Vikipedi:Haftanın seçkin maddesi/Kasım 2024

2008:
Önbelleği boşalt


45. Hafta

Elektron (
e-
veya
β-
sembolleri ile gösterilir), eksi bir temel elektrik yüküne sahip atomaltı parçacıktır. Lepton parçacık ailesinin ilk nesline aittirler ve bileşenleri ya da bilinen bir alt yapıları olmadığından genellikle temel parçacıklar olarak düşünülürler. Kütleleri, protonların yaklaşık olarak 1/1836'sı kadardır. Elektronun kuantum mekaniği özellikleri arasında, indirgenmiş Planck sabiti (ħ) biriminde ifade edilen, yarım tam sayı değerinde içsel bir açısal momentum (spin) vardır. Fermiyon olmalarından ötürü, Pauli dışarlama ilkesine göre iki elektron aynı kuantum durumunda bulunamaz. Temel parçacıkların tamamı gibi elektronlar da hem parçacık hem dalga özelliklerini gösterirler ve bu sayede diğer parçacıklarla çarpışabilir ya da kırınabilirler. Elektronlar; elektrik, manyetizma, kimya ve ısıl iletkenlik gibi çeşitli fizik fenomeninde temel rol oynamalarının yanı sıra; kütleçekimsel, elektromanyetik ve zayıf kuvvetlerde de yer alır. (Devamı...)

görtartışdeğiştirgeçmiş


46. Hafta

Futbol, on birer oyuncudan oluşan iki takım arasında, kendine özgü küresel bir topla oynanan takım sporudur. 21. yüzyıl itibarıyla 200'ün üzerinde ülkede 250 milyonu aşkın oyuncu tarafından oynanmakta olup dünyadaki en popüler spordur. Futbol maçları dikdörtgen şeklindeki, yapay veya gerçek çimle kaplı sahada oynanır. Sahanın kısa kenarlarının ortalarında birer kale bulunur. Oyuncuların amacı, temelde ayak olmak üzere eller ve kollar hariç vücudunun belli kısımlarını kullanarak topu karşı takımın kalesine sokarak gol atmaktır. İstisnai olarak her iki takımın kalesini koruyan kaleciler, ceza alanı olarak adlandırılan kendileri için belirlenmiş alanların sınırları dahilinde topa elle müdahale edebilmektedirler. Topun; sahanın uzun kenarlarından saha dışına çıkması durumunda taç atışı, kısa kenarlarından dışarı çıkması durumunda ise köşe veya aut atışı ile oyun yeniden başlar. (Devamı...)

görtartışdeğiştirgeçmiş


47. Hafta

Stamata Revithi (YunancaΣταμάτα Ρεβίθη, 1866, Sire - 1896 sonrası), 1896 Yaz Olimpiyatları sırasında 40 kilometrelik maraton koşan Yunan kadındır. Organizasyonda sadece erkek sporcular yarışabilmesine karşın Revithi, koşmasına izin verilmesi konusunda ısrarcı oldu. Erkeklerin koştuğu resmî maratonun tamamlamasından bir gün sonra aynı parkuru koşarak, maratonu yaklaşık 5 saat 30 dakikada bitirmesine ve koşu süresini doğrulayacak şahitleri olmasına rağmen, koşusu sonunda Panathinaiko Stadyumu'na girmesine müsaade edilmedi. Belgelerini, başarısını kabul edecekleri umuduyla Yunan Olimpiyat Komitesine sunma girişiminde bulunsa da bunu yapıp yapmadığı bilinmemektedir. Revithi'nin koşusundan sonraki hayatı hakkında bilinen bir kayıt mevcut değildir. Çağdaş kaynaklara göre aynı maratonu koştuğu belirtilen "Melpomene" adında ikinci bir kadının ise Revithi ile aynı kişi olup olmadığı konusunda Olimpiyat tarihçileri arasında farklı görüşler bulunmaktadır. (Devamı...)

görtartışdeğiştirgeçmiş


48. Hafta

Müsâmeretnâme, Emin Nihat Bey tarafından yazılmış ve Türk hikâyeciliğinin ilk örneklerinden biri olarak kabul edilen eserdir. 1871-1875 yılları arasında yayımlanan ve toplamda yedi hikâyeden oluşan eser, kış gecelerinde bir araya gelen dostların iyi vakit geçirmek ve eğlenmek üzere gençliklerinde başlarından geçenlerle ilgili anlatımlarına dayanmaktadır. Müsâmeretnâme hakkında ilk değerlendirmeleri Ahmet Hamdi Tanpınar XIX. Asır Türk Edebiyatı Tarihi adlı çalışmasında yapmıştır. Mustafa Uzun eseri sadeleştirerek Gece Hikâyeleri: Müsâmeretnâme adıyla günümüz Türkçesine çevirmiştir; bugüne kadar yeni harflere birden fazla aktarımı yapılmıştır. Çerçeve anlatının kullanıldığı Müsâmeretnâme'de Decameron ile Binbir Gece Masalları'ndan izler mevcuttur. Biri Alexandre Dumas'ın Kraliçenin Gerdanlığı kitabının çevirisi olmak üzere yedi hikâyeden oluşan eser, toplam on iki cüzden meydana gelmektedir.(Devamı...)

görtartışdeğiştirgeçmiş


49. Hafta

Babamın Sesi, veya kullanılan Kürtçe adıyla Dengê Bavê Min, Orhan Eskiköy ve Zeynel Doğan'ın yönetmenliğini üstlendiği 2012 çıkışlı dram türündeki Almanya-Fransa-Türkiye ortak yapımı film. Maraş Katliamı'ndan etkilenen Kürt-Alevi bir ailenin hikâyesini konu edinmektedir. Yönetmenlerden Zeynel Doğan'ın ailesinin gerçek hikâyesinden yola çıkılarak oluşturuldu ve filmin merkezinde Doğan'ın babasından kalan kasetler yer aldı. Filmin çekimleri Elbistan ve Diyarbakır'da gerçekleştirildi. Galası 29 Ocak 2012'de, Uluslararası Rotterdam Film Festivali'nde düzenlendi; Türkiye'de ilk gösterimi 11 Nisan 2012'de 31. İstanbul Film Festivali'nde yapıldı. Babamın Sesi, Türkiye'deki sinemalarda 2 Kasım 2012'de on üç salonda gösterilerek vizyona girdi. Toplamda on altı hafta gösterimde kalarak 2012'de Türkiye'de vizyona giren tüm filmler içinde en çok izlenen 200'üncü, yerli filmler içindeyse 47'nci film oldu. Uluslararası Altın Koza Film Festivali'nde En İyi Film Ödülü'nü kazandı. (Devamı...)

görtartışdeğiştirgeçmiş

2008: