Rüstem Paşa

33. Osmanlı sadrazamı
(Damat Rüstem Paşa sayfasından yönlendirildi)

Rüstem Paşa (Osmanlıcaرستم پاشا; y. 1500 - 10 Temmuz 1561), Kanuni Sultan Süleyman'ın saltanatında iki ayrı dönemde Osmanlı Sadrazamı olarak görev yapan Osmanlı devlet adamıdır. İlk döneminde, 28 Kasım 1544 ile 6 Ekim 1553 yılları arasında görev yaptı. 1553'te Şehzade Mustafa'nın ölümünden sonra azledildi ve yerine Kara Ahmed Paşa getirildi. Kara Ahmed Paşa'nın görevinden azledilmesi ve idam edilmesiyle birlikte Rüstem Paşa, 29 Eylül 1555'te yeniden Osmanlı Sadrazamı oldu ve 10 Temmuz 1561'deki ölümüne kadar görevini sürdürdü.

Kehle-i İkbal
Rüstem Paşa
Damat Rüstem Paşa'nın Süleymanname'de yer alan bir minyatürü, 16. yüzyıl
Osmanlı Sadrazamı
Görev süresi
29 Eylül 1555 - 10 Temmuz 1561
Hükümdar Kanuni Sultan Süleyman
Yerine geldiği Kara Ahmed Paşa
Yerine gelen Semiz Ali Paşa
Görev süresi
28 Kasım 1544 - 6 Ekim 1553
Hükümdar Kanuni Sultan Süleyman
Yerine geldiği Hadım Süleyman Paşa
Yerine gelen Kara Ahmed Paşa
Kişisel bilgiler
Doğum 1500
Saraybosna yakınlarında "Butmir" veya "Sarajevsko Polje"
Ölüm 10 Temmuz 1561
Kostantiniyye
Defin yeri Şehzade Camii Haziresi

Rüstem Paşa, Kanuni Sultan Süleyman'ın eşi Hürrem Sultan'ın koruması altında askeri ve bürokratik bir kariyer inşa etti. 1539 yılında Kanuni Sultan Süleyman'ın Hürrem Sultan'dan olma kızı Mihrimah Sultan ile evlenmesinden dolayı Damat Rüstem Paşa olarak da anıldı. Osmanlı İmparatorluğu'nun en etkili ve başarılı sadrazamlarından biri olarak kabul edilmektedir.

Rüstem Paşa, yaklaşık 1500 yılında Hırvat asıllı Hristiyan bir ailenin çocuğu olarak Saraybosna yakınlarında olan ya Butmir ya da Sarajevsko Polje adlı bir köyde doğmuştur.[1] Ailesinin adının Opuković veya Cığaliç olduğu bildirilmektedir. Babası Mustafa Bey (Paşa) olup Sinan (Kaptân-ı Derya Sinan Paşa, ö. 1554) ve Nefise adlı iki kardeşi olduğu belirtilmektedir.

Genç yaşta İstanbul'a getirilip devşirilen Rüstem Paşa Enderun'da eğitim gördü. Enderundan rikâb ağalığı ile çıktı. 1526 Mohaç Muharebesi'ne silahdar olarak katıldı. Bu seferden döndükten sonra birinci imrahor görevine tayin edildi. Üstün yetenekleri dolayısıyla Sultan Süleyman'ın gözüne girdi. Önce Diyarbakır Beylerbeyi oldu. Sonra Anadolu Beylerbeyliği'ne nakledildi. 1539'da üçüncü vezir olarak görevlendirildi. Üçüncü vezir iken 26 Kasım 1539'da Şehzade Cihangir ve Şehzade Bayezid'in sünnet düğününde Kanuni Sultan Süleyman'ın kızı Mihrimah Sultan ile evlendi. Bu nedenle 'damat' sıfatıyla anılır.[1]

Padişaha damat olması söz konusu olunca Rüstem Paşa'yı kıskanan rakipleri onun cüzzamlı olduğu dedikodusunu yaymışlardı. Bunun üzerine hassa hekimlerinden Mehmet Halife, bu söylentinin gerçek olup olmadığını araştırmak için paşayı muayene etti. Muayene sırasında gömleğinde bir bit bulundu. O günlerdeki tıp bilgisine ve halk inanışına göre bir cüzamlının üzerinde bit barınamaz olduğu kabul edilmekteydi. Gömleğindeki bit, cüzzamlı olmadığına delil olarak kabul edilerek evlenmesine izin verildi.[1]

Olucak bir kişinin bahtı kavi talii yar.
Kehlesi dahi mahallinde anın işe yarar.

Rüstem Paşa için söylenmiştir. Bahtlı adamın üzerinde bit çıksa işine yarar, anlamındadır ve üzerinden bit çıkması üzerine dile getirilmiştir. Bu yüzden, tarihçilerin kendisine vermiş oldukları bir diğer isim "Kehle-i İkbal" (İkbal Biti) Rüstem Paşa'dır.[1]

1544'te Hadım Süleyman Paşa'nın azledilmesi üzerine yerine getirilmesi beklenen ikinci vezir Deli Hüsrev Paşa'yı Hürrem Sultan'ın emriyle birbirine düşürdü ve ardından Kanuni Sultan Süleyman hem Hüsrev Paşa'yı hem de Hadım Süleyman Paşa'yı azledip sadrazamlığa Rüstem Paşa'yı getirdi.

Kanuni, Şehzade Mustafa'yı öldürttükten sonra yeniçerilerin ayaklanma çıkarabileceği korkusuyla Rüstem Paşa'yı azletti (1553) ve yerine Kara Ahmet Paşa'yı getirdi.

 
 
Rüstem Paşa'nın Şehzade Camii haziresindeki türbesi.

Ancak Hürrem Sultan ile Mihrimah Sultan, Rüstem Paşa'yı sadrazamlığa tekrar getirebilmek için çalıştılar. 29 Eylül 1555 tarihinde Kanuni Sultan Süleyman basit bir bahaneyle Kara Ahmet Paşa'yı Divan-ı Humayun'un ortasında idam ettirdikten sonra Rüstem Paşa tekrar sadrazam oldu. 10 Temmuz 1561 İstanbul'da ölümüne dek sadrazamlık görevini sürdürdü. Cenazesi Şehzade Camii bahçesindeki türbesinde gömülüdür.[1]

Değerlendirilmesi

değiştir

Sicill-i Osmani'de şöyle değerlendirilmektedir.[2]

Zengin, tedbirli, akıllıydı.

Osmanlı kişileri hakkında önemli bir biyografi eserinde ise şu değerlendirilme yapılmıştır:[1]

Rüstem Paşa arkasında büyük miktarda mücevherat, altın ve gümüşten yapılmış değerli eşya bıraktı. 1.700 köle, 2.900 harp atı, 1.160 deve, 8.000 dülbent, 700 bin sikke-i hasene, 5.000 dikilmiş kaftan, hil'at ve elbise, 1.100 altın üsküf, 600 gümüş eyer, 2.009 yük keçe, 2.000 zırh, 100 gümüş eyer, 500 mürassa altın eyer, 133 çift altın üzengi, 760 mürassa kılıç, 1.500, gümüşlü tolga, 1000 gümüşlü sesper, Anadolu ve Rumeli'de sahip olduğu 1.000 çiftlik zenginliklerinin önemli bir kısmını oluşturmaktaydı.[3]

Yerli ve yabancı kaynaklar..(onu)... abus çehreli ve aksi bir adam olarak tanıtmaktadır. Aynı zamanda onu hüsn-i tedbir sahibi, kabiliyetli, müktesit bir devlet adamı olarak bildirmektedir.Dönemin şairlerinden Taşlıcalı Yahya'da Rüstem Paşa'yı asık suratlı ve komplocu birisi olarak tanımlamıştır.[4] Ayrıca, Rüstem Paşa'nın şairlere düşmanlığı da bilinmektedir.Pargalı İbrahim Paşa döneminde şairlere bağlanan maaşı sakıncalı görerek kaldırmıştır.[5]

Kısa dönemde devlet hazinenin doldurulmasına önem vermiş, bunun uzun dönemde nelere sebep olacağını düşünememiştir. Örneğin önce hass-ı hümayun ve sonra diğer hasları iltizam suretiyle işletmesi hazineye büyük gelir sağlamıştır; ama bu, toprakları işleten mültezimlerin toprakların verimliğini artırmak hatta aynı seviyede tutmak için yatırım yapmamalarına ve böylece zamanla tarım topraklarının verimliğinin kaybolmasına neden olmuştur. İltizam satışlarında bir rüşvet şekli olan komisyon verilmesinin yaygınlaşması; hazineyi doldurmak için bahşiş, peşkeş vb. isimler takılan bir çeşit rüşvet alıp ve verilmesi usul haline getirmiştir. Bu türlü yolsuz kazanç kazanma ile kendi şahsi servetini de büyük miktarlara yükseltmiştir.[1] Bu yolsuz kazancın yaygınlaşıp alışılır görenek haline girmesi, devlet kademesinde rüşvetin yaygınlaştırılması Osmanlı İmparatorluğu'nun içine bozulma tohumlarını atmıştır.

Eserleri

değiştir
 
Rüstem Paşa Camii, Eminönü, İstanbul

Tekirdağ'da, Rüstem Paşa Külliyesi adıyla değişik yıllarda Mimar Sinan’a yaptırdığı cami, medrese, kütüphane, çifte hamam, bedesten, kervansaray ve imaretten oluşan bir külliyesi bulunmaktadır. Bu külliyeden günümüzde ancak cami ve bedesten kalmış ve diğer binalar kısmen veya tamamen ortadan kalkmıştır.[6]

Eminönü, İstanbul'da, Rüstem Paşa Külliyesi adıyla anılan 1555-1561 yılları arasında Mimar Sinan’a Rüstem Paşa Camii, altta yer alan tonozlu depolarla dükkânlar, çeşme ve iki handan oluşan bir külliye yaptırmıştır.[7]

Edirne' de Mimar Sinan'a Rüstem Paşa Kervansarayı'nı yaptırmıştır. .[8]

Ankara'da 1522-1523 tarihlerinde Çengel Han'ı inşa ettirmiştir.

Ayrıca Kütahya'da Anadolu Beylerbeyliği yaptığı sırada bir medrese ve bir hamam yaptırmıştır. Kütahya'daki bu eserlerden hamam günümüze kadar gelmiş; taç kapısının bir bölümü hariç yıkılan medrese ise orijinaline uygun olarak yeniden yapılmıştır.

Ayrıca Sakarya'nın Sapanca ilçesinde Mimar Sinan tarafından yaptırılan "Rüstem Paşa Camisi" mevcut olup ibadete açıktır.

Rüstem Paşa'nın tarihçi olarak Osmanlı kültürüne katkıları da bulunmaktadır. Tevarih-i Ali Osaman veya Tarih-i Rüstem Paşa adı ile yazdığı tarih eseri Osmanlı devletinin kuruluşundan 1561'e kadar dönem tarihini ihtiva etmektedir. Bu eserde kendisinin büyük katkısı olan Kanuni devrini işlemiş ve Osmanlı devletinin gelişmesinin zirvesine tarihsel bir pencere açmıştır. Ancak bu eserin 1923'te ilk Almanca çevrisini (Die Osmanische Chronik des Rüstem Pascha adlı) yapan I. Ferrer ve bazı diğer tarihçiler bu eserin Rüstem Paşa tarafından şahsen yazıldığına şüphe ile bakmaktadırlar.[1]

Popüler kültürdeki yeri

değiştir

Kaynakça

değiştir
  1. ^ a b c d e f g h Topaloğlu, Aydın, "Rüstem Paşa", (1999) Yaşamları ve Yapıtlarıyla Osmanlılar Ansiklopedisi, İstanbul:Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık A.Ş. C.3 s.471-472 ISBN 975-08-0072-9
  2. ^ Mehmed Süreyya (haz. Nuri Akbayar) (1996), Sicill-i Osmani, İstanbul:Tarih Vakfı Yurt Yayınları ISBN 975-333-0383 C.1İ say.377-378 [1]
  3. ^ Mehmed Neşrî, Neşrî Tarihi
  4. ^ Taşlıcalı Yahya - Şehzade Mustafa Mersiyesi: "Gülmezdi yüzü mahşerde dahi gülmeyesi Çoğ iş etti bize sağlıkla olmayası" "Vucüduna Rüstem'in zulümü ile irdi ziyan"
  5. ^ Evsaf-ı İbrahim Paşa Risalesi - Latifi
  6. ^ Akçıl, N. Çiçek (2010) "Rüstem Paşa Külliyesi" Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi Cilt:35 Sayfa:293-294. Ankara:TDIV Online:[2] 5 Ocak 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  7. ^ Tokay, Z. Hale (2010) "Rüstem Paşa Külliyesi" Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi Cilt:35 Sayfa:291-292. Ankara:TDIV Online:[3] 26 Şubat 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  8. ^ Akçıl, N. Çiçek (2010) "Rüstem Paşa Kervansarayı" Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi Cilt:35 Sayfa:290-291. Ankara:TDIV Online:[4] 26 Şubat 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.

Dış kaynaklar

değiştir
  • Danişmend, İsmail Hâmi, (1961) Osmanlı Devlet Erkânı, İstanbul:Türkiye Yayınevi.
  • Topaloğlu, Aydın, "Rüstem Paşa", (1999) Yaşamları ve Yapıtlarıyla Osmanlılar Ansiklopedisi, İstanbul:Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık A.Ş. C.3 s.471-472 ISBN 975-08-0072-9
  • Tektaş, Nazım. (2009), Sadrâzamlar - Osmanlı'da İkinci Adam Saltanatı. İstanbul:Çatı Kitapları. ISBN 9789758845000

Dış bağlantılar

değiştir
  • Mehmed Süreyya (haz. Nuri Akbayar) (1996), Sicill-i Osmani, İstanbul:Tarih Vakfı Yurt Yayınları ISBN 975-333-0383 C.1I say.377-378 [5]
  • Afyoncu, Erhan (2008) "Rüstem Paşa" Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi Cilt:35 Sayfa:288-290. Ankara:TDIV Online:[6] 26 Şubat 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
Siyasi görevi
Önce gelen:
Hadım Süleyman Paşa
 
Osmanlı Sadrazamı

28 Kasım 1544 - 6 Ekim 1553
Sonra gelen:
Kara Ahmed Paşa
Önce gelen:
Kara Ahmed Paşa
 
Osmanlı Sadrazamı

29 Eylül 1555 - 10 Temmuz 1561
Sonra gelen:
Semiz Ali Paşa