Çing Hanedanı

Doğu Asya'da kurulan Çin'in son imparatorluk hanedanı

Çing Hanedanı (Çince: 清朝; pinyin: Qīng Cháo; Mançuca: Daicing gurun;[dipnot 1] anlamı: Büyük Sing Devleti), 1644-1911 yılları arasında Çin'de hüküm sürmüş hanedandır. Kurucusu, Çin'in kuzeydoğusunda yaşayan Mançuların Aisin Gioro klanıdır; bu nedenle Mançu Hanedanı olarak da adlandırılır. Çin'in son imparatorluk hanedanıdır.

大清
چىڭ
ᡩᠠᡳ᠌ᠴᡳᠩ
ᡤᡠᡵᡠᠨ

Büyük Çing
1644-1912
bayrağı
Bayrak (1890–1912)
{{{arma_açıklaması}}}
Arma
1820'de Qing Hanedanı toprakları
1820'de Qing Hanedanı toprakları
Çing Hanedanı konumu
BaşkentShenyang
(1636–1644)
Pekin
(1644–1912)
Yaygın dil(ler)Putonghua, Mançuca, Moğolca, Tibetçe, Çağatayca,[1] çok sayıda diğer Çin dili ve bölgesel dil
HükûmetMutlak Monarşi(1644-1908) Anayasal Monarşi(1908-1912)
İmparator 
• 1626-1643
Hong Taiji (ilk)
• 1908-1912
Puyi (son)
Başbakan 
• 1911
Yikuang
• 1911-1912
Yuan Shikai
Tarihçe 
• Kuruluşu
1644
• Dağılışı
1912
Nüfus
• Sayılan
140.000.000
Para birimiWén ()
Liǎng ()
Kağıt para (鈔票 chāo piào)
Öncüller
Ardıllar
Ming Hanedanı
Çin Cumhuriyeti (1912-1949)
Uranhay Cumhuriyeti
Boğd Hanlığı
Tibet (1912-1951)

Ming Hanedanı kontrolü dağıldıkça, Li Zicheng liderliğindeki köylü isyancılar, 1644'te başkent Pekin'i fethetti. Ming general Wu Sangui, onlara hizmet etmeyi kabul etmeyerek isyancıları eleyip başkenti ele geçirdi, daha sonra İmparatorluğunu ilan etti. Taht naibi Prens Dorgon, İmparator Shunzhi egemenliği altına alarak ülkede nizami politikalar uygulayarak düzeni sağladı. Daha sonra Güneydeki Ming destekçilerinin direnişi ve Wu Sangui liderliğindeki Üç Feoruhi İsyanı, İmparator Kangxi (1661-1722) yönetimi altında tam egemenliği 1683'e kadar kısmen de olsa sağlandı, 1750 yılından 1790 yılına kadar İmparator Qianlong'un On Büyük seferi, Çing'in kontrolünü İç Asya'ya kadar genişletti. Çing Hanedanının doruğuna ulaştığında, imparatorluk bugünün Çin anakarası, Hainan, Tayvan, Moğolistan, Dış Mançurya ve Dış Kuzeybatı Çin'in tamamını egemenliği altında topladı. İlk Çing hükümdarları Mançu geleneklerini korudular ve İmparator unvanıyla birlikte Moğolların kullandığı "Bogd Han" unvanını da kullandıkları gibi Tibet Budizmi'nin de destekçileriydi. Bununla birlikte Konfüçyüsçü stilleri ve bürokratik hükûmetin kurumlarını kullanarak yönettiler ve Han Çinlilerini Mançuların altında hizmete almak ya da ona paralel olarak işe almak için geleneksel İmparatorluk sınavlarını korudular. Ayrıca, Tibet ve Moğolistan gibi komşu bölgeleri ele geçirirken, Çin vergi sisteminin ülkülerini Kore ve Vietnam gibi çevre ülkeler üzerinde üstünlük sağlama konusunda uyarladılar.

Hanedan, 18. yüzyılın sonlarında doruğuna ulaştı, daha sonra yurt dışından gelen baskılar, iç isyanlar, hızlı nüfus artışı bununla gelen ekonomik durgunluk, yolsuzluk ve yönetimin modernleşme konusundaki derin isteksizlikleri karşısında İmparatorluğun ciddi nüfuz kaybına yol açtı buna Nüfus 400 milyona yükselmesi birlikte vergilerin ve hükûmet gelirlerin düşük bir oranda bırakılması ülkeyi mali bir krizin içinde bıraktı. Özellikle Afyon Savaşları'nın ardından, Büyük Britanya'nın önderliğindeki Avrupalı güçler "eşitsiz anlaşmalar", serbest ticaret, dış dokunulmazlık ve dış kontrol altındaki anlaşma limanlarını uygulamaya koydu. Orta Asya'daki Taiping İsyanı (1850-1864) ve Dungan İsyanı (1862-1877), kıtlık, hastalık ve savaş nedeniyle yaklaşık 20 milyon insanın ölümüne yol açtı. Bu felaketlere rağmen, 1860'ların Tongzhi Restorasyonunda Han Çinli elitleri Konfüçyüs düzeninin ve Mançu hükümdarlarının savunulması için yürüdüler. Kendi Kendini Güçlendirme Hareketi'ndeki ilk kazanımlar, Çing'in Kore ve Tayvan'ın mülkiyeti üzerindeki etkisini kaybettiği 1895'in Birinci Çin-Japon Savaşı'nda kaybedildi. Yeni Ordular örgütlendi, ancak 1898'deki iddialı Yüz Gün Reformu, 1861'den sonra ulusal hükûmette baskın ses olan tutucu İmparatoriçe Cixi (1835-1908) tarafından bir darbeyle geri çevrildi. Yabancı güçlerin ayrıcalıklarını artırmak istemesi 1900'de şiddetle yabancı karşıtı Boxer Ayaklanması'nı tetikledi, birçok yabancı ve Hristiyan öldürüldü, bunu bahane bulan yabancı güçler Çin'i istila etti. İmparatoriçe Cixi'nin, İsyancıların yanında yer alması, sekiz işgalci güç olan ülkeleri daha da kararlı hale getirerek İmparatorluğun Yazlık sarayını ateşe vermeleriyle sonuçlanan bu eylem İmparatorluğu zor durumda bırakarak toplumun gözünden düşürdü.

Boxer Protokolü'nü imzalamayı kabul ettikten sonra, hükûmet seçimler, yeni bir yasal düzenleme ve eski yöntem sınav sisteminin kaldırılması da içinde olmak üzere benzeri görülmemiş mali ve yönetimsel reformlar başlattı. Sun Yat-sen ve diğer devrimciler, Çing İmparatorluğu'nu modern bir ulusa dönüştürmek için Kang Youwei ve Liang Qichao gibi anayasal monarşistler ile mücadele etti. 1908'de Genç İmparator Guangxu ve Büyük İmparatoriçe Cixi'nin ölümünden sonra, Mançu sarayı sosyal reformları sert bir şekilde engelleyerek reformcuları ve yerel seçkinleri kendinden yabancılaştırdı. 11 Ekim 1911'deki Wuchang İsyanı, Xinhai Devrimi'ne yol açtı. General Yuan Shikai, 12 Şubat 1912'de son imparator Puyi'nin taht çekilmesini görüşürken, Çing birlikleri Tibet ve Sincan'da da yenildi bunun üzerine Saltanat naibi olan İmparatoriçe Yuan Shikai aracılığıyla Cumhuriyetçilerle görüşerek can ve mal güvenliği garanti edilmesi koşuluyla İmparatorluğu onlara bırakmayı onayladı.

Etimoloji

değiştir

Büyük Qing adı ilk olarak 1636'da meydana gelmiştir. Qing kelimesinin anlamı "saf, temiz" olmaktadır. Çin Zodiak sistemine göre Qing "su" anlamına gelip, aynı şekilde "ateş" anlamına gelen ve Ming Hanedanı'na adını veren Ming sözcüğüne karşı üretilmiş olabilir. Mançuca adının (Daicing Gurun) da Moğolca "savaşçı" anlamına gelen Дайчин (Dayçin) kelimesinden gelmiş olacağı varsayılabilir.

Mançu Devletinin oluşumu

değiştir

Çing Hanedanı, Çin nüfusunun çoğunluğunu oluşturan Han Çinliler tarafından değil de, şu anda Çin'in Jilin ve Heilongjiang eyaletlerini içeren bölgede yaşayan bir Tunguz halklarından, Jurchen (Cürcen) olarak bilinen yerleşik bir çiftçi Klanı tarafından kuruldu. Mançuları, insanlar bazen göçebe olarak ansa da bu doğru değildir.

Mançu devleti olacak olan Çing Hanedanı, 17. yüzyılın başlarında Jianzhou'da küçük bir Jurchen kabilesinin (Aisin Gioro) şefi Nurhaci tarafından kuruldu. Nurhaci, gençliğinde Çin'in kültürel atmosferinden etkilenmiş ve Moğol dilinin yanı sıra Çincede de akıcı bir şekilde konuşmayı öğrendi ve Çin'in Üç Krallık ve Su Kenarı romanlarını severek okudu. Başlangıçta Ming imparatorlarının bir vasisi olan Nurhaci, 1582'de yakındaki kabileleri birleştirmek için bir Sefere dönüşen Mançu kabileleri birleştirmek için bir mücadele başlattı. 1616'ya gelindiğinde, gücünü meşrulaştırmak için önceki Jurchen Kabilesine bağlı olan Jin Hanedanına atıfta bulunarak kendisini Büyük(Geç) Jin Devleti Kralı olduğunu bütün Mançurya'ya ilan etti.

İki yıl sonra, Nurhaci "Yedi Şikayeti" yayımlayarak Ming İmparatoru ile hala boyundurluk hâlindeki diğer Jurchen kabilelerinin birleşmesini tamamlamak için Ming üstün egemenliğini açıktan tepki göstererek reddetti. Bir dizi başarılı savaştan sonra başkentini Hetu Ala'dan Ming Hanedanına ait olan Liaodong'ı, 1621'de Liaoyang daha sonra 1625'te Shenyang'ı(Mukden) başkent yaptı.

Jurchen'liler, Nurhaci tarafından Sekiz Sancak olarak yeniden düzenlendiğinde, birçok Jurchen Klanı yapay olarak oluşturulan Mançu Klanı birleştirilerek aralarındaki çeşitli usulsüzlükleri kısmen de olsa Çing Hanedanı oluşana kadar giderildi.

Sarayını Jianzhou'dan Liaodong'a taşımak Nurhaci'nin daha fazla kaynağa erişmesini sağladı; aynı zamanda onu Moğolistan ovalarındaki Hurçin Moğol alanları ile yakın temasa getirdi. Bu zamana kadar bir zamanlar birleşik Moğol milleti uzun zamandan beri bireysel ve düşman kabilelere bölünmüş olsa da, bu kabileler Ming sınırlarına hala ciddi bir güvenlik tehdidi sundu. Nurhaci'nin Hurçinlere yönelik politikası, Batı sınırını güçlü bir potansiyel düşmandan koruyan Ming'e karşı dostluklarını ve işbirliklerini aramaktı.

Dahası, Hurçinler savaşta değerli bir müttefik olduğunu kanıtlayacak, Mançulara süvari okçuları olarak hizmetine katılacaklardır. Bu yeni ittifakı garanti altına almak için Nurhaci, Jurchen (Cürcen) ve Hurçin soyluları arasında bir evlilikler politikası başlatırken, direnenleri ise askerî harekât başlattı. Nurhaci'nin uyguladığı bu politika, daha sonra resmi Çing hükûmeti politikası hâline gelen girişimlerinin tipik bir Örneğidir. Çing döneminin büyük bölümünde Moğollar Mançulara askeri hizmette bulundular.

Nurhaci'nin diğer bazı önemli katkıları arasında, önceki Jurchen (Cürcen) alfabesi unutulduktan sonra (Kitan ve Çinceden türetilmişti) Moğolca alfabesine dayalı yazılı bir Mançu alfabesi oluşturulmasını emretmek yer aldı. Nurhaci, sonunda Sekiz Sancağa dönüşen sivil ve askeri idari sistemi, Mançu kimliğinin tanımlayıcı unsuru ve birbiriyle kopuk olan Jurchen kabilelerini bir ulusa dönüştürmenin temelini'de yarattı.

Çin'i uygun şekilde fethetmek için elinde yetersiz etnik olarak Mançu askeri olan Nurhaci, Moğolları kendine bağlayarak güç kazandılar. Daha da önemlisi, Sekiz Sancağa Han Çinlileri de eklediler. Mançular, hem esir alma hem de kaçarak Sekiz Sancağa çekilen çok sayıda Han Çinli askeri nedeniyle bir "Jiu Han jun" (Eski Han Ordusu) yaratmak zorunda kaldı. Ming topçusu, Mançulara karşı birçok zaferden kazanmıştı, bu yüzden Mançular, 1641'de Han Çinli askerlerinden yapılmış bir topçu kolordusu kurdular ve Sekiz Sancakta Han Çinlilerin sayısının giderek büyümesi, Sekiz Han Sancağı yaratılmasına yol açtı.

Ayrıca bakınız

değiştir

  Wikimedia Commons'ta Çing Hanedanı ile ilgili çoklu ortam belgeleri bulunur.

Kaynakça

değiştir
  1. ^ Mançu alfabesiyle ᡩᠠᡳ᠌ᠴᡳᠩ
    ᡤᡠᡵᡠᠨ
    şeklinde yazılır.

Kaynakça

değiştir
  1. ^ Elliott, Mark C. (2001). The Manchu Way: The Eight Banners and Ethnic Identity in Late Imperial China (İngilizce). Stanford University Press. s. 84. ISBN 978-0804746847. 8 Nisan 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Mart 2019.