Kullanıcı:LostMyMind/SM logları/2020

Anasayfada 2020 yılında yer alan HSM içerikleri değiştir


 

Balkanlar, Avrupa kıtasının güneydoğu kesiminde, İtalya Yarımadası'nın doğusu, Anadolu'nun batısı ve kuzeybatısında yer alan coğrafi ve kültürel bölgedir. Bölge için bazı yayınlarda Güneydoğu Avrupa terimi de kullanılır. Bölgenin adı olan Balkan veya Balkanlar sözü Türkçedir. Bölge adını batıdan doğuya uzanan ve Bulgaristan'ı ikiye bölen dağ silsilesinden almıştır. Önceleri bu sıradağların adı olarak kullanılan Balkan, daha sonraları tüm bu bölge için kullanılmaya başlanmıştır. "Balkan" sözcüğüne bütün dillerde rastlanır. Balkanlar'ın bazı kısımlarındaki çok yönlü geri kalmışlık sebebiyle bölge genel olarak, Avrupa'nın sorunlu yerlerinin başında kabul edilir. Osmanlı İmparatorluğu'nun bölgedeki hükümranlığının bitişinden itibaren Balkanlar'ın paylaşımına dair sıkıntılar günümüze dek sürmüştür. Bölgede, 49 milyon civarında insan yaşar. Osmanlı İmparatorluğu'ndan önce, Eski ve Orta Çağ kaynaklarında, topografik durumu iyi bilinmeyen bölgedeki dağların bazı kısımlarına Haemus (Yunanca: Αἵμου veya Αἵμος) denirdi. Günümüzde topraklarının tamamı veya bir kısmı Balkanlar'da yer alan ülkeler Arnavutluk, Bosna-Hersek, Bulgaristan, Hırvatistan, Karadağ, Kosova, Makedonya, Romanya, Slovenya, Sırbistan, Türkiye ve Yunanistan'dır. (Devamı...)


 

FIFA Dünya Kupası, uluslararası alanda futboldan sorumlu en üst düzey yönetim organı olan Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği (FIFA) üyesi ülkelerin erkek millî takımlarının katılabildiği uluslararası futbol turnuvası. 1930'daki ilk turnuvadan beri, II. Dünya Savaşı sebebiyle gerçekleştirilemeyen 1942 ve 1946 yılları dışında dört yılda bir düzenlenmektedir. Turnuvanın geçerli statüsünde, turnuva öncesindeki üç yıl boyunca süren eleme aşaması vardır. Günümüz itibarıyla FIFA üyesi 209 ülkenin katılabileceği elemeleri geçmeyi başaran takımlar, FIFA Dünya Kupası Finalleri adını taşıyan final aşamasında mücadele eder. Finallerde, o yılın turnuvasına ev sahipliği yapmasından ötürü eleme oynamaksızın direkt olarak katılan ev sahibi ülke veya ülkelerle birlikte toplamda 32 millî takım yer alır. Dörder takımdan oluşan sekiz gruba ayrılan katılımcılar, bu ilk aşamada grubundaki diğer takımlarla birer maç yaptıkları birinci turda yarışır. Grupları ilk iki sırada tamamlayan takımlar, tek maçlı eliminasyon sistemiyle gerçekleştirilen ikinci aşamaya geçer. Final maçını kazanan takım şampiyon olurken üçüncü takımı belirleme amacıyla yarı finalde kaybedenler arasında bir üçüncülük maçı oynanır. Günümüze kadar düzenlenmiş olan toplam 20 turnuvada 8 farklı takım şampiyonluğa ulaşmıştır. Her turnuvaya katılmış olan tek takım konumundaki Brezilya, kazandığı beş şampiyonluk ile kupanın en başarılı takımıdır. İtalya ve Almanya dörder; Arjantin ve Uruguay ikişer; İngiltere, Fransa ve İspanya ise birer şampiyonluk kazanmıştır. (Devamı...)


 

Martin Keamy, ABC'nin televizyon dizisi Lost'un dördüncü sezonunda yer alan yinelenen kurgusal bir karakterdir. Kevin Durand'ın canlandırdığı Keamy karakteri ilk kez, dizinin dördüncü sezonunun beşinci bölümünde, Lost'un geçtiği adanın açıklarına demirlemiş Kahana adlı bir yük gemisinin mürettebatlarından biri olarak göründü. Keamy sezonun ikinci yarısında dizinin başlıca antagonisti oldu. Milyarder Charles Widmore (Alan Dale) tarafından kiralanan paralı askerler topluluğunun lideridir. Widmore bu grubu düşmanı Ben Linus'ı (Michael Emerson) ele geçirmeleri için adaya göndermiştir. Keamy kötü bir karakterdir ve kendisi de bunun farkındadır. Dizinin sorumlularından biri Durand'ı 3:10 Treni filminde izledikten sonra, onunla rol için temasa geçildi. Diğer Lost oyuncuları gibi Durand da rolü aldığında oynayacağı karakter hakkında bilgilendirilmedi. Durand'ın konuk oyuncu olarak kısıtlı kaldığı dördüncü sezondaki dokuz bölüm boyunca, onun adaya ulaşmadan önceki yaşamıyla ilgili olarak çok az bilgi gösterildi. Durand bunu, seyircinin onun alçak karakterinden nefret etmeyi sevmesinin bir nedeni olarak gösterdi. Eleştirmenler Lost geleneğinin kırılması ve görünüşte kalpsiz olan bir karakterin yaratılması nedeniyle dizinin yazarlarını övdü, ayrıca Durand'ın görünüşü ve performansı da olumlu karşılandı. Keamy, şovun altıncı sezonunda, onuncu yer alışı ile dizide göründü. (Devamı...)


 

Surtsey, İzlanda'nın güney kıyıları yakınında bulunan volkanik bir ada. Adı, İzlandaca "Surtr'ün adası" anlamına gelir. 63.30° Kuzey, 20.62° Batı koordinatlarında bulunan ada, İzlanda'nın en güneydeki ve en genç toprak parçasıdır. Ada, 130 metre derinlikte okyanus tabanından başlayarak 14 Kasım 1963 tarihinde yüzeye ulaşan bir volkanik hareketlenme sonucunda oluşmuştur. Hareketliliğin yüzeye yansımasından birkaç gün kadar önce başladığı tahmin edilmektedir. Ada, püskürmenin durduğu 5 Haziran 1967 tarihinde, 2,7 km²'lik yüz ölçümü ile en geniş durumuna ulaşmıştır. O günden bu yana bölgede sık sık görülen dalga ve rüzgâr erozyonu nedeniyle adacığın boyutları hızla küçülmektedir. 2002 itibarıyla adanın yüz ölçümü yalnızca 1,4 km²'dir. Yeni oluşan ada, hareketlenmenin yaşandığı süre boyunca yanardağ araştırmacıları tarafından ilgiyle izlendi. Yanardağın sönmesinin ardından ada, botanikçiler ile biyoloji araştırmacılarının yoğun ilgisiyle karşı karşıya kaldı. Bütünüyle çorak ve boş olan adada sıfırdan başlayarak yavaş yavaş oluşmaya başlayan doğal yaşamın gelişmesi, bilim adamlarınca izlendi. Surtsey'i oluşturan deniz altı yarıkları, Vestmann Adaları deniz altı volkanlarının parçalarıdır. Deniz tabanında bulunan bu büyük çatlaklar Atlantik Ortası Sırtı olarak adlandırılır. (Devamı...)


 

Abutiu, Antik Mısır döneminde yaşamış bir köpek olup, tarihte belgelenmiş ismi bilinen en eski evcil hayvanlardan biridir. Altıncı Hanedan'da (MÖ 2345-2181) yaşamış bir kraliyet bekçi köpeği olduğuna inanılan Abutiu, adı bilinmeyen bir firavunun emriyle Gize Nekropolü'nde ayrıntılı bir cenaze töreni ile gömülmüştür.

Firavunun Abutiu'nun cenazesine bağışladığı hediyeleri listeleyen bir yazı taşı, 1935 Ekim'inde George Andrew Reisner tarafından bulundu. Taş, aslen yerleştirilmiş olabileceği tahmin edilen Abutiu'nun sahibine ait mezarın yıkılmasından sonra, Altıncı Hanedan'a ait mastabanın yapısına dahil edilmiş devşirme malzemelerin bir parçası olarak bulundu. Beyaz kireç taşından yapılmış tablet 54,2×28,2×23,2 cm boyutundadır. Yazıt, dikey çizgilerle ayrılmış on dikey sıra hiyeroglif dizisinden oluşur. (Devamı...)


 

Vince Kasırgası,, 8 Ekim 2005'te Atlas Okyanusu'nun kuzeydoğusunda meydana gelen kasırgadır. 2005 Atlantik kasırga mevsiminin bir parçası olup tropikal siklonlar için çok soğuk olduğu düşünülen sularda ortaya çıkmıştır. Kasırga, çok aktif geçen bu kasırga mevsiminde gerçekleşen 20. adlandırılmış hava olayı ve 12. kasırgadır.

8 Ekim tarihinde ekstratropikal sistem olarak başlayan bu hava hareketi, Azorlar'ın güneydoğusunda subtropikal fırtına özelliği göstermeye başlamıştır. ABD Ulusal Kasırga Merkezi bu sistemi ertesi gün, etkinlik kasırgaya dönüşmeden hemen önce adlandırmıştır. Vince deniz üzerinde etkisini yitirmiş ve 11 Ekim tarihinde İber Yarımadası'na düşük yoğunlukta yağış bırakmıştır. Bu özelliği 1842 İspanya kasırgasından sonra gösteren ilk fırtına olan Vince, İspanya üzerinden geçerken dağılmış ve bu hava hareketinden geriye kalanlar ise Akdeniz'e yönelmiştir.(Devamı...)


 

Samantha Smith (29 Haziran 1972, Houlton - 25 Ağustos 1985, Auburn), Amerika Birleşik Devletleri-Sovyetler Birliği ilişkilerinin gelişmesinde rol oynayan Amerikalı öğrenci, barış aktivisti, iyi niyet elçisi ve oyuncudur. İki ülke arasındaki Soğuk Savaş devam ederken Kasım 1982'de yeni göreve başlayan Sovyetler Birliği Komünist Partisi genel sekreteri Yuri Andropov'a mektup gönderdi. Andropov'un mektuba yanıt vererek kendisini Sovyetler Birliği'ne davet etmesi sonucu ailesiyle birlikte 7-22 Temmuz 1983 tarihleri arasında ülkeyi ziyaret etti. Yolculuğu kapsamında Moskova'yı, Leningrad'ı ve Gurzuf'daki Artek Pioner kampını gezdi. Smith, her iki ülkede iyi niyet elçisi olarak tanındı. "Amerika'nın En Genç Büyükelçisi" sıfatıyla ve daha sonra gittiği Japonya'da barış çalışmaları yapan bir aktivist olma yönüyle medyanın ilgisiyle karşılaştı. Sovyetler Birliği ziyareti sırasında şahit olduklarını Journey to the Soviet Union adlı kitabında anlattı. (Devamı...)


 

Elektron, eksi bir temel elektrik yüküne sahip atomaltı parçacıktır. Lepton parçacık ailesinin ilk nesline aittirler ve bileşenleri ya da bilinen bir alt yapıları olmadığından genellikle temel parçacıklar olarak düşünülürler. Kütleleri, protonların yaklaşık olarak 1/1836'sı kadardır. Elektronun kuantum mekaniği özellikleri arasında, indirgenmiş Planck sabiti (ħ) biriminde ifade edilen, yarım tam sayı değerinde içsel bir açısal momentum (spin) vardır. Fermiyon olmalarından ötürü, Pauli dışarlama ilkesine göre iki elektron aynı kuantum durumunda bulunamaz. Temel parçacıkların tamamı gibi elektronlar da hem parçacık hem dalga özelliklerini gösterirler ve bu sayede diğer parçacıklarla çarpışabilir ya da kırınabilirler. (Devamı...)


 

Açlık Oyunları, Amerikalı yazar Suzanne Collins'in 2008'de yayımlanan distopik macera türündeki romanıdır. Roman, Kuzey Amerika'da, gelecekte, kıyamet sonrası bir dönemde yer alan Panem adlı kurgusal ülkenin halkından olan 16 yaşındaki Katniss Everdeen'in bakış açısıyla yazılmıştır. Romanda, son derece gelişmiş bir metropol olan Capitol, ulusun geri kalanı üzerinde politik kontrol uygulamaktadır. Romana adını veren Açlık Oyunları, Capitol'ü çevreleyen on iki mıntıkanın her birinden kurayla seçilen 12-18 yaşlarında bir erkek ve bir kızın televizyonda yayımlanan ölümüne mücadelesini içeren geleneksel bir etkinliktir. Kitap, eleştirmenlerin çoğundan olumlu tepkiler alırken konusu ve karakter gelişimi açısından da övüldü. Collins, Açlık Oyunları'nı yazarken konusu için Yunan mitolojisi, Roma gladyatör oyunları ve çağdaş reality şovlardan yararlandı. Roman, Kaliforniya Genç Okur Madalyası dâhil olmak üzere çeşitli ödüller aldı. (Devamı...)


 

Georgi Çiçerin (24 Kasım 1872, Kirsanovski - 7 Temmuz 1936, Moskova), Rus marksist devrimci, 1918-1930 yılları arasında Sovyet Dışişleri Halk Komiseri görevi yapan Sovyet politikacı, diplomat, tarihçi ve müzikologdur.

1905'te Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi'nin Menşevik fraksiyonuna katıldı. I. Dünya Savaşı yıllarında Bolşeviklerin savaş karşıtı görüşlerini benimsediği için siyasi baskılara maruz kaldı ve İngiltere'de tutuklandı. 1917 yılında Ekim Devrimi'nin ardından Dışişleri Komiseri Troçki'nin girişimleriyle serbest kaldı ve Rusya'ya geri döndü. Sovyet liderleri Lenin ve Troçki tarafından Dışişleri Komiserliği'nde çalışmasına karar verildi. Mart 1918'de Dışişleri Halk Komiseri oldu. Komintern'in birinci kongresinde yönetici olarak görev aldı. Rus İç Savaşı sırasında pek çok diplomatik görev aldı, ateşkes antlaşmaları imzalanmasını ve Sovyet hükûmetinin pek çok ülke tarafından resmî olarak tanınmasını sağlayan görüşmeler yürüttü.(Devamı...)


 

Northrop YF-23, Amerika Birleşik Devletleri Hava Kuvvetleri için tasarlanmış tek kişilik, çift motorlu hayalet avcı uçağı ve teknoloji göstericisidir. Tasarım, Lockheed YF-22 ile birlikte hava kuvvetlerinin Gelişmiş Taktik Avcı yarışmasında üretim sözleşmesi için iki finalistten biri oldu.

1980'lerde Amerika Birleşik Devletleri Hava Kuvvetleri, özellikle Sovyetler Birliği'nin Suhoy Su-27 ve Mikoyan MiG-29'una karşı mevcut avcı uçaklarının yerine geçecek bir tasarım aramaktaydı. Açılan yarışmada birçok şirket tasarımlarını değerlendirmeye sundu. Finalist olarak Northrop ve Lockheed'in önerileri seçildi. Northrop, YF-23'ü geliştirmek için McDonnell Douglas ile ortak çalışırken; Lockheed, Boeing ve General Dynamics birlikte YF-22'yi geliştirdi. (Devamı...)


 

Lockheed YF-22, Amerika Birleşik Devletleri Hava Kuvvetleri için tasarlanmış tek kişilik, çift motorlu avcı uçağı ve teknoloji göstericisidir. Hava kuvvetlerinin düzenlediği Gelişmiş Taktik Avcı yarışmasının gösterim/doğrulama aşaması için iki prototipi üretilen tasarım, yarışmada finalist oldu. YF-22, Northrop YF-23'e karşı yarışmayı kazanarak Lockheed Martin F-22 Raptor adıyla üretime girdi. YF-22, üretim modeli olan F-22 ile benzer aerodinamik tasarıma ve düzene sahip olsa da; kokpit, dikey stabilizeleri, kanatların konumu ve tasarımı ile gövde iç yapısında birtakım farklılıklara sahipti. (Devamı...)


 

Usame bin Ladin'in Abbottabad'daki kompleksi, veya yerel halk tarafından bilinen adıyla Veziristan Konağı, el-Kaide'nin kurucuları arasında yer alan ve örgütün kuruluşundan 2 Mayıs 2011'deki ölümüne kadar liderliğini üstlenen Usame bin Ladin'in bir dönem gizli olarak yaşadığı, çeşitli yapılardan oluşan komplekstir. Pakistan'ın Hayber Pahtunhva eyaletindeki Abbottabad şehrine bağlı Bilal Town kasabasında yer alan kompleks, Pakistan Harp Akademisi'nin yaklaşık 1,3 km (0,8 mi) güneybatısında, toprak bir yolun sonunda bulunmaktaydı.

Bin Ladin; Pakistanlı bir istihbarat görevlisinin ifadesine göre Ocak 2006'da, eşlerinden biri olan Emel Ahmed Abdülfettah'ın yakalandıktan sonra Pakistanlı yetkililerce yapılan sorgulamasındaki ifadesine göre ise 2005'te burada yaşamaya başlamıştı. Üç katlı bir ana yapının bulunduğu kompleksin etrafı beton duvarlar ve bu duvarların üzerine çekilen dikenli tellerle çevriliydi. Giriş kısmında metal bir güvenlik kapısının yer aldığı komplekste çeşitli hayvanlar ile bir sebze bahçesi de bulunuyordu. Bin Ladin'in kuryeliğini yapan Ebu Ahmed el-Kuveyti'nin varlığını ve konumunu tespit eden Amerikalı istihbaratçılar, bu sayede Ağustos 2010'da komplekse ulaştı. (Devamı...)


 

Samsun, Türkiye'nin büyükşehir statüsündeki otuz ilinden biridir. Karadeniz Bölgesi'ndeki Orta Karadeniz Bölümü'nün Canik Dağları Yöresi'nde, Türkiye coğrafyasının en kuzeyinde, merkezî bir noktada yer alır. On yedi ilçesi ve 1.247 mahallesi bulunan Samsun, 1.348.542 kişilik nüfusuyla bölgenin en yüksek, Türkiye'nin ise on altıncı en yüksek nüfuslu ilidir. Doğusunda Ordu, güneyinde Tokat ve Amasya, batısında ise Çorum ve Sinop illeri ile çevrili olup kuzeyinde Karadeniz bulunur. Karadeniz Bölgesi'nin eğitim, sağlık, sanayi, ticaret, ulaşım ve ekonomi açılarından en gelişmiş şehri olan Samsun kalkınmada birinci derecede öncelikli yörelerden biridir. "Karadeniz'in Başkenti" ve "Atatürk'ün Şehri" olarak tanıtılmaktadır. (Devamı...)


 

Samsun 19 Mayıs Stadyumu, Samsun'un Tekkeköy ilçesinde bulunan akıllı çok amaçlı stadyumdur. 33.919 koltuk kapasitesiyle Samsunspor'un iç saha maçlarına ev sahipliği yapmaktadır. Toplu Konut İdaresi tarafından yaptırılan ve 2017'de tamamlanan stadyum adını Mustafa Kemal'in Samsun'a çıktığı gün olan 19 Mayıs'tan almaktadır.

İlk olarak Nisan 2011'de duyurulan proje 3 Aralık 2012'de Toplu Konut İdaresince yapılan ve Ali Acar İnşaat'ın kazandığı ihale ile resmiyete dökülmüş, 4 Ağustos 2013 tarihindeki temel atma töreni ile de inşa aşamasına geçilmiştir. İnşaatın başlangıç tarihinden itibaren en geç 800 gün içerisinde tamamlanması taahhüt edilse de UEFA'nın standartlarına uyum sağlamak için projede yenileme yapılması, çatının inşasıyla sorumlu şirketin iflas etmesi gibi sebeplerle tamamlanma süresi birkaç kez sarkmıştır. Bu bağlamda, ilk etapta 2014-15 sezonunda hazır hâle geleceği açıklanan stadyumun açılışı önce 2015-16, daha sonra 2016-17 sezonu başına ertelense de bu hedefler de yakalanamamıştır. 2017 Temmuz'unda işler hâle getirilebilen stadyumun inşası 1400 günden fazla sürmüştür. (Devamı...)


 

Dali, Güney Kafkasya'da yaşayan halkların mitolojisinde görülen tanrıça figürü. Dali, özellikle Svan efsanelerinde görülmekle beraber, Megreller gibi diğer Güney Kafkas halklarında da Dali'ye eşdeğer kabul edilen figürler bulunmaktadır. Dali, dağ keçisi ve geyik gibi vahşi dağ hayvanlarının koruyuculuğunu yapan bir av tanrıçasıdır. Dali'nin yasaklarına itaat eden avcılar avlarında başarıya ulaşırken; kurallarına uymayanlar cezalandırılır.

Dali, efsanelerde çoğunlukla altın saça ve parlayan cilde sahip güzel ve çıplak bir kadın olarak tasvir edilir. Efsanelerde bazen sevdiği hayvanların şeklini alan Dali, genelde sürüsünden ayırt edilecek bazı işaretler taşır. Söylentilere göre dağların yüksek kısımlarındaki bir oyukta yaşar ve kayalıklarda yaşayan toynaklı av hayvanlara göz kulak olur. Farklı karakterlerini ve ilişkilerini yansıtan birçok farklı bölgesel lakapla isimlendirilmiş olan Dali; Svan halk hikâyelerinde insanlardan sevgililer edinip kıskançlıktan öldüren, Svanların kültürel kahramanı Amirani'nin aralarında bulunduğu çocuklar doğuran ve sonrasında rakibi Aziz Yorgi ile çatışan biri olarak betimlenmektedir. (Devamı...)


 

Midilli, veya önceki adıyla SMS Breslau, Alman İmparatorluğu donanması için inşa edilen Magdeburg sınıfı hafif kruvazördür. Yapımına 1910'da başlandı ve 16 Mayıs 1911'de denize indirildi. Göreve alınmasından sonra savaş kruvazörü Goeben ile birlikte, Balkan Savaşları'nın patlak vermesi nedeniyle Akdeniz Tümeni'nde görevlendirildi. Breslau ve Goeben, İstanbul'a ulaşmak için Akdeniz'deki İngiliz savaş gemilerinden kaçtıktan sonra Ağustos 1914'te Osmanlı İmparatorluğu tarafından satın alındı ve gemilerin adları Midilli ve Yavuz Sultan Selim olarak değiştirildi. İki gemi, ağırlıklı olarak Karadeniz'de, Rusların Karadeniz Filosu'na karşı hizmet etti ve diğer Osmanlı gemileri ile birlikte Ekim 1914'te Rus limanlarına baskınlar düzenledi. Bu baskınlar, Rusya'nın Osmanlı'ya savaş ilan etmesine ve Osmanlı İmparatorluğu'nun I. Dünya Savaşı'na İttifak Devletlerinin yanında katılmasına yol açtı. I. Dünya Savaşı sırasında Midilli, Rusya kıyılarına mayın döşeme, Rus limanlarını ve tesislerini bombalama ve Osmanlı ticaret gemilerinin yetersizliğinden dolayı Kafkasya Cephesi'nde savaşan Osmanlı birliklerine Karadeniz limanlarından asker ve malzeme tedarik etme görevlerini üstlendi. (Devamı...)


 

Süperstar '83, Türk şarkıcı Ajda Pekkan'ın dokuzuncu stüdyo albümü. 19 Mart 1983'te Balet Plak tarafından yayımlandı. Önceki on yılda piyasaya sürdüğü Süperstar (1977) ve Süperstar 2 (1979) albümleriyle eleştirel övgü toplayan şarkıcı, 1980 Eurovision Şarkı Yarışması'ndaki derecesiyle hayal kırıklığına uğrayınca bir süre müzik piyasasındaki görünürlüğünü azaltmıştı. Bu sırada Yaşar Kekeva Plak'tan iki plak çıkarmış ancak şirketle çeşitli sorunlar yaşamıştı. Şirketle anlaşmazlıkları devam eden şarkıcı, Ağustos 1982'de Metin Akpınar ve Zeki Alasya ile Büyük Kabare adlı müzikale girişti. Bu gösteri için Fikret Şeneş'in yazdığı bazı şarkılar Süperstar serisinin üçüncü uzunçalarının ön ayağını oluşturdu.

Neredeyse tamamı aranjman şarkılardan oluşan Süperstar '83, genel anlamda bir pop kaydı olsa da caz, disko ve yer yer oryantal etkilerini barındırır. Amerikalı şarkıcılar Amii Stewart ve Donna Summer ile İtalyan şarkıcılar Mia Martini ve Mina'nın şarkıları çalışmada yeni aranjmanlarıyla yer bulurlarken bu isimlerden bazıları da Pekkan'ın yorumculuğunu etkiledi. Tüm sözleri tek başına yazan Şeneş şarkılarda aşk temasını güçlü bir kadın figürü çizerek ve aldatılma, imkânsızlık ve kibir gibi duygularla birleştirerek işledi. (Devamı...)


 

Beyaz Rusya Cumhuriyeti Devlet Marşı, veya şarkı sözlerinin ilk kısmının kullanıldığı resmî olmayan adıyla Mı, Byelarusı (Türkçe: Biz Beyaz Ruslar), Beyaz Rusya'nın ulusal marşı. Ülkenin devlet sembolleri arasında yer alır. Marş ilk olarak 1940'lı yıllarda yazıldı ve 1955'te Beyaz Rusya Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'nde kullanılmak üzere kabul edildi. Marşın müziği Nestser Sakalouski tarafından bestelendi, sözleri Mihas Klimkoviç tarafından yazıldı. Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonraki dönemde 1995'ten 2002'ye kadar marşı resmi törenlerde sözsüz olarak Sakalouski tarafından bestelenen müzikle birlikte kullanılmaya devam etti. Klimkoviç ve Uladzimir Karızna tarafından yazılan yeni şarkı sözleri, 2 Temmuz 2002'de yayınlanan devlet başkanlığı kararnamesiyle kabul edilirken, Beyaz Rusya ile olan tarihi bağlantılarından dolayı bestede değişikliğe gidilmedi. Bu açıdan Beyaz Rusya, Rusya (Rusya Federasyonu Devlet Marşı), Özbekistan (Özbekistan Ulusal Marşı) ve Tacikistan (Surudi milliy) ile birlikte Sovyet marşlarının müziğini kullanımdan kaldırılmadan devam eden eski Sovyet ülkelerinden biridir. (Devamı...)


 

Samsunspor 2018-19 sezonu,, ya da kulübün verdiği adla Uyanış Sezonu, kırmızı beyazlı ekibin 2. Lig'deki ilk sezonu, kuruluşunun ise elli üçüncü yılıdır. 2017-18 sezonunda 1. Lig'de mücadele eden Samsunspor ligi 17. sırada tamamlayarak küme düşmüştü. Seçim süreciyle sezona başlayan Samsunspor'da eski başkan İsmail Uyanık yeniden takımın başına geçerek kulübü şirketleştirmiş ve Yüksel Yıldırım ile birlikte kulübün iki sahibinden biri olmuştur. Yapılan yatırımlar ile ekonomik darboğazdan kurtulan Samsunspor on yedi oyuncuyu gönderirken yine aynı sayıda oyuncu transfer ederek sil baştan yeni bir takım kurmuştur. Yeni teknik direktör Taner Taşkın idaresinde 9 Temmuz 2018 tarihinde yapılan ilk idmanla sezonu açan takım sezon öncesi çalışmalarını Palandöken ve Samsun'da sürdürmüştür. Kamp dönemi boyunca sekiz hazırlık karşılaşması oynayan Samsunspor 2 Eylül'deki Amed lig maçıyla birlikte de sezonun ilk resmî karşılaşmasına çıkmıştır. (Devamı...)


 

Jaguar, kedigiller familyasından ve Panthera cinsinin dört büyük kedisinden biri olan bir Yeni Dünya memelisidir. Diğer üç büyük kedi, Eski Dünya'dan kaplan, aslan ve parstır. Kaplan ve aslandan sonra en büyük üçüncü kedi olan jaguar, Batı yarımkürenin en büyük ve en güçlü kedisidir. Jaguar günümüzde Meksika'dan Orta Amerika'ya ve Paraguay'ın güneyi ile kuzey Arjantin'e kadar dağılan bir alanda bulunmaktadır. Benekli kedi, fiziksel olarak daha çok parsa benzese de daha güçlü yapısı, davranışsal ve habitat özellikleri ile kaplana daha yakındır. Tercih ettiği habitat cengel olsa da, ormanlık araziden açık araziye kadar çeşitli alanlarda yaşar. Genel olarak su kenarlarında bulunur ve kaplan gibi yüzmekten hoşlanan kediler olarak dikkat çekerler. Jaguar genel olarak yalnız dolaşan, avını izleyip pusuya düşüren bir avcıdır ve avını seçerken fırsatçı davranır. Aynı zamanda ekosistemi dengelemek ve av türlerinin nüfuslarını kontrol altında tutmak konusunda önemli rol oynayan hem süper hem de kilittaşı avcıdır. Diğer kedilere göre bile oldukça kuvvetli bir çeneye sahiptir. Kuvvetli çenesi sayesinde zırhlı sürüngenlerin kabuklarını deler ve memeliler arasında sıra dışı olan bir öldürme yöntemi kullanır. Beyne ölümcül darbeyi indirmek için doğrudan avının kafatasını iki kulağının arasından ısırır. (Devamı...)


 

And kondoru (Vultur gryphus), Yeni Dünya akbabaları familyasından olan ve Vultur cinsindeki tek kuş türüdür. Güney Amerika'ya özgü olan bu yırtıcı kuş türü And Dağları'nda ve Büyük Okyanus kıyılarında bulunur. Batı yarımkürenin en büyük uçan kara kuşudur. And kondoru, boynunun altında beyaz yaka tüyleri ve özellikle erkek kuşların kanatlarında beyaz lekeler bulunan büyük ve siyah bir akbabadır. Baş ve boyun hemen hemen tamamıyla tüysüz ve donuk kırmızı renktedir. Kuşun heyecan durumuna göre baş ve boyun parlak kırmızı renge dönüşebilir. Erkeklerin boynunda sarkık bir gerdan ve başın üst ön kısmında koyu kırmızı bir ibik bulunur. Yırtıcı kuşların çoğunun tersine erkek dişiden daha büyüktür. Kondor, asıl olarak hayvan leşi ile beslenir, geyik ve sığır gibi büyük hayvan leşlerini tercih eder. Cinsel olgunluğa beş ile altı yaşında erişir ve genel olarak ulaşılmaz yamaçlarda 3.000 ile 5.000 m yükseltide yuva yapar. Normal olarak bir ya da iki yumurta yumurtlar. 50 yıla kadar varan ömrü ile dünyanın en uzun yaşayan kuşlarından biridir. And kondoru Arjantin, Bolivya, Ekvador, Kolombiya, Peru ve Şili'nin ulusal sembolüdür. (Devamı...)


 

Aşk, (İngilizce özgün adıyla Her, Türkçe anlamı O), yönetmenliğini ve senaristliğini Spike Jonze'un üstlendiği, romantik dram ve bilimkurgu türlerindeki 2013 çıkışlı Amerikan filmidir. Başlıca rollerinde Joaquin Phoenix, Amy Adams, Rooney Mara, Olivia Wilde ve Scarlett Johansson'ın yer aldığı film; Phoenix'in canlandırdığı Theodore Twombly'nin, Johansson'ın seslendirdiği Samantha adlı yapay zekâya sahip bir işletim sistemine aşık olması ve ikili arasında yaşanan ilişkiyi konu alır.

Jonze, 2000'lerin başında İnternet'te okuduğu ve yapay zekâya sahip bir programla anlık sohbet edilebilen bir web sitesi hakkındaki makale sonrasında böyle bir film yapmayı düşündüğünü belirtti. Benzer temalar içeren 2010 yapımı I'm Here adlı kısa filmi çekmesinin ardından bu proje üzerinde yoğunlaştı. Yaklaşık beş ayda oluşturduğu senaryonun ilk taslağı sonrasında, 2012 ortalarında başlanan filmin çekimleri Los Angeles ve Şanghay'da gerçekleştirildi. Çekimlerin tamamlanmasının ardından, Samantha'nın seslendirmesini yapan Samantha Morton'ın yerine Johansson kadroya dahil edilmesinden ötürü Ağustos 2013'te ek çekimler yapıldı. (Devamı...)


 

"Pilot", ya da "Everybody Lies" ("Herkes Yalan Söyler"), Amerikan televizyon dizisi House'un ilk bölümüdür. İlk defa Fox kanalında 16 Kasım 2004'te yayımlandı. Bölümde, New Jersey'deki kurgusal Princeton-Plainsboro Eğitim Hastanesinde çalışan başına buyruk ve antisosyal bir karakter olan Dr. Gregory House (Hugh Laurie) ile teşhis uzmanlarından oluşan ekibi ilk defa ekrana gelir. Bu bölümde House, sınıfta bayılan bir anaokulu öğretmenine teşhis koymaya çalışır.

Diziye adını veren mizantropist karakter House'u yaratan David Shore, karakteri yaratırken yaşadığı bir doktor randevusundan esinlenmişti. Yapımcı Bryan Singer başta House'u bir Amerikalının oynamasını istedi; ancak Britanyalı aktör Hugh Laurie'nin deneme çekimi, onu yabancı bir aktörün rolü oynayabileceğine ikna etti. Shore, House karakterini Sherlock Holmes'la paralellikler kurarak yazdı. Bu iki karakter de uyuşturucu bağımlısı, dobra ve neredeyse hiç arkadaşı olmayan kişilerdir. (Devamı...)


 

Beyaz Rusya bayrağı, veya tam adıyla Beyaz Rusya Cumhuriyeti Devlet Bayrağı, Beyaz Rusya tarafından resmî olarak kullanılan devlet bayrağıdır. Göndere çekilen taraftaki beyaz zemin üzerine kırmızı süsleme deseni ile birlikte kırmızı ve yeşil renkten oluşan bayrak, Beyaz Rusya devlet sembolleri arasında yer alır. Tasarımının temelini 1951 yılında kabul edilen Beyaz Rusya Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti bayrağı oluşturur.

Sovyetler Birliği döneminde kullanılan eski bayraktan komünizmin sembolleri olan orak ve çekiç ve kızıl yıldızın kaldırılması ve süsleme desenindeki beyaz-kırmızı renklerin tersine dönüştürülmesiyle tasarlandı. Günümüzde kullanılan tasarımı 2012 yılında Beyaz Rusya Devlet Standartlaştırma Komitesi tarafından 1995'teki referandumda kabul edilen bayrağın uyarlanması sonucu ortaya çıktı. (Devamı...)


 

Neptün'ün halkaları, Neptün etrafında yer alan ve beş ana halkadan oluşan bir halka sistemidir. Başta "yaylar" olarak adlandırılan halkalar, 22 Temmuz 1984'te Patrice Bouchet, Reinhold Häfner ve Jean Manfroid'dan oluşan ekip tarafından Şili'deki La Silla Gözlemevi'nde ve William Hubbard liderliğindeki bir program kapsamında F. Vilas ve L. R. Elicer tarafından Cerro Tololo Amerikan Gözlemevi'nde keşfedildi. Halkalar, 1989'da Voyager 2 uzay aracı tarafından fotoğraflandı. Halkaların en yoğun kısımları, Satürn'ün ana halkalarının yoğunluğu nispeten az kısımlarıyla (C halkası ve Cassini bölümü gibi) karşılaştırılabilir; ancak Neptün'ün halka sisteminin çoğu görece zayıf, soluk ve tozlu olup Jüpiter'in halkalarına daha çok benzemektedir. Neptün'ün halkalarına, gezegenle ilgili önemli çalışmalara katkıda bulunan gökbilimcilerin adları verilmiştir: Galle, Le Verrier, Lassell, Arago ve Adams. Neptün, uydularından Galatea'nın yörüngesine denk gelen ve isim verilmemiş soluk bir halkaya daha sahiptir. Diğer üç uydusu olan Naiad, Thalassa ve Despina halkalar arasındaki yörüngelerde dönmektedirler. (Devamı...)


 

"Apayrı", Türk şarkıcı Hande Yener'in dördüncü stüdyo albümüdür. 6 Ocak 2006'da Erol Köse Production tarafından yayımlandı. İlk albümleriyle dinleyicilerinin ve müzik yazarlarının aklında kendisine ait bir müzik tarzı oluşturan şarkıcı, üçüncü albümü Aşk Kadın Ruhundan Anlamıyor'un (2004) ardından mevcut işlerini sorgulayarak müzikal anlamda çeşitli huzursuzluklar yaşadı. Şarkılarıyla ilgili yaşadığı memnuniyetsizlik önceki işlerinden farklı bir söz ve müzik tarzına yönelmesine yol açtı. Daha önce birkaç şarkıda çalıştığı Erdem Kınay ve Mete Özgencil ile bu albümünün büyük bir kısmını hazırladı ve bu müzisyenler albümün gelişiminde belirgin bir rol oynadı. Genel anlamda bir dans-pop ve house albümü olan Apayrı'da şarkıdan şarkıya farklılık gösteren funk, R&B, rock ve synthpop gibi çeşitli tarzlar yer aldı. 1980'lerde ABD ve Avrupa'da popüler olan dans müziği tarzlarından ilham alan çalışma özellikle de Madonna, Kylie Minogue ve Robbie Williams'ın müziklerinin etkisinde hazırlandı. (Devamı...)


 

Koala, (Phascolarctos cinereus), Avustralya'ya özgü otobur ve ağaçta yaşayan bir keseli memeli hayvan türüdür. Phascolarctidae familyasının yaşayan tek temsilcisidir ve yaşayan en yakın akrabaları vombatlardır. Koalalar, Avustralya'nın doğu ve güney kıyıları boyunca Queensland, Yeni Güney Galler, Victoria ve Güney Avustralya eyaletlerinde bulunur. Vücut uzunlukları 60 ila 85 cm, ağırlıkları ise 4 ila 15 kg arasında değişiklik gösterir. Kürkü, gümüşi gri ile çikolata rengi arasındaki renklerdedir. Kuzey popülasyonlarındaki bireyler, genellikle güneyde yaşayanlardan daha küçük ve daha açık renklidir. Bu iki popülasyonun alt türler olması konusu ise tartışmalıdır.

Besinlerinin büyük bölümünü okaliptüs ağaçlarının yapraklarından elde eden koalalar, genelde bu ağaçlardan oluşan ormanlık alanlarda yaşar. Bu yaprakların besin değeri ve kalori içeriği sınırlı olduğundan dolayı koalalar genellikle sedanter bir yaşam sürer ve günde 20 saate kadar uyur. (Devamı...)


 

Tiger II, veya tam adıyla Panzerkampfwagen Tiger Ausf. B, İkinci Dünya Savaşı'nda kullanılmış bir Alman ağır tankıdır. Tiger I'in halefi olan Tiger II'nin tasarımı, ağır tank Tiger I'de kullanılan kalın zırhı orta tank Panther'de kullanılan eğimli zırh ile birleştirmişti. Tank yaklaşık 70 ton ağırlığındaydı ve 100 ile 185 milimetre kalınlığında ön zırh ile korunuyordu. Ana silah olarak uzun namlulu 8,8 cm KwK 43 L/71 tanksavar topuna sahipti. Şasi tasarımı aynı zamanda Jagdtiger tanksavar aracında da kullanıldı.

Ocak 1943'te tasarlanmaya başlayan Tiger II, Ekim 1943'te üretim hattına girdi. Şubat-Mayıs 1944 arasında eğitim birliklerine, Haziran 1944'te de cephe birliklerine gönderilmeye başlandı. Tiger II, Alman Ordusu ve Waffen-SS'in ağır tank taburlarında görev yaptı. İlk olarak 11 Temmuz 1944'te Müttefiklerin Normandiya Çıkarması sırasında 503. Ağır Panzer Taburu tarafından savaşta kullanıldı. Doğu Cephesi'nde Tiger II ile donatılan ilk birlik, 1 Eylül 1944'te envanterinde 25 Tiger II bulunan 501. Ağır Panzer Taburu oldu. Savaşın Mayıs 1945'teki bitişine dek aktif olarak kullanıldı. (Devamı...)


 

Dolmabahçe Sarayı, Türkiye'nin İstanbul şehrinde yer alan bir saraydır. Beşiktaş ilçesinde, Kabataş'tan Beşiktaş semtine uzanan Dolmabahçe Caddesi'yle İstanbul Boğazı arasında, 250.000 m²lik bir alan üzerinde bulunur. Marmara Denizi'nden Boğaziçi'ne deniz yoluyla girişte sol kıyıda, Üsküdar ve Salacak'ın karşısında yer alır. Sarayın bugün bulunduğu alan, bundan dört yüzyıl öncesine kadar Osmanlı kaptan-ı deryasının gemileri demirlediği, Boğaziçi'nin büyük bir koyu idi. Geleneksel denizcilik törenlerinin yapıldığı bu koy zamanla bir bataklık hâline geldi. 17. yüzyılda doldurulmaya başlanan koy, padişahların dinlenme ve eğlenceleri için düzenlenen bir hasbahçeye dönüştürüldü. Bu bahçede çeşitli dönemlerde yapılan köşkler ve kasırlar topluluğu, uzun süre Beşiktaş Sahilsarayı adıyla anıldı. Bu yapılar daha sonra yıkıldı ve aynı yere 1843'te yapımına başlanan Dolmabahçe Sarayı inşa edildi. Bununla birlikte inşaat arazisinin genişletilmesi için çevredeki tarla ve mezarlıklar kamulaştırıldı. Sultan Abdülmecid tarafından yaptırılan sarayın cephesi, İstanbul Boğazı'nın Avrupa Yakası'nda 600 metre boyunca uzanmaktadır. Avrupa mimari üsluplarının bir karışımı olarak Ermeni olan Garabet Amira Balyan ve oğlu Nigoğos Balyan tarafından inşa edilen saray 1856'da tamamlandı. (Devamı...)


 

Neron (15 Aralık 37 – 9 Haziran 68), gerçek adıyla Lucius Domitius Ahenobarbus, Julio-Claudian Hanedanı'nın beşinci ve son Roma imparatoru. Nero, büyük amcası Claudius tarafından tahtın vârisi olarak evlatlık edinilmiştir. İmparator Claudius'un ölümünün ardından, 13 Ekim 54'te Roma tahtına oturmuştur. 54-68 yılları arasında imparatorluğu yöneten Nero, saltanatı boyunca dikkatini daha çok diplomasi, ticaret ve imparatorluğun kültürel sermayesinin arttırılması üzerine yöneltmiştir. Tiyatrolar yapılmasını emretmiş ve atletizm yarışmaları düzenlemiştir. Saltanatı sırasında, Part İmparatorluğu ile başarılı bir savaş yapılmış ve ardından barış müzakereleri yürütülmüş (58-63), 60-61 arasındaki Britinya İsyanı bastırılmış ve Yunanistan'la diplomatik bağlar güçlendirilmiştir. 68 yılında bir askerî darbe ile devrilen Nero, Roma Senatosu'nun idam tehdidi altında, katibi Epaphroditos'un yardımıyla kendini öldürmek zorunda kalmıştır. Popüler tarih Nero'yu çapkın ve zorba olarak hatırlar; imparator ve Hristiyanlara ilk zulmedenlerden biri olarak bilinir. Bu hikâyeler, bazı erken dönem Hristiyan yazarlarla birlikte tarihçiler Tacitus, Suetonius ve Cassius Dio'nun anlattıklarına dayanır. (Devamı...)


 

Charles Domery, ya da ilerleyen dönemde bilinen adıyla Charles Domerz (y. 1778 - 1800'den sonra), Prusya ve Fransız ordularında görev yapan ve olağanüstü derecede büyük iştahı ile tanınan Polonyalı askerdir. Birinci Koalisyon Savaşı sırasında Fransa'ya karşı Prusya Ordusu'nda hizmet verdiği sırada, Prusyalıların erzaklarının yetersiz olmasından ötürü yiyecek karşılığında Fransız Ordusu'na geçti. Genel olarak sağlıklı olmasına rağmen, Fransız hizmetinde geçirdiği süre boyunca ciddi bir şekilde aç kaldı ve mevcut olan tüm yiyecekleri yedi. Paris yakınlarında konuşlandırıldığı dönemde, bir yılda 174 kedi yediği kaydedilen Domery, sebzeleri tercih etmese de başka bir yiyecek bulamadığı durumlarda her gün 1,8 ila 2,3 kg arasında çimen yerdi. Fransız gemisi Hoche'deki hizmeti sırasında, bir mürettebat üyesinin top atışı nedeniyle kopan bacağını yemeye çalışırken mürettebatın diğer üyeleri kopan bacağı ondan alıp denize atmıştı. Şubat 1799'da Hoche, Britanya kuvvetleri tarafından ele geçirildi ve Domery de dâhil olmak üzere mürettebat Liverpool'da alıkonuldu. Buradaki esareti esnasında kendisine olağan erzaklarının on katı verilmesine rağmen hapishane kedisi ile en az 20 farenin yanı sıra hapishane mumlarını yedi. (Devamı...)


 

Orhan Veli Kanık, ya da Orhan Veli (13 Nisan 1914, İstanbul - 14 Kasım 1950, İstanbul), Türk şairdir. Melih Cevdet ve Oktay Rifat ile birlikte yenilikçi Garip akımının kurucusu olan Kanık, Türk şiirindeki eski yapıyı temelinden değiştirmeyi amaçlayarak sokaktaki adamın söyleyişini şiir diline taşıdı. Şair otuz altı yıllık yaşamına şiirlerinin yanı sıra hikâye, deneme, makale ve çeviri alanında birçok eser sığdırdı. Yeni bir zevk ortaya çıkarabilmek için eski olan her şeyden uzak duran Orhan Veli, hece ve aruz ölçülerini kullanmayı reddetti. Kafiyeyi ilkel; mecaz, teşbih, mübalağa gibi edebi sanatları gereksiz bulduğunu açıkladı. "Geçmiş edebiyatların öğrettiği her şeyi, bütün geleneği atmak" amacıyla yola çıkan Kanık'ın bu arzusu şiirinde kullanabileceği teknik olanakları azaltsa da şair, ele aldığı konular, bahsettiği kişiler ve kullandığı sözcüklerle kendine yeni alanlar oluşturdu. Yalın bir anlatımı benimseyerek şiir dilini konuşma diline yaklaştırdı. 1941 yılında, arkadaşlarıyla birlikte çıkardıkları Garip adlı şiir kitabında bu fikirlerinin örnekleri olan şiirleri yayınlandı ve Garip akımının doğmasına sebep oldu. (Devamı...)


 

Yıldız, ağırlıklı olarak hidrojen ve helyumdan oluşan, yoğun ve karanlık uzayda ışık saçan gökyüzünde bir nokta olarak görünen plazma küresi. Bir araya toplanan yıldızların oluşturduğu galaksiler gözlemlenebilir evrenin hâkimidir. Dünya'dan çıplak gözle görülebilen yaklaşık 6 bin dolayında yıldız vardır ve Dünya'ya en yakın yıldız, aynı zamanda Dünya üzerindeki yaşamın kaynağı da olan Güneş'tir. Güneş ışığı dâhil olmak üzere Dünya üzerindeki enerjinin çoğunun kaynağı Güneş'tir. Diğer yıldızlar, yeryüzünden bakıldığında Güneş’in ışığı altında kalmadıkları zaman yani geceleri gökyüzünde görünürler. Yıldızların parlamasının nedeni çekirdeklerinde meydana gelen çekirdek kaynaşması (füzyon) tepkimelerinde açığa çıkan nükleer enerjinin yıldızın içinden geçtikten sonra dış uzaya radyasyon (ışınım) ile yayılmasıdır. Gök bilimciler bir yıldızın tayfını, parlaklığını ve uzaydaki hareketini gözlemleyerek o yıldızın kütlesi, yaşı, kimyasal bileşimi ve bunun gibi birçok özelliğini belirleyebilirler. Bir yıldızın toplam kütlesi, yıldızın gelişiminin ve sonunun ana belirleyicisidir. Bir yıldızın gelişim süreci içinde bulunduğu aşamaya göre çapı, dönüşü, hareketi ve sıcaklığı belirlenir. Sıcaklık ve parlaklık durumuna göre işaretlendikleri Hertzsprung-Russell diyagramı (H-R diyagramı), yıldızların güncel yaşını ve gelişim, sürecindeki aşamasını belirlemek için kullanılır. (Devamı...)


 

Yaser Arafat (24 Ağustos 1929, Kahire - 11 Kasım 2004, Paris), Filistinli lider. Filistin Kurtuluş Örgütü'nün (FKÖ) lideri ve Filistin Ulusal Yönetimi'nin ilk başkanı. Arafat, Filistin'in özerkliği için durmaksızın İsrail'e karşı mücadele etti. Hayatının çoğunu 1958 ile 1960 yılları arasında kurduğu siyasi el-Fetih örgütünün liderliğini yaparak geçirdi. Önceleri İsrail'in varlığına karşı olmasına rağmen sonradan 1988 yılında, BM Güvenlik Konseyi'nin 242 sayılı kararını kabul ederek bu görüşünü değiştirmiştir.

Arafat, 1960'ların sonu ile 1970'lerin başında, el-Fetih bir iç savaş sırasında Ürdün ile açıkça karşı karşıya kaldığında olduğu gibi sürekli anlaşmazlıkların ortasında kaldı. Ürdün'den dışarı zorla çıkarılan ve Lübnan'a yerleşen Arafat ve el-Fetih, ülkenin işgal edildiği 1978 ve 1982 yıllarında İsrail'in hedefi oldu. Siyasi görüşleri ne olursa olsun Filistinlilerin çoğunluğu Arafat'ı bir özgürlük savaşçısı ve şehit olarak tanımlarken, İsraillilerin çoğu, örgütünün sivillere karşı giriştiğini savunduğu birçok eylem nedeniyle terörist olarak görmektedir. (Devamı...)


 

Sığırcık, ya da bayağı sığırcık (Sturnus vulgaris); ötücü kuşlar (Passeri) takımından, sığırcıkgiller (Sturnidae) familyasına ait bir kuş türüdür. Yaklaşık 20 cm uzunluğunda ve metalik parıltılı parlak siyah tüylere sahip olan sığırcığın tüy örtüsünde yılın bazı dönemlerinde beyaz benekler görülür. Genç bireylerin tüy örtüleri, erişkin bireylerinkinden daha kahverengi tonlardadır. Bacakları pembe renkli olan türün gagası kışları siyah yazları ise sarı renklidir. Özellikle toplu tüneme durumlarında gürültücü olan bu kuşun şakıması, müzikal bir tonda olmasa da çeşitlilik arz eder. Taklitçilik yetisi edebiyat eserlerinde yer almıştır.

On iki kadar alt türü bulunan sığırcık, doğal dağılım alanı olan Avrupa'nın ılıman bölgeleri ile Palearktik biyocoğrafik bölgesinden Moğolistan'ın batısına kadar olan alanda, açık habitatta üremektedir. Tür ayrıca Avustralya, Yeni Zelanda, Polinezya, Kanada, Amerika Birleşik Devletleri, Meksika, Karayipler, Arjantin ve Güney Afrika Cumhuriyeti'ne sokulmuştur. Avrupa'nın güneyi ve batısı ile Asya'nın güneybatısında yaşayan türleri yerleşik iken kuzeydoğu popülasyonları kışları, üreme alanları içinde daha güneye ve batıya göç ederler. Yapay ya da doğal oyuklara düzensiz yuvalar yapan sığırcığın dişileri dört ila beş adet, parlak açık mavi renkte yumurta yumurtlarlar. (Devamı...)


 

Türk Hava Yolları'nın 6491 sefer sayılı uçuşu, Türk Hava Yolları adına ACT Airlines tarafından işletilen ve Hong Kong'dan İstanbul'a gitmesi planlanan bir kargo uçağının Kırgızistan'daki duraklama noktasına inmeye çalışırken yerleşim bölgesine düşmesiyle sonuçlanan uluslararası bir kargo uçuşudur. Uçağın 4 kişilik mürettebatı ve havalimanının yaklaşık 2 kilometre (1,2 mi) batısındaki Daça-Su yerleşim yerinde bulunan 17'si çocuk 35 yerel sakin olmak üzere toplam 39 kişi kaza sonucunda öldü, 36 yerel sakin de çeşitli şiddetli yaralanmalar geçirdi. Kazadan dolayı 17 Ocak Salı günü Kırgızistan'da ulusal yas ilan edildi. Resmî açıklamalara göre uçağın kargo bölmesinde 85.618 kilogram tüketim malı vardı. İnişe geçen uçak, Manas Uluslararası Havalimanı'ndaki 26 numaralı pistin tüm uzunluğu boyunca uçtu ve pistin en uzak ucundan 900 metre mesafede yere değdi. Kazanın ardından Kırgızistan'da 1 gün yas ilan edildi. (Devamı...)


 

Megadeth, Los Angeles çıkışlı Amerikalı heavy metal grubudur. 1983 yılında gitarist Dave Mustaine'in Metallica'dan kovulmasından kısa bir süre sonra Mustaine ve basçı David Ellefson tarafından kuruldu. Metallica, Slayer ve Anthrax ile birlikte thrash metalin gelişiminde ve popüler hale gelmesinde önemli rol oynayan dört gruptan biridir. Şarkıları kompleks düzenlemelerden ve hızlı ritim bölümlerinden oluşur. Şarkı sözleri ölüm, savaş, siyaset, kişisel ilişkiler ve din gibi konuları temel alır. 1983'te kurulan grup, 1985'te ilk albümleri Killing Is My Business... And Business Is Good! ile ortaya çıktı. Bir sene sonra Peace Sells... But Who's Buying?'i çıkaran grup, seksenli yılları 1988 çıkışlı So Far, So Good... So What! albümüyle sonlandırdı. 1990'da çıkan Rust in Peace albümünün öncesinde grubun kadrosunda değişiklikler oldu. Marty Friedman ve Nick Menza'lı bu yeni kadro ile 1992'de Countdown to Extinction, 1994'te Youthanasia ve son olarak 1997'de Cryptic Writings albümleri yayınlandı. Bu dönemde grup, farklı bir müzikal tarza yönelmesi ve Friedman ile Menza'nın gruptan ayrılması gibi nedenlerle eleştiriler aldı. (Devamı...)


 

Oganesson, simgesi Og, atom numarası 118 olan yapay bir elementtir. Periyodik tablonun p bloğunda yer alır ve 7. periyodun son elementidir. Soy gazlar olarak adlandırılan 18. grupta yer alsa da, bu gruptaki tek yapay elementtir ve diğer soy gazların aksine reaktif olduğu tahmin edilmektedir. Keşfedilen elementler içinde en büyük atom numarasına ve atom kütlesine sahip olanıdır. Radyoaktif bir element olan oganesson, son derece kararsızdır. Önceki tahminlerin aksine gaz değil, göreli etkilerden ötürü normal koşullar altında bir katı ve ya yarı iletken (yarı metal) ya da bir zayıf metal olduğu öngörülmektedir. Elementin, varlığı teyit edilmiş bir izotopu ya da sentezlenmiş bir bileşiği bulunmamaktadır.

İlk olarak 2002'de, Dubna, Rusya'da bulunan Ortak Nükleer Araştırma Enstitüsünde sentezlenen elemente ununoktiyum geçici adı verildi. Aralık 2015'te, Uluslararası Temel ve Uygulamalı Kimya Birliği ve Uluslararası Temel ve Uygulamalı Fizik Birliği ortak çalışma grubu tarafından tanınan dört yeni element arasında yer aldı. Resmî olarak 28 Kasım 2016'da Yuri Oganesyan'a ithafen adlandırıldı. 2005'ten beri 294Og izotopunun beş (muhtemelen altı) atomu tespit edilebildi. (Devamı...)


 

HMS Erin, Kraliyet Donanması'nda hizmet veren bir dretnot zırhlısıdır. İlk başta Osmanlı hükûmeti tarafından Britanyalı Vickers'tan sipariş edilmiş ve Osmanlı donanması ile hizmete girdiğinde gemiye Reşadiye adı verilmesi planlanmıştı. Reşadiye sınıfı, denizde veya yapım aşamasında olan tüm diğer savaş gemilerinden daha iyi veya en azından eşit olacak şekilde tasarlanmıştı. I. Dünya Savaşı Ağustos 1914'te başladığında, Reşadiye neredeyse tamamlanmış durumdaydı, ancak Almanya ya da Alman müttefikleri tarafından kullanılmasını engellemek üzere Amiralliğin İlk Lordu Winston Churchill'in emriyle gemiye el konuldu.

Mayıs 1916'daki Jutland Muharebesi'nde oynadığı küçük bir rol ve aynı yıl gerçekleşen sonuçsuz 19 Ağustos 1916 muharebesi dışında savaş sırasında HMS Erin'in hizmeti genellikle Kuzey Denizi'nde gerçekleştirdiği rutin devriye ve eğitim faaliyetlerinden oluşuyordu. Savaştan sonra gemi artık eskimişti; rezerv filoya alındı ve eğitim gemisi olarak kullanıldı. Erin, 1920 yılının çoğu bölümünde Nore'da yedek filonun amiral gemisi olarak hizmet etti. 1922'de hurda olarak satıldı ve ertesi yıl söküldü. (Devamı...)


 

Sarayönü Camii, Lefkoşa'nın kuzey kesiminde yer alan bir camidir. Mevcut cami 1902 yılında tamamlanmış olup, daha önce aynı yerde bulunan bina kiliseden camiye çevrilmişti. Tarihsel olarak Lefkoşa'nın idari merkezi niteliğindeki Sarayönü Meydanı'nda yer almış olan caminin meydanla bağlantısı 1960'larda kesildi. Caminin bulunduğu yerde, Lüzinyan hâkimiyeti döneminde bir Katolik kilisesi inşa edildi. Bazı kaynaklar bu kilisenin Karmelit tarikatına ait olmuş olabileceği üzerinde dursa da, daha yeni çalışmalarda konumu dolayısıyla bunun olası olmadığı ve kilisenin Benedikten Tarikatı'na ait Notre-Dame de Sur Manastırı olduğu görüşü ifade edilmektedir. Gotik mimari özelliklerini taşıyan bu kilise, 1570 yılında Lefkoşa'nın Osmanlı İmparatorluğu tarafından ele geçirilmesi sonrası camiye çevrildi. Bu dönemde Orduönü Mescidi, İbrahim Paşa Camii ve Ali Paşa Camii isimleriyle de anıldı. Ocak 1900'de yaşanan bir depremde harap olan eski yapı, Kıbrıs Vakıflar İdaresinin eski yapıyı muhafaza etme isteğine karşın Britanya yönetimi tarafından yıkıldı ve yerine İngiliz mimar Fenton Atkinson tarafından tasarlanan, Mağrip mimarisinden etkiler taşıyan bir cami inşa edildi. (Devamı...)


 

1995 Pasifik Grand Prix, ya da resmî adıyla II. Pasifik Grand Prix, 22 Ekim 1995'te, Japonya'nın Aida kentinde yer alan TI Pisti'nde gerçekleştirilen, Formula 1'in 1995 sezonunun 15. yarışıdır. 83 tur üzerinden düzenlenen yarış, sıralama turlarında en iyi üçüncü dereceyi elde etmiş olan Michael Schumacher'in birinciliğiyle sonuçlandı. Yarışa ilk sırada başlayan Williams pilotu David Coulthard ikinci olurken takım arkadaşı Damon Hill üçüncü sırayı aldı. Genel sıralamadaki en yakın rakibi Hill ile arasındaki puan farkını açan Schumacher, bu yarış sonunda, 1995 sezonunun bitimine iki yarış kala, Sürücüler Şampiyonluğunu ilan etti.

Hill yarışa, Britanya basınının yarış içindeki mücadelelerde yeterli derecede "kuvvetli" olmadığı eleştirileri arasında, ön bölümde, Coulthard'ın hemen yanında başlamıştı. İlk virajda Schumacher Hill'i dışarıdan geçmek için atak yaptı ancak Britanyalı pilot Schumacher'i arkasında tuttu. Bu sırada, Ferrari'yle yarışan Jean Alesi, içeriden iki sürücüyü de geride bırakarak ikinci sıraya yerleşti. Böylece Hill üçüncülüğe, Schumacher ise Gerhard Berger'in de arkasında kalarak beşinciliğe düştü. Schumacher ilk pit stoplarda Alesi ve Hill'i geçmeyi başardı. Alman sürücü yeni yumuşak lastikleriyle, iki pit stop stratejisi uygulayan Coulthard'a yaklaşmayı sürdürdü. Coulthard'dan tur başına iki saniye daha hızlı olan Schumacher, rakibini geçtikten sonra aradaki farkı 21 saniyeye kadar çıkardı; böylece üçüncü pit stoptan yine yarışın lideri olarak piste döndü. (Devamı...)


 

Layka (Rusça: Лайка, kelime anlamıyla "havlayan", c. 1954 - 3 Kasım 1957), Dünya yörüngesine çıkan; aynı zamanda orada ölen ilk canlı olma özelliğini taşıyan Sovyet uzay köpeğidir.

Bazı bilim insanları, insanların uzayda hayatta kalamayacağı öngörüsünde bulunarak uzaya bir hayvan göndermenin, insanlı uçuşların yapılmasına ön ayak olacağını düşünüyordu. Asıl adı Kudryavka (Rusça: Кудрявка, kelime anlamıyla "küçük kıvırcık") olan Layka, iki köpekle beraber eğitimden geçmesinin ardından; 3 Kasım 1957 tarihinde fırlatılan Sputnik 2 uzay aracının yolcusu olarak seçildi. Dönem itibariyle uzay uçuşunun canlılar üzerinde etkileri hakkındaki bilgilerin azlığı ve yörüngeden çıkarma teknolojisinin henüz var olmaması sebebiyle Layka'nın hayatta kalmasına ilişkin bir beklenti yoktu. Layka; muhtemelen R-7 roketiyle köpeğin bulunduğu bölmenin ayrılması sırasında meydana gelen bir arızadan kaynaklanmış olduğu düşünülen aşırı ısınmadan dolayı, fırlatmadan sonraki birkaç saat içinde hayatını kaybetti. Ölümünün gerçek sebebi ve zamanı 2002 yılına kadar açıklanmadı. Bunun yerine genelde altıncı günde oksijeninin bittiği söylenmekteydi. Yine de bu deney, bir canlının yörüngeye yerleşmesi ve yer çekimi olmayan ortamla karşı karşıya kalması durumunda hayatta kalabileceğini gösterirken; bilim insanlarının da canlı organizmaların uzay uçuşlarına nasıl tepki verdiği konusundaki ilk verileri elde etmesini sağladı. Bu veriler insanlı uzay uçuşlarına önayak oldu. (Devamı...)


 

Güneş Sistemi, Güneş ve onun çekim etkisi altında kalan sekiz gezegen ile onların bilinen 166 uydusu, beş cüce gezegen ile onların bilinen altı uydusu ve milyarlarca küçük gök cisminden oluşur. Küçük cisimler kategorisine asteroitler, Kuiper Kuşağı cisimleri, kuyruklu yıldızlar, gök taşları ve gezegenlerarası toz girer. Güneş Sistemi; Güneş, dört yerbenzeri iç gezegen, küçük, kaya ve metal içerikli asteroitlerden oluşan bir asteroit kuşağı, dört gaz devi dış gezegen ve Kuiper Kuşağı denen buzsu cisimlerden oluşan ikinci bir kuşaktan ibarettir. Kuiper Kuşağı'nın ötesinde ise seyrek disk, gündurgun (İngilizceheliopause) ve en son olarak da varsayımsal Oort bulutu bulunur. Güneş'e olan uzaklıklarına göre gezegenler sırasıyla Merkür, Venüs, Dünya, Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün'dür. Bu sekiz gezegenin altısının çevresinde doğal uydular döner. Ayrıca dış gezegenlerin her birinin toz ve diğer parçacıklardan oluşan halkaları vardır. Dünya dışındaki tüm gezegenler adlarını Yunan ve Roma mitolojisinin tanrılarından alır. Beş cüce gezegen ise; Kuiper Kuşağı'nda yer alan Plüton, Haumea ve Makemake; asteroit kuşağındaki en büyük cisim olan Ceres ve seyrek diskte yer alan Eris'tir. Eris bilinen en büyük cüce gezegendir. (Devamı...)


 

Karadeniz Baskını, 29 Ekim 1914'te Karadeniz'deki Rus limanlarına karşı Osmanlı savaş gemileri tarafından gerçekleştirilen saldırıdır. Almanya tarafından desteklenen; Osmanlı Harbiye Nazırı Enver Paşa, Alman Amiral Wilhelm Souchon ve Alman Dışişleri Bakanlığı tarafından tasarlanan baskın, Osmanlı İmparatorluğu'nun I. Dünya Savaşı'na girmesine neden oldu. Alman hükûmeti, Osmanlıların Almanya'ya destek vermek için savaşa gireceğini umuyordu ancak Osmanlı hükûmeti kararsızdı. Alman yanlısı Osmanlı Harbiye Nazırı Enver Paşa, imparatorluğu savaşa sokmak için Alman büyükelçisi ile birlikte çalışmaya başladı. Hükûmet içinde geniş çaplı destek sağlama girişimleri başarısız olunca Enver Paşa, çatışmanın başlatılması gerektiğine karar verdi. Osmanlı bahriye nazırı ile Alman Amiral Wilhelm Souchon'un yardımlarıyla Enver Paşa, Osmanlı filosunun 29 Ekim'de manevralar yapması için denize açılmasını ayarladı. Filo, Rus gemilerini ateş açmaya kışkırtacak ve sonrasında da Rusları savaşı fitillemekle suçlayacaklardı. Souchon, çatışmayı başlatmak üzere 29 Ekim'de Rus limanlarına baskınlar düzenledi. Baskında, 2 askerî gemi ile birkaç ticari gemi batırılırken Rus tarafından 38 kişi öldü. (Devamı...)


 

Büyük Han, Lefkoşa'nın kuzey kesiminde yer alan bir handır. Tarihsel olarak Kıbrıs'ın en büyük hanı olup kendisi gibi Asmaaltı Meydanı'nda yer alan Kumarcılar Hanı'yla birlikte Lefkoşa'da Osmanlı döneminden günümüze ulaşan iki handan biridir. 1570'li yıllarda, Osmanlı İmparatorluğu'nun Kıbrıs'ı ele geçirmesi sonrasında inşa edilen Büyük Han, bu dönemde Yeni Han, Han-ı Cedîd veya Alanya'dan gelen tüccarların burada konaklaması dolayısıyla Alâiyeliler Hanı isimleriyle anıldı. 1878 yılında Kıbrıs'ın Britanya yönetimine geçmesiyle birlikte hapishaneye çevrildi ve 1903'e dek bu şekilde kullanıldı. 1903-1947 yılları arasında özgün maksadına uygun bir han olarak kullanım gördükten sonra, her odada bir ailenin kalacağı şekilde dar gelirli kesime kiralandı. 1962 yılında, gerek statik sorunları gerekse "hijyenik olmayan şartlar" gerekçesiyle boşaltıldı. İlk olarak 1963'te başlayan restorasyon çalışmaları toplumlararası çatışmalar dolayısıyla devam edemedi. 1982'de tekrar başlayan çalışmalar 2002'de tamamlandı. (Devamı...)


 

2003 İstanbul saldırıları, 15 ve 20 Kasım 2003 tarihlerinde, Türkiye'nin İstanbul şehrindeki dört farklı noktada, bomba yüklü ikişer kamyonetin infilak ettirilmesiyle gerçekleştirilen bir dizi intihar saldırısıdır. 15 Kasım günü yerel saatle 9.30 (UTC+02.00) civarında Şişli'deki Bet İsrael Sinagogu, 9.34 civarında ise Beyoğlu'ndaki Neve Şalom Sinagogu'nun önünde birer kamyonet infilak etti. Patlamalar sonucunda saldırganlar dâhil 28 kişi öldü, 300'den fazla kişi yaralandı. Olaydan beş gün sonra, 20 Kasım günü, yine bomba yüklü kamyonetlerle 10.55 civarında Beyoğlu'ndaki Birleşik Krallık Konsolosluğu'na, 11.00 civarında ise Beşiktaş'taki HSBC Genel Merkezi binasına iki farklı saldırı düzenlendi. İkinci saldırılarda 31 kişi hayatını kaybederken 450'nin üzerinde kişi yaralandı. Toplamda ise 4 intihar eylemcisi dâhil 59 kişi öldü, 750'den fazla kişi saldırılardan yaralı olarak kurtuldu. Saldırılar sonrasında başlatılan soruşturmalar sonucunda eylemleri el-Kaide'nin Türkiye yapılanmasının gerçekleştirdiği tespit edildi. Dört saldırıyla ilgili olarak Şubat 2004'te 69 sanıkla başlatılan ve yapılan eklemelerle 76 sanığa ulaşan yargı süreci Nisan 2007'de sonuçlandı ve 7'si müebbet olmak üzere 48 sanık çeşitli kademelerde hapis cezalarına çarptırıldı. (Devamı...)


 

Sabahattin Ali, (25 Şubat 1907 - 2 Nisan 1948), Türk yazar ve şair. Edebi kişiliğini toplumcu gerçekçi bir düzleme oturtarak yaşamındaki deneyimlerini okuyucusuna yansıttı ve kendisinden sonraki cumhuriyet dönemi Türk edebiyatını etkileyen bir figür hâline geldi. Daha çok öykü türünde eserler verse de romanlarıyla ön plana çıktı; romanlarında uzun tasvirlerle ele aldığı sevgi ve aşk temasını, zaman zaman siyasi tartışmalarına gönderme yapan anlatılarla zaman zaman da toplumsal aksaklıklara yönelttiği eleştirilerle destekledi. Kuyucaklı Yusuf (1937), İçimizdeki Şeytan (1940) ve Kürk Mantolu Madonna (1943) romanları Türkiye'deki edebiyat çevrelerinin takdirini toplayarak hem 20. yüzyılda hem de 21. yüzyılda etkisini sürdürdü. Eğridere'de doğan Ali, ilk hikâye ve şiir denemelerine Balıkesir'de başladıktan sonra İstanbul'daki edebiyat öğretmeni Ali Canip Yöntem'in desteğiyle ilk kez Akbaba ve Çağlayan dergilerinde şiirlerini yayımlattı. (Devamı...)


 

Ebu Musab ez-Zerkavi (30 Ekim 1966, Zerka - 7 Haziran 2006, Hibhib) ya da gerçek adıyla Ahmed Fadıl en-Nazal el-Haleyle, çeşitli İslamcı ve cihatçı silahlı örgütlerin üyeliğini, kuruculuğunu ve liderliğini yapmış Ürdünlüdür. Çeşitli devletler ve uluslararası kuruluşlar tarafından terör örgütü olarak tanımlanan, Tevhit ve Cihat Cemaati ile el-Kaide'ye bağlı ardıl örgütleri Irak el-Kaidesi ve Mücahit Şura Meclisinin kurucu lideri olarak Irak Savaşı'ndaki direnişçi unsurlardan biri olarak faaliyetlerde bulunmuştur. 1980'lerin sonunda İslamcı görüşlerden etkilenmeye başlayan ez-Zerkavi, Sovyet güçlerine karşı verilen mücadeleye katılma amacıyla 1989'da Pakistan'a gitti, buradan Afganistan'a geçti. Burada önce gazeteci, ilerleyen dönemde ise savaşçı olarak görev yaptı. 1993 yılı başlarında buradan ayrılarak doğduğu şehre döndü. Aynı yıl, Afganistan'da tanıştığı ve görüşlerinden etkilendiği Ebu Muhammed el-Makdisi ile birlikte, "kâfir" olarak gördükleri Ürdün hükûmeti ile İsrail'e karşı faaliyetlerde bulunma amacı güden Bey'at el-İmam olarak adlandırılan yapılanmayı kurdu. (Devamı...)


 

Dünya'nın geleceği, konusunda birçok uzun vadeli etmenin muhtelif etkilerine dayanarak biyolojik ve jeolojik çıkarımlar yapılabilir. Bu etmenler Dünya yüzeyindeki kimyayı, gezegenin iç soğuma oranını, Güneş Sistemi'ndeki diğer nesnelerle yerçekimi etkileşimlerini ve Güneş'in parlaklığında sürekli bir artışı içerir. Bu ekstrapolasyondaki belirsiz faktör, gezegende değişimlere neden olabilecek iklim mühendisliği gibi insan teknolojilerinin sürekli etkisidir. Sonuçları beş milyon yıl sürebilecek mevcut Holosen yok oluşuna teknoloji neden olmaktadır. Ayrıca teknolojinin, insanlığın yok olmasına yol açabileceği ve gezegeni, yalnızca uzun vadeli doğal süreçlerden kaynaklı daha yavaş bir evrimsel hıza geri döndürebileceği de düşünülmektedir.

Göksel olaylar yüz milyonlarca yıllık zaman aralıklarında biyosfer için küresel bir risk oluşturarak kitlesel yok oluşlara neden olabilir. Bu riskler, kuyruklu yıldız veya asteroit çarpmaları ve süpernova olarak adlandırılan yıldız patlamalarının 100 ışık yılı güneş yarıçapı içinde gerçekleşme olasılıklarından oluşur, diğer jeolojik etmenler ise daha öngörülebilirdir. (Devamı...)


 

HMS Agincourt, Brezilya Donanması'ndaki adıyla Rio de Janeiro ya da Osmanlı donanmasındaki adıyla Sultan Osman-ı Evvel, 1910'ların başında Birleşik Krallık'ta inşa edilmiş bir dretnot savaş gemisiydi. Başlangıçta Brezilya'nın Güney Amerika dretnot yarışındaki rolünün bir parçası olarak planlanan gemi, Brezilyalıların özellikle "etkileyici bir tasarım" gereksinimlerine uygun olarak, diğer dretnot savaş gemilerinden daha fazla ağır top (on dört adet) ve daha fazla taret (yedi adet) taşıyordu.

Brezilya tarafından 1911 yılında Birleşik Krallık'taki Armstrong Whitworth firmasından Rio de Janeiro adıyla sipariş edilen gemi, kauçuk piyasasının çöküşü ve ülkenin baş rakibi Arjantin ile ilişkilerde azalan gerilim nedeniyle inşası devam ettiği sırada Osmanlı İmparatorluğu'na satıldı. Osmanlılar, gemiye imparatorluğun kurucusu Osman Gazi'nin adını verdi. I. Dünya Savaşı patlak verdiğinde gemi neredeyse tamamlanmıştı. Yaklaşan savaş sebebiyle Birleşik Krallık hükûmeti, Osmanlılar için Birleşik Krallık'ta inşa edilen zırhlı Reşadiye ile birlikte gemiye el koydu ve Kraliyet Donanması tarafından kullanılmak üzere hizmete aldı. Bu eylem, her iki geminin de parasını ödemiş olan Osmanlı İmparatorluğu'nda bir tepkiye neden olarak Osmanlı hükûmetinin İttifak Devletleri'ne katılma kararına katkıda bulundu. (Devamı...)


 

Pelikan, monotipik pelikangiller (Pelecanidae) familyasını ve Pelecanus cinsini oluşturan iri su kuşu türlerinin ortak adı. Uzun gagaları, avlanmak için kullandıkları ve yutmadan önce gagalarıyla topladıkları avın bulunduğu suyu süzmeye yarayan geniş boğaz keseleri en ayırt edici özellikleridir. Kahverengi pelikan ve Peru pelikanı dışındaki türlerinin tüyleri genellikle soluk renklidir. Tüm türlerinin gagaları, keseleri ve yüzlerindeki tüysüz deri, üreme mevsiminden önce parlak renklere kavuşur. Yaşayan sekiz türü dönencelerden ılıman kuşağa kadar olan bölgelerde yaşar ancak Güney Amerika'nın iç kısmında, kutup bölgelerinde ve açık denizde bulunmazlar. Pelikanlara ait fosil kayıtları Fransa'da Oligosen döneminden kalma ve günümüz pelikanlarının gagasına benzeyen fosil buluntularıyla birlikte en az 30 milyon yıl öncesinden itibaren vardır. Uzun süre fregat kuşları, karabataklar, tropik kuşları ve sümsük kuşları ile akraba olduğu düşünülen pelikanlar günümüzde Pelikansılar (Pelecaniformes) takımında sınıflandırılır ve en yakın akrabaları ise pabuç gagalı ve hamerkoptur. Aynı takım içinde yer alan aynaklar, kaşıkçılar ve balıkçıllar ise uzak akrabalarıdır. Genellikle su yüzeyinde ya da yüzeye yakın yakaladıkları balıklarla beslenirler ve kıyılar ile göllerde yaşarlar. Koloniler oluşturarak üreyen pelikanlar sıklıkla toplu olarak avlanır. Beyaz tüylü dört türü yerde yuva yaparken kahverengi ya da gri renkli diğer dört türü ise ağaçlarda yuvalanmayı tercih eder. (Devamı...)


 

Bizans ikonoklazmı (GrekçeΕἰκονομαχία, İkonomahia), Bizans İmparatorluğu'nda ikonaların tahrip edildiği ve ikonalarla eden Bizans ikonoklazmının ilk devresi III. Leon'un 726 yılında Halki Kapısı üzerinde bulunan İsa heykelini indirmesi ile başlayıp 787'de İkinci İznik Konsili'nin ikonoklazmı lanetlemesi ile son bulurken ikinci devre ise 814'te V. Leon tarafından yine Halki İsası'nın yerinden indirilmesi ile başlayarak 843'te yine bir konsilin ikonoklazm karşıtı kararları ile sonlanmıştır. Roma paganizmindeki pratiklerden kaynağını aldığı düşünülen ikonalar, iki boyutlu tasvirler iken zaman içerisinde bu anlayış değişmeye başlamış ve elbiselere dahi tasvirler işlenmeye başlanmıştır. (Devamı...)