el-Suways). 17 Kasım 1869'da trafiğe açılmıştır. Akdeniz ile Kızıldeniz'i birbirine bağlayan yapay su yoludur. Temelleri Osmanlı İmparatorluğu tarafından atılmış, Baharat Yolu'nun ve Akdeniz Ticareti'nin canlandırılması sağlanmıştır. Kanal (Süveyş) Cephesi, Almanya'nın isteği üzerine açılmıştır. I. Dünya Savaşı'nda Birleşik Krallık ve de Arapların yardımı ile Osmanlı topraklarından (sınırlarından) çıkarak Birleşik Krallık'ın sınırlarına girmiştir. Birleşik Krallık tarafından da 1869'da açılmıştır.

Napolyon Mısır'ı işgal ettikten sonra 1799'da bu konuda olurluluk raporu istemiştir. Sina Yarımadası'nın batısındadır. 193,3 kilometre uzunluğunda ve en dar yerinde 313 metre genişliğindedir. Kanal, Afrika çevresinde dolaşmaya gerek kalmadan Asya ile Avrupa arasında deniz taşımacılığı yapılmasını sağlar. Dünyanın en önemli su yolları arasında yer alır. Eski gemiciler ticarette çok uzun yol ve mesafe kat ettikleri için böyle bir kanal yapma gereksinimi ortaya çıkmıştır. Dünyada kapakları olmayan en uzun kanaldır. Diğer kanallarla karşılaştırıldığında kaza oranı hemen hemen sıfırdır. Gece ve gündüz geçiş yapılabilir. (Devamı...)


Vincent van Gogh ya da tam adıyla Vincent Willem van Gogh (telaffuz: Bu ses hakkında[ˈvɪnsɛnt vɑn ˈɣɔx] ; d. 30 Mart 1853 – ö. 29 Temmuz 1890), Hollandalı ard izlenimci ressam. Bazı resim ve eskizleri, dünyanın en tanınmış ve en pahalı eserleri arasında yer alır.

Van Gogh gençliğini bir sanat simsarlığı firmasında çalışarak geçirmiş, kısa süren bir öğretmenlik deneyiminden sonra da Belçika'da fakir bir madenci kasabasında misyoner olmuştur. Resim kariyerine 1880'den sonra başlamıştır. Başlangıçta koyu ve kasvetli renklerle çalışan Van Gogh, Paris'te tanıştığı izlenimcilik ve yeni izlenimcilik akımlarının etkisiyle canlı renklere geçmiş; Güney Fransa'da geçirdiği süre zarfında da bugün yaygın olarak tanınan kendine özgü resim tarzını geliştirmiştir. Van Gogh, ömrünün son on yılı boyunca yaklaşık 900 suluboya/yağlıboya resmi ve 1100 karakalem çalışma üretmiş, en meşhur eserlerini ise ömrünün son iki yılında yapmıştır. 1888'de ressam Paul Gauguin ile arkadaşlığının bozulması üzerine sol kulağının bir kısmını kesmiş, giderek kötüleşen ruhsal hastalığı sonucunda kendini göğsünden vurarak intihar etmiştir. Kimi sanat tarihçileri Gauguin ile yaptıkları hararetli bir tartışma sonucu Gauguin'in isteyerek ya da kendini gard amaçlı olarak Van Gogh'un kulağını kestiğini de iddia ederler. Van Gogh, resim kariyeri boyunca kardeşi Theo'dan aldığı maddi destek sayesinde ayakta durabilmiştir. İki kardeşin arkadaşlığı, 1872'den itibaren birbirlerine yazdıkları mektuplarla belgelenmiştir. Van Gogh'un, Theo'ya yazdığı mektup sayısı 600'den fazla iken; Theo'nun, Van Gogh'a yazdığı sadece 40 mektup bulunabilmiştir. (Devamı...)


22 Mayıs
Gabriela Mistral tam adı ile Lucila de María del Perpetuo Socorro Godoy Alcayaga, (7 Nisan 1889, Vicuña - 10 Ocak 1957, New York) Şilili şair, eğitimci, diplomat. Latin Amerika edebiyatının tanınmış yazarlarındandır. 1945'de Nobel Edebiyat Ödülü'nü aldı. Bu ödüle layık görülen ilk Latin Amerikalıdır ve beşinci kadındır. Şiirlerinin temasını doğa, aşk, anne şefkati oluşturmaktadır. Şili yerli halkı Aymara kökenli olduğu bilinen Mistral, ülkesinin sorunlarını çözmeye kendini adamış bir sanatçıdır. Latin Amerika’yı, Avrupa’yı ve ABD’yi dolaşarak eğitim alanında çalışmalar yapmıştır.

1889 yılında Şili'nin Vicuña şehrinde dünyaya geldi. Gerçek adı Lucía Godoy Alcayaca'dır. Bir öğretmen olan ve 1892'de evini terk eden babası Godoy Villanueva'yı sadece birkaç defa görebildi. Annesi Doña Petronila tarafından koyu Katolik bir aile ortamında büyütüldü. Kilisenin halkın gereksinimleri karşısında durağan ve ilgisiz tavrı, 1909 yılında kiliseden uzaklaşmaya başlamasına neden oldu. (Devamı...)


Roopkund (Hintçeरूपकुण्ड) halk dilinde bilinen adıyla İskelet Gölü, Hindistan'ın Uttarakhand eyaletinde bulunan bir buzul gölü. Göl, Himalaya Dağları'nı oluşturan 7,120 m yüksekliğindeki Trishul dağının eteğinde yer alır ve yaklaşık iki metre derinliğe sahip sığ bir göl özelliği taşır. Roopkund gölü Himalayalar'da yerleşimin olmadığı 5.029 metre yükseklikte (16.499 fit) bulunmaktadır. Kayalık bir alanda buzullar ve karla kaplı dağlarla çevrili göl, popüler bir trekking noktasıdır. Buzul gölü, etrafında bulunan yüzlerce insan iskeleti ile ünlüdür. Göldeki buzların yaz aylarında erimesi ile tabanındaki insan iskeleti kalıntıları görülebilmektedir. Araştırmacılar, iskeletlerin 9. yüzyılda ani ve şiddetli bir dolu fırtınası sonucu ölen insan kalıntıları olduğuna karar verdi. Roopkund, iki zirve arasındaki bir dağ geçidinde yer alan bir buzul gölüdür. Gölün ortalama deniz seviyesinden yüksekliği ile ilgili bilgi tartışmalıdır. Bazı kaynaklar gölün 5.029 m yüksekliğinde olduğunu ve bazıları ise deniz seviyesinden 4.778 m yükseklikte olduğunu belirtmektedir. (Devamı...)

23 Mayıs
Tel Aviv (İbraniceתֵּל־אָבִיב-יָפוֹ, Arapçaتل أبيب, Tal ʼAbīb), veya sıklıkla kullanılan adıyla Tel Aviv, 391.300 kadarlık nüfusuyla İsrail'de bulunan ikinci büyük kenttir. Kent, İsrail'in Akdeniz kıyılarında bulunur. Yüzölçümü yaklaşık 51,8 km² kadar olan şehir, ayrıca üç milyonluk Guş Dan metropolündeki en kalabalık ve en geniş kenttir. Kentin yönetimini Tel Aviv-Yafa belediyesi üstlenmekte olup, kentin şu anki belediye başkanı Ron Huldai'dir.

Tel Aviv, 1909 yılında liman kenti Yafa'nın (İbranice: יָפוֹ, Yafo; Arapça: يافا, Yaffa) bitiminde kuruldu. Zamanla büyüyen Tel Aviv, Yafa'dan ayrılmaya başladı. Bu dönemde bölgede özellikle Araplar yaşamaktaydı. İsrail'in bağımsızlığından iki yıl sonraki 1950 yılına gelindiğinde Tel Aviv ve Yafa, aynı belediyeye bağlandı. 2003 yılında ise kentteki Beyaz Kent, UNESCO tarafından Dünya Mirası listesine alındı. Tel Aviv’de yasayanlara Tel Avivim denir. Tel Aviv küresel bir kenttir. İsrail'in ekonomik olarak merkezi olan kent ayrıca İsrail Borsası'na da ev sahibidir. Ayrıca şehirde birçok şirket ve araştırma merkezleri bulunur. Bunların dışında turistik bir kent olan Tel Aviv'de onlarca plaj, bar, kafe ve market yer alır. Kentin lakabı, sürekli akan trafiği ve sürekli açık olan mağazaları nedeniyle "uyumayan Akdeniz şehri" olarak anılır. Bir finans, sanat ve iş merkezi olan Tel Aviv, Orta Doğu'nun en büyük ikinci kent ekonomisine sahiptir. Öyle ki, dünya küresel kentler sıralamasında birçok kenti geride bırakarak kırk ikinci sıraya yerleşmiş durumdadır. Yine bölgedeki en pahalı kent olan Tel Aviv, tüm dünyadaki on dördüncü pahalı bölgedir. New York'ta yaşayan gazeteci David Kaufman, şehri Akdeniz'in yeni başkenti olarak tanımladı. (Devamı...)


Juan Perón ya da tam adıyla Juan Domingo Perón (d. 8 Ekim 1895, Lobos, Buenos Aires eyaleti – 1 Temmuz 1974, Olivos, Arjantin) Arjantinli asker ve siyasetçi. Peronist hareketin kurucusu ve önderi olan Peron, 1946-55 ve 1973-74 arasında başkanlık yapmıştır.

Çoğu Arjantinli gibi, Fransız ve İtalyan ataları olan bir Kreoldu. Buenos Aires eyaleti Pampalarındaki bir kasabada dünyaya geldi. On altı yaşındayken askeri okula girdi, 1913'te yedek subay oldu. 1930'ların sonunda İtalya'da askeri ataşe olarak görev yaptı. Bu sırada Faşistlerle Nazilerin siyasi yükselişlerini yakından izledi. Tarih ve siyaset felsefesine ilgi duyan Perón'un bu konularda yayımlanmış çalışmaları vardır. 1941'de albay oldu, 1943'te muhafazakar Ramón Castillo yönetimine son veren darbenin amiral gemisi Birleşik Subaylar Grubu (GOU) içinde yer aldı. İzleyen üç yıl içinde yönetime gelen askeri hükümetlerde çalışme ve sosyal güvenlik bakanlığı gibi küçük bir görev üstlenmesine karşın, bu görevi sırasında sendikaların desteğini elde ederek yönetim içinde etkisini artırmaya başladı. 1944'te Edelmiro Julián Farrell'in savaş bakanlığını üstlendi, hemen ardından başkan yardımcısı oldu. Ekim 1945 başlarında anayasal yönetim yanlısı sivil ve subayların düzenlediği bir darbeyle bütün görevlerinden uzaklaştırılarak tutuklandı. Ama metresi Eva Duarte'yle sendikalardaki destekçilerinin girişimleri sonucu Buenos Aires'te büyük bir grev dalgası başladı ve Perón 17 Ekim 1945'te serbest bırakıldı. Aynı gece düzenlenen bir mitingde gelecek seçimlerde başkanlığa adaylığını koyacağını açıkladı. Birkaç gün sonra da Eva Duarte'yle evlendi. (Devamı...)


24 Mayıs
İnternet bilgisayar sistemlerini birbirine bağlayan elektronik iletişim ağıdır. TDK, İnternet sözcüğüne karşılık olarak genel ağı önermiştir. İnternet yerine zaman zaman sadece net sözcüğü de kullanılır.

İnternet, çok protokollü bir ağ olup birbirine bağlı bilgisayar ağlarının tümü olarak da tanımlanabilir. Binlerce akademik ve ticari ağ ile devlet ve serbest bilgisayar ağının birbirine bağlanmasıyla oluşmuştur. Bilgisayarlar arasında bilgi çeşitli protokollere göre paketler halinde transfer edilir. İnternet üzerinde elektronik posta ve birbirine bağlı sayfalar gibi çok çeşitli bilgiler ve hizmetler vardır. İnternet üzerinden oyunlar da oynanabilir. İnternet'in kökeni, hataya dayanıklı, sağlam ve özel bir bilgisayar ağı kurmak isteyen Amerika Birleşik Devletleri hükümeti tarafından 1960 yılındaki araştırmalara dayanır. 1980'lerde Ulusal Bilim Vakfı tarafından yeni bir ABD omurgasının finansmanı için toplanan özel fonlar, Dünya çapında katılım ve birçok özel ağın birleşmesine neden olmuştur. 1990'larda uluslararası bir ağın yaygınlaşması ile İnternet, modern insan hayatının temelinde yer almıştır. (Devamı...)


Paul Cézanne (19 Ocak 1839 - 22 Ekim 1906), Fransız post-empresyonist ressam ve gezgin. Modern sanatın gelişmesine yaptığı katkılar ve etkisi nedeniyle çoğu zaman modern sanatın babası olarak anılmıştır. Empresyonizm ile kübizm arasında bir köprü oluşturmuştur.

Cézanne Aix-en-Provence'da doğmuş ve orada okula gitmiştir. 1859-1861 arasında hukuk okurken resim dersleri almıştır. 1861 yılında resim sanatını öğrenmek için Paris'e, çocukluk arkadaşı Émile Zola'nın yanına gitmiştir. İsviçre Akademisi'nde ve Louvre'da çalışmıştır. Renoir, Pissaro, Sisley, Guillaumin gibi sanatçılarla tanışmıştır. Delacroix, Courbet, Manet'ye karşı hayranlık duymuştur. Güzel Sanatlar Akademisi'nin giriş sınavlarında başarılı olamamış ve bu sebeplede Aix'e geri dönmüştür. Bütün zamanını resme ayırmıştır ve Salon'a gönderdiği bütün tabloların geri çevrilmesine karşın resim çalışmalarını sürdürmüştür. Eski İtalyan ustalarının yapıtlarını kopya ederek, portreler, natürmortlar ve bazen de manzara resimleri yapmıştır. Paris Salon jürisi Cézanne'in eserlerini gösterime sunmayı 1864'ten 1869'a kadar her sene reddetmiştir. Bu nedenle Cézanne tablolarını ilk kez, Paris Salon tarafından reddedilmiş eserlerin gösterime sunulduğu Salon des Refusés'de 1863 yılında gösterime sunmuştur. Yaşamı boyunca eserleri nadiren gösterime sunmuş, sakin bir hayat yaşamış, belli başlı birkaç konuda resim yapmayı tercih etmiştir. (Devamı...)


25 Mayıs
Uluslararası Para Fonu ya da daha çok bilinen kısaltmasıyla IMF (International Monetary Fund), küresel finansal düzeni takip etmek, borsa, döviz kurları, ödeme planları gibi konularda denetim ve organizasyon yapmak, aynı zamanda teknik ve finansal destek sağlamak gibi görevleri bulunan uluslararası bir organizasyondur. 1944 yılında ABD'nin New Hampshire eyaletindeki Bretton Woods'da kurulan ve 1947'de fiilen çalışmaya başlayan milletlerarası ekonomik meselelerle uğraşan bir teşkilattır. IMF "küresel para işbirliği, finansal istikrarı sağlamak, uluslararası ticareti kolaylaştırmak, yüksek istihdam ve sürdürülebilir ekonomik büyümeyi teşvik, ve dünya çapında yoksulluğu azaltmayı teşvik etmek için çalışan, 188 ülkenin üye olduğu organizasyondur. Kuruluşun belirtilen hedeflerinde, ödemeler dengesi ihtiyaçlarını karşılamak için üye ülkelerin mali kaynaklarını kullanılabilir hale de getirmekte dahil olmak üzere uluslararası ekonomik işbirliği, uluslararası ticaret, istihdam ve döviz kuru istikrarını teşvik edilmesi olarak tanımlanmaktadır. IMF'nin merkezi ABD'de, Washington, DC'de bulunmaktadır. Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarından sonra milletlerarası ekonomik meseleler karışık hale gelmiş, I. Dünya Savaşı'ndan sonra düşülen ekonomik buhranla savaş sonrası ekonomik depresyonlar da ekonomik ilişkileri tehdit eder bir vaziyet almıştı. (Devamı...)

George Smith Patton (d. 11 Kasım 1885 – ö. 21 Aralık 1945) II. Dünya Savaşı'nda Amerikan Ordusu'nun önde gelen komutanlarından biriydi. Tanklarla II. Dünya Savaşı'nın kaderini değiştirdi. 36 yıllık ordu hayatında her zaman zırhlı birliklerin savaşlardaki önemini savundu ve bunu II. Dünya Savaşı sırasında komuta ettiği ordularla ispatladı. Kuzey Afrika Cephesi'nde tank kolordusu komutanlığı, Husky Harekatı'nda ise zırhlı ordu komutanlığı yaptı.

İtalya'nın işgali sırasında emrindeki askerlerden bazılarına kötü muamele ettiği gerekçesiyle Normandiya Çıkarması sırasında kızakta beklemekteydi. Fakat çıkartma sonrası müttefik birlikler Alman savunması karşısında ilerleyemeyince, Dwight Eisenhower tarafından ve zırhlı ordular grubu komutanı olarak tekrar göreve çağırıldı. Fransa'nın işgali sırasında komuta ettiği zırhlı birlikler istenenden çok daha süratli biçimde Alman hatlarının gerisine dalınca, kendisini durdurmak için akaryakıt ikmali kesilip, arada durup geriden gelen birlikleri beklemek zorunda bırakıldı. Ardenler'de kışın son kez karşı taarruza geçip Müttefik Ordularını zor duruma düşüren Mareşal Gerd von Rundstedt komutasındaki Alman Ordularını bozguna uğrattı. Almanya'nın batısını işgal ettikten sonra, Sovyet Birliklerini Elbe nehri kıyılarında durdurdu. Daha sonra Alman ordusunu da müttefik olarak alıp, hep birlikte Sovyetler Birliği'ni işgal etmek gerektiğini söyledikten birkaç gün sonra, Almanya'da şüpheli bir trafik kazasında öldü. Patton, Üçüncü Ordu'nun diğer üyeleriyle birlikte Lüksemburg'un Hamm köyündeki Lüksemburg Amerikan Mezarlığı ve Anıtına gömüldü. (Devamı...)


26 Mayıs
Lama (Lama glama), devegiller (Camelidae) familyasından Güney Amerika’nın dağ ve çayırlarında toplu halde yabani olarak yaşayan Guanako’dan evcilleştirilmiş gevişgetiren bir otobur hayvan türü. Aslında koyuna çok benzer ama devenin yakın akrabası olunduğu bilinmektedir.

Lama genel olarak 1-2 m boyunda olup, 15 cm uzunluğunda bir kuyruğa sahiptir. Omuzları yerden 1-2 metre yüksektir. Ağırlığı 70-140 kg civarında olup, narin bir vücudu, uzun bir boynu ve uzun ince bacakları vardır. Develerden farklı olarak sırtında hörgüç bulunmaz. Başı küçüktür, uzun bir çene kısmı, uzun kulakları ve fırlamış gözleri vardır. Postu kaba ve yünlüdür. Dişilerde tüyler boyun ve ayaklarda kısadır. Her hayvanda olduğu gibi lamaların da bir savunma sistemi vardır. Lamaların savunma sistemi; fazla yaklaşıldığında tükürmeleridir. Tehdit hissettiği anda karşı tarafa tükürerek oradan hızla uzaklaşır. Ayrıca, büyüdükleri çevreden de fazla uzaklaşmazlar. Ağustos ve eylül aylarında çiftleşirler. Gebelik 11 ay sürer. Yeni doğan yavru anne tarafından dört ay emzirilir. Lama 2.5 - 3 yaşlarında üremeye başlar. (Devamı...)


William-Adolphe Bouguereau (d. 30 Kasım 1825, La Rochelle, Fransa – 19 Ağustos 1905, La Rochelle, Fransa), Fransız akademik ressam.

Çok erken bir yaşta resme ilgi duymaya başladı. Şarap tüccarı olan Bouguereau'nun ailesi, genç William’ın da aile işine girmesini istediler. Bir müşteri babasını, genç Bouguereau‘yu Güzel Sanatlarda okutmaya inandırdı. İzleyen yıllarda Bouguereau resim yapmayı ve çalışmayı beraber yürüttü. Daha sonra bir resim yarışmasında birincilik aldı. Buradan Paris’e gitti. François-Edouard Picot’nun stüdyosuna ve ardından da Paris’in Güzel Sanatlarına kabul edildi. 19. yüzyılın birçok ressamı gibi Bouguereau da biçem konusunda kendini dikkatle eğitti. Bir resmi çizmeye başlamadan önce nesnesinin tarihini iyice gözden geçirir ve resmin sayısız taslağını tamamlardı. Erken resimlerinin çoğu klasik tarih ya da mitolojiden alınan çıplak figürler ve dinsel konular üzerineydi. Özellikle köy çocuklarını konu alan çalışmalarıyla tanınan sanatçı güzel köy çocukları çizdiği için de sık sık bir Romantik olarak görülürdü. Çocuk portrelerindeki sıcaklığı, klasiklere olan bağlılığı ve usta renk kullanımı Bouguereau‘un resimlerinin en dikkat çekici yanlarıdır. (Devamı...)


27 Mayıs
2011 Tōhoku depremi ve tsunamisi (Japonca: 東北地方太平洋沖地震 Tōhoku Chihō Taiheiyō-oki Jishin), 11 Mart 2011'de, Japonya'nın Tōhoku bölgesinde 9,0 Mw büyüklüğünde gerçekleşen depremdir. Merkez üssü Tōhoku bölgesinin doğu kıyısında, yerin 24,4 km derinliğinde olan deprem; yerel saate göre 14:46'da gerçekleşti. ABD Jeolojik Araştırma Kurumu tarafından ilk etapta 7.9 olarak belirlenen depremin şiddeti sonradan yapılan açıklamayla 8.8, daha sonrasında ise 8.9 olarak belirtildi, son olarak ise Japonya büyüklüğü 9.0'a yükseltti. 9.0 büyüklüğünde olan deprem Japonya'da yaşanan en büyük deprem olduğu; dünyada ise en büyük ilk beş depremin arasında olduğu açıklandı. Japon hükümeti, felaketi resmi olarak "Büyük Doğu Japonya depremi" (東日本大震災, Higaşi Nihon Daishinsai) olarak adlandırdı. Deprem sonrasında bölgede yüksekliği 37.9 metreye varan tsunami dalgaları meydana geldi. Tsunami ülkede çok büyük zarara yol açtı. Depremde 15.900 kişi hayatını kaybetti ve 2.531 kişi hâlen kayıp olarak belirtiliyor. (Devamı...)

Ne-Yo veya gerçek adıyla Shaffer Chimere Smith (d. 18 Ekim 1979), ABD'li bir R&B şarkıcısı, söz yazarı, yapımcı, aktör ve dansçıdır. Kariyerinin başlangıcından bugüne, Amerikan Billboard Hot 100 listesinde ilk ona giren beş şarkısı, Billboard 200 listesinde zirveye oturan iki albümü bulunmaktadır. Ayrıca, Ne-Yo'nun diğer sanatçılar için yazdığı parçalar arasında da liste başı olanlar mevcuttur.

Ne-Yo, müzik sanayisine R&B şarkıcısı Mario için yazdığı "Let Me Love You" parçasıyla adım attı. Parçanın ABD'deki başarıları sonucunda, Ne-Yo ve Def Jam şirketinin başkanı arasında, sözleşme imzalamak üzere bir görüşme gerçekleşti. Ne-Yo, 2006 yılında, ABD'de bir numara olan hiti "So Sick"in de içinde yer aldığı In My Own Words adlı ilk albümünü Def Jam şirketi aracılığıyla piyasaya sundu. Ne-Yo, 18 Ekim 1979'da Arkansas eyaletinin Camden şehrinde dünyaya geldi ve Shaffer Chimere Smith adıyla vaftiz edildi. Müzisyen olan babası Afrikalı-Amerikalı ve yine müzisyen olan annesi de Afrikalı-Amerikalı ve Çinli-Amerikalıdır. Anne ve babası, Ne-Yo küçük yaştayken ayrıldı ve Ne-Yo annesinin yanında, Las Vegas, Nevada'da büyüdü. Ne-Yo, Las Vegas temelli Envy grubunun bir üyesiydi. 2000 yılında grubun dağılmasıyla, Columbia Records şirketiyle anlaştı. İlk albümünün kayıtlarını tamamladıktan sonra, albümü yayımlayamadan şirketle ilişkisini kesti. (Devamı...)


28 Mayıs
Gergedan gergedangiller (Rhinocerotidae) familyasından bugüne kadar soyunu sürdürebilmiş kara hayvanları içinde filden sonra en iri olan hayvan türü.

Bugünkü gergedanların, üçü Asya'da, ikisi Afrika'da yaşayan beş türü vardır. Bunların hepsi iri yapılı, kısa ve kalın bacaklı hayvanlardır. Ayaklarında tek bir toynakla (geniş ve kalın tırnakla) çevrili üçer parmak bulunur. Kafaları iri ve ağır, kulakları geniş, ucu püsküllü olan kuyrukları ince ve oldukça kısadır. Son derece kalın olan derileri, kulaklarının tepesindeki tüy tutamları ile kuyruk püskülleri dışında tümüyle çıplaktır. Türleri ayıran en önemli fark burunlarının üstündeki boynuzların bir ya da iki tane olmasıdır. Asya'da yaşayan üç türden ikisi tek boynuzlu, öbür Asya türü ile iki Afrika gergedanı çift boynuzludur. İçlerinde en irisi olan Beyaz gergedanın ağırlığı beş tonu bulur. Gergedanların boynuzu öbür hayvanlarınki gibi kemikten değil, saç, kıl ve tırnakların yapısındaki (keratin) denen lifsi bir proteinden oluşmuştur. Bazı Asya ülkelerinde bu boynuzların doğaüstü güçler taşıdığına inanılır. Otçul hayvanlar olan gergedanlar genellikle tek başlarına ya da aile grupları hâlinde geniş otlaklarda, çalılık ve bataklık bölgelerde yaşarlar. Yalnız Sumatra gergedanı sık ormanlarda yaşar. Görme duyularının zayıf olmasına karşılık koku alma ve işitme duyuları çok gelişmiştir. Hayvanlar arasında kendilerinden daha güçlü düşmanları olmayan gergedanlar insanla karşılaştıklarında da genellikle kaçarlar. (Devamı...)


Chris Isaak (26 Haziran 1956, Stockton, Kaliforniya) Amerikalı aktör, bestekâr, müzisyen, şarkıcı.

Müzik hayatına ağabeyiyle beraber AWOL'un U0P albümüne katkıda bulunarak başlamıştır. 1984 yılından günümüze, birçok alanda aktif olan Isaak temelinde müzik kariyerine odaklanmış; birçok albüme imzasını koymuştur. İlk albümü Silvertone'yi çıkardıktan sonra büyük beğeni topladı, David Lynch'nin filmlerine film müzikleri yaptı. 1988'de Babanın Metresi filminde palyaço rolü yaparak aktörlüğe başlayan Isaak, birçok filmde rol üstlendi. Lynch tarafından Mavi Kadife filminde başrol teklif edildiğinde bu rolde oynamayı reddetti. 2001-2004 yılları arasında The Chris Isaak Show adlı programı sundu. Isaak şu anda Amerikan Biyografi Kanalında yer alan The Chris Isaak Hour'u sunmaktadır. Chris Isaak 26 Haziran 1956'da Stockton'da St. Joseph's Hastanesinde doğdu.< Annesi Dorothy patates cipsi fabrikası işçisi, babası Joe ise forklift sürücüsüydü. Annesi İtalyan asıllı Amerikandır. Nick ve Jeff adında iki kardeşi vardır. 1961 ve 1970 yılları arasında ilköğrenimini Stockton's Woodrow Wilson Elementary School ve Daniel Webster Junior High okullarında gerçekleştirmiştir. Isaak'a 1971 yılında ilk gitarını kız arkadaşı Carole Low hediye etmiştir. Isaak genç yaşta iken ailesi ve kendisinin aldığı ikinci el Elvis Presley kayıtlarıyla kendi müzik eğitimini geliştirdi. Dinlediği kayıtlar onun müzik sesini belirlenmesinde etkili oldu. Isaak ve ağabeyi Nick akustik gitarlarıyla birbirlerine uyum sağlayarak amatör şekilde gitar çalmaya başladılar. (Devamı...)


29 Mayıs
Eta Carinae (η Carinae veya η Car), Karina takımyıldızı içinde yaklaşık olarak 7.500 ışık yılı uzaklıkta bulunan bir yıldız sistemidir. En az iki yıldızdan oluştuğu düşünülen sistemin birincil bileşeni bir Mavi ışık değişeni (LBV) dir. Başlangıçta kütlesinin 150 güneş kütlesi olduğu hesaplanan birincil bileşenin, en az 30 güneş kütlesini kaybettiği düşünülmektedir. Şu an bileşik bolometrik aydınlatma gücü Güneş'in 5 milyon katıdır. Günümüzde göreceli ayrıntı ile incelenebilen en büyük yıldızdır. Eta Carinae'yı çevreleyen büyük ve kalın kırmızı bulutsudan dolayı diğer bileşeni optik olarak görmek imkansızdır. Ancak buna rağmen 30 güneş kütlesine sahip sıcak bir üstdevin, birincil etrafında yörüngede olduğu bilinmektedir.

Eta Carinae, 165 yıl önce gizemli bir şekilde gecenin en parlak 2. yıldızı haline geldi ve bu yaklaşık 20 yıl sürdü. Etrafındaki Homunculus Bulutsusu'nun bu patlama sırasında oluştuğu düşünülmektedir. Bulutsunun merkezinde Eta Carinae'den yansıyan mor renkli ışık görülebilmektedir. Eta Carinae halen beklenmedik patlamalar geçirmekte olup, büyük kütlesi ve değişkenliği onu önümüzdeki birkaç milyon yıl içerisinde patlayabilecek görkemli bir üstnova adayı haline getirmektedir. (Devamı...)


Charles Babbage (d. 26 Aralık 1791 – ö. 18 Ekim, 1871), İngiliz matematikçi, analitik filozof, makine mühendisi ve programlanabilir bilgisayar fikrini ortaya atan (proto)-bilgisayar bilimcisi mucit.

Çalışmalarının bir kısmı Londra Bilim Müzesi'nde sergilenmektedir. Mekanik olarak çalışabildiği sonradan kanıtlanmış bir hesap makinesi geliştirmiştir. Yaptığı hesap makinesini günümüz bilgisayarlarının geliştirilmesinde en önemli katkılarda bulunduğu kabul edilir. 1991 Yılında, Babbage'ın özgün çalışmalarına sadık kalarak onun Fark makinesi diye adlandırdığı cihaz tamamlanmış ve mükemmel bir şekilde çalıştığı görülmüştür. Babbage'ın zamanında, matematiksel tablolar çok yüksek oranda işlem hataları içeriyorlardı. Cambridge'te iken insanlar tarafından hesaplanarak hazırlanan bu tabloların ne kadar hatalı yapıldığını görerek, kendini insandan kaynaklı hatalara engel olabileceği bir hesap makinesinin tasarımına adamıştır. 1822 yılında, polinom işlevlerin (fonksiyonların) değerlerinin hesaplanmasını olanaklı kılacak, Fark makinesi adını verdiği aygıtın yapımına başlamıştır. Babbage Charles 1830'ların ortalarında çözümleyici makine diye adlandırılan ve çağdaş sayısal (dijital) bilgisayarın öncüsü olan aygıtın tasarımını gerçekleştirdi. Bu aygıtta delikli kartlardan gelen komutlar uyarınca herhangi bir aritmetik işlemin yapılabilmesi öngörülüyordu. Ayrıca sayıların saklanabileceği bir bellek birimi, işlemlerin art arda ve sırasıyla yapılmasını sağlayacak ardışık kontrol ve bugünkü bilgisayarın daha birçok temel öğesi makinede yer alacaktı. Ama çözümleyici makine hiçbir zaman tamamlanamadı. Babbage'ın tasarımı 1937'de not defteri bulununcaya değin unutuldu. (Devamı...)


30 Mayıs
Boeing 777 Uzun menzilli, geniş gövdeli, Çift koridorlu, çift motorlu yolcu uçağı. Boeing Ticari Uçaklar tarafından üretilmektedir. Dünyanın en büyük ve yaygın büyük çap tubofan motorlu, üç sınıfta 283 ve 368 arasında tek sınıf yapılandırmasında 550 yolcu taşıma olanağına sahip, 5235 ila 9380 deniz mili (9695 - 17.500 km)'ye kadar menzili vardır. 777'ye dışardan bakıldığında diğer uçaklardan ayırt edici özellikleri, yuvarlak gövde kesiti, bıçak-kuyruk konisi, altı tekerlekli ana iniş takımı.

Lansmanı 1995 yılında yapılan Boeing 777 serisi, 300 ila 400 koltuk kapasitesine sahip uçak segmentinde lider konumda bulunuyor. Ferah kabini, güvenilirliği ve yakıt verimliliğiyle dünyanın dört bir yanında havayolu şirketlerinin tercihi olan 777 serisi, 5 yolcu ve 1 kargo modelinden oluşuyor. Boeing 777'lerle orta-uzun menzilli uçak pazarının yüzde 70'ini elinde tutuyor. Tamamen bilgisayar ortamında tasarlanan ilk yolcu uçağı Boeing 777, pazarı çıktığı 1995'ten çok kısa bir süre sonra, çift koridorlu orta boy uçak sınıfının tartışılmaz lideri oldu. Boeing 777, havayollarının isteklerinin doğrultusunda tasarladı ve normalde opsiyonel olan 80 adet özelliği 777'nin standart konfigürasyona dahil ederek, uçağı müşterileri için son derece ekonomik bir hale getirdi. Dünyanın en büyük çift motorlu, çift koridorlu ticari jet uçağı olan Boeing 777'in 6 modeli bulunuyor: 777-200, 777-200ER, 777-200LR, 777-300 ve 777- 300ER. 777'ler ekonomi sınıfında 47, "Business Class"ta 50, "First Class" ta ise 53 cm genişliğindeki koltuklarıyla, sınıfının en rahat uçağı olma unvanına sahip. Kıtalar arası uçabilme tescilini alan ilk iki motorlu,çift koridorlu,üç-sınıf'ta 283-368 arasında,bir sınıfta 550 yolcu taşıyabilir. (Devamı...)


Lech Wałęsa (29 Eylül 1943, Popowo, Polonya), Polonya İşçi Partisi önderi ve 1990-95 arası Polonya Cumhurbaşkanı olmuştur. 1983 Nobel Barış Ödülü sahibidir. Polonya'da sosyalist dönemin ilk bağımsız işçi örgütü Dayanışma Sendikası'na (Solidarność) başkanlık etmiş, çok partili düzene geçişte önemli rol oynamıştır.

Bir marangozun oğluydu. Yalnızca ilköğrenim ve mesleki eğitim gördü. 1961'de bir tarım makineleri işletmesinde elektrikçi olarak çalışmaya başladı. 1967'de Gdańsk'taki Lenin Tersaneleri'ne girdi. 1970'te Gdańsk'ta sokağa dökülen göstericilerin üzerine polisin ateş açmasıyla yaşanan kanlı olayların ardından bağımsız sendikalar kurmaya yönelik mücadeleye katıldı. Tersanedeki resmî sendikanın temsilciliğini yaptığı 1976'da işçilerin şikayetlerini içeren bir liste hazırlayarak yönetime sunması işten atılmasına yol açtı. Daha sonra elektrik makineleri üreten bir fabrikada çalışmaya başladı. Ocak 1979'da bir gösteriye katıldığı için bu işinden de çıkarıldı. Gıda maddeleri fiyatlarındaki artışı ve kendisiyle birlikte iki işçi önderinin işten atılmasını protesto etmek için 14 Ağustos 1980'de Lenin Tersaneleri'nde başlayan gösteriler sırasında, 17 bin işçiye greve çıkma çağrısında bulundu. Ardından yönetimle görüşmeleri yürüten grev komitesinin başkanlığına seçildi. Üç gün sonra grevcilerin talepleri kabul edildiyse de, Gdańsk'taki öteki işyerlerinde çalışan grevcilerin isteğine uyarak, dayanışma amacıyla grevi sürdürme kararını aldı. Gdańsk-Sopot-Gdynia bölgesindeki işletmeleri temsil etmek üzere Fabrikalararası Grev Komitesi'nin oluşturulmasına öncülük etti. Bunu izleyen genel grev sırasında, Başbakan Birinci Yardımcısı Mieczysław Jagielski ile resmi görüşmeleri yürüttü. Görüşmeler 31 Ağustos'ta, işçilere bağımsız ve özgür sendika kurma hakkını tanıyan bir antlaşmayla sonuçlandı. Siyasi ve dinsel özgürlüklerin sınırlarının genişletilmesi ve ücretlerin artırılması konusunda da güvenceler getiren anlaşmanın imzalanmasından sonra Fabrikalararası Grev Komitesi, Dayanışma (Solidarność) adıyla bağımsız bir sendikaya dönüştü. (Devamı...)


31 Mayıs
Rüzgâr türbini rüzgârdaki kinetik enerjiyi önce mekanik enerjiye daha sonra da elektrik enerjisine dönüştüren sistemdir.

Bir rüzgâr türbini genel olarak kule, kanatlar, rotor, dişli kutusu, jeneratör (alternatör), elektrik-elektronik elemanlardan oluşur. Rüzgârın kinetik enerjisi rotorda mekanik enerjiye çevrilir. Rotor milinin devir hareketi hızlandırılarak gövdedeki jeneratöre aktarılır. Jeneratörden elde edilen elektrik enerjisi aküler vasıtasıyla depolanarak veya doğrudan alıcılara ulaştırılır. Rüzgâr türbinlerinin nasıl çalıştığını anlamak için iki önemli aerodinamik kuvvet iyi bilinmelidir. Bunlar sürükleme ve kaldırma kuvvetleridir. Sürükleme kuvveti, cisim üzerinde akış yönünde meydana gelen bir kuvvettir. Örneğin düz bir plaka üzerinde meydana gelebilecek maksimum sürükleme kuvveti hava akışının cisim üzerine 90o dik geldiği durumda iken; minimum sürükleme kuvveti ise hava akışı cismin yüzeyine paralel iken meydana gelir. Kaldırma kuvveti ise, akış yönüne dik olarak meydana gelen bir kuvvettir. Uçakların yerden havalanmasına da bu kuvvet sebep olduğu için kaldırma kuvveti olarak adlandırılmıştır. Sürükleme kuvvetine en iyi örnek olarak paraşüt verilebilir. Bu kuvvet sayesinde paraşütün hızı kesilmektedir. Sürükleme kuvvetinin etkilerini minimuma indirebilmek için yapılmış özel cisimlere akış hatlı (streamlined) cisimler denir. Bu cisimlere örnek olarak elips, balıklar, zeplin verilebilir. Düz bir plaka üzerine etkiyen kaldırma kuvveti, hava akışı plaka yüzeyine 0o açı ile geldiğinde görülür. Havanın akış yönüne göre meydana gelen küçük açılarda akış şiddetinin artmasıyla düşük basınçlı bölgeler meydana gelir. Bu bölgelere akış altı da denir. Dolayısıyla, hava akış hızı ile basınç arasında bir ilişki meydana gelmiş olur. Yani hava akışı hızlandıkça basınç düşer, hava akışı yavaşladıkça basınç artar. Bu olaya Bernoulli etkisi denir. Kaldırma kuvveti de cismin üzerinde emme veya çekme meydana getirir. (Devamı...)


Ralph Waldo Emerson (25 Mayıs 1803 - 27 Nisan 1882) Amerikan düşünür, yazar. Amerikan transandantalizminin en önemli temsilcidir.

1803 yılında Boston'da doğdu. Babası ve dedesi Protestan papazıydı. 1826 yılında Harvard Üniversitesinden mezun oldu. Emerson da babası gibi papaz oldu ve 1829'da bir Üniteryen kilisesinin rahipliğini üstlendi, aynı yıl Ellen Louisa Tucker ile evlendi. Eşi 1831'de öldü. 1832'da ruhsal bir bunalımdan dolayı rahipliği bıraktı. Bu kararında karısının ve erkek kardeşlerinin ölümünün payı büyüktü. Biçimsel dinin geçerliliğini yitirdiği kanısına varan Emerson 1832-33 yıllarında ilk İngiltere yolculuğuna çıktı. Wordsworth, Landor, Coleridge, John Stuart Mill ve Carlyle'ı tanıdı. Sonradan kendisini onların izleyicisi olarak görecekti. Boston'a döndüğünde kendini gezilere ve konferanslara veren Emerson böylece ülkenin tümünü yakından tanıma olanağı buldu. 1835'te Concord Massachusetts'de bir ev aldı ve ikinci eşi Lydia Jackson ile evlendi. Concord'da Nathaniel Hawthorne ve Henry David Thoreau ile dost oldu. Eskiden verdiği vaazların yerini konferansları aldı. Zamanla ünü ABD'yi aştı, Avrupa'ya kadar yayıldı. Nietzsche, "kendimi Emerson'a o denli yakın buluyorum ki onu övmekten çekiniyorum, çünkü kendimi övmüş gibi olmaktan korkuyorum" diyordu. Birkaç yolculuk sayılmazsa hep Massachusetts Concord kasabasında yaşayan Emerson 27 Nisan 1882'de öldü. (Devamı...)