İskender (Timurlu hanedanı)

İskender Mirza (1384-1415) Timurlu hanedanının bir üyesidir ve Orta Asya fatihi Timur'un torunudur. İskender, Timur'un ölümünün ardından tahta çıkmaya çalışan şehzadeler arasındaydı. Önde gelen bir hükümdardı ve kültür ile öğrenime olan güçlü ilgisiyle dikkat çekiyordu. Amcası Şahruh tarafından yenilgiye uğratıldı ve daha sonra bir isyan girişimi sırasında idam edildi.


İskender
Doğum25 Nisan 1384
Uzkend, Fergana Vadisi, Timur İmparatorluğu
Ölüm1415
EvlilikBiki Sultan (Miranşah'ın kızı)
Can Malik
Şiraz Malik Mughul
Çocuk(lar)Pir Ali
Sultan Ali
Mehdi
Şehzade
İsimsiz erkek çocuk
Ebeveyn(ler)I. Ömer Şeyh Mirza
Malikat Ağa
AileTimurlu Hanedanı

İskender, 25 Nisan 1384'te doğdu ve I. Ömer Şeyh Mirza'nın eşi Moğol prensesi Malikat Ağa'dan olan ikinci oğluydu. Babası Timur'un dört oğlundan en büyüğüydü ve annesi Doğu Çağatay Han'ı Hızır Hoca'nın kızıydı.[1][2]

Erken yaşamı

değiştir

Babasının 1393'te Fars valisi olarak atanması üzerine İskender ve ailesi doğum yeri olan Uzkend'den Şiraz'daki Ömer Şeyh'in yanına nakledildi. Kısa süre sonra hem babası hem de ağabeyi Pir Muhammed, Timur ordusuna yeniden katılmak üzere çağrıldı ve genç İskender, Ömer Şeyh'in yerine geçici vali olarak bırakıldı. Ertesi yıl Şeyh'in ölümü üzerine bu görev Pir Muhammed'e verilirken İskender ve diğer aile üyeleri Ömer Şeyh'in Keş'te defnedilen cenazesine eşlik ettiler.[2]

1397'de kuzeni Biki Sultan'la (Miranşah'ın eşi Hanzade'den olan kızı) evlenmesinin ardından İskender ve emirler Fergana'ya tayin edildi. Buradan 1399/1400 kışında komşu Moğolistan'a izinsiz bir akın düzenledi.[2] Bu akın başarılı olsa da İskender'e, büyük kuzeni veliaht Muhammed Sultan'ın düşmanlığını kazandırdı. Bunun nedeni, İskender'in Muhammed Sultan'ın planladığı sefere ara vermek zorunda kalarak onun birliklerinden yararlanmasıydı.[3]

İki prens arasındaki bu kin ertesi yıl düpedüz düşmanlığa dönüştü. Dedeleri Timur seferdeyken onun vekili olarak görev yapan Muhammed Sultan, İskender ve beraberindekileri yakalatıp Semerkant'ta yargılattı. Bunun sonucunda İskender'in atabeği Bonyân Tîmûr ve yirmi altı arkadaşı idam edildi, şehzadenin kendisi de bir yıl hapsedildi. Timur'un dönüşünde bu gelişmelere verdiği tepkiye dair anlatılanlar çelişkilidir. Birine göre Timur, İskender'i desteklemiş ve anlaşmazlıktan Muhammed Sultan'ı sorumlu tutarak idam edilen soylulara tazminat ödenmesini emretmiştir. Bir diğeri ise Timur'un Muhammed'in tarafını tuttuğunu ve İskender'i bir kez daha yargılattıktan sonra ceza olarak ayaklarını kırbaçlattığını söyler.[4][2] İskender daha sonra dedesine Anadolu ve Kafkasya'daki seferlerinde eşlik etmiş, ardından Hemeden ve Lor-i Küçek'in yönetimi kendisine verilmiştir.[2]

Timur'un 1405'te ölümü üzerine bölgedeki düzen bozulmaya başladı. İskender, artık Fars hükümdarı olan Pir Muhammed'e sığındı[5], Pir Muhammed de onu Yezd valisi olarak atadı[6] ancak İskender'in Kirman'a bir saldırı başlatması kardeşini telaşlandırınca ikilinin arası açıldı. Daha sonra topraklarına el koyan Pir Muhammed tarafından yakalandı.[7] İskender kısa süre sonra kaçtı ve diğer kardeşi Rüstem ile ittifak kurarak Pir Muhammed'in başkenti Şiraz'a başarısız bir kuşatma başlattı. Pir Muhammed de Rüstem'in başkenti İsfahan'ı ele geçirerek iki şehzadeyi bölgeden sürmüştür.[8] İskender bu olaydan sonra bir süre dolaşmış, sonunda yakalanarak Herat'taki Şahruh'un sarayına götürülmüştür. Kardeşlerin hem amcası hem de üvey babası olan Şahruh[9], İskender'i, Pir Muhammed'e genç şehzadenin affedilmesini talep eden bir mektupla Şiraz'a gönderdi.[10]

Yükseliş ve hükümdarlık

değiştir
 
"İskender denizkızlarının yıkanışını izliyor". İskender'in hükümdarlığı sırasında resmedilen İskender Antolojisi'nden bir sayfa. Şiraz'da MS 1410 yılında boyanmıştır. Gülbenkyan Müzesi

1409'a gelindiğinde İskender, Pir Muhammed'le barışmış, kardeşine alt bir pozisyonda hizmet etmeyi ve Kirman'a karşı bir seferde ona eşlik etmeyi kabul etmişti ancak bu sırada Pir Muhammed bir darbe girişiminde öldürüldü.[8] İskender aynı akıbete uğramamak için üzerinde sadece gömleği, bir şapkası ve tek bir çizmesi olduğu halde at sırtında Şiraz'a kaçtı. Şehrin soyluları onu hükümdar ilan etti ve o da Pir Muhammed'in katillerini idam ettirdi.[11] İskender ajanlarını Yezd'e gönderdi ve birkaç ay süren kuşatmanın ardından şehri ele geçirdi. İsfahan'ı ele geçirmesi daha uzun sürdü çünkü şehrin kontrolü için Rüstem de dahil olmak üzere dönüşümlü olarak hükümdarlarla mücadele etti. Ancak 1411/12'de şehir teslim oldu.[8] İskender, şehri yeni başkenti yaptı ve ertesi yıl sultan unvanını aldı. Aynı zamanda Kum ve Save şehirleri üzerindeki hakimiyetini genişletti ki bu seleflerinin başaramadığı bir başarıydı.[8]

İskender, gerçek bir saltanat gücü elde etmeden önce bile geniş entelektüel ve kültürel ilgi alanlarına sahip bir kişi olduğunu gösterdi. Şiraz'ı 1409'da ilk kez ele geçirdiğinde ilahiyatçı Seyyid Şerîf Cürcânî ve şair Şah Ni‘metullāh-ı Velî gibi önde gelen dini şahsiyetleri sarayına topladı. Daha sonra, astronomi gibi diğer birçok konuda da seçkin kişileri davet etti. Aynı zamanda İskender, kitap üretimine yönelik kapsamlı bir himaye başlattı ve bunun sonucunda kitap albümleri, tarihi ve bilimsel yazı antolojileri ve Farsça, Türkçe ve Arapça şiirler oluşturuldu. Yönetimi sırasında büyük bir inşaat hareketi de başlatıldı.[12]

Bu süre boyunca İskender, Şahruh'un sözde hükümdarlığı altında olsa da esasen bağımsız bir hükümdar olarak hareket etti.[9] 1413/14'te gelindiğinde İskender'in hırsları onu Şahruh ile doğrudan çatışmaya sürükledi. Yeğeninin ülkesinden gelen raporlardan rahatsız olan Şahruh, İsender'in otoritesini tanıması için bir bahane olarak onu Karakoyunlulara karşı ortak bir sefere davet etmek üzere bir elçi gönderdi. Elçi bunun yerine şehzadenin kendi adına sikke bastırdığı haberini getirerek geri döndü. Bu sırada İskender, amcasına karşı mücadelede kendisini desteklemeleri için yerel yöneticileri bir araya getirmeye başladı. Buna karşılık Şahruh, İskender'in kardeşleri Rüstem ve Baykara'yı da yanına alarak İskender'e karşı bir sefer düzenledi.[13][9] 21 Temmuz 1414'te İskender İsfahan'da yenildi ve esir alındı, şehir kısa bir kuşatmadan sonra Şahruh'a teslim oldu. Şehzadenin toprakları aralarında Hemeden ve Luristan'ı alan Baykara ve İsfahan'ı kendisine iade edilen Rüstem'in de bulunduğu çeşitli Timurlular arasında paylaştırıldı.[13] Rüstem'e daha sonra kör ettirdiği İskender'in velayeti de verildi.[9]

Ölümü

değiştir

Şahruh'un emriyle İskender daha sonra Baykara'nın himayesine verildi.[9] 1415'te İskender kendisini esir alan kişiyi amcasına karşı isyan başlatmaya ikna etti ancak bu isyan eylemi İskender için çok fazla oldu ve Gendoman yakınlarında Kaşkay göçebeleri tarafından yakalanıp Rüstem'e teslim edildi, Rüstem de onu o yılın Kasım ayında idam ettirdi.[14][2]

Kaynakça

değiştir
  1. ^ Woods (1990), ss. 2, 14, 23.
  2. ^ a b c d e f Soucek (1998).
  3. ^ Barthold (1963), s. 51.
  4. ^ Barthold (1963), s. 35.
  5. ^ Ferrier (1989), s. 205.
  6. ^ Manz (2007), s. 29.
  7. ^ Manz (2007), s. 157.
  8. ^ a b c d Manz (2007), s. 30.
  9. ^ a b c d e Glassen (1989).
  10. ^ Brend (2013), s. 44.
  11. ^ Manz (2007), s. 159.
  12. ^ Manz (2007), ss. 30-31.
  13. ^ a b Manz (2007), s. 31.
  14. ^ Manz (2007), s. 163.

Bibliyografya

değiştir