Türkiye'de müzikoloji

Türkiye'de müzikoloji, Avrupa'nın doğu müziğiyle ilgilenmesine paralel olarak 1910'lardan sonra gelişmiştir.

Müzikoloji ve Kaynakları (İstanbul 2006) kitabında Türkiye'de müzikolojinin başlangıcı ve gelişmesinden kısaca söz edilmektedir. Avrupa'da müzikolojinin başlangıcı "müzik ilmi" kelimelerinin 1850'lerde kullanılmasına bağlanır. Türk müzik tarihinde Farabi, İbn Sina, Safiyyüddin Abdülmü'min, Abdülkadir Maragî, Ladikli gibi nazarî ve Ali Ufkî, Kantemiroğlu gibi nota eserleri yazan müzikolog denebilecek insanlar varsa da eserlerini günümüz tekniğinde ve bilgisi ölçüsünde yazmamışlardır. Müzikoloji'nin 1850'de kurulmasından sonra Türkiye'de müziğin bilimsel masaya oturtulması ve incelenmesi gerektiğini anlayıp buna göre ilk müzik araştırmacılarını teşvik edenler, gelenekten gelen bilgi ve tecrübelerini öğrencilerinden Rauf Yekta Bey ile Suphi Ezgi'ye aktarmışlar, onları yönlendirmişlerdir. Daha sonra Hüseyin Sadettin Arel'in de katıldığı ilk müzikolojik çalışmaların Rauf Yekta Bey, Suphi Ezgi tarafından 1913-1920 arasında yapıldığı kabul edilmektedir.

Türkiye'de ilk ciddi anlamda müzikolog olarak anılmaya değer kişi Rauf Yekta Bey'dır (1871-1935). Rauf Yekta Bey, çoğunlukla meşk sistemiyle gelen notaları yazıya geçirme çalışmaları yanında teori konusuna da eğilmiş, “24 aralıklı ses sistemi” denilen o günün şartlarında Türk müziği teorisinde yeni bir görüş ortaya atmıştır. Aynı dönemde Suphi Ezgi (1869-1962), Hüseyin Sadettin Arel (1880-1955), Murat Uzdilek hem nota hem de nazariyat ve Türk müziğinin müdafaası sahasında yazdıkları eserlerle müzikolojik çalışmalara katılmışlardır.

Suphi Ezgi’nin Nazari ve Ameli Türk Müziği (I-V, İstanbul 1933-53), Hüseyin Sadettin Arel’in Türk Musikisi Kimindir (İstanbul 1969) kitapları önemlidir. Bu noktada kısaca isimlerini sayacağımız Mahmut Ragıp Gazimihal (1900-1961), Veysel Arseven (1919-1977), Ferruh Arsunar (1908-1965), Sâdi Yâver Ataman (1908- 1994), Gültekin Oransay, Etem Ruhi Üngör, Cem Behar, Yalçın Tura, Cevad Memduh Altar ve daha birçokları çalışmalarıyla müzikolog olarak anılabilirler. 1900 yıllarından sonra Türk müziğini H. Usbeck, K. Reinhard, U. Reinhard, K. Signell,W. Feldman gibi yabancılar da araştırma konusu yapmışlardır.

Türkiye'de müzik eğitimi amaçlı Dârülelhan'dan bu yana birçok okul kurulmuştur. Musiki Muallim Mektebi, Konservatuvarlar zaman zaman siyasi sebeplerle (eğitime önem verilmesi, Türk müziğinin yasaklanması vs.) yeterli bilimsel araştırma yapamadılar. 1982'den sonra üniversite çatısında kurulan konservatuvarlardan bilimsel çalışmalar beklenmekle birlikte bu kuruluşlar da pek az ciddi müzikolojik yayın yapabildiler. Türkiye'de en eski müzikoloji bölümü Ege Üniversitesi'nde Dr. Erdoğan Okyay'ın da aralarında bulunduğu müzikbilimcilerce kurulmuş, kısa süre sonra atanan Prof. Dr. Gültekin Oransay sayesinde akademik bir yapıya kavuşmuştur.