Ali Çetinkaya

Türk asker ve siyasetçi
(Kel Ali sayfasından yönlendirildi)

Ali Çetinkaya (1877, Afyonkarahisar - 21 Şubat 1949, İstanbul), Türk asker, siyasetçi ve devlet adamı. Kel Ali lakabı ile anılır.[2]

Ali Çetinkaya

1314 (1898) P.-345[1]

Türkiye Ulaştırma Bakanı
Görev süresi
3 Nisan 1939 - 20 Kasım 1940
Başbakan Celâl Bayar
Yerine geldiği Makam oluşturuldu
Yerine gelen Cevdet Kerim İncedayı
Türkiye Bayındırlık Bakanı
Görev süresi
16 Şubat 1934 - 3 Nisan 1939
Başbakan İsmet İnönü
Celâl Bayar
Yerine geldiği Hilmi Uran
Yerine gelen Ali Fuat Cebesoy
Türkiye Büyük Millet Meclisi
1., 2., 3., 4., 5., 6. ve 7. Dönem Milletvekili
Görev süresi
23 Nisan 1920 - 14 Haziran 1946
Seçim bölgesi 1920 - Karahisar-ı Sahib
1923 - Afyonkarahisar
1927 - Afyonkarahisar
1931 - Afyonkarahisar
1935 - Afyonkarahisar
1939 - Afyonkarahisar
1943 - Afyonkarahisar
Kişisel bilgiler
Doğum 1877
Afyonkarahisar, Osmanlı İmparatorluğu Osmanlı İmparatorluğu
Ölüm 21 Şubat 1949 (71 yaşında)
İstanbul, Türkiye Türkiye
Partisi Cumhuriyet Halk Partisi
Bitirdiği okul Mekteb-i Harbiye
Mesleği Asker
Ödülleri Kırmızı-Yeşil şeritli İstiklâl Madalyası Liyakat Madalyası Harp Madalyası Mecidiye Nişanı Demir Haç (1. Sınıf)
Askerî hizmeti
Bağlılığı  Osmanlı (1898-1919)
 Türkiye (1919-1926)
Hizmet yılları 1898-1926
Rütbesi Miralay
Çatışma/savaşları Trablusgarp Savaşı
Balkan Savaşları
I. Dünya Savaşı
Türk Kurtuluş Savaşı

I. Dünya Savaşı'nda çeşitli cephelerde savaşmış bir subay; İzmir'in işgalinden sonra Türk Kurtuluş Savaşı'nın askeri anlamda “ilk kurşununu atan” kişi olarak kabul edilmiştir.[3] Bayındırlık Bakanlığı ve Ulaştırma Bakanlığı görevlerinde bulunmuş bir siyasetçi; Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Ulaştırma Bakanı’dır.

Son Osmanlı Meclis-i Mebusanı'nda, TBMM I. II., III., IV., V., VI., VII. dönemlerde meclis üyesi olarak yer aldı.

1926'daki İzmir Suikastı davasının İzmir'deki evresinde mahkeme salonuna giden Necip Ali Bey, "Kel" Ali Bey ve "Kılıç Ali Bey

Hukukçu olmamasına rağmen ikinci dönem Ankara İstiklâl Mahkemesi başkanlığını yaptı. İzmir suikastı, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası davası gibi önemli davalara baktı. Bayındırlık Bakanlığı sırasında Ankara’daki resmi dairelerin çoğunu yaptırdı. Ulaştırma bakanlığı sırasında demiryolu politikasının savunucusu oldu.

Ankara İstiklâl Mahkemesi başkanlığı görevinde İskilipli Atıf'ın idam kararını vermiştir.

Yaşamı

değiştir

1877 yılında Afyonkarahisar'da doğdu. Babası demirci ustası Ahmet Efendi, annesi Fatma Hanım’dır. Babasını küçük yaşta kaybetti.

1892’de Afyonkarahisar Rüştiyesi'nden mezun olup, aynı tarihte Bursa Askeri İdadisi'ne giriş yaptı. Ardından 13 Mart 1896 yılında girdiği Harp Okulu’ndan 25 Aralık 1898‘de teğmen rütbesiyle mezun oldu ve aynı gün, Selanik’teki III. Ordu emrine atandı. 3 Eylül 1899’da da yine 3. Ordu, 65. Alay, 3. Tabur, 1. Bölüğe atandı.[4] Devrin pek çok genç subayı gibi Balkanlar’da görev yaptı ve geleceğin ünlü subayları olan Resneli Niyazi Bey, Enver Bey, Ali Fethi Bey ile tanıştı. 1902 yılındaki Bulgar Ayaklanmasının bastırılmasında görev aldı.[5] 15 Mayıs 1903’te üsteğmen rütbesine yükseldi ve 6 Aralık 1903’te 3’üncü Ordu 37’nci Redif Alayı 3’üncü Pirlepe Taburu’nda depo memuru oldu. 1 Haziran 1904’te İştip’teki 2’nci Avcı Taburu ile eşkıya takibinde görev aldı. 1 Ekim 1905’te yüzbaşı, 1907’da Manastır'da İttihat ve Terakki Cemiyeti adlı gizli örgüte katıldı. Hareket Ordusunun 31 Mart İsyanı’nı bastırmasından sonra II. Abdülhamit’in tahtan indirilmesinde ve Alatini Köşkünde ikamete götürülürken korunmasında Muhafız Birlik Komutanı Ali Fethi Bey’in yardımcısı olarak görev aldı.[6] Trablusgarp’ın işgali üzerine gönüllü subay olarak Trablusgarp Savaşı’nda çarpıştı; Mustafa Kemal ile aynı cephede savaştı. Bu arada “deli” lakaplı Üsteğmen Halit Bey ile görev yapmış ama anlaşamadıkları için iki subayın görev yerleri değiştirilmişti.[6] Trablusgarp'taki başarılarından ötürü 6 Kasım 1913 tarihinde binbaşı rütbesine terfi etti.

I. Dünya Savaşı'nda Irak, Kafkasya ve Makedonya cephelerinde çarpıştı. 19 Nisan 1915’te yarbaylığa yükseldi. Kut'ül Ammare’de dört ay Türk Birliklerine karşı dayanan İngiliz birliğini teslim alınmasında büyük katkısı oldu. Başarılarından ötürü Türk, Alman, Avusturya madalyaları ile ödüllendirildi.

Mondros Mütarekesi'nden sonra İstanbul’da Karakol Cemiyeti'nin kurucuları arasında yer aldı ve Yediler diye bilinen ilk faaliyet grubunun içinde bulundu. Anadolu'ya silah, cephane kaçırmak için uğraştı. Bu dönemde Mefharet Hanım ile nişanlandı ve daha sonra gerçekleşen evliliklerinden "İstiklal" (1923-2011) adlı bir kızı dünyaya geldi.[6]

İzmir'in işgalinden az önce, Ayvalık'taki 172. Alay Komutanlığı'na getirildi. 29 Mayıs 1919 tarihinde Ayvalık'ı işgal eden Yunan ordusuna karşı ilk direnişi başlattı ve halkın da katılımını sağlayarak, Ayvalık Cephesini oluşturdu.

İzmir'in işgal edildiği haberi gelince, Yarbay Ali, teslim olmayı bir an bile düşünmeyip, Ayvalık'ın işgali de söz konusu olabileceğini düşünüp hemen direnme hazırlıklarına başlıyor. Ayvalık Kaymakamı Osman Nuri'de işbirlikçilerdendi. Onun için Kaymakam'a da haber vermeden elde fazla olan silah ve cephaneyi, daha emin bulduğu Kozak nahiyesine naklediyor. 16 Mayıs günü, merkezde bulunan tüm subayları toplayarak durumu kendilerine açık olarak anlatıyor. Tüm subaylarla birlikte işgale karşı direnecekleri yolunda yemin ediyorlar. Yarbay Ali, halktan Kuvayi Milliye oluşturmak için çalışmalara başlıyor[7].

“DAVETNAME – Bağ yüzü ve bilcümle Kozak nahiyesi ayan ve eşrafına:

Senelerden beri her taraftan hicret eden mazlumların, felaketzedelerin ilticagahı ve Türk ve Müslüman devlet mevcudiyetinin yegane vatanı olan Anadolu’nun kapısına düşman ayak bastı. İzmir’i işgal etti. İşgali tedricen ileri götürecektir. Asırlardan beri husumet ve intikam besleyen Yunan milletinin idaresi altında, hakimken mahkum yaşamağa imkan yoktur. Felaket umum içindir ve bu felaketin daire-i şümulünden küçük, büyük, fakir, zengin, memur ve ahali ve hiçbir fert hariç değildir. El ele kalp kalbe vererek çalışmak zamanıdır. Ancak çalışmak ve fedakarlık etmek suretiyle bu felakete karşı durmak imkanı vardır. Mazlumların yardımcı ve koruyucusu olan Cenab-ı Kadir-i Mutlak bizimle beraberdir. Nahiyenizden bir gönüllü bölüğü teşkili için Mülazım Mahmud Efendiyi memur ettim. Nahiyenizden iki ihtiyat zabitini de berberine alacaktır. Bu bölüğün şimdilik mevcudu 150 nefer olması kafidir ve bölüğe en namuslu, fedakar yiğitlerden intihapedilmelidir ve millet tarafından kumandan ve takım zabiti olarak müntehab bey ve ağalardan münasipleri tayin edilmelidir. Her köy, köyünün cesametine göre 3,5,8 kişi intihap etmelidir. Bunların namuskare hizmet edeceklerine köylüsü kefil olmalıdır ve gönüllü gelecek olanların aile ve emlakine köylü hüsn-ü nezaret ve muhafaza etmelidir. Gönüllü bölüğünün esliha ve cephanesi ve iaşesi tarafımızdan temin edilecektir. Bu bölüğün şimdilik Tıfıllar köyünde ikamet etmesi muvafıktır. İcap ederse Muratili’ne ve Ayvalığa alınabilecektir. Köylü bunları mümkün olduğu kadar askeri ceket, kaput, pantolon tedarik ile giydirmelidir. Bu bölüğün teşkili için Bergama Kaymakamlığına da yazılmıştır. Tabii müdürlüğe de tebliğ edilmiş olacaktır. Haydi bakalım göreyim sizi ey Türk kahramanları!

23 Mayıs 1919 Ayvalık Mıntıka Kumandanı Kaymakam Ali”([8])  

İzmir'in işgalinden 15 gün sonra Ayvalığa Yunan ordusu işgal etmek için çıkıyor. 28 Mayıs günü Ayvalık Kaymakamı Osman Nuri Gömeç tarafına kaçıyor. Aslında Kaymakamın kaçması bile işgalin yapılacağının bir göstergesidir. 29 Mayıs Perşembe günü yapılan saldırı ile Yunan askerinin elini koluna sallayarak Anadolu'yu işgal edemeyeceğinin ilk mesajı verilmiştir. 172 Alayın ilk şehidi de, 1. Tabur 1. Bölükten Mülazım-ı sani Edirneli Fahri Efendidir[7].

Ayvalık Kaymakamı Osman Nuri, Gömeç'e kaçtıktan sonra da kötülüğe devam etmektedir. Nitekim Dâhiliye Nazırı Ali Kemal'e 29 Mayıs 1919 tarihinde telgraf çekerek Osmanlı Devletinin Yunanistan ile savaş halinde olup olmadığını eğer savaş halinde değil ise, Ayvalık Mıntıka Komutanlığı tarafından Yunan askerine ateş edildiğini ihbar etmekte ve Türk askerinin geriye çekilip Harbiye Nezaretine yollanması gerektiğini söylemektedir. Bunun üzerine Dâhiliye Nazırı/İçişleri Bakanı Ayvalık Kaymakamına telgrafla cevap verip, Osmanlı Devletinin Yunanistan ile savaş halinde olmadığı, Yunanın işgalinin protesto edilmesinin yeterli olduğu ve Ayvalık Mıntıkasındaki ordu kuvvetinin geri çekilmesi gerektiğini bildirmiştir[7].

Osman Nuri, Ali Kemal'in bu telgrafı üzerine 30 Mayıs sabahı Yarbay Ali Bey'i arayarak, Dâhiliye Nazırının böyle bir emir verdiğini bildirmiş, Ali Bey ise kendisine böyle bir emrin verilmediğini söylemiştir. Ali Bey, Ayvalık Kaymakamının, Gömeç'te de rahat durmayacağını anlayarak, mıntıka komutanının isteği ileri sürülerek kendisini, Gömeç'teki ikamet ettiği yerden alıp, İstanbul'a yollatmıştır. Böylelikle işbirlikçi Ayvalık Kaymakamı Osman Nuri'nin Milli Mücadeleye engel olması engellenmiştir[7].

Bandırma'da bulunan 61. Fırka Komutan vekili Refet, Ali Bey'in düşmanla çatışmasını engellemek ve askerini geri çekmesi için sürekli telgrafla emir vermektedir. 61. Fırka Komutanı Refet'in kendi imzası ile çektiği üçüncü telgrafını yazıyorum:

Ayvalık Mıntıka Komutanlığına,

Nezareti Celile ve 14. Kolordu Komutanlığından alınıp tarafımıza tebliğ edilmiş olan emirlerde Ayvalığı işgal eden Yunan kuvveti ile çatışma caiz olmadığı ve kıtaatınızın kuzey ve güney vaziyetine nazaran Balıkesir veya Soma istikametlerinde emin bir mevzie çekilerek yalnız, keşif kolları ile temasın zayi edilmemesi emir buyururmuş olduğuna göre mezkur mevziden çekilmek ve yalnız keşif kolları ile teması kaybetmemek lazımdır. Ona göre icra-yı icabı ile bilgi verilmesi beklenir. 2 Haziran 1919 Fırka 61. K. Vekili Refet”([9])

Yarbay Ali Bey, bunun üzerine, özellikle de Kuvay-ı Milliye kuvvetleri yavaş yavaş oluşmaya başladığı bir zamanda askeri hiyerarşiyi aşarak, özellikle Damat Ferit Hükûmetinde Harbiye Nezaretinde görev yapan birkaç yurtsever yetkiliyi düşünüp, direk durumu Harbiye Nezaretine çektiği telgrafla bildirmiş ve cevap gelinceye kadar bildiğini uygulamaya devam etmiş yani bu olumsuz durumda inisiyatif kullanmıştır. Bu inisiyatif kullanmasında Ali Çetinkaya'nın Teşkilatı Mahsusa üyesi olması, daha sonra Karakol örgütünde yeralması ve direniş için Ayvalık'a gelmiş olması da önemli bir etkendir[7].

Nitekim 7 Haziran tarihinde kendisine Erkanı harbiye Umumiye Reisi Cevat Paşa'dan cevap gelmiştir. Cevap şudur;

“Karargahı Muratilinde Ayvalık Mıntıka Kumandanlığına

C- 3 Haziran 1919 tarih ve 626 numaralı tele.

Tarz-ı hareketiniz tamamen tasvibe iktiran etmiştir. Bu husustaki emr-i nezaretpenahi 14. Kolordu Kumandanlığı vasıtası ile size tebliğ edilecektir.([10]) Cevap veren Cevat Paşa'da, Karakol örgütü üyesidir.

9 Haziran tarihinde de Harbiye Nazırı (savaş bakanı) Şevket Turgut Paşa, telgrafla Yarbay Ali Bey'i kutlamıştır. Damat Ferit Hükûmetinde çatlak başlamış, Harbiye Nazırı, Bakanlar Kurulunda Ali bey'i savunmuş ve Sadrazam Damat Ferit'in geri adım atmasına neden olmuştur[7].

Yarbay Ali Bey, bu arada elindeki kuvvet ve gönüllülerden oluşturduğu birliklerle Yunan kuvvetlerine zaman zaman saldırı düzenlemektedir. Bu saldırılar sırasında Kolordudan herhangi bir maddi veya manevi yardım alamamıştır. Anılarında bu durumu söyle belirtir:

“Maalesef şimdiden söylemeye mecburum ki evvel ve ahir Ayvalık cephesi mücadelesine kolordunun hiçbir suretle maddi ve manevi faydası olmamıştır. Bütün mücadelenin zahmet ve sıkıntısı ve fedakârlığı Ayvalığın muhitinde bulunan kaza ve nahiyelerin ve bilhassa namuskâr Burhaniye ve Edremit kazalarının uhdesinde kalmıştır.”([11]

Bu arada, işbirlikçi idarecilerin, Sadrazam Damat Ferid ve yandaşlarından aldıkları güçle propagandaları sonucu, bulundukları mahalde, Yunan işgaline karşı gelinmemesi konusunda halkta bir kanı oluşuyordu. Bazı yerlerde de, idareciler ve eşraftan ileri gelenler, Yunan ordusuna davet göndererek kendi kasaba veya köylerini işgal etmelerini istiyorlardı. Yunan ordusu da elini koluna sallayarak bu yerleri işgal ediyordu. Bergama'da da (ilçesi), Eşraftan Belediye Reisi Hasan Hilmi Bey, Eşraftan Arapzade Refik Bey, Dava vekili Tahsin Bey, Hafız İsmail Bey, Ayazmend'li Rahmi Bey ve Nazlıca'lı Şerif Bey, Yunan ordusunu Bergama'ya işgal için davet etmişti. Kaymakam(Yarbay) Ali Bey'in bu davetlerin önünü kesmek için Mıntıka komutanı olarak yolladığı telgraf önemlidir:

“Bergama’da Müdafaa-ı Hukuk Cemiyetine ve Belediye Reisine ve Reşadiye Belediye Reisine ve Nahiye Müdürlüğüne

Menemen’den ilerlemekte olduğu bildirilen Yunan kuvvetlerine karşı milli kuvvetlerle ve bütün mevcudiyetimizle müdafaa ve mukabele etmeye mecbursunuz. Şayet mukabele etmeyerek namus-u millet ve İslamiyeti lekedâr edecek surette zaaf-ı iman gösterirseniz şahsen ve heyet-i mecmuanızla kıyamete kadar lanetle yad olunacağınız gibi bu buhranlı günler geçtikten sonra her birinizin milletin ve hükümetin gazabına maruz kalacağınızı hiçbir vakit hatırınızdan çıkarmayınız. Zillet ve hıyanet göstermek isteyenler hakkında şiddetle hareket edileceğini şu an-ı tarihide bir defa daha ihtar ederim. 10 Haziran 1919

Ayvalık Mıntıka Kumandanı Kaymakam Ali” ([12])

Ali Bey, böyle telgraf çekerken, Dahiliye Nazırı Ali Kemal ise, aynı gün Bergama Kaymakamına şöyle telgraf çekiyordu:

“Bergama Kaymakamlığına

Hükümeti Osmaniye Yunanistan’la hal-i harpte olmadığı ve mütareke ahkemına göre düvel-i itilafiye tarafından bütün teşkilat ve teçhizat tahdit edildiği için bu yolda vukua gelen tecavüzlere karşı tabiatiyle lazım gelenler nezdinde şiddetle protesto etmekten başka bir çareye tevessül edemez. Şayet Yunan kuvve-i işgaliyesi tarafından böyle bir tarz vukua gelirse tarfınızdan hükümet namına şiddetle protesto ediniz; fakat fiilen mukavemet sulh konferansında serdeylediğimiz hukuki efkar ve iddiaları sektedar etmek demektir. İşte bu talimata göre hareket ediniz. 10 Haziran 1919 Dahiliye Nazırı Ali Kemal”([13])

Yarbay Ali (Çetinkaya) Bey, tüm hainliklere, işbirlikçilere karşın, emrindeki askerler ve oluşturduğu milis güçlerle Yunan ordusuna dur demiş ve bu hareketi, Kuvayi Milliye ruhunu oluşturmuş ve Ege'de düşmana karşı bir savunma gayretine ön ayak olmuştur[7].

Günümüzde, Ayvalık'ta Yunan işgaline karşı atılan ilk kurşunun atıldığı yer olarak kabul edilen tepede onun adını taşıyan Türk Silahlı Kuvvetleri'ne ait Rehabilitasyon Merkezi Komutanlığı yer alır.

Ekim 1919 tarihinde askerlikten istifa etti ve 1920 yılında toplanan son Osmanlı Meclis-i Mebusanı'na Afyonkarahisar milletvekili olarak girdi. İstanbul’un işgali üzerine Malta sürgünleri arasında yer alarak yurttan uzaklaştırıldı. 1921 yılında serbest bırakıldı ve yurda dönerek Afyonkarahisar mebusu olarak TBMM 1. Dönem’e katıldı. Daha sonrasında da 22 Aralık 1924’te albay rütbesine yükseldi.

1925 yılında TBMM'de tartıştığı Ardahan Milletvekili Halit Paşa'yı öldürdü; ancak meşrû müdafaa halinde olması sebebiyle hakkında kovuşturma yapılmadı.[14]

Şeyh Said İsyanı'ndan sonra kurulan ve 7 Mart 1927 tarihine kadar görev yapan İkinci Dönem Ankara İstiklâl Mahkemesi’nin başkanlığını yaptı. Mahkemenin “Üç Ali'ler" diye bilinen üyelerinden birisiydi (diğerleri; Kılıç Ali ve Necip Ali). Mahkemenin baktığı en önemli davalardan birisi Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nin Şeyh Said İsyanı ile bağlantılı görülüp kapatılmasına yol açan davadır. Bir diğer önemli dava ise Mustafa Kemal'e karşı düzenlen İzmir Suikastı ile ilgili davadır.[2] Mahkeme bu davada Mahkeme bütün Terakkiperver mensubu milletvekillerini ve muhalefetteki etkili İttihatçıları tutuklama kararı almış; hatta tutuklananların delil yetersizliği nedeniyle serbest bırakılmasını isteyen Başbakan İsmet Bey'i de tutuklama kararı almıştır.[6]

16 Şubat 1934 tarihinde Bayındırlık Bakanı oldu. Ankara'daki resmi dairelerin çoğu, beş yıl süren bakanlığı sırasında yapıldı. Bu görevi 3 Nisan 1939 tarihine kadar sürdü. Bakanlığı sırasında 1937 yılında Almanya'ya seyahati sırasında gerçekleşen buluşma sonucu Nazi Diktatörü Adolf Hitler'le görüşen ilk Türk Bakan oldu ve Hitler'in dünyayı bir savaşa sürüklediğini tespit etti.[15]

1939-1940 yıllar arasında bir süre de Ulaştırma Bakanlığı yaptı. Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk Ulaştırma Bakanıdır. Bakanlığı sırasında Demiryolu politikasının savunucusu oldu ve 1200 km demiryolu yaptırdı.[3]

Ulaştırma Bakanlığı'ndan ayrıldıktan sonra 1946 yılına kadar Afyonkarahisar milletvekili olarak kaldı. Yapılan ilk serbest seçimde Afyonkarahisar halkı tarafından milletvekili seçilmedi. Ömrünün son yıllarını İstanbul'da geçirdi.

21 Şubat 1949 tarihinde İstanbul'da hayatını kaybetti. Cenazesi Afyonkarahisar'a defnedildi.

Adının yaşatıldığı yerler [3]

değiştir
 
1938 tarihli Tan gazetesinin "Nafia Vekili Ali Çetinkaya, bir hattın açılış merasimini yapıyor" altyazısyla verdiği fotoğrafı.
  • Afyonkarahisar/ Merkez Ali Çetinkaya Tren Garı,
  • Afyonkarahisar/ Sandıklı Ali Çetinkaya Ortaokulu,
  • Afyonkarahisar Kocetepe Üniversitesi Ali Çetinkaya Kampüsü, (Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Araştırma Uygulama Hastanesi' nin bulunduğu Üniversite Kampüsü)
  • Afyonkarahisar/ Merkez Ali Çetinkaya Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi,
  • Afyonkarahisar/ Merkez Ali Çetinkaya Kız Meslek Lisesi,
  • Afyonkarahisar/ Merkez Ali Çetinkaya Mahallesi
  • Afyonkarahisar/ Merkez Yenice Mahallesi Ali Çetinkaya Camii
  • Balıkesir/ Havran ilçesi Ali Çetinkaya İlköğretim Okulu,
  • İzmir/ Dikili ilçesi Ali Çetinkaya İlkokulu,
  • Ayvalık Ali Çetinkaya Mahallesi ve Camii,
  • Antalya/ Merkez Ali Çetinkaya Bulvarı,
  • Bayburt-Gümüşhane arasında Kop dağlarının üzerindeki şehitler abidesinde Ali Çetinkaya Çeşmesi,
  • Sivas/ Kangal Çetinkaya Kasabası,
  • İzmir/Merkez Ali Çetinkaya Caddesi,
  • Bafra-Alaçam yolu üzerinde Ali Çetinkaya Köprüsü,
  • Sivas-Erzurum Demiryolu'nun Malatya'ya ayrılan noktasında Çetinkaya İstasyonu,
  • Ayvalık körfezindeki Cunda Adası, resmi belgelerde Ali Bey Adası diye anılmaktadır.
  • Edremit'te 19. Motorlu Piyade Tugayının bulunduğu kışlanın ismi Ali Çetinkaya Kışlası'dır,
  • Balıkesir İli Burhaniye (Kemer) İlçesi Ali Çetinkaya Caddesi.
  • Balıkesir İli Burhaniye (Kemer) İlçesi Ali Çetinkaya Mahallesi[16]
  • İstanbul/ Silivri Ali Çetinkaya Caddesi,
  • Cevat Şakir, Mavi Sürgün başlıklı anılarında söz eder.
  • Afyonkarahisar/ Sinanpaşa Ali Çetinkaya Mahallesi

Kaynakça

değiştir
  1. ^ Harp Akademileri Komutanlığı, Harp Akademilerinin 120 Yılı, İstanbul, 1968, s. 601.
  2. ^ a b "Millî cellatlar, cellat mukallitleri". Taraf. 3 Nisan 2011. 14 Kasım 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Ağustos 2012. 
  3. ^ a b c "Mustafa Balcıoğlu, Ölümünün 48. Yılında Ali Çetinkaya, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Cilt 13:, Sayı:38 Temmuz 1997". 10 Aralık 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Ağustos 2011. 
  4. ^ Ali Çetinkaya’nın hatıraları Atatürk Araştırma Merkezi tarafından yayımlanmıştır. Bk. Ali Çetinkaya’nın Millî Mücadele Dönemi Hatıraları; Ankara 1993.
  5. ^ KKK.lığı Emeklilik Şubesi Arşivi, Özlük Dosyası
  6. ^ a b c d "Üç Ali'ler, Tarih ve Aydınlanma Sitesi, Erişim tarihi:08.08.2011". 28 Ağustos 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Ağustos 2011. 
  7. ^ a b c d e f g "Arşivlenmiş kopya". 16 Mayıs 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Mayıs 2024. 
  8. ^ Ali Çetinkaya’nın Milli Mücadele Dönemi Hatıraları. Atatürk Araştırma Merkezi yayını. 1993. Sf:34
  9. ^ Ali Çetinkaya’nın Milli Mücadele Dönemi Hatıraları. Atatürk Araştırma Merkezi yayını. 1993. Sf:58
  10. ^ Ali Çetinkaya’nın Milli Mücadele Dönemi Hatıraları. Atatürk Araştırma Merkezi yayını. 1993. Sf:60
  11. ^ Ali Çetinkaya’nın Milli Mücadele Dönemi Hatıraları. Atatürk Araştırma Merkezi yayını. 1993. Sf:69)
  12. ^ Ali Çetinkaya’nın Milli Mücadele Dönemi Hatıraları. Atatürk Araştırma Merkezi yayını. 1993. Sf:79
  13. ^ Ali Çetinkaya’nın Milli Mücadele Dönemi Hatıraları. Atatürk Araştırma Merkezi yayını. 1993. Sf:80
  14. ^ "Mecliste Öldürülen Ardahan Milletvekili Deli Halit Paşa, Siyasalbirikim Gazetesi, 25.05.2011". 29 Eylül 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Ağustos 2011. 
  15. ^ "Çetinkaya Hitler Görüşmesi, Bilici.net sitesi, Erişim tarihi:08.08.2011". 21 Şubat 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Ağustos 2011. 
  16. ^ "Arşivlenmiş kopya". 6 Aralık 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Mayıs 2024. 
Siyasi görevi
Önce gelen:
Yeni makam
Türkiye Ulaştırma Bakanı
3 Nisan 1939 - 20 Kasım 1940
Sonra gelen:
Cevdet Kerim İncedayı
Önce gelen:
Hilmi Uran
Türkiye Bayındırlık Bakanı
16 Şubat 1934 - 3 Nisan 1939
Sonra gelen:
Ali Fuat Cebesoy