Tarih, araştırma alanı olarak, insan kayıtlarına, yazılı ya da sözlü kaynaklara dayanır. Tarihi bilgi, geçmişteki olaylara ilişkin bilinenlerin, tarihe ilişkin güncel düşünce çerçevesiyle yorumlanmasıyla oluşur.
Tarih kelimesinin Batı dillerindeki tüm karşılıkları Grekçe istoria, istorien sözcüğünden gelmektedir. (Latince: his-toria, İtalyanca: storia, Fransızca: histo-rie, İngilizce: history, Almanca: Histo-rie). İyonya lehçesinde bildirme, haber alma yoluyla bilgi edinme anlamlarında kullanılan kelime, Attika lehçesinde görerek, tanık olarak bilme anlamlarının yanı sıra çok daha geniş bir anlam içeriğiyle fizik, coğrafya, astronomi, bitki ve hayvan bilgisi ve hatta giderek doğa bilgisini kapsayacak şekilde kullanılmıştır.
Daha fazlası...
Mohandas Karamçand Gandi, (Gujarati: મોહનદાસ કરમચંદ ગાંધી , d. 2 Ekim 1869– ö. 30 Ocak 1948), Hindistan ve Hindistan Bağımsızlık Hareketi'nin siyasi ve ruhani lideri. Gerçek ve kötülüğe karşı aktif ama şiddet unsuru içermeyen direniş ile ilgili olan Satyagraha felsefesinin öncüsüdür. Bu felsefe Hindistan'ı bağımsızlığına kavuşturmuş ve dünya üzerinde vatandaşlık hakları ve özgürlük savunucularına ilham kaynağı olmuştur. Gandi Hindistan'da ve dünyada, Tagore tarafından verilen ve yüce ruh anlamına gelen mahatma (Sanskritçe: महात्मा ) ve baba anlamına gelen bapu (Gujarati: બાપુ ) adlarıyla anılır. Hindistan'da resmî olarak Ulus'un Babası ilan edilmiştir ve doğum günü olan 2 Ekim Gandhi Jayanti adıyla ulusal tatil olarak kutlanır. 15 Haziran 2007'de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu oybirliği ile 2 Ekim gününü "Dünya Şiddete Hayır Günü" olarak ilan etmiştir.
Gandi ilk olarak Güney Afrika'da Hint topluluğunun vatandaşlık hakları için barışçı başkaldırı uyguladı. Afrika'dan Hindistan'a döndükten sonra yoksul çiftçi ve emekçileri baskıcı vergilendirme politikasına ve yaygın ayrımcılığa karşı protesto etmeleri için örgütledi. Hindistan Ulusal Kongresi'nin liderliğini üstlenerek ülke çapında yoksulluğun azaltılması, kadınların serbestisi, farklı din ve etnik gruplar arasında kardeşlik, kast ve dokunulmazlık ayrımcılığına son, ülkenin ekonomik yeterliliğine kavuşması ve en önemlisi olan Swaraj yani Hindistan'ın yabancı hâkimiyetinden kurtulması konularında ülke çapında kampanyalar yürüttü. Gandi Hindistan'da alınan Britanya tuz vergisine karşı 1930'da yaptığı 400 kilometrelik Gandi Tuz Yürüyüşü ile ülkesinin Britanya'ya karşı başkaldırmasına öncülük etti. 1942'de Britanyalılara açık çağrıda bulunarak Hindistan'ı terketmelerini istedi. Hem Güney Afrika hem de Hindistan'da birçok kere hapsedildi.
Gandi her durumda pasifizm ve gerçeği savunarak bu görüşlerini uyguladı. Kendi kendine yeterli olan bir aşram kurarak basit bir yaşam geçirdi. Çıkrık ile örülen geleneksel dhoti ve örtü gibi giysilerini kendisi yaptı. Önceleri vejetaryen iken sonraları yalnızca meyve ile beslenmeye başladı. Hem kişisel arınma hem de protesto amacıyla bazen bir ayı aşan oruçlar tuttu.
|
Roma İmparatorluğu, Roma Cumhuriyeti'nin Augustus liderliğinde M.Ö. 1. yüzyılda yeniden örgütlenmesiyle kurulan antik Roma devletidir. Uzun yıllar Akdeniz çevresinde hüküm süren Roma İmparatorluğu, Kavimler Göçü'yle başlayan karışıklıklardan sonra M.S. 395 tarihinde doğu ve batı olmak üzere ikiye ayrıldı. Batı kısmı (Batı Roma İmparatorluğu) 476 yılında Kavimler Göçü'nde Avrupa'ya gelen Kuzey Kavimlerinin saldırıları sonucunda yıkılmış, doğu kısmı da varlığını Doğu Roma İmparatorluğu veya Bizans İmparatorluğu olarak 1453'te Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethine kadar sürdürmüştür.
"Roma İmparatorluğu" ünlü Latince Imperium Romanum'un Türkçe'sidir. Bu deyişte imperium sözcüğü bir bölge, vilayet anlamında kullanılmaktadır. Roma İmparatorluğu Avrupa'nın Romalıların egemenliği altında kalan kısmı için kullanılan bir isimdi, denilebilir. Aslında Roma kent sınırlarının aşılması ve yayılma politikası imparatorluk döneminden çok önce başlamıştı. Roma İmparatorluğu en geniş olduğu dönemde yaklaşık 5.900.000 km2 büyüklüğündeydi. Avrupa tarihinin "klasik antikite" dönemindeki en geniş imparatorluğuydu.
Augustus'un otokrasisinden yüzyıllar önce Roma (Roma Krallığı ve Roma Cumhuriyeti) zaten İtalyan Yarımadası'nı aşmış, önemli rakiplerini yenilgiye uğratmıştı. Augustus'un reformları Roma devletini bir imparatorluğa çevirmiş, 3. yüzyılın sonlarındaki Diokletian reformuna kadar sistem büyük oranda değişmeden devam etmiştir. Diokletian reformu imparatorluğu tetrarşiye dönüştürmüştür. Her ne kadar Diokletian'ın sunduğu politik sistem kısa bir süre boyunca varlığını korusa da, imparatorluğun ikiye bölünmesine yol açmıştır. Bu da Roma'nın egemenliğinin iki yüzyıl daha boyunca, Doğu ve Batı Roma İmparatorluğu olarak sürdürmesine olanak sağlamıştır.
Batı İmparatorluğunun geleneksel çöküş tarihi 4 Eylül 476'dır. Yaklaşık binyıl sonra, 1453'te, daha çok Bizans İmparatorluğu olarak anılan Doğu Roma İmparatorluğu Osmanlıların egemenliğine geçmiştir. Augustus'tan Batı imparatorluğunun çöküşüne kadar Roma Batı Avrasya'da egemen olmuş, nüfusun yarısını barındırmıştır.
|
Misya, Antik Çağ'da Anadolu'nun kuzeybatısında yer alan ve günümüzde yaklaşık olarak Balıkesir iline denk gelen bölgenin adı. İsmini bölgenin yerli halkı olan ve ilk olarak Truva Savaşı döneminde Truvalıların müttefikleri arasında bahsi geçen Misyalılardan almıştır.
Misya'nın güneyinde Lidya, doğusunda Frigya ülkeleri bulunmaktaydı ve Misyalıların kökeni ile bu ülkelerin halklarının kökenleri arasında bağlar mevcuttu. Misya'nın batısındaki Biga Yarımadası bölgesi, Truva kentinin bağlı bölgesi anlamında Troad ismi ile anılmış ve antik çağda aralarında kuvvetli bağlar bulunmakla birlikte Misya'dan ayrı değerlendirilmiştir.
Homeros, atlı birlikleri ile ünlü Trakyalılar, kısrak sütü içen Hippomolgiler ve itaatkar Abiilerle birlikte, "çıplak elle ve mızrakla savaşan aslan yürekli" Misyalıları da Truvalıların müttefikleri arasında zikretmekte, savaşa katılan bazı Misyalıların isimlerini saymaktadır.
Strabo'ya göre Misyalılar canlı varlıkları yemekten kaçınmakta, süt, peynir ve balla beslenmekteydi. Herodot Misyalıların başlangıçta bir Lidya kolonisi olarak ortaya çıktıklarını ve Lidyalılar ve Karyalılar ile akraba oldukları için Milas'taki Karya Zeus'u tapınağında ibadet etme hakkına sahip olan bu üç halk arasında yer aldıklarını belirtmektedir. Yine Herodot, Misyalıların bir dönemde Avrupa yakasına geçerek Adriyatik Denizi'ne kadar uzanan ve güneyde Peneus Nehri'ne kadar inen bölgeyi ele geçirdiklerini yazmaktadır.
|
Efes Celsus Kütüphanesi, Efes Celsus Kütüphanesi, İzmir, Selçuk'ta bir kütüphane kalıntısı. Roma döneminde 115-117 yılları arasında inşa edilen kütüphane iki katlıdır. Zamanında 12.500 kitaba evsahipliği yaptığı tahmin edilmektedir
Yapının kalıntıları üzerinde yapılan çalışmalar, ön cephenin iki katlı görünümüne karşın, yapının üç katlı olduğunu göstermektedir. El yazmaları rulolar halinde, galerilerden oluşan üst katlarda saklanmıştır. 3. yüzyılda bölgeyi etkileyen depremler sırasında okuma salonu yanmış, ancak daha sonra tamir edilmiştir. Ön yüzünün yine Orta Çağ'da yaşanan bir deprem sonucu yıkıldığı sanılmaktadır. Depremde ön cephesi haricinde diğer kısımları yıkıldığından uzunca bir süre sonradan yapılan bir çeşmenin görkemli arka duvarı olarak kullanılmıştır.
|
- Orta Asya Türklerinde savaşçıların mezarlarının etrafına öldürdüğü düşman sayısınca balbal dikildiğini
- İdil Bulgarları'ın ilk Türk-İslam devleti olduğunu
- Göktürkler'in Türk adını siyasi olarak kullanan ilk Türk devleti olduğunu
- Harezmi'nin Hesab-ül Cebir vel-Mukabele kitabının, matematik tarihinde 1. ve 2. dereceden denklemlerin sistematik çözümlerinin yer aldığı ilk eser olduğunu
- Mozart'ın 35 yıllık ömrüne 626 eser sığdırdığını
- Daha fazlası...
Eyfel Kulesi'ne düşen bir yıldırım (3 Haziran 1902'de saat 21:20)
Tarihte bugün
|
|