Kemeraltı, Karaköy

İstanbul'un hem kültürel hem ticari açıdan stratejik noktalarından birisi olan Kemeraltı bölgesi, Beyoğlu ilçesinin Karaköy semtinde yer almaktadır.Bugün içerdiği değerler itibarıyla köklü değişimlere sahne olmakta olup tarih boyunca o sahnede pek çok rol edinmiştir.Gerçekleşen planlı ve plansız dönüşümlerle yeni çehreler edinen Kemeraltı, bu çehrenin ifadesini;içinde süregelen yaşamında, mimarisinde veya günlük deviniminde dile getirmektedir.Bu ifadeler, Kemeraltı bölgesinin tarihsel yaşantısının kanıtlarıdır.Bölgeye verilen Kemeraltı ismi ise 18. yüzyıla tarihlenmektedir.St. Benoit Fransız Lisesi’nin yanında bulunan bir manastırın kemeri yolun karşı tarafına geçtiği için Kemeraltı ismiyle anılmıştır.

Tarihçe değiştir

Kemeraltı bölgesi Galata surları yıkılana kadar bu alan içerisinde kalmıştır.Bu açıdan bakıldığında bölge Galata ile başlayan bir serüvene dahildir.Bizans İmparatoru II.Theodosius, 5. yüzyılda Galata'yı Konstantinopolis'in 13.regio su olarak ilan edip kent sınırlarında yerini belirlemiştir.13. yy'a kadar Haliç kıyısında yaşayan Cenevizliler uğradıkları Latin istilası ile Haliç'i Venediklilere bırakıp, Galata bölgesine yerleşmeye başlamışlardır.1265'te Cenevizliler VIII. Mikhael ile Nymphaion antlaşması imzalamışlar ve bu anlaşma sayesinde bölgede gelişecek bir ticaret kolonisi temeli atılmıştır ki bu koloni şüphesiz Cenova'nın ticaret kolonisi haline gelmiştir.Galata'nın gelişimi Bizans İmparatorluğu süresince surlar içerisinde kalırken 14.yy da yaşanan çatışmalar ile Konstantinopolis zayıflamaya başlamıştır. Bu da Ceneviz kolonisinin yayılıp gelişmesine sebep olmuştur.[1]Kaynak hatası: Açılış <ref> etiketi hatalı biçimlendirilmiş veya hatalı bir ada sahip (Bkz: Kaynak gösterme)

Cenovalılar Galata’da pek çok ticari faaliyette bulunmuş, burayı İstanbul’un en işlek liman bölgesi haline getirmişlerdir.Dışarıdan gelecek tehditlere karşı sur duvarları inşa etmiş, sınırlar genişledikçe de sur ve kule ilave etmişlerdir.Mumhane Kapısı üzerindeki kitabeye göre Kemeraltı bölgesindeki surlar 1446 yılında inşa edilmiş,surların yıkımı İstanbul'un fethinden sonra başlamıştır.18. yüzyılın başından itibaren, surların yerlerine veya üzerlerine, devlete verilecek bir bedel karşılığı ev yaptırılmasına izin verilmiş, 1863 yılında ise, 6. Belediye Dairesi’nin kararıyla, surlar sistemli olarak yıkılmıştır. Günümüzde Galata Surları, kalan birkaç parçası haricinde mevcut değildir.[2]

19.yy ın ikinci yarısında Karaköy'e Levanten yaşam biçiminin işlediği görülür.Gerek mimari ayrıntılar gerek eğlence hayatı olarak Batılı yaşam tarzı bölgeye hakim olmuştur.İstanbul'un ilk barları olan balozlar da yine 19.yy da burada açılmıştır.

Ulaşım değiştir

Türkler döneminde Haliç'in iki yakasının ilk bağlantısı 1836'da Unkapanı ile Azapkapı arasında inşa edilen köprü ile kurulmuştur.1845'te inşa edilen bir diğer ahşap köprü ise Dolmabahçe Sarayı ile Bab-ı Ali arasındaki yolu kısaltmıştır.Köprünün eylemsel olarak dayanıklı olamayışı malzemesinin demir olarak tekrar yapılması gereğini ortaya çıkartmıştır.Bunun üzerine 1912'de bu köprü sökülüp bugüne kadar kullanılmakta olan Galata Köprüsü inşa edilmiştir. Yapılan bu köprü inşaları Karaköy'ün trafik ağını daha da yoğunlaştırmıştır.[1]

Yıkımlar değiştir

Yaşanılan depremler ve yangınlar sebebiyle hasar gören sur duvarları ve kapıları çevrede yarattığı tehlike içermekteydi.İlk yıkım dönemini bu sebeple yaşayan Kemeraltı,ikinci yıkım dönemini 6.Belediye dairesinin başlattığı bir projeyle yaşamıştır.Tanzimat sonrası batılılaşma hareketleriyle İstanbul ilk belediye örgütüne sahip olurken, Galata bölgesi de 6. Belediye Dairesi’ne bağlanmıştır.6.Daire tarafından gerçekleştirilen bu projeyle bölgenin kamulaştırılması gibi kararlar devreye girerken, Karaköy Kapısı da bu projeyle birlikte yıkılmıştır.

 
Eski Borsa Hanı,İstimlak süreci

1960'lara kadar birçok ünlü mekan,bina ve hana ev sahipliği yapan Karaköy,artan nüfusun yarattığı kara,deniz ve yaya trafiğine çare olması sebebiyle büyük bir yıkıma uğramıştır.Bu yıkım sonucunda bölgeden birçok han,bina ve sokak silinmiş,Karaköy'ün dokusuna büyük zararlar verilmiştir.Nitekim bu yıkım sadece bölgeye yansıyan bir zarar olmamış,bütün silüette köklü değişiklikler yaratmıştır.Yapılan yıkımlarla Kemeraltı Caddesi ve Tophane-Beşiktaş yolu genişletilmiştir.1950'lerdeki koruma yasasında sit kavramının olmayışı yeni imar planlarının gerçekleştirilmesine ve yüksek binaların inşasına izin vermiştir.[1] 20. yüzyıl başı Goad haritalarında mütevazı bir sokak olarak görülen Kemeraltı Sokağı dört-beş katı kadar büyütülmüş, Menderes dönemi imar çalışmalarıyla yaklaşık 30 metre genişliğinde bir cadde haline getirilmiştir. Bu genişletme çalışmaları sırasında, içinde çeşme, hamam, sebil, cami bulunan pek çok kültür varlığı değeri taşıyan tarihi yapı yıkılarak, kesilerek ya da taşınarak orijinal değerlerini kaybetmişlerdir.Bunlar arasında Kabataş Hamamı,Kılıç Ali Paşa Camii’nin bazı duvarları ve dükkânlarının tamamı, Christos Rum Kilisesi, Getronagan Ermeni Lisesi de vardır. Lise, başka bir yerde ve betonarme yapım sistemi ile yeni bir bina olarak tekrar inşa edilmiştir. Kılıç Ali Paşa Camii’nin duvarları ise yükseklik ve seviyeleri tutturulamadan yeniden yapılmıştır.[3]

 
Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Camii
 
Eski Borsa Hanı,İstimlak öncesi

KAYNAKÇA değiştir