Yenikapı Mevlevihanesi
Yenikapı Mevlevihanesi, Türkiye'nin İstanbul ilinin Zeytinburnu ilçesinde 16. yüzyılda kurulmuş bir mevlevihane.
Genel bilgiler | |
---|---|
Koordinatlar | 41°00′52″K 28°55′01″D / 41.01444°K 28.91694°D |
Kapanma | 1925 (Tekke, zaviye ve türbelerin kapatılması) |
Galata Mevlevihanesi'nden yüz yıl sonra İstanbul'un ikinci mevlevihanesi olarak inşa edilmiştir. Ana yapı ve arazi olarak şehrin en büyük mevlevihanesi [1] olan yapı, tekke mimarisinde asitane olarak adlandırılan grubun en önemli örneklerden biridir.[2] Türk tasavvuf musikisinin önemli müzisyenlerinden İsmail Dede Efendi, bestekâr Itrî, şair Şeyh Galip bu mevlevihanede yetişmiştir. Bu bakımdan yalnız tarikat ve tasavvuf tarihi açısından değil, kültür tarihi açısından da önem taşır. Son dönemde adından "Topkapı Mevlevîhanesi" olarak da bahsedilmiştir.[3]
1997'de geçirdiği bir yangından sonra kaderine terk edilen yapı, 2005-2010'de Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restore edilerek Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi 'ne tahsis edilmiştir.[4]
Tarihçe
değiştir"Kâtip", "Koca Yazıcı", "Yeniçeri Efendisi" gibi unvanlarla anılan Yeniçeri Kâtibi Malkoç Mehmed Efendi tarafından vakfedilerek kurulmuştur. Yapının açılış tarihi kimi kaynaklarda 9 Şubat Pazartesi günü 1598 olarak, kimilerinde ise 8 Şubat 1597 (H. 1006, Receb ayının birinci günü) olarak verilir.[1] İstanbul surlarının yapıya bakan kapısı, bu Mevlevihane'den ötürü "Mevlânâkapı" adını almıştır.
Mevlevihane'nin kuruluşuna ilişkin rivayetlerden birisine göre Malkoç Mehmed Efendi kendi bahçelerinin olduğu yerde yaşayan Kemal Ahmed Dede ile tanışmış ve ondan yardım istemişti. Kendisine bir kâğıda bir şeyler yazıp veren Ahmet Dede, dileği gerçekleştiğinde açarak bakmasını söylemiş; Yeniçeri Yazıcılığına dönmek isteyen ve bu dileği gerçekleşirse Konya'ya Mevlana'yı ziyarete gitmeyi ve bir Mevlevihane yaptırmayı adayan Malkoç Mehmed Efendi, bu dileği gerçekleşip kağıdı açtığında atanacağı tarihin yazdığını görünce adadığı Mevlevihane'yi yaptırmış, başına Kemal Ahmed Dede'nin geçmesini istemiştir.[1]
İnşa edilen ilk yapılar mescit, semahane, matbah, somathane (yemekhane bölümü) ve 24 adet derviş hücresi idi. Daha sonraları Malkoç Mehmed tarafından postnişinlerin kalması için bir köşk yaptırıldı. İlk Mevlevihane'nin hiçbir yapısı günümüze gelemedi. Sultan II. Mahmud zamanında esaslı bir tadilattan geçen yapılar, geçirdiği bir yangın sonrasında büyük hasar gördü ve Sultan Reşat döneminde yeniden inşa edildi. Evliya Çelebi Seyahatnamesi'ne göre yapının yetmiş adet derviş hücresi, semahânesi, imârethanesi vardı. Günümüze dek ulaşan tamamı kâgir olan asıl yapı 1910 yılında Mimar Kemalettin Bey tarafından yapıldı.
1925 yılında tekke ve zaviyelerin kapatılmasına kadar hizmet verdiği 327 yıl boyunca 20 postnişin görev yaptı. Dört yıl kadar postta kaldıktan sonra ölen Kemal Ahmet Dede'den sonra ikinci post, Sofya yakınlarındaki Berkofça'dan gelen Doğanî Ahmet Dede idi. İstanbul’da duası kabul edilen biri olarak ünlenmiş, IV. Murad'dan destek görmüştür. Sultanların ve üst düzey devlet yetkililerinin Yenikapı Mevlevihanesi'ne destek ve ilgisi sonraki devirlerde de sürdü.
Doğanî Ahmet Dede'den sonra birbiri ardına "Ahmed" adında dört şeyh daha posta çıktı (Sabûhi Ahmed Dede, Câmi Ahmed Dede, Kaari Ahmed Dede, Nâci Ahmed Dede, Pendâri Ahmed Dede). Bu ilk yedi şeyhe, isimlerinden ötürü “Ehâmide-i Seb‘a” (Yedi Ahmed) denmiştir.[3] 18. yüzyılın ikinci yarısından sonra Yenikapı Mevlevihanesi, dergâhın on üçüncü şeyhi olan Ebubekir Dede ailesine mensup şeyhler tarafından yönetildi. Ailenin bir başka kolu ise Galata Mevlevîhanesi’nin yönetimine geldi.
İstanbul’daki Mevlevîliği, Konya Çelebiliğinden farklı olarak, Osmanlı Devleti'ndeki yenilikçilik hareketleri esnasında ıslahat yanlısı III. Selim ve II. Mahmud'u destekledi. Bu nedenle mevlevihanenin devletten gördüğü ilgi ve destek Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılmasından sonra daha da arttı.[1] 18. postnişin olan Osman Selahaddin Dede'nin V. Murad devrinde tahta Şehzade Abdülhamid'in Meşrutiyet yönetimi ve Mebusan Meclisi'ni tahsis etmesi şartıyla geçmesi ile ilgili olarak Midhat Paşa ile şehzadenin görüşmelerini sağladığı bilinir.[1] Abdülhamit'in devrinde Midhat Paşa’nın sürülmesinin ardından Sultan ile Osman Selâhaddin Dede'nin arası açılmış, maaşına ve saraydaki mesnevi derslerine son verilmişti. Mevlevihane, Abdülbâki Baykara Dede devrinde iki kere Harbiye Nezareti’nin emrine verilerek Balkan ve Çanakkale savaşlarında hastane olarak kullanıldı.[3]
Mevlevihane yapısı, Cumhuriyet Dönemi’nde bir süre öğrenci yurdu olarak kullanıldı. 9 Eylül 1961’de çıkan bir yangın sonucunda yalnızca dedegân hücreleri ve matbah (mutfak) ayakta kaldı. Bu tarihten sonra Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından teberrükat (bağış eşya) deposu olarak kullanıldı. En son 7 Mayıs 1997’de çıkan yangın sonucunda kullanılamaz hale geldi ve kapatıldı.
Yapı, 991 yılında onaylanan rölöve, restitüsyon ve restorasyon projeleri esas alınarak 2005-2010'de Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restore edildi.[2] Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi 'ne tahsis edilen yapı bu üniversitenin Yenikapı Yerleşkesi olarak yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin yanı sıra araştırmacılara da hizmet verir.
Müzik tarihindeki yeri
değiştirDergâh, bir güzel sanatlar akademisi olarak da hizmet vermiş; edebiyat ve musiki alanında insan yetiştirmiştir. Yenikapı Mevlevihanesi ile ilişkili olduğu düşünülen müzisyenlerin ilki, Buhûrîzâde Mustafa Itrî Efendi'dir. Yenikapı Mevlevihanesi civarında doğan Itrî'nin müzik eğitimini 17. yüzyılın Koca Osman, Hafız Post ve Derviş Ömer gibi ileri gelen ustalarından aldığı düşünülür.[5] Mevlevihanelerde âyin-i şeriften önce okunan, sözleri Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’ye ait olan "Na‘t-ı Mevlânâ" adlı eseri ile "Segâh Ayini" onun Mevlevi olduğunun delili olarak gösterilir.[6]
Kütahyavî Ebûbekir Dede Efendi’den itibaren mevlevihanede onun çocuklarının ve torunlarının postnişin oldukları yeni bir dönem başladı ve bu dönem şeyhlerinin birçoğu neyzen, neyzenbaşı, kudûmzenbaşı, mûsikî âlimi, tanbûrî, bestekar idi. 14. postnişin olan Ali Nutki Dede'nin tutmaya başladığı "Yenikapı Mevlevihanesi Günlükleri" olarak da bilinen "Defter-i Dervişân", âsitânede yetişmiş veya hizmette bulunmuş müzisyenlerin isimlerini, âsitâneye gelişlerini, meslek ve hizmetlerini gözlemleme olanağı sağlamıştır.
Şehzâdeliğinden itibâren mûsikî ve şiir ile uğraşan III. Selim, Yenikapı Mevlevihanesi ile ilişkili müzisyenlerdendir. III. Selim, Mevlevihanenin 15. postnişini Abdülbaki Nasır Dede'den bir müzik yazısı geliştirmesini istemiştir. Nasır Dede, geliştirdiği müzik yazısı ile III. Selim'in suzidilâra makamındaki ayinini kayda geçirmiştir.[7]
"Vardakosta" lakabı ile tanınan ünlü besteci Ahmed Ağa, Galata ve Yenikapı mevlevihanelerine devam ederek eğitim almış, özellikle Yenikapı Mevlevihanesi'nin 17. postnişini Abdürrahim Künhi Dede'den yararlanmıştı.[8]
"Şeyda Hafız" olarak bilinen, devrinin önde gelen besteci ve neyzenlerinden Hâfız Abdürrahîm Şeydâ Dede Efendi, bir süre Yenikapı Melevihanesi'nde kudümzenbaşı olarak hizmet etmiştir. Bestelediği üç Mevlevi ayininden, Irak makamında olan ilk olarak 1785’te Yenikapı Mevlevihanesi’nde okunmuştu.[9]
Postnişin Ali Nutki Dede Efendi'nin edebiyat ve mûsiki alanında ün yapan birçok kişinin yetişmesinde büyük emeği geçti. İçlerinde en önemlileri, Şeyh Galib ile haftanın belirli günleri bu dergâha devam eden Hammâmîzâde İsmâil Dede Efendi'dir. Kendisinin de müzikle ilgilendiği bininen Ali Nutkî Dede’den zamanımıza ulaşan tek eser Mevlevî âyinidir.
Ali Nutki Dede Efendi'nin şeyhliği sırasında mevlevihanenin neyzenbaşısı olan kardeşi Abdülbâki Nasır Dede, ağabeyinin 1801'de ölümünden sonra postnişin olmuştur. Hamâmîzâde İsmâil Dede’nin ney hoc alığını yaptı; beş makam ve yirmi iki vuruşlu bir usul icat etti; bestelediği iki Mevlevi ayininden acem-bûselik makamında olan günümüze geldi.
Şeyh Ali Nutkî Dede’nin himayesinde yetişen ve mevlevihanenin kudümzenbaşılığını yapan kardeşi Abdürrahim Künhi Dede, 1830'de Yenikapı Mevlevihanesi’ne şeyh tayin edilmiştir. Bestelediği dinî ve din dışı eserler ve yetiştirdiği talebelerle zamanın müzisyenleri arasında önemli bir yeri vardır. Hicaz Mevlevî âyini, en önemli eseridir.[10]
Hammâmizâde İsmail Dede Efendi, düzenli olarak devam ettiği Yenikapı Mevlevianesi’nde Ali Nutkî Dede ile kardeşi Abdülbâki Nâsır Dede ve devrin ileri gelen diğer müzisyenlerinden faydalanarak yetişmiştir. 1801'de çilesini tamamlayarak "Dede" unvanını aldı, 1802'de evlenerek dergâhtan ayrıldı. Türk müzik tarihinin önde gelen isimleri arasında yer aldı. Bestelediği yüz altmışın üzerinde eser arasında yedi adet ayin-i şerif vardır.[6]
Mevlevihanenin neyzenlerinden Mûsâ Dede’nin öğrencisi Behlul Efendi, zamanının en iyi müzik icracıları arasında kabul edilir.[11] Postnişin Abdülbâki Nâsır Dede’nin torunu olarak Yenikapı Mevlevihanesi'nde doğan Ahmed Hüsameddin Dede bestelediği dinî eserlerle zamanının önde gelen müzisyenleri arasında idi ve Na‘tî mahlası ile şiirler yazardı.[12]
Kırk dört yaşında Mevlevî tarikatına giren Zekai Dede Efendi, Maiyetinde bulunduğu Mustafa Fâzıl Paşa’nın 1875’te ölmesinden sonra her hafta Yenikapı Mevlevihanesi'ndeki dergaha devam etmeye başlamış, "dede" unvanını 1884'te almıştır. Zekai Dede Efendi, İsmâîl Dede Efendi’den sonra en çok âyin bestelemiş bestecidir.[6]
19. postnişin Mehmed Celâleddîn Dede Efendi, dönemin üstat tambur sanatkârları arasına girmiş bir müzisyendir. Rauf Yekta Bey ile birlitke Türk müziği nazariyatı konusunda çalışmalar yapmıştır. Bilinen tek bestesi, dügâh makamında bestelediği Mevlevî âyinidir.[13] Rauf Yekta Bey, 1922'de Yenikapı Mevlevihanesi'nde baş neyzen olmuş ve Tekke, zaviye ve türbelerin kapatılmasına kadar bu görevinde kalmıştır. Müzikle ilgili hemen her konuda kaleme aldığı 400 civarında makalesi vardır.
Kaynakça
değiştir- ^ a b c d e Dervişoğlu, Volkan Şükrü (2019). "Fetih sonrası İstanbul'da Mevlevîliğin tarihsel süreci: Yenikapı ve Galata Mevlevihanesi örnekleri". Bahçeşehir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü yüksek lisans tezi. 18 Ocak 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ a b Olgun, Nilgün. "Restorasyon ve Konservasyon Çalışmaları Dergisi » Sayı: 17". dergipark.org.tr. 25 Nisan 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Ocak 2022.
- ^ a b c "Yenikapı Mevlevîhanesi'nin Tarihçesi" (PDF).[ölü/kırık bağlantı]
- ^ "Mevlevihane değil, 'vakıf' üniversitesi!". T24. 18 Ocak 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Ocak 2022.
- ^ "ITRÎ EFENDİ, Buhûrîzâde - TDV İslâm Ansiklopedisi". TDV İslam Ansiklopedisi. 24 Eylül 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ocak 2022.
- ^ a b c "Mûsikî Tarihimizde Yenikapı Mevlevîhânesi'nin Yeri ve Önemi" (PDF). "Ruhi Ayangil, Yenikapı Mevlevîhânesi’nden Yetişen Mûsikîşinaslar", Yenikapı Mevlevîhânesi Restorasyonu, Arkeoloji ve Sanat Yayınları, İstanbul, 2015 başlıklı makale esas alınarak hazırlanmış yazı. Zeytinburnu.istanbul sitesi.[ölü/kırık bağlantı]
- ^ "Meşk ile İntikalde Müzik Eseri: III. Selim'in Suzidilara Mevlevi Ayini". International Journal of Human Sciences. 2012. 16 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ "AHMED AĞA, Vardakosta - TDV İslâm Ansiklopedisi". TDV İslam Ansiklopedisi. 11 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ocak 2022.
- ^ "ABDÜRRAHİM DEDE, Şeydâ Hâfız - TDV İslâm Ansiklopedisi". TDV İslam Ansiklopedisi. 13 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ocak 2022.
- ^ "ABDÜRRAHİM KÜNHÎ DEDE - TDV İslâm Ansiklopedisi". TDV İslam Ansiklopedisi. 25 Eylül 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ocak 2022.
- ^ "BEHLÛL EFENDİ - TDV İslâm Ansiklopedisi". TDV İslam Ansiklopedisi. 10 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ocak 2022.
- ^ "AHMED HÜSÂMEDDİN DEDE - TDV İslâm Ansiklopedisi". TDV İslam Ansiklopedisi. 10 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ocak 2022.
- ^ "MEHMED CELÂLEDDİN DEDE - TDV İslâm Ansiklopedisi". TDV İslam Ansiklopedisi. 24 Eylül 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ocak 2022.