İşkodra Kuşatması

İskodra Kuşatması 28 Ekim 1912 ile 23 Nisan 1913 tarihi arasında Karadağ ile Sırbistan ittifakına karşı Osmanlı İmparatorluğu askerleri ve Arnavutluk gönüllü birlikleri tarafından yapılan savunmadır.[7]

İşkodra Kuşatması
Birinci Balkan Savaşı

Saat Yönünde sol üst: İşkodra Kalesinde Büyük Güçler'in bayrakları; İşkodra'yı savunan Osmanlı askerleri; İşkodra Kalesinde Karadağ bayrağı; Türk ve Arnavut güçlerce ele geçirilip gururla sergilenen Karadağ bayrağı; Ağaçtan ateş eden Arnavut gerillalar; Hasan Rıza Bey ve kurmayları
Tarih28 Ekim 1912 – 23 Nisan 1913[1]
Bölge
Sonuç Status quo ante bellum[2]
Esat Paşa Toptani 23 Nisan 1913'te Teslim protokolü ile teslim oldu.[1]
Esat Paşa Toptani ve Kral Nikola arasında barış antlaşması ile İşkodra, Arnavutların yaşadığı bölgeye tekrar bırakıldı.[3]
Taraflar
Osmanlı İmparatorluğu Osmanlı İmparatorluğu
Arnavut gönüllüler
 Karadağ
 Sırbistan
Komutanlar ve liderler
Osmanlı İmparatorluğu Hasan Rıza Paşa
Osmanlı İmparatorluğu Esat Paşa Toptani[4]
Karadağ Krallığı Kral Nikola
Karadağ Krallığı Veliaht Prens Danilo
Güçler
5,000 Osmanlı İmparatorluğu askeri
10,000 Arnavutluk gönüllüsü
25,000 Karadağ askeri
3 Sırp tümeni (30,000)
Kayıplar
2000 asker ölü ve yaralı
Sivil halktan ağır kayıp
Karadağ Tarafı
8,000 ölü ve yaralı
Sırp Tarafı
10,000 ölü ve yaralı[5][6]

Kuşatmanın başlaması

değiştir

8 Ekim 1912 tarihinde, başlıca amaçları Osmanlı İmparatorluğu topraklarını paylaşmak olan bu amaçla Bulgaristan, Yunanistan, Karadağ ve Sırbistan tarafından oluşturulan Balkan Birliği üyelerinden, Karadağ diğer 3 devletin planı doğrultusunda Osmanlı İmparatorluğu'na savaş ilan ederek I. Balkan Savaşı'nı başlatır. Osmanlı İmparatorluğu bu savaş ilanını beklemediğinden hazırlıksız yakalanmıştır.

Balkan Birliği'ne üye olan son devletlerden biri olan Karadağ başta bu savaşa girmeyi istememiştir ancak Rus Çarlığı Osmanlı'ya savaş açması halinde bu devletin bütün ordusunun savaş masraflarını karşılayacağına dair gizli bir güvence verince Karadağ bu birliğe ve bu savaşa girmeyi kabul etmiştir. Yine planlandığı şekilde bir süre sonra Sırbistan krallığı, Yunanistan ve Bulgaristan Krallıkları da Osmanlı'ya savaş ilan edecektir.

Savaş ilanından yaklaşık 2 saat sonra Karadağ öncü kuvvetleri İşkodra gölünün güneyinden sınırı geçip İşkodra çevresinde görülmeye başlar. Karadağlılar bu şehri Osmanlılar ve Arnavutların elinden almak istemektedir. Zira İşkodra, Karadağ Kralı Nikola’nın arzu edeceği en uygun başkentti. Şehri almakla gölü ve civarındaki verimli toprakları da Karadağ elde etmiş olacaktı. Karadağ ordusuna Hristiyan Arnavut bir kısım milislerde destek vermektedir.

Bu ortamda 24. Müstakil İşkodra Fırkası Kumandanı Miralay Hasan Rıza Bey, İşkodra savunmasını en iyi şekilde yapabilmek için müstahkem mevki kumandanlığını da eline alır. Bütün emri altındaki Esat Paşa Toptani'nin de olduğu subaylarını alıp şu konuşmayı yapar.

Şehir eninde sonunda kuşatılacaktır, fakat bu şehir Karadağlıların eline düşmeyecek. İşkodra bizim kaderimiz ya da mezarımızdır ama bizim utancımız olmayacaktır. Bugün 5000 askere sahibiz fakat diğer yerlerden yaklaşık 20.000 kişi bizim yardımımıza gelecek. Bugün hiçbirimizin ne zaman biteceğini bilmediğimiz zorlu bir muharebeye başlıyoruz.

— Hasan Riza Paşa, İşkodra'daki Savunmayı Organize Ederken

[7]

O gün Karadağlılar sınırı geçtiğinde Esat Paşa Toptani komutasında Mirdite'den organize edilen 10.000 Arnavut gönüllü Osmanlı askerleri ile birlikte şehri savunmak için hazır haldeydi. Gerçekten sonrasında şehri savunmaya Arnavut gönüllüler ve Osmanlı Ordusu birlikleri yardıma koşmaya çalıştı. Mat ilçesinden 17 yaşındaki Ahmet Zogu komutasındaki 2000 Arnavut gönüllü İşkodra'ya yardıma gitti ancak Sırplar tarafından Leş'te tuzağa düşürüldü; Berat'dan general Mahmut Celal Hajra komutasında 15.000 kişilik Osmanlı kuvveti şehre yardıma giderken Myzeqe yakınlarında tuzağa düşürülüp Sırp-Bulgar kuvvetlerinin saldırısına uğradı. Esat Paşa şehirdeki 15.000 askeri ile yetinmek zorundaydı.[7] Karadağ ordusu; kuzey, merkez ve güney olmak üzere üç yığınak grubuyla taarruza başlamıştı. Hasan Rızâ Paşa, idaresindeki alay ve bölgedeki Türk taburları, İpek Müfrezesi Karadağ ordusu ile çarpışmaya başladı.

Savaşın başında tıpkı Balkanlardaki diğer Osmanlı ordularında olduğu gibi bölgedeki Osmanlı Ordusunda da tam bir disiplinsizlik söz konusuydu ve bu sırada bazı Osmanlı askerleri terhis isteğiyle ayaklandılar. Bu askerlerden bir kısmı Osmanlı Devletinde 31 Mart gibi siyasi olaylara karışmış olan kişilerdi ve ikna konusunda başarısız olununca çaresizce silah ve teçhizatları alınarak terhis tezkereleri hazırlanıp verildi. Ancak memleketlerinde dönmek üzere ayrılan askerler kısa bir süre sonra tekrar geri döndüler.[8]

Osmanlı askerinin bu şekilde sorunlarla uğraştığı bir sırada saldırılarını kuvvetlendiren Karadağlılar ilerlediler. Bugünkü Karadağ sınırlarında o zamanlar Osmanlı toprağı olan Taşlıca, Akova’yı işgal ettiler. Berena’yı kuşattılar. 15-16 Ekim 1912 gecesi Tergovişte istikâmetine kuşatmayı yarma harekatı yapan Osmanlı birlikleri kuşatmadan kurtuldular. Bu suretle Berena'da Karadağlıların eline geçti. Bu yarma harekatını yapan Osmanlı kuvvetleri Tergovişte’de toplandılar. Akova ve Berena’yı ele geçiren Karadağlılar, Akova’nın korunması için oranın Hristiyan Arnavutlarından bir kısım halkını silahlandırıp, Plava ve Gosina’ya taarruz ettiler. Nizamiye birlikleri dışındaki Osmanlı redif kuvvetleri 21 Ekim 1912’de yapılan taarruzlarla darmadağın oldu. Nizamiye taburları ise dağınık bir hâlde bugün Kosova toprakları içinde kalan Yakova’ya çekildiler. Karşı taarruz için İpek bölgesindeki kuvvetler az olduğundan, Yakova’daki Prizren redif fırkasından takviye kuvvetler gönderildiyse de zamanında yetişemediler. Bâzı taarruzlarda bulunulduysa da bunda da bir başarı elde edilemedi.

Türk ve Arnavut gönüllülerden oluşan askerler tam 7 ay Karadağlılara direndiler. O kadar ki Karadağ ordusunun kaybı, ordusunun %60ına kadar ulaşacaktır. Karadağ ordusu işkodrayı almak için sırplardan yardım isteyecek ve şehir 30.000 kişilik 3 sırp tümenincede kuşatılacaktır. Buna rağmen Sırplarda ağır kayıp verecektir. Ne yazık ki İşkodra'da sivil halkta kuşatma boyunca açlık, düşen top mermileri v.s ile büyük bir kayba uğrayacaktır. Şehre tam 36.000 top mermisi düşecektir. Buna rağmen bu iki devlette İşkodra'ya giremez şehir ancak Nisan 1913'te teslim olur.[7]

Dipnotlar

değiştir
  1. ^ Osmanlı İşkodra vilayetinin merkezi olan İşkodra kenti Nisan 1913'e kadar Türklerin elinde kalmıştır. Viscount James Bryce Bryce, Holland Thompson, Sir William Matthew Flinders Petrie, The Book of History: The Events of 1918. The Armistice and Peace Treaties, The Grolier society, 1921, p. 1125. 3 Mayıs 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.

Kaynakça

değiştir

  Wikimedia Commons'ta Siege of Scutari (1912–1913) ile ilgili çoklu ortam belgeleri bulunur

  1. ^ a b Edward J. Erickson, Defeat in Detail, The Ottoman Army in the Balkans, 1912–1913, Greenwood Publishing Group, 2003, ISBN 9780275978884, p. 312.
  2. ^ Somel, Selçuk Akşin. Historical dictionary of the Ottoman Empire. Scarecrow Press Inc. 2003. lxvi.
  3. ^ Vickers, Miranda (13 Şub 1999). "The Albanians: A Modern History". Bloomsbury Academic. 13 Şubat 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Şubat 2024 – Google Books vasıtasıyla. 
  4. ^ The second in command of the Işkodra Corps, Edward J. Erickson, Defeat in Detail, The Ottoman Army in the Balkans, 1912–1913, Greenwood Publishing Group, 2003, ISBN 9780275978884, p. 237.
  5. ^ Lufta e Shkodrës. Shkodër: Uli. 1954. s. 301. 
  6. ^ Edith Durham, The Struggle for Scutari (Turk, Slav, and Albanian). Edward Arnold. 1914.
  7. ^ a b c d Prenk Ulli (1995). Hasan Riza Pasha: Mbrojtës i Shkodrës në Luftën Ballkanike, 1912-1913. İşkodra, Arnavutluk: Albin. ss. 34-40. 4 Mart 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Haziran 2011. 
  8. ^ "bizim sahife.net internet sitesi". 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. [ölü/kırık bağlantı]