Hegemonya

Üstünlük çatışması

Hegemonya (Yunanca ἡγεμονία, hēgemonía), bir sistem içerisindeki bir elemanın diğerlerinden üstün, baskın olduğunu belirtir. Marksist teoride daha teknik ve has olarak kullanılmıştır. Antonio Gramsci'nin eserlerinde baskın sınıfın boyun eğenlerin izniyle gücü kazanması olarak bahsedilmiştir. Zoraki bir yönetim olmayan hegemonya daha çok burjuvazi değerlerine göre işleyen kültürel ve ideolojik bir metot olarak anlaşılır. Politik ve ekonomik boyutu vardır: müsaade; maaş, ücret artması ve politik veya sosyal reform ile idare edilebilir.

Siyasal içeriğini, bir sınıf ya da sınıf ittifakının toplumsal iktidarını yani egemenliğini ilan ve tesis etme aşamasında, aslında birer toplumsal özne olan diğer sınıfların çıkarlarının da bu iktidar tarafından gerçekleştirileceğine inandırılması ve böylece sınıfsal iktidar mücadelesinden vazgeçerek ya da bu mücadeleyi izin verilen sınırlar içerisinde ve hedef doğrultusunda yürüterek bir "toplumsal özne" olmayı askıya alıp, bir "toplumsal nesne" olmayı kabullenmesi, oluşturur. Özetle; sınıf iktidarının zor aygıtlarının kullanılması dışında ya da yanı sıra, ideoloji alanında da gerçekleştiğini vurgulamak için kullanılır. Aksi halde, sınıfsal iktidar toplumun bütününü sürekli işgal altında tutan bir güç örgütlenmesine dönüşmek zorunda kalırdı. Egemen sınıfla egemenlik altındaki sınıflar arasındaki bu hegemonya ilişkisi, iktidarın bir ittifaka ait olduğu hallerde bu ittifakın baskın sınıfı ile ona tabi olan sınıf arasında ve eğer bir tek sınıfın iktidarı söz konusuysa, o sınıfı oluşturan tabakalar arasında da yaşanır.

Uluslararası ilişkiler disiplininde Robert Cox, Antonio Gramsci'nin hegemonya kavramsallaştırmasını uluslararası sisteme uyarlamıştır. Neo-gramscian yaklaşım olarak bilinen bu teoriye göre ise hegemonya yalnızca tahakküm ve güç yani baskı yoluyla kurulmamakta aynı zamanda rıza da üreterek gönüllük oluşturarak güç unsuruyla birlikte etki altına girme olarak değerlendirilmektedir.