Sümerler
Sümerler(Sümerce: 𒅴𒄀 eme-gi veya 𒅴𒂠 eme-g̃ir), yaklaşık olarak MÖ 4000-2000 yılları arasında Irak'ın güneyinde (Güney Mezopotamya) yerleşik hayata geçmiş olup, medeniyetin beşiği olarak bilinen coğrafi bölgede yaşamış bir uygarlıktır.[1] MÖ 6.ncı ve 5.nci milenyumda Kalkolitik ve Erken Tunç Çağı dönemi arasında ortaya çıkmış olup Dünyanın bilinen en eski uygarlıklarından birisi olarak kabul edilmektedir.[2][3]
Sümerler, "Bereketli Hilal" olarak adlandırılan Mezopotamya bölgesinde ortaya çıkan sayısız medeniyetin temelini atmıştır. Ayrıca yazı ve astronomi de tarihte ilk kez Mezopotamya'da, Sümerlerde ortaya çıkmıştır.[4] Genel düşünce, Sümerlerin, çağdaşı olan halklarla yakın bir etkileşim ve benzerliklerinin olduğu yönündedir.
Sümer Devleti'nin, Sami olmayan izole bir topluluk tarafından kurulmuş olduğu kabul edilmektedir.[5]
Mezopotamya'da yaşayan birçok farklı kavimden ilk öne çıkan ve daha sonraki medeni oluşumların temelini atan Sümerlerdir. Gerek yazı, dil, tıp, astronomi, matematik; gerekse de din, fal, büyü, mitoloji gibi alanlarda ilk öne çıkan ve bilinen toplum Sümerlerdir. "Yaratılış" ve "Tufan"a, "Emeş ve Enten"e ilk kez Sümerlerde rastlanır. Yılbaşı ağacı süsleme, evlilik yüzüğü, nazar boncuğu da ilk olarak Sümerlerde görülmüştür. Sümer döneminde 21'i küçük olan yaklaşık 35 büyük şehir ve kasaba vardı. Bunlar arasında Kiş, Nippur, Zabalam, Umma, Lagaş, Eridu, Uruk ve Ur sayılabilir.
İsim Değiştir
"Sümer" (Sümerce: 𒅴𒄀 eme-gi veya 𒅴𒂠 eme-g̃ir, Akadca: 𒋗𒈨𒊒 šumeru) terimi, Güney Mezopotamya'nın Semitik olmayan eski sakinleri olan "Sümerler" tarafından konuşulan dile, onların halefleri olan Doğu Semitik dilli Akadlar tarafından verilen isimdir. Sümerlerin ülkesi, çivi yazısındaki yazıtlarda "Soylu Lordların Ülkesi" anlamına gelen "k-en-gi(-r)" ifadesi de yer almaktadır.
Sümerlerin kökeni bilinmemektedir, ancak Sümer halkı kendilerini "Siyah Başlı Olanlar" veya "Siyah Başlı İnsanlar" (𒊕 𒈪, sag̃-gíg, lit. 'baş' + 'siyah' veya 𒊕 𒈪 𒂵, sag̃-gíg-ga fonetik olarak /saŋ ɡi ɡa/, lit. Örneğin, Sümer kralı Şulgi kendisini "dört mahallenin kralı, kara kafalı insanların papazı" olarak tanımlamıştır. Akadlar da Sümerlere "kara kafalı insanlar" ya da Sami Akad dilinde ṣalmat-qaqqadi diyorlardı.
Akadca Šumer kelimesi lehçedeki coğrafi adı temsil edebilir, ancak Akadca šumerû terimine yol açan fonolojik gelişim belirsizdir. Güney Mezopotamya'ya atıfta bulunan İbranice שִׁנְעָר Šinʿar, Mısırca Sngr ve Hititçe Šanhar(a), Sümer'in batı varyantları olabilir. [6][7][8]
Kökeni Değiştir
Çoğu tarihçi, Sümer'in ilk olarak M.Ö. 5500 - 3300 yılları arasında, Sami olmayan ve Hint-Avrupa kökenli olmayan eklemeli bir dil olan Sümer dilini konuşan Batı Asyalı bir halk tarafından kalıcı olarak yerleşildiğini öne sürmektedir (kanıt olarak şehirlerin, nehirlerin, temel mesleklerin vb. isimlerine işaret edilmektedir).[9][10][11]Bazıları ise Sümerlerin Yeşil Sahra'dan Orta Doğu'ya göç eden ve tarımın Orta Doğu'da yayılmasından sorumlu olan Kuzey Afrikalı bir halk olduğunu öne sürmüştür. Ancak, ilk çiftçilerin Bereketli Hilal'den geldiğini güçlü bir şekilde gösteren kanıtlarla birlikte, bu öneri genellikle göz ardı edilmektedir. Özel olarak Sümerleri tartışmasa da, Lazaridis ve diğerleri 2016 yılında Natufian ve Çanak Çömlek Öncesi Neolitik kültür taşıyıcılarının genomlarını test ettikten sonra, Orta Doğu'nun bazı Yahudi öncesi kültürleri, özellikle de Natufianlar için kısmi bir Kuzey Afrika kökeni önermişlerdir.[12]
Alternatif olarak, dört eski Mezopotamya iskelet DNA örneğinin yakın zamanda (2013) yapılan genetik analizi, muhtemelen eski İndus-Mezopotamya ilişkilerinin bir sonucu olarak, Sümerlerin İndus Vadisi Uygarlığı ile bir ilişkisine işaret etmektedir. Bazı verilere göre, Sümerler Hurriler ve Urartularla ilişkilendirilmekte ve Kafkasya onların anavatanı olarak kabul edilmektedir.Sümerlerden önce bölgede yaşamış olan tarih öncesi halk "Proto-Fıratlılar" veya "Obeydliler",[13] ve Kuzey Mezopotamya'daki Samarra kültürü'nden evrimleştiği teorisi vardır.[14][15][16][17] Ubeydilerin, Sümerler tarafından hiç bahsedilmemesine rağmen, günümüz akademisyenleri tarafından Sümer'deki ilk uygarlaştırıcı güç olduğu varsayılmaktadır. Bataklıkları tarım için kurutmuşlar, ticareti geliştirmişler ve dokumacılık, dericilik, metal işçiliği, duvarcılık ve çömlekçilik gibi endüstriler kurmuşlardır.[13] Bazı akademisyenler Proto-Fırat dili ya da tek bir alt katman dili fikrine karşı çıkmaktadır; Sümer dilinin başlangıçta bataklıkta ve Doğu Arabistan kıyı bölgesinde yaşayan ve Arap kültürünün bir parçası olan avcı ve balıkçı halkların dili olabileceğini düşünmektedirler. [18] Güvenilir tarihi kayıtlar çok daha sonra başlar; Sümer'de Enmebaragesi (Erken Hanedanlık I) öncesine tarihlenen hiçbir kayıt yoktur. Juris Zarins, Sümerlerin Buzul Çağı'nın sonunda sular altında kalmadan önce Doğu Arabistan kıyılarında, bugünkü Basra Körfezi bölgesinde yaşadıklarına inanmaktadır.[19]
Sümer uygarlığı Uruk döneminde (MÖ 4. binyıl) şekillenmiş, Jemdet Nasr ve Erken Hanedan dönemlerine kadar devam etmiştir. Sümerler giderek kontrolü kuzeybatıdan gelen Sami devletlerine kaptırmıştır. Sümer, MÖ 2270 civarında Akad İmparatorluğu'nun Sami dilli kralları tarafından fethedildi (kısa kronoloji), ancak Sümerce kutsal bir dil olarak devam etti. Yaklaşık MÖ 2100-2000 yıllarında Ur'un Üçüncü Hanedanlığı döneminde yaklaşık bir yüzyıl boyunca yerel Sümer egemenliği yeniden ortaya çıkmış, ancak Akad dili de bir süre daha kullanılmaya devam etmiştir.
Basra Körfezi kıyısındaki Sümer şehri Eridu'nun, üç ayrı kültürün kaynaşmış olabileceği en eski şehirlerden biri olduğu düşünülmektedir: kerpiç kulübelerde yaşayan ve sulama yapan köylü Obeydli çiftçiler; siyah çadırlarda yaşayan ve koyun ve keçi sürülerini takip eden göçebe Sami çobanlar; ve bataklıklarda sazdan kulübelerde yaşayan ve Sümerlerin ataları olabilecek balıkçı halk.[20]
Şehir devletleri Değiştir
MÖ 4000 yılları başlarında Sümer sınırları kanallar veya sınır taşları ile belirlenmiş bir düzine şehir devletine bölünmüştü. Bütün şehirlerin merkezinde şehre ait özel bir sahip tanrı veya tanrıçaya adanmış olan ve bir rahip yöneticinin (ensi) veya kralın (lugal) idaresindeki tapınak bulunurdu.
Hanedanlık öncesi ilk beş şehir:
Diğer temel şehirler:
(1Yeri belirsizdir) |
Küçük şehirler (güneyden kuzeye):
(2Mezopotamya'nın kuzeyinde kalan bir şehir) |
Sümer şehri Değiştir
Sümer şehri, Mezopotamya'nın güney ucunda, Dicle ve Fırat nehirleri arasında, sonradan Babil olmuş, günümüzde de Irak'ın Bağdat şehrinden Basra Körfezi'ne kadar olan bölgede idi.[21]
Sümer şehri, Sümerlerden önce yaşamış ve Sümerce konuşmayan ve Sami olmayan bir halk tarafından, MÖ 4000-2350 yılları arasında kurulmuştur. Bu halka günümüzde Proto-Fıratlılar ya da Ubaidliler denmektedir. Ubaid ismi Al-Ubaid şehrindeki kazı alanından gelir. Ubaidliler Sümer şehrinde kurulmuş ilk medeniyettir. Bataklıkları tarım için kurutmuşlar, ticaret, dokumacılık, dericilik, demircilik, taş oymacılığı ve çanak-çömlekçilik gibi işlerle uğraşmışlardır. Ubaidlilerin bölgeye yerleşmesinden sonra çeşitli Sami halklar da aynı bölgeye yerleşmiş, kültürlerini Ubaidlilerinki ile karıştırarak Sümerler öncesi yüksek bir medeniyet kurmuşlardır.[21]
Tarihçe Değiştir
Çoğu tarihçiye göre, Sümerler MÖ 5500 ve 4000 yılları arasında bölgeye kalıcı olarak yerleşmiş Batı Asya halkıdır.[22][23][24][25][26] Samuel Noah Kramer, "Tarih Sümer'de Başlar" kitabında; İran'dan gelen göçebeler ve Samilerin karışımı olan bir köy kültürü ile Sümer tarihinin başladığını yazıyor. Bu iki halkın ve kültürlerinin karışması zamanla Güney Mezopotamya'daki ilk şehir devletini oluşturuyor. Zamanla bölgeye hakim olmak için mücadele eden şehir devletlerine dönüşüyorlar. Genelde Samilerin üstün çıktığı bu mücadelelerde, Mezopotamyalılar diğer bölgelere genişlemeye başlıyorlar ve yakın doğuda ilk imparatorluğu kuruyorlar.
Bu imparatorluk zamanla Elam olarak da bilinen bölge dahil olmak üzere, İran'ın batı düzlüklerine kadar yayılıyor. Bu Mezopotamya imparatorluğu, Hazar Denizi ya da Kafkaslardan geldiği tahmin edilen, ilkel ve göçebe Sümerler ile karşılaşıyor. Mezopotamya ile ilkel kabileler arasında tampon görevi yapan Sümerliler ne pahasına olursa olsun direniyorlar. İlk karşılaşmalarda kendilerinden teknolojik ve kültürel anlamda gelişmiş olan Mezopotamyalılar üstün geliyor. Zamanla esir ya da paralı asker olarak Mezopotamya kültürünü yakından tanıyan Sümerler, kendilerine gerekli olan askeri teknolojiyi öğreniyor ve kendi kültürlerine uyguluyorlar. Zamanla gerilemeye başlayan Mezopotamya devletine üstün gelmeyi ve önce batı İran topraklarını sonra Kuzey Mezopotamya'yı almayı başarıyorlar. Fethettikleri bu bölgede ilk Sümer devletini kuruyorlar.[27]
Sümerler denen, dili bölgede uzun süre yaşayan halkın, MÖ 3300 yıllarından MÖ 3000'e gelindiğinde bölgede en az 12 şehir devleti vardı.[21]
Bu dönemde her kent genellikle surlarla çevriliydi. Her kentin kendi tanrısı vardı ve her kentte en az bir tapınak bulunurdu. Sümerlerde tarihin belki de ilk kral listeleri ile karşılaşılır. Fakat bu listeler genellikle tarihsel gerçeklerin ötesinde mitolojik unsurlara da sahiptirler. Örneğin kral listesine göre Tufan'dan önce Sümerlerin yaşadığı bölgede efsanevi sekiz yönetici (ve dolayısıyla kent) mevcuttu. Kral listesine göre Tufan'dan sonraki ilk Sümer hanedanları Kiş, Uruk ve Ur'dur. Ünlü Gılgamış destanının kahramanı Gılgamış kral listesine göre Uruk Hanedanı'nın krallarındandır.
Lagaş'ta iktidara gelen Ur-Nanşe yaptırdığı inşaatlarla öne çıkmıştır. Urukagina da ilk yazılı reformları sayesinde tanınmıştır. Erken dönemlerde Sümerlerin ana tanrısı An'dır, fakat sonraki dönemlerde bu tanrı yerine Enlil Sümerlerin baş tanrısı konumuna yükselir. Enlil'in Nippur'da Ekur adında bir tapınağı vardır. Bu nedenle Nippur Sümerlerin dini başkenti kabul edilir, burada tapınak yaptırmak veya bu tip inşaatlarda çalışmak, hizmetli olmak önemli sayılırdı.
Sümerlerin sonu Değiştir
Bazı araştırmalarda Sümerlilerin zayıflaması Sümer topraklarındaki tuzlanma ve buna bağlı tarımsal üretimin düşmesi gibi ekolojik nedenlere bağlanır.
Sümer bölgesinde Gılgamış destanı gibi anlatımlara konu olan büyük bir sel meydana gelmiş ve bu Tufan'dan sonra bazı şehir devletleri diğerleri üzerinde hakimiyet kurmuşlardır. Şehirleri birleştiren kralların ilki, MÖ 2800 yıllarında Kiş kralı olan Etana dır. Kiş, Erech, Ur ve Lagaş şehirleri diğerlerine hâkim olabilmek için asırlar süren mücadelelere giriştiler. Bu durum Sümerleri harici düşmanlara karşı zayıf bıraktı. Önce Elamlılar (MÖ y. 2530-2450) ve sonra Kral Sargon yönetimindeki (MÖ 2334-2279) Akadlılar Sümerlere saldırdılar. Sargon hanedanı yaklaşık 1 asır iktidarda kaldı ve şehir devletlerini birleştirdi. Sargon hanedanının yönetim modeli tüm Orta Doğu medeniyetlerini etkilemiştir.[21]
Akadlar tarafından çökertilmesi sonrasında Sümerler bir daha eski haline gelemedi. MÖ 2000'li yıllarda bağımsız kimliklerini kaybettiler.[kaynak belirtilmeli] Ardından gelen Akad ve Babil uygarlıkları çoğunlukla Sümerlerin izlerini taşıdılar. Kendilerine özgü dilleri ve çivi yazıları uzun süre yaşadı. Sümer inanışları ve mitolojisi İbranilerin Babil sürgünü yoluyla Yahudi, Hristiyan ve İslam inanışlarını etkilediği gibi Fenike-Yunan-Roma bağlantısıyla da günümüze dek ulaşmıştır.
Sümer Kralları Değiştir
Sümer ve yabancı devletlerde hükümdarlık yapan Sümer kralları bulunur.
Kültür Değiştir
Sosyal hayat ve Aile Değiştir
Erken Sümer döneminde, ilkel piktogramlar şunu göstermektedir[28]
- "Çanak çömlek çok boldu ve vazoların, kaselerin ve tabakların biçimleri çok çeşitliydi; bal, tereyağı, yağ ve muhtemelen hurmadan yapılan şarap için özel küpler vardı. Vazoların bazılarının sivri ayakları vardı ve çapraz ayaklı sehpalar üzerinde duruyordu; diğerleri düz dipliydi ve kare ya da dikdörtgen ahşap çerçeveler üzerine yerleştirilmişti. Yağ küpleri ve muhtemelen diğerleri de, tam olarak erken Mısır'da olduğu gibi kille kapatılmıştır. Taştan vazolar ve tabaklar kilden yapılanların taklidi olarak yapılmıştır."
- "Tüylü bir başörtüsü giyilirdi. Öküzünkine benzeyen oyma ayakları olan yataklar, tabureler ve sandalyeler kullanılıyordu. Şömineler ve ocaklar vardı."
- "Bıçaklar, matkaplar, kamalar ve testereye benzeyen bir alet biliniyordu. Mızraklar, yaylar, oklar ve hançerler (ama kılıçlar değil) savaşta kullanılıyordu."
- "Yazı yazmak için tabletler kullanılıyordu. Metal bıçaklı ve ahşap saplı hançerler takılırdı ve bakır levhalara dövülürdü, kolyeler veya yakalar ise altından yapılırdı."
- "Zaman ay olarak hesaplanırdı."
Sümer müziği ile ilgili önemli kanıtlar vardır. En iyi bilinen örnekleri arasında Ur Lirleri bulunan Lirler ve flütler çalınmıştır.[29]
Devlet kentlerden oluşmuştu ve her kent surlarla çevrili idi. Kent içinde yüksek bir tepeye yapılan tapınak bulunurdu ki bu sosyal yaşamın merkezini oluşturmaktaydı.
Sümer kültürü erkek egemen ve tabakalıydı. İşbölümü derinleşmişti; 1. sınıfı din adamları ve askerler 2. sınıfı halk 3. sınıfı ise kölelerin oluşturduğu bir toplumsal hiyerarşi vardı. Sürekli savaşlar sonucunda halktan her insan kolayca köle edinebiliyordu. MÖ 3000-2500 yıllarında yüksek ruhbanlardan oluşan egemen sınıflar, dinsel yapıya sahip kent devletlerinin yöneticileri olarak ortaya çıktılar. Bu kral-rahipler dinsel ve siyasal işleri yürütürlerdi. Bir kentin baş rahibi, aynı zamanda o kentin başkanıydı.
Ur III dönemine tarihlenen ve şimdiye kadar keşfedilen en eski kodifikasyon olan Ur-Nammu Kanunları, geç Sümer hukukundaki toplumsal yapıya dair bir fikir vermektedir. Lu-gal ("büyük adam" ya da kral) altında, toplumun tüm üyeleri iki temel tabakadan birine aitti: "lu" ya da özgür kişi ve köle (erkek arad; kadın geme). Bir lunun oğlu evlenene kadar dumu-nita olarak adlandırılırdı. Bir kadın (munus) kız evlat (dumu-mi) olmaktan çıkıp eş (dam) olur, ardından kocası ölürse dul (numasu) kalır ve aynı kabileden başka bir erkekle yeniden evlenebilirdi.
Evlilikler genellikle gelin ve damadın ebeveynleri tarafından ayarlanırdı;[30]nişanlar genellikle kil tabletlere kaydedilen sözleşmelerin onaylanmasıyla tamamlanırdı.[30]:78 Bu evlilikler, damat gelinin babasına bir gelin hediyesi teslim eder etmez yasal hale gelmiştir.[30]:78 Bir Sümer atasözü ideal ve mutlu evliliği, karısının kendisine sekiz oğul doğurmuş olmasıyla övünen ve hâlâ seks yapmaya hevesli olan bir kocanın ağzından anlatır. [31]
Sümerler genellikle evlilik öncesi cinsel ilişkiden kaçınırlardı. Sümer ya da Akad dillerinde 'bekâret' kelimesinin doğrudan bir karşılığı yoktu. Bunun yerine, kavramı açıklayıcı bir şekilde tanımlamışlardır. Örneğin, Sümerce'de a/é-nu-gi4-a olarak ifade edilir ve 'bekareti bozulmamış' anlamına gelirken, Akadca'da la naqbat olarak ifade edilir ve 'hiç penis tanımamış' anlamına gelir. Akad tıp metinlerinde šišitu terimi kullanılır, ancak bunun özellikle kızlık zarına işaret edip etmediği belirsizdir. İlginç bir şekilde, o dönemde kızlık zarının sağlamlığı, Yakın Doğu'daki daha sonraki kültürlere kıyasla bir kadının bekaretini belirlemede çok daha az önemliydi. Bunun yerine, bekaret değerlendirmeleri çoğunlukla kadının kendi anlattıklarına dayanıyordu.[32]
En eski kayıtlardan itibaren, Sümerlerin sekse karşı çok rahat tutumları vardı[33] ve cinsel etik bir cinsel eylemin ahlak dışı sayılıp sayılmadığına göre değil, kişiyi ritüel olarak kirli kılıp kılmadığına göre belirlenirdi. [33] Sümerler yaygın olarak mastürbasyonun hem erkekler hem de kadınlar için cinsel gücü artırdığına inanıyordu,[33] ve hem tek başlarına hem de partnerleriyle karşılıklı mastürbasyon sık sık yapıyorlardı. [33] Sümerler anal seks'i de tabu olarak görmüyorlardı. [33] "Entu" rahibelerinin çocuk doğurması yasaktı[34][35] ve doğum kontrol yöntemi olarak sıklıkla anal seks yapıyorlardı.[34][33][35]
Fuhuş vardı ancak kutsal fuhuş olup olmadığı net değildir.[36]:151
Hukuk Değiştir
Tarihte ilk yazılı hukuk kuralları Sümerler tarafından oluşturulmuştur. Bu özellikleri ile Sümerlere dünyadaki ilk Hukuk devleti denebilir. Otoritenin korunmak istenmesi hukuk kurallarının ortaya çıkmasına neden olmuştur. Lagaş Kralı Urukagina ihtilal ile başa gelmiş bir askerdir. Her kanun bir prolog (önsöz), maddeler ve epilog (sonsöz, sonuç) olmak üzere 3'e ayrılır. Urukagina kanunları bu özellikleri barındırmadığı için reform olarak geçer. İlk detaylı ve yukarıda saydığımız özellikleri belirten kanun metni Ur-Nammu kanunlarıdır. önsöz, 22 madde ve sonsözden oluşur.
Dil ve yazı Değiştir
İlk yazıyı MÖ 3200 yıllarında Sümerler buldu. İlk yazıları şekiller üzerine kurulu yani her varlık ve olay için bir şekil kullandılar. Çivi yazısı işaretleri geçmişteki bir resim yazısına dayanır. Bir kavramı ifade eden işaretlere ideogram adı verilir. Sümerce bilim dünyasındaki genelgeçer görüşe göre yaşayan herhangi bir dille bağlantısı olmayan izole bir dildir. Aralarında Türkçenin de bulunduğu farklı dil aileleriyle ilişki kurmaya yönelik amatör ve profesyonel çalışmalar yürütülmüş olsa da bu çalışmalar genel olarak kabul görmemiştir.[37][38][39][40]
Sümer dili, bilinen hiçbir dil ailesine ait olmadığı için dilbilimde genellikle izole bir dil olarak kabul edilir; buna karşın Akadca, Afroasiatik dillerin Semitik koluna aittir. Sümerceyi diğer dil ailelerine bağlamak için birçok başarısız girişim olmuştur. Sondan eklemeli bir dildir; başka bir deyişle, morfemlerin ("anlam birimleri") kelimeleri oluşturmak için bir araya getirildiği analitik dillerin aksine, morfemler cümleleri oluşturmak için tamamen bir araya getirilir. Bazı yazarlar, coğrafi özellikler ve çeşitli zanaat ve tarımsal faaliyetler için Proto-Fıratça veya Proto Tigreanca olarak adlandırılan bir alt tabaka veya adstratum dilinin kanıtı olabileceğini öne sürmüşlerdir, ancak bu başkaları tarafından tartışılmaktadır.[41]
Bugün Sümer metinlerini anlamak sorunlu olabilir. En zor olanı, çoğu durumda dilin gramer yapısını tam olarak vermeyen ve bilgili kâtipler için bir "aide-mémoire" olarak kullanılmış gibi görünen en eski metinlerdir. [42]
Akadca, MÖ 3. ve 2. binyılın başlarında bir yerde konuşma dili olarak yavaş yavaş Sümercenin yerini aldı, ancak Sümerce MS 1. yüzyıla kadar Babil ve Asur'da kutsal, törensel, edebi ve bilimsel bir dil olarak kullanılmaya devam etmiştir.[43]
Edebiyat Değiştir
Sümerlerin en önemli edebiyat eserleri; Gılgamış Destanı, Yaratılış Destanı ve Tufan Hikâyesi'dir. Sümerler kendi ülkelerine Kengir, konuştukları dile Emegir ve kendilerine Sag-giga derlerdi.[kaynak belirtilmeli]
Din ve mitoloji Değiştir
Sümer dini Değiştir
Çok tanrılı inanca sahip Sümerlerin tapınaklarına Ziggurat denirdi. Zigguratlar yedi katlı olup toplam üç ana bölümden oluşur. İlk katlar erzak deposu, orta katlar okul ve tapınak, son katlar ise rasathane olarak kullanılmıştır. Yazının icadı serüveni bu tapınaklara dayanır. Mezopotamya'da evler ve tapınaklar, taş az olduğundan kerpiç ve tuğladan yapılmıştır. Hem bu özelliğinden hem de sık sık istilalara uğradığından bu yapılar günümüze kadar ulaşmamıştır.
Sümerlerde hissedilen her nesnenin bir Tanrısı vardı ve insan görünümündeydiler, fakat insanüstü güçleri olan ölümsüz varlıklardı. Tanrılar, insanlara ne istediklerini bildirmez. Ancak insanlar onlara, kendilerinden istenileni sorarak öğrenebilirdi.
Tanrılar Değiştir
Sümer mitolojisinin en önemlilerinden Gılgamış Destanı'nda da adları geçen tanrılardan başlıcaları şunlardır:
- Anu veya An: Gök tanrısı, önceleri baş tanrıyken sonra yerini hava tanrısı Enlil almıştır.
- Enlil: Hava tanrısı, tanrıların babası, tapınağı Ekur Nippur kentindeydi.
- Enki: Bilgelik tanrısı
- Nimmah (Ninhursag): Ulu hanım, ana-tanrıça
- Nanna (Sin (mitoloji)): Ay tanrısı
- Utu (Şamaş): Güneş tanrısı, ay tanrısı Nanna'nın oğlu.
- Ecem (Kueen): Kraliçe Soylular tanrıçası.
- İnanna (İştar): Aşk ve Bereket Tanrıçası
- Ninti: Sümer hayat tanrıçasıdır. Ninhursag tarafından Enki'nin vücudunu iyileştirmek için yaratılan sekiz tanrıçadan biridir. Ti kaburga anlamına gelir ve O'nun özel tedavi alanı kaburgalardır. Enki yasak çiçeklerden yemiş ve bu sebeple Ninhursag tarafından lanetlenmişti. Ninhursag O'nu iyileştirmek için diğer tanrılar tarafından ikna edilir. Bu hikâye daha sonra Tevrat'ın Genesis (yaratılış) bölümünde anlatılan Adem ile Havva'nın yaratılış hikâyesinin kaynağı olarak değerlendirilmiştir.
Yaratılış mitosu Değiştir
Sümer inanışına göre başlangıçta gök ile yer birdi. Daha sonra gök ile yer, tanrılar tarafından ayrılmıştır. Sümer inanışında evrenin kökeni şu şekilde açıklanır:
- Başlangıçta ilksel deniz vardı; kökeni veya doğuşu konusunda bir şey söylenmemektedir, Sümerler onu her zaman varmış gibi düşünmüş olabilirler.
- İlksel deniz gök ile yerin birliğinden oluşan kozmik dağı vücuda getirdi.
- Tanrılar insan biçiminde kişileştirildiğinde, Anu (gök) eril, Ki (yer) dişildi. Onların birleşmesinden hava tanrısı Enlil doğdu.
- Hava tanrısı Enlil yerden göğü ayırdı ve babası Anu göğü ele geçirirken, Enlil annesi Ki'yi, yeri, ele geçirdi. Enlil ile annesi Ki'nin birleşmesi- tarihsel devirlerde Ninmah, "yüce kraliçe", Ninhursag, "kozmik dağın kraliçesi"; Nintu, "doğurgan kraliçe" gibi çeşitli adlar verilen tanrıçayla özdeşleştirilmiş olabilir- evrenin düzenlenmesini, insanın yaratılışı ve uygarlığın kuruluşunu başlattı.[44]
Bu konu aşağıdaki "Gılgamış, Enkidu ve Ölüler Diyarı" adlı Sümer şiirinin giriş bölümünde şöyle anlatılmaktadır:
- Gök yerden uzaklaştıktan sonra,
- Yer gökten ayrıldıktan sonra,
- İnsanın adı konduktan sonra,
- Anu göğü ele geçirdikten sonra,
- Enlil yeri ele geçirdikten sonra,
- Ereşkigal Kur'un ödülü olarak ele geçirilip götürüldükten sonra,
- O denize açıldıktan sonra,
- Baba Kur'a doğru denize açıldıktan sonra,
- Enki Kur'a doğru denize açıldıktan sonra;
- (Kur) krala ufak taşlar fırlattı,
- Enki'ye koca taşlar fırlattı;
- Onun küçük taşları, el kadar taşlar,
- Onun koca taşları,... kamışların taşları,
- Enki'nin gemisinin omurgası,
- Saldıran kasırgaya benzeyen savaşta yenildi;
- Krala karşı, geminin serenindeki sular,
- Kurt gibi yutuyordu,
- Enki'ye karşı, geminin ardındaki sular,
- Aslan gibi vuruyordu'.[45]
Şiirden anlaşıldığı üzere başlangıçta bütün olan gök ve yer birbirlerinden ayrıldı ve böylece insanın yaratılışı buyruldu. Ardından gök tanrısı Anu göğün, yer tanrısı Enlil de yerin hâkimi oldular.
İnsanın yaratılışı Değiştir
Sümer mitolojisinde insanın tanrılara hizmet etmesi için yaratıldığı anlatılır. Hava tanrısı Enlil tanrılara hizmet etmeleri maksadıyla Enki'nin tavsiyesiyle tahıl tanrıçası Aşnan ile sığır tanrı Lahar'ı yaratmıştır. Ancak bu iki tanrı bir gün öyle bir kavgaya tutuşmuşlar ki tüm işleri yapmaz olmuşlar. Kendilerine hizmet edilmeyen tanrılar, yeryüzündeki işleri yapmaktan yorulmuşlar ve bu konuyu Enki'ye götürüp şikayette bulunmuşlar. Uyuduğu için olan bitenden haberi olmayan Enki, tanrıça Nammu ve doğum tanrısı Ninmah'a insanı yaratması emrini vermiştir. Ninmah ve Nammu "derin suların üzerindeki" "balçığı" kararak şekil bakımından tanrılara benzeyen; ancak onların ölümsüzlük yeteneklerine sahip olmayan insanı yaratmışlar. İnsanın yaratılışı şerefine verilen şölende bütün tanrılar içerek sarhoş olmuşlar. Sarhoşluğun tesiriyle Ninmah'ın yarattığı altı insanın hepsi kusurlu olmuş. Ardından Enki'nin yarattığı insan da akli ve fiziksel bakımdan kusurlu olmuş. Hatasını düzeltmesi için Ninmah'tan yardım isteyen Enlil'i tanrı Ninmah yaptığı hatadan dolayı lanetlemiş.
Sümerlerde insanın yaratılışına dair diğer bir hikâye günümüz Adem inancına da kaynaklık ettiği düşünülen Adapa efsanesidir. Yasak meyve, cennet ve sonsuz yaşamdan kovulma, medeniyet bilgilerine veya sanatlarına sahip olma gibi Adem'e atfedilen diğer sıfat ve fiillere benzer niteliklere sahiptir.
Sümer Mitolojisinin günümüze etkileri Değiştir
Arif Tekin'e göre, Sümer mitolojisine ait birçok unsur İbranilerin babil sürgünü gibi değişik yollar ve etkileşimlerle günümüze kadar değişimler geçirerek gelmiş, kutsal kitaplara konu olmuştur. Bunların başlıcaları yaratılış ve tufan efsanelerinde karşımıza çıkar. Başlıca temalar: Gök ve yer bitişik iken sonradan ayrılması, her şeyin sudan veya su üzerinde yaratılması, insanın balçıktan ve tanrıya (tanrılara) benzer şekilde yaratılması, erkeğe ait Ti (Sümercede yaşam özü ve kaburga anlamlarına gelmektedir) kullanılarak kadının yaratılması, ilk insanların bin (veya binlerce) yıl yaşaması, insanın Gökteki bilgiye ulaşmak için çabalaması ve bunun tanrıları sinirlendirmesi, tufan, gemi yapımı ve her canlıdan bir çiftin gemiye alınması vb.[46]
Orhan Hançerlioğlu'nun ifadeleri; "Sümer Tanrısı Marduk’un büyük önemi, üç büyük tektanrıcı dine kaynaklık etmiş olmasıdır. Tevrat’la İncil’deki hikâyelerin çoğu Sümer efsaneleridir. Nuh ve Tufan hikâyesinin aslı olan bu Sümer efsanesi, Tevrat’la İncil’den dört bin yıl öncedir. Gene aynı bölgede, MÖ XX. yüzyılda yaşamış olan Kral Hamurabi kanunları, Tevrat kurallarına kaynaklık etmişlerdir. Samuel Reinach, Orpheus adlı kitabında şöyle demektedir: Hamurabi kanunları için ileri sürülmesi gelenek haline gelen tarihten yedi yüzyıl önce yapılmıştır. Eğer Musevi kanunlarının Musa’ya Tanrı tarafından yazdırıldığı doğruysa, Tanrı, Hamurabi’nin yapıtını aşırmış demektir."[47]
(Ayrıca bakn; Utnapiştim, Ziusudra)
Bilim Değiştir
Sümerler bölgeye yerleştiklerinde, çanak-çömlek yapmayı ve madenleri işlemeyi biliyorlardı. Aşağı Mezopotamya'da Dicle ve Fırat nehirleri kıyısında Uruk, Lagaş, Eridu, Ur, Kiş gibi kent devletleri kurdular. Gelişmiş bir yapı tekniği kullanıyorlardı. Yerleştikleri kesimlerde muazzam bir sulama sistemi kurup, kanallar, barajlar ve bentlerle hem seli önleyip bataklıkları kuruttular hem de düzenli sulamaya dayalı bir tarım geliştirdiler. Tekerleği de icat eden bu toplum tarlaları öküzlerin çektiği sabanlarla sürüyorlardı.
60 rakamına dayanan seksajismal sayı sistemini kullanan Sümerlerin "sos" dedikleri bu 60'lık birim bütün zaman ve mekân hesaplarında kullanılmaktaydı ve onları bir uyum içerisinde birbirine bağlıyordu. Ayı 30, yılı 360 gün olarak hesapladılar. Gece ve gündüzü on ikişer saate böldüler. Bir yılı 12 ay olarak hesapladılar. Ay ve Güneş tutulmasını hesapladılar. Aritmetik ve geometrinin temellerini attılar. Çarpma ve bölme cetvellerini buldular. Daireyi 360 dereceye böldüler.
Matematik Değiştir
4000 M.Ö.'de Sümerler karmaşık bir metroloji sistemi geliştirdi. Bu gelişmiş metroloji, aritmetik, geometri ve cebirin yaratılmasıyla sonuçlandı. Sümerler matematik ve geometrinin temellerini attılar. (Dört işlemi bulmuşlar, dairenin alanını hesaplamışlar, çarpma ve bölme cetvelleri hazırlamışlardır.)
MÖ 2600'den itibaren Sümerler kil tabletlere çarpım tabloları yazdılar, geometri alıştırmaları ve bölme problemleriyle uğraştılar. Babil rakamları'nın en eski izleri de bu döneme aittir.[48]
Yaklaşık MÖ 2700–2300 döneminde abaküs'ün ilki ve Altmışlık sayı sistemi'nin ardışık büyüklük sıralarını sınırlayan ardışık sütun tablosu görüldü.[49] Sümerler, basamak değeri sayı sistemini ilk kullananlardı. Sümerlerin astronomik hesaplamalarda bir tür sürgülü cetvel kullanmış olabileceğine dair anekdotsal kanıtlar da var. Bir üçgenin alanını ve bir küpün hacmini ilk bulan onlardı.[50]
Sanat Değiştir
Sümerler büyük sanatçılardı. Sümer eserleri, lapis lazuli, mermer ve diorit gibi diğer ülkelerden ithal edilen ince yarı değerli taşlar ve dövülmüş altın gibi değerli metallerin tasarıma dahil edilmesiyle büyük ayrıntı ve süsleme gösterir. Taş nadir bulunduğu için heykeltıraşlığa ayrılmıştır. Sümer'de en yaygın malzeme kildi, sonuç olarak birçok Sümer nesnesi kilden yapılmıştır. Altın, gümüş, bakır ve bronz gibi metallerin yanı sıra deniz kabukları ve değerli taşlar en iyi heykeller ve kakmalar için kullanılmıştır. Silindir mühürler için lapis lazuli, kaymaktaşı ve serpantin gibi daha değerli taşlar da dahil olmak üzere her türden küçük taşlar kullanılmıştır.
En ünlü başyapıtlardan bazıları, dünyanın günümüze ulaşan en eski telli çalgıları olarak kabul edilen Ur Lirleridir. Bunlar Leonard Woolley tarafından Ur Kraliyet Mezarlığı'nda 1922-1934 yılları arasında yapılan kazılarda keşfedilmiştir.
-
Üzerinde tapınak cephesi önünde bir ritüel sahnesi bulunan silindir mühür ve baskı; MÖ 3500-3100; bitümlü kireçtaşı; yükseklik: 4,5 cm; Metropolitan Sanat Müzesi (New York)
-
Çalılıktaki Koç; MÖ 2600-2400; altın, bakır, deniz kabuğu, lapis lazuli ve kireçtaşı; yükseklik: 45,7 cm; Ur Kraliyet Mezarlığı'ndan (Dhi Qar Valiliği, Irak); British Museum (Londra)
-
Ur Standardı; MÖ 2600-2400; ahşap üzerine kabuk, kırmızı kireçtaşı ve lapis lazuli; uzunluk: 49,5 cm; Ur Kraliyet Mezarlığı'ndan; British Museum
-
Bir lirden boğa başı süsü; MÖ 2600-2350; kabuk ve lapis lazuli kakmalı bronz; yükseklik: 13,3 cm, genişlik: 10,5 cm; Metropolitan Sanat Müzesi
Tarım ve avcılık Değiştir
Sümerler belki de MÖ 5000-4500 gibi erken bir tarihte tarımsal bir yaşam tarzını benimsemişlerdir. Bölge, organize sulama, büyük ölçekli yoğun toprak işleme, saban tarımının kullanıldığı tek ürün yetiştirme ve bürokratik kontrol altında tarımsal uzmanlaşmış işgücü kullanımı gibi bir dizi temel tarım tekniği sergilemiştir. Tapınak hesaplarının bu organizasyonla yönetilmesi gerekliliği yazının gelişmesine yol açmıştır (MÖ 3500 civarı) Erken Sümer Uruk döneminde, ilkel piktogramlar koyun, keçi, sığır ve domuzun evcilleştirildiğini göstermektedir. Başlıca yük hayvanları olarak öküzleri, başlıca taşıma hayvanları olarak eşekleri ya da atları kullanmışlardır ve "yünlü giysilerin yanı sıra kilimler de hayvanların yünlerinden ya da kıllarından yapılırdı... Evin yan tarafında ağaçlar ve diğer bitkilerle ekili kapalı bir bahçe vardı; tarlalarda buğday ve muhtemelen diğer tahıllar ekiliyordu ve sulama amacıyla şaduf kullanılıyordu. Bitkiler saksılarda ya da vazolarda da yetiştiriliyordu. "Sümerler bilinen ilk bira içen toplumlardan biriydi. Tahıllar bol miktarda bulunuyordu ve erken dönem biralarının ana maddesini oluşturuyordu. Buğday, arpa ve karışık tahıl biralarından oluşan çok çeşitli biralar üretmişlerdir. Bira yapımı Sümerler için çok önemliydi. Gılgamış Destanı'nda Enkidu'nun Gılgamış halkının yiyecekleri ve birasıyla tanıştırıldığı zaman bu konuya değinilmiştir: "Ülkenin geleneği olduğu gibi birayı iç... Birayı içti -yedi testi! ve genişledi ve sevinçle şarkı söyledi!" Sümerler, Mısır'da kullanılanlara benzer sulama teknikleri uygulamışlardır. Amerikalı antropolog Robert McCormick Adams, sulamanın gelişmesinin kentleşmeyle ilişkili olduğunu ve nüfusun %89'unun kentlerde yaşadığını söylüyor.
Arpa, nohut, mercimek, buğday, hurma, soğan, sarımsak, marul, pırasa ve hardal yetiştiriyorlardı. Sümerler çok sayıda balık avlıyor, kümes hayvanı ve ceylan avlıyorlardı.
Sümer tarımı büyük ölçüde sulamaya bağlıydı. Sulama, şaduf, kanallar, bentler, savaklar ve rezervuarlar kullanılarak gerçekleştiriliyordu. Dicle'nin ve daha az olmak üzere Fırat'ın sık sık şiddetli taşkınlara maruz kalması, kanalların sık sık onarılması ve sürekli olarak alüvyonların temizlenmesi gerektiği ve ölçüm işaretlerinin ve sınır taşlarının sürekli olarak değiştirilmesi gerektiği anlamına geliyordu. Hükümet, zenginlerin kendilerini muaf tutabilmelerine rağmen, bireylerin kanallarda bir angarya içinde çalışmalarını zorunlu kılıyordu.
"Sümer Çiftçi Almanağı "ndan bilindiği üzere, sel mevsiminden sonra ve Bahar ekinoksu ile Akitu veya Yeni Yıl Festivali'nden sonra, çiftçiler kanalları kullanarak tarlalarını sular ve ardından suyu tahliye ederlerdi. Daha sonra öküzlere toprağı ezdirip yabani otları öldürtürlermiş. Daha sonra tarlaları kazmalarla sürüklerlerdi. Kuruduktan sonra, tohum ekmeden önce toprağı üç kez sürüyor, tırmıklıyor, ve bir çapa ile toz haline getiriyorlardı. Ne yazık ki, yüksek buharlaşma oranı tarlaların tuzluluğunda kademeli bir artışa neden olmuştur. Ur III dönemine gelindiğinde çiftçiler ana ürün olarak buğdaydan tuza daha dayanıklı olan arpaya geçmişlerdi.
Sümerler ilkbaharda bir orakçı, bir bağlayıcı ve bir demet taşıyıcıdan oluşan üç kişilik ekipler halinde hasat yaparlardı. Çiftçiler, tahıl başlarını saplarından ayırmak için öküzlerin çektiği harman arabalarını kullanır ve ardından tahılı ayırmak için harman kızaklarını kullanırlardı. Daha sonra tahıl/saman karışımını harmanlarlardı. [51][52] [53][54]
Astronomi ve burçlar Değiştir
Sümerler astronomide de gelişmişlerdir. Burçları ilk Sümerler bulmuştur ve günümüze değin gelmiştir.
Artıklı ve doğru bir takvim kullanmışlar, bir ayı 30, bir yılı 360 gün olarak hesaplamışlardır. Ayrıca Güneş saatini icat etmişlerdir. Dünyada ilk kez ay yılı hesabına dayanan takvimi Sümerler bulmuşlardır.
Türk edebiyatında Sümerler Değiştir
Cevat Şakir Kabaağaçlı, eserlerinde Sümerlerin Mezopotamya bölgesine Orta Asya'dan göç ettiklerini belirtir. Sümer medeniyeti ile Orta Asyalılar arasındaki benzerlikler ortaya atılarak bu tez ispatlanmaya çalışılmıştır.[55] Orta Asya ve Sümer kültüründe dağların doruklarının kutsal sayılması ve dağların doruklarında yaşayan çeşitli tanrılara inanılması gibi benzerlikler iki bölge arasında köken birliği ya da kültür etkileşimi olduğunun kanıtı olarak öne sürülmüştür.[56]
Muazzez İlmiye Çığ gibi bazı Sümerologlar, Sümerlilerin bir Türk halkı olduğunu ileri sürmüşlerdir.[57]
Ayrıca bakınız Değiştir
Kaynakça Değiştir
- ^ LANDSBERGER, Benno (1943). "SÜMERLER". Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi: 090-102. doi:10.1501/dtcfder_0000000394. ISSN 0378-2905.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 25 Aralık 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Mayıs 2019.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 20 Eylül 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Mayıs 2019.
- ^ MSN Encarta Ansiklopedisi. Sümerler. 30 Kasım 2008. İng. <http://encarta.msn.com/encyclopedia_761576369/Sumer.html 25 Ocak 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
- ^ "Sümerler." Encyclopædia Britannica. Encyclopædia Britannica Online. Encyclopædia Britannica Inc.
- ^ "Söz konusu bölge (Mezopotamya'nın en güneyi) şimdi Sümer ve sakinleri Sümerler olarak adlandırılabilir, ancak bu isimler Akadca adlandırmaların yalnızca İngilizce yaklaşımlarıdır; Sümerler topraklarına Kengir, dillerine Emegir ve kendilerine Sag-giga, "kara kafalılar" diyorlardı." W. Hallo; W. Simpson (1971). The Ancient Near East. New York: Harcourt, Brace, Jovanovich. s. 29.
- ^ Toorn, Karel van der; Becking, Bob; Horst, Pieter Willem van der (1999). Dictionary of Deities and Demons in the Bible (İngilizce). Wm. B. Eerdmans Publishing. s. 32. ISBN 978-0-8028-2491-2.
- ^ Edzard, Dietz Otto (2003). Sumerian Grammar (İngilizce). Brill. s. 1. ISBN 978-90-474-0340-1.
- ^ Kramer, Samuel Noah (1988). In the World of Sumer: An Autobiography. Wayne State University Press. s. 44. ISBN 978-0-8143-2121-8.
- ^ "Ancient Mesopotamia. Teaching materials". Oriental Institute in collaboration with Chicago Web Docent and eCUIP, The Digital Library. Erişim tarihi: 5 March 2015.
- ^ ""The Ubaid Period (5500-4000 B.C.)" Heilbrunn Sanat Tarihi Zaman Çizelgesi içinde. Eski Yakın Doğu Sanatı Bölümü. The Metropolitan Museum of Art, New York (Ekim 2003)". 2021-07-07 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2014-02-22.
- ^ ""Beyond the Ubaid", (Carter, Rober A. and Graham, Philip, eds.), University of Durham, April 2006" (PDF).
- ^ a b "Sümer (antik bölge, Irak)". Britannica Online Encyclopedia. Britannica. com. Erişim tarihi: 2012-03-29.
- ^ Kleniewski, Nancy; Thomas, Alexander R (2010). Cities, Change, and Conflict: A Political Economy of Urban Life. ISBN 978-0-495-81222-7.
- ^ Maisels, Charles Keith (1993). The Near East: Archaeology in the "Cradle of Civilization". ISBN 978-0-415-04742-5.
- ^ Maisels, Charles Keith (2001). Early Civilizations of the Old World: The Formative Histories of Egypt, the Levant, Mesopotamia, India and China. ISBN 978-0-415-10976-5.
- ^ Shaw, Ian; Jameson, Robert (2002). id=zmvNogJO2ZgC&q=samarra+culture&pg=PA505 A dictionary of archaeology
|url=
değerini kontrol edin (yardım). ISBN 978-0-631-23583-5. - ^ Margarethe Uepermann (2007), "Structuring the Late Stone Age of Southeastern Arabia" (Arabian Archaeology and Epigraphy Arabian Archaeology and Epigraphy Cilt 3, Sayı 2, s. 65-109)
- ^ Hamblin, Dora Jane (May 1987). "Cennet Bahçesi sonunda bulundu mu?" (PDF). Smithsonian Magazine. 18 (2). 9 January 2014 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 8 January 2014.
- ^ org/explore/highlights/articles/u/ubaid_culture.aspx ""Ubaid Culture", The British Museum"
|url=
değerini kontrol edin (yardım). - ^ a b c d "Sümerler." Encyclopædia Britannica. Encyclopædia Britannica Online. Encyclopædia Britannica Inc.
- ^ Kramer, Samuel Noah (1988). In the World of Sumer: An Autobiography. Wayne State University Press. s. 44. ISBN 978-0-8143-2121-8. 9 Temmuz 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Temmuz 2021.
- ^ "Ancient Mesopotamia. Teaching materials". Oriental Institute in collaboration with Chicago Web Docent and eCUIP, The Digital Library. 30 Ağustos 2004 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Mart 2015.
- ^ ""The Ubaid Period (5500–4000 B.C.)" In Heilbrunn Timeline of Art History. Department of Ancient Near Eastern Art. The Metropolitan Museum of Art, New York (October 2003)". 7 Temmuz 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Temmuz 2021.
- ^ ""Ubaid Culture", The British Museum". 25 Mayıs 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ ""Beyond the Ubaid", (Carter, Rober A. and Graham, Philip, eds.), University of Durham, April 2006" (PDF). 13 Haziran 2011 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi.
- ^ Tarih Sümer'de Başlar, Samuel Noah Kramer, s. 185-186
- ^ Kaynak hatası: Geçersiz
<ref>
etiketi;Sayce
isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: Kaynak gösterme) - ^ Goss, Clint (15 Nisan 2017). "Gılgamış ve Eski Mezopotamya Flütleri". Flutopedia. Erişim tarihi: 14 Haziran 2017.
- ^ a b c Kramer, Samuel Noah (1963). The Sumerians: Their History, Culture, and Character. The Univ. of Chicago Press. ISBN 978-0-226-45238-8. Geçersiz
|url-erişimi=registration
(yardım) - ^ Nemet-Nejat, Karen Rhea (1998), Daily Life in Ancient Mesopotamia, Daily Life, Greenwood, s. 132, ISBN 978-0-313-29497-6
- ^ Celibacy in the Ancient World: Its Ideal and Practice in Pre-Hellenistic Israel, Mesopotamia, and Greece by Dale Launderville, p. 28
- ^ a b c d e f Dening, Sarah (1996). "Chapter 3: Sex in Ancient Civilizations". org/details/mythologyofsexan0000deni The Mythology of Sex
|url=
değerini kontrol edin (yardım). London: Macmillan. ISBN 978-0-02-861207-2. Geçersiz|url-erişimi=registration
(yardım) - ^ a b Leick, Gwendolyn (2013) [1994], google.com/books?id=WKoWblE4pd0C&pg=PA64 Sex and Eroticism in Mesopotamian Literature
|url=
değerini kontrol edin (yardım), New York: Routledge, s. 219, ISBN 978-1-134-92074-7 - ^ a b Kaynak hatası: Geçersiz
<ref>
etiketi;NemetNejat2
isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: Kaynak gösterme) - ^ Kaynak hatası: Geçersiz
<ref>
etiketi;Black
isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: Kaynak gösterme) - ^ Hayes, John (1997). Kaye, Alan (Ed.). Phonologies of Asia and Africa: Including the Caucasus. Eisenbrauns. s. 1002. 14 Şubat 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Şubat 2017.
- ^ Adam Falkenstein, Das Sumerische, Brill Archive, 1964, s.23
- ^ Fischer Weltgeschichte, Band 2, Fischer Bücherei, 1965, s.47
- ^ Piotr Michalowski, "Sumerian," The Cambridge Encyclopedia of the World's Ancient Languages." Ed. Roger D. Woodard (2004, Cambridge University Press). s. 19-59
- ^ Woods C. 2006 "Bilingualism, Scribal Learning, and the Death of Sumerian" 2013-04-29 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. In S.L. Sanders (ed) Margins of Writing, Origins of Culture: 91-120 Chicago
- ^ Allan, Keith (2013). The Oxford Handbook of the History of Linguistics. Oxford: Oxford University Press. ss. 56-57. ISBN 978-0-19-164343-9.
- ^ Campbell, Lyle; Mauricio J. Mixco (2007). org/details/glossaryhistoric00camp_191 A glossary of historical linguistics
|url=
değerini kontrol edin (yardım). Edinburgh University Press. s. 196. ISBN 978-0-7486-2379-2. Geçersiz|url-erişimi=limited
(yardım) - ^ Kramer, Samuel Noah, Sümer Mitolojisi, s.83
- ^ Kramer, Samuel Noah, Sümer Mitolojisi, s.80
- ^ [1] Arif tekin, Sümerlerden İslam’a Kutsal Kitaplar ve Dinler
- ^ "Arşivlenmiş kopya" (PDF). 2 Nisan 2015 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Şubat 2017.
- ^ Duncan J. Melville (2003). Third Millennium Chronology 7 Temmuz 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Third Millennium Mathematics. St. Lawrence University.
- ^ Şablon:Harvcolnb
- ^ Anderson, Marlow; Wilson, Robin J. (2004). Sherlock Holmes in Babylon: and other tales of mathematical history. ISBN 978-0-88385-546-1. Erişim tarihi: 29 Mart 2012.
- ^ Gately, Iain (2008). Drink: A Cultural History of Alcohol. Gotham Books. s. 5. ISBN 978-1-59240-303-5.
- ^ Mackenzie, Donald Alexander (1927). Footprints of Early Man. Blackie & Son Limited.
- ^ Adams, R. McC. (1981). Heartland of Cities. University of Chicago Press.
- ^ By the sweat of thy brow: Work in the Western world, Melvin Kranzberg, Joseph Gies, Putnam, 1975
- ^ Altıncı Kıta Akdeniz, Halikarnas Balıkçısı
- ^ Son Truvalılar, Sinan Meydan, s. 96
- ^ "Muazzez İlmiye Çığ, Sümerlilerin Türk ve Sümercenin Türk dili olup olmadığını anlatıyor". 3 Mart 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi.
Dış bağlantılar Değiştir
- [2] Sümer, Yahudi ve Yunan Mitolojisi
- [3]15 Nisan 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Sümer, Türk ve İslam mitolojisi