1515-1577 Osmanlı-İspanya Savaşı

1515-1577 Osmanlı-İspanya Savaşı, Osmanlı İmparatorluğu ile İspanya Krallığı'nın 16. yüzyılda Akdeniz hakimiyeti için yürüttükleri büyük çaplı savaş.

1515-1577 Osmanlı-İspanya Savaşı
Osmanlı-Habsburg Savaşları

Cerbe Deniz Muharebesi (1560)
Tarih1515-1577
Bölge
Sonuç Kuzey Afrika'da Osmanlı zaferi, Akdeniz'de stratejik denge
Coğrafi
Değişiklikler
Cezayir, Tunus ve Libya Osmanlıların eline geçti.
Taraflar

Osmanlı İmparatorluğu Osmanlı İmparatorluğu

 Fransa

Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu ve müttefikleri

Komutanlar ve liderler
Osmanlı İmparatorluğu Selim I
Osmanlı İmparatorluğu Süleyman I
Osmanlı İmparatorluğu Selim II
Osmanlı İmparatorluğuMurad III
Osmanlı İmparatorluğu Barbaros Hayreddin Paşa
Osmanlı İmparatorluğu Turgut Reis
Osmanlı İmparatorluğu Oruç Reis
Osmanlı İmparatorluğu Piyale Paşa
Osmanlı İmparatorluğu Hasan Ağa
Osmanlı İmparatorluğu Uluç Ali Paşa
François de Bourbon
V. Karl
II. Felipe
Juan de Austria
Andrea Doria
III. Charles

Öncesi değiştir

İber Yarımadası'nda 711 yılında başlayan İslam egemenliği III. Abdurrahman döneminde (929-961) son parlak dönemini yaşamış; ölümünün ardından ise Endülüs Emevî Devleti çöküşe başlamış, 1031'de bu devletin yıkılmasıyla 1031-1090 arasında muhtelif Müslüman emirliklerin (bir ara 34 adet) bir arada hüküm sürdüğü Tavaif-i Mülûk devri yaşanmıştı. Yarımadadaki Hristiyan krallıkların (Leon, Kastilya ve Aragon ve Portekiz) Reconquista (yeniden fetih) hedefi çerçevesindeki taarruzlarına karşı Müslümanlar Murabıtlar ve Muvahhidler dönemlerinde (1090-1248) direnmeye çalıştılarsa da, 1212 yılında Las Navas de Tolosa Muharebesi önemli bir dönüm noktası olmuştu. Hristiyanların bu belirleyici zaferinin ardından Gırnata Emirliği 1232-1492 arasında Kastilya'nın bağımlısı olarak yarımadanın güneyine sıkışmış topraklarda mevcudiyetini sürdürdüyse de, 1469 yılında Kastilya ve Aragon'un birleşmesiyle daha saldırgan bir İspanyol siyasetiyle karşılaşmaya başlamıştı. 1482'de başlayan Gırnata Savaşı'nda topraklarını teker teker kaybeden Gırnata Emirliği'nin başkenti Gırnata'nın sekiz aylık bir kuşatmadan sonra 2 Ocak 1492'de düşmesiyle tarih sahnesinden silinmişti.

Osmanlı Devleti ile İspanya'nın ilişkileri de Gırnata Savaşı vesilesiyle dolaylı olarak başladı. Sözkonusu savaş sırasındaki seri toprak kayıpları nedeniyle sıkışmış durumda olan Emir Ebu Abdullah Osmanlı Padişahı II. Bayezid’e bir elçi göndererek yardım istedi. Fakat II. Bayezid bu sırada bir taraftan kardeşi Cem’le meşgul olduğu, diğer taraftan Memlüklerle savaştığı için istenilen yardımı yollayamadı.

İspanya Krallığı ise askerî harekâtlarının sahasını Kuzey Afrika sahillerine teşmil etti ve güçlenen donanmasının da yardımıyla 1497'de Fas sahillerinde Melilla ve Tunus kıyısında Cerbe adasını, 1505'te Marselkebir'i, 1509'da Vahran'ı, 1510'da ise Bicâye ve Trablus'u işgal etti. Ayrıca Cezayir şehrinin karşısındaki adaya bir kale inşa ederek şehri dolaylı olarak kontrolü altına aldı.

Bu dönemde, Mısır hariç tüm Kuzey Afrika askerî güçten yoksun yerel emirlikler tarafından yönetilirken, İspanyol işgallerine direnebilecek kuvvete de sahip değillerdi. 1500'lü yılların başında bu dezavantajlı durumu değiştiren iki gelişme oldu. Birincisi, 1502 yılında İspanya'da Müslümanlığın yasaklanmasından sonra Endülüs'teki on binlerce Müslümanın Kuzey Afrika'ya göç ederek taze ve dinamik bir nüfus yaratmalarıydı. İkinci önemli gelişme ise Batı Anadolu sahillerinden gelen Türk denizcilerin bölgede üslenerek İspanyollara karşı direnişi başlatmalarıydı.

Bu çerçevede, 1503 yılında Cerbe adasında üslenen Oruç Reis ve Kemal Reis İspanya'daki Müslümanları ve Yahudileri Kuzey Afrika'ya taşıdıkları gibi, İspanyollarla çatışmaya da başladılar. Oruç Reis ve kendisine katılan Hızır Reis (Barbaros Hayreddin) 1504'te Tunus'taki Hafsî Hükümdarı Muhammed IV El-Mütevekkil'le anlaşarak Halkülvad'da üslendiler. 1513'e kadar buradan, 1513'ten itibaren ise yeni üsleri Şerşel'den İspanyollar ve bağlaşıklarıyla karada ve denizde mücadeleye başladılar. Bununla birlikte İspanya Donanmasıyla başedebilecek yeterli güce sahip olmadıklarından 1515 yılında Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim'e gemilerle hediyeler göndererek tâbiyet arzettiler, bunun karşılığında da gemi ve Batı Anadolu sahillerinden asker toplama yetkisini temin ettiler. Bu şekilde, Osmanlı Devleti ile İspanya Krallığı arasında Cezayir ve Tunus üzerinde (daha sonra topyekün savaşa dönüşecek) çarpışmalar başladı.

Savaş değiştir

Oruç Reis ve Hızır Reis'in (Barbaros Hayreddin) Osmanlı destekli mücadelesi (1515-1529) değiştir

1515'te Yavuz Sultan Selim'in himayesi altına giren Barbaros kardeşler, Cezayir'den gelen bir heyetin İspanyollara karşı kendilerinden yardım istemesi üzerine, 1516'da Cezayir şehrini ele geçirdiler. Oruç Reis Şerşel’de Cezayir Sultanı ilan edildikten sonra Tenes ve Tilimsan'ı da zaptederek topraklarını Fas'a kadar genişlettiyse de, İspanyolların 1518 Mayıs'ındaki karşı taarruzunda hayatını kaybetti. Tilimsan yeniden İspanyol himayesindeki Zayyanilerin eline geçti.

Oruç Reis'in yerine Hızır Reis (Barbaros Hayreddin) geçti ve 1519 yılında bu defa Hacı Hüseyin’i Cezayir halkının Ekim 1519 tarihli arîzasıyla Yavuz Sultan Selim'e göndererek yardım talep etti.

İspanyol karşı saldırısı (1529-1541) değiştir

 
Kanuni Sultan Süleyman'ın Barbaros Hayreddin Paşa'yı kabulü (1533) (Süleymannâme)

Cezayir Adası'nın kaybı İspanya'da esaslı bir sarsıntı yarattı. 1529 yılında kuşatılmakta olan adaya takviye götüren 10 gemilik bir İspanyol filosu adayı çoktan geçirmiş olan Barbaros Hayreddin Paşa'nın ustaca karşı taarruzuyla imha edildi. 1531 Temmuz ayında ise Cenevizli Amiral Andrea Doria komutasındaki 50 parçalık İspanyol-Ceneviz donanması Şerşel Seferi'nde daha büyük bir hezimete uğradı. Keza Andrea Doria'nın 1532 yılında ele geçirdiği (Mora'nın ucundaki) Koron limanını Osmanlılar 1534'te geri almayı başardılar.

Bununla birlikte, 1533 yılı Osmanlı-İspanya Savaşında önemli dönüm nokatalarına da sahne oldu. Nitekim, Osmanlı İmparatorluğu İspanya Krallığı'nı da çatısı altında barındıran Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu'yle ilk defa bir barış antlaşması imzaladı. Bu antlaşmayla Osmanlılar ile Avusturya Arşidüklüğü arasındaki Macaristan cephesindeki savaş sona ererken, Antlaşma kapsamında olmayan Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu'nun diğer bağlılarıyla (İspanya Krallığı, Napoli Krallığı ve Ceneviz Cumhuriyeti) Akdeniz'de savaş hali kesintisiz sürdü.

1533 yılındaki ikinci önemli gelişme ise, Koron'u geri almak isteyen Kemankeş Ahmed Paşa komutasındaki Osmanlı donanmasının Ceneviz donanması karşısında etkisiz kalması üzerine, Osmanlı başkentinin Akdeniz'de daha güçlü bir donanma için Barbaros Hayreddin Paşa ve Türk reislerine dönmesi oldu. 1532 yılında İstanbul'a çağrılan Barbaros, 1533 yılında Kaptan-ı deryalığa getirildi. 1533-1534 kışında hazırladığı kuvvetli donanmayla Akdeniz'e açılan Barbaros Hayreddin Paşa, Napoli Krallığı kıyılarını yıkıma uğrattıktan sonra 16 Ağustos 1534'te Tunus'u fethetti.

Osmanlıların bu stratejik hamlesi Kutsal Roma Cermen İmparatoru V. Karl'ın dikkatinin tamamen Akdeniz'e dönmesine neden oldu. 1535 yılında V. Karl bizzat komuta ettiği seferde Haziran ayında Tunus'u geri aldı. Buna mukabil, filosunu Annâbe'ye kaçırmaya başaran Barbaros Hayreddin Paşa Batı Akdeniz'e açılarak İspanya Krallığı'na bağlı Balear Adaları'ndan Minorka'yı istila etti. Eylül ayında ise Tilimsan'a yönelik İspanyol saldırısı da Osmanlılarca püskürtüldü.

 
Preveze Deniz Muharebesi (1538)

1537 yılında Barbaros Hayreddin Paşa komutasındaki Osmanlı donanması ve Lütfi Paşa komutasındaki Türk birlikleri Napoli Krallığı'na bağlı Pulya topraklarını Pulya'yı istila etti. Aynı yıl Osmanlı-Venedik Savaşı başladı. Bunun üzerine, Papa III. Paulus'un teşvikiyle Venedik Cumhuriyeti, İspanya Krallığı, Papalık Devleti, Ceneviz Cumhuriyeti ve Malta Şövalyeleri'nin katılımıyla Kutsal İttifak oluşturulduysa da, 28 Eylül 1538'deki Preveze Deniz Muharebesi'nde Barbaros Hayreddin Paşa komutasındaki Osmanlı donanması büyük bir zafer kazandı (Hristiyan donanmasında 50 İspanyol kalyonu ve 61 Ceneviz-Papalık savaş gemisi de bulunuyordu).

Aynı yıl Cenevizli Amiral Andrea Doria tarafından ileride Osmanlılara karşı üs olarak kullanılmak üzere ele geçirilen Kastelnovo'da 1539 yılında Barbaros Hayreddin Paşa tarafından geri alındı ve 6.000 kişilik İspanyol garnizonu imha edildi. Bu, İspanya Krallığı'nın İnebahtı Deniz Muharebesi'ne kadar Batı Akdeniz'deki son askerî harekâtı oldu. Özellikle Preveze Deniz Muharebesi'nde Cenevizli Amiral Doria'nın Ceneviz'in geleneksel rakibi Venedik'le müttefik olsa dahi Ceneviz gemilerini muharebeye dahil etmekte gösterdiği tereddüt adıgeçene yönelik eleştirilere yolaçtı (nihayetinde Kutsal İttifak kısa sürede dağıldı).

 
Cezayir Deniz Seferi (1541)

1540 yılında Cezayir çıkışlı bir Osmanlı filosu Cebelitarık'ı istila ettiyse de, İspanya Donanması Alborán Deniz Muharebesi'ndeki başarısıyla durumu dengelediği gibi, Giovanni Doria komutasındaki İspanyol-Ceneviz donanması da 15 Haziran 1540'ta Girolata Deniz Muharebesi'nda bir başka Osmanlı filosunu mağlup ederek Turgut Reis'i esir almayı başardı. Turgut Reis'in yenilgisinden yararlanan Andrea Doria ise 80'i aşkın parçadan oluşan bir donanmayla (51 kadırga ve 30'dan fazla kalyot ile fusta) İspanya Krallığı'nın Sicilya Genel Valisi Garcia de Toledo liderliğindeki 14 İspanyol piyade bölüğünü de taşıyarak 1540 yazında Messina'dan denize açılarak Tunus'a çıkarma yaptı ve Hafsîlerin elindeki Munastır, Susa, Hammamet ve Kelibia kalelerini ele geçirerek Tunus'taki İspanyol hâkimiyetini genişletti.

1541 yılı ise İspanya Krallığı'nın 1529'dan beri devam eden taarruzlarının zirvesini teşkil etti. Barbaros Hayreddin'in Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu'nun komutasına geçmesi yönündeki teklifi reddetmesi üzerine büyük bir donanma (580 gemi ve 36.000 denizci ve asker) toplayan V. Karl 1541 yılındaki Cezayir Deniz Seferi'nde fırtına nedeniyle perişan olduğu gibi, Hasan Ağa tarafından savunulan Cezayir önünde de büyük bir hezimete uğradı.[1][2]

Osmanlıların savaşı Batı Akdeniz'e taşıması (1542-1559) değiştir

 
Matrakçı Nasuh'un minyatüründe Nice Kuşatması (1543)

Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu'nun Cezayir önündeki büyük yenilgisi İspanyolların Osmanlı topraklarına hücumlarına bir süreliğine son verdiği gibi, Osmanlılar da mücadeleyi İspanya Krallığı'nın egemen unsur olduğu Batı Akdeniz'e taşıdılar. Fransa'yla ittifakı çerçevesinde Osmanlı İmparatorluğu'nun İtalya Savaşı'na dahil olmasıyla Barbaros Hayreddin Paşa komutasındaki Osmanlı donanması 1543 yılında Napoli Krallığı, Papalık, Ceneviz Cumhuriyeti ve Savoy Düklüğü'nün elindeki limanları istila etti ve 1543-1544 kışında Toulon'da kışladı ve 1544 yılında da bu kıyılardaki harekâtını sürdürdü.

Bu esnada Osmanlılara tâbi Macaristan Krallığı'ndaki taht kargaşası nedeniyle Osmanlı İmparatorluğu ve Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu 1540 yılından itibaren yeni bir savaşa tutuşmuşlardı. Bu bağlamda, iki İmparatorluk Akdeniz ve Macaristan'da kıyasıya mücadelelerini sürdürdüler. Sözkonusu savaştan Osmanlıların galip gelmesi sonrasında 1545'te önce ateşkes, 1547'de ise barış antlaşması imzalayan taraflar, Akdeniz'de de göreli bir sükûnet devrine girdiler. 1546 yılında ise büyük Türk denizcisi Barbaros Hayreddin Paşa hayata gözlerini yummuştu.

Taraflar arasındaki sükûnet kısa sürdü ve İspanya Krallığı'nın 1550 Haziran'ında bir donanma göndererek Tunus'taki Osmanlı kalesi Mehdiye'yi ele geçirmesi ve Kral Ferdinand'ın György Martinuzzi aracılığıyla Macaristan ve Erdel'i yeniden ele geçirmeye çabaları 1562 yılına kadar sürecek yeni bir savaşın başlamasına neden oldu. Bu savaşta, Osmanlı donanması'nın önderliğini devralan Turgut Reis ile 1553'te Kaptan-ı deryalığa getirilen Piyale Paşa Osmanlıların Batı Akdeniz'deki askerî mevcudiyetini İspanya Krallığı'nın hilafına zirveye taşıdılar.

Akdeniz ise Osmanlıların daha geniş çaplı harekâtlarına ve önemli zaferlerine sahne oldu. 1557 yılında Turgut Reis ve Piyale Paşa'nın komutasındaki 60 parçalık Osmanlı donanması Pulya kıyılarını vurduktan sonra Kalabriya kıyılarına asker çıkardı ve Cariati’yi istila etti. Ardından ise Tunus'a yönelerek 1534'ten beri İspanya Krallığı'nın işgalindeki Bizerte'yi (Benzert) fethetmeyi başardı. 1558 yılında ise Turgut Reis ve Piyale Paşa'nın komutasındaki Osmanlı donanması Batı Akdeniz'de daha geniş çaplı bir harekât icra ederek Kalabriya'da Reggio'yu istila ettikten sonra, Lipari adalarını yağmaladı, Napoli Krallığı'na bağlı Amalfi kıyılarında Massa Lubrense, Cantone ve Soorento'yu ele geçirdi. Ardından Toskana kıyılarında Piombino'yu bombardımana tutan donanma güneye yöneldi ve Malta açıklarında Malta Şövalyelerinin bir filosunu mağlup ettikten sonra Balear adalarına yöneldi ve Minorka adasının merkezi Ciutadella'yı sekiz günlük bir kuşatmadan sonra ele geçirdi (17 Temmuz).

Topyekün Savaş (1560-1574) - Cerbe, Malta, İnebahtı ve Tunus değiştir

Değişen öncelikler ve barış arayışı değiştir

 
Hollanda İsyanı sırasında 1570 yılında basılan Liever Turks dan Paaps ("Türkler Papadan yeğdir") yazılı madenî paralar

Tunus'un Osmanlılarca fethinin ardından Osmanlı İmparatorluğu ve İspanya Krallığı Akdeniz'deki sınırlarının sonuna geldiğini fark ettiler. Osmanlılar, her ne kadar Tunus'la birlikte toprak kazançlarını sürdürdülerse de, büyük bir Osmanlı donanmasının teçhizi ve uzak bir mesafeye kaydadeğer bir çıkarma birliğinin naklini de gerektiren seferi büyük masraflara yolaçmıştı (Tunus'tan elde edilen gelir bu masrafın çok altında kalmaktaydı). Buna ilaveten, İran Şahı I. Tahmasb'ın 25 Mayıs 1576'da ölümünün ardından bu ülkede meydana gelen iç karışıklıklar Osmanlıların dikkatini doğu cephesine çekmeye başladı. Bu bağlamda; Venedik'le 1573'te barış yapmış olan Osmanlılar, 1575 yılında Erdel Voyvodası Stephen Báthory'nin Lehistan Krallığı tahtına çıkararak kuzeyde kendine müzahir bir yönetim oluşturmuşlar ve 25 Aralık 1576'da II. Rudolf'un tahta çıkışının ardından Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu'yla 1568 tarihli antlaşmayı yenilemişler, batıdaki diğer cepheleri kapamaya meyilli bir duruma gelmişlerdi.

İspanya Krallığı'nda ise sorunlar çok daha büyüktü. Osmanlı İmparatorluğu'yla Akdeniz'de mücadele için harcanan büyük meblağların yanısıra, 1568'de başlayan Hollanda İsyanı aşırı borçlanma odaklı bir ekonomik siyaset izleyen Kral II. Felipe'nin bütçesini zorlamaya başlamış, 1575 Kasım'ında Kral hazinenin iflasıını açıklamıştı.[3] Bu gelişmeler üzerine, Kral II. Felipe gizlice Osmanlılara ateşkes/barış teklifinde bulundu.[4]

 
İspanya Kralı II. Felipe

Esasen, Martin de Acuña adlı bir elçi Osmanlı İmparatorluğu ile (İspanya Krallığı'na bağlı) Napoli Krallığı arasında 1577 Şubat ayında beş yıl süreli bir ateşkes anlaşmasının akdedilmesini sağlamıştı.[5] Aynı elçi İspanyollara da arabuluculuk teklifinde bulundu ve Kral II. Felipe tarafından uygun bulunmasını müteakip aynı yıl Osmanlı Sarayı nezdinde girişimlere başladı. 18 Mart 1577 yılında ortaya taslak bir metin çıktı.[6]

Bu sayede, taraflar arasında gayriresmî bir ateşkes ortamı oluşmuş oldu. Taraflar donanmalarını birbirlerinin topraklarına taarruz ettirmedikleri gibi, II. Felipe Hollanda'dan geri çektiği askerlerini de Osmanlılara karşı sevketmedi. Bu ortamın sağladığı müzakerelerin sonucunda, Sadrazam Sokollu Mehmed Paşa'nın mektubunu II. Felipe'ye ulaştıran İspanyol elçiler Giovanni Margliani ve Bruti ateşkes anlaşması taslağının 18 Mart 1578 tarihinde imzalanmasını sağladılar.[7]

Üç yıllık süreyle (1577-1580) taraflar arasında ateşkesi öngören bu ilk anlaşmanın ardından, 21 Mart 1580-Ocak 1581 arasını kapsayan bir yıllık, sonrasında ise 4 Şubat 1581’de üç yıllık birer ateşkes anlaşması daha imzalandı. 1581 anlaşması 1584, 1587 ve 1591 yıllarında yenilendi.[8]

Kaynakça değiştir

  1. ^ Alexander de Laborde, "Au roi et aux chambres, sur la question d’Alger (1830)", s. 85
  2. ^ "Kanuni Sultan Süleyman", Yılmaz Öztüna, Ötüken Neşriyat (2016)
  3. ^ "The Castilian Bankruptcy of 1575", A. W. Lovett, The Historical Journal, c.23, Sayı.4 (1980, Aralık), s.899-911
  4. ^ "The Battle of Lepanto and Its Place in Mediterranean History", Andrew C. Hess, The Past and Present, Sayı:57, Oxford University Press, Oxford (1972), s.66-67
  5. ^ "The Mediterranean and the Mediterranean World in the Age of Philip II", Fernand Braudel, c.2, University of California Press, Los Angeles (1995), s.1150-1151
  6. ^ "From the ridiculous to the sublime: the origins of the Hispano-Ottoman ‘peace’ of the 1570s and 1580s", Prof. M. J. Rodríguez-Salgado, The London School of Economics and Political Sciences, Budapeşte (2012)
  7. ^ "Çatışmadan Ateşkese Osmanlı-İspanyol İlişkileri (1301-1581)", Tufan Turan, History Stdies, ISSN: 1309 4173, (çevrimiçi), c.4, Sayı.3, Ekim 2012, s.212
  8. ^ "Ottoman-Spanish Economic Relations in the Sixteenth Century: Rivalry in the Mediterranean", Faruyk Bal, International Journal of Business and Social Science, c.2, Sayı.21, 2011, s.301