Afşar İmparatorluğu'nun askeri sistemi
Afşar imparatorluğunun askeri sistemi — Afşarların askeri sistemlerinin kökleri, Safevi devletinin çöküşünün arifesinde Horasan'daki kanlı çatışmalar dönemine dayanmaktadır. Yerli bir general ve Türkmen Afşar aşiretinin bir üyesi olan Nadir Gulu Han Afşar'ın komutasındaki savaşçıların sayısı sadece birkaç yüzdü ve onlar günümüz İran'ının kuzeydoğusunda faaliyet gösteriyorlardı. Nadirgulu kendini Şah ilan ettikten sonra komutasındaki toplam savaşçı sayısı 375 bine ulaştı. Tarihçi Mihael Axvorthy'ye göre bu ordu, zamanının en güçlüsü iken, en büyük avantajı, en yetenekli ve başarılı general Nadir tarafından komuta edilmesiydi.[1][2][3]
Afşar İmparatorluğu Silahlı Kuvvetleri | |
---|---|
Kuruluş | 1736 |
Lağvediliş | 1796 |
Birimler | Kara kuvvetleri Deniz kuvvetleri |
Karargâh | Meşhed |
Sanayi | |
Yerli yardımlar | Merv, İsfahan, Kirmanşah ve Amul silah fabrikaları |
İlgili maddeler | |
Rütbeler | Han Sultan Bey Binbaşı Yüzbaşı Onbaşı |
Nadir Şah'ın 1747'de kendi generallerinden oluşan bir grup tarafından öldürülmesinin ardından devlet parçalanmaya ve onlarca yıl sürecek bir iç savaşa sürüklenmeye başladı. Bu süreçlerin başlamasıyla birlikte bir zamanlar güçlü bir ordu olarak kabul edilen Nadir'in ordusu da dağıldı. Birçok Afşar, üstün gücü ele geçirmek için savaşsa da, onların dışında başka adaylar da vardı. Ülkedeki yüksek otorite, yalnızca Ağa Muhammed Şah Kaçar'ın saltanatı sırasında yenilendi. Bu, 18. yüzyılın sonunda Ağa Muhammed Şah Kaçar'ın başarılı askeri seferlerinden sonra mümkün oldu.[4]
Genel bakış
değiştirAfşar'ın ordusu esas olarak süvari birliklerine dayanıyordu. Bu ordudaki savaşçı sayısı 1743 yılında zirveye ulaşmış ve 375 bin kişi olmuştur. Bu rakam çok yüksekti ve orduda bu kadar çok kişinin tutulması, üretimin azalmasına ve tüketimin artmasına neden olarak ülke ekonomisinin çökmesine neden oldu.[5] Afşar ordusunun önceki dönem ordularından temel farkı ateşli silahların yaygın kullanımıydı. Topçu ve tüfekçi birliklerinin çekirdeği Safevi ordusu döneminde, yani 16. yüzyıl boyunca oluşmasına rağmen, sayıları her zaman ordunun temelini oluşturan geleneksel süvari savaşçılarının sayısından azdı. Bu geleneksel ordudaki savaşçılar geleneksel silahlarla (baltalar, kılıçlar, gürz, yaylar ve oklar) silahlandırıldı ve yarı göçebe veya tamamen göçebe kabilelerden toplanırdı. Avrupa'da atlıların tabanca ve karabinalarla silahlandırıldığı dönemde Safevi orduları geleneksel silahlarla silahlandırılmıştı.[6] İlk defa ordunun büyük bir bölümünü ateşli silahlarla silahlandırmak ancak Nadir Şah döneminde mümkün olmuştur. Bu nedenle ateşli silahların nasıl kullanılacağını öğrenmeye, eğitime ve öğretime odaklanılmıştır. Böyle bir durum Avrupa'da bir asırdan fazla bir süre önce başlamıştır.[7]
Nadir'in ordusunun çok az üyesi etnik olarak İranlı veya Farsdı. Bu ordunun 60.000'den fazla üyesi Azerbaycan'dan, 60.000'i Türkmen ve Özbeklerden, 70.000'i Afganlardan ve günümüz Pakistanlılarından, 65.000'i Horasan'dan ve 120.000'i diğer Batı İran etnik gruplarından ( Hemedan, Luristan, Bahtiari, Fars ve Huzistan) toplanmıştır. Görüldüğü gibi bu ordudaki savaşçıların çoğu farklı Türk boylarından toplanmıştır. Bu savaşçıların çoğu hafif silahlarla donanmış atlılardı. Bu savaşçılar Kula-i Nadiri adı verilen şapkalar takarlardı. Bu şapkayla birlikte 18 inç yüksekliğindeydi ve etrafına bir keçi ya da koyun derisi sarılmıştı. Savaşçılar yünlü mantolar, kırmızı, sarı veya yeşil açık gömlekler ve deri çizmeler giyerlerdi. Birçok savaşçının hem ağır hem de zincir zırhtan oluşan zırhları vardı. Her hafif silahlı süvari bir kılıç, bir tüfek ve bir balta ile donatılmıştı. Bazıları kalkan taşıyordu.[8] 1744'te Nadir'in ordusu 13.000 süvari muhafızı, Nadir'in kendi kabilesi Afşarlardan oluşan 20.000 süvari, 50.000 Afgan süvari, 12.000 cezayirçi, 40.000 piyadesi ve bilinmeyen sayıda topçu ve garnizon savaşçısından oluşuyordu. Savaşçıların çoğu çakmaklı ya da eski miquelet kilitli tüfeklerle silahlanmıştı ve bazılarında kibritli tüfekler de vardı. Piyadeler süngü kullanmıyordu.[9] Afganların genellikle ateşli silahları yoktu, çünkü savaştaki görevleri esas olarak mızrağı kullanmaktı. Türk ve diğer aşiretlerden toplanan hafif silahlı süvari savaşçıları ateşli silahları fazla kullanmamış, savaşlarda kılıç, mızrak ve ok kullanmışlardır.[10]
Piyadeler
değiştirSafeviler döneminde olduğu gibi Nadirin döneminde de piyade birlikleri ikincil birlik olarak değerlendirilmiş ve önem bakımından süvarilerden sonra gelmiştir. Ayrıca, ateşli silahlarla donanmış piyade birimleri hiçbir zaman tam olarak geliştirilemedi. Buna bir istisna olarak, yaptığı reformlarla Safevi ordusuna ateşli silahlı piyade birlikleri getiren Şah Abbas'ı belirtmek mümkündür. Tüm piyade birlikleri, kolah-e Naderi (كلاهِ نادری) adlı yüksek şapkalı mavi bir tunik ve kırmızı pantolondan oluşan standart bir üniformaya sahipti.
Nadir'in batı Afganistan'daki Abdali Afganlarına karşı ilk seferleri, onu güçlü bir süvari kuvvetiyle savaşmak için bir çözüm bulmaya itti. Nadir ateşli silahlar, topçu kuvvetleri ile donatılmış piyade sisteminin iyileştirilmesi ve manevra kabiliyeti yüksek süvari gibi çözümlerle Abdali Afganlarının süvari savaşçılarını yenmeyi başardı.
Tüfekçiler
değiştirTüfekçi, ordunun tüfekle donatılmış düzenli bir bölümüydü ve Safevi döneminden bu yana, bu bölümün savaşçılarının sayısı giderek arttı. Tüfekçi ayrıca uzun bir süngü ve geleneksel bölgesel silahlardan biri olan bir kılıçla silahlanmıştı. Genel olarak, tüfekçi, cezayirçiden daha hafif bir tüfekle donatılmıştı.
Cezayirçiler
değiştirCezayirçiler Nadir'in ordusunun tüfekçileri arasında seçkin güçleri oluşturdu. Bu piyadeler tarafından kullanılan çakmaklı tüfek olan Jazāyer (جزایر), Avrupadakı emsallerinden daha fazla menzil, gelişmiş keskinliye ve daha ağır bir kalibreye sahipti. Ortalama bir Avrupa tüfeği 5 kilogram ağırlığında ve 18 milimetre çapında ateş ederken, cezayir 18 kilogram ağırlığında ve 24 milimetre çapında atış ediordu. Avrupa'daki tüfeklerin aksine, cezayir bir kağıt kartuş yerine, bir burnuz ile dolduruluyrdu. Bu, menzil, etki ve doğruluk açısından avantajları olmasına rağmen, doldurulmasının Avrupalı emsallerinden daha uzun sürdüğü anlamına geliyordu. Safevi ordusunda cezayir kullanımına ilişkin bilinen ilk bilgilerin tarihi 17. yüzyılın ortalarına kadar uzanmaktadır. Cezayirçiler ayrıca cezayir adı verilen bir tüfeğe ek olarak şemşir adı verilen soğuk bir silahla silahlandırıldılar. Piyadelerin cezayirçiler bölümü sürekli olarak tatbikat ve eğitimle uğraştı.[11][12] Bu tür eğitimlerden birine tanık olan bir kişi anılarında şöyle yazar:
“ | Piyadeler -yani tüfek taşıyan savaşçılar- birliklerinde birleşip silahları ile hedefe ateş edebilirlerdi - bu defalarca tekrarlandı. Tahmasibgulu Han [Nadir Şah anlamına gelir] düzenli bir savaşçının sürekli olarak iyi ateş ettiğini görseydi, onu 100 veya 50 kişilik bir grubun komutasına atardı. Tüm savaşçıları cesur, yetenekli ve deneyimli olmaya teşvik ederdi. En basit tabirle güçlü karakteri ve askeri yetenekleriyle onlara rol model olurdu.[12] | ” |
Cezayirçi birlikleri her gün saatlerce eğitim aldı. Savaşçıların eğitimde deneyim kazanmasına özel önem verildi.[13] Nadir, cezayirçi birimlerini kişisel olarak organize etti ve genellikle savaşta cezayirçileri bizzat komuta etti. Başka bir tanığa göre, cezayirçiler iyi organize edilmiş ve en iyi mühimmatla donatılmıştı.[14]
Toplam Cezayirçi sayısı hakkında çeşitli bilgiler bulunmakta ve raporlardaki rakamlar birbirinden farklılık göstermektedir. Ama ortalama olarak alırsak, bu kolordudaki savaşçı sayısının birkaç on bin olduğu tahmin edilebilir. Jonas Hanvet 1744 tarihli yazısında, Nadir'in 12.000 cezayirçiye ek olarak 40.000 düzenli tüfekçiye sahip olduğunu bildirdi.[14] Nadir ayrıca Orta Asya seferinde 12.000 kişilik bir cezayirçi müfrezeye de komuta etmiştir.
Cezayirçiler bir nevi piyade olmalarına rağmen bazen seferler sırasında zaruretten dolayı savaşlara süvari birliği olarak katılmışlardır. Bu tür savaşlara bir örnek Karnal Savaşı'dır. Donanımlarının ve askeri becerilerinin yüksek olması nedeniyle Nadir'in çeşitli seferlerinde en farklı ve zorlu muharebe görevlerini yerine getirmişler ve zaferde önemli bir paya sahip olmuşlardır. Bu tür savaşlara örnek olarak Damğan, Murçekhort, Kerkük, Muradtepe, Karnal ve Kars verilebilir. Karnal Savaşı'ndaki belirleyici rolü için, bir görgü tanığı tarafından "ok, cezayire cevap veremez" belirtilmiştir.[15]
Süvariler
değiştirEn başından beri, süvari birlikleri ordudaki en önemli birlik olarak kabul edildi. Nadir, ordunun süvari birliklerinde önemli reformlara imza attı. Bu reformlardan biri de süvari atlarının devlet tarafından mali olarak desteklenmesiydi. O zamana kadar, atlar genellikle sahiplerinin en değerli varlıklarından biri olarak kabul edildikleri için süvariler atlarıyla risk almak konusunda isteksizdiler. Süvari kolordu temelde iki kısma ayrıldı. Birincisi devletin ordu için topladığı süvarilerden, ikincisi ise tabi aşiretlerce orduya gönderilen veya büyük toprak sahipleri tarafından orduya gönderilen süvarilerden oluşuyordu.
Safevi döneminden bu yana, süvarier geleneksel olarak Osmanlı muadillerine göre bir avantaja sahipti:[16]
“ | ...her yönden saldırdılar, herhangi bir yeni yöne döndüler. Saflar kapandı ve ardından saldırıp dağıldılar ve ardından bu dağınık grup safları tekrar aynı noktada kapattı. Geri çekilirler ve sonra karşı saldırıya geçerler......
Basile Vatatzes |
” |
Süvarilerin çoğu şemşir (kılıç), mızrak ve hançerle silahlanmıştı, ancak bazen ateşli silahlar da kullanıyorlardı. 1736'dan beri tüfek, süvarilerin ana silahlarından biri haline geldi. Bu birliklere hem keşif hem de atışta önemli ölçüde yardımcı oldu. İkincisinin bir örneği, Karnal Muharebesi'dir.
Devletin süvari birimleri arasında Şah'ın kişisel süvari muhafızları en prestijli olarak kabul edildi. En ünlü birliklerden biri, Saltanatı Süvarileri olarak tercüme edilen Savaran-e Saltanati birimiydi. Afşarlar, Kaçarlar ve Celairiler gibi kabileler, Nadir'in süvari toplamak için ana merkezler olarak kabul edildi. Başta Şahsevenler olmak üzere çeşitli Azerbaycan aşiretlerinden de süvariler toplanıyorlardı. Savaran-e Sepah-e Horasan tümeninde her alayda 1000 asker bulunan 20 alay vardı. Böylece Savaran-ı Sepah-e Horasan'da 20 bin süvari toplandı.
3.000 seçkin süvari Şah'ın Ghulam veya Gholāmān-e Shāh biriminde görev yapıyordu. Bu birimin görevi, Nadir Şah'ın kişisel korumasını organize etmekti.
Yardımcı süvariler
değiştirNadir'in süvari birlikleri arasında bir başka prestijli birim de Savaran-e Sepah-e Horasan'dı. Bu terim Horasan'ın atlı/süvari ordusu olarak tercüme edilebilir. Bu birlikteki savaşçılar esas olarak Gilzai, Abdali, Kürt ve imparatorluğun diğer kabilelerinden toplandı. Hem Gilzai hem de Abdali Afgan süvarileri Asya'nın en iyileri arasında değerlendiriliyordu. Bu ordunun sayısı her zaman değişti, ancak bir kaynakta 70 bin olduğu belirtilmiştir. Horasan'ın atlı/süvari ordusundan süvari genellikle Nadir tarafından Savaran-e Saltanati birimine terfi ettiriliyordu. Bu birlik Kars Savaşı'nda belirleyici bir rol oynadı. Böylece savaşın gergin anında Nadir komutasında bir yan taarruz düzenlediler ve bunun sonucunda Kızılbaş ordusu zafer kazandı.
Ağır Silahlı Birlikler
değiştirNadir'in askeri alanda yaptığı reformlardan en çok yararlanan ordu türü kuşkusuz ağır silahlı birliklerdir. Safevi hanedanının saltanatı sırasında, askeri işlerde ağır silahlı birlikleri sınırlı bir çerçevede kullanıldı.[17] Ancak, Nadir'in seferlerinde ağır silahlı birlikleri yaygın olarak kullanıldı. Nadir'in seferleri genellikle agresif hızlı saldırılara dayandığından ağır silahlar taşımak bir sorun olsa da, Nadir her zaman ordu içinde ağır silahlı birliklerin kullanımının geliştirilmesine özel bir önem verdi.
Nadir'in ordusunun ana tedarik fabrikaları Amul, Kirmanşah, İsfahan ve Merv'de bulunuyordu. Bu askeri fabrikalar yüksek kaliteli silahlar üretiyor ve ordularına iyi hizmet veren toplar sağlıyordu. Bununla birlikte, mobil atölyeler, Nadir'in gerektiğinde ağır kuşatma topçularının konuşlandırılması gibi alanlarda çok yönlülüğün yanı sıra stratejik hareketliliği sürdürmesine izin verdi.
Nadir'in ordusundaki en önemli ağır silahlı birliklerinden biri de zamburakçılardı. Bu zamburakçı birimi, develerin sırtına yerleştirilmiş 1 veya 2 poender hafif ve küçük toplardan oluşuyordu. Bu toplar sahra toplarına göre daha az isabetli ve daha kısa atış menziline sahip olsalar da, başlıca avantajları, meydan muharebelerinde yaylım ateşiyle toplu ölüme neden olmalarıydı. Ayrıca bir diğer avantajı da hafif olması ve deve üzerine monte edilmiş olması nedeniyle kolay hareket ettirilebilmesi ve esnek olmasıydı.[16]
Sahra topçuları Nadir'in ordusunun ayrılmaz bir parçasıydı. Nadir Han'ın Mezopotamya'ya yaptığı ilk sefer sırasında, kuşatma altındaki Bağdat'a yardıma gelen Topal Osman Paşa ile karşılaşmak için kuzeyde Samarra'ya giderken ordusunda 18 top vardı.[18]
Nadir'in askeri reformlarından yararlanan ana alanlardan biri olan sahra topçuluğu veya topları, Osmanlı ve Babür imparatorluklarındaki muadillerine göre daha üstün bir konum kazanmıştır. Afşar'ın ordusunun topçusu, bu iki imparatorluğun topçularından daha isabetliydi.[19][2] Bu ağır silahlı birlikleri, Nadir Şah'ın Orta Asya'daki harekâtında da önemli bir rol oynadı. Orta Asya'daki süvari savaşçıları, Afşar'ın ordusunun kullandığı modern topçu silahlarından habersizdi ve bu da Nadir için zaferi daha da kolaylaştırdı.
Askeri donanma
değiştir1734'ten itibaren Nadir, devletin askeri donanma sistemini yeniden düzenledi. Bu donanma, en iyi faaliyet dönemini Afşar İmparatorluğu'nun bölünmesinden önceki 10 yıl içinde yaşadı. Afşar İmparatorluğu'nun askeri filosu, Hazar Denizi'nde ana tehditlerden biri olarak kabul edilen Ruslara karşı da faaliyet gösteriyordu. Askeri filonun merkezi Buşehr'de bulunuyordu ve ana faaliyet alanı Basra Körfezi ve Umman Denizi idi. Burada asıl mücadele, Maskat Sultanlığı, Umman İmamlığı ve daha sonra Mütareke Devletleri kıyılarına yerleşen haydutlar ve isyancılarla oldu. Afşar donanması sık sık Hollanda ve İngilizlerle işbirliği yaptı.[20]
Kuzey donanması
değiştirKuzey donanması Hazar Denizi'nde faaliyet gösteriyordu. 1745'te filoda iki fırkateyn ve 4 küçük gemi (tümü yerel üretim) hizmet ediyordu.[21] Kaynaklara göre, bu filoya dahil olan gemilerden biri 1752'de Reşt yakınlarında yakıldı. Kuzey Filosu'nun oluşumundan önce Nadir, Ruslardan gemi satın almak için büyük miktarda para ödedi. Bu gemiler, Nadir'in Dağıstan seferi sırasında malzeme ve teknik destek göndermek için kullanıldı.[22]
Güney donanması
değiştirGüney filosunun ana yelken alanı Basra Körfezi ve Umman Körfezi idi. Ancak bu donanmanın Arap Denizi'nde de faaliyet gösterdiği zamanlar olmuştur.
1734-1736 yıllar dönemi
değiştir1734'te Nadir, İngilizlerden iki brigantin gemisi satın aldı. Ayrıca yerel bir Arap şeyhinden iki brigantin elde edildi.[23] Veddell ve Cook, sırasıyla İngiliz Brigantin Patna ve Ruperallın komutanlarına atandılar.[24] 1736'da Afşarlar, Buşehr'de tuttukları Doğu Hindistan Şirketi'ne ait bir gemi olan Northumberland'ın kaptanını gemiyi kendilerine satmaya zorladı.[25] "Büyük bir miktar karşılığında satın alınan" gemi bir savaş gemisine dönüştürüldü. Gemi o sırada kötü durumdaydı ve bu nedenle Doğu Hindistan Şirketi "kendilerini potansiyel Afşar iddialarından korumak için adımlar attı". Aynı yılın Ekim ayında, İngilizlerden 8.000 tümene satın alınan 20 silahlı 2 fırkateyn daha aldı ve bunlardan birinin Cavan adlandırıldı.[26] Arşiv belgelerinde sadece bir geminin satıldığı belirtiliyor. Cavan daha sonra Feth-i Şah olarak yeniden adlandırıldı ve filonun amiral gemisi oldu.[27] Ancak başka bir kaynağa göre Feth-i Şah gemisi, önceki Northumberland gemisiydi. Cavan, Bombay merkezli EIC tarafından Afşarlara satılmak üzere özel olarak satın alındı ve şirket satıştan yüzde 200 kar elde etti. Filoya giren bir diğer gemi de Fransız tüccarlardan satın alınan l'Heureux idi.[28]
1737 yılı
değiştir1737'den bir Hollandalı kaynak, filonun envanterini şu şekilde sunmuştur:
Gemi | Köken | Notlar |
---|---|---|
Feth-i Şah | ingilis | 7.000 tümene satın alınmıştır. |
Capitaine | ingilis | Purchased for 4.000 tümənə satın alınmıştır. |
Fatta Mamoedieb | ingilis | 400 tümene satın alınmıştır. |
Nastar Chanie | ingilis | 300 tümene satın alınmıştır. |
Toeckelc | Basidu | Şeyh Reşitden 3.000 tümene satın alınmıştır. |
Fattilhaije | Basidu | Şeyh Reşitden 1.300 tümene satın alınmıştır. |
Fatta Rhamhanied | ərəb | 400 tümənə alınmışdır. |
Illhaiji | Basidu | Şeyh Reşitden 400 tümene satın alınmıştır. |
Namalum | Basaydu | Şeyh Reşitden satın alınmıştır. |
Namalum | Basaydu | Şeyh Reşitden satın alınmıştır. |
Namalum | Yerli | Muhammed Latif Han tarafından yapılmıştır. |
Namalum | Yerli | Muhammed Latif Han tarafından yapılmıştır. |
Kaynakça: Villem Floor (1987)[29] |
1741-1742 yıllar dönemi
değiştir1.100 tonluk Bombay merkezli bir gemi olan Shavallum, onu inşa eden konsorsiyum (John Lambton, Parsi tüccarları Bhomanji Rustamji ve Manoji Nowroji ve Bombay'ın Shivan Seth Dharam Seth) tarafından satıldı ve Rahimi adını aldı. Bu gemi Afşar filosunun amiral gemisi olarak hizmet etti..[30] 1742'de güney filosu, çoğu Kambay Körfezi'ndeki Surat'ta inşa edilen 15 gemiden oluşuyordu.[31] Afşarlar, Surat'taki gemi yapımcılarına 11 gemi daha sipariş ettiler ve bu siparişlerden ilki 1741'de tamamlandı. Bu gemiler tik ağacından yapılmıştır ve dayanıklılıkları ile seçilmişlerdi. 1742'de Robert Galley gemisi İngiliz Eustace Peacock'dan 1000 tümene satın alındı.[32] İki gemi daha, Mary ve Pembroke, EIC tarafından Surat'ta inşa edildi ve Afşarlara 186.251 rupi (9.312 tümen'e veya 23.280 pound'a eşdeğer) karşılığında satıldı..[33] Pembroke gerekli malzemelerden yoksundu ve Mary'nin su sızıntısı nedeniyle günlük bir pompaya ihtiyacı vardı.[34]
1745'te donanmada 30 gemi vardı.[35]
1747'de güneydonanmasında da 20-25 gemi vardı.[36]
Ayrıca bakınız
değiştirKonuyla ilgili yayınlar
değiştir- Maykl Eksvorti (2009). The Sword of Persia: Nader Shah, from tribal warrior to conquering tyrant. I. B. Tauris.
- Maykl Eksvorti (2007). The Army of Nader Shah. Iranian Studies. 40 (5).
- Basile Vatatzes (1939). Persica: Histoire de Chah-Nadir. Bükreş.
- Mirfendereski, Guive (2001). A Diplomatic History of the Caspian Sea. Springer. doi:10.1057/9780230107571_4. ISBN 978-0-230-10757-1.
Kaynakça
değiştir- ^ Axworthy 2007, s. 635-646.
- ^ a b Axworthy 2009.
- ^ Mihael Axvorthy. Iran: Empire of the Mind.
- ^ Gavin R.G Hambly (1991). Agha Muhammad Khan and the establishment of the Qajar dynasty. The Cambridge History of Iran, Vol. 7: From Nadir Shah to the Islamic Republic. ISBN 9780521200950. Erişim tarihi: 16 Ağustos 2022.
- ^ Axworthy 2007, s. 639-645.
- ^ Axworthy 2007, s. 636.
- ^ Axworthy 2007, s. 645.
- ^ Axworthy 2007, s. 639-641.
- ^ Axworthy 2007, s. 644.
- ^ Axworthy 2007, s. 640-641.
- ^ Abraham of Crete. The Chronicle of Abraham of Crete. Costa Mesa.
- ^ a b Vatatzes 1939, s. 133.
- ^ Axworthy 2007, s. 645-650.
- ^ a b Jonas Hanway (1753). An Historical Account of the British Trade. Erişim tarihi: 22 Ağustos 2022.
- ^ Laurence Lockhart (1938). Nadir Shah: A Critical Study Based Mainly Upon Contemporary Sources. Londra: Luzac & Co. Erişim tarihi: 22 Ağustos 2022.
- ^ a b Axworthy 2007, s. 639.
- ^ Rudi Matthee (1996). Unwalled Cities and Restless Nomads: Firearms and Artillery in Safavid Iran. Londra.
- ^ Purgstall J. Von Hammer (1835-1843). Histoire de l Empire Ottman. Paris.
- ^ Axworthy 2009, s. 639.
- ^ Michael Axworthy (20 Aralık 2012). "NAVY i. Nāder Shah and the Iranian Navy". Encyclopædia Iranica. 17 Mayıs 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Temmuz 2022.
- ^ Axworthy 2018, s. 174.
- ^ Mirfendereski 2001, s. 18.
- ^ Axworthy 2000.
- ^ Floor 1987, s. 39
- ^ Floor 1987, s. 41
- ^ Floor 1987, s. 42
- ^ Black 2004, s. 73
- ^ Barendse 2009, s. 294
- ^ Floor 1987, ss. 41–42
- ^ Barendse 2009, ss. 295–296
- ^ Axworthy 2000
- ^ Good 2018, s. 227
- ^ Good 2018, s. 228
- ^ Good 2018, s. 230
- ^ Ward 2014, s. 53
- ^ Mirfendereski 2001, s. 18