Ayastefanos'taki Rus Abidesinin Yıkılışı

1914'te gösterime giren ilk Türk filmi

Ayastefanos'taki Rus Abidesinin Yıkılışı (Özgün adı: مسقوف هيكلنك تخريبى; Moskof Heykelinin Tahribi[not 1]), Fuat Bey tarafından 14 Kasım 1914'te çekilen ve Türk sinema tarihinin başlangıcı kabul edilen Osmanlı kısa belgesel filmi. Ayastefanos yakınlarındaki Kalitarya'da 93 Harbi'nin anısına Ruslar tarafından inşa edilen Ayastefanos Rus Abidesi'nin yıkılışının konu edildiği film Avusturya-Macaristan şirketi Sascha-Meßter-Film'in teknik desteğiyle Osmanlı ordusu adına 150 metrelik filme siyah-beyaz olarak çekilmiştir.

Ayastefanos'taki Rus Abidesinin Yıkılışı
Moskof Heykelinin Tahribi
مسقوف هيكلنك تخريبى (Osmanlıca)
Abidenin yıkımı öncesinde, sırasında ve sonrasında çekilen fotoğraflarla oluşturulan canlandırma.
YönetmenFuat Bey
Görüntü yönetmeniFuat Bey
TürüBelgesel
RenkSiyah-beyaz
Yapım yılı1914
Çıkış tarih(ler)i25 Aralık 1914 (1914-12-25)
Ülke Osmanlı İmparatorluğu

Öte yandan bazı kaynaklarda filmin gerçekten çekilip çekilmediği tartışma konusu olmuştur. 1953 yılında Nurullah Tilgen tarafından ilk Türk filmi olduğu ortaya atılmış, filmin hiçbir kopyasının bulunamaması ve varlığına dair somut bir delilin olmaması nedenleriyle bu iddiaya karşılık ilk şüphe de 1970 yılında Nijat Özön tarafından dile getirilmiştir. Filmi izlediğini iddia eden tanıkların ortaya çıkmasına rağmen sinema tarihçileri halen filmin gerçekten çekilip çekilmediği konusunda hemfikir değillerdir. Ayrıca, belgesel filmin "ilk Türk filmi" olma iddiası da tartışmalı olup farklı kesimlerce çekilen ilk Türk filminin İp Eğiren Kadınlar ya da Büyükanne Despina olduğu ileri sürülmektedir.

Abidenin inşası ve mahiyeti değiştir

Ayastefanos Rus Abidesi, 1877 ve 1878 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu ile Rus İmparatorluğu arasında yaşanan 93 Harbi'nin kazanan tarafı olan Rusya tarafından savaş sırasında ölen askerlerinin anısına ve zaferlerinin hatırasına dikilmiştir.[3][4] İlk olarak 1883 yılında 93 Harbi'ni sonlandıran antlaşmanın[5] imzalandığı yer olan Neriman Şah Köşkü'nün[6] yerinde dikilmesi planlanan[7] ve yapımı için 1890 yılında Osmanlı tarafına başvurulan[8] abidenin inşası Osmanlı halkı üzerinde kötü bir etki bırakacağının öngörülmesi nedeniyle uzun süre engellenmiştir.[7] Tarafların uzun süren anlaşmazlıkları sonucunda II. Abdülhamid'in girişimi ve Rus tarafının kendi askerlerinin defnedildiği mevcut mezarlıkların metruk halde olması nedenleriyle salt bir abide değil mezar, din ve hayır kurumu olarak inşa edilmesi konusunda anlaşılmıştır.[9][10] Ayrıca inşa yeri de Rusların ilk planladığı şekilde 93 Harbi sırasında ulaştıkları en uç nokta olan[11][9] Ayastefanos (günümüzde Yeşilköy) değil Kalitarya (günümüzde Şenlikköy) olarak belirlenmiştir.[12][13][14]

24 Nisan 1892 tarihinde Meclis-i Vükelâ tarafından onaylanan yapı inşasının ne zaman başladığı tam olarak bilinmemekle birlikte 20 Ocak 1893 ile 25 Haziran 1893 tarihleri arasında başlamış olduğu düşünülmektedir.[15] Kasım 1898'de tamamlanarak 18 Aralık 1898 tarihinde resmî açılış töreni yapılan[16][17] yapı anıtsal bir üslupla inşa edilmekle birlikte Rus askerlerin kemiklerinin muhafaza edildiği bir mezar-kilise olarak hizmet vermekteydi.[18][14][19] Osmanlı belgelerinde Rus mezarlığı ve teferruatı, Rus kilisesi, Rus manastırı gibi adlarla anılan yapıdan özellikle yıkılışının ardından "abide" olarak bahsedilmiştir.[18]

Abidenin yıkılışı ve filme çekilmesi değiştir

93 Harbi'nin sonlanmasından I. Dünya Savaşı'nın başlamasına kadar geçen süre içerisinde 19. yüzyıl başlarına görece durgun geçen Osmanlı-Rus ilişkileri bu süreç sonunda tekrar gerginleşmeye başlamıştır. Boğazları olası Rus tehdidine karşı güvenceye almak isteyen Osmanlı tarafının Dahiliye Nazırı Talat Paşa kanalıyla Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Sazonov'a ittifak teklif etmelerine karşın olumlu cevap alamamaları, Britanya İmparatorluğu'nun Osmanlı donanmasına teslim etmesi gereken Reşadiye ve Sultan Osman zırhlılarına el koyması gibi etmenler Osmanlı'yı Alman İmparatorluğu ile ittifak yapmaya itmiştir.[20][21] Avrupa'daki kutuplaşmalar sonunda İttifak Devletleri içerisinde yer alan Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri içerisinde yer alan Rusya I. Dünya Savaşı'nın farklı taraflarında bulunmuş ve ilişkiler tamamen kopmuştur.[20][22][23]

I. Dünya Savaşı'na giden süreçte iki ülke ilişkilerinin bozulmasıyla birlikte basında Rus zafer anıtı niteliği taşıyan bu yapının yıkılmasının gerekliliğine dair yazılar yer almaya başlamıştır.[24] İstanbul Ansiklopedisi'nde, bu konudaki ilk yazının Aka Gündüz tarafından yazıldığı aktarılmaktadır.[23] Ayrıca Tanin, Turan gibi yüksek tirajlı yayınlarda da abidenin yıkılması yönünde yazılar kaleme alınmıştır.[25] 11 Kasım 1914 tarihinde Osmanlı'nın Rusya ve müttefiklerine savaş ilan etmesini[26][27] takiben iktidardaki İttihat ve Terakki Dahiliye Nazırı Talat Paşa'nın deyimiyle "harbi popüler hale getirmek" amacıyla propagandaya girişilmiştir.[28][29] Basındaki propagandanın yanı sıra bunun bir parçası olarak[22] 14 Kasım 1914'te Britanya, Fransa ve Rusya'ya cihat ilan edilmiş; cihat hutbesinin Fatih Camii'nde okunmasını takiben galeyena gelen halk tarafından[8] İstanbul sokaklarında Fransız, İngiliz ve Ruslara ait yerler yağmalanarak harap edilmiş[23], Rusların 93 Harbi'ndeki üstünlüğünün simgesi olan ve dönem Osmanlı gazeteleri tarafından utanç kaynağı olarak gösterilen[10][30] Ayastefanos Rus Abidesi de tahrip edilen yapılardan olmuştur.[31] Gazeteler, yıkımı izleyenlerin hatıratları ve resmî kaynaklar arasında abidenin yıkım aşamasına dair farklı anlatımlar olmakla beraber[14] yıkımın nihai olarak 27. Süvari Alayı tarafından çan kulesinin dinamitlenerek gerçekleştirildiği konusunda kaynaklar hemfikirdir.[32][9] Abidenin kaidesi dahil tüm kompleksin yıkılması ise üç ay kadar sürmüştür.[9][33][30]

 
30 Kasım 1914 tarihli Sinema Haberleri gazetesindeki "Tezâhürât-ı Milliye – Moskof Âbidesinin Tahribi Ali Efendi Sinemasında" başlıklı duyuru metni.[not 2]

Abidenin yıkılması konusu aylar öncesinden konuşulmaya başlanmış, yıkımın devlet adına propaganda aracı olarak kullanılmak niyetiyle fotoğraflanması ve filme alınması planlanmıştır.[34][28] Ordu adına Sadi Bey, Tanin gazetesi adına Ali Enis Bey, Photographie Resna adına Rahmizâde Bâhâeddin ve Tasvîr-i Efkâr gazetesi adına ismi bilinmeyen bir fotoğrafçı abidenin yıkımını fotoğraflarla belgelemişlerdir.[35][22][36][23] Ayrıca yıkılışın filme alınması için müttefik Avusturya-Macaristan menşeili Sascha-Meßter-Film ile anlaşılmış[32][14] ancak savaş ilanı sonrası halk arasında yükselen ulusal duygular dikkate alınarak son anda filmi çekecek kişinin Müslüman Türk olması şartı getirilmiştir.[34][37] Orduya katılmadan önce film göstericisi olarak çalışan, 11 Ağustos 1914'te askere alınan ve yedek subay olarak görev yapan Fuat Bey filmi çekmeye en uygun kişi olarak görülmüştür.[38][39][40][11] Göstericiyi kullanmayı bilmesine karşın daha önce hiç alıcı kullanmamış olan Fuat Bey'e şirketin itiraz etmesine karşın birkaç saat boyunca makineyi nasıl kullanacağı öğretilmiş, gerçekleştirilen kısa bir deneme çekiminde başarılı olunca şirketin de onay vermesiyle[11][41][42] abidenin yıkılışı Fuat Bey tarafından 14 Kasım 1914 Cumartesi günü saat 8.30'da[43] 150 metrelik filme siyah-beyaz olarak çekilmiştir.[39][40][44][45]

Budapeşte'de banyo edilen film kamuoyuna ilk kez Sinema Haberleri gazetesinin 30 Kasım 1914 tarihli sayısında "Tezâhürât-ı Milliye – Moskof Âbidesinin Tahribi Ali Efendi Sinemasında" başlığı ile duyurulmuştur.[46] Aynı ilan peş peşe beş sayı boyunca yayınlanmış ve film ilk kez 25 veya 26 Aralık tarihinde Sirkeci'deki Ali Efendi Sinemasında Moskof Heykelinin Tahribi adıyla gösterilmiştir.[1][47] Bu tarihler 25 Aralık tarihli İkdam ve 26 Aralık tarihli Tasfîr-i Efkâr gazetelerinde film hakkında "bugünden itibaren gösterilecektir" şeklinde bilgi verilmesinden yola çıkarak ortaya çıkarılmış, film en fazla dört gün gösterimde kalmıştır.[1] Günümüzde Ayastefanos'taki Rus Abidesinin Yıkılışı olarak bilinen bu belgesel film Türk sinemasının başlangıç noktası olarak kabul edilse de gösterime girdiği günlerde kamuoyunda heyecan oluşturmamış ve kayda değer bir gişe yapmamıştır.[46][48][49] Sinema Haberleri'ndeki metne dayanarak filmin yapımcısı konusunda da çıkarımlar yapan İsmail Arda Odabaşı; Ali Efendi Sinemasının yayın organı durumundaki gazetenin filmi duyururken kullandığı "...şerit sinemamıza aittir." ifadesinden yola çıkmış, sinemanın diğer filmlerde bu ibareyi kullanmamasına ve Fuat Bey'in sinemanın ortaklarından olmasına dikkat çekmiş, filmin yapımcısının geleneksel kabul olan Osmanlı ordusu değil Ali Efendi Sineması olduğunu savunmuştur.[46]

Filmin varlığına ilişkin kuşkular değiştir

Ayastefanos'taki Rus Abidesinin Yıkılışı, halen ortaya çıkmamış olması ve varlığına dair somut verilerin olmaması nedenleriyle günümüzde Türk sinemasının ilk filmi olarak kabul edilmesine karşın gerçekten çekilip çekilmediği sinema tarihçilerince tartışma konusu olmaktadır.[50] Abidenin yıkımını gerçekleştiren Bahri Doğanay'ın da 30 Haziran 1950 tarihli Tarih Dünyası dergisinde yayınlanan yazısında yıkımın fotoğraflandığını belirtmesine rağmen film çekiminden söz etmemesi de kuşkuları derinleştirmekle birlikte[22] Doğanay'ın yazısının gerçeklerle ne kadar uyuştuğu da tartışmalıdır.[51]

Bu film bugüne kadar bulunamamıştır. K.K. Foto-Film Merkezindeki katalogda bu ad altında kayıtlı filmin bununla hiçbir ilgisi yoktur. Dikkati çeken bir nokta da Uzkınay'ın 1953'te Foto-Film Merkezinden henüz emekliye ayrıldığı sırada sayın Tilgen'le yaptığı konuşmada bu filmin merkezde bulunduğundan hiç söz açmamasıdır, öbür filmlerinin resimlerini merkezin arşivindeki kopyalardan sağlayabilmesine rağmen Uzkınay bu filmle ilgili hiçbir fotoğraf verememiştir. Bundan dolayı filmin daha o vakit kaybolduğu sonucuna varılabilir. Foto-Film Merkezindeki filmlerin zaman zaman büyük kayıplara uğradığı, tasfiye edildiği bilinmektedir. Bu ilk filmimizin de bu arada kaybedilmiş olması mümkündür. Ancak filmin günün birinde beklenmedik bir yerden çıkması da aynı derecede mümkündür. Herhalde foto-film arşivinin yeni baştan ve tek tek elden geçirilmesi vakti çoktan gelmiştir.

Nijat Özön, Fuat Uzkınay kitabının 10. sayfa dipnotundan[24]

Filmin Türk sinema tarihindeki önemi Nurullah Tilgen'in 18 Temmuz 1953 tarihli Yıldız dergisinde yayınlanan "Türk Filmciliği: Dünden Bugüne 1914-1953" başlıklı çalışmasıyla ilk kez gündeme gelmiştir.[39][45][52] Tilgen filmin ne zaman, kim tarafından, nerede çekildiğine dair bilgilere yer verdiği makalesinin[43] ardından 10 Haziran 1954 tarihli Yirminci Asır dergisinde Fuat Bey ile röportaj gerçekleştirerek filmin nasıl çekildiğine dair detayları yayınlamıştır.[53] Tilgen'in bu çalışmaları daha sonra Nijat Özön tarafından 1962'de yayınlanan Türk Sineması Tarihi ve 1970'te yayınlanan Fuat Uzkınay kitaplarının temel kaynağını teşkil etmiştir.[45][51] Günümüzde de filme dair bilgilerin ve varsayımların çoğu Tilgen ve Özön'ün çalışmalarına dayanmaktadır.[45][54]

Film üzerine araştırmalar yapan Özön, Fuat Uzkınay adlı kitabında Tilgen'i kaynak alarak aktardığı bilgilerin ardından verdiği dipnot ile filmin henüz bulunamadığını ve Fuat Bey'in bu konu hakkında hiç konuşmadığını aktararak filmin henüz Fuat Bey hayattayken kaybolmuş olabileceği çıkarımını yapmıştır.[24][52][54]

Sinema yazarı Burçak Evren de Kasım 1984 tarihli Gelişim Sinema dergisindeki "İlk Türk Filmi Üstündeki Kuşkular" başlıklı yazısında Tilgen'in 1951'de Film ve Öğretim dergisinde yazdığı "Türk Filmciliğinin Tarihi" başlıklı yazısında Ayastefanos'taki Rus Abidesinin Yıkılışı'ndan bahsetmemesini ve o tarihte hayatta olan Fuat Bey'in de kendisinden bahsedilmeyen bu çalışmayı tenkit etmemesini kuşku uyandırıcı bulduğunu yazmıştır.[55] Ayrıca yine Tilgen'in "Türk Filmciliği: Dünden Bugüne 1914-1953" adlı makalesinde alıcının abidenin birkaç metre yakınına yerleştirildiği bilgisinin yer almasına karşın daha uzak mesafelerden çekilen fotoğraflarda alıcının görünmemesi ile iki farklı makalesinde filmin uzunluğu hakkında 150 metre ile 300 metre olarak iki farklı bilginin yer almasını eleştirerek yazının ne ölçüde gerçeklere dayandığını sorgulamıştır.[54]

Filmin varlığına dair olasılıkları dört başlıkta toplayan Evren ilk olasılığı daha önce Burhan Arpad'ın Cumhuriyet gazetesinde yazdığı bir yazıya dayandırmaktadır.[55][54] Buna göre Fuat Bey kendisine verilen kısa süre içerisinde film çekmeyi öğrenememiş, oldukça verimsiz geçen çekim sonrası film yanmış, gösterilecek tepkilerden çekinmesi nedeniyle de bu başarısız denemeden hiç bahsetmemiştir.[51] İkinci olasılık abidenin yıkılışının gazetelere birçok kez haber olmasına karşın böyle bir filmden hiç bahsedilmemesinden ve hiçbir kayıtta yer almadığından dolayı filmin hiç çekilmemiş olabileceğidir.[56] Üçüncü olasılık aslen böyle bir film çekme planının hiçbir zaman olmamış olması ve bunu Nurullah Tilgen'in ortaya attığıdır.[55] Evren, bu noktada Tilgen'in 1951'deki makalesinde filmden hiç bahsetmemesine karşın 1953'teki makalesinde geniş yer vermesini şüphe uyandırıcı bulmaktadır.[56] Son iddia da filmin çekilmiş ancak zaman içerisinde kaybolmuş, başka kayıtlar ile karışmış ya da başka bir yere gönderilerek unutulmuş olabileceğidir.[51] Ayrıca Fuat Bey'in kızları Mualla Uzkınay ve Mutena Uzkınay ile de röportaj yapan Burçak Evren filme dair hiçbir belgenin olmadığı ve filmi kendilerinin de izlemedikleri cevabını almıştır.[57]

Evren, olumsuz görüşlere karşın dürüst bir kişi olarak tanımladığı Fuat Bey'in filmi nasıl çektiğine dair verdiği röportajı ve cumhuriyet döneminde Türk Silahlı Kuvvetleri Foto Film Merkezi Komutanlığı adını alacak olan Merkez Ordu Sinema Dairesinde her ne kadar içi boş olsa da üzerinde filmin adı ile kayıt kodunun bulunduğu bir kutunun bulunmasını göz önüne alarak filmin çekildiği ancak çeşitli nedenlerle günümüze kadar ulaşamadığı değerlendirmesinde bulunmaktadır.[50]

Filmin varlığına kuşkuyla yaklaşanların yanı sıra filmin kesin olarak çekildiğini savunan görüşler de mevcuttur. Sinema tarihçisi Rekin Teksoy, Sinema Tarihi adlı yapıtında filmin muhafaza edildiği Merkez Ordu Sinema Dairesinde bulunduğu sırada birkaç kez komutanlara gösteriminin yapıldığını ancak dairenin ve arşivinin 1941 yılında İstanbul'dan Ankara'ya taşınması sırasında diğer filmler arasında karıştığını savunmaktadır.[11] Merkez Ordu Sinema Dairesinde yirmi yıl müdürlük yapmış olan Nusret Eraslan da filmin varlığından emin olduklarını, taşınma sırasında diğer filmler ile karışma ihtimali nedeniyle filmi arşivde defalarca aradıklarını ancak bulamadıklarını ve filmin arşivde olmadığından emin olduğunu açıklamıştır.[2] Ayrıca filmlerin fazla ısındığı takdirde alev alabilen bir malzemeden üretildiğini ekleyerek arşivin Yıldız Sarayı'nda bulunduğu dönemde sarayı yangın tehdidinden korumak adına diğer birçok filmle birlikte denize atılmış olabileceğini ya da yurt dışına kaçırılmış olabileceğini belirtmiştir.[58] Bunlara ek olarak Fuat Bey ile Merkez Ordu Sinema Dairesinde çalışan Gafuri Akçakın 1930 yılında 150 metre uzunluğundaki filmi izlediğini ve komutanlarına izlettiğini iddia ederek Nijat Özön'ün Fuat Uzkınay kitabında editörlük yaptığını açıklamıştır.[59] Kunt Tulgar da 20 Temmuz 1959 tarihinde İstanbul Belediyesi Film Deposu'nda çıkan yangın[60] sonrası sağlam kalan filmleri ayırdıkları sırada bu filmin bir kopyasının da karşılarına çıktığını ancak hasarlı olması ve tarihî önemini bilmemeleri nedeniyle çöpe attıklarını iddia etmiştir.[61]

Sinema tarihçisi İsmail Arda Odabaşı; Sinema Haberleri, İkdam ile Tasfîr-i Efkâr gazetelerinde yer alan ve yeni keşfedilen haber metinlerine dayandırdığı 2018 yılına ait makalesinde filmin çekildiğini ve 1,5 ay sonrasında da gösterime girdiğini yazmış, bu metinleri konu hakkındaki en önemli kaynaklar olarak nitelendirmiştir.[1]

İlk Türk filmi tartışmaları değiştir

Büyükanne Despina'dan bir kesit.

Ayastefanos'taki Rus Abidesinin Yıkılışı, ilk Türk filmi olarak kabul edilip çekildiği yıl Türk sinemasının doğum yılı,[62][63] 1996'dan beri çekildiği gün de Türk Sineması Günü[64][65] olarak kutlansa da bu konu son yıllarda tartışılmaktadır.[66] Burçak Evren, Hayal Perdesi dergisinin Kasım-Aralık 2013 tarihli sayısında Türklük anlayışını etnik köken değil vatandaşlık tabanlı olarak ele alarak Osmanlı tebaası olan Manaki Kardeşleri ilk Türk sinemacılar, 1905'te çektikleri filmleri İp Eğiren Kadınlar'ı da ilk Türk filmi olarak değerlendirmenin doğru olduğunu savunmaktadır.[67] Manaki Kardeşler üzerine çalışmalar yürüten Makedonya Sinematek Kurumu Film Arşivi Direktörü İgor Stardelov da aynı yaklaşımı sürdürmekle birlikte İp Eğiren Kadınlar'dan önce çekildiğini belirttiği Büyükanne Despina'nın ilk Türk filmi olarak kabul edilmesi gerektiğini öne sürmektedir.[68]

Dilek Kaya Mutlu ise Donanma Cemiyetinin 1910'ların başında çektiği filmlerin Ayastefanos'taki Rus Abidesinin Yıkılışı'ndan daha önce çekilmiş olabileceği üzerinde durmaktadır.[69][70]

Notlar değiştir

  1. ^ Film, yapımcısı ve gösterimcisi Ali Efendi Sinemasının çıkardığı Sinema Haberleri gazetesinde Moskof Âbidesinin Tahribi (Osmanlıcaمسقوف آبدەسينك تخريبى) adıyla duyurulmasına ve Moskof Heykelinin Tahribi adıyla gösterilmesine karşın aynı dönem İkdam ile Tasfîr-i Efkâr gazetelerinde Ayastefanos'taki Moskof Heykelinin Tahribi (Osmanlıcaآياستفانوسدەكى مسقوف هيكلنك تخريبى) adıyla da anılmıştır.[1] Bunlara ek olarak Türk Silahlı Kuvvetleri Foto Film Merkezi Komutanlığı kataloğunda Ayastefanos'taki Rus Abidesinin Hedmi (Osmanlıcaآياستفانوسدەكى روس آبدەسينك حدمى) adıyla listelenmiş olup günümüz kamuoyunda Ayastefanos'taki Rus Abidesinin Yıkılışı olarak bilinmektedir.[2]
  2. ^ Duyurunun tam metni şu şekildedir: "İslamiyet düşmanı devletlere karşı cihat ilanını tebcilen Fatih Cami-i Şerifi havalisinde tertip edilen tezahürat-ı milliyenin birçok safahatı ile Ayastefanos civarında Moskoflar tarafından vaktiyle dikilmiş olan heykel-i mel'unun tahribine müteallik birçok menâzır (Ali Efendi Sineması) muktedir operatörü Ali Fuat Bey ile Mösyö Mordo tarafından pek büyük fedakârlık ihtiyariyle şeritlere alınmış ve icra kılınan ameliyat muvaffakiyetle neticelenmiştir. Devolopman edilmek üzere Budapeşte'ye gönderilen mezkur şeritlerin birkaç güne kadar şehrimize vürut ve ilk defa olarak Ali Efendi Sinemasında gösterileceği muhterem ve kadirşinas halkımıza tebşir olunur."

Kaynakça değiştir

Özel
  1. ^ a b c d Odabaşı, İ. Arda (Yaz 2018). "Ayastefanos Filmi Hakkında Yeni Bilgiler ve Sinema Haberleri Gazetesi". Müteferrika, 53. İstanbul: Müteferrika Yayınları. ss. 93-104. ISSN 1300-6479. 
  2. ^ a b Özuyar 1999, s. 129.
  3. ^ Kaya Mutlu, Dilek (Ocak 2007). "The Russian Monument at Ayastefanos (San Stefano): Between Defeat and Revenge, Remembering and Forgetting". Middle Eastern Studies (İngilizce), 41. Taylor & Francis. ss. 75-86. doi:10.1080/00263200601079682. ISSN 0026-3206. 
  4. ^ Koçu 1960, s. 1499.
  5. ^ Holland, Thomas Erskine (1885). "The European Concert in the Eastern Question and Other Public Acts" (İngilizce). Oxford: Clarendon Press. ss. 335-348. Erişim tarihi: 4 Mart 2013. 
  6. ^ Tuna, Turgay. "Fenerden Levantenlere, Eski Evlerden Mimarlara: Yeşilköy". Osmanlı Bankası Arşiv ve Araştırma Merkezi. 24 Ekim 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Nisan 2016. 
  7. ^ a b Denktaş 2011, s. 20.
  8. ^ a b Çuluk, Sinan (Nisan 2017). "Yeşilköy'de yıkılan meşhur Rus anıtı tekrar yapılacak mı?". #tarih, 35. İstanbul: Kafa Grup. ss. 28-33. ISSN 2148-547X. 
  9. ^ a b c d Özön 2013, s. 50.
  10. ^ a b Evren 2014, s. 44.
  11. ^ a b c d Teksoy 2005, s. 55.
  12. ^ Denktaş 2011, s. 29.
  13. ^ Evren 2014, s. 46.
  14. ^ a b c d "Ayastefanos Rus Anıtı". Haber Revizyon Dergisi. 6 Ağustos 2014. 7 Kasım 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Nisan 2016. 
  15. ^ Denktaş 2011, s. 30.
  16. ^ Denktaş 2011, s. 33.
  17. ^ Denktaş 2011, s. 34.
  18. ^ a b Denktaş 2011, s. 1.
  19. ^ Özön 1970, s. 8.
  20. ^ a b Denktaş 2011, s. 84.
  21. ^ Perinçek, Mehmet (Ağustos 2009). "Dünya Savaşının Arifesinde Osmanlı-Rus Cemiyeti". Toplumsal Tarih, 188. Tarih Vakfı Yurt Yayınları. ss. 84-89. ISSN 1300-7025. 
  22. ^ a b c d Evren 2014, s. 45.
  23. ^ a b c d Koçu 1960, s. 1500.
  24. ^ a b c Özön 1970, s. 10.
  25. ^ Denktaş 2011, s. 86.
  26. ^ Aybars, Ergün (1984). Türkiye Cumhuriyeti Tarihi. 1. İzmir: Ege Üniversitesi Basımevi. ss. 61-70. 
  27. ^ "Osmanlı İmparatorluğu'nun I. Dünya Harbine Girişi ve Çarpıştığı Cepheler". Türk Tarih Kurumu. 26 Nisan 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2016. 
  28. ^ a b Evren 2014, s. 40.
  29. ^ Özuyar 1999, s. 122.
  30. ^ a b Özuyar 1999, s. 123.
  31. ^ Denktaş 2011, s. 85.
  32. ^ a b Denktaş 2011, s. 93.
  33. ^ Evren 2014, s. 49.
  34. ^ a b Özön 2013, s. 51.
  35. ^ Denktaş 2011, s. 88.
  36. ^ Margulies, Roni (Ocak 1994). "Ayastefanos [Yeşilköy]'taki Rus Kilise Abidesi'nin Yıkılışı". Toplumsal Tarih, 1. s. 41. 
  37. ^ Evren 2014, s. 50.
  38. ^ Özgüç, Agâh (2012). "Ayastefanos'taki Rus Abidesinin Hedmi (Yıkılışı)". Ansiklopedik Türk Filmleri Sözlüğü. İstanbul: Horizon International. s. 21. ISBN 9786056172250. 
  39. ^ a b c Scognamillo, Giovanni (1990). Türk Sinema Tarihi. 1 (2 bas.). İstanbul: Metis Yayınları. s. 21. ISBN 975765034X. 
  40. ^ a b Scognamillo 2003, s. 24.
  41. ^ Scognamillo 2003, s. 23.
  42. ^ Kaplan, Yusuf (2008). "Türk Sineması". Nowell-Smith, Geoffrey (Ed.). Dünya Sinema Tarihi (2 bas.). İstanbul: Kabalcı Yayınevi. s. 740. ISBN 9758240714. 
  43. ^ a b Tilgen, Nurullah (Temmuz 1953). "Türk Filmciliği, Dünden Bugüne 1914-1953". Yıldız. 2 (30). s. 16. 10 Haziran 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2016. 
  44. ^ "Türk Sineması 89 Yaşında". Kamera Arkası. 8 Mayıs 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Nisan 2016. 
  45. ^ a b c d "Ayastefanos Anıtının Yıkılışı". Kamera Arkası. 7 Mayıs 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Nisan 2016. 
  46. ^ a b c Odabaşı, İ. Arda (Kış 2018). "Ayastefanos Filminin Yapımcısı ve Gösterim Programı (Ayastefanos Filmi Hakkında Yeni Bilgiler II)". Müteferrika, 54. İstanbul: Müteferrika Yayınları. ss. 135-144. ISSN 1300-6479. 
  47. ^ Odabaşı, İ. Arda (Nisan 2017). "Osmanlı/Türk Sinemasında İlk Kurmaca Filmler ve İlk Sinema Eleştirileri (I)". Toplumsal Tarih, 280. İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları. ss. 66-73. ISSN 1300-7025. 
  48. ^ Özgüç, Agâh (1988). Kronolojik Türk Sinema Tarihi 1914-1918. Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü Sinema Dairesi Başkanlığı. s. 7. 
  49. ^ "Türk sinemasının 90 yıllık serüveni". Hürriyet. 12 Kasım 2004. 24 Nisan 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Nisan 2016. 
  50. ^ a b Evren 2014, s. 38.
  51. ^ a b c d Evren 2014, s. 51.
  52. ^ a b Scognamillo 2003, s. 25.
  53. ^ Tilgen, Nurullah (Haziran 1954). "İlk Türk operatörü". Yirminci Asır. 4 (25). s. 4. 10 Haziran 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2016. 
  54. ^ a b c d Evren 2014, s. 52.
  55. ^ a b c Evren, Burçak (Kasım 1984). "İlk Türk filmi üstündeki kuşkular". Gelişim Sinema, 2. Gelişim Yayınları. ss. 6-8. 
  56. ^ a b Evren 2014, s. 53.
  57. ^ Evren, Burçak (Kasım 1984). "İlk Türk filmini biz de görmedik". Gelişim Sinema, 2. Gelişim Yayınları. s. 9. 
  58. ^ Özuyar 1999, s. 130.
  59. ^ "İlk Türk filmini gören var". Radikal. 24 Şubat 2004. 17 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Nisan 2016. 
  60. ^ Keskin, Mehtap (Ocak 2008). "Kültürel Mirasın Korunması ve Film Arşivciliği: Kültür ve Turizm Bakanlığı Örneği" (PDF). Kültür ve Turizm Bakanlığı. Ankara. s. 27. 27 Nisan 2016 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2016. 
  61. ^ Özgür Durmaz, Tuğba (29 Mart 2014). "Kunt Tulgar: İlk Türk filminin son durağı çöp sepeti oldu". Hürriyet. 24 Nisan 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2016. 
  62. ^ "Türkiye'de Sinema". Sinema Genel Müdürlüğü. 15 Nisan 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Nisan 2016. 
  63. ^ "Türk sinemasının 100. doğum günü Çeşme'de kutlandı". Cihan Haber Ajansı. 24 Haziran 2014. 1 Haziran 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2016. 
  64. ^ Bozdemir, Banu (14 Kasım 2000). "Doğum günü tartışması". Milliyet 2000. s. 10. 
  65. ^ ""Giovanni Scognamillo'ya Saygı" Programı". İBB Kültür. 13 Kasım 2013. 4 Ağustos 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Nisan 2016. 
  66. ^ Öztürk, Serdar (Haziran 2006). "Türk Sinemasında İlk Sansür Tartışmaları ve Yeni Belgeler". İleti-ş-im, 5. Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi. s. 50. ISSN 1305-2411. OCLC 839812762. 
  67. ^ Evren, Burçak (Kasım-Aralık 2013). "Balkanların ve Türk Sinemasının İlk Yönetmenlerinden Manaki Kardeşler". Hayal Perdesi, 37. İstanbul: Bilim ve Sanat Vakfı. ss. 72-76. 
  68. ^ "Festivalde tarihi an: 1700'lerde doğmuş birini gördük". Radikal. 14 Nisan 2014. 6 Mayıs 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Nisan 2016. 
  69. ^ Kaya Mutlu, Dilek (2007). "Ayastefanos'taki Rus Abidesi: Kim Yıktı? Kim Çekti? Kim 'Yazdı'?'". Bayrakdar, Deniz (Ed.). Türk Film Araştırmalarında Yeni Yönelimler. 6. İstanbul: Bağlam Yayınları. ss. 17-29. ISBN 9789758803804. 
  70. ^ Paça Cengiz, Esin (Mart 2015). "Türkiye'de Sinema, Tarih ve Temsil İlişkisi Üzerine Sorular". Toplumsal Tarih, 255. İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları. s. 87. ISSN 1300-7025. OCLC 45849593. 
Genel

Dış bağlantılar değiştir