II. Selim

11. Osmanlı padişahı (1566–1574)
(Sultan II.Selim Han sayfasından yönlendirildi)

II. Selim (Osmanlıcaسليم ثانى Selīm-i sānī, divan edebiyatındaki mahlasıyla Selîmî ve Tâlibî[2]), Sarı Selim[1] veya Sarhoş Selim (28 Mayıs 1524, İstanbul - 15 Aralık 1574, İstanbul),[3] 11. Osmanlı padişahı ve 90. İslâm halîfesidir. Kânûnî Sultan Süleyman ve Hürrem Sultan’ın oğludur.[4][5][6] Kardeşi Bayezid’e karşı Konya’da yapılan ve tarihte Konya Şehzâdeler Muharebesi olarak yer edinen savaşı kazanarak, babasının desteğini aldı. Babasının ölümü üzerine, hayattaki tek oğlu olarak 24 Eylül 1566 tarihinde on birinci padişah olarak tahta geçti. Padişahlığı sırasındaki ilk sefer batı yönlü yapıldı. Ülke sınırları Orta Avrupa’ya kadar genişledi. Kıbrıs, Tunus, Yemen ve Fas kayıtsız şartsız teslim olanlar arasındaydı. Ülkesinin denizlerde de egemenliğini genişleterek, deniz egemenliğine önem verdi.

II. Selim
سليم ثانى
İslâm Halifesi
Emîrü'l-mü'minîn
İki Kutsal Caminin Hizmetkârı
Han
Sarı Selim[1]
Paolo Veronese tarafından yapılan II. Selim portresi.
11. Osmanlı Padişahı
Hüküm süresi7 Eylül 1566 - 15 Aralık 1574
(8 yıl, 3 ay ve 8 gün)
Taç giymesi8 Eylül 1566
Önce gelenI. Süleyman
Sonra gelenIII. Murad
90. İslâm Halifesi
Hüküm süresi7 Eylül 1566 - 15 Aralık 1574
Önce gelenI. Süleyman
Sonra gelenIII. Murad
Doğum28 Mayıs 1524
Topkapı Sarayı, İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu
Ölüm15 Aralık 1574 (50 yaşında)
Topkapı Sarayı, İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu
DefinAyasofya, İstanbul
Eş(ler)iNurbanu Sultan
Çocuk(lar)ıŞah Sultan
Gevherhan Sultan
Esmehan Sultan
III. Murad
Fatma Sultan
Diğer
Tam adı
Selim Şah bin Süleyman Şah Han
HanedanOsmanlı Hanedanı
BabasıI. Süleyman
AnnesiHürrem Sultan
Diniİslam
İmza

Turgut Reis gibi kaptanlar onun zamanında yetişti. Sokollu Mehmed Paşa gibi çok güçlü bir vezire sahipti, devlet işlerinde en önemli yardımcısıydı. Onun zamanında İstanbul ve imparatorluğun birçok bölgesinde, türlü mimari eserler yapıldığı gibi, miras kalan önemli yapıların onarım faaliyetlerini de gerçekleştirdi. Döneminin usta mimarı Mimar Sinan’a, Edirne’de Selimiye Camii’ni yaptırdı. 15 Aralık 1574 günü 50 yaşında ölmüş, Ayasofya’daki türbesine gömülmüştür. 8 yıllık saltanatı boyunca ordunun başında sefere çıkmamıştır. Kendisinden sonra gelen bazı padişahların da sefere çıkmaması sebebiyle bir gelenek başlattığı görüşü bulunmaktadır. Ölümüne dek padişahlığını sürdürmüştür.

Çocukluğu ve tahta geçişi

değiştir
 
1567 senesinde Sultan Selim, Edirne’de iken Safevi elçisini huzuruna kabul ederken

Şehzade Selim’in çocukluğu İstanbul’da Eski Saray’da geçmiştir. 27 Haziran 1530’da kardeşleri Şehzade Mustafa ve Şehzade Mehmed ile birlikte At Meydanı’nda bir hafta boyunca süren bir eğlence ve törenle sünnet edildi. 16 yaşına kadar sarayda kalıp derin bir saray eğitiminden geçirildi. 1542’de 16 yaşında iken Konya Sancak beyi olarak atandı. 1544’te Manisa Sancak beyi olarak tayin edildi ve 1558’e kadar bu görevi sürdürdü. Manisa’da zamanını eğlence ve av partileri ile geçirdiği bildirilir. 1558’de tekrar Konya Sancak beyliğine atandı ve 1562’ye kadar orada kaldı.[6]

 
II. Selim tahta geçtiğinde Osmanlı sınırları

Şehzade Selim babası Kanuni Sultan Süleyman hayatta iken, özellikle 1553’ten sonra, babasına varis olabilecek diğer şehzadelerle taht mücadelesine girişti. Kanuni’nin şehzadelerinden Mustafa, Mahmud, Murad, Mehmed, Abdullah ve Cihangir, babaları sağken ölmüşlerdi. Kanuni’nin çok bağlı olduğu karısı Hürrem Sultan kendi oğullarından Selim veya Bayezid’in taht varisi olmasını istemekteydi. Ağustos 1553’te Kanuni Nahcivan Seferi’nde iken Konya Ereğlisi’nde o sefere katılan Şehzade Mustafa, Hürrem Sultan’ın yakın adamı olan Sadrazam Rüstem Paşa’nın tavsiyesine uyan, babası Kanuni tarafından idam ettirildi. Tahta vâris olarak Hürrem Sultan’ın iki oğlu Şehzade Bayezid ve Selim kaldı. 1558’de Hürrem Sultan ölünce bu iki kardeş birbirleriyle açık mücadeleye giriştiler. Amasya sancak beyi olan Şehzade Bayezid daha atak ve isyancıydı. Sabırlı ve sağduyulu davranışlı görünen Şehzade Selim babasının desteğini kazandı. 29 Mayıs 1559’da iki şehzade taraftarları ve kendi sancak orduları ile birlikte Konya yakınlarında bir muharebeye giriştiler. Babasının desteğini almış olan Şehzade Selim bu çarpışmadan galip çıktı. Selim kaçan Bayezid’i Hınıs’a kadar kovalayıp Konya’ya geri döndü. Bayezid, oğulları ile birlikte, önce Amasya’ya ve sonra babasının kendi üzerine gelmek üzere Üsküdar’da ordugaha geçtiği haberini alınca, 2.000 kişilik ordusuyla İran’a Safevi Devleti’ne sığındı. Kanuni, Şah Tahmasb ile yapılan yazışmalarla isyankar oğlunun geri verilmesini istedi. 25 Eylül 1561’de Şah Tahmasb elinde bulunan şehzadeleri Kazvin’de boğdurtup naaşlarını geri gönderdi ve bu cenazeler Sivas’a getirilip gömüldüler. Böylece 1561’de, Konya Sancak beyi olarak bulunan Şehzade Selim, Kanuni’nin rakipsiz tek veliahtı olarak kaldı. Bu nedenle 1562’de devlet başkentine daha yakın olan Kütahya Sancak beyliğine atandı.

Şehzade Selim babasının son seferi olan 1566 son Avusturya Seferi’ne katılmadı. Selim, Kütahya yakınlarında Sıçanlı sahrasında avda iken, babasının Zigetvar Kuşatması sırasında 7 Eylül’de öldüğünü, bu ölümü herkesten gizleyen Sadrazam Sokollu Mehmed Paşa’nin güya fetihname olarak gönderdiği, gizli mektubundan öğrendi. Hemen lalaları Hüseyin Paşa, Hoca Ataullah ve muhasibi Celal Bey ile birlikte bir alayla İstanbul’a hareket etti. 30 Eylül’de Üsküdar’a vardı. Herkes Sultan Süleyman’ın ölümünden habersizdi. Üsküdar İskelesi’ne saltanat kayığı ile gelen Bostancıbaşı Davut Ağa, Sultan Selim’in padişahlığını ilk tanıyanlardan biri olarak, onu saltanat kayığı ile Topkapı Sarayı’na geçirdi. O sırada Tersane ve Tophane’den saltanat topları atılıp yeni sultanın tahta geçtiği halka ilan edildi. Sultan Selim Köşk İskelesinden şehir kapısına kadar özel murassa giyimle at üzerinde alayla geçti ve yolda etraftan gelen halka paralar saçıldı. Saraya gelen Selim tahta oturtuldu ve İstanbul’da bulunan devlet ricali (İstanbul Muhafızı İskender Paşa, Şeyhülislam Ebussuud Efendi vb.) tarafından egemenliği tanındı. Bu sırada yapılan harcamaları karşılamak için, devlet hazinesi açılmadı ve ablası Mihrimah Sultan tarafından borç verilen 50.000 altın kullanıldı.[6]

Sultan Selim hemen iki gün sonra orduyu ve babasının cenazesini karşılamak üzere İstanbul’dan ayrıldı. Edirne, Filibe, Sofya üzerinden çok hızla geçerek 15 günde Belgrad’a ulaştı. Kanuni’nin ölümü seferden geri dönmekte olan orduya Belgrad’a dört menzil kala açıklandı ve Sultan Selim üzüntüden perişan orduyu Belgrad’da karşıladı. Belgrad’da kılınan cenaze namazından sonra Kanuni’nin naaşı acele İstanbul’a gönderildi. Belgrad’da kalan Sultan Selim orada yeniden bir cülus yapılmasını reddetti. Askere dağıttığı cülus bahşişi de kapıkulu askeri tarafından az görülüp kızgınlıkla karşılandı. Sultan Selim kasım ayında Edirne’ye vardı ve orada bekledikten ve yollarda kapıkullarının yaptıkları isyankar hareketler altında aralıkta İstanbul’a gelebildi.

Saltanatı sırasında savaşlar ve barışlar

değiştir

II. Selim Osmanlı tarihinde devlet yönetimiyle ilgilenmeyen ve ordusunun başında sefere gitmeyen ilk padişahtı. Yönetimi kızı Esmehan Sultan’ın kocası olan ve çok başarılı sadrazam olan Sokollu Mehmed Paşa’ya bıraktı.[5] Ayrıca cülûs bahşişinin ilmiye sınıfına da verilmesi âdetini ilk defa II. Selim çıkarmıştır.

Sakız Adası’nın fethi (1566)

değiştir

Sultan II. Selim’in babası Kanuni Sultan Süleyman’ın ölümünden sonra padişah olduğunda fethettiği ilk yer olarak bilinir. Sokullu Mehmed Paşa komutasındaki birlikler 1566 senesinde adayı fethederek boğazların güvenliğini sağlamışlardır. Ada Venedik ve Cenevizliler’den alınmıştır. Her iki tarafta da fazla kayıp verilmemiştir.

Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu’yla savaş (1566-1568)

değiştir
 
II. Selim avda, 16. yüzyıl

Kanuni Sultan Süleyman döneminde imzalanan 1562 tarihli barış 1566 yılında bozulmuş, Zigetvar Savaşı ile Osmanlı ordusu, Avusturya ordusunun mütecaviz tavrını cezalandırmıştı. Sultan Selim’in babasının cenazesini karşılamak için Manisa’dan Belgrad’a harekâtı sırasında Drava üzerindeki Bobokça Kalesi Özdemiroğlu Osman Paşa komutasında fethedilmiştir.

Her iki tarafın da barışa meyletmesiyle 17 Şubat 1568’de Edirne Antlaşması imzalandı.

Yemen isyanı ve bastırılması (1567-1570)

değiştir

Yemen 1517 yılında Osmanlı egemenliğine girmiş, Hadım Süleyman Paşa’nın 1538 tarihli Hint deniz seferi ile kesin olarak Osmanlı topraklarına katılmıştı. 1567 yılında bölgede Zeydi İmamı Topal Mutahhar önderliğinde isyan çıkınca bölgedeki Türk egemenliğini yeniden tesis etmek amacıyla Özdemiroğlu Osman Paşa ve Şam Beylerbeyi Lala Mustafa Paşa Yemen Serdarlığına tayin edildiler. 1568 tarihli Yemen Seferi’nde Taiz ve Kahire kalelerinden sonra 15 Mayıs’ta Aden’i, 26 Temmuz’da da Sana’yı fetheden Türk ordusu ülkeyi tekrar Osmanlı topraklarına kattı.[7]

Sumatra Seferi (1569)

değiştir
 
XI. Charles ve II. Selim arasında 1569 yılında yapılan kapitülasyonların bir kopyası(16. yüzyıl)

Endonezya’ya bağlı Sumatra Adası’nın kuzeybatısında bulunan Açe Sultanlığı bölgedeki zenginliklere gözlerini diken Portekizlilerin hedeflerinden biriydi. Günden güne artan Portekiz baskısına dayanamayan zamanın Açe Sultanı Alaüddin Şah bir elçi heyetini yardım istemek amacıyla İstanbul’a gönderdi. Açe heyeti 1566 yılında İstanbul’a ulaştığında, o sırada Zigetvar Seferi’nde bulunan Kanuni Sultan Süleyman’ın ölüm haberi geldi. Kanuni’nin yerine tahta geçen II. Selim heyete her türlü yardımı yapacağına söz verdi. 1569 yılında Osmanlı’nın Kızıldeniz filosu amirali Kurdoğlu Hızır Reis komutasında 22 parçadan oluşan Osmanlı Donanması Hint Okyanusu’na açılarak Açe’ye vardı ve yardımı ulaştırdı. Açe Sultanlığı Osmanlı Devleti’ne bağlanırken, Portekizlilere karşı taarruza geçebilecek kudrete ulaştı.[8]

Don-Volga Kanal Projesi (1569)

değiştir

II. Selim döneminde, Osmanlı İmparatorluğu'nun genişleme politikaları, Karadeniz'e ulaşmayı ve ticaret yollarını geliştirmeyi hedefliyordu. Bu hedefler doğrultusunda, Don-Volga projesi önemli bir stratejik adımdı. Bu proje, Don Nehri ile Volga Nehri arasında bir kanalın inşası ve böylece Azak Denizi ile Kasp Denizi arasında bir su yolu oluşturulması anlamına geliyordu. Bu su yolunun açılması, Karadeniz'den Hazar Denizi'ne kadar uzanan ticaretin kolaylaştırılması ve Doğu Akdeniz ticaretini büyük ölçüde etkileyecekti. Ancak, Don-Volga projesi II. Selim döneminde gerçekleştirilemedi ve başka dönemlerde gündeme gelmedi. Bu proje, Osmanlı İmparatorluğu'nun ticaret ve denizcilik alanındaki genişleme çabalarının bir parçası olarak önemli bir yer tutmaktadır.

Rusya’nın 1552’de Kazan Hanlığı’nı, 1556’da da Astrahan Hanlığı’nı ilhak etmeleri kuzeyde ilk kez bir Rus tehdidini ortaya çıkarmıştı. Sokullu Mehmed Paşa, Don ve Volga nehirlerinin bir kanalla birleştirilerek, Karadeniz ile Hazar Denizi’nin birbirine bağlanması sayesinde Rusların güneye doğru inmelerini engellemeyi, ayrıca İpek Yolu ticaretini canlandırmayı, İran ile yapılan savaşlarda donanmadan yararlanmayı ve Asya’daki Türk hanlıkları ile irtibat sağlamayı hedeflemiştir. 1569 Ağustosunda Kefe Beyi Kasım Paşa tarafından başlanan çalışmalar Rusya’nın saldırıları, mevsimin kış olması ve Kırım Hanlığı’nın projeyi kösteklemesi sonucunda başarıya ulaşamamıştır.[9]

Astrahan Seferi ve Kırım Hanlığı’nın Moskova seferleri (1569-1572)

değiştir

Osmanlı Devleti Don-Volga Kanal Projesi’ne koşut olarak 1556’dan beri Ruslar’ın elindeki Astrahan’ın geri alınması için bir de sefer tertipledi. 1569 yılının Kasım ayında çok olumsuz hava koşullarında başlayan kuşatma Rus Çarı Korkunç İvan’ın bölgeye Prens Serebiyanov komutasında 20.000 kişilik bir kuvvet gönderip Türk askerlerini iki ateş arasına almasıyla başladıktan 16 gün sonra sona erdi ve Türk ordusu bir huruç harekâtı yaparak kendini kuşatılmışlıktan kurtarmak zorunda kaldı.[10]

Kırım Hanı I. Devlet Giray Osmanlı Devleti’nin Don-Volga Kanal Projesi ve Astrahan seferi ile ulaşmak istediği Rus tehdidinin bertaraf edilmesi hedefine doğrudan Moskova’ya yürüyüp Rus gücünü örseleyerek ulaşılabileceğini düşünüyordu. 120.000 kişilik bir orduyla Oka Nehri’ni ve Serpukhov Tahkimatı’nı aşan Devlet Giray Han direnen 6.000 kişilik bir Rus ordusunu da mağlup etti ve Moskova önlerine geldi. Moskova’yı 24 Mayıs 1571’de yakarak yerle bir eden ordu, çok sayıda sivil Rus’un ölmesine rağmen Rus ordusunu örseleyemeden geri döndü. Bir yıl sonra yeniden Moskova’ya yürüyen Han bu sefer karşısında Moskova’nın 60 kilometre güneyinde 60.000 kişilik Rus ordusunu buldu. Molodi’de 30 Temmuz-3 Ağustos arasında yapılan Molodi Muharebesi’nde yakın savaşa zorlanan süvari ağırlıklı Kırım ordusu ağır kayıplar verdiği bir yenilgiye uğrayarak Kırım’a çekilmek zorunda kaldı.

Bu başarısızlıkların sonucunda Rusya’nın fetihleri kabul edilmek zorunda kalındı ve ileride Osmanlı Devleti’ne büyük sıkıntılar çıkaracak bir devlet oluşmaya başladı.

Osmanlı-Venedik Savaşı (1570-1573)

değiştir

Osmanlı-Venedik Savaşı veya Kıbrıs Seferi, Osmanlı-Venedik savaşlarının dördüncüsüdür. 1570-73 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu ile Venedik Cumhuriyeti arasında yapılmıştır. Savaşın ilerleyen döneminde Venedik saflarına dâhil olan devletler olmuştur. Papa V. Pius’un girişimleriyle oluşturulan Kutsal İttifaka Venedik Cumhuriyeti, İspanyol İmparatorluğu, Papalık Devleti, Ceneviz Cumhuriyeti, Savoya Dükalığı ve Hospitalier Şövalyeleri katılmıştır.

Kıbrıs’ın Fethi (1570-1571)

değiştir

Doğu Akdeniz, Kanuni Sultan Süleyman’ın fetihleriyle artık iyice Osmanlı iç denizi haline gelmiştir. Ancak Venedikli korsanların son bir sığınma yeri kalmıştı. Kıbrıs’ın fethinin nedenlerini şöyle sıralayabiliriz:

  • Kanuni Sultan Süleyman’ın oğlu II. Selim’e "Kıbrıs’ı fethetmek bize nasip olmazsa sen fethet" şeklinde vasiyet etmesi, bunun üzerine II. Selim’in "Eğer padişah olursam Kıbrıs’ı korsanların başına yıkacağım!" şeklinde babasına söz vermesi.
  • Akdeniz üzerinden gelen Mısır tarafından II. Selim’e yollanmış hediye gemisinin korsanlar tarafından kaçırılması, tüm hediyelere el konulması ve mürettebatın zindana atılması ve bunun gibi onlarca neden sebebiyle Sokullu Mehmet Paşa’nın itirazlarına rağmen 15 Mayıs 1570’te Osmanlı Donanması sefere çıktı. 18 Mayıs 1570’te Kevkeban kalesi fethedildi. 2 Temmuz 1570’te Leftari Kalesi, 9 Temmuz 1570’te Girne Kalesi alındı. 9 Eylül 1570’te Lefkoşa fethedildi ve nihayetinde 1 Ağustos 1571’de Mağusa Kalesi’nin teslimiyle Kıbrıs’ın fethi tamamlandı.
 
İnebahtı Muharebesi.

Dalmaçya harekatı (1571)

değiştir

1571 senesinde Kıbrıs’ın fethi sırasında donanmanın Akdeniz’e inmesi sırasında fethedilmiştir. Fethin komutanlığını Sokollu Mehmed Paşa tarafından yapılmıştır.

İnebahtı Muharebesi (1571)

değiştir

Kıbrıs’ın Türk ordusunca fethi Batı Avrupa’da önemli bir yankı uyandırdı. Venedik’in kışkırtmasıyla İspanyol, Ceneviz, Papalık ve Malta Şövalyeleri donanmalarının da dahil oldukları bir "Kutsal İttifak" oluşturuldu. Avusturyalı amiral Don Juan komutasındaki Haçlı donanması karşısında Müezzinzade Ali Paşa kumandasındaki Osmanlı donanması büyük bir yenilgiye uğradı. Osmanlı donanması ilk kez yakılmıştır. Bu yenilginin sonuçları kısa sürelidir. Dönemin sadrazamı Sokollu Mehmet Paşa bu durumu Venedikli elçiye şöyle belirtmiştir:

Biz Kıbrıs’ı almakla sizin kolunuzu koparttık; siz donanmamızı yakmakla uzamış sakalımızı tıraş ettiniz. Kopan kol yerine gelmez ama tıraş edilen sakal daha gür çıkar.

 
Konstantin Kapıdağlı tarafından çizilmiş portresi

Donanmanın yeniden inşası ve Venedik ile barış (1572-1573)

değiştir

Osmanlı başkenti donanmasının yenilgiye uğradığını muharebede başarılı olan tek denizcisi Kılıç Ali Paşa sayesinde öğrendi. Uluç Ali Paşa kaptan-ı deryalığa getirildi ve Sokollu Mehmed Paşa’nın emriyle yeni bir donanmanın inşasına girişildi. Çok kısa bir zaman sonra oluşturulan donanma 1572 yazında Akdeniz’e açıldı. İspanya’nın da yeniden batıdaki mücadelesine yoğunlaşmasıyla yalnız kalan Venedik barış istedi. 1573 yılında imzalanan barış antlaşması ile Venedik Kıbrıs’ı Osmanlı Devleti’ne terk etti ve savaş tazminatı ödemeyi kabul etti.

Tunus’un fethi (1574)

değiştir

1573 yılında Venedik’i barışa zorlayan bu büyük donanmanın bir sonraki hedefi 1574 yılında İspanya’nın elindeki Tunus kenti ve kalesi oldu. Bu kent 1534 yılında Barbaros Hayreddin Paşa tarafından fethedilmiş, ancak ertesi yıl bizzat Alman İmparatoru ve İspanya Kralı V. Karl’ın komuta ettiği sefer sonucu Alman-İspanyol ordularınca geri alınmıştı. Özellikle Turgut Reis’in fetihleriyle Tunus ülkesinin tamamı Türk egemenliğine girmiş, geriye kukla Hafsiler’in İspanyol işgali alında hüküm sürdükleri Tunus kenti kalmıştı. Uluç Ali Paşa komutasındaki Türk donanması 13 Eylül 1574’te kenti fethetti. Aynı yıl Tunus Eyaleti kuruldu.

 
II.Selim’in Mimar Sinan’a 1571 yılında yaptırdığı Selimiye Camii.

Ölümü (1574)

değiştir

II. Selim, 1574’te 50 yaşındayken bazı kaynaklara göre hamamda düşme sonucu göğüs boşluğunda meydana gelen kanama yüzünden;[11][12] bazı kaynaklara göre ise içkiye tövbe edip aniden bıraktığı için baş dönmesi sonucu ölmüştür.[2] Cenaze namazından sonra Ayasofya Camii’deki türbesine defnedildi.

Edebî kimliği

değiştir

Selîmî mahlasıyla şiirler yazan Selim’in bir de divanı vardır. Yahyâ Kemâl’in; Bir beyti bir de câmi-i mâ’mûru var diye övdüğü; Biz bülbül-i muhrık dem-i şekvâ-yı firâkiz Âteş kesilir geçse sabâ gülşenimizden şeklinde bir beyti de bulunmaktadır. İkinci Selim, aynı zamanda îmârcı bir pâdişâhtır.

Yaptırdığı Hayratlar

değiştir

Mekke-i Mükerreme’nin su yollarının tâmiri, Mescid-i Harâm’ın mermer kubbelerle tezyini, Lefkoşa Selimiye Câmii, Azîz Efendi tekkesi, Navarin limanına hâkim bir mevkiye yaptırdığı kule, hayrâtı arasındadır. Edirne’ye yaptırmasının sebebi ise: Sultan’ın caminin yapılacağı şehir olarak neden Edirne’yi seçtiği kesin olarak bilinmemektedir. Evliya Çelebi Seyahatname adlı eserinde padişahın rüyasında İslam peygamberi Muhammed’i gördüğünü ve onun kendisinden Kıbrıs’ın fethi anısına bir cami yaptırmasını istediğini yazmıştır. Bu konudaki daha gerçekçi yorumlarda ise o dönemde İstanbul’da yeni bir büyük camiye ihtiyaç duyulmadığı, Edirne’nin Rumeli’deki Osmanlı egemenliğinin merkezi konumunda olduğu ve Selim’in gençlik yıllarından beri şehre ayrı sevgi beslediğine dikkat çekilir.

 
Ayasofya Camii’in avlusunda yer alan Sultan II. Selim’in türbesinin girişi.

Eserleri

değiştir

II. Selim zamanında Ayasofya Camii yeniden onarıldı. Selimiye Camii, Mimar Sinan tarafından onun döneminde inşa edildi. Babası gibi II. Selim divan edebiyatına birçok eser bırakmış bir şairdir. Selim’in özellikle Nurbanu Sultan için yazdığı şiirler divan edebiyatının en güzel eserleri arasında gösterilir.

 
II. Selim Türbesi.

Ünlü bir beyti:

Biz bülbül-i muhrik-dem-i şekva-yı firâkız

Ateş kesilir geçse sabâ gülşenimizden

Ayrılığın şikayetinin yakıcı demlerinin adamlarıyız biz.

Sabah rüzgarı ateş kesilir, gülistanımızdan geçse.

Son devrin ünlü şairlerinden Yahya Kemal, II. Selim’in bu beyti için, Selimiye kadar güzel bir şiir, demiştir.

 
II. Selim’in türbesinin kubbesi.

Popüler kültürdeki yeri

değiştir

2003 yılında yayınlanan Hürrem Sultan adlı Türk televizyon dizisinde II. Selim’i Atılay Uluışık canlandırdı.

2011-2014 yılları arasında yayınlanan Muhteşem Yüzyıl adlı dizide Engin Öztürk canlandırmıştır.

 
II. Selim’in sandukası.
Eşi
Erkek çocukları
Kız çocukları

Kronoloji (1566-1574)

değiştir
  • 06.09.1566 Kanuni Sultan Süleyman’ın vefatı.
  • 07.09.1566 Zigetvar İç Kalesi’nin fethedilmesi. Sultan II. Selim’in tahta davet edilmesi.
  • 27.09.1566 Şehzade II. Selim’in Afyonkarahisar’dan İstanbul’a hareketi.
  • 29.09.1566 Drava üzerindeki “Bobokça“ Kalesi’nin fethedilmesi.
  • 30.09.1566 Sultan II. Selim’in İstanbul’da Kadıköy’e gelmesi ve tahta çıkışı.
  • 03.10.1566 Sultan II. Selim’in İstanbul’dan Belgrad’a hareketi.
  • 17.10.1566 Sultan II. Selim’in Belgrad’a gelmesi.
  • 21.10.1566 Ordunun Zigetvar’dan Belgrad’a hareketi.
  • 26.10.1566 Kanuni Sultan Süleyman’ın cenazesini getiren ordunun Belgrad’a gelmesi ve cenazenin İstanbul’a gönderilmesi. Belgrad’da ilk yeniçeri hareketi.
  • 31.10.1566 Sultan II. Selim’in Belgrad’dan İstanbul’a hareketi.
  • 01.11.1566 İçki yasağı sebebiyle “Silsilei Ulema“nın yürüyüşü.
  • 28.11.1566 Kanuni Sultan Süleyman’ın cenaze merasimi.
  • 04.12.1566 Sultan II. Selim’in Halkalı’daki saraya gelmesi. İstanbul’da Yeniçeriler arasında ikinci hareketin başlaması.
  • 07.12.1566 Cülus törenlerinde dağıtılan bahşişin ilmiye sınıfına da verilmesi kararı.
  • 16.12.1567 Özdemiroğlu Osman Paşa’nın San’a Beylerbeyliğine tayini.
  • 30.12.1567 Şam Beylerbeyi Mustafa Paşa’nın Yemen Serdarlığına tayini.
  • 16.02.1568 İran elçisi Şahkulu Han’ın Edirne’ye gelişi.
  • 17.02.1568 Osmanlı Devleti ile Avusturya arasında 8 yıllık bir süre için Edirne’de barışın imzalanması.
  • 28.04.1568 San’a ve Yemen Beylerbeylikleri’nin yeniden birleştirilmesi.
  • 13.05.1568 Yemen Serdarı Mustafa Paşa’nın Şam’dan Mısır’a hareketi. Özdemiroğlu Osman Paşa’nın Yemen fethi. Taaz’ın alınması. Edirne’de Mimar Koca Sinan’ın yapacağı Selimiye Camii inşaatının başlaması.
  • 05.01.1569 Mısır Beylerbeyi Koca Sinan Paşa’nın, Yemen Serdarlığı görevine hareketi.
  • 03.05.1569 Yemen’de Kahiriyye Kalesi’nin alınması.
  • 15.05.1569 Aden’in alınması. Mısır Kaptanı Kurdoğlu Hayreddin Hızır Bey’in Sumatra seferi ve Türk denizciliğinin Okyanusa dayanması.
  • 26.07.1568 Sana’nın alınması. Sokullu Mehmed Paşa’nın Ejderhan Astrahan seferi.
  • 04.08.1568 Don-Volga Kanalı’nı açarak Karadeniz ile Hazar Denizi’ni birleştirme planı.
  • 19.09.1569 İstanbul’da büyük yangın.
  • 18.10.1569 Osmanlı-Fransa arasında ikinci dönem kapitülasyonların imzası.
  • 15.05.1570 Donanmanın Kıbrıs seferi sebebiyle Akdeniz’e hareketi.
  • 18.05.1570 Kevkeban Kalesi’nin alınması ve Yemen barışı. Behram Paşa’nın Yemen valiliği üzerine Zebid’e gitmesi.
  • 21.05.1570 Donanmanın Kıbrıs Adası’ndaki Limasol koyunda demirlemesi.
  • 01.07.1570 Limasol Koyu’na asker çıkarılması.
  • 04.07.1570 Ağır topların ‘Larnaka’ sahiline çıkarılması. Harp Meclisi’nde ‘Lefkoşa’nın kuşatılmasına karar verilmesi.
  • 09.07.1570 Girne Kalesi’nin teslim olması. Lefkoşa’nın alınması ve bazı kalelerin kolayca işgali.
  • 18.07.1570 Mağusa Kalesi’nin kuşatılması.
  • 23.01.1571 Mağusa kuşatmacılarına yardım kuvvetiyle levazım ve mühimmat gönderilmesi.
  • 01.03.1571 Koca Sinan Paşa’nın Yemen’den dönüşü.
  • 04.05.1571 Donanmanın Akdeniz seferine çıkışı. Dalmaçya’nın fethi.
  • 01.08.1571 Mağusa Kalesi’nin teslimi. Kıbrıs Adası’nın tamamının alınması.
  • 15.09.1571 Kıbrıs Serdarı Lala Mustafa Paşa’nın İstanbul’a hareketi.
  • 07.10.1571 “İnebahtı” Deniz savaşı. Donanmanın mağlubiyeti.
  • 21.10.1571 İstanbul tersanesinde yeni bir donanma inşasına başlanması.
  • 13.06.1572 Kaptanı Derya Kılıç Ali Paşa’nın İstanbul’dan Akdeniz seferi için hareketi.
  • 07.03.1573 Osmanlı Devleti ile Venedik arasında barış andlaşması.
  • 03.06.1573 Piyale ve Kılıç Ali Paşaların İtalya güneyindeki “Pulya” seferine hareketleri. Ayasofya’nın onarımı ve iki minare ilave edilmesi.
  • 15.05.1574 Donanmanın Tunus seferi için Akdeniz’e hareketi.
  • 09.06.1574 Boğdan zaferi. Osmanlı hakimiyetinin bölgede güçlenmesi.
  • 22.07.1574 Tunus’ta “Halk-ul-Vad” sahiline ordu çıkarılması.
  • 23.08.1574 Şeyhülislam Ebussud Efendi’nin vefatı. Hak-ul Vaat Kalesi’nin fethi.
  • 13.09.1574 Tunus şehrinin istihkamı. “El-Bastiyan” Kalesi’nin fethi.
  • 30.10.1574 Donanmanın Tunus’tan İstanbul’a hareketi.
  • 04.12.1574 Sekiz sene için yenilen Osmanlı-Avusturya antlaşmasının İstanbul’dan Viyana’ya gönderilmesi. Ünlü Mimar Sinan’ın eseri, Edirne’deki Selimiye Camii’nin inşaatının tamamlanması.
  • 15.12.1574 Sultan II. Selim’in İstanbul’da vefatı.
  • 21.12.1574 Sultan II. Selim’in Manisa valisi olan veliahtı şehzade Murad’ın İstanbul’a hareketi. Sultan Murad’ın beş kardeşinin idamı.
  • 22.12.1574 Sultan III. Murad’ın tahta çıkışı.

Kaynakça

değiştir
Genel
Özel
  1. ^ a b "SELÎMÎ/SELÎM, Sultan Selîm-i Sânî". teis.yesevi.edu.tr. 17 Nisan 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Nisan 2024. 
  2. ^ a b "SELİM II - TDV İslâm Ansiklopedisi". TDV İslam Ansiklopedisi. 7 Aralık 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Ocak 2022. 
  3. ^ "Arşivlenmiş kopya". 7 Aralık 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Ocak 2021. 
  4. ^ I. Selim saltanat yılları için çok ayrıntılı ve inanılır dış kaynaklar: Turan, Serafeddin, "Selim II", İslam Ansiklopedisi, C.X say.434-444, Ankara ve İstanbul:Türkiye Cumhuriyeti, Maarif Bakanlığı, 1940 ve sonrası
  5. ^ a b Uzunçarşılı, İsmail Hakkı (1951, yeni ed. 1988), Osmanlı Tarihi: Cilt. III/1 II. Selim'in Tahta Çıkışından 1699 Karlofça Andlaşması'na Kadar, Ankara:Türk Tarih Kurumu Yayınları
  6. ^ a b c Sakaoğlu, Necdet, (1999), Bu Mülkün Sultanları, İstanbul:Oğlak ISBN 9753293006, say.149-160
  7. ^ Turan, Serafeddin (1958), "Lala Mustafa Paşa Hakkında Notlar ve Vesikalar", Belleten C.22, say. 551-593.
  8. ^ Safvet Bey (1329), "Şark Levendleri: Osmanlı Bahr-i Ahmer Filosunun Sumatra Seferi Üzerinde Vesikalar", Tarih-i Osmani Encümeni Mecmuası C.4, say. 1521-1540 (Osmanlıca)
  9. ^ İnalcık, Halil (1948), "Osmanlı-Rus Rekabetinin Menşei ve Don-Volga Kanalı Teşebbüsü (1569)", Belleten C.12 Say.349-402.
  10. ^ Kurat, Akdes Nimet (1966) Turkiye ve Idil Boyu . 1569 Astarhan Seferi. Ten-Idil Kanali ve XVI-XVII Yuzyil Osmanli Rus Munasebetleri Ankara
  11. ^ "Sabah - Güncel Haberler, Son Dakika ve Gazete Haberleri". www.sabah.com.tr. 1 Şubat 1997 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Kasım 2021. 
  12. ^ "II. Selim kimdir? II. Selim dönemi olayları nelerdir? 2. Selim'in hayatı ve ölümü". Hürriyet. 11 Aralık 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Kasım 2021. 
  13. ^ TDV İslam Ansiklopedisi, cilt: 36,  sayfa: 418
  14. ^ a b c d e f g h i j k "Osmanlı Padişahları". Türk Tarih Kurumu. Erişim tarihi: 5 Kasım 2024. 
  15. ^ Solakzade, Mehmet Hemdemî Çelebi; Çabuk, Vâhid (1989). Solak-zâde tarihi, Volume 1. Kültür Bakanlığı. s. 345. ISBN 978-9-751-70511-2. 
II. Selim
Doğumu: 28 Mayıs 1524 Ölümü: 12 Aralık 1574
Resmî unvanlar
Önce gelen
Kanuni Sultan Süleyman
 
Osmanlı Sultanı

5 Eylül 1566 - 12 Aralık 1574
Sonra gelen
III. Murad
Sünni İslam unvanları
Önce gelen
Kanuni Sultan Süleyman
İslam Halifesi
5 Eylül 1566 - 12 Aralık 1574
Sonra gelen
III. Murad