20 Temmuz suikast girişimi

20 Temmuz 1944'te Führer Adolf Hitler'e karşı yapılan suikast ve darbe girişimi
(Hitler'e suikast girişimi sayfasından yönlendirildi)

20 Temmuz suikast girişimi ya da Hitler'e suikast girişimi, 20 Temmuz 1944'te Almanya'da Adolf Hitler'e yönelik Schwarze Kapelle (Siyah Orkestra) üyelerince yapılan suikast ve darbe teşebbüsüdür. Doğu Prusya'da Rastenburg yakınlarındaki Wolfsschanze'de (Kurdun İni) gerçekleştirilen suikast girişiminde komplocular Hitler'i orada düzenlenen bir toplantı sırasında bombalı saldırı ile öldürme girişiminde bulunmuş ve aynı gün Albay Claus von Stauffenberg ile diğer komplocular Berlin'de Hitler'in öldüğünü duyurup daha önceden planlanmış "Valkür" (Walküre) operasyonunu uygulamaya koyarak hükûmeti devirmeyi denemiş, yeni bir hükûmet kurmaya çalışmışlardır. Hitler, başarısız darbe girişiminin ardından komplocuları "suç çetesi" olarak tanımlamıştır.[1]

20 Temmuz Hitler'e suikast girişimi
II. Dünya Savaşı

Olay yerini gezen Mussolini ve Hitler
Tarih20 Temmuz 1944
Bölge
Rastenburg, Doğu Prusya, Almanya
(bugünkü Kętrzyn, Warmia-Masuria, Polonya)
Sonuç

Kesin hükûmet zaferi

  • Askeri darbe birkaç saat içerisinde başarısız oldu.
  • Adolf Hitler ciddi yaralar almadan kurtuldu.
  • Yaklaşık 7.000 kişi tutuklandı ve 4.890 kişi idam cezası aldı.
  • SS, Wehrmacht üzerinde katı bir denetime geçti.
Taraflar
Ordu destekli Alman direnişi

Nazi Alman hükûmeti

Komutanlar ve liderler

Ludwig Beck
Henning von Tresckow
Claus von Stauffenberg
Carl-Heinrich von Stülpnagel
Friedrich Olbricht
Hans Oster
Carl Friedrich Goerdeler
Friedrich Fromm
Eduard Wagner
Eugen Bolz
Albrecht von Bernstorff
Erwin von Witzleben

Erwin Rommel

Adolf Hitler
Günther Korten
Adolf Heusinger
Karl-Jesco von Puttkamer
Wilhelm Keitel
Alfred Jodl
Walter Warlimont
Martin Bormann
Walter Model

Hermann Fegelein
Otto Günsche
Kayıplar
7000 kişi tutuklandı
4980 kişi idam edildi [kaynak belirtilmeli]
4 ölü
Patlamanın ardından, toplantının yapıldığı odadan bir görünüm.
Martin Bormann, Hermann Göring ve Bruno Loerzer hasarlı toplantı odasını inceliyor.
Darbe girişiminin önemli isimlerinden Ludwig Beck.
Tanin gazetesi, 21 Temmuz 1944. Gazete, Hitler'e yapılan suikast girişimini konu alıyor.

Komplocular, Hitler ve Nasyonal Sosyalist Parti üyeleri var oldukça Almanya'nın savaşı kazanamayacağını, Hitler'in düşmanlarıyla masaya oturup antlaşma yapmayarak Almanya'yı felakete sürükleyeceğini anladığı anda harekete geçmiş, parti yöneticileri ve SS'i ortadan kaldırıp hükûmet kontrolünü ele geçirerek Batılı Müttefikler ile anlaşma teşebbüsüne girişmişlerdir. Komplocuların barış girişiminde hangi şartları istedikleri hala bilinmemektedir.[2][3][4]

20 Temmuz 1944 tarihinde Hitler'e bulunduğu mevki nedeniyle oldukça yakın olan Albay Claus von Stauffenberg çantasında bombayı patlatarak suikast eylemini gerçekleştirip hızlıca Berlin'e dönmüş, komplocular Valkür operasyonunu harekete geçirerek Hitler'in öldüğünü duyurmuş ve hükûmete el koymuşlardır.

Fakat bomba Hitler'in iki metre uzağında infilak ettiği için Hitler çok küçük yaralar almış, Berlin'deki gelişmeleri takip ederek komplocuların yakalanıp infaz edilmesini emretmiştir. Aynı gece Schwarze Kapelle üyelerinin pek çoğu yakalanıp kurşuna dizilmiş, Hitler'de derin travma yaratan suikast girişimi nedeniyle Gestapo tarafından 7 bin kişi tutuklanıp bunların yaklaşık 5 bini infaz edilmiştir.[5]

Komplocuların yanı sıra doğrudan ilişkileri olmasa bile dolaylı olarak bu fikri destekleri için başta Erwin Rommel, Gunther von Kluge ve Erwin von Witzleben gibi Generalfeldmarschall rütbesindeki Wehrmacht komutanları da intihara zorlanmış veya infaz edilmişlerdir. Başarısız darbe girişiminin ardından Hitler birçok askerî lideri görevden aldı, Nazi Partisi üyelerini tasfiyeyle boşalan pozisyonlara yerleştirdi ve böylece pek çok beceriksiz askerî lider iktidara geldi (terfi etti).[6]

Arka plan değiştir

 
15 Temmuz 1944 tarihi itibarıyla Avrupa'da savaş cepheleri

20 Temmuz 1944'e kadar Hitler'e birçok suikast ve darbe teşebbüsü olmuş fakat en büyük etkiyi yaratan 20 Temmuz girişimi olmuştur. 1938'den bu yana Hitler'in politik ve ordu için tasfiyeleri ayarlamak adına yaptığı komplolardan rahatsız olan Wehrmacht subayları ve generalleri başından beri Hitler'e karşı muhalifti.

Ordu içindeki generaller ve subaylar Alman halkı ya da ordu adına değil, bizzat Hitler'e yemin ettikleri için başından beri darbe girişinden kaçınmış, olası bir komploda her zaman Hitler'in yanında olmuşlardır.

Hitler'in savaş öncesi ordu tasfiyeleri arasında en dikkat çekeni 1938'de OKH komutanı Werner von Fritsch'e karşı yapılan eşcinsel iftiralarının yanı sıra Generalfeldmarschall Werner von Blomberg'in eşinin geçmişte fuhuş yapan bir kadın olduğunu iddia eden Hermann Göring ve Heinrich Himmler'in ondan karısını boşaması için baskı yapmasıydı. Olay Hitler'e kadar intikal ettiği halde Blomberg eşini boşamayı reddettiği için Göring ve Himmler'in komplosu ile karşı karşıya kaldı ve General Fritsch ile aynı iftiraya maruz kaldı.

Bu gibi olaylar Wehrmacht içindeki ordu muhaliflerinin de sayısını artırıyordu. Savaş yanlıları ve Hitler destekçilerinin sayısı bir hayli yüksek olduğu için darbe düşüncesi bir hayli zayıftı. Fakat 1938'de yaşananlar darbe fikirlerini ortaya atıyordu. Hitler'in erken dönem muhalifleri arasında 20 Temmuz suikast ve darbe girişiminin kilit isimlerinden General Ludwig Beck, General Hans Oster ve Erwin von Witzleben gibi isimler vardı. Oster, Amiral Wilhelm Canaris'in başında olduğu Abwehr'in başkan yardımcısı olduğu için kuvvetli bir muhalif makamındaydı. Beck, OKH'nin eski genelkurmay başkanı ve Witzleben de Batı Orduları Komutanı gibi makamlardaydı.

Savaşın başlaması ve Almanya'nın Polonya ve Fransa Seferlerinde gösterdiği olağanüstü başarı Hitler adına mükemmel bir itibar sağlamış, bu dönemde Hitler karşıtları onu tasfiye etmek adına muhalif bulmakta zorluk çekmişlerdir.

1941'de Barbarossa Harekatı ile Almanya Sovyetler Birliği'ne saldırdıktan ve 1942-1943 yıllarında ilk tökezleme durumları oluştuktan sona Hitler muhalifleri yeniden sessiz bir şekilde ortaya çıkmaya başlamıştır. Generalfeldmarschall Fedor von Bock'un yeğeni olan General Henning von Tresckow Doğu Cephesi'ndeki önemli Hitler muhaliflerinden birisiydi. Cephede darbe ve komplo destekçisi bulmaya çalışmış ve burada önemli bir muhalif haline gelmiştir.[7]

Tresckow ve Oster Hitler'e karşı direniş organizasyonu oluşturmaya devam ederken önemli mevkilerde bulunan General Friedrich Olbricht de bu kadroya dahil edildi.

Tresckow, 1943'te Hitler'in Smolensk'teki Alman Ordu Grubunu teftiş ziyareti sonrası içki şişesinin içine yerleştiği saatli bombayı Hitler'in kafilesinde bulunan subaylardan birine verir ve bombanın uçaktayken patlamasını bekler. Fakat bomba infilak etmez ve bu suikast girişimi başarısız olur. Bu gibi olaylar komplocuları demoralize ediyordu.

Tresckow bu dönemde yanına üst düzey subayları çekmeye çalıştı. Bunlar arasında komutanı Generalfeldmarschall Günther von Kluge de Doğu Cephesi'nde işlerin yürümediği zamanda dolaylı olarak bu fikre destek verdi. Bu gibi durumlarda generaller ve mareşaller oldukça titiz davranıyor, kimisi darbeye direkt karşı çıkarken kimisi de dolaylı olarak onları görmezden geliyordu.

Darbe girişiminin sebepleri değiştir

Hitler karşıtları, Hitler'i doğrudan ortadan kaldırmak ve beraberindeki parti üyeleri ve SS gibi parti ideolojisiyle yetişmiş grupları tasfiye edip Almanya'da demokratik ortamı yeniden tesis etmek ve Hitler Almanya'ya savaşı kaybettirmeden önce Müttefikler ile anlaşma yapıp savaşa son vermek istiyordu.[8] Hitler generalleri tarafından defalarca telkin edilmesine rağmen düşmanlarıyla masaya oturmayacağını, iki taraftan biri yok oluncaya kadar bu savaşın süreceğini ve 'politika' kelimesini duymak istemediğini agresif bir şekilde defalarca beyan etmiş ve barış kapılarını ardına kadar kapatmıştı.

Özellikle 1944 yılına gelindiğinde Hitler yandaşı olan generaller bile bu savaşın açıkça kaybedileceğini görmüş, pek çoğu bunu yüzüne söyleyemese bile Hitler'i hayalperest olmakla itham etmiştir.

Bunlar dışında başta SS olmak üzere Alman ordusunun işgal altındaki halklara uyguladığı kötü muamele ve özellikle Yahudilere karşı yaptığı kıyımlar kesinliği kanıtlanmamış söylentiler olarak Alman komutanlarının açıkça kulağına gidiyordu. Bu gibi durumlar sağduyulu generalleri ve subayları rahatsız etmiş, 1944'ten sonra bu kıyımlara gözleri ile şahit olduklarında ve bu suçları uygulayan unsurların açıkça Hitler tarafından korunduğunu anladıkları sırada Hitler'e olan tutumları belirgin bir şekilde değişmişti.

Komplocular, Hitler'i devirdikten sonra barış yapmak için uygun avantajlara sahip olmaları gerektiğini biliyordu. Bu yüzden darbe ve suikastın Alman topraklarına savaşın taşınmadan yapılması gerekiyordu.

6 Haziran 1944'te Müttefikler Normandiya Çıkarmasını gerçekleştirdikten sonra hızla Fransa içlerine kadar ilerledi ve hemen pek çok subay savaşın kaybedileceğini anlayıp süreci hızlandırmaya koyuldu.

Suikastın ve darbenin planlanması değiştir

1943 ve 1944 yıllarında savaş açık bir şekilde Almanya'nın aleyhine döndü. Doğu Cephesi'nde hızla geri çekilmeye başlayan Almanlar önce Kuzey Afrika'dan atıldı, daha sonra Müttefikler'in Sicilya ve İtalya karasına yaptığı çıkarma ile İtalya'yı da savaş dışı bırakması batıda yeni bir cephenin açılması tartışılıyordu.

Tresckow, Ağustos 1943'te daha önce Afrika'da görev yapan ve burada ağır yaralar alan Albay Claus von Stauffenberg ile tanıştı.[9] Afrika'da tek kolunu ve tek gözünü kaybeden Albay Stauffenberg, General Tresckow ile tanışmadan önce Almanya için en büyük tehlikenin Hitler ve ideolojisi olduğunu düşünüyordu. Hitler'i öldürmeden darbenin gerçekleşmeyeceğini, Hitler öldürülse bile Himmler, Göring, Goebbels gibi üst düzey parti üyelerinin de tasfiye edilmesi gerektiğine inanıyordu.

Stauffenberg'in komploya karışması ile birlikte direniş hareketi daha ateşli bir hal aldı. Yaraları nedeniyle daire hizmetinde bulunan Stauffenberg, Tresckow'un Doğu Cephesi'ne gönderilmesinden sonra darbenin ve suikastın planlaması ve uygulanması için yetki aldı.

General Olbricht suikast sonrası yapılacak askerî darbenin planlarını hazırlamaya başladı. Doğu Cephesi'nde bulunan General Tresckow ile koordinat halindeydiler. Hitler'e yapılacak suikast sonrası Berlin'de bulunan Yedek Ordu ve Himmler'in SS'inin devre dışı bırakılması kritik önem teşkil ediyordu.

Valkür operasyonu fikrinin Stauffenberg'in olduğu düşünülse de 2007 yılında yayınlanan eski Sovyet belgelerinde General Tresckow'un planın tasarımında büyük etkisi olduğu belirtilmektedir.[10]

Olağanüstü hâl durumlarında sivil karışıklığı engellemek adına Yedek Ordu'ya verilen "Valkür" yetkisini yalnızca Yedek Ordu Komutanı Friedrich Fromm kullanabilirdi. Bu sebeple komplocular Fromm'u yanına çekmeye çalıştı ve Fromm dolaylı olarak Hitler'in ölmesi ve darbenin başarılı olması şartıyla komploculara katılabileceğini belirtse de genel anlamda nötr bir tutum gösterdi. Bu planları bildiği halde Fromm komplocuları ihbar etmedi.

Rommel değiştir

 
Erwin Rommel (1941)

Afrika Kolordosu komutanı Erwin Rommel de Almanların Afrika'dan atılmasından sonra Batı Cephesi'ne çağrılarak Fransa'ya yapılacak olası çıkartma için savunma önlemleri alıyordu. Almanya'nın en popüler generalini yanlarında görmek isteyen komplocular Rommel ile Paris'te sık sık görüştü.[11] Komplocuların Paris'teki en önemli adamı aynı zamanda Stauffenberg'in kuzeni olan Luftwaffe Generali Caesar von Hofacker'dir. Hofacker, Rommel ile bu konuyu tartıştıktan sonra açıkça komploya karışmasını istedi.

Almanya'da büyük bir itibar sahibi ve en popüler general olan Feldmarschall Rommel henüz Müttefikler Fransa'daki Normandiya Çıkarması'nı gerçekleştirmemişken bile Almanya'nın savaşı kaybedeceğini düşünüyor, Hitler'e sürekli olarak politika yapmasını ve barış görüşmelerine başlaması gerektiğini açıkça söylediği zaman ondan sert tepkiler alıyordu. Hitler agresif bir şekilde Rommel'den askerliğine konsantre olması gerektiğini söyleyip olası çıkarma için planlar yapmasını emretmişti.

Müttefikler'in Normandiya Çıkarması'nın neticesinde hızlıca Batı Cephesi boyunca ilerlemeye koyulması ve tüm Alman taarruzlarının boşa çıkmasıyla durum ümitsiz bir hal almıştı.

Hitler'in politikalarına karşı çıkan ve generallerinin yetkilerini kısıtladığına inanan Rommel, General Erich Fellgiebel gibi yanında bulunan generallere bunu açıkça söylüyordu. Birkaç kez Hofacker ile görüşen Rommel suikast ve darbe planlarını alenen öğrenmiş, duruma göre yanlarında olacağını belirtmiş ve planları bildiği halde komplocuları Gestapo ya da yüksek komutaya ihbar etmemiştir. Tarihçi Richard J. Evans, Rommel'in bir darbeden haberdar olduğu, ancak karışmadığı sonucuna varmıştır.[12]

20 Temmuz suikastı değiştir

Stauffenberg ve Tresckow sürekli olarak irtibat halindeydi. Tresckow ne olursa olsun suikastın ve darbenin gerçekleştirilmesi gerektiğini bildiriyordu. Stauffenberg de suikastı yapacak kişi olduğunu grup toplantısında açıkça bildirdi.

1 Temmuz'da Stauffenberg planları için oldukça önemli yer tutan Fromm'un Yedek Ordusuna atandı. Yedek Ordu'da bulunması sebebiyle Hitler'in de bulunduğu askeri toplantılara katılabilecekti.

Bu arada Rommel'in de bulunduğu Paris'te Almanya'nın Fransa'daki ordu komutanı olan General Carl-Heinrich von Stülpnagel de Hitler'in ölmesi durumunda Müttefikler ile antlaşma yapacağını bildirmişti.

7 Temmuz'da General Hellmuth Stieff, Salzburg'da Hitler'in de katıldığı yeni üniforma sergisinde başarısız bir suikast girişiminde bulunarak bombayı patlatamamıştır.

Suikastın 11 Temmuz'da yapılması kararlaştırıldı. Fakat SS şefi Himmler orada değildi. Komplocular Himmler ölmediği sürece Hitler'in öldürülmesinin anlamsız olduğunu düşünüyordu. Bu sebeple 11 Temmuz'da yapılması gereken suikast iptal edildi.

Stauffenberg, 15 Temmuz günü Himmler ve Göring'in olduğu toplantıya çantasında zaman ayarlı bomba ile katıldı. Fakat ani bir gelişme ile Hitler odadan ayrıldı ve Stauffenberg bombayı durdurmayı başardı.

17 Temmuz günü Fransa'da Rommel'in aracı Spitfire uçakları tarafından saldırıya uğradı. Bu saldırı sonrasında ağır yaralar alan Rommel birkaç gününü ağır yaralı olarak hastanede geçirdi. 20 Temmuz'da yapılan saldırı sırasında Rommel hastanede bulunuyordu.

 
Soldan sağa: Claus von Stauffenberg, Tümamiral Karl-Jesco von Puttkamer, Havacı Orgenerali Karl-Heinrich Bodenschatz, Adolf Hitler ve Mareşal Wilhelm Keitel (Wolfsschanze, 15 Temmuz 1944)

Valkür Operasyonu değiştir

20 Temmuz'da Wolfsschanze'deki toplantıya katılan Stauffenberg toplantı öncesinde orada bulundu. Son anda Benito Mussolini'nin de toplantıya katılması sebebiyle programa uyulmadı ve başka bir salona geçilerek gecikmeli olsa da toplantı başladı. Konferans başladığında saat 12:30 civarında Stauffenberg, Wilhelm Keitel'in ofisindeki tuvaleti kullanmak istedi ve çok sıcak bir gün olduğundan terden sırılsıklam gömleğini değiştirmesi gerektiğini söyledi. Orada, von Haeften'in yardımıyla, Wessel von Freytag-Loringhoven tarafından hazırlanan, kahverengi kağıda sarılı 1 kilogramlık (2,2 lb) plastik patlayıcı bloğuna yerleştirilen kurşun kalem patlatıcının ucunu pense kullanarak ezdi. Kurşun kalem fünyesi, ateşleme iğnesini vurmalı başlıktan geri tutan teli sessizce yemesi yaklaşık on dakika sürecek olan bakır klorür içeren ince bir bakır tüpten oluşuyordu. Kapıyı çalan ve toplantının başlamak üzere olduğunu söyleyen bir muhafız tarafından işi yarıda kesildi, yardımcısı Werner von Haeften'e verdiği ikinci bombayı hazırlayamadı.

Stauffenberg tek astarlı bombayı evrak çantasına yerleştirdi ve Binbaşı Ernst John von Freyend'in farkında olmadan Hitler'in bulunduğu konferans odasına girdi. Stauffenberg toplantıda bir rapor okuyacaktı ve kendisini Hitler'in yakınında durması gerektiğini belirtti. Toplantıda üç silahlı kuvvetten 18 subay bulunuyordu. İçerideki masanın çevresinde SS askerleri ayakta bekliyorlardı. Hermann Göring ve Heinrich Himmler toplantıda yoktu. Hitler elindeki büyüteçle oynuyor, o sırada önünde serili haritalardaki ufak yazıları okumak için büyüteç kullanıyordu ve iki steno'da not tutuyordu. Feldmareşal Wilhelm Keitel Albay von Stauffenberg'in neden geldiğini Hitler'e bildirdi. Hitler, bir gözü bantla kapatılmış olan tek kollu Stauffenberg'e baktı, kendisini hafifçe selamladı ve Stauffenberg'in hazırlamış olduğu raporunu dinlemeden önce General Heusinger'le işini bitirmek istediğini söyledi.

Stauffenberg General Günther Korten ve Albay Heinz Brandt'ın arasına ɡeçip konferans odasına girdi. Hitler'den bir buçuk metre ötede bulunuyordu. İçinde bomba bulunan çantasını yere koydu. İleri doğru sürdü. Meşe ağacından yapılmış olan kalın masa ayağının iç kenarına dayadı. Çanta Hitler'in ayaklarından iki metre uzaktaydı. O sırada saat 12.37 idi. General Heusinger konuşmasına devam ediyor, masanın üzerindeki büyük durum haritasında adı geçen yerleri gösteriyordu. Hitler'le subaylar da haritanın üzerine eğilmişler, bakıyorlardı.

O sırada Stauffenberg, Yedek Ordu hakkında Hitler'in birkaç sorusunu yanıtladıktan sonra Wilhelm Keitel'den izin alarak telefon görüşmesi yapmak için dışarı çıktı. Çıktığını yalnızca Albay Brandt gördü. Brandt o sırada generalin anlattıklarını dinlemekteydi. Bir ara haritayı daha iyi görebilmek için masanın üzerine eğildi, ayağı Stauffenberg'in çantasına takıldı. Ayağıyla çantayı bir kenara itmeye çalıştı. Sonra bir eliyle uzandı ve çantayı ağır masa ayağının öteki tarafına kaldırıp koydu. Şimdi bombayla Hitler arasında kalın bir ayak vardı. Hitler'in hayatını belki de, görünüşte çok önemsiz olan bu hareket kurtarmıştır.

General Heusinger ise artık, günün kötü durumunu belirten raporunun sonuna gelmişti. Ruslar, Duna Nehri'nin batısından kuzeye doğru büyük kuvvetlerle ilerliyorlar. Şu anda öncü kuvvetleri Dunaburg'un güney doğusuna varmış bulunuyor. Eğer Peipus Gölü çevresindeki Ordu Grubumuz hemen geri çekilmeyecek olursa bir felaket... Cümlesi bitmedi. Bomba saat tam 12.45'te patladı. Konferans odasını yıktı ve bir stenografı öldürdü. 20'den fazla kişi yaralandı ve üç polis daha sonra can verdi. Konferans masası ayağıyla patlamadan korunan diğer herkes gibi Hitler de hayatta kaldı. Pantolonu yanık ve yırtık pırtıktı (aşağıdaki fotoğrafa bakın) ve odadaki diğer 24 kişinin çoğunda olduğu gibi Hitler'inde kulak zarı delinmişti. Hitler'in özel doktoru Theodor Morell, yakalanan Müttefik askerlerden tedavi için alınan penisilini uyguladı. Albay Brandt'ın bir bacağı kopmuştu fakat ertesi gün hastanede yaşamını yitirdi. Ölümünden sonra Hitler onu Tümgeneralliğe terfi ettirdi.

Burada diğer bir ayrıntı; Stauffenberg'in başparmağını kaybetmiş olması, kendisine özel tasarlanan penselerle bombayı hazırlamaya imkânı olmasına rağmen Hitler'in toplantıyı 15 dakika öne alması ikinci bombayı hazırlamasına engel oldu. Bu Hitler'e yapılan 15. suikast girişimiydi ve sonuncusu oldu. Hitler birkaç hafif sıyrık ve geçici sağırlıkla bu suikast girişimini atlattı.

Eğer hazırlayamadığı ikinci bombayı da çantasına koymuş olsaydı zincirleme etki nedeniyle ikinci bomba da ilk patlamadan etkilenerek patlayacak ve istenilen sonuca ulaşılacaktı. Yapılan araştırmalarda toplantının yapıldığı masanın kalın ayağının Hitler'i koruduğu tespit edilmiştir. Stauffenberg çantanın aynı yerde durduğunu düşünerek Hitler'in öldüğünü düşündü ve bu bilgiyi komplocularla paylaştı. Fakat Hitler'in ufak sıyrıklar dışında bir şeyi yoktu. Stauffenberg, Hitler'in öldüğünü varsayarak Berlin'de yönetimin Wehrmacht'a geçtiğini beyan etti.

Fakat propaganda bakanı Joseph Goebbels bunu duyunca Wolfsschanze'yi aramış ve "Großdeutschland" Alayını komuta eden Otto Ernst Remer ile Hitler'i bizzat telefonda görüştürerek onun yaşadığını kanıtladı. Hitler'in sesini duyan Remer, Goebbels'in emrine göre darbecileri bastırmaya karar vermiştir.

Kurt İninden Kaçış ve Berlin'e Uçuş değiştir

Stauffenberg, konferans binasını terk ederken, nöbetçi asker Kurt Salterberg tarafından görüldü ve katılımcılar bazen belgeleri toplamak için ayrılırken bunu olağandışı bir durum olarak görmüyordu. Daha sonra "devasa" bir duman bulutu, tahta kıymıkları ve kağıtlar ile odada bulunanların pencere ve kapıdan fırlatıldığını gördü.[13] Patlamaya ve dumana tanık olan Stauffenberg, yanlış bir düşünceyle Hitler'in öldüğünü varsaydı. Daha sonra yardımcısı Werner von Haeften ile birlikte personel arabasına bindi ve Wolfsschanze kompleksinden çıkmak için üç kontrol noktasını blöf yaparak geçmeyi başardı. Werner von Haeften daha sonra Rastenburg havaalanına doğru ɡiderken ikinci hazırlanmamış bombayı ormana fırlattı ve patlamadan Stauffenberg'in sorumlu olabileceği anlaşılamadan havaalanına ulaştılar. Saat 13:00'te General Eduard Wagner tarafından ayarlanan Heinkel He 111[14][15] ile Berlin'e uçtu.

 
Hitler'in yırtık pantolonu[16]

Stauffenberg'in uçağı saat 16:00 civarında Berlin'e ulaştığında,[17] Wolfsschanze'de komploya dahil olan bir subay olan General Erich Fellgiebel, Bendlerblock'u telefonla aramış ve komploculara Hitler'in patlamadan sağ kurtulduğunu söylemişti. Sonuç olarak, Yedek Ordu subayları Hitler'in hayatta olduğunu öğrendikten sonra Valkyrie Operasyonunu harekete geçirme planının başarılı olma şansı kalmayacaktı. Stauffenberg'in uçağı inip havaalanından telefon ederek Hitler'in gerçekten öldüğünü söyleyince kafa karışıklığı daha da arttı.[18] Bendlerblock komplocuları kime inanacaklarını bilmiyorlardı.

Sonunda saat 16:00'da Olbricht, Valkyrie Operasyonunun harekete geçirilmesi emrini verdi. Ancak kararsız kalan General Fromm, Kurt İni'ndeki Mareşal Wilhelm Keitel'i aradı ve Hitler'in hayatta olduğuna dair bilɡi aldı. Keitel, Stauffenberg'in nerede olduğunu öğrenmek istedi. Fromm'a komplonun karargâhına kadar takip edildiğini ve kendisinin ölümcül tehlike altında olduğunu söyledi. Fromm, Stauffenberg'in Hitler'le birlikte olduğunu düşündüğünü söyledi.[19]

Bu arada, işgal altındaki Fransa'nın askeri valisi Carl-Heinrich von Stülpnagel, SD ve SS'i silahsızlandırmayı başardı ve liderlerin çoğunu ele geçirdi. Günther von Kluge'nin karargahına gitti ve ondan Müttefiklerle temasa geçmesini istedi, ancak Hitler'in hayatta olduğu kendisine bildirildi.[18] Saat 16:40'ta Stauffenberg ve Haeften Bendlerblock'a vardılar. Fromm, muhtemelen kendini korumak için taraf değiştirdi ve Stauffenberg'i tutuklatmaya çalıştı. Olbricht ve Stauffenberg onu silah zoruyla zaptettiler ve Olbricht daha sonra görevlerini devralması için General Erich Hoepner'ı atadı.

Bu zamana kadar Himmler durumun sorumluluğunu üstlenmiş ve Olbricht'in Valkyrie Operasyonunu seferber etmesine karşı emirler yayınlamıştı. Pek çok yerde, Hitler'in öldüğüne inanan subayların önderliğinde darbe devam ediyordu. Şehir Komutanı ve komplocu General Paul von Hase, Binbaşı Otto Ernst Remer komutasındaki Wachbataillon Großdeutschland'a Wilhelmstraße'nin güvenliğini sağlamasını ve Propaganda Bakanı Joseph Goebbels'i tutuklamasını emretti.[20] Viyana'da, Prag'da ve diğer pek çok yerde birlikler Nazi Partisi bürolarını işgal etti ve Gauleiter'ları ve SS subaylarını tutukladı.

Darbenin başarısızlığı değiştir

Saat 18:10 civarında, Askeri Bölge III (Berlin) komutanı General Joachim von Kortzfleisch, Bendlerblock'a çağrıldı; Olbricht'in emirlerini öfkeyle reddetti, "Führer yaşıyor" diye bağırmaya başladı,[21] hemen tutuklandı ve gözetim altında tutuldu. Onun yerine General Karl Freiherr von Thüngen atandı, ancak neredeyse hiçbir faydası olmadı. Alman halkına radyo üzerinden bir duyuru yapması gereken General Fritz Lindemann sahneye çıkamadı ve elindeki tek kopya olduğundan Beck yeni bir bildiri üzerinde çalışmak zorunda kaldı.[22]

 
Bendlerblock'taki askerler ve Waffen SS askerleri, Temmuz 1944

Saat 19.00'da Hitler telefon görüşmesi yapabilecek kadar iyileşmişti. Propaganda Bakanlığı'ndan Goebbels'i aradı. Goebbels, Hitler'in Bakanlığı çevreleyen birliklerin komutanı Binbaşı Remer ile konuşmasını ayarladı. Hitler, hâlâ hayatta olduğuna dair güvence verdikten sonra, Remer'e Berlin'deki durumun kontrolünü yeniden ele almasını emretti. Binbaşı Remer, birliklerine Bendlerblock'u kuşatıp kapatmalarını ancak binalara girmemelerini emretti.[20] Saat 20:00'de öfkeli bir Witzleben Bendlerblock'a geldi ve hâlâ darbenin devam edebileceği konusunda ısrar eden Stauffenberg ile sert bir tartışmaya girdi. Witzleben kısa bir süre sonra ayrıldı. Bu sıralarda, yakın zamanda batıda başkomutan olarak atanan Mareşal Günther von Kluge'nin Hitler'in hayatta olduğunu öğrenmesiyle, Paris'te planlanan iktidarı ele geçirme operasyonu iptal edildi.

Remer şehrin kontrolünü yeniden ele geçirdiğinde ve Hitler'in hâlâ hayatta olduğu haberi yayıldıkça, Berlin'deki komplonun daha az kararlı üyeleri taraf değiştirmeye başladı. Fromm odasından serbest bırakıldı ve Bendlerblock'tɑ darbeyi destekleyen ve karşı çıkan subaylar arasında kavga çıktı; Stauffenberg bir çatışmanın ardından yaralandı. Çatışma hâlâ devam ederken Remer ve güçleri Bendlerblock'a ulaştı ve komplocular tutuklandı; 23:00 itibarıyla Fromm ve Remer binanın kontrolünü yeniden ele geçirdiler.

Belki de gayretli bir sadakat gösterisi yaparak kendisini kurtaracağını ümit eden Fromm, kendinin oluşturduüu doğaçlama bir askeri mahkeme topladı ve Olbricht, Stauffenberg, Haeften ve başka bir subay olan Albrecht Mertz von Quirnheim'ı ölüm cezasına çarptırırken, Beck'i de tutukladı; Durumun umutsuz olduğunu anlayan Beck, bir tabanca istedi ve kendini vurdu; bu, önümüzdeki günlerde yapılacak birçok intihar girişiminden ilkiydi. Beck ilk başta yalnızca kendini ciddi şekilde yaraladı; daha sonra askerler tarafından boynundan vurularak öldürüldü. Remer'in (Hitler'in komplocuları tutuklaması emrini verdiği kişi) itirazlarına rağmen, 21 Temmuz günü saat 00:10'da dört polis memuru, muhtemelen Fromm'un olaya karıştığını açıklamalarını engellemek için dışarıdaki avluda idam edildi.[23] Diğerleri de idam edilecekti,[18] ancak 00:30'da Obersturmbannführer Otto Skorzeny liderliğindeki Waffen-SS personeli geldi ve daha fazla infaz yasaklandı.

22 Temmuz Hitler'in radyodan seslenişi değiştir

Başarısız darbe girişimi sonrası Hitler, radyodan halka seslenişinde şunları söyledi: "Ufak birkaç sıyrık, çürük ve yanık dışında hiçbir zarar görmedim. Bunu, ilahi takdirin bir teyidi olarak görüyorum. Şimdiye dek yaptığım gibi, hayatımın amacına ulaşmak için kaldığım yerden çalışmaya devam edeceğim. Milletimin önünde yemin ederim ki, bu savaşın engellenemez ve daha fazla geciktiremez olduğunu anladığım andan itibaren, sayısız gün ve uykusuz gece milletim için endişelenmekten ve çalışmaktan başka bir şey bilmedim. Merhamet edilmeden öldürülmesi gereken bir suç çetesi. Bunların üzerlerine gidip yakalamak ve direnirlerse acımadan öldürmek her Alman vatandaşının asli görevidir."[1]

 
Hitler, Carlshof hastanesinde yaralıları ziyaret etti. Fotoğrafta Karl-Jesco von Puttkamer görülüyor.

Diğer komplocular ve yargılama değiştir

Sonraki haftalarda, Himmler'in Gestapo'su, öfkeli Hitler'in yönlendirdiği bu olayla en ufak bağlantısı olan neredeyse herkesi topladı. Tutuklananların evlerinde ve ofislerinde bulunan mektuplar ve günlükler, 1938, 1939 ve 1943'teki komploları ortaya çıkardı ve bu, savaşı bir toplama kampında bitiren Albay, General Franz Halder'in de aralarında bulunduğu yeni tutuklamalara yol açtı. Himmler'in yeni Sippenhaft (kan suçu) yasalarına göre, başarısız komplonun hemen ardından, baş komplocuların pek çok akrabası da tutuklandı.[24]

Esas komplocular aynı gece kurşuna dizildikten sonra Gestapo olaya dahil olan herkesi araştırmaya koyuldu. 7.000'den fazla kişi bu soruşturmalar neticesinde tutuklandı,[25] ve 4.980 kişi idam edildi.[26]

Müttefik radyo istasyonları da geri kalan olası şüphelilerin kimler olabileceği konusunda spekülasyonlar yaptı ve bunların çoğu eninde sonunda komploya dahil oldu.[27]

Komplocuların çok azı tutuklandıklarında kaçmaya ya da suçlarını inkar etmeye çalıştı. Sorgulamadan sağ kurtulanlar, her zaman iddia makamının lehine karar veren bir kanguru mahkemesi olan Halk Mahkemesi önünde formalite icabı yargılamalara tabi tutuldu. Propaganda amacıyla filme alınan duruşmada mahkeme başkanı Roland Freisler'in öfkeyle bağırdığı ve sanığa hakaret ettiği görülen fanatik bir Nazi idi. Komplocuların üniformaları çıkarıldı ve kameralar önünde onları küçük düşürmek için onlara eski, eski püskü giysiler verildi.[28] Komploya karışan subaylar, sanıkları utanç içinde Ordudan ihraç edip Halk Mahkemesine teslim etmeden önce yalnızca Gestapo tarafından kendisine sunulan kanıtları değerlendiren davulcu bir askeri mahkeme olan Askeri Şeref Mahkemesi önünde "yargılandı".[29]

İlk duruşmalar 7 ve 8 Ağustos 1944'te yapıldı. Hitler, suçlu bulunanların "sığır gibi asılması" emrini vermişti.[28] Pek çok kişi yargılanmadan ya da infaz edilmeden önce kendi canına kıydı; aralarında komplo hakkında önceden bilgi sahibi olduğu ve bunu Hitler'e açıklamadığı iddia edilen Kluge de vardı. Stülpnagel intihar etmeye çalıştı ama hayatta kaldı ve asıldı.

Tresckow, başarısız olan komplonun ertesi günü, Sovyet ve Alman hatları arasındaki sahipsiz bölgede el bombası kullanarak kendini öldürdü. Fabian von Schlabrendorff, Tresckow'un ölümünden önce şunları söylediğini hatırlıyor:

Artık tüm dünya bizi suçlayacak ama yine de doğru şeyi yaptığımıza tamamen inanıyorum. Hitler sadece Almanya'nın değil dünyanın baş düşmanıdır. Birkaç saat içinde yaptıklarımın ve yarım bıraktığım şeylerin hesabını vermek için Tanrı'nın huzuruna çıktığımda, Hitler'e karşı mücadelede yaptıklarımı haklı çıkarabileceğimi biliyorum. Hiçbirimiz kendi ölümüne hayıflanamayız; Çemberimize katılmayı kabul edenler Nessus'un cübbesini giydiler. İnsanın ahlaki bütünlüğü, inançları uğruna hayatını feda etmeye hazır olduğu zaman başlar.[30]

Fromm'un 20 Temmuz gecesi Stauffenberg ve diğerlerini idam ederek gözüne girme girişimi, yalnızca kendisinin önceki eylemsizliğini ve komployu bildirmedeki görünürdeki başarısızlığını ortaya çıkarmıştı. 21 Temmuz'da tutuklanan Fromm, daha sonra Halk Mahkemesi tarafından mahkum edildi ve ölüm cezasına çarptırıldı. Komplo hakkındaki bilgisine rağmen, resmi cezası onu görevlerinde kötü performans göstermekle suçladı. 12 Mart 1945'te Brandenburg an der Havel'de idam edildi. Hitler özel olarak idam cezasını idamdan "daha şerefli" idam mangasına çevirdi. Ünlü fizikçi Max Planck'ın oğlu Erwin Planck, bu olaya karıştığı için idam edildi.[31][32]

Mareşal Gunther von Kluge de adının davaya karıştığını duyunca itibarını korumak adına intihar etmiş, yargılanan kişiler Rommel'in de bu olaya karıştığını doğrudan ya da dolaylı olarak iddia edince Hitler bu durum karşısında çılgına dönmüş fakat ihanetin affedilemeyeceğini, Rommel'in infazının fazlasıyla tepki çekeceğini ve onu intihara zorlamanın en iyi yol olacağını düşünmüştür.

Aldığı yaralar nedeniyle evinde istirahat eden Rommel'in yanına gelen General Burgdof ondan intihar etmesini istemiş, Rommel de bunu gerçekleştirince adına resmi bir cenaze töreni düzenlenip 'aldığı yaralar' nedeniyle öldüğü halka bildirilmiştir.

Komploya katılmaktan suçlu bulunan SA'nın bir üyesi, Berlin Orpo Polis Şefi olan ve savaş öncesinden beri direniş üyeleriyle temas halinde olan Obergruppenführer Wolf-Heinrich Graf von Helldorf'du. Arthur Nebe ile yakın işbirliği yaparak, Berlin'deki tüm polis güçlerine geri çekilmeleri ve hükümeti ele geçirme amaçlı askeri eylemlere müdahale etmemeleri yönünde talimat vermesi gerekiyordu. Ancak 20 Temmuz'daki eylemlerinin olaylar üzerinde çok az etkisi oldu. Komploya dahil olduğu için daha sonra tutuklandı, vatana ihanetten suçlu bulundu ve idam edildi.[33]

Freisler'in bir Amerikan hava saldırısında öldürüldüğü 3 Şubat 1945'ten sonra, artık resmi bir duruşma yapılmadı, ancak Nisan ayı sonlarında, savaşın bitimine haftalar kala Wilhelm Canaris'in günlüğü bulundu ve çok daha fazla kişi olaya karıştı. Hans Von Dohnanyi, Hitler'e suikast düzenleyen komplonun "ruhani lideri" olmakla suçlandı ve 6 Nisan 1945'te idam edildi. Von Dohnanyi'nin Abwehr'e kattığı Dietrich Bonhoeffer, 9 Nisan 1945'te Canaris, Oster ve diğer 4 kişiyle birlikte idam edildi. İnfazlar savaşın son günlerine kadar devam etti.

Hitler, hayatta kalmasını "tarihteki ilahi bir an" olarak değerlendirdi ve patlamada yaralanan veya ölen her kişi için özel bir nişan yapılmasını emretti. Sonuç, 20 Temmuz 1944 tarihli Yara Rozetiydi. Rozetler üç değerde basıldı: altın, gümüş ve siyah. (Renkler, her alıcının aldığı yaraların ciddiyetini gösteriyordu.) Toplam 100 rozet üretildi ve 47'sinin gerçekten ödüllendirildiğine inanılıyor. Her rozete Hitler'in bizzat imzaladığı süslü bir ödül belgesi eşlik ediyordu. Rozetlerin üzerinde onun imzasının bir kopyası bulunuyordu ve bu da onları Nazi Almanyası tarafından verilen en nadide nişanlardan biri haline getiriyordu.[34]

Darbeyi durdurmadaki rolü nedeniyle Binbaşı Remer albaylığa terfi ettirildi ve tümgeneral olarak savaşı sonlandırdı. Savaştan sonra Sosyalist Reich Partisi'nin kurucularından biri oldu ve 1997'deki ölümüne kadar önde gelen bir Neo-Nazi ve Holokost inkarının savunucusu olarak kaldı.[35]

Bombada kullanılan plastik patlayıcıları sağlayan Alman subayı Philipp von Boeselager tespit edilmekten kurtuldu ve savaştan sağ kurtuldu. O, komploya karışanlardan sondan ikinci sağ kalan kişiydi ve 1 Mayıs 2008'de 90 yaşında öldü.[36] 20 Temmuz Komplosu'ndan hayatta kalan son kişi, daha birkaç ay öncesinin engellenen komplocusu Ewald-Heinrich von Kleist-Schmenzin'di. 8 Mart 2013'te 90 yaşında öldü.[37]

Başarısız darbenin bir sonucu olarak, Wehrmacht'ın her üyesinin Hitler'e ismen sadakat yemini etmesi gerekiyordu ve 24 Temmuz 1944'te silahlı kuvvetler genelinde askeri selam, kolun uzatıldığı Hitler Selamı ile değiştirildi ve Heil Hitler'e selam verildi.[38]

"Schwarze Kapelle"nin önde gelen üyeleri değiştir

 
Bendlerblock'un avlusu; Stauffenberg ve arkadaşları burada idam edildiler.

Planlanmış yeni kabine değiştir

Hitler'e karşı düzenlenen suikast başarılı olsaydı yeni kabine aşağıdaki şekilde oluşturulacaktı:[39]

Toplantı katılımcıları değiştir

  1. Adolf Hitler (hafif yaralı)
  2. Korgeneral Adolf Heusinger (hafif yaralı)
  3. General der Flieger Günther Korten (ağır yaralı, 2 gün sonra öldü)
  4. Oberst Heinz Brandt (öldü)
  5. General der Flieger Karl-Heinrich Bodenschatz (ağır yaralı)
  6. Generalleutnant Rudolf Schmundt (öldü)
  7. Oberstleutnant Heinrich Borgmann (ağır yaralı)
  8. Konteradmiral Karl-Jesco von Puttkamer (hafif yaralı)
  9. Stenograph Heinrich Berger (öldü)
  10. Kapitän zur See Heinz Assmann
  11. Generalmajor Walter Scherff (hafif yaralı)
  12. General Walter Buhle
  13. Konteradmiral Hans-Erich Voss
  14. SS-Gruppenführer Hermann Fegelein
  15. Oberst Nicolaus von Below
  16. SS-Hauptsturmführer Otto Günsche
  17. Stenograph Kurt Hagen
  18. Oberstleutnant Ernst John von Freyend
  19. Major Herbert Büchs
  20. Oberstleutnant Heinz Waizenegger
  21. Ministerialrat Franz Edler von Sonnleithner
  22. General Walter Warlimont
  23. Generaloberst Alfred Jodl (hafif yaralı)
  24. Generalfeldmarschall Wilhelm Keitel

Eleştiriler değiştir

Komplocuların savaş suçlarına ve vahşete karışması değiştir

 
Komplocu General Erich Hoepner mahkemede yargılanırken. 1941'de Hoepner, Sovyetler Birliği'ndeki Slavları imha etme çağrısında bulundu.[40]

Darbecilerin savaş suçlarına ve vahşetlere karışması, Christian Gerlach gibi tarihçiler tarafından incelenmiştir.[41] Gerlach, Tresckow ve Gersdorff gibi komplocuların en azından 1941'den itibaren Doğu'da meydana gelen toplu katliamların farkında olduklarını kanıtladı.[kaynak belirtilmeli] Ayrıca komplocu Tresckow'ın binlerce yetim çocuğun Almanya'da zorla çalıştırılmak üzere sınır dışı edilmesi için emirler imzaladığı da iddia edildi. Ancak bazı kişiler, komplocuların darbe planlarına devam etmek için ilkesel olarak hareket ettiklerini iddia etmektedir.[42]

Tarihçi Gerlach, komplocuların Yahudilerin Holokost'da imha edilmesinden endişe duyduklarını, ancak Doğu'daki sivillerin katledilmesinden çok daha az rahatsız olduklarını belirtti.[43] Gerlach'a göre, komplocuların birincil amacı savaşta Alman zaferini sağlamak ya da en azından yenilgiyi önlemekti.[43] Gerlach'ın argümanları daha sonra tarihçi Hans Mommsen tarafından desteklendi ve darbecilerin her şeyden önce askeri zaferle ilgilendiklerini belirtti.[44][45] 2011 yılında, Harvard merkezli bir tarihçi olan Danny Orbach, Gerlach'ın kaynakları okumasının oldukça çarpık olduğunu söyledi. Orbach'a göre, Gerlach, direniş savaşçısı Albay Rudolf Christoph Freiherr von Gersdorff'ın anılarını yanlış bir şekilde aktarmış ve bir SS belgesinden yanıltıcı bir şekilde alıntı yapmıştı. Bu nedenle Orbach, Gerlach'ın Alman direnişi üzerine tezinin son derece güvenilmez olduğu sonucuna varır.[46]

Kaynakça değiştir

  1. ^ a b "Hitler to Germany: "I'm still alive."". HISTORY. A&E Television Networks. 16 Kasım 2009. 7 Mart 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Nisan 2020. 
  2. ^ Hans Helmut Kirst "20th of July"
  3. ^ Winston Churchill, War Annual Books, "1944"
  4. ^ William L. Shirer "The Rise and Fall of the Third Reich", part IV, chapter "20th July"
  5. ^ Shirer 1960, s. 1393.
  6. ^ "Arşivlenmiş kopya". 22 Ağustos 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Ağustos 2021. 
  7. ^ Kurtz, Harold. July Plot in Taylor 1974, s. 224.
  8. ^ Encyclopedia of Contemporary German Culture, "The heroes of West German accounts at this time were the men involved in the largely conservative, nationalist resistance of the July Plot of 1944. It was not until much later that a new generation of left-liberal historians pointed out just how little many of those involved in the July Plot actually sympathized with or understood democratic ideas. John Sandford. 2013.
  9. ^ Kaminski, Joseph. "The Plots to Kill Hitler".
  10. ^ Hoffmann, Peter. "Oberst i. G. Henning von Tresckow und die Staatsstreichpläne im Jahr 1943".
  11. ^ William Shirer, The Rise and Fall of the Third Reich (Touchstone Edition) (New York: Simon & Schuster, 1990)
  12. ^ Evans 2009, s. 642.
  13. ^ Germany remembers the plot to kill hitler at dw. Retrieved 22 July 2015
  14. ^ Gitta Sereny (1996). Albert Speer His Battle with the Truth. Picador. ISBN 0330346970. 
  15. ^ Martin A. Allen (2005). Himmler's Secret War: The Covert Peace Negotiations of Heinrich Himmler. Robson Books. ISBN 1861058896. 
  16. ^ Galante & Silianoff 1981, photo insert section.
  17. ^ German radio broadcast 10 July 2010 5 Haziran 2011[Tarih uyuşmuyor] tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. on Bayern1 (written version; in German)
  18. ^ a b c Kurtz 1946, s. 227.
  19. ^ Galante & Silianoff 1981, ss. 11–12.
  20. ^ a b Galante & Silianoff 1981, s. 209.
  21. ^ Hoffmann 1996, s. 426.
  22. ^ Fest 1997, ss. 270–272.
  23. ^ "July Plot". History.com. November 9, 2009. Erişim tarihi: March 7, 2021. 
  24. ^ Loeffel, Robert (2012). Family Punishment in Nazi Germany: Sippenhaft, Terror and Myth (İngilizce). Palgrave Macmillan. ISBN 978-0230343054. [ölü/kırık bağlantı]
  25. ^ The Gestapo claimed 7,000 arrests. This can be found in William L. Shirer's Rise and Fall of the Third Reich, ch. 29.
  26. ^ Kershaw, Ian. Hitler 1936–1945: Nemesis, p. 693.
  27. ^ Metternich, Tatiana (1976). Purgatory of Fools. Quadrangle. s. 202. ISBN 0812906918. 
  28. ^ a b See Shirer 1070–1071.
  29. ^ William Shirer, The Rise and Fall of the Third Reich (Touchstone Edition) (New York: Simon & Schuster, 1990)
  30. ^ Fest 1997, ss. 289–290.
  31. ^ "Alleged July Plot Conspirators Executed in Plötzensee Prison". 9 May 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 April 2009. 
  32. ^ Heideking, Jürgen; Mauch, Christof (1998). American Intelligence and the German Resistance to Hitler: A Documentary History. Widerstand: Dissent and Resistance in the Third Reich Series (revised bas.). Boulder, CO: Westview Press. ISBN 978-0813336367. [ölü/kırık bağlantı]
  33. ^ Ted Harrison: "Alter Kämpfer" im Widerstand. Graf Helldorff, die NS-Bewegung und die Opposition gegen Hitler. Vierteljahrshefte für Zeitgeschichte 45(1997) (PDF, 6,5 MB), pp. 385–423.
  34. ^ Angolia, John R. (1976). For Führer and Fatherland: Military Awards of the Third Reich (1st Ed.) San Jose, CA: R. James Bender. OCLC 2853647
  35. ^ Holocaust Denial on Trial: Using History to Confront Distortions 18 Eylül 2009[Tarih uyuşmuyor] tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. "Biographies: Otto Remer," (Retrieved 10 April 2009).
  36. ^ "Hitler assassination plotter Von Kleist dies". BBC News Online. London. 12 March 2013. 
  37. ^ "Hitler plot survivor dies aged 90". BBC News Online. London. 2 May 2008. 
  38. ^ Büchner 1991.
  39. ^ Joachim Fest, The History of German Resistance 1933-1945, s. 367.
  40. ^ Burleigh, Michael (2001). The Third Reich: A New History. Pan Macmillan. s. 521. ISBN 978-0-330-48757-3. 
  41. ^ 20 Temmuz Adamları ve Sovyetler Birliği'ndeki savaş. Hannes Heer, Klaus Naumann (eds.): İmha Savaşı: II. Dünya Savaşı'nda Alman Ordusu, Berghahn Books; New york, Oxford, 2004, 127–145
  42. ^ The Routledge Companion to Nazi Germany Roderick Stackelberg s. 250
  43. ^ a b Christianity and Resistance in the 20th Century: From Kaj Munk and Dietrich Bonhoeffer to Desmond Tutu (International Studies in Religion and Society Series) s. 134–135, 2008
  44. ^ 20. Yüzyılda Hıristiyanlık ve Direniş: Kaj Munk ve Dietrich Bonhoeffer'den Desmond Tutu'ya (International Studies in Religion and Society Series) sayfa 135, 2008
  45. ^ Almanya: 1933–1990 – s. 96 Heinrich August Winkler – 2007
  46. ^ Danny Orbach, "Criticism Reconsidered: The German Resistance to Hitler in Critical German Scholarship", "Journal of Military History" 75:2 (Nisan, 2011)

Belgeseller değiştir

İlgili filmler değiştir

İlgili oyunlar değiştir

Ayrıca bakınız değiştir