Trombon

üflemeli ve bakır nefesli çalgılar grubundan çalgı

Trombon, üflemeli ve bakır nefesli çalgılar grubunda bulunan sürgü sistemli bir çalgı çeşididir.

Bir trombonun parçaları: 1. Akort sürgüsü. 2. Ağızlık, 3. Kalak, 4. Su vanası, 5. Ana sürgü, 6. İkinci sürgü kirişi, 7. Birinci sürgü kirişi, 8. Sürgü kilit halkası.
Alto Trombon

Enstrümanın yapısı

değiştir

Fincan biçimli bir ağızlığa dayanan dudakların titreşmesiyle ses çıkarmaktadır. Boru uzunluğunu değiştiren ve "kulis" adı verilen bir sürgüsü vardır. Bu sürgü trombonun farklı notalarda ses çıkarabilmesini sağlar. Trombonun "kulis" adı verilen bu parçası; boru uzunluğu arttıkça pesleşir, kısaldıkça tizleşir. Bu sayede bu enstrüman kolay bir şekilde "Glissando" denilen tekniği yapabilir. Trombon, ilk olarak 15. yüzyılda kullanılmıştır.

 
Tenor Trombon

Enstrümanın türleri

değiştir

Tizden pese doğru Alto-Tenor-Bas ve Kontrbas trombon bulunmaktadır.

Alto ve Tenor trombon: klasikleşmiş eserlerde (Senfoni ve Opera gibi) veya solist olarak,

 
Bas Trombon

Bas ve Kontrbas Trombon yine klasikleşmiş eserlerde (Senfoni ve Opera gibi) veya çok olmamasıyla beraber solist olarak da kullanılır.

Buna ek olarak Caz ve Piston trombonlar belirli tür müziklerde sıkça kullanılır.

Enstrümanın tarihi

değiştir

Trombonistlerin (trombon sanatçısına verilen isim) dünyaca ünlü ve en bilinenlerini ele alırsak;

Armin Bachmann, Branimir Slokar, Joseph Alessi, Christian Lindberg, Dave Taylor, Ben van Dijk, Uwe Füssel diyebiliriz.

İtalyanca “tromba” kelimesi trompet anlamına gelirken “trombone” kelimesi büyük trompet anlamında kullanılmıştır. Almancada ise “buzune” kelimesinden “posaune” türemiştir. Almanlar “buzune” terimini Fransızcadaki düz trompet anlamına gelen “buisine” den almışlardır. İngilizler ise trombonu “sagbut” ve “shagbolt” kelimelerinden türediği düşünülen “sackbut” olarak adlandırmışlardır. Bu sözcüklerin kökleri tam olarak bilinmemekle birlikte eski Fransızcada çekmek anlamına gelen “sacquer” sözcüğünden geldiği düşünülmektedir. “Sacquer” sözcüğünün çok benzeri olan, İspanyolcadaki “sacabuche” yani içini dışarı çıkarmak anlamına gelen sözcüğünde İngilizcedeki kelimelerin kaynağı olabileceği ileri sürülmektedir.

18. yüzyıla gelindiğinde besteciler trombonu solo enstrüman olarak da kullanmaya başlamışlardır. 1755 yılında Georg Wagenseil'in yazmış olduğu alto trombon için konçerto, 1762'de Leopold Mozart'ın alto trombon için konçertosu, 1764'te Michael Haydn'ın alto trombon için yazmış olduğu Re Majör Divertimento ve 1769 yılında Johann Georg Albrechtsberger'in alto trombon için yazmış olduğu konçerto gibi günümüz trombon repertuvarına büyük katkısı olmuş eserlerin yanında bugün ismi az bilinen besteciler de solo trombon için eser yazmaya başlamışlardır. Ayrıca trombon 1780 yılında bazı sahnelerde dramatik etki yaratmak için operada kullanılmaya başlanmıştır. Buna örnek Mozart'ın “Don Giovanni” ve “Sihirli Flütoperaları gösterilebilir.

Trombon'un her açıdan gelişimi konusundaki en önemli tarihler son 20 yılda olmuştur.