Hidiv

Kavalalılara mensup Mısır valilerine babadan oğula geçmek üzere 1867'de verilen resmî unvan

Hidiv, (Farsça: خِدِيوْ ḫidīv, büyük vezir) Kavalalılara mensup Mısır valilerine babadan oğula geçmek üzere 1867'de verilen resmi unvan.

Hidiv; Arapça'da büyük vezir, baş vezir, hakim demektir. Önceleri yazışmalarda sadrazamlar için büyük vezir anlamında kullanılan hidiv unvanı, 8 Haziran 1866'da, bir irade-i seniyeyle (padişah izni) Mısır valisi İsmail Paşa'ya sadaret payesiyle birlikte verildi. Mısır valileri, sadaret pâyesini haiz oldukları için, bu unvan verilmişti. Sadrazamlar hakkında hidiv-i efham kullanıldığı gibi, Mısır valilerine Hidiv-i Mısır da denilirdi.

Mısır valileri, 8 Haziran 1867'de İsmail Paşa'nın Sultan Abdülaziz'den aldığı fermana dayanarak, 1914'e kadar bu unvanı taşıdılar. Mısır hidivleri; İsmail Paşa ile oğlu Tevfik Paşa ve torunu İkinci Abbas Hilmi Paşa olmak üzere üç kişidir. 19 Aralık 1914'te, hidivlik son buldu. Hidivin Osmanlı protokolündeki yeri, sadrazam ve şeyhülislâm ile eşit olmakla beraber, bu ikisinden sonra idi.

İsmail Paşa ilk Mısır hidivi olurken, Mısır valiliğine de Hıdiviyet-i Mısır dendi. İsmail Paşa'nın oğlu Tevfik Paşa (hd 1879-1892) ile Abbas Hilmi Paşa da (hd 1892-1914) II. Abdülhamid'in fermanlarıyla hidiv unvanını kullandılar. İngilizlerin 1914'te Mısır'ı işgal etmesinden sonra yerine amcası Hüseyin Kamil geçirildi ve hidiv yerine sultan unvanı kullanılmaya başladı. Bununla birlikte Osmanlı hükûmeti Abbas Hilmi Paşa'yı 1920'ye değin hidiv olarak tanıdı. 24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan Antlaşması'yla Abbas Hilmi Paşa'nın hidivliği resmen sona erdi.