Portal:Biyografi/Seçkin biyografi

Ocak

Stefani Joanne Angelina Germanotta (d. 28 Mart 1986), bilinen adıyla Lady Gaga, Amerikalı şarkıcı, şarkı yazarı ve oyuncudur. Gençlik yıllarında şarkılar yazdı, açık mikrofon toplantılarında çaldı ve lise oyunlarında performans sergiledi. Ayrıca müzik kariyerine odaklanmak için eğitimini yarıda bırakmadan önce CAP21'da öğrenim gördü. Anlaşma yaptığı Def Jam Recordings'ten çıkarıldıktan sonra Sony/ATV Music Publishing'de şarkı yazarı olarak görev aldı. Orada Gaga'nın vokal yeteneklerini beğenen şarkıcı Akon, 2007'de Gaga'nın Interscope Records ve kendi şirketi KonLive Distribution ile ortak bir anlaşma imzalamasına yardımcı oldu. Gaga, 2008'de yayımladığı ilk stüdyo albümü The Fame ve albümden çıkan "Just Dance" ve "Poker Face" gibi dünya genelindeki listelerde bir numara olan single'lar ile ünlendi. Ardından 2009'da yayımladığı The Fame Monster adlı EP, benzer başarılar yakaladı ve "Bad Romance", "Telephone" ve "Alejandro" single'larına yer verdi.

Gaga'nın ikinci albümü Born This Way, 2011'de yayımlandı ve ilk haftasında bir milyonun üzerinde satış yaptığı ABD dâhil yirmiden fazla ülkede listelerin zirvesinde yer aldı. Albüme adını veren şarkı, bir haftadan kısa süre içerisinde bir milyondan fazla indirilerek iTunes'ta en hızlı satan şarkı oldu. 2013'te yayımladığı üçüncü albümü Artpop, ABD listelerinde bir numara oldu ve "Applause" single'ına yer verdi. 2014'te Tony Bennett ile birlikte yayımladığı Cheek to Cheek adlı caz albümü, Gaga'nın ABD'de art arda bir numara olan üçüncü albümü oldu. American Horror Story: Hotel dizisindeki performansıyla 2016'da En İyi Kadın Oyuncu Altın Küre Ödülü aldı. Beşinci stüdyo albümü Joanne (2016) ile 2010'larda ABD'de bir numarada yer almış dört albümü olan ilk kadın oldu. (Devamını oku...)

Şubat

Bernt Michael Holmboe (23 Mart 1795 Vang, Norveç - 28 Mart 1850 Christiania, Norveç), Norveçli matematikçi. 1810'a kadar herhangi bir okula gitmeyen Holmboe, ilk dönemlerinde eğitimini evinde sürdürdü. Kısa bir süre Christopher Hansteen'in asistanlığını da yaptığı Frederick Kraliyet Üniversitesi döneminden sonra, 1818 yılında Christiania Katedral Okulu'na matematik öğretmeni olarak kabul edildi. Burada, daha sonra tanınmış bir matematikçi olacak Niels Henrik Abel'le tanıştı. 1826'da Frederick Kraliyet Üniversitesi'ne geçen Norveçli matematikçi, 1850'deki ölümüne kadar burada çalıştı.

Hem okulda hem de okul dışında Abel'in hocalığını yapan kişi olması, Holmboe'nin dünya çapında matematiğe yaptığı kalıcı etki olarak görülmektedir. İyi bir dostluk kuran ikili, Abel'in erken ölümüne kadar bu hâli sürdürmüştür.

Holmboe'nin Norveç çapında matematiğe yaptığı önemli katkı ise liseler için hazırladığı iki ciltlik ders kitabıdır. Çokça kullanılmış olan kitaba, Christopher Hansteen'in yazdığı alternatif rakip oldu; böylece, Norveç'te belki de ilk kez okul ders kitapları tartışılmaya başlandı. (Devamını oku...)

Mart

Beren Saat (d. 26 Şubat 1984, Ankara), Türk sinema, dizi oyuncusu ve seslendirme sanatçısı. Başkent Üniversitesi'ne gittiği dönemde katıldığı Türkiye'nin Yıldızları yarışmasında ikinci olarak Tomris Giritlioğlu'nun dikkatini çekti ve böylece profesyonel oyunculuğa başladı.

İlk deneyimini Aşkımızda Ölüm Var (2004) dizisiyle kazanan Saat, ilk başrolünü de Tomris Giritlioğlu'nun hazırladığı Aşka Sürgün (2005-06) dizisinde üstlendi. Ardından sırasıyla Hatırla Sevgili (2006-08), Aşk-ı Memnu (2008-10), Fatmagül'ün Suçu Ne? (2010-12) ve İntikam (2013-14) dizilerinin de başrollerini oynayarak ününü pekiştirdi. Saat, dizi projelerinin yanı sıra pek çok sinema filminde de yer aldı. 2009'da gösterime giren Güz Sancısı filmiyle ilk sinema oyunculuğunu yaptı. Gecenin Kanatları (2009), Gergedan Mevsimi (2012) ve Benim Dünyam (2013) filmleri ise yer aldığı diğer filmler oldu. En son 2015-2016 yılları arasında Muhteşem Yüzyıl Kösem adlı dizide Kösem Sultan rolünü canlandırdı. Son olarak 27 Aralık 2019 tarihinde Netflix'te yayınlanan Atiye dizisi ile ekranlara döndü.

Yüksek izlenme rekorları toplayan birçok dizinin başrolünü oynamasının yanı sıra çeşitli filmlerde seslendirme sanatçısı olarak da yer aldı. Radikal'in hazırladığı "2010'a Damgasını Vuranlar" listesine Yılın Oyuncusu sıfatıyla dahil oldu. 2013 yılında GQ Türkiye tarafından Yılın Kadını seçildi. Bugüne kadar iki Altın Kelebek Ödülü dahil olmak üzere çok sayıda ödül kazandı. 2014'te şarkıcı Kenan Doğulu ile evlendi. (Devamını oku...)

Nisan

Makbule Hande Özyener (d. 12 Ocak 1973), bilinen sahne adıyla Hande Yener, Türk şarkıcı. Çıkış yaptığı 2000'lerin başından itibaren pop listelerinde üst sıralara yükselen şarkılarıyla Türk pop müziğinde kendine yer edindi. Müziğinin yanı sıra kıyafetleri ve değişkenlik gösteren imajıyla da adından bahsettirdi. Zaman zaman müzikal tarzında da değişiklikler yaptı; bir dönem pop müzikten elektronik müziğe geçiş yapsa da bu dönem kısa sürdü ve tekrar pop müzik yapmaya başladı. Kariyerindeki değişken adımları köşe yazarları tarafından birçok kez incelenerek yorumlandı, meslektaşı Demet Akalın ile yaptığı atışmalar Türkiye'de magazin gündemini sık sık meşgul etti.

Kadıköy, İstanbul'da doğan Hande Yener, ortaokul eğitimi sonrasında ailesi konservatuvara gitmesine izin vermeyince Erenköy Kız Lisesi'ne başladı ancak bu okulu ikinci sınıfta terk ederek evlendi. Küçük yaşlarından beri hayalini kurduğu şarkıcılığı yapabilmek için yirmili yaşlarının başında Sezen Aksu'ya ulaşmaya çalıştı ve tezgâhtarlık yaptığı mağazaya gelen Hülya Avşar aracılığıyla Aksu'yla tanıştı. Aksu'nun yanında bir dönem geri vokallik yaptıktan sonra Altan Çetin ile çalışarak hazırladığı ilk stüdyo albümü Senden İbaret'i 2000 yılında yayımladı. Bu albümün ardından MÜ-YAP sertifikalı Sen Yoluna... Ben Yoluma... (2002), Aşk Kadın Ruhundan Anlamıyor (2004) ve Apayrı (2006) dahil olmak üzere çeşitli başarılar yakalayarak 2000'lerin en iyileri arasında gösterilen albümler hazırlayıp satışa sundu. Nasıl Delirdim? (2007) albümüyle tarzını elektronik müziğe kaydırarak birkaç albümünde pop müzikten uzaklaştı. Kariyerinin ilk on yılını oluşturan bu dönemde "Yalanın Batsın", "Sen Yoluna... Ben Yoluma...", "Acele Etme", "Kırmızı", "Kelepçe", "Aşkın Ateşi", "Kibir" ve "Romeo" gibi birçok şarkısı Türkiye'de listelerin üst sıralarına çıktı. (Devamını oku...

Mayıs

Sabahattin Ali (d. 25 Şubat 1907, Eğridere - ö. 2 Nisan 1948, Kırklareli), Türk yazar ve şair. Edebî kişiliğini toplumcu gerçekçi bir düzleme oturtarak yaşamındaki deneyimlerini okuyucusuna yansıttı ve kendisinden sonraki Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatını etkileyen bir figür hâline geldi. Daha çok öykü türünde eserler verse de romanlarıyla ön plana çıktı; romanlarında uzun tasvirlerle ele aldığı sevgi ve aşk temasını, zaman zaman siyasi tartışmalarına gönderme yapan anlatılarla zaman zaman da toplumsal aksaklıklara yönelttiği eleştirilerle destekledi. Kuyucaklı Yusuf (1937), İçimizdeki Şeytan (1940) ve Kürk Mantolu Madonna (1943) romanları Türkiye'deki edebiyat çevrelerinin takdirini toplayarak hem 20. yüzyılda hem 21. yüzyılda etkisini sürdürdü.

Eğridere'de doğan Sabahattin Ali, ilk hikâye ve şiir denemelerine Balıkesir'de başladıktan sonra İstanbul'daki edebiyat öğretmeni Ali Canip Yöntem'in desteğiyle ilk kez Akbaba ve Çağlayan dergilerinde şiirlerini yayımladı. Anadolu'da kısa süre öğretmenlik yaptıktan sonra Türk devleti tarafından dil eğitimi için Almanya'ya gönderildi. Türkiye'ye döndüğünde Almanca öğretmeni olarak göreve başlasa da önce komünizm propagandası yaptığı iddiasıyla bir süre tutuklandı, ardından ise Türk devlet yöneticilerini eleştirdiği iddiasıyla tekrar tutuklandı. Bu dönemde memurluktan ihraç edildi ancak Atatürk hakkında yazdığı bir şiirden dolayı yeniden devlet kurumlarında görevlendirildi. Ayrıca kendisine yüklenen sosyalist algısını kırmak için de Esirler adlı bir oyun kaleme aldı. (Devamını oku...)

Haziran

Jül Sezar (LatinceGaius Iulius Caesar, Latince telaffuz: [ˈɡajjʊs ˈjuːlɪ.ʊs ˈkae̯sar]; MÖ 12 Temmuz 100 - MÖ 15 Mart 44), Romalı askerî ve politik lider. Aynı zamanda iyi bir hatip ve güçlü bir yazar olan Sezar, dünya tarihinin en etkili insanlarından birisi olarak kabul edilir. Eylemleriyle Roma Cumhuriyeti'nin Roma İmparatorluğu'na dönüşmesinde kritik bir rol oynamıştır.

Roma Senatosundaki optimates kliğine mensup muhalifleri Marcus Porcius Cato ve Marcus Calpurnius Bibulus'a karşı, populares kliğine mensup bir politikacı kimliğiyle, Marcus Licinius Crassus ve Gnaeus Pompeius Magnus'la birlikte gayri resmi olarak Roma politik yaşamına birkaç yıllığına yön verecek olan birinci üçlü yönetimi kurdu. Galya'yı fethederek Roma topraklarını Atlas Okyanusu'na kadar genişletti ve aynı zamanda MÖ 55 yılında Britanya'nın Romalılarca ilk işgalini gerçekleştirdi. Triumvirliğin yıkılmasıyla birlikte Pompey ve Senato ile arası açıldı. MÖ 49 yılında Lejyonlarının başında Rubicon nehrini geçmesiyle başlayan iç savaş sonucu Roma dünyasının tartışmasız hâkimi haline geldi.

Hükûmetin kontrolünü ele almasının ardından, Roma toplumu ve yönetimini kapsayan geniş bir reform hamlesi başlattı. Hayat boyu diktatör (dictator perpetuus) ilan edildi ve Cumhuriyet bürokrasisini ağır biçimde merkezîleştirdi. Ancak Sezar'ın eski arkadaşlarından Marcus Junius Brutus'un önderliğindeki, Cumhuriyeti eski işleyişine kavuşturmayı hayal eden bir grup senatör tarafından MÖ 15 Mart 44 tarihinde öldürüldü. Suikastın ardından başlayan yeni bir iç savaş, vârisi Gaius Octavianus'un Roma dünyası üzerinde baskın bir otokratik güç haline gelmesine yol açtı. Sezar, suikastten iki yıl sonra, MÖ 42 yılında Senato tarafından resmen kutsanarak Roma tanrılarından biri ilan edildi.

Sezar'ın hayatı hakkındaki bilgilerin çoğu, askerî seferlerini anlattığı, kendisi tarafından yazılmış olan "Yorumlar" (Commentarii) adlı hatıralarından ve Cicero gibi politik rakiplerinin mektup ve söylevlerinden, Sallustius'un tarihsel yazılarından ve Catullus'un şiirleri gibi çağdaşı kaynaklardan elde edilmiştir. Hayatına dair pek çok ayrıntılı bilgi sonraki yüzyıllarda yaşamış olan Appian, Suetonius, Plutarch, Cassius Dio ve Strabo gibi tarihçiler tarafından aktarılmıştır. (Devamını oku...)

Temmuz

Orhan Veli Kanık (13 Nisan 1914 – 14 Kasım 1950), daha çok Orhan Veli olarak tanınan Türk şairdir. Melih Cevdet ve Oktay Rifat ile birlikte yenilikçi Garip akımının kurucusu olan Kanık, Türk şiirindeki eski yapıyı temelinden değiştirmeyi amaçlayarak sokaktaki adamın söyleyişini şiir diline taşıdı.

Yeni bir zevk ortaya çıkarabilmek için eski olan her şeyden uzak duran Orhan Veli, hece ve aruz ölçülerini kullanmayı reddetti. Kafiyeyi ilkel; mecaz, teşbih, mübalağa gibi edebi sanatları gereksiz bulduğunu açıkladı. "Geçmiş edebiyatların öğrettiği her şeyi, bütün geleneği atmak" amacıyla yola çıkan Kanık'ın bu arzusu şiirinde kullanabileceği teknik olanakları azaltsa da şair, ele aldığı konular, bahsettiği kişiler ve kullandığı sözcüklerle kendine yeni alanlar oluşturdu. Yalın bir anlatımı benimseyerek şiir dilini konuşma diline yaklaştırdı. 1941 yılında, arkadaşlarıyla birlikte çıkardıkları Garip adlı şiir kitabında bu fikirlerinin örnekleri olan şiirleri yayınlandı ve Garip akımının doğmasına sebep oldu. Bu akım özellikle 1940-1950 yılları arasında Cumhuriyet dönemi şiirinde büyük etki bıraktı. Garip şiiri hem yıkıcı hem de yapıcı özelliği ile Türk şiirinde bir mihenk taşı kabul edilir.

Kanık, şiire getirdiği bu yenilikler yüzünden önceleri büyük ölçüde yadırgandı, çok sert eleştiriler aldı ve küçümsendi.[I] Geleneklerin dışına çıkan eserleri, önce şaşkınlık ve yadırgama, daha sonra eğlenme ve aşağılamayla karşılansa da hep ilgi uyandırdı. Bu ilgi ise kısa zamanda şaire duyulan anlayış, sevgi ve hayranlığın artmasına yol açtı. (Devamını oku...)

Ağustos

Sait Faik Abasıyanık (18 Kasım ya da 22 Kasım ya da 23 Kasım 1906 – 11 Mayıs 1954), Türk hikâye ve roman yazarı, şair. Türk hikâyeciliğinin önde gelen yazarlarından birisi olan Sait Faik, çağdaş hikâyeciliğe yaptığı katkılar nedeniyle Türk edebiyatının köşe taşlarından biri olarak kabul edilir.

Modern Türk hikâyeciliğinin öncülerinden olan Sait Faik, getirdiği yenilikler nedeniyle, "kökü kendisinde olan" bir yazar olarak kabul edilir. Klasik öykü tekniğini yıkarak doğayı ve insanları basit, samimi, iyi ve kötü taraflarıyla, olduğu gibi ama aynı zamanda şiirsel ve usta bir dille anlattı. Döneminin pek çok sanatçısından farklı olarak, kendisini Batı'daki gelişmelerle sınırlamadı, hiçbir edebî anlayışın etkisinde hareket etmedi, belli bir tarzın takipçisi olmadı. Asaf Hâlet Çelebi'nin ifadesiyle "Sait Faik kendi ismi içinde mahsur kalacaktır. Hele bizde son zamanlarda onun bazı raté taklitleri türemekle beraber muhakkak ne kendisinden evvel ve ne de sonra ona yakın kimse gelmedi.

Toplumsal sorunlara değil, bireyin toplum içindeki sorunlarına eğilen Sait Faik, öykülerinde çoğunlukla kendisinden yola çıkarak insanın hakikatini anlamaya çalıştı. Çoğunlukla şehirli alt sınıfın hayatını, balıkçı, işsiz, tacir, kıraathane sahibi gibi karakterleri anlattı. İnsanların yaşama biçimlerini, arzularını, tasalarını, korkularını ve sevinçlerini irdeleyerek "insanı ele alan sanatçılar" sınıfında yer aldı. (Devamını oku...)

Eylül

Augustus (LatinceImperator Caesar Divi Filius Augustus; 23 Eylül MÖ 63 – 19 Ağustos 14), Roma İmparatorluğu'nun ilk imparatorudur. MÖ 27 - MS 14 yılları arasında hüküm sürmüş olan Augustus, Gaius Octavius Thurinus olarak doğmuş ve MÖ 44 yılında evlatlık edinilmesinin ardından Gaius Julius Caesar Octavianus adını almıştır.

Genç Octavius, büyük amcası Jül Sezar tarafından evlat edinilmiş ve Sezar'ın MÖ 44 yılında öldürülmesinin ardından onun varisi olmuştur. Ertesi yıl Octavius, Marcus Antonius ve Marcus Aemilius Lepidus'la birlikte güç birliğine giderek "İkinci üçlü hükümdarlık", triumvirlik olarak bilinen askeri diktatörlüğü oluşturdu. Bir Triumvir olarak Octavianus, konsüller Hirtius ve Pansa'nın ölümlerinin ardından konsül güçlerini elinde topladı ve kendini sürekli olarak seçtirerek Roma ve eyaletlerinin büyük bölümünü bir otokrat şeklinde oldukça etkili bir biçimde yönetti. Üçlü yönetim, hükümdarlarının arasındaki kişisel ihtiraslar sonucunda çöktü. Lepidus sürgüne gönderilirken Antonius MÖ 31 yılında Octavianus'un ordusuna karşı kaybettiği Actium Savaşı'nın ardından bir suikast sonucu öldürüldü.

İkinci üçlü hükümdarlığın sona ermesinden sonra, Octavianus Roma Senatosunun yetkisinde olan ancak pratikte kendi üzerinde topladığı idari güçler yardımıyla Roma Cumhuriyeti'nin dış görünüşünü düzeltti. Bir cumhuriyet olarak tasarlanmış devletin tek bir kişi tarafından yönetilebilmesi için uygun hale getirilmesi birkaç yıl sürdü ve sonuçta Roma İmparatorluğu olarak bilinen yapı ortaya çıktı. İmparatorluk makamı, hiçbir zaman Octavianus'tan evvel Sezar ve Sulla'nın sahip olduğu Roma diktatörlüğü gibi bir mevki değildi; hatta Octavianus, Roma halkı "diktatörlük görevini üstlenmesini istediğinde" bu talebi geri çevirdi. Yasal yoldan Augustus, Senato tarafından kendisine ömür boyu verilen tribün, censor, konsül gibi aslında seçimle elde edilen (birbirine uymayan) farklı güçleri üzerinde topladı. (Devamını oku...)

Ekim

Tiberius Claudius Caesar Augustus Germanicus ya da Claudius (Türkçe okunuşu Klavdiyus) (d. 1 Ağustos MÖ 10 - ö. 13 Ekim 54) (başa geçmeden önceki adı Tiberius Claudius Drusus Nero Germanicus), Julio-Claudian hanedanının dördüncü Roma imparatorudur. 24 Ocak 41'den 54 yılında ölümüne kadar hüküm sürmüştür. Drusus ve Küçük Antonia'nın oğlu olarak Galya'da Lugdunum'da (bugünkü Lyon) doğmuştur. İtalya dışında doğmuş ilk Roma imparatorudur.

Claudius imparator olmasına pek ihtimal verilmeyen biriydi. Anlatılanlara göre bir sakatlığı vardı ve 37 yılında yeğeni Caligula ile birlikte konsül olana kadar ailesi kendisini kamu görevlerinden muaf tutmuştu. Bu zafiyeti Tiberius ve Caligula'nın yönetimleri sırasındaki tasfiyelerde diğer birçok Romalı soyluyla aynı kaderi paylaşmasını engellemiş olabilir. Bu sayede Caligula'nın suikasta kurban gitmesinden sonra ailesinin hayatta olan tek yetişkin erkeği olarak imparator ilan edilmiştir.

Siyasetteki tecrübesizliğine rağmen Claudius becerikli bir yönetici olduğunu ispatlamış ve bayındırlık işlerinde büyük faaliyetlerde bulunmuştur. Hükümdarlığı sırasında imparatorluk genişlemiş ve Büyük Britanya fethedilmiştir. Hukuka kişisel bir ilgi duymuş, duruşmalara başkanlık etmiş ve yeri geldiğinde günde yirmi ferman çıkarmış ancak yönetimi boyunca özellikle soylular tarafından zayıf biri olarak görülmüştür. Birçok senatörün ölümü yüzünden Claudius sürekli olarak konumunu güçlendirmek durumunda kalmıştır. Ayrıca özel hayatında da trajik sorunlar yaşamış ve bunlardan biri öldürülmesine neden olmuştur. Tüm bunlar eski yazarların gözünde itibarını zedelemiştir. Daha yakın dönem tarihçiler bu görüşü düzeltmişlerdir. (Devamını oku...)

Kasım

Nero Claudius Caesar Augustus Germanicus (15 Aralık 37 – 9 Haziran 68), esas adı Lucius Domitius Ahenobarbus olan ve aynı zamanda Nero Claudius Caesar Drusus Germanicus olarak da bilinen, Julio-Claudian Hanedanı'nın beşinci ve son Roma İmparatoru. Nero, büyük amcası Claudius tarafından tahtın vârisi olarak evlatlık edinilmiştir. Nero Claudius Caesar Drusus olarak, İmparator Claudius'un ölümünün ardından, 13 Ekim 54'te Roma tahtına oturmuştur.

54 - 68 yılları arasında İmparatorluğu yöneten Nero, saltanatı boyunca dikkatini daha çok diplomasi, ticaret ve imparatorluğun kültürel sermayesinin arttırılması üzerine yöneltmiştir. Tiyatrolar yapılmasını emretmiş ve atletizm yarışmaları düzenlemiştir. Saltanatı sırasında, Part İmparatorluğu ile başarılı bir savaş yapılmış ve ardından barış müzakereleri yürütülmüş (58–63), 60–61 arasındaki Britinya İsyanı bastırılmış ve Yunanistan'la diplomatik bağlar güçlendirilmiştir. 68 yılında bir askerî darbe ile devrilen Nero, Roma Senatosu'nun idam tehdidi altında, katibi Epaphroditos'un yardımıyla kendini öldürmek zorunda kalmıştır.

Popüler tarih Nero'yu çapkın ve zorba olarak hatırlar; imparator ve Hristiyanlara ilk zulmedenlerden biri olarak bilinir. Bu hikâyeler, bazı erken dönem Hristiyan yazarlarla birlikte tarihçiler Tacitus, Suetonius ve Cassius Dio'un anlattıklarına dayanır. Öte yandan bazı eski kaynaklara göre Nero, halkın gözünde hükümdarlığı sırasında ve sonrasında oldukça popülerdi. Nero, güzel sanatlar, müzik ve spor etkinliklerinin coşkulu bir hamisiydi. Kendisini eleştirenler bunun imparatorluğun zararına olduğunu iddia etmişlerdir. Nero'nun saltanatını gerçekle kurguyu birbirinden tamamen ayırarak ele almak mümkün değildir. Fakat Nero'nun Roma yanarken lir çaldığı bilgisi yanlıştır. Yangın sırasında Nero, yangından 56 kilometre uzakta deniz kenarındaki yazlık evindeydi. Nero, haberi aldığında hemen Roma'ya gitti ve yangın söndürme çalışmalarına başladı. (Devamını oku...)

Aralık

Slav Thomas (y. 760 - Ekim 823), 9. yüzyıl Bizans askerî komutanı. Amoriumlu II. Mihail'e (h. 820-829) karşı 821-823 yılları arasında yaşanan geniş ölçekli isyanın lideridir.

Günümüz Türkiye'sinin kuzeydoğu bölümünde yer alan Pontus bölgesinden Slav asıllı bir ordu subayıydı. Geleceğin imparatorları Ermeni Leon ve Amoriumlu Mihail ile birlikte General Bardanes Turkos'un himayesinde yükseldi. 803 yılında Bardanes'in isyanının başarısızlıkla sonuçlanmasından sonra, Ermeni Leon'un V. Leon olarak tahta geçip onu orta Anadolu'nun kıdemli askerî komutanlığına atamasına kadar kızağa çekildi. Leon'un öldürülmesinden ve Amoriumlu II. Mihail'ın tahtı gasp etmesinden sonra Thomas isyan edip, tahtı kendisi için talep etti. Birçok thema ve Anadolu'da bulunan birliklerin desteğini alırken; ilk başlarda Mihail'i yenilgiye uğrattı ve Abbasiler ile ittifak sağladı. Deniz gücü olan themaların sağladığı gemiler ile Avrupa tarafına ordusuyla geçti ve Konstantinopolis'i kuşattı. İmparatorluk başkenti karadan ve denizden yapılan saldırılara karşı koyarken, Mihail de Bulgar hükümdarı Omurtag'a yardım çağrısında bulundu. Omurtag, Thomas'ın ordusuna saldırdı; ancak geri püskürtülmesine rağmen Thomas'ın askerlerine ağır zarar verdi. Birkaç ay sonrasında ise Mihail'in saldırısı sonrasında askerler dağıldı. Thomas ve destekçileri Arkadiopolis'e sığındı. Şehir kısa süre sonra Mihail'in birlikleri tarafından muhasara altına alındı. Sonunda, destekçileri Thomas'ı af karşılığı teslim etti ve Thomas idam edildi.

Thomas'ın isyanı, Bizans İmparatorluğu tarihinin en geniş ölçekli isyanlarından biri olsa da onun muhalif isminin karartılması için Mihail tarafından uydurulmuş iddialar içeren tarihî hikâyeler yüzünden etkileri net değildir. Sonuç olarak, Thomas ve destekçilerinin isyan çıkarmalarına çeşitli gerekçeler atfedilmiştir. Thomas'ın isyanının sebepleri Oxford Dictionary of Byzantium tarafından "ikonoklazma karşı tepki, sosyal devrim ve halk ayaklanması, imparatorluğun Yunan olmayan etnik gruplarının bir isyanı, Thomas'ın kişisel hırsı ve V. Leon'un intikamını alma isteği" olarak özetlenmiştir. Ayrıca isyanın İmparatorluğun askerî pozisyonu üzerine ve özellikle Araplara karşı etkileri tartışmalı konulardır. (Devamını oku...)