Türkçe ve Yunancadaki ortak kelimeler
(Türkçe-Yunanca ortak kelime hazinesi sayfasından yönlendirildi)
Türkçe ve Yunancadaki ortak kelimeler maddesi, Türkçe ve Yunancadaki ortak kelimelerin derlendiği, İngilizce anlamlarının ve etimolojisinin belirtildiği listedir.
Türkçe ve Yunancanın ilk temasları Malazgirt Savaşı'nın çok öncelerine dayanmaktadır.[kaynak belirtilmeli]
Aşağıdaki liste Türkçe ve Yunancada ortak olan sözcüklerin listesidir.[1]
Türkçe | Yunanca | İngilizce | Kaynak dil[2] |
---|---|---|---|
Adet | Adeti | Custom | Ar ،āde(t) |
Aforoz | Aforismos | Excommunicate | |
Afyon | Afioni | Opium | Ar āfyūn afyon ~ EYun ópion < ópos özsuyu, reçine |
Ağa | Agas | Land owner | Moğ aġa/aqa |
Ahlat | Ahladi | Pear | Yun aHláda αχλάδα ~ EYun akhrás, akhrad- bir tür yaban armudu, pyrus elaeagrifolia |
Ahmak | Ahmakis | Idiot | Ar aHmaq [kıy.] çok aptal < #Hmq aptal olma |
Ahtapot | Htapodi (el:χταπόδι) | Octopus | Yun oHtapódi οχταπόδι § októ sekiz (~ HAvr *oktō- sekiz → okt(o)-) + pódi |
Alan | Alana | Area, ground | ET alaŋ açık ve düz yer |
Alarga | Alarga | Open sea, distant | İt allarga açıl!, uzaklaş! < allargare açılmak, uzaklaşmak, (gemi) denize açılmak |
Aman | Aman | For mercy's sake | (Arapça) emān güvence verme, esirgeme < #emn güvende olma |
Anadolu | Anatoli | Anatolia (East in Greek) | Yun anatolí ανατολή ~ EYun anatolē 1. kalkış, doğuş, özellikle güneşin doğuşu, 2. doğu, 3. Ege'nin doğusu < anatéllein, anatol- doğmak, çıkmak ana- + téllein, tol- kalkmak, kaldırmak |
Ananas | Ananas | Pineapple | (Fransızca) ananas ~ İsp ~ Guar |
Anason | Anithos | Aniseed | Yun ánison άνιςον ~ EYun ánēthon/ánnēthon anason bitkisi |
Amfora | Amphoreus (el:Αμφορέας) | Anchor | EYun amphoreús = amphiphoreús iki kulplu küp amfi- + EYun phoreús taşıyan < phérein, phor- taşımak |
Angarya | Angaria | Forced labor | Yun angariá αγγαριά ~ EYun angareía bedelsiz kamu hizmeti, zorunlu hizmet < ángaros ulak, İran kralının posta görevlisi ~ EFa hankāra- ücret, bedel, ecir |
Apukurya | Apokria | Carnival | |
Arap | Arapis | Negro, bogyman | |
Arnavut | Arnautis | Albanian | |
Astar | Astari | Lining | Fa āster giysi iç kumaşı ~ EFa āstarana- örtü, yaygı < İr *star- yaymak, sermek, örtmek |
Aşık | Asikis | Someone in love | Ar ،āşıq [fa.] seven < #،şq |
Atlet | Athlitis | Athlete | Fr athlète sporcu ~ EYun athletēs yarışçı < athleîn yarışmak |
Avanak | Avanakis | Gullible, stupid | Erm (h)avanag sıpa, eşek yavrusu ~ OFa yavānak [küç.] yavru, insan veya hayvanın küçüğü < yavān genç |
Avlu | Auli | Courtyard | Yun avlí αυλή ~ EYun aulē avlu, saray, içtima alanı |
Ayran | Airani | A drink | ET ayran sütten elde edilen bir içecek (xi) |
Baba | Babas | Father | ET? baba saygı ve sevgi hitabı (kp xiv), yaşlı adam (hw xiv), baba, dede, ata (ttü xiv) ~ çoc • Karş. Fa bābā/bābū ~ OFa pāpak (baba, muhterem kişi, derviş). Türkçe kullanımın Farsçadan alınmış veya etkilenmiş olması mümkündür. |
Baca | Batzias | Chimney | Fa bāce pencere, havalandırma ağzı = bādcāh |
Bacak | Batzaki | Leg, leg of trousers in G. | OFa pāçak [küç.] ayakçık, hayvan ayağı, paça → paça |
Bacanak | Batjanakis | Brother in law | ET? bacanak (hw xiii), baca/paca (ça xv+) kadının kızkardeşinin kocası, karıları kardeş olan erkeklerden her biri |
Bağlama | Baglamas | A string instrument | |
Bahçe | Bahtses | Garden | Fa bāġçe bahçe <? bağ2 |
Bahşiş | Baxisi | Tip | Fa baxşiş bahşediş, hediye < baxşīden |
Bakır | Bakiri | Copper | ET bakır (viii) |
Bakkal | Bakkalis | Grocer | Ar baqqāl [im.] sebzeci, manav < #bql |
Baklava | Baklavas | Baklava | ~ ? |
Balta | Baltas | Ax | ET baltu (-xi), baldu (xi), balta (hw xiii) |
Bamya | Bamia | Okra | Ar bāmiyā Mısır kökenli bir bitki, alcaea aegyptiaca |
Barbunya | Barbunia | A fish | Yun barboúnia μπαρμπούνια [barboúni çoğ.] bir balık veya fasulye türü ~ İt barbone [büy.] koca sakal, bir balık türü < Lat barba |
Barut | Baruti | Gunpowder | Ar bārūd ~ OYun pyrítis πυρίτης [mod. πυρίτιδα] barut ~ EYun pyrítēs (líthos) ateş taşı, çakınca ateş alan bir mineral < pyr ateş |
Batakçı | Bataxis | Swindler | ET *batġak = batıġ (-xi) bataklık |
Battaniye | Batania | Woolen Blanket | Ar baTTānīye(t) [im. nsb. f.] pamuk dolgulu örtü < #bTn → batın |
Bavul | Mpaulo | Luggage | İt baule bavul |
Bayat | Bagiatikos | Stale | Ar bāit [fa.] geceden kalan, bayat < #byt geceleme, bir yerde kalma |
Bayrak | Bairaki | Flag | ET badruk (-xi), batrak (xi), bayrak (xiv+) bayrak, mızrak ucuna geçirilmiş flama |
Bayram | Bairami | Feast, holy day | ET badhram (xi), bayram (oğ) genel eğlence, festival <? *bayramak |
Bekar | Bekiaris | Batchelor | Fr becarre bir müzik işareti ~ İt B quadro dörtgen B (Simgenin şeklinden ötürü.) |
Bekri | Bekris | Drunk | |
Bela | Belas | Trouble | Ar belā [msd.] büyük sıkıntı, zorluk, afet < #blw بلى sınama, büyük bir zorluğa maruz bırakma |
Benzin | Benzina | Petrol, gas | Fr benzine benzol içeren hidrokarbür karışımı |
Bereket | Bereket | Abundance, plenty | Ar bereke(t) [msd.] kutsama, bolluk, talih < #brk برك 1. diz çökme, yere kapanma, dua etme, 2. kutsanma |
Beton | Beton | Concrete | Fr béton çimento veya kireç harcı ~ Lat bitumen zift, reçine ~ Kelt *betu- akçaağaç reçinesi |
Bey | Beis | Mr. | ET beg reis, soylu kişi, bey (viii) <? Çin pëk yerel komutan, yüzbaşı |
Bezelye | Bizeli | Pea | İt pisello ~ Lat *pisellum [küç.] < pisum bezelye ~ EYun píson |
Biber | Piperi | Pepper | Yun pipéri πιπέρι ~ EYun péperi πέπερι karabiber ~ Sans pippalī meyvecik (• Batı dillerine Latince yoluyla Yunancadan geçmiştir. Karş. Lat piper, İng pepper, Alm pfeffer, Fr poivre.) |
Biftek | Bifteki | Steak | |
Bodrum | Boudroumi | Cellar, dungeon | Yun *ipodrómeos υποδρόμεος sokak altı § hip(o)-1 + drómos yol, sokak ~ EYun drómos koşu, koşu yolu, koridor, revak < drameîn, drom- hızlı yürümek, koşmak ~ HAvr *drem-, drom-o- < *der-1 adım atmak, koşmak, tırıs gitmek |
Bomba | Bomba | Bomb | İt bomba ~ Lat bombus boğuk ses, uğultu |
Bora | Bora | Storm | İt (Ven) bòra soğuk ve ani rüzgar, fırtına ~ EYun boréas kuzey rüzgarı, poyraz |
Boru | Bouri | Pipe | ET burġu (-xi), borġuy (xi) borazan |
Bostan | Bostani | Vegetable field, garden | Fa būstan bahçe §? bū güzel koku, parfüm (→ bu2) + {-istan |
Boya | Bogia | Paint | ET bodhuġ (-xi) < bodhumak → boya |
Börek | Boureki | Pastry, pie | ~? Fa būrek Acem yahnisi, çeşitli şekillerde tarif edilen bir yemek • Nihai kökeni belirsizdir; Farsça biçimin Türkçeden alıntı olması da muhtemeldir. |
Bre | Vre | Hi, you | ~ ? • Hitap ünlemi olarak bellibaşlı Balkan dillerinde kullanılır. Karş. Yun vré/moré, Arn more. |
Budala | Boudalas | Idiot | Ar büdelā [bedīl çoğ.] abdallar, sufi hiyerarşisinde bir rütbe < #bdl → abdal |
Bulgur | Bligouri | Boiled wheat | Yun pligúri πλιγούρι dövülmüş buğday <? EYun plēssein, plēg- çarpmak, dövmek, vurmak |
But | Bouti | Thigh | ~ ET but bacağın üst kısmı (-xi) |
Buz | Bouzi | Ice, very cold | ~ ET buz (xi) |
Buzuki | Bouzouki | Bouzouki | |
Cacık | Tzatziki | A drink with cucumbers | ? |
Caka | Tsaka | Swagger, vanity | |
Cam | Tzami | Window pane | Fa cām 1. cam, 2. cam bardak, kadeh, maşrapa ~ OFa cām = Ave yāma- |
Cambaz | Tzambazis | Acrobat, dealer in G. | ~ Fa cāmbāz kadehle oynayan → cam, -baz (Muhtemelen "başındaki su dolu kadehi düşürmeden rakseden oyuncu" anlamında.) |
Cami | Tzami | Mosque | ~ Ar cāmi، [fa.] 1. toplayan, bir araya getiren, 2. cuma mescidi < #cm، toplama, toplanma → cem |
Cenabet | Tzanabetis | Crabbed person | Ar cenābe(t) [msd.] cünüp halinde olma, dışlanma < #cnb dışlanma, yabancı olma |
Cep | Tsepi | ~ Ar ceyb iki meme arası, sine, cep (#cyb جىب) | |
Cereme | Tzeremes | Fine or cost of damage | ~ Ar cerīme(t) [sf. f.] suç, kabahat < #crm2 cürüm işleme |
Cezve | Tzesves | Coffee Pot | Fa cüvāze küçük dibek, havan, terazi kefesi |
Cımbız | Tsimpida | Tweezers | Yun tsimbída τςιμπίδα < tsimbó τςιμπώ çimdik atmak, (pire) ısırmak, (sinek) sokmak <? EYun kímbiks pire |
Çıfıt | Tsifoutis | Tight in money | ~ Fa cühūd Yahudi ~ Aram yëhūdāī ~ İbr yëhūdī |
Ciğer | Tziyeri | Liver, lungs | ~ Fa cīger karaciğer = Ave yākarë ~ HAvr *yēkwr- karaciğer |
Ciklet | Tsikla | Chewing gum | marka Chiclets bir ciklet markası ~ İsp chicle ~ Nah chictl Meksika'da yetişen sapodilla bitkisinin sakızı |
Cüce | Tsutzes | Dwarf Fa cūje/cūce yavru, küçük şey, kuş yavrusu → küçük | |
Çadır | Tsiantiri | Tent | ~ (ET) çatır/çaşır (xi) ~ OFa çātur çadır, örtü, başörtüsü (~ Sans chattra şemsiye) |
Çakırkeyif | Tsakir-kef | Slightly drunk | |
Çalı | Tsiali | Thorny plant | ET? çalaġan (ça xv+), çalqan (kr xv+), çalu (oğ xiv+) dikenli bodur bitki |
Çalım | Tsalimi | Flexibility, show off | ET çalmak 1. vurmak, çarpmak, yere düşürmek (-xi), 2. saz çalmak (kp xiii) < onom çal vurma sesi |
Çanak | Tsanaki | Shallow bowl | ~ ET çanak huni (xi), yemek kabı, kâse (oğ xi) |
Çanta | Tsanta | Handbag | |
Çapaçul | Tsapatulis | Untidy | Fa çepānçūl eski püskü § çepān eski + çul |
Çapari | Tsapari | Weight anchor | İt (Ven) ciaparìn olta < ciapàr [mod. chiappare] kapmak, tutmak, yakalamak |
Çapkın | Tsahpinis | Seducer, coquettish | ET çapmak 1. çarpmak, çırpmak, 2. hırsızlık etmek, 3. hızlı gitmek → çarp- |
Çapraz | Tsaprazi | Crossed | |
Çardak | Tsardaki | Hut of dried branches | Fa çārTāq dört kemer → çehar, tak1 |
Çarık | Tsarouhi | Rustic shoe | ~ ET çaruk kaba sandal (xi) |
Çarşı | Charsi | Market | Fa çārsū dörtgen, meydan, agora § çār dört (→ çehar) + sū taraf, yan, yön ~ OFa sūk |
Çatal | Tsatala | Fork | ET çatmak 1. çarpmak, 2. eklemek, dikmek, iki parçayı birleştirmek (oğ xi) <? onom çat çarpma sesi |
Çatra Patra | Tsatra pat | Stumbling speech | |
Çavus | Tsausis | Sergeant | ET çabuş ordu kumandanı (viii), çavuş savaşta safları gözetip kargaşayı önleyen görevli (xi) |
Çay | Tsai | Tea | (~ Fa çāy) ~ Çin ça' yapraklarından içecek yapılan bir bitki, camellia sinensis |
Çelebi | Tselebis | Pleasant man, mentor | ? |
Çember | Tsemperi | Circle | Fa çember halka, kolye, yaka ~ OFa çampar → çePer |
Çengel | Tsingeli | Hook | Fa çengâl/çengel pençe, tırnak |
Çırak | Tsiraki | Apprentice | ? |
Çiftetelli | Tsiftetell | A dance | |
Çiftlik | Tsifliki | Big farm, property | bir çift öküzle sürülebilen arazi. Fa cüft eş, çift, çift öküzü ~ OFa cuxt = Ave yuxta- ~ HAvr *yug-ta- < *yeug- çift koşmak, iki şeyi birleştirmek → conta |
Çimento | Tsimento | Cement | ~ İt cemento ~ Lat caementum kırık taş, mıcır, moloz < caedere, caes- kesmek, bıçak veya balta vurmak ~ HAvr *ka∂-id- kesici bir aletle vurmak |
Çinko | Tsingos | Zinc | İt zinco zinco ~ EAlm zinko |
Çipura | Tsipura | A fish | ~ Yun tsipúra τςιπούρα çipura balığı, coryphaena hippurus ~ EYun (h)íppouros 1. at kuyruklu, 2. çipura balığı § hip(o)-2 + oúra kuyruk |
Çiroz | Tsiros | A fish | Yun tsíros τςίρος kuru, kurutulmuş balık ~ EYun ksērós kuru ~ HAvr *ksero- kuru |
Çoban | Tsobanis | Shepherd | Fa şübān/çübān ~ OFa şpān reis, öncü, köy yöneticisi =? Ave *fşupān mal-güden → -ban |
Çorap | Tsurapis | Woolen sock | ~ Ar cūreb/cūrāb (~ Fa gûreb çorap) ~ Aram gurbā ~ Akad gurābu torba, kılıf |
Çorba | Tsorbas | Soup | ~ Fa şūrbā karışık aş, çorba § şūr karışık (< şūrīden 1. karıştırmak, çalkalamak, 2. meşk ve idman etmek, 3. yıkamak) + bā yemek, aş |
Çotra | Tsotra | File fish | |
Çörek | Tsoureki | Large bun | ~ ET çörek yuvarlak ekmek (xi) |
Çuval | Tsouvali | Sack | Fa cūl/cüvāl kıldan örülmüş kaba kumaş, bu kumaştan yapılmış torba |
Dalavere | Dalavere | Trick, deceit | ? |
Dalga | Dalka | Wave (sorrow, love in Greek) | ~ ET? talġa/talġum dalga (ça xv+) <? talmak/talġamak → dal- • Karş. Moğ dolġān (deniz, dalga). |
Dantel | Ntantella | Lace | ~ Fr dentelle [küç.] diş şeklinde iğne oyası < dent diş ~ Lat dens, dent- diş ~ HAvr *dent- diş |
Darbuka | Ntarbuka | Drum | ? |
Davul | Ntauli | Drum | ~ (ET) tavıl/tavul şahincilikte kullanılan bir tür davul (xi) ~ OFa *tabil davul, özellikle savaş davulu • Fa tebel, Ar Tabl, Erm daviġ biçimleri Orta Farsça kökenlidir. Arapçadan Batı dillerine aktarılmıştır (İsp atabal, İt taballo, EFr tabour). |
Defne | Dafni | Laurel | ~ Yun dafní δαφνή ~ EYun daphnē |
Defter | Tefteri | Notebook | ~ Ar defter yazı tableti, defter ~ Aram dipterā ~ EYun diphthéra 1. kösele, 2. yazı tableti olarak kesilip perdahlanmış kösele |
Değnek | Dekaniki | Stick | • Yunancadan alıntı değildir. |
Demet | Demati | Bouquet | ~ Yun demáti δεμάτι demet, destecik < EYun déma, t- bağ, deste, bohça, çıkın < déein bağlamak, sarmak |
Dert | Derti | Sorrow, trouble | ~ Fa derd dert, elem, keder ~ OFa dart |
Derviş | Dervisis | Dervish | Fa dervīş fakir, yoksul ~ OFa daryōş yoksul |
Despot | Despotis | Despot | ~ Yun despótis δεςπότης egemen, hükümdar, efendi ~ EYun despótēs ev sahibi ~ HAvr *dems-poti- § *dem- ev + *poti- güçlü, muktedir → dam2, potansiyel |
Diploma | Diploma | Diploma | ~ Fr diplôme resmi evrak [esk.], berat ~ EYun díplōma, t- katlanmış evrak, dosya, berat < diploún ikiye katlamak → di- |
Direk | Ntereki | Pole | ~ ET tirek (-xi), tiregü (xi) destek, dayanak < dire- |
Divan | Divani | Sofa | ~ Ar/Fa dīwān 1. defter, özellikle resmi karar ve hesapların yazıldığı defter, şiir koleksiyonu, 2. yazmanlar heyeti, büro, sekretarya, mahkeme, 3. makam sahibinin oturduğu minder, sedir ~ OFa dīvān <? EFa dipi- yazı yazmak • İt dogana, Fr douane, İsp aduana (gümrük) sözcükleri Arapçadan alınmıştır. |
Diyakos | Diakos | Deacon | |
Doğru | Dogrou | Straight, True | ET toġru/toġuru düz (xi) < toġmak düz gitmek, doğru olmak (viii) |
Dolap | Ntoulapi | Cupboard | ~ Fa dūlāb 1. çark, teker, döngü, 2. hile, dolandırıcılık, 3. yuvarlak kutu • Karş. dönme dolap, dolap beygiri, dolap çevirmek. Farsça sözcüğün etimolojisi meçhuldür. |
Dolma | Ntolmas | Stuffed leaves | dolu: ~ ET tolu boş olmayan (-xi) < tolmak dolmak |
Domates | Ntomates | Tomatoes | ~ İsp tomate ~ Nah tomatl |
Drahoma | Trahoma | Dowry | ~ Yun tráHoma τράχωμα 1. düğünde saçılan para veya pirinç, 2. çeyiz <? *traHono τραχώνω para saçmak <? traHí τραχύ gümüş para <? EYun drakhmē δραχμή gümüş para → dirhem |
Duvar | Ntouvari | Wall | ~ Fa dīvār duvar ~ OFa dewār |
Dümbelek | Toumbeleki | Small drum | ~ Fa tünbek/tenbük [küç.] küçük davul, talim yayı < tenbīden germek ~ HAvr *temb- germek • Belki dümbüldemek/tümbüldemek onomatopesinin etkisiyle. |
Dümen | Timoni | Rudder, steering wheel | ~ İt (Ven) timón [mod. timone] gemi dümeni ~ Lat temo, n- |
Dünya | Dounya | World | ~ Ar dünyā [ednā f.] yeryüzü, dünya, beri taraf < ednā [kıy.] beri, daha yakın, alt < #dnwدنو [msd. dünūw/denāwe(t)] yakın olma, beri yanda olma |
Düzine | Ntouzina | Dozen | ~ Fr douzaine onikili, düzine < douze oniki ~ Lat duodecim oniki → düo |
Efendi | Afendis | Gentleman | ~ OYun afthéntis αυθέντης bey, efendi, saygı hitabı ~ EYun authéntēs reşit ve mümeyyiz kişi, vekil olmayan, asil < authéntein sorumluluk ve yetki sahibi olmak |
Eğlenti | Glenti | Fun | eğlen[mek= eglenmek durmak, beklemek (dk xiv) ~ ET? aylanmak dönmek, dolanmak (xiv), boşa vakit geçirmek |
Eksen | Axonas | Axis | ~ Yun aksóni αξόνι ~ EYun ákson άξον aks, eksen → aks |
Elmas | Adamas | Diamond | ~ Ar/Fa elmās elmas ~ EYun adámas, adamant- 1. sert, yenilmez, boyun eğmez, 2. elmas • Batı dillerine Yunancadan Latince yoluyla geçmiştir. Karş. Fr/İng diamant (elmas). |
Enginar | Anginara | Artichoke | ~ Yun ankinára αγκινάρα ~ EYun kinára/kynára enginar, cynara scolymu • Karş. Fa kenger (yaban enginarı). Eski Yunanca ve Farsça biçimler bilinmeyen bir ortak kaynaktan alınmış olmalıdır. |
Evlek | Avlakia | A measure of land | ~ Yun avláki αυλάκι ~ EYun aúlaks, aulak- ark, yarık, tarlada sabanla açılan yol |
Falçata | Faltseta | Shoemaker's knife | ~ İt falcietto [küç.] orak < Lat falx, falc- orak, tırpan |
Fanus | Fanos | Lantern, lampglass | ~ Ar fānūs lamba, fener ~ EYun phanós < phaínein aydınlanmak, aydınlatmak → fantezi |
Faraş | Farasi | Dust pan | ~? Ar farrāş [im.] döşek serici, daire hizmetkârı < #frş döşek serme → mefruşat • Anlam değişikliği açıklanmaya muhtaçtır. |
Farfara | Farfara | Empty headed, frivolity | ~ İt farfalla geveze ve akılsız kimse |
Fasulye | Fasoulia | Bean | ~ Yun fasúlia φαςούλια ~ EYun fásēlos fasulye |
Fener | Fanari | Lantern | ~ Yun fanári φανάρι [küç.] ~ EYun phanárion < phanós fener → fanus |
Ferman | Firmani | Sultan's word | ~ Fa fermān buyruk, hüküm, irade ~ OFa framān ~ EFa framānā § fra- ön, önce, ileri + māna- düşünce, akıl → fer-, düşman • Lat praemonere (uyarmak, yol göstermek) fiili eş yapıdadır. Erm hraman (emir) Eski Farsçadan alıntıdır. |
Fındık | Fountouki | Walnut | ~ Ar funduq ~ OYun pontikón (kárion) Karadeniz cevizi < öz Póntos (Euksēnios) Karadeniz • Karş. Lat mus ponticus (fındık sıçanı = Karadeniz Bölgesi sıçanı). |
Fırça | Vourtsa | Brush | ~ Yun voúrtsa βούρτςα fırça ~ OLat bruscia sert ve dikenli çalılık, fırça < bruscus bir tür çalı ~ Kelt • Aynı kökten Fr brosse, İng brush, Alm bürste, (fırça). |
Fırın | Furnos | Owen | (~ Ar fürn فرن) ~ Yun foúrnos φούρνος fırın ~ Lat furnus ~ HAvr *gwhor-no- < *gwher- ısıtmak → term(o)- • Fr four, fournaise, İng furnace (fırın) biçimleri Latinceden alınmıştır. |
Fıstık | Fistiki | Pistacchio Nuts | ~ Ar fustuq ~ Fa pistek ~ OFa *pistak şam fıstığı • OYun pistákia biçimi Farsçadan alınmıştır. |
Fidan | Fidani | Plant, sapling | ~ Yun fitón φυτόν bitki ~ EYun phytón bitki < phyein, phyt- doğmak, bitmek, büyümek, maddi varlığa kavuşmak ~ HAvr *bhu- < *bheu∂- olmak, oluşmak, yetişmek → fizi(o)- |
Filozof | Filosofos | Philosopher | ~ Ar feylesūf ~ EYun philósophos filozof, bilgelik-seven § fil(o)- + sóphos bilgelik → sofist |
Fincan | Flitzani | Cup | ~ Ar fincān ~ Fa pingān kâse, tas |
Firkete | Fourketa | Hairpin | ~ İt forchetta [küç] sofrada kullanılan çatal < forca tarlada kullanılan çatal, bel ~ Lat furca • Karş. İng fork, Fr fourchette (çatal). |
Fistan | Foustani | Woman's dress | ~ Yun fustáni φουςτάνι kadife erkek etekliği ~ İt fustagno kadife <? öz Fustāt Mısır'da bir kent |
Fişek | Fiseki | Cartridge | <? Fa fişān saçma, saçan < fişānden/efşānden saçmak, serpmek = Ave (aiwi)fşāna- saçmak • -ek/-enk takısı açıklanmaya muhtaçtır. |
Fitil | Fitili | Fuse | ~ Ar fetīl [sf.] fitil < #ftl فتل [msd. fetl] burma, ip örme • Karş. Akad patālu (kıvırma, ip örme), İbr pātīl (örme ip). Sami dillerinde ortak olan bu sözcüğün nihai kökü muhtemelen Mıs ptr (ip) biçimine dayanır. |
Fol | (Pros) Fol | Nest egg | ~ Yun fóli φώλι folluk, folluğa bırakılan yumurta < foliá φωλιά ~ EYun phōleá φωλεά kümes, in, hayvan yuvası |
Fukara | Fukaras | Poor, Hopeless | ~ Ar fuqara(t) [faqīr çoğ.] fakirler → fakir |
Gaf | Gafa | Mistake, blunder | ~ Fr gaffe 1. ucu çengelli sopa, 2. gaf, pot kırma ~ Prov gaf ucu çengelli sopa |
Gaile | Gaila | Care, Difficulty | ~ Ar ġāile(t) [fa. f.] aniden gelen şey, bela < #ġwl غول [msd. ġawl] sürpriz baskınla ele geçirme |
Galeta | Galeta | Breadcrumbs | ~ Fr galette [küç.] küçük yassı peksimet < galet yuvarlak çakıltaşı ~ Kelt *galos taş |
Gargara | Gargara | Gargle | ~ Ar ġarġara(t) gargara < onom #ġrġr غرغر • Karş. EYun (onom) gargarízein, Lat gargarizare, Fr gargariser (gargara etmek). |
Gazoz | Gazoza | Fizzy water | ~ Fr eau gaseuse gazlı su, gazoz < gazeux gazlı → gaz1 |
Gem | Gemi | Horse bridle | ~ Yun kimós κημός ~ EYun kēmós atların ağzına vurulan demir parçası, gem |
Gemici | Yemitzis | Sailor | gemi: ~ ET kemi/kémi (-xi) |
Goril | Gorillas | Gorilla | |
Gönder | Kontari | Flag pole | ~ Yun kontári κοντάρι [küç.] ~ EYun kontárion direk, bayrak direği < kontós direk, kazık, sopa, mızrak |
Gözleme | Giouzlemes | Pancake | |
Gübre | Kopria | Manure, fertilizer | ~ Yun kopriá κοπριά ~ EYun kópros dışkı ~ HAvr *kekw- dışkı • Karş. İng coprophilia, coprophagy. |
Güğüm | Gumi | Jug | ~ Yun kukúmi κουκούμι kazan, leğen ~ Lat cucuma su kabı <? cucumis su kabağı, hıyar |
Gül | Yioulia | Rose | ~ Fa gül gül, her türlü çiçek |
Güveç | Guvetsi | Brick Bowl | ~ ET? küveç toprak yemek kabı (oğ xiv) • ET küveç (at koşumuna ait bir parça) sözcüğüyle birleştirilemez. |
Güverte | Kouverta | Deck of a ship | ~ İt (Ven) covèrta [mod. coperta] örtü, kaplama, gemi güvertesi < covèrzer [mod. coprire] kaplamak, örtmek ~ Lat cooperire co(n)- + operire kapamak, örtmek → aperitif • Aynı kökten İng cover, Fr couvert (örtü). |
Haber | Haberi | News | ~ Ar xaber [msd.] haber, bilgi, anlatılan şey, rivayet < #xbr خبر görerek bilme, haberli olma |
Halı | Hali | Carpet, rug | ~ Fa qālī halı • Nihai kökeni belirsizdir. |
Halka | Halkas | Ring | |
Hamal | Hamalis | Porter | |
Hamam | Hamami | Turkish bath | |
Hamsi | Hamsi | Anchovy | |
Hançer | Hatzari | Short sword | |
Hanım | Hanoumi-sa | Lady | |
Hap | Hapi | Pill | |
Haram | Harami | Waste, sin | |
Harem | Haremi | Harem | |
Harita | Hartis | Map | |
Harman | Harmani | Blend | |
Hatır | Hatiri | For somebody's sake, favor | |
Hava | Havas | Air, mood | |
Havuz | Havuza | Cistern, pool | |
Havyar | Haviar | Caviar | |
Hayvan | Haivani | Animal, beast | |
Helva | Halvas | Halva, a desert | |
Helal | Halali | Honest, permissible | |
Hendek | Handaki | Ditch | |
Hoca | Hotzas | Teacher, priest | |
Hora | Horos | Dance | |
Horon | Horos | Dance | |
Hovarda | Houvardas | Extravagant, womanizer | |
Hoyrat | Horiatis | Rough, Peasant | |
Huni | Honi | Funnel | |
Hurafe | Kourafexala | Superstition | |
Hurma | Hurmas | Date | |
Huy | Houi | Habit | |
Huzur | Houzouri | State of harmony | |
Ihlamur | Flamouri | Linden Tree | |
Irgat | Ergatis | Agricultural worker | |
Iskarmoz | Skarmos | Oar support | |
Iskarta | Skartos | Defective | |
Iskorpit | Skorpios | A fish | |
Ispanak | Spanaki | Spinach | |
Istaka | Steka | Billiard cue | |
Istampa | Stampa | Stamp | |
Izgara | Skara | Grill | |
İbrik | Briki | Pot | |
İmam | Imamis | Muslim priest | |
İmam Bayıldı | Imam Baild | A dish | |
İnsaf | Nisafi | Fairness | |
İskambil | Skambili | Playing cards | |
İskandil | Skandali | Sounding lead in guns | |
İskarpin | Skarpini | Shoe | |
İskelet | Skeletos | Skeleton | |
İskonto | Skonto | Discount | |
İspinoz | Spinos | Chaffinch | |
Istakoz | Astakos | Lobster | |
İstavrit | Stavritis | A fish | |
İstavroz | Stavros | Cross | |
İsteri | Ysteria | Hysteria | |
İstridye | Stridi | Oyster | |
Kabadayı | Kabadais | Tough guy | |
Kabuk | Kavouki | Shell (of animals etc.) | |
Kadife | Katifes | Velvet | |
Kadayıf | Kadaifi | Kadaif | |
Kalabalık | Kalabaliki | Mass of people | |
Kalamar | Kalamari | Squid | |
Kalay | Kalai | Solder (A metal) | |
Kalaycı | Kalaitzis | Tinker | |
Kaldırım | Kaldirimi | Sidewalk | |
Kalem | Kalemi | Pen, chisel | |
Kalfa | Kalfas | Assistant | |
Kalıp | Kaloupi | Form | |
Kalpak | Kalpaki | Fur Cap | |
Kalpazan | Kalpiko | Counterfeiter, lazy | |
Kama | Kama | Short dagger | |
Kambur | Kampouris | Hunchback | |
Kamçı | Kamtsiki | Whip | |
Kampana | Kampana | Bell | |
Kamyon | Kamioni | Truck | |
Kanal | Kanali | Chanel, strait | |
Kanepe | Kanapes | Sofa | |
Kantar | Kantari | Balance | |
Kapak | Kapaki | Cover | |
Kapora | Kaparo | Deposit | |
Kaplama | Kaplamas | Covering | |
Kaplan | Kaplani | Tiger (Hawk in Greek) | |
Karagöz | Karagoz | Black eyed, a shadow figure | |
Karakol | Karakoli | Police office, police | |
Karamela | Karamella | Candy | |
Karanfil | Garyfallo | Carnation | |
Karavana | Kouramana | Meal in the army | |
Kardeş | Kardasis | Brother | |
Karga | Karga | Crow, a bird | |
Karides | Garides | Shrimp | |
Karpuz | Karpuzi | Watermelon | |
Karşı | Karsi | Opposite | |
Karşılama | Karsilamas | A dance | |
Karyola | Kariola | Bed ('Nasty'woman in Greek) | |
Kasa | Kassa | Safe, packing case | |
Kasap | Hasapis | Butcher | |
Kasket | Kasketo | Cap | |
Kaşar | Kaseri | Yellow cheese | |
Katran | Katrani | Tar | |
Kavak | Kavaki | Willow | |
Kavga | Kavgas | Quarrel, fight | |
Kavurma | Kavourmas | A type of meat cooking | |
Kayık | Kaiki | Small boat | |
Kayıkçı | Kaiktsis | Seaman | |
Kayısı | Kaisi | Apricot | |
Kaymak | Kaimaki | Cream of milk | |
Kazan | Kazani | Large cooking bowl | |
Kazma | Kasmas | Pick | |
Kebap | Kebap | Kebap | |
Keçe | Ketses | Coarse felt | |
Keçi | Katsika | Goat | |
Kefal | Kefalos | A fish | |
Kelepir | Kelepouri | Bargain | |
Kemençe | Kementzes | A string instrument | |
Kerata | Keratas | Cuckold | |
Kerevet | Krevati | Bedstead (bed in G.) | |
Kerhane | Kiarhanes | Brothel | |
Kerpeten | Kerpeteni | Pliers | |
Kesat | Kesati | Lack of bussiness | |
Kese | Keses | Shallow bowl, purse in T. | |
Kestane | Kastano | Chestnut | |
Keyif | Kefi | Fun | |
Kılıf | Klifi | Cover | |
Kıyma | Kimas | Ground meat | |
Kibar | Kibaris | Kind, gentle | |
Kiler | Kelari | Store room | |
Kilim | Kilimi | Carpet | |
Kilise | Ecclisia | Church | |
Kilit | Klidi | Lock, (key in Greek) | |
Kilot | Kilota | Underpants | |
Kimyon | Kymino | Cumin | |
Kiraz | Kerasi | Cherry | |
Kiremit | Keramidi | Tile | |
Kitap | Kitapi | Book | |
Klefte | Kleftis | Thief, theft | |
Koçan | Kotsani | Cob | |
Kof | Koufos | Empty, without content | |
Kofana | Koufaina | Larger bluefish | |
Kokona | Kokona | Ugly, old woman | |
Kokoreç | Kokoretsi | Stuffed, grilled intestine | |
Kolonya | Kolonia | Eau de Cologne | |
Koma | Koma | Coma | |
Komposto | Komposta | Fruit salad | |
Konak | Konaki | Small Palace | |
Konserve | Konserva | Canned food | |
Kopil | Kopeli (Cr | Small boy, rascal | |
Kotra | Kotero | Small boat | |
Kova | Kouvas | Bucket | |
Köfte | Keftes | Meatballs | |
Körfez | Korfos | Bay, gulf | |
Kukla | Kukla | Puppet, doll | |
Kukuleta | Koukoula | Cowl | |
Kulanpara | Kolombaras | Homosexual | |
Kulübe | Kalyva | Hut | |
Kumar | Koumari | Gambling | |
Kumbara | Koumbara | Coin box | |
Kundak | Kontaki | Baby carriage, gun carriage | |
Kupa | Kupa | Mug | |
Küpeşte | Koupasti | Handrail of banisters | |
Kurabiye | Kurambies | Cookie | |
Kurdela | Kordela | Wrapping | |
Kusur | Kousouri | Fault | |
Kutu | Kouti | Box | |
Kuzine | Kouzina | Kitchen, stove | |
Küfe | Kofa | Large basket | |
Kümes | Koumasi | Coop | |
Lahana | Lahano | Cabbage | |
Lakerda | Lakerda | Salted, dried fish | |
Lakırdı | Lakirdi | Talk, gossip | |
Lala | Lalas | Servant | |
Lapa | Lapas | Mash | |
Leblebi | Lemplempi | Chick peas | |
Leke | Lekes | Stain | |
Levrek | Lavraki | Bass, a fish | |
Leylek | Leleki | Stork | |
Liman | Limani | Harbour | |
Limon | Lemoni | Lemon | |
Lodos | Notos | Southern wind (south in Greek) | |
Lokum | Lukumi | Turkish (Greek) Delight | |
Lüfer | Luferi | Blue fish | |
Macun | Mantzuni | Elixir, potion | |
Mahmur | Mahmouris | Sleepy | |
Makara | Makaras | Spool | |
Manastır | Monastiri | Monastery | |
Manav | Manavis | Green Grocer | |
Mandal | Mandalon | Latch | |
Mandalina | Mandarini | Tangerine | |
Mangal | Mangali | Grill | |
Manolya | Manolia | A flower | |
Mantar | Manitari | Mushroom | |
Manyak | Manyakos | Maniac | |
Marangoz | Marangos | Carpenter | |
Marazi | Marazi | Morbid, hysterical | |
Marul | Maruli | Lettuce | |
Mastika | Mastiha | Raki, ouzo | |
Mavna | Mavna | Fishing boat | |
Mavro | Mavro | Negro (slang) | |
Maydanoz | Maidanos | Parsley | |
Meltem | Meltemi | Summer wind | |
Mendil | Mandili | Napkin | |
Menekşe | Menekses | Violet | |
Mengene | Mengeni | Press, screw jack clamp | |
Mersin | Myrsini | Myrtle | |
Mermer | Marmaron | Marble | |
Metazori | Me to zori | By force, by threat | |
Metelik | Metallikos | Small money | |
Meydan | Meidani | Square | |
Mıknatıs | Magnitos | Magnetic material | |
Meze | Mezes | Snack | |
Midye | Mydi | Mussel | |
Mikrop | Mikrobio | Microbe | |
Misafir | Musafiris | Guest | |
Moloz | Molos | Rubble | |
Musluk | Mousloki | Tap | |
Musakka | Musakas | A dish | |
Muşmula | Mousmoula | A fruit | |
Müze | Mousio | Museum | |
Narenciye | Nerantzi | Orange like fruits | |
Nargile | Nargiles | Tobacco pipe | |
Naz | Nazi | Reluctance | |
Ninni | Nani | Lullaby | |
Nişasta | Nisestes | Starch | |
Ocak | (To) tzaki | Owen | |
Oğlan | Ts-oglani | Boy (Bad boy in G.) | |
Okka | Oka | Measure of weight | |
Oklava | Okladion | Stick to open dough | |
Okyanus | Okeanos | Ocean | |
Omuz | Omos | Shoulder | |
Orfoz | Rofos | A fish | |
Orman | Roumani | Forest | |
Pabuç | Papoutsi | Shoe | |
Paça | Patsas | A soup | |
Paçavra | Patsaura | Ugly, dirty | |
Palamar | Palamari | Rope for the boat | |
Palamut | Palamuti | A fish | |
Palto | Palto | Overcoat | |
Panayır | Panigyri | Fair | |
Panjur | Pantzouri | Shutters | |
Pantolon | Panteloni | Trousers | |
Papara | Papara | A dish | |
Papaz | Papas | Priest | |
Para | Paras | Money | |
Paralı | Paralis | Rich | |
Parazit | Parasito | Parasite | |
Partal | Pardalos | Rugged, dirty | |
Paskalya | Pashalia | Easter | |
Pasta | Pasta | Cake, pleat | |
Pastırma | Pastourmas | Dried meat | |
Patates | Patates | Potatoes | |
Patırtı | Patirdi | Noise | |
Patlıcan | Patlatzani | Eggplant | |
Pavurya | Kavouria | Edible crab, spider crab | |
Pazar | Pazari | Market | |
Peksimet | Paksimadi | Dried bread | |
Pekmez | Petimezi | Syrup | |
Perde | Berdes | Curtain | |
Pestil | Pastelli | Sheet of sundried fruit | |
Pezevenk | Pezevengis | Pimp | |
Pırasa | Praso | Leek | |
Pide | Pitta | Pita | |
Pilaki | Fasolia plaki | Beans with onion and oil | |
Pilav | Pilafi | Rice | |
Pirzola | Brizola | Steak | |
Piskopos | Episkopos | Orthodox bishop | |
Portakal | Portokali | Oranges | |
Poğaça | Buatza | Pastry | |
Poyraz | Voryas | Northern wind | |
Pudra | Poudra | Powder | |
Rahat | Rahati | Rest, relaxation | |
Rakı | Raki | Raki, ouzo | |
Reçel | Retseli | Jam | |
Reçine | Retsini | Resin | |
Revani | Revani | A dessert | |
Rezil | Rezili | Ridiculed, embaressment | |
Sabun | Sapuni | Soap | |
Sahan | Sagani | Small frying pan | |
Sakat | Sakatis | Cripple | |
Salamura | Salamoura | Dried, salted fish | |
Salep | Salepi | A hot drink | |
Şalvar | Salvari | Loose trousers | |
Salya | Salia | Saliva | |
Salyangoz | Saliangos | Snail | |
Şamar | Siamara | Slap in the face | |
Şamata | Samatas | Noise | |
Sandalet | Sandali | Open shoe | |
Sardalya | Sardela | Sardines | |
Sarık | Sariki | Turban | |
Sarraf | Sarafis | Money and gold changer | |
Saz | Sazi | A string instrument | |
Sazan | Sazani | A fish | |
Semer | Samari | Saddle | |
Sermaye | Sermagia | Capital | |
Sersem | Sersemis | Fool | |
Sevda | Sevdas | Love, sorrow | |
Seyran | Seriani | Walk, stroll | |
Sıra | Sira | Row | |
Sırma | Sirma | Therad | |
Sıva | Sovas | Construction bond | |
Siftah | Seftes | First sale of the day | |
Siktir | Sihtiri | Get out of here! | |
Simit | Simiti | Ring shaped bread roll | |
Sinik | Sniki | Measure of cereals | |
Soba | Soba | Stove for room heating | |
Sokak | Sokaki | Street | |
Somya | Somies | Bedstead (metal) | |
Soy | Soi | Relatives, ancestors | |
Sucuk | Soutzouki | Sausages | |
Sultan | Soultan | Sultan | |
Supya | Soupia | Cuttlefish | |
Susam | Sousami | Sesame | |
Sümbül | Zoumbouli | Hyacinth | |
Sünger | Sfungari | Sponge | |
Şapşal | Sapsalis | Stupid | |
Şerbet | Serbeti | Sherbet | |
Şerit | Siriti | Stripe, chevron | |
Takım | Takimi | Set, shift of workmen | |
Takoz | Takos | Wedge | |
Takunya | Takouni | Heel of shoe, wooden shoe | |
Tamah | Tamahi | Greed | |
Tambur | Tambouras | An instrument | |
Tapa | Tapa | Cork, stopper | |
Taraça | Taratsa | Terrace | |
Tarama | Taramas | A seafood appetizer | |
Tarhana | Trahanas | A soup | |
Tavan | Tavani | Ceiling | |
Tavla | Tavli | Backgammon | |
Tavus | Taos (ancient G.) | Peacock | |
Tel | Teli | Chord, string | |
Tembel | Tembelis | Lazy | |
Temel | Themelio | Foundation | |
Tencere | Tentzeris | Cooking pot | |
Teneke | Tenekes | Tin | |
Tepe | Tepes | Hill | |
Tepsi | Tapsi | Baking tin | |
Tersane | Tarsanas | Shipyard | |
Tertip | Tertipi | Trick | |
Tırpan | Trapani | Scythe | |
Tomar | Tomari | Pile, roll, scroll | |
Tombeki | Toumbeki | Tobacco pipe | |
Top | Topi | Ball | |
Torba | Ntorvas | Sack, bag | |
Tuğla | Touvlo, to | Brick | |
Tulumba | Touloumba | Pump, a dessert | |
Turp | To rapanaki | Radish | |
Turşu | Toursi | Pickle | |
Tüfek | Toufeki | Gun | |
Türlü | Tourlou | A dish of mixed vegetables | |
Uğur | Ogouri | Good luck | |
Uskumru | Skumbri | A fish | |
Vaftiz | Vaftisi | To baptise | |
Varil | Vareli | Barrel, cask | |
Veresiye | Verese | On credit | |
Vernik | Verniki | Varnish | |
Vişne | Visinia | Sour cherry | |
Yahni | Yahni | Sort of ragout, a dish | |
Yaka | Yakas | Collar | |
Yalı | Yalos | Shore, beach | |
Yapı | Yapi | Construction | |
Yasemin | Yasemi | Jasmine | |
Yelek | Yeleki | Waist coat | |
Yoğurt | Yaourti | Yoghurt | |
Zar | Zari | Die, dice | |
Zargana | Zargana | Needlefish | |
Zarif | Zarifis | Elegant | |
Zembil | Zembili | Flat straw basket | |
Zevzek | Zeuzekis | Silly, superficial | |
Zeybek | Zeibekikos | A dance | |
Zifiri | Zoferos | Darkness | |
Zor | Zori | Force, trouble, difficulty | |
Zurna | Zurnas | A wind instrument | |
Zülüf | Tsouloufi | Lock of hair | |
Zümrüt | Zoumrouti | Emerald |
Kaynakça
değiştir- ^ "Türkçe - Yunanca Ortak Sözcükler". 5 Eylül 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Ağustos 2009.
- ^ "Sözlerin soyağacı - Sevan Nişanyan". 1 Aralık 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Ağustos 2009.