Tristan
Bu maddenin konusu kayda değerlik yönergelerini sağlamayabilir. Konudan bağımsız ve güvenilir kaynaklar kullanarak maddeyi geliştirebilir ve kayda değer olduğunu ispat edebilirsiniz. Maddenin kayda değerliği kanıtlanamazsa Vikipedi'nin silme politikası gereğince hızlı silinmesi, kayda değerliği tartışmalı ise silinmeye aday gösterilmesi yerinde olacaktır. Kaynak ara: "Tristan" – haber · gazete · kitap · akademik · JSTOR Bu madde Eylül 2023 tarihinden bu yana işaretli olarak durmaktadır. |
Bu maddedeki üslubun, ansiklopedik bir yazıdan beklenen resmî ve ciddi üsluba uygun olmadığı düşünülmektedir. |
Bu madde hiçbir kaynak içermemektedir. (Eylül 2023) (Bu şablonun nasıl ve ne zaman kaldırılması gerektiğini öğrenin) |
Tristan (Latince & Britonca: Drustanus), AntoinGalce: Trystan,e Fuqua'nın yönetmenliğini yaptığı King Arthur filmine göre Sarmayalı Yuvarlak Masa Şövalyelerinden biridir. Anavatanı, Karadeniz'in kuzeyinde yer alan ve o zamanki adıyla ''Sarmaya'' olan bir ülkedir. Sarmaya'nın çocukları, Roma İmparatorluğu ile yapılan savaşların kaybedilmesi sonucu yapılan anlaşmadan dolayı küçük yaşlarda Roma Ordusuna alınıp 15 sene boyunca zorunlu şövalyelik yaparlardı. Şövalye Tristan da bu çocuklardan biriydi. Kıyafetleri ve kullandığı silahları ile oldukça ihtişamlı bir görüntüsü vardı. Ok atmak ve nişancılık konusunda oldukça ustaydı. Kendisinin diğer şövalyelerden farklı olarak daha asosyal bir yaşantısı vardı. Kendisi genelde ekipten ayrı çalışır, gözetleme gibi bireysel faaliyetlerle ekibine destek verirdi. Tristan hayatı çok fazla sorgulamaz; hayattaki rolünü, risklerini, ölmeyi ve insan öldürmeyi kabul eder; bunu sorgulamazdı ve böyle yaşardı. Diğer şövalyeler riskler ve görevleri üzerine tartışırken Tristan ise hem ölümle hem onlarla dalga geçerdi. Tristan; asosyal yapısı ve bazen doğaüstü gibi görünen yetenekleri yüzünden diğer şövalyeler tarafından anlaşılmaz, dengesiz ve farklı olarak görünürdü. Ama ölümle dalga geçmesi veya insan öldürme işini sorgulamadan yapması onun insancıl biri olmadığı anlamına gelmezdi. Arkadaşlarının ona karşı soğuk olmalarına rağmen kendisi arkadaşlarına bağlı, bir kuşla iletişim kurabilecek kadar duygusal, bir kralın karşısına çıkabilecek ve ağır yaralıyken bile pes etmeyecek kadar cesur biriydi.