Yaşayan müze, koleksiyonundaki nesnelerin seyirlik bir obje olarak izlenmesinin değil, deneyimlenmesinin öncelendiği müzelerdir.

1890'larda Avrupa'da kurulan ve ziyaretçilerin yemek pişirme, yün eğirme gibi etkinlikleri gerçekleştirebildikleri açık hava müzeleri, dünyanın ilk yaşayan müze örnekleridir. "Arkeolojik açık hava müzesi", "yaşayan tarih müzesi", "ekomüze", "folklor müzesi" gibi müze türleri "yaşayan müze" çatı kavramı altındaki diğer müze türlerine örnektir.

Tarihçe

değiştir

1890'lardan itibaren Avrupa'da kurulan açık hava müzeleri, yaşayan müze türünün ilk örnekleridir.[1] 1891 yılında Stockholm’de açılan Skansen Açık Hava Müzesi, dünyanın ilk açık hava müzesidir. Bu müzede ziyaretçiler, çakmak taşıyla ateş yakma, yün eğirme, eski moda yemekler pişirme gibi etkinlikleri yerine getirebilirler. Skansen Müzesi'ni Avrupa'da kurulan diğer açık hava müzeleri izlemiş; 1897’de Kopenhag, 1902'de Oslo ve 1909'da Helsinki’de kırsal hayatı canlandıran açık hava müzeleri açılmıştır.

1920'ler ve 1930'larda ABD, Rusya ve Uzak Doğu'da da açık hava müzeleri yaygınlaştı. Kuzey Amerika’daki ilk açık hava müzesi, 1928 itibariyle Henry Ford tarafından çalışmaları başlatılan ve Michigan eyaletinin Dearborn ketinde kurulan Greenfield Kasabası Müzesi idi. 1,7 milyon ziyaretçiyi ağırlayan bu müze,[2] günümüzde de faaliyetini sürdüren önemli bir yaşayan müze örneğidir.[3]

Yaşayan müzeler, II. Dünya Savaşı sonrasında Avrupa'da ülke kimliklerinin, kültürlerinin korunması ve yaşatılması için önemli bir araç olarak görüldü ve yaygınlaştı. 1960’lı yıllardan itibaren, kırsal kültürü yansıtan müzelerin dışında endüstriyel kültürü yansıtan yaşayan müzeler de kuruldu. Örneğin 1967'de İngiltere'nin Shropshire kentindeki eski bir sanayi kompleksinde kurulan Blists Hill Victorian Town Müzesi, 19. yüzyıla ait tipik bir Shropshire kasabasını temsil eder. Müzenin kostümlü personeli, 19. yüzyılın tarihsel yaşamını yorumlayıp hayat hikayeleri anlatır. Tarih sergilerini kostümlü canlı performansla birleştirildiği bir yaşayan müze türü olan, "yaşayan tarih müzesi" örneğidir.

Belli bir dönemin, o döneme özgü kıyafetleri giyerek ve yine o dönemin el sanatlarını, gündelik işlerini icra ederek canlandırıldığı müzecilik anlayışı, Kuzey Amerika'da yaygınlaşmış bir anlayıştır. Virginia eyaletinde 1969'da açılan ve ziyaretçilere 18. yüzyıldan kalma geleneksel bir Amerikan kasabasında gezindiği hissi yaratan Colonial Williamsburg; ABD'nin Masachusetts eyaletindeki Plimoth Plantation ve Kanada'daki Louisbourg Kalesi gibi başka projeleri etkiledi. [1] Yaşayan tarih müzesi olarak adlandırılan bu tür müzelerin farklı bir örneği, İngiltere’de 1983'te açılan Big Pit Ulusal Kömür Müzesi’dir. Bu müzede kostümlü yorumcular değil, maden ocaklarında çalışan madenciler rehber olarak görevlendirmiştir.

1970'lerde yerel kimliğe odaklanan, yerel halkın kendi ürünlerini sergilediği ve yönetim sürecine katıldığı, hem doğa hem kültürün korunmasını hedefleyen bir müze türü olan ekomüze kavramı ortaya çıktı. Bir yaşayan müze türü olan ekomüze için önemli örneklerden birisi, Fransa'nın en büyük yaşayan müzesi olan Alsace Ekomüzesi'dir. 1984'te kurulan Alsace Ekomüzesi, 20 hektarlık bir alanda inşa edilmiş 73 konuttan oluşmuş bir köydür. 20. yüzyıl köy yaşamını halk sanatı ve geleneklerle bütünleştirerek ziyaretçilere sunar.[4]

2000'li yıllarda tüm dünyada yeni müzecilik anlayışları kabul gördü. 2003 yılında UNESCO’nun imzaladığı Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi, yaşayan müze örneklerinin artmasında etkili oldu.[3]

Kaynakça

değiştir
  1. ^ a b Tezcan Akmehmet, Kadriye (2017-12-15). "Yaşayan Müze Kavramı Üzerine Bir İnceleme". Yaratıcı Drama Dergisi. 12 (2). doi:10.21612/yader.2017.009. ISSN 2459-167X. 
  2. ^ "About The Henry Ford - Museum, Greenfield Village". www.thehenryford.org (İngilizce). Erişim tarihi: 2024-07-25. 
  3. ^ a b K. Öksüzoğlu, Nevres Işılay (2022). "Türkiye ve yurt dışı yaşayan müze örneklerinin incelenmesi". İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü yüksek lisans tezi. 
  4. ^ Tuna, Aysun; Erdoğan, Elmas (2013-12-15). "Ekolojik Kültürel Turizm Aracı Eko Müzelerin Kültürel Peyzaj Açısından İrdelenmesi". Düzce Üniversitesi Orman Fakültesi Ormancılık Dergisi. 9 (2): 23–37. ISSN 2148-7871.