Fikret Emirov

Azeri besteci
(Fikret Amirov sayfasından yönlendirildi)
26 Eylül 2024 tarihinde kontrol edilmiş kararlı sürüm gösterilmektedir. İnceleme bekleyen 4 değişiklik bulunmaktadır.

Fikret Meşhedi Cemil oğlu Emirov (AzericeFikrət Məşədi Cəmil oğlu Əmirov, 22 Kasım 1922, Gence - 20 Şubat 1984, Bakü), Azerbaycan'da Sovyet döneminin bestecisi.

Fikret Emirov
Doğum22 Kasım 1922(1922-11-22)
Gence, Azerbaycan SSC, SSCB
Ölüm20 Şubat 1984 (61 yaşında)
Bakü, Azerbaycan SSC, SSCB
MeslekBesteci
İmza

1922'de Gence şehrinde doğmuş Fikret Emirov, Azerbaycan halk müziği çevresinde büyümüştür. Babası Meşhedi Cemil Amirov, Şuşa kökenli tanınmış muğam şarkıcısı (Azericexanəndə) ve tar ustası olmuştur. Genç yaşlarındayken, Fikret piano için parçalar bestelemeye başlamıştır. Gence'de müzik okulunu bitirdikten sonra Fikret Emirov, Azerbaycan Devlet Konservatuvarı'nda (günümüzdeki Bakü Müzik Akademisinde) yüksek eğitime başlamıştır. Burada Boris Zeydman ve Üzeyir Hacıbeyov'un öğrencisi olmuştur.

1941'de Nazi Almanyası SSCB'ye saldırdıktan sonra, 19 yaşındaki Emirov Sovyet ordusunda hizmete başlamıştır. Amma Voronej şehri yakınlarında yaralanarak hastaneye alınmış ve askeri hizmetten terhis edilmiştir. Daha sonra Bakü'ye dönmüş ve Azerbaycan Devlet Konservatuvarı'nda eğitimine devam etmiştir.

En önemli çalışmalarından birisi öğrencilik yıllarında yazmış olduğu "Nizami'nin Hatırasına"dır. 1948 yılında konservatuvardan mezun oldu. Senfonik Mugam başardığı yaratıcı bir çalışmadır. Amirov'un "Sevil" operası (1953), "Şur" Semfonik muğamı (1948) dünyanın her yerinde ünlü besteler arasında takdir edilen bir eserdir. Diğer önemli bir çalışması da fortepiano eserleridir. 1980'de "1001 Gece" balesinin yazdı. Bu esere göre SSCB Devlet Ödülü aldı. Bestecinin simfonik muğamları, müzik poemleri ve diğer eserleri bu gün de değerini korumaktadır.

Fikret Emirov 1984 Şubat ayında Bakü’de ölmüştür.

İlk yılları ve eğitimi

değiştir

Aslen Şuşa'dan olan Fikret Emirov, 22 Kasım 1922'de Meşedi Cemil Emirov ve Dürdane Hanım'ın ailesinde Gence şehrinde doğdu. Fikret, ailenin ikinci çocuğuydu. Küçüklüğünden itibaren babası tarzen Meşedi Cemil Emirov'un eserlerine, özellikle de müziklerine ilgi duyardı. Emirov, besteci olarak şekillenmesinde o dönemin sanatçılarının ve yaşadığı çevrenin etkisi olduğunu belirtir. Kendi hatıralarında "Beni besteci yapan Azerbaycan tarıdır."[1] der ve ekler: "Azerbaycan müzik aletlerinin en değerlisi tardır. Tar, ahengi, tınısı, genişliği ve gücüyle sadece bir enstrüman değil, adeta bir orkestrayı temsil eder."[1][2]

1928 yılında Meşhed Cemil Emirov'un vefatından sonra ailenin sorumluluğu 6 yaşındaki Fikret'in omuzlarına düşer. Dürdane Hanım, 6 çocuğunu tek başına büyütmek zorunda kalır.Fikret, yaşadığı zorluklara rağmen babasının sanat yolunu sürdürmeye çalışır. Babasının arzularını yüksek bir seviyede gerçekleştirmeyi başarır.Fikret, ailede kendisinden bir yaş büyük olan ablası YahşıHanım ile çalışırdı. YahşıHanım'ın söylediği şarkıları Fikret tar ile eşlik ederdi. Böylece okul içi ve dışı başarılar kazanmaya başlarlar.[2][3]

Fikret Emirov babası Meşed Cemil Emirov
Fikret Emirovun annesi Dürdane hanım Emirova

Fikret, Gence'de ablası ile birlikte Çocuk Yaratıcılık Olimpiyatlarına katılmaya başlar. Bu olimpiyatlarda Yahşı hanım Azerbaycan halk şarkılarını söyler, Fikret ise ona tar ile eşlik ederdi. Yeteneğiyle dikkat çeken Üzeyir Hacıbeyov, burada Meşhed Cemil Emirov'un çocuklarının yetenekleriyle tanışır. Yahşı hanım, Gence'deki olimpiyatlarda birinci olur ve Bakü'deki olimpiyatta da kardeşi ile birlikte birinciler arasına girer. YahşıHanım, şarkıcılığa büyük bir heves duyarken, Fikret ona şarkıcı olmayı tavsiye etmediği için Tıp Üniversitesi'ne girer ve doktorluk mesleğini seçer. Aynı zamanda Bakü'ye gelirler. Fikret burada konservatuvara girer. Öğrencilik yıllarında da birlikte konserlere katılarak performanslar sergilerler.[3]

Fikret, müzik sevgisini arkadaşlarıyla paylaşırdı. O, Zerif Kayıbov ile 11. sınıfta okurken okulda bir orkestra kurmuşlardı.[4] Fikret Emirov, okuduğu Maksim Gorki adına okuldaki öğretmenler ve öğrenciler tarafından seviliyordu. Okulda üstün başarılar elde ediyor, tar çalgısında başarılar kazanıyor ve birçok tiyatro kulübünde aktif olarak yer alıyordu. Fikret, 1939 yılında hem genel eğitim okulunu hem de orta müzik okulunu üstün başarılarla tamamladıktan sonra Bakü'ye getirilmiştir.[5]

Bakü'ye geldiğinde, gelecekteki mesleğini seçme konusunda çok düşünüyor, ancak annesi Dürdane hanımın tavsiyesi ile konservatuvara gitmeye karar veriyor. Bir yıl önce Dürdane hanım Bakü'ye giderken ünlü Azerbaycanlı sanatçı Bülbül ile karşılaşmış ve Bülbül, Fikret'in konservatuvarda okumasını tavsiye etmişti. Fikret, hatıralarında şöyle yazar: "Yaratıcılığım ve hayatım daha çok Bülbül ile bağlantılıdır. 1938 yılında Bülbül, annemi Bakü'de görüp ısrarla Fikret'i gönder gelsin, onu müzik okuluna yerleştireyim demişti."[6]

Genç Fikret, Bakü'ye Bülbül'ün yanına gelir ve Bülbül onu Üzeyir Hacıbeyov ile tanıştırır. Üzeyir Bey, Fikret'i sıcak bir şekilde karşılayarak onun yeteneğini değerlendirir ve ona konservatuvara girmesini tavsiye eder. Böylece, Fikret Emirov'un Üzeyir Hacıbeyov ve Bülbül ile geçen öğrencilik yılları başlar.[7]

Fikret Emirov, Bakü'ye ilk geldiği yıllarda kız kardeşi Yakşı hanım ile akrabalarının evinde kalıyordu. Daha sonra ise kemancı arkadaşı ile Dmitrov Sokağı'nda bir evde yaşamaya başlar. Arkadaşı askere çağrıldıktan sonra bu evde tek başına yaşamaya başlar. O yılları, Fikret'in kız kardeşi Şefike hanım şöyle hatırlıyor: "Fikret'in yaşadığı eve geldiğimde dehşete kapıldım. Ev koşulları oldukça zorluydu. Boş ve soğuk bir odada basit bir tahta masa, iki sandalye ve demir bir yatak vardı. Yağmur yağdığında evin içine su sızıyordu ve o, her defasında yatağını değiştirmek zorunda kalıyordu. Tüm bu zorluklara rağmen, Fikret büyük bir azimle okuyor ve yaratıyordu."[8]

O, Üzeyir Hacıbeyov'un sınıfında "Azerbaycan Halk Müziğinin Esasları" dersini öğrenir ve bu tarzda ilk eserlerini yazmaya başlar. 1930 yılından itibaren Üzeyir Hacıbeyov'un tavsiyesi ve Bülbül'ün liderliği ile halk şarkıları ve danslarını toplamak ve notaya geçirmek amacıyla konservatuvarda "Halk Müziği Kabinesi" kurulmuştur. Bu kabineyi yöneten Bülbül, genç besteci ve müzikologları bu işe dahil eder. Onlar, ülkenin çeşitli bölgelerine ekspedisyonlar düzenleyerek oradan folklor örnekleri toplar, bunları kaydeder, kabineye sunar ve bu örnekleri notaya geçirirler. Dönemin usta hanendeleri — Cabbar Karyağdıoğlu, Seyid Şuşinski, Han Şuşinski ve diğerlerinin de söyledikleri halk şarkılarını ve tasniflerini notaya alırlardı. Bu işte Asef Zeynallı, Zakir Bağırov, Kara Karayev, Süleyman Elesgerov, Seid Rüstemov, Eşref Abbasov, Midhet Ahmedov, Memmedsaleh İsmayılov gibi isimlerle birlikte, Fikret Emirov'un da büyük hizmetleri olmuştur. O, henüz öğrenci iken bu işe dahil olduğundan daha da heveslenir ve kendi eserlerini de halk müziği tarzında yazar.[9]

1940 yılında Bakü'nün müzik ortamı zengindi. Azerbaycan Devlet Filarmonisi'nde sık sık müzikli geceler ve konserler düzenlenirdi. Fikret Emirov bu konserlerde yer alarak, Batı ve Rus bestecilerinin eserleriyle yakından tanış olur ve onların müzik dilinden faydalanırdı. Ayrıca, senfonik orkestra provalarına da katılırdı. Besteci, hatıralarında Nikolay Pavloviç Anasov ile karşılaşmasını şöyle anlatır: "1939-40 yıllarıydı. Bir gün N. P. Anasov beni konservatuvarda görüp durdurdu: 'Genç adam, gel tanış olalım.' Öncelikle çok şaşırdım ve heyecanlandım. Çünkü ben besteciliğe yeni başlamış bir amatördüm, N. P. Anasov ise ünlü bir şef. Ancak bu dikkatli şef, beni kendi provalarında görmüş. Bunu kendisi itiraf ederek dedi: 'Sizi sık sık orkestra provalarında görüyorum. Bu günden itibaren benim tüm orkestra provalarıma ve konserlerime gelebilirsiniz. Sizi davet ediyorum.' Bu sözleri duyduğumda çok sevindim, çünkü bu benim büyük bir sanatçı ile ilk çalışmamdı."[8]

"Fikret Emirov, N. P. Anasov ile başlayan dostluğunu sonrasında onun oğlu Gennadi Rojdestvenski ile devam ettirdi. Rojdestvenski, onun eserlerinin yorumcusu oldu. Bestecinin yaratıcılığının ilk dönemlerinde halk ve müzik türlerine olan ilgisi, onları benimsemesi bu türdeki temel kaynaktı.[10]

Fikret Emirov'un bestecilik sanatına olan ilgisini teşvik eden kişi Üzeyir Hacıbeyli idi. Öğrencilik yıllarında, o Üzeyir beyden müzik hakkında bilgiler öğrendi. Bestecinin bu konudaki hatıraları mevcuttur. Bestecinin gelişiminde Boris Zeydman'ın da büyük rolü oldu. 1930'lu yıllarda Üzeyir beyin davetiyle çeşitli şehirlerden gelen öğretmenler arasında Boris İshakoviç Zeydman'ın hizmetleri büyük önem taşıyordu. O, Soltan Hacıbeyov, Süleyman elesgerov, eşref Abbasov, Cahangir Cahangirov, edile Hüseynzade, Şefike Ahundova ve daha birçok bestecinin öğretmeni olmuştu, ki bunlardan biri de Fikret Emirov'dur."[10]

İkinci Dünya Savaşı Yılları

değiştir

1941 yılının Kasım ayında, 19 yaşındakiFikret Emirov orduya çağrılır.[2] İletişim kursuna katılmak üzere Tiflis'e gönderilir ve kursu tamamladıktan sonra 1942 yılının Haziran ayında Voronej cephesine gönderilir.[2] Emirov, cephedeki anılarını ailesine yazdığı mektuplarda paylaşır. O zamanlar besteci annesine mektup yazıyor ve mektupta şunları bildiriyor: "Sevgili annem ve kardeşlerim! Ben sağ ve selametimdeyim. Cephe yolumuz çok uzun oldu. Rostov vilayetini geçtik. Bu mektubu size Voronej vilayetinin Liski şehrinde yazıyorum. Don Nehri'ni de geçtik. Moskova'ya yaklaşıyoruz. Her taraf karla kaplı. Şimdilik hiçbir önemli olay yaşanmadı. Beni Musa'ya, Adile halaya ve tüm dost ve tanıdıklara selam söyleyin. Seni öpüyorum. Fikret."[8]

Fikret Emirov'un cephe yılları, onun hayatının ve yaratıcılığının temel dönemi oldu. O, bacısı Yahşı Hanıma da mektuplarında savaş duygularını detaylı bir şekilde anlatıyor. Mektupta şöyle belirtiliyor: "Bryansk ve Voronej cephesine geldikten sonra radyo operatörü görevine başladım. Bir kış gününde bize bir görev verildi. Cephe komutanlığı ile iletişim kurma görevi. Geçmiş yoldaşlarımla birlikte bu görevi yerine getirmek üzere cephe komutanlığı tarafından gönderildik. Gece karanlığında ileri hatta yaklaşırken düşmanın temiz Almanca konuşmalarını duyduk. Şans eseri karşımızda bir kayalık vardı. Biz düşman tarafından görünmemek için arkasına saklandık. Bir süre sonra geçmiş dostlarımdan biri faşistlerin yerini tespit etmeye çalıştı. Başını kayalıktan çıkarır çıkarmaz ansızın otomatik silah sesleri duyuldu ve dostum yerde yaralandı, kurşun başını yaralamıştı. Açık havada soğuk kış gününde olduğumuz için çok donduk ve yaralı arkadaşımızı çıkaramadık. Dostumuzun başını sarıktan sonra sabaha kadar orada kaldık. Karlı havada, açıkta kaldığımız süre boyunca ayaklarımız tamamen donmuştu. Hava aydınlandığında birlik askerleri bizi buldu, savaş bölgesinden çıkardılar ve Bryansk şehrinin askeri hastanesine tedavi için gönderdiler." [11]

"Bazı kaynaklardan öğrenildiğine göre, o dönemlerde, yani hastanede iken Fikret Emirov ağır mide yarasından dolayı oldukça sıkıntı çekerek cerrahi operasyona maruz kalmış, ancak iyileştikten sonra orada birkaç müzisyenden oluşan bir ansambl kurmuştur. Kendisi hem ansambla liderlik etmiş hem de Rus halk çalgısı olan mandolin çalmayı öğrenmiştir. Bu ansamblın repertuarına Azerbaycan halk şarkı ve danslarını da dahil eden genç müzisyenin bu hizmetleri çok beğenilmiştir. Çünkü o, bu ansambl ile hastanede sık sık konserler düzenliyordu. Bu da insanların manevi gücünü artırarak onları daha da mücadeleci olmaya teşvik ediyordu.[11]

İkinci dünya Savaşı'nın ağır günlerini yaşayan Fikret Emirov, 1942 yılı Kasım ayında hastalığı nedeniyle ordudan terhis edildi.[2] İlk önce Gence'ye geldi ve burada yaklaşık bir yıl kadar kaldı, yaratıcı faaliyetlerine devam etti. Öyle ki, Gence Devlet Filarmonisi'nde çalıştı, müzik okuluna liderlik etti ve Dram Tiyatrosu'nda baş yönetmen olan Mehdi Memmedov ile birlikte çalışarak birkaç oyuna müzik yazdı, ancak yarım kalmış eğitimi ve yaratıcılık arzusu onu 1943 yılında yeniden Bakü'ye dönmeye zorladı. Hem Konservatuvarda eğitimine devam etti hem de yeni yaratıcı fikirlerini hayata geçirmek için çalıştı.[2][11]

Bestecinin 1943 yılında yazdığı "İkinci dünya Savaşı kahramanlarının anısına' adlı senfonik poemi, hem onun cephe izlenimlerini hem de mücadeleciliğini yansıtır.[2] Fikret Emirov, bu eseri yakın dostlarından biri, savaşta ölen Memmed İsrafilzade'ye ithaf etmiştir."[11]

Ölümü

değiştir

1984 yılında son eseri olan "Nizami" balesini tamamlayan besteci, bölgedeki seçmenleriyle görüşmeye giderken aniden hastalanır. İlk zamanlar bu hastalığa önem vermese de, hastalık giderek şiddetlenir.[12]

Bestecinin durumu 1984 yılı 20 Şubat'ta aniden değişir ve böylece 62 yaşındaki Fikret Emirov vefat eder. Bakü'de vefat eden besteci, I. Fahri Hiyabanda Mezarlığı defnedilir.[13]

Yakın dostunun ölümünden sarsılan Mirze İbrahimov, "Kommunist" gazetesinin 21 Şubat 1984 tarihli "Sanat zirvesinde" adlı makalesinde şöyle belirtir: "Büyük bestecimiz Fikret Emirov'u kırk yıldan fazla bir süredir tanıyorum... Onun kalbi artık atmamaktadır. Bu, bütün halkımız ve müzik dünyası için büyük bir kayıptır. Çünkü Fikret Emirov'un müziği hem ulusal hem de evrenseldir. Onun sanatının hayranları dünyanın her yerindedir. Fikret Emirov'un büyülü müziği sevgili bestecimizin yaşamını sonsuz kılacak... Onun ünü yüzyıllardan yüzyıllara taşınacaktır."[14]

Şahsi Hayatı

değiştir

Fikret Emirov'un babası Meşhed Cemil Emirov, annesi ise Dürdane hanım Emirova'dır. Bestecinin babası tarzen, besteci ve müzik insanıdır. Meşhed Cemil Emirov, 1875 yılında Yelizavetpol guberniyası Şuşa'da doğmuş, 1928 yılında hastalıktan vefat etmiştir. O, 19.-20. yüzyıl Azerbaycan müziğine katkılarda bulunmuş, aynı zamanda operetleri ve birçok eseriyle hatırlanmıştır.[15]

Fikret Emirov'un kendisi dışında 5 kardeşi daha vardı. 1928 yılında Meşhed Cemil Emirov'un vefatından sonra, evin yükü 6 yaşındaki Fikret'in üzerine düşer. Dürdane Hanım, 6 çocuğunu tek başına büyütmek zorunda kalır. Fikret, ailede kendisinden 1 yaş büyük olan ablası Yahşı Hanımla çalışırdı. Yahşı Hanımın seslendirdiği şarkıları Fikret, tar ile eşlik ederdi.[3]

Fikret Emirov, 1952 yılında doktor Aide Emirova ile evlenmiştir. Aide Hanım, 12 Şubat 1930'da doğmuştur.[16] 1947 yılında Bakü'de ortaokulu altın madalya ile bitirdikten sonra aynı yıl Azerbaycan Devlet Tıp Üniversitesi'ne girmiştir. 1952 yılında bu üniversitenin tedavi-profilaktika fakültesini tedavi işi uzmanlığı ile onur diplomasıyla bitirmiştir.[17] Aynı yıl besteciyle evlenmişlerdir. Bu evlilikten Cemil ve Sevil adlı çocukları dünyaya gelmiştir. Aide Emirova, 1 Eylül 1983 tarihinde vefat etmiştir.[18]

Fikret Emirov, 1979 yılında yazdığı "Binbir Gece" balesini hayat arkadaşı Aide hanıma ithaf etmişti.[19] Besteci, balenin partisyonunun başlık sayfasına "Hayat arkadaşım - Aide'ye" sözlerini yazmıştı.[20]

Bestecinin ilk çocuğu Sevil Emirova, 4 Kasım 1953 tarihinde Bakü şehrinde ünlü besteci Fikret Emirov'un ailesinde doğmuştur. 1961-1972 yıllarında Bülbül adını taşıyan orta ihtisas müzik okulunda eğitim almıştır. 1978 yılında Üzeyir Hacıbeyov adını taşıyan Azerbaycan Devlet Konservatuvarı'nı profesör Zöhrab Adıgözelzade'nin sınıfında piyano dalında onur diploması ile bitirmiştir. Sevil Emirova, Mir-Hemze efendiyev ile evlenmiştir. Bu evlilikten Nezrin ve Ömer adında çocukları vardır.[21]

Fikret Emirov'un ikinci çocuğu Cemil Emirov, 3 May 1957 tarihinde doğmuştur. 1990-2001 yıllarında çeşitli enstrümantal ansambllar için caz kompozisyonları bestelemiştir. Cumhurbaşkanlığı bursiyeridir. 2018 yılında halk sanatçısı unvanına layık görülmüştür.[22]

Bestecinin torunu Nezrin Efendiyeva, 1 Ocak 1979 tarihinde doğmuştur. efendiyeva, piyanist ve bestecidir. O, birçok onursal ödüle layık görülmüştür. Aynı zamanda Bakü'de defalarca konser vermiştir. Yaratıcılığında çeşitli müzik janrlarında 20'den fazla şarkının, birçok kompozisyonun ve aranjmanın hem yazarı hem de icracısı olarak yer almıştır.[23] Nezrin Efendiyeva, 1995 yılından beri Belçika'da yaşamaktadır ve orada Kevin adında bir tiyatro oyuncusu ile evlidir. Bu evlilikten Hemze adında bir çocuğu vardır.[21]

En sevdiği enstrüman tar olmuştur. Bestecinin babası tarzen olup, kendisi de aynı zamanda tar çalabiliyordu. Fikret Emirov, hatıralarında "Beni besteci yapan Azerbaycan tarıdır."[1][2] diye belirtir ve ekler: "Azerbaycan müzik aletlerinin gözü tar’dır. Tar, ahengi, tınısı, aralığı ve gücü ile yalnızca bir enstrüman değil, adeta bir orkestra gibidir."[1][2]

Yaratıcılığı

değiştir

Operaları

değiştir

Besteci yaratıcılığının ilk dönemlerinde, 1948 yılında opera türüne yönelmiştir.[24] [26] Konservatuvarı bitirirken diploma tezi olarak tek perdelik "Ulduz"(Yıldız) operasını yazmıştır. Bu opera yalnız el yazması şeklinde saklanmış ve yayımlanmamıştır. Fikret Emirov bu eseri yazarak belirli deneyimler kazanmıştır. Besteci, opera türünün belirli üslup özelliklerini ve ifade araçlarını öğrenebilmiştir.[25] Tek perdelik operanın[26] librettosu Azerbaycan halk sanatçısı İsmayıl Hidayetzade'ye aittir.[27]

1953 yılında Fikret Emirov "Sevil" operasını yazdı. Fikret Emirov, operanın üzerinde çalışmaya 1949 yılında başlamıştır.[28] Cafer Cabbarlı'nın hikayesine dayanan bir opera oluşturma isteği, bestecinin içsel arzusu ve bu yazarın yaratıcılığına olan hayranlığından kaynaklanmakla birlikte, aynı zamanda yazar Mirze İbrahimov'un bu konuyu önermesiyle ilgilidir. Operanın librettosunu yazan şair Telet eyyubov, oyunun temel dramatik özünü, eserinin figüratif dilini ve karakterlerin kesin tanımlarını korumaya çalışmıştır. Librettoya çok özlü bir şekilde işlenmiş Azerbaycan kadınının acıklı durumu ve hukuksuzluğunu tasvir eden bir prolog sahnesi eklenmiştir. Opera türünün gereklilikleri nedeniyle oyunun bazı perdeleri birleştirilmiş ve eser daha kompakt hale getirilmiştir. Operanın her düzenlemesinde belirli değişiklikler yapılarak bazı sahneler eklenmiş, bazıları çıkarılmış ve karakterlerin bazı konuşmalarının yerleri değiştirilmiştir.[29]

Operada dramatik çatışmanın temelini ilerici karakterler grubu (Sevil ve onun arkadaşları) ve ölüp giden dünya (Balaş ve onun çevresi) ile temsil edilen iki karşıt sosyal gücün birbirine karşı koyulması oluşturur. Karakterlerin sosyal ve psikolojik özelliklerinin birbirine zıt olması, operada figüratif-tematik ve kompozisyonel- yapısal çelişkileri belirler. Karakterlerin özelliklerinden oluşan iki müzikal tema kompleksi de zıtlık gösterir. Olayın gelişimi sürecinde Sevil ve onun arkadaşlarını temsil eden temalar zenginleşir, Sevil'e karşı konulan karakterlerle ilgili diğer tema grubu ise birinci grup tarafından ortadan kaldırılır.[30]

Operanın dramaturjisinde gerilimin ve dinamizmin ardışık gelişimi ve artışı ilkesi büyük rol oynar. "Sevil" operasının dramaturjisinde yazar tarafından geniş şekilde kullanılan ve operanın müziğinde önemli rol oynayan leitmotivler, leittemalar, kısa motif-karakteristikalar ve motif-hatırlatmalar, operanın ana fikrinin açılmasına yardımcı olur.[31]

Operada Sevil'in karakteristikaları ile ilgili olan leitmotivler özellikle önemlidir. Operanın kahramanının müziksel ifadesinde ilk kez prologda dile getirilen Sevil'in ana leitmotivi önemli bir rol oynar. Leitmotiv iki bölümden oluşur: başlangıç ve ana bölüm. Ana bölüm, büyük içsel güç ve ilk melodiden doğan zıt ve tamamlayıcı bir melodi ile zenginleşir.[32]

Operada Sevil’i uyanmaya çağıran leitmotive büyük önem verilir. İlk kez Gülüş'ün Sevil’e hitaben söylediği ariozada duyulan bu leitmotiv, operanın dramaturjik gelişiminde ve ana fikrinin açılmasında önemli bir rol oynar. Operada Sevil ve Balaş’ın "kişisel trajedi" leitmotivi, hüzünlü, dramatik dolgun ve uyumlu bir tema olarak önemli bir rol oynar. Başlangıçta her iki karakterin duygularını tanımlayan bu leitmotiv, zamanla Sevil'in temasından uzaklaşır ve sadece Balaş’ın hissiyatında kalır. Operanın diğer karakterleri de leitmotivlerle tanımlanır. Operanın kahramanları, leitmotiv karakteristikalarının yanı sıra aryalar, ariozolar ve ansambl numaraları ile de tanıtılırlar.[32]

Fikret Emirov'un operasında çeşitli karakterde ve türde birçok ansambl numarası bulunur. Bunların içinde özellikle Sevil ve Balaş’ın düeti önem taşır. Bu düet, onların karakteristikalarını tamamlar ve dramaturjik açıdan ana sahnelerde önemli bir rol oynar.[32]

İkinci perdeden alınmış septet, tüm operanın merkezi ansamblı ve en yüksek noktasıdır. Bu ansambl, tüm karakterleri bir araya getirir.[32]

"Fikret Emirov'un 'Sevil' operası, giriş bölümünden, üç perdeden ve iki sahneden oluşur. Birinci perdede Sevil'in hüzünlü aryosu ve ninnisi seslendirilir. Bu bölümlerde kendi kaderinden şikayetleri duyulur. Aryo halk şarkıları tarzında yazılmıştır.[32] Mukaddimenin hüzünlü melodisi, tek başına seslendirilen org puntu, üzücü mahkumiyet hissini güçlendirerek, tüm aryolar için ortak çaresizlik ruhunu yaratır. Şarkının küçük aralığı ve onun imgeli-duygusal yapısı aryoyu hüzün-lirik halk şarkılarına - ağılara yaklaştırır. Aryonun halk şarkısı karakterinde olması, halk nefesli çalgıların melizmatik süslemelerini hatırlatan ağaç nefesli çalgıların (özellikle flütün) çaldığı melodiyle de dikkat çeker.[31][32]

Fikret Emirov'un 'Sevil' operası, modern konuda lirik-psikolojik türde yazılmış ilk Azerbaycan operası olmanın yanı sıra, Cumhuriyet'te opera sanatının gelişiminde önemli bir dönüm noktası oldu ve bestecinin yenilikçi fikirlerini bir kez daha sergiledi.[33][34]

Modern konuya hitap eden besteci, opera sanatına şehir yaşamını, yeni ifade araçlarını gerektiren yeni bir ortam getirdi. Fikret Emirov'un yaratıcılığının temel ifade aracı olan melodi, operanın müziğinde duygusal başlangıç rolünü oynar.[35] Operanın müzik dolgunluğu, zengin harmonik dili, orkestral renkliliği, simfonikleşme eğilimleriyle dikkat çeker. Besteci, operada çeşitli müzik formlarını - aryayı, aryozoyu, reçitatifleri, ansambl ve koro bölümlerini büyük bir özgürlük ve ustalıkla kullanmıştır. Operanın müziğinde önemli rol oynayan leitmotifler, karakterlerin seviyesinde büyük önem taşır.[34]

'Sevil' operasının ilk prömiyerası 25 Aralık 1953'te gerçekleşmiştir.[36][37] İlk gösterime kadar iki kez halk önünde sunulmuştur. 9 Ekim 1953'te - operanın ilk halk gösterisinde bir dizi eleştirel görüş ifade edilmiş, besteci eser üzerinde ek çalışmalar yapmıştır. Aynı yılın 21 Aralık tarihinde operaya ikinci halk gösterisi düzenlenmiştir. Sonunda, operanın ilk gösterisi büyük bir başarı kazanmıştır. Gösterinin yönetmenliğini SSCB Halk Sanatçısı Mehdi Memmedov yapmıştır. Şef ise Emektar Sanat İşçisi Efrasiyab Bedelbeyli idi."[36]

"Fikret Emirov'un 'Sevil' operası, Mirza Fetali Ahundov adına Azerbaycan Devlet Opera ve Balet Teatrının sahnesinde 8 Mayıs 1955 tarihinde sahneye konuldu.[36] Bu gösteride roller çoğunlukla prömiyerdeki sanatçılar tarafından icra ediliyordu. Operanın ikinci redaksiyonuna dayalı gösteride bazı rollerin sanatçıları değişti. Örneğin, Sevil rolünde Firengiz Ahmedova, Balaş rolünde Kazım Memmedov sahne alıyordu.[38]

Operanın üçüncü redaksiyonu 1959 yılının Mart ayının 21'inde gerçekleştirildi.[39] Gösterinin müzik direktörlüğünü Efrasiyab Bedelbeyli üstlendi[39]. Sevil rolünü Firengiz Ahmedova ve Firuze Muradova, Balaş rolünü ise Reşid Behbudov üstlendi. Gösterinin sahne tasarımı ve sanatsal düzenlemesi Eyyub Feteliyev tarafından gerçekleştirildi.[40]

"Sevil" operası, 1959 yılının Mayıs ayında Moskova'da Azerbaycan edebiyatı ve sanat günlerinde sahnelendi.[41] Moskova'daki bu gösteri için Fikret Emirov üçüncü redaksiyonu hazırlamıştı. Operanın müzik direktörlüğünü Niyazi üstlendi.[38][39]

1964 yılında Moskova'da Pyotr İliç Çaykovski adına Konservatuvar'da operanın Rusça konser gösterisi yapıldı.[42] Bu gösteride Sovyetler Birliği radyosu ve televizyonunun senfonik orkestrası da yer aldı.[42]

1970 yılında "Azerbaycanfilm" film stüdyosu tarafından yönetmen VladimirKorikker tarafından "Sevil" filmi sinemaya uyarlandı. Film, operanın motifleri üzerine Fikret Emirov'un operasının temellerine dayanıyordu.[43] 1977 yılında opera, Niyazi'nin yönetimiyle Semerkant'da sahnelendi.[44] 1980 yılında opera, Mirza Fetali Ahundov adına Azerbaycan Devlet Opera ve Balet Teatrında farklı bir düzenlemeyle sahnelendi.[36][45] 1998 yılının Kasım ayında "Sevil" operası tamamen yeni bir redaksiyonla sahnelendi.[46]

Fikret Emirov'un "Sevil" operası, Üzeyir Hacıbeyli'nin "Koroğlu" operasından sonra yaratılmış en başarılı ve bugüne kadar en iyi eserlerden biri olarak kabul edilir.[47] Operanın müzik direktörü besteci Efrasiyab Bedelbeyli, 1953 yılında şunları yazdı: "Opera tiyatrosunun kolektifi büyük heyecan ve yaratıcılık duygusuyla 'Sevil' operası üzerinde çalıştı. Bu, Cafer Cabbarlı'nın piyesi için inandırıcı müzik çözümünü bulmuş bestecinin büyük yaratıcılığı başarısıdır. O, yüksek profesyonellik seviyesinde operalar yaratmıştır. Operanın değerli tarafı, bestecinin kahramanların kişisel trajedisini değil, tam da yüksek vatandaşlık gururuyla sosyal dramlarını öne çıkarmış olmasıdır."[48]

"Muzikalnaya jizn" dergisi 1959 yılında şunları yazdı: "Fikret Emirov'un 'Sevil' operası, sadece Azerbaycan değil, aynı zamanda tüm çok uluslu Sovyet müziğinin bir başarısıdır."[49]

Baletleri

değiştir

Fikret Emirov'un balet janrında ilk eseri "Şur" baletidir. Bu eser, 1968 yılında yazılmış olup klasik bir tarzda yazılmasının yanı sıra koreografik novella olarak da bilinir.[50]

"Şur" baleti prolog ile başlar, uzakta birbirlerine kavuşmak isteyen gibi donmuş Genç Adam ve Kız figürleri görünür.[50]

Balet, iki genç arasındaki engin aşkı konu alan bir müzik freskosudur. Balet sanatının özel ifadeleri, yazarına başarılı bir sanatsal genelleme imkanı sağlamıştır. Avesta'dan ilham alınan Hörmüzd ve Ehriman sembollerinde, iyilik ve kötülük güçlerinin mücadelesi tasvir edilmiştir. Sahnedeki eserde, özellikle Ehriman'ın temsilindeki kara güçler, Adalet'in özgür aşkı üzerinde zafer kazanmasına olanak tanır, ancak eserin epilogunda prologdaki gibi birbirlerine kavuşmak isteyen donmuş Genç Adam ve Kız figürleri, aşkın yenilmez gücünü ilan eder, daima galip gelen aşkın simgesi olarak ifade edilir.[51]

Baletin sahnede ilk gösterimi 1968 yılında Azerbaycan Devlett Akademik Opera ve Balet Tiyatrosu'nda gerçekleşmiştir.[50] Baletin librettosu Kamer Almaszade tarafından yazılmış, koreografi ise Almaszade tarafından uygulanmıştır. Gösteri, Rus ressam S. Virsaladze tarafından yeni tasarımlarla zenginleştirilmiştir.[51]

"1975 yılında 'Ekran' yaratıcılık birliği tarafından Gennadi Babuşkin'in yönetmenliğinde çekilen 'Efsaneler Aleminde' adlı kısa metrajlı bale filmi, Kara Karayev ve Fikret Emirov'un üç baletinden bahseder. Film, balet programına 'Şur' balesini de dahil etmiştir.[52]

Eserin libretto yazarı ve balet ustasıKemer Almaszade, baletle ilgili olarak şunları söyler: Azerbaycan bestekarının güçlü ve orijinal simfonizmi, dans kökenini açıkça sergiler. 'Şur', simfonik makamın parlak ve bütünlüklü sahne kompozisyonu tasavvuru yaratma özelliği beni cezbetti ve biz hem yerli hem de yabancı izleyicilerin ilgisini çeken mükemmel ve uyumlu bir gösteri ortaya koyduk. AzerbaycanDevlet Akademik Opera ve Bale Teatrı'nın Fransa turnesi sırasında, Fikret Emirov'un 'Şur' balesi seyircilerden büyük bir ilgi gördü.'[53]

Fikret Emirov, 1973 yılında şair İmadeddin Nesimi'nin 600. yıl dönümüne ithaf edilen 'Nesimi Dastanı' balesini meydana getirmiştir.[54] Bale librettosu yazarı Anara, koreografisi ise balet ustası Naile Nezirovaya aittir.[55]

Bale gösterisinin konsepti genelleştirilmiş imgelerde kendini bulur: Bahar – saflık, neşe, adaletin sembolü; sevgili – şairin hayatının anlamı; kara kargalar – şairi izleyen kötü güçlerdir.[56]

Poema, idam sahnesiyle başlar - Nesimi hapiste tutulmuştur. Sahneye büyük bir darağacı yerleştirilir. Zincirlenmiş şairin etrafında kırmızı kıyafetli cellatlar dans ederek hüküm icra ederler. İnfaz tamamlanırken sahnede tüm ışıklar söner ve sadece Nesimi'nin yüzüne ışık tutulur. Nesimi'nin monoloğunda zamanın ağırlığı, mutluluğun kaybı, ancak bununla birlikte aydınlık arzuların dünyası yansıtılır. Dar ağaç kaybolur ve baharın sembolü olan yeşil panonun fonunda şairin ve sevgilisinin düeti seslendirilir.[56]

Şer, kötü güçleri balede cellatlar olarak temsil eder. Bale başladığında cellatların dansı gösterilir, onlar Nesimi'nin etrafında dönerler. Nesimi, cellatlar arasında kendi düşünceleriyle yaşar, sevgilisini hatırlar. Şairin düşünceleri "Nesimi'nin monoloğu" bölümünde ifade bulur. Nesimi'nin sevgilisiyle dansı şiirlerin fonunda gösterilir.[57]

Şur makamı üzerine kurulu 'Nesimi'nin monoloğu' bölümü, karakter olarak melodik dansa yakındır. Besteci, bu lirik monologda halk dansının ritm ve tonlamalarını kendi yaratıcılığıyla birleştirerek, sevgi ve güzellik şair Nesimi'nin - yaşam sevincini, hüznünü, zarif duygularını yüksek şiirsel ifadelerle yansıtan bir portre oluşturur.[58]

Eserde Nesimi'nin karakteri genelleştirilmiş bir şekilde yansıtılır. Diğer karakterler şairin felsefi-poetik idealarının sembolik önemini taşır. Nesimi'nin tüm yaratıcılığı boyunca kırmızı çizgiyle geçen yenilmez insan kişiliğinin sembolü olarak şairin karakteri sunulur. Şairin sevgilisi ve kızların karakterleri ise güzelliğin sembolüdür.[59]

Fikret Emirov'un bu balesinin diğer müzik parçalarında da halk çalgı aletleri ile orkestrin tınısı hem tezatlı, hem de karşılıklı uyum içinde verilir. Bu da karakterlerin doğasından kaynaklanarak sanatsal içeriğin zengin bir şekilde açılmasını sağlar.[60]

Nesimi'nin sevgilisinden ayrıldığı sahnede seslendirilen düet ise makam ruhlu vokal reçitatif ve kadınların koro okuması eşliğinde sunulur. Bale, on bir koreografik bölümden oluşur:

  1. Celladların reksi
  2. Nesiminin monoloku
  3. Nesimi ve sevgilisinin ilk düeti
  4. Kızların Nesimi ve sevgilisi ile dansı
  5. Hücum
  6. Kızların kederi
  7. Nesimi ve sevgilisinin ikinci düeti
  8. Nesimi'nin isyanı
  9. Savaş
  10. Ebedilik.[61]

Eser, 1977 yılında Büyük Simfonik Orkestra için "Nesimi hakkında dastan" adıyla sunulmuştur. 1973 yılında ilk kez Azerbaycan Devlet Akademik Opera ve Bale Tiyatrosu'nda sahnelenmiştir. Naile Nezirova'nın büyük çabası sayesinde eser profesyonelce tiyatro sahnesinde gösterilmiştir.[59]

1974 yılında "Nesimi" vokal-koreografik poeması Azerbaycan SSC Devlet Ödülü'ne layık görülmüştür.[59] O yıldan itibaren besteci, SSCB Besteciler Birliği'nin sekreteri olarak görev yapmıştır.[62] 1977 yılında "Nesimi hakkında dastan" – facia müziği: Büyük Simfonik Orkestra için partisyon yayımlanmıştır.[44]

Fikret Emirov'un "Nesimi dastanı" balesi sadece Bakü'de değil, Moskova ve birkaç yabancı ülkede de seslendirilmiştir.[59] 1977 yılında Fikret Emirov, İsveç'e bu eserin icrası için davet edilmiştir. Bununla da eser, o yıl İsveç Filarmoni Derneği'nin repertuarına dahil edilmiştir.[63] Eser, Gennadi Rojdestvenski'nin yönetiminde Stockholm Filarmoni Orkestrası tarafından seslendirilmiştir.[44]

Eser, İsveç'te çok iyi karşılanmıştır. Konser salonunun direktörü Benkt-Ulof Enksterm, İsveç halkının duygularını şöyle ifade etmiştir: "Bu güzel müziğin bestecisi, zamanımızın büyük şefi ve birinci sınıf orkestranın gerçekten parlak uyumu sayesinde poema unutulmaz bir olay olmuştur."[64]

1976 yılında besteci, bale türünde yeni eserini – "Hazar'ı Fethedenler" vokal koreografik poemasını yaratır. Poema ilk kez 1976 yılında Sovyetler Birliği Komünist Partisi'nin hhV. kongresinin katılımcılarına sunulmuştur.[65]

Deniz petrol işçilerinin fedakar emeğini yücelten bu eserin sahnelenmesini sınanmış yaratıcı kolektif – bale ustası Naile Nezirova, libretto yazarı Anar, ressam Toğrul Nerimanbeyov, orkestra şefi Nazim Rzayev gerçekleştirmiştir. Poemanın partisyonuna senfonik bölümlerle birlikte vokal ve koro sahneleri de eklenmiştir. Teymur Elçin'in sözlerine yazılmış koro bölümleri Devlet Koro Topluluğu ve "kaya" dörtlüsü tarafından icra edilmiştir.[67]

1979 yılında besteci kendini tekrar bale türünde dener. Böylece "Binbir Gece" balesi ortaya çıkar. "Binbir Gece" balesi Fikret Emirov'un yaratıcılığında özel bir dönemi temsil eder.[66] Genellikle eserlerinin sanatsal içeriğini halka yakın konulardan alan Fikret Emirov, "Binbir Gece" balesini yazarken de geleneğine sadık kalarak halkın çok sevdiği masallara başvurmuştur. Seadet Tehmirazkızı belirtir ki, "besteci bu epik türün diliyle adeta kendi düşüncelerini, aşk ve sadakat fikirlerini yüceltiyor."[65]

İki bölümlü balesinin müziği Fikret Emirov, librettosu ise "Binbir Gece" masalları temelinde Maksud ve Rüstem İbrahimbeyovlar tarafından yazılmıştı.[67]

Fikret Emirov'un balesinin ana konusunu eski bir tarihe sahip olan "Binbir Gece" masalları, zalim Şehriyar ve bilge Şehrazad, Doğu kadınının zekası, cesareti ve iyiliği, tüm bu özelliklerin gücüyle zafer kazanması oluşturur.[68] Balede birçok çatışmalar ve çelişkili anlar yaşanır. Gösterinin duygusal paleti çok zengindir: burada zalimlik ve incelik, nefret ve aşk, ölüm ve şenlik karşı karşıya gelir. Libretto yazarları Maksud ve Rüstem İbrahimbeyovlar masalın ana temasını alarak, esasen felsefi özünü açmayı başarmışlardır.[66][68]

"Binbir Gece" balesi giriş ve iki perdeden oluşur. Bu iki perde, içerik olarak keskin bir tezat oluşturur.[69] Orkestrın ilk notaları dinleyiciyi adeta büyülü masallar dünyasına götürür. Arp ve piyanonun yüksek kayıtta vurmalı çalgılarla birleşmesi güzel bir uyum yaratır.[68]

 
"Binbir Gece" balesinin prömiyeri Azerbaycan Devlet Akademik Opera ve Bale Tiyatrosu'nda yapıldı.

"Binbir Gece" balesinde kadın sesinin kullanılması belirli bir anlam taşır. Kadın, Doğu şiirinde yüksek güzellik ve yüceliğin simgesidir. Burada Şehrazad, böyle bir anlamda temsil edilir. Vokal teması bale boyunca iki kez daha duyulur. İlk olarak "Ölüme mahkûm olan kadınların hüzün ve kederi"ni koro ifade eder. Daha sonra ise "Şehriyar ve Şehrazad'ın düeti" sahnesinde solo kadın sesi duyulur.[70]

Birinci perde esasen tezatlar üzerine kuruludur. Şehriyar ve Nuride'nin sahneye gelişinin başında vurmalı çalgıların tınısı duyulur. Bu lirik sahne kantilen melodi üzerinde kurulur. Birinci perdenin karakterleri olan Şehriyar, Şehrazad, cellatlar, geceyi temsil eden parlak mavi giysili kadınlar ikinci perdede de yer alırlar. Bu karakterler balede bütünlük ve tamlık yaratarak, çeşitli parçalardan oluşan bale özelliğini ortadan kaldırırlar.[71] Birinci perde geleneksel bale formlarından finale doğru amaçlı bir şekilde yönelir, müzik ve konu gelişimiyle tamamlanır.[72]

İkinci perdedeki her üç masala giriş, güney gecesinin tasviridir.[73] Her masalın sonu ise cellatların ritmi ve Şehrazad'ı öldürmeye hazırlanan Şehriyar'ın öfkesiyle biter.[73] Bu masallardaki iyiliğin kötülüğe galip gelmesi fikri, Şehriyar'ı içsel olarak olgunlaştırır ve zalim hükümdarın kalbinde sevgi ve adalet duygusu yerleşir. Bu nedenle balenin sonunda Şehriyar ve Şehrazad'ın lirik düeti çok duygusal yankılanır.[73] Şehrazad, bilgelik, zekâ ve irade gücüyle Şehriyar'ı yener. Sanatsal içerik, müzik dilinde de dolu bir şekilde ifade edilir.[74]

 
Şehrazad Şehriyar'a masal anlatır. Sanatçı: Ferdinand Keller. 1880

Balenin konusu gereği besteci, Yakın Doğu bölgesinin müziğinin renklerini balede büyük ustalıkla yaratır. Burada vurmalı çalgılar grubuna geniş yer verilir. Öyle ki, balede geleneksel vurmalı çalgıların yanı sıra, spesifik ve nadir enstrümanlar da kullanılır. Hatta öyle sahneler vardır ki, besteci yalnızca vurmalı çalgıları uygular.[75]

Baletin partiturasında rastlanılan geleneksel olmayan 8/8, 10/8, 12/8 metrik sistemleri, Yakın Doğu halklarının müzikal düşüncesi için karakteristik olup orkestr paletine özel bir renk katmaktadır.[75] Besteci, Doğu halklarının müzik folklorunun güzelliklerine hayran kalmakla birlikte, son derece zengin ritimleri araştırıp bularak bunları müziğe yansıtmıştır. Fikret Emirov, bu ritimleri hem orkestrde hem de çeşitli vurmalı çalgılarda – davul, vibrafon, timpani, zil gibi – solo olarak kullanmıştır.[76]

Baletin ilk prömiyeri 1979 yılında Azerbaycan Opera ve Bale Tiyatrosu'nda gerçekleşmiştir. "Binbir Gece" balesi sadece Azerbaycan'da değil, çeşitli ülkelerde de sahnelenmiş ve her zaman beğeniyle karşılanmıştır. Öyle ki, 1981 yılında eser üç gün üst üste Moskova seyircilerine sunulmuştur.[77] 1981 yılında Tiflis Akademik Opera ve Bale Tiyatrosu'nda balenin Gürcistan prömiyeri gerçekleşmiştir.[78] 1982 yılında bale Novosibirsk Opera ve Bale Tiyatrosu'nun sahnesinde gösterilmiştir. Baleyi Rusya Federasyonu ve Azerbaycan'ın sanat ustaları birlikte sahnelemişlerdir.[79]

1982 yılında "Binbir Gece" balesi Fas ve Bulgaristan'da sahnelenmiştir.[80] Aynı yıl besteci, Sovyet müziğinin gelişimine katkılarından dolayı Sosyalist Emek Kahramanı unvanına layık görülmüştür. Aynı zamanda "Lenin" nişanı ve "Orak ve Çekiç" madalyası ile ödüllendirilmiştir.[81] 1983 yılında bale, Ukrayna'nın Donetsk Opera ve Bale Tiyatrosu'nda sahnelenmiştir.[82] 15 Ekim 1983 tarihinde "Binbir Gece" balesi, Azerbaycan Devlet Akademik Opera ve Bale Tiyatrosu'nun performansıyla Moskova'nın Kremlin Sarayı sahnesinde gösterilmiştir.[83] 1985 yılında İstanbul Devlet Opera ve Bale Tiyatrosu'nun siparişiyle bale ilk kez Türkiye'de sahnelenmiştir.[84] 25 Ekim 2010'da Kremlin Sarayı sahnesinde Kremlin Bale Tiyatrosu'nun, 14 Şubat 2014'te ise Belarus Devlet Müzikal Tiyatrosu'nun performansıyla bale izleyicilere sunulmuştur.[85][86]

1980 yılında "Binbir Gece" balesinin başarısından dolayı besteci SSCB Devlet Ödülü'ne layık görülmüştür.[77] Aynı yıl besteci, Azerbaycan SSC Bilimler Akademisi'nin muhabir üyesi seçilmiştir.[45] Balenin Moskova Kremlin Sarayı'ndaki gösteriminden sonra SSCB Halk Sanatçısı R. Struşkova verdiği bir röportajda şunları belirtmiştir: "Balenin koreografisi yeni bir fikir taşıyor ve hem kompozisyon hem de kendine özgü plastik sanatlar alanında ilginç olanaklar sunuyor."[87]

Fikret Emirov'un son eseri "Nizami" balesidir. Besteci bu baleyi 1984 yılında tamamlamıştır.[81] Bu bale üzerinde çalışmaya başlarken bestecinin bu konuda yeterli deneyimi vardı.[88] Bale, Nizami'nin kendisinin ve kahramanlarının genelleştirilmiş çok yönlü görüntülerinin yansımasıdır. Bu, bestecinin şairin kişiliğine üçüncü kez başvurmasıydı.[89]

Libretto yazarları A. Memmedov ve N. Nezirova, Nizami ve onun kahramanlarının biyografilerini açığa çıkarmayı değil, taşıdıkları fikirleri açıklamayı amaçlayarak, şairin hayatından çeşitli olayları ve eserlerinden alınan kesitleri kullanarak ilginç bir olay örgüsüne sahip bir eser yaratmışlardır.[89]

Diğer balelerinden, özellikle "Binbir Gece" balesinden farklı olarak "Nizami" balesinde programlılık ve tasvir yoktur. Bu balede genelleme yöntemi, hatta sembolizm esastır. Fikret Emirov, bu balede "Nizami" senfonisi ve "Gülüstan-Bayatı-Şiraz" senfonik makamının bazı temalarını kullanmıştır.[88]

Balenin temelini, karakter ve içerik açısından çeşitli sahneleri birbirine bağlayan koreografik triptik oluşturur. Balenin el yazması üç perdelik olarak düzenlenmiştir: I. perde - "Şair ve iktidar", II. perde - "Şair ve aşk", III. perde - "Şair ve ilham".[89]

Burada şairin iç dünyası, onun yarattığı karakterler aracılığıyla ortaya çıkar. Balenin merkezinde Nizami, onun iç dünyası ve felsefi düşünceleri yer alır. Şairin gözünün önünde kendi hayatı ve "Hamse" beşlemesine dahil olan kahramanları canlanır.[90] Balenin başında ve sonunda Nizami, bilge ve olgun bir insan olarak tasvir edilir. Seyircilerin önünde şairin gençliği ve şiirsel kahramanlarının görüntüleri belirir.[91]

Birinci perdede balenin dramatik anlamının iki hattı verilir: Şairin iktidar temsilcileriyle ilişkisi ve şairin Afaka olan sevgisi. İkinci perde, Nizami'nin hayallerini konu alır. Nizami'nin şiirlerinin kahramanlarıyla ilgili sahneler yer alır.[92]

Nizami'nin monoloğu ve Afak'ın muhafızlarla sahnelerinde kahramanların ana teması bu leitmotif üzerine kurulmuştur. Ayrıca, "Aşk" şarkısında bestecinin "Men seni araram" şarkısının intonasyonları, "Duet" ve "Düğün" sahnelerinde "Vağzalı" halk dansından yararlanılmıştır. Bale, Nizami'nin yaşadığı dönemi anlatan bir girişle başlar. Bu dönemi, pes sesli yaylı çalgılarda çello ve kontrabasın çaldığı tema tasvir eder. Bu tema, bestecinin "Gülüstan-Bayatı-Şiraz" senfonik şiirinden bir alıntıdır. Karanlık tema, yavaşça aydınlanır ve girişin ortasında doğaçlama karakterli lirik bir tema yerini alır. Girişten sonra çalan "Göygöl'ün Doğuşu" sahnesi çok ilginç bir şekilde yorumlanır. Burada koro, yaylı çalgıların fonunda sözsüz coşkulu bir temayı seslendirir.[92]

Baletin birinci perdesinin ikinci şeklinde, Nizami'nin Afaka'ya duyduğu sevgi lirik bir şekilde açılır. Bu bölümde, girişte ve solo kadın sesi eşliğindeki adajio'da şairin duyguları ifade edilir. Adajio'nun orta registrindeki kemanların temaları, bestecinin "Nizami" senfonisinden şairin leitmotifini keser.[93] Adajio'dan sonra, "Vağzalı" halk dansının intonasyonları üzerine kurulu düğün sahnesi verilir.[94]

Baletin ikinci perdesi, Nizami'nin yaratıcılığının ölmezliğini doğrular. İyinin kötü üzerindeki zaferi, ışığın karanlık üzerindeki üstünlüğü, ebedi humanist ideallerin doğruluğu - bu evrensel sorular burada kendi doğruluklarını bulurlar. Sonraki bölüm, "Yeddi güzel" poemasından Bahram Şah'ın karakteri ile ilgilidir. Bahram Şah'ın yeddi güzelin etrafında yaptığı vals, "Nizami" senfonisinden gelen skeso temalarının intonasyonlarını duyurur. Besteci, triptiksin üçüncü bölümünde "Nizami" senfonisinden yararlanarak şaire duyduğu sevgiyi ifade eder.[95]

Baletin finalinde, yeniden kendi düşüncelerine dönen Nizami'nin mutlu çağı tasvir edilir. Nizami'nin gözleri önünde yine sevgilisi Afaka'nın görüntüsü belirir. Nizami ve Afaka'nın düeti, sözsüz bir şekilde, mugam tarzında solo kadın sesi eşliğinde seslendirilir.[94]

"Nizami" baleti, 1991 yılının Temmuz ayında Nizami Gencevi'nin 850. yıl dönümü vesilesiyle Azerbaycan Devlet Akademik Opera ve Bale Tiyatrosu'nda sahnelenmiştir.[96] Bestecinin son eserinin prömiyerini görmemiş olmasına rağmen, bu balet Musa Mirzayev tarafından önce piyano için düzenlenmiş, sonra da orkestrasyonu yapılmıştır.[97] Baletin koreografisi Kazım Aliverdiyev'e aittir ve Fikret Emirov esere insan sesi de eklemiştir.[96]

Seadet Tehmirazkızı, "Nizami baleti"yle ilgili olarak şunu belirtiyor: "Baletde dikkat çeken temel unsurlardan biri onun simfonik yapısıdır. Besteci, bu eserde simfonizmin mugamla birleşimini çalışırken işlemiştir. Fikret Emirov bir röportajında şöyle demiştir: muğam burada sadece bir ton değil, aynı zamanda belirli duygusal durumların, melodik yapının ve intonasyonların kaynağıdır."[98]

Simfonizm

değiştir

"Fikret Emirov'un simfonik eserleri çeşitli konuları kendi içinde yansıtır. Bu yüzden, eserlerinin janrı ve karakteri açısından çeşitlilik gösterir, ancak buna rağmen Fikret Emirov'un simfonik tarzı kişisel ve kendine özgüdür ki, bu da onun sadece simfonik eserlerinde değil, tüm yaratıcılığında kendini açıkça gösterir.[99]

Bestecinin simfonik eserleri adeta yaşam olaylarının toplamı gibidir. Bu eserlerde epiklik, felsefi düşünce tarzı, dramatizm - gerilim, aydınlık ve içten yaşam amacı birbirini tamamlar ve birbirini izler.[99]

Bestecinin simfonik yaratıcılığı simfonik mugamlarından önce başlar. Onun ilk simfonik eserleri arasında 1943'te "Böyük Vatan Müharibesi Kahramanlarının hatiresine" adlı simfonik poeması ve ayrıca 1947'de Nizami Gencevi'ye ithaf ettiği "Nizami" simfoniyası bulunmaktadır.[100]

Nizami konusu bestecinin yaratıcılığında önemli bir yer tutar. O, Nizami'nin şiiriyle birçok muhteşem eser ortaya koymuştur. Fikret Emirov, Nizami Gencevi'nin şiiri ve mirasıyla ilgili düşüncelerini şu şekilde ifade etmiştir: "Nizami'nin şiiri beni güzellikleriyle, onun manevi derinliği ve mahiyeti, imgelerinin açıklığı, yüksek manevi-etik idealleri, tutkuların çatışması, ve en önemlisi - dramatizmi ve bazen trajik gerilimiyle çeker. Şairin hayatında ve kahramanlarının hayatında çok ağır etkiler olmuş - bunlara kayıtsız kalamazdım. Nizami Gencevi'nin şiiri müzik gerektirir, bu şiirin kendine özgü tonalitesi, kendi mugamı vardır."[27]

"Nizami" simfonisi dört bölümden oluşur. Eserin yapısı, bölümlerin birbirleriyle bütünlüğü, duygusal açıdan ayrı ayrı bölümlerin ifadesi müzik diliyle ifade edilmiştir. Bu yönleriyle, "Nizami" simfonisi klasik simfoninin gereksinimlerine de cevap veren bir eserdir."[101]

Besteci, bu eserde Nizami'nin karakterini başarılı bir şekilde oluşturmanın mantıksal yolunu şairin mısralarıyla resmederek başarı elde eder. Her bölümün başlangıcında şairin şiirinden örnekler seslendirilerek bestecinin müziğiyle bütünsel bir şekilde birleşir ve dinleyiciyi Nizami'nin dünyasına taşır.[102]

Senfoni'nin ilk bölümü bir girişle başlar. Senfoni, mısraların epigraf rolünü oynayarak kendine özgü duygusal ve derin hisleri birleştiren müzikle, şairin karakteriyle ilişki kurar.[102]

İlk bölümün sonata allegro'su için tema tonal açıdan yakınlık gösterir. Bu tema, tek bir karakterin çeşitli yönlerini ifade eden esas partinin, yardımcı temanın ve bağlayıcı temanın lirikleştirilmiş varyantını oluşturur. Esas tema önce viyolonsellerde, sonra keman ve viyola ile seslendirilir. Temaları farklı harmonik ve orkestral renklerde sunarak besteci onları dinamikleştirir ve böylelikle dramatik bir doruk noktasına ulaşılır.[101]

Geliştirme bölümü büyük hacimli değildir, bu yardımcı tema üzerine kuruludur. Temanın çeşitli polifonik değişiklikleri, tekrar eden ostinatlar, dinamiğin kademeli artışı ve ritmin sabit olmayışı müziğe gerilimli bir özellik kazandırır. Özetlenmiş reprizadan sonra Nizami'nin leitmotivi genellikle koda gelir. Burada herhangi bir yardımcı tema bulunmaz.[101]

Skertso'dan oluşan ikinci bölüm dinleyicinin dikkatini vals'in yarattığı parlak, kaygısız duygulara çeker. Bu bölümün ilham verici, şiirsel müziği özgürce ifade etme özgürlüğü ile dikkat çeker. Azerbaycan'da vals türünü bu yüksek şiirsel seviyede ilk defa Fikret Emirov getirmiştir.[103]

Üçüncü bölüm derin lirik düşüncelerden oluşur. Nizami'nin gazelinden epigraf olarak alınmış mısralar bu bölümün temel anlamını açıklar.[104]

Senfoni'nin bu bölümünde kalpleri fetheden şiirsel, yüce aşk, derin felsefi düşünce, fedakarlık betimlenir. Dinamikleştirilmiş reprizda, esas karakterin onayı olarak tezahür eden  Nizami'nin leitmotivi yeniden seslendirilir.[104]

Dördüncü bölüm rondo formundadır. Burada önceki bölümlerden temalar – örneğin, birinci bölümden gelişim, ikinci bölümden, girişten alınan temalar tekrar seslendirilerek senfoniye bütüncül bir uyum kazandırır. Bu bölümde Nizami'nin leitmotifi de biraz değiştirilmiş şekilde duyulur. Genelde, iki temaya – dans karakterindeki giriş ve Nizami'nin leitmotifinin değiştirilmiş intonasyonlarına dayanan ana tema son bölümde baskın hale gelir. Son bölümün geniş, dinamik kodası da Nizami'nin leitmotifine dayanır. Bu şekilde besteci, şairin dehasını müzik diliyle onaylar ve bu da senfoninin ana fikridir.[104]

Senfoni yaylı çalgılar için yazılmıştır, ancak orkestra tek türden bir yapıya sahip olmasına rağmen eserin müzikal renklerinin çeşitliliği, materyalin dinamik, yoğun gelişimi, armonik dilinin canlılığı – ana ve yardımcı partilerin tematik sıralaması, paralel beşlilerin ostinato hareketleri vb. yapısal düzenlemelerle belirginleşir.[105]

Senfoni ilk kez 15 Eylül 1947'de Moskova'da Pyotr İliç Çaykovski salonunda Nizami'nin 800. doğum yıl dönümüne adanmış gecede seslendirilmiştir. Senfoninin şefi Nikolay Anosov olmuştur.[106]

"Nizami" senfonisi sadece ülkede değil, birçok ülkenin konser salonlarında seslendirilerek ünlü müzisyenler tarafından başarıyla karşılanmıştır. Bu senfoni hakkında besteciye özel bir mektup da gönderilmiştir. Şöyle ki, 1963 yılında Leipzig radyosunun senfoni orkestrası "Nizami" senfonisini bestecinin doğum gününe hediye olarak çalma kararı alırlar. Şef Hans Roden'in yönetiminde eser Almanya'da icra edilir ve bu topluluk Fikret Emirov'a özel bir mektup gönderir.[107]

"Nizami" Senfonisi, 1965 yılının 6 Mayıs'ında İngiltere'nin Royal Festival Hall salonunda RSFSR'nin Emektar Sanatçısı Gennadi Rojdestvenski yönetiminde icra edilmiştir.[108] Bu konserde bestecinin kendisi de bulunmuştur. 1964 yılının Mart ayında senfoni, Tüm Birlik Radyo ve Televizyonu Büyük Senfoni Orkestrası tarafından son düzenlemede Gennadi Rojdestvenski'nin yönetimiyle seslendirilmiştir. Gennadi Rojdestvenski eser hakkında şöyle yazmıştır: "Senfoni, yeni yazar düzenlemesinde mükemmelleştirilmiştir; lirik renkler daha yumuşak ve ince, trajik epizodlar daha belirgin ve ciddi olmuştur. Eser, dıştan gösterişli, timbre çeşitliliği ile değil, sanatsal imgeler dünyasına eğilimi, insan kaderi üzerine derin düşüncelere dalması ile beğeni kazanır."[108]

Senfoni, 1968 yılında Türkiye'de şef Sabahattin Kalender yönetiminde icra edilmiştir. O yıl Fikret Emirov resmi olarak Türkiye'ye davet edilmiştir. Ziyaret kapsamında besteci ile görüşmeler yapılmış ve eserleri seslendirilmiştir. "Nizami" Senfonisi Türkiye'de özel bir ilgiyle karşılanmıştır. Senfoninin büyük bir başarı ile karşılandığı Türkiye basınında eserle ilgili birçok yazı yayımlanmıştır.[109]

Türk yazar Tarih Kyuven, 1968 tarihli "Ulus" gazetesinde eserle ilgili şöyle yazmıştı: "Fikret Emirov'un "Nizami" senfonisinden sarsılmıştım… Bartok'tan sonra insanı heyecanlandıran, ruhlandıran hisleri telli müzikle ifade eden bestecileri parmakla saymak mümkündür. Bütün tonlarda güzel seslenen, her an yeni söylenmemiş bir şeyi açmayı vaat eden, çağlayan bir volkan akışına benzeyen bu eser, büyük bestecimiz 'Nizami' senfonisidir...".[110]

Fikret Emirov'un senfonik eserleri arasında "Senfonik Portreler" adlı eseri de bulunmaktadır. 1970'lerde yazılan bu eserde besteci, Azerbaycan'ın önemli kültür ve sanat insanları olan Üzeyir Hacıbeyov, Cafer Cabbarlı, Bülbül, Samed Vurgun, Hüseyin Cavid ve Niyazi gibi kişiliklerin portrelerini müziğiyle sunmaya çalışmıştır.[111]

Fikret Emirov'un "Senfonik Portreler" eseri 7 bölümden oluşmaktadır. Bu portrelerin anlatımı için şair Teymur Elçinin metinlerinden de yararlanmıştır. "Senfonik Portreler" eserinin birinci bölümü, Azerbaycan vokal sanatının önde gelen temsilcisi Bülbül'e ithaf edilmiştir. Besteci burada Bülbül'ün repertuarından Asef Zeynallı'nın Cafer Cabbarlı'nın sözlerine bestelediği "Ölkem" romansının intonasyonlarından da faydalanmaktadır. Orkestra, bu intonasyona ek olarak Teymur Elçinin Azerbaycan'a adadığı şiirinin dizelerini özel bir coşkuyla okur.[112]

Eserin ikinci bölümü Cefer Cabbarlı'ya adanmıştır. Eserin bu bölümü monolog şeklinde yazılmıştır. Burada orkestraya mezzo-soprano sesi eşlik eder. O, bestecinin "Cefer Cabbarlı'nın Portresi" vokal eserinden bazı parçaları seslendirir. Daha sonra Teymur Elçinin şaire adadığı şiir okunur.[112]

"Senfonik Portreler" eserinin üçüncü bölümü Samed Vurgun ile ilgilidir. Bu portredeki müzikal dilde aşık intonasyonları hissedilir ki bu da şairin iç dünyasıyla bağlantılıdır. Buradaki müzik, şairin "Azerbaycan" şiirinin dizeleriyle uyumlu bir şekilde seslenir.[113]

Eserin dördüncü bölümü Üzeyir Hacıbeyov'a adanmıştır. Besteci, Üzeyir Hacıbeyov'a olan sevgisini müzik diliyle ifade etmeye çalışmıştır. Bu bölümde, Üzeyir Hacıbeyov'un "Leyli ve Mecnun" operasından bazı müzik parçalarına atıfta bulunarak Fikret Emirov tarafından orkestral düzenlemeler yapılmıştır. Burada Teymur Elçinin şiiri de okunur.[113]

Edebiyat

değiştir
  • Tahmirazgızı, Sedat (2012). Fikrət Əmirov. Bakı: Aspoliqraf. ss. 400 səh. [114]
  • Azerbaycan Millî Kütüphanesi (2012). Azərbaycanın görkəmli şəxsiyyətləri. Fikrət Əmirov-90. Bakı: Elm. [115]
  • Qasımova, Solmaz; Abdullayeva, Zemfira (2004). Fikrət Əmirov. Bakı: "Nağıl evi". [116]
  • Əliyev, Azad (2007). Fikrət Əmirovun "Şur" simfonik muğamının dirijorluq təcrübəsində təfsir xüsusiyyətlərinə dair metodik tövsiyələr. Bakı: Azərbaycan Respublikası Təhsil Problemləri Universiteti. Bakı Musiqi Akademiyası. [117]
  • Насирова, К. (2005). Балет "Тысяча и одна ночь" Ф. Амирова. Баку. [118]
  • Мамедбекoв, Д. (1992). Симфонический мугам "Гюлистан-Баяты-Шираз" Ф. Амирова. Москва. [119]

Ayrıca bakınız

değiştir

Kaynakça

değiştir
  1. ^ a b c d Рашид, Исмаилзаде (2006). Фикрет Амиров. Гяндж. s. 41. 
  2. ^ a b c d e f g h i Azerbaycan Millî Kütüphanesi 2012, s. 18
  3. ^ a b c Təhmirazqızı 2012, s. 19
  4. ^ Qasımova & Abdullayeva 2004, s. 24
  5. ^ Təhmirazqızı 2012, s. 20
  6. ^ Məlumatlar Fikrət Əmirovun "Musiqi düşüncələri" (1971) və "Musiqi aləmində" (1983) kitablarından götürülüb. Təhmirazqızı 21-də istinad edilir.
  7. ^ Təhmirazqızı 2012, s. 21
  8. ^ a b c Qasımova & Abdullayeva 2004, s. 29
  9. ^ Təhmirazqızı 2012, s. 22
  10. ^ a b Təhmirazqızı 2012, s. 23
  11. ^ a b c d Təhmirazqızı 2012, s. 25
  12. ^ Təhmirazqızı 2012, s. 27
  13. ^ "Əmirov Fikrət Məşədi Cəmil oğlu". portal.azertag.az (Azerice). portal.azertag.az. 21 Haziran 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Kasım 2018. 
  14. ^ İbrahimov, Mirzə (21 Şubat 1984). "Xalqın itkisi. Millətin itkisi. Fikrət Əmirov". "Kommunist" qəzeti. "Sənət zirvəsində". 
  15. ^ "Амиров Мешади Джамиль Амираслан оглы". Энциклопедия Мугама. 26 Mayıs 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Mart 2020. 
  16. ^ Qasımova & Abdullayeva 2004, s. 189
  17. ^ Qasımova & Abdullayeva 2004, s. 191
  18. ^ Qasımova & Abdullayeva 2004, s. 192
  19. ^ Qasımova & Abdullayeva 2004, s. 198
  20. ^ Qasımova & Abdullayeva 2004, s. 199
  21. ^ a b Azerbaycan Millî Kütüphanesi (20 Temmuz 2011). “...Dörd yaşım olsa da, indiki kimi xatırlayıram”. Kaspi. s. 16. 
  22. ^ Azərbaycan Respublikası Prezidentinin rəsmi saytı (27 Mayıs 2018). "Azərbaycan Respublikasının mədəniyyət xadimlərinə fəxri adların verilməsi haqqında Azərbaycan Respublikası Prezidentinin Sərəncamı" (Azerice). president.az. 5 Mart 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Mart 2020. 
  23. ^ "Fikrət Əmirovun nəvəsi Bakıda çıxış edəcək" (Azerice). timeturk.com. 6 Temmuz 2011. 5 Mart 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Mart 2020. 
  24. ^ Azərbaycan Milli Kitabxanası 2012, s. 19
  25. ^ Fikrət, Əmirov (1978). Musiqi səhifələri. Bakı. s. 14. 
  26. ^ Амиров Ф. М. Д. Музыкальная энциклопедия. Под ред. Ю. В. Келдыша. Москва: Советская энциклопедия. 
  27. ^ a b Виноградов В. С. (1983). Мир музыки Фикрета. Баку: Язычы. s. 129. 
  28. ^ Карагичева Л. В. (1956). Азербайджанская ССР. М.: Государственное музыкальное издательство. s. 100. 
  29. ^ Təhmirazqızı 2012, s. 86
  30. ^ Təhmirazqızı 2012, s. 75
  31. ^ a b Təhmirazqızı 2012, s. 79
  32. ^ a b c d e f Rüfət İsmayılov (22 Mayıs 2012). ""Sevil" operası" (Azerice). azpress.az. 6 Temmuz 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Temmuz 2019. 
  33. ^ Təhmirazqızı 2012, s. 74
  34. ^ a b Azərbaycan Milli Kitabxanası 2012, s. 11
  35. ^ Təhmirazqızı 2012, s. 73
  36. ^ a b c d Anar Bürcəliyev (2019). Opera səhnəmizin Koroğlusundan Vaqifinədək. İmran Axundovun yeni monoqrafiyası haqqında. Bakı: Ədalət. 
  37. ^ Azərbaycan Milli Kitabxanası 2012, s. 20
  38. ^ a b Təhmirazqızı 2012, s. 87
  39. ^ a b c Бернандт Г. (1962). Словарь опер, впервые поставленных или изданных в дореволюционной России и в СССР, 1736-1959. М.: Советский композитор. s. 554. 
  40. ^ Данилoв, Д. (1959). Опера "Севиль" Ф.Амирова. Баку. ss. c.13. 
  41. ^ Dadaşova, Bəyim (25 Nisan 2019). "Mədəniyyətimizin 1959-cu il baharı". kaspi.az Kaspi. 4 Mart 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Temmuz 2019. 
  42. ^ a b Azərbaycan Milli Kitabxanası 2012, s. 22
  43. ^ Под ред. Г. Д. Гордусенко (1996). Советские художественные фильмы: 1970-1971. М.: Издательство Всероссийской газеты «Нива России». ss. c.92. 
  44. ^ a b c Azərbaycan Milli Kitabxanası 2012, s. 24
  45. ^ a b Azərbaycan Milli Kitabxanası 2012, s. 25
  46. ^ "Sevil operası yaşayır və yaşayacaqdır". "Xalq" qəzeti. 17 Kasım 1998. 
  47. ^ Təhmirazqızı 2012, s. 76
  48. ^ Azərbaycan Milli Kitabxanası 2012, s. 11-12
  49. ^ Azərbaycan Milli Kitabxanası 2012, s. 12
  50. ^ a b c Qasımova & Abdullayeva 2004, s. 158
  51. ^ a b Təhmirazqızı 2012, s. 174
  52. ^ Qasımova & Abdullayeva 2004, s. 157-158
  53. ^ Qasımova & Abdullayeva 2004, s. 161
  54. ^ Qasımova & Abdullayeva 2004, s. 152
  55. ^ Təhmirazqızı 2012, s. 119
  56. ^ a b Təhmirazqızı 2012, s. 120
  57. ^ Təhmirazqızı 2012, s. 119-120
  58. ^ Qasımova & Abdullayeva 2004, s. 154
  59. ^ a b c d Qasımova & Abdullayeva 2004, s. 155
  60. ^ Təhmirazqızı 2012, s. 124
  61. ^ Qasımova & Abdullayeva 2004, s. 154-155
  62. ^ Azərbaycan Milli Kitabxanası 2012, s. 23
  63. ^ Şəfəq Hacıyeva (2010). "Nəsimi dastanı" baletinin dramaturji xüsusiyyətləri. "Azərbaycanşünaslığın aktual problemləri" adlı I beynəlxalq elmi konfrans. 
  64. ^ Qasımova & Abdullayeva 2004, s. 156-157
  65. ^ a b Qasımova & Abdullayeva 2004, s. 157
  66. ^ a b Təhmirazqızı 2012, s. 125
  67. ^ И. Л. Лебединский. Тысяча и один раз о "1001 ночи" / Под ред. В. П. Леонова и Назима М. ад-Дейрави. — Россия и арабский мир. — Санкт-Петербург: Ноах, 2007. — Т. 10. — С. 27.
  68. ^ a b c Təhmirazqızı 2012, s. 127
  69. ^ Насирова 2005, s. 32
  70. ^ Təhmirazqızı 2012, s. 128
  71. ^ Təhmirazqızı 2012, s. 129
  72. ^ Насирова 2005, s. 41
  73. ^ a b c Насирова 2005, s. 43
  74. ^ Təhmirazqızı 2012, s. 130
  75. ^ a b Təhmirazqızı 2012, s. 131
  76. ^ Zöhrabov, Ramiz (12 Temmuz 1979). "Min bir gecə". Bakı qəzeti. 
  77. ^ a b Təhmirazqızı 2012, s. 132
  78. ^ Ancaparidze, Zurab (26 Mayıs 1981). "Min bir gecə gürcü səhnəsində". Kommunist qəzeti. 
  79. ^ "Min bir gecə baleti Novosibirskdə". Kommunist qəzeti. 21 Mayıs 1982. 
  80. ^ Təhmiraqızı 2012, s. 134
  81. ^ a b Azərbaycan Milli Kitabxanası 2012, s. 26
  82. ^ Minkin, L. (22 Kasım 1983). "Şəhrizadın əlvan xəttləri". Sovetskaya kultura. 
  83. ^ "Azərbaycan musiqisinin iftixarı". Ədəbiyyat və incəsənət qəzeti. 2 Aralık 1983. 
  84. ^ Namazəliyev, Qafar (9 Haziran 1985). ""Min bir gecə" Türkiyə səhnəsində". Ədəbiyyat və incəsənət qəzeti. 
  85. ^ Qasımova, Ülkər (19 Ekim 2010). "Moskvada Fikrət Əmirovun "Min bir gecə" balet-tamaşasının premyerası keçiriləcək" (Azerice). apa.az. APA. 4 Mart 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Mart 2020. 
  86. ^ "Fikrət Əmirovun "Min bir gecə" baleti Minskdə" (Azerice). publika.az. 19 Şubat 2014. Erişim tarihi: 3 Mart 2020. [ölü/kırık bağlantı]
  87. ^ Qasımova & Abdullayeva 2004, s. 167
  88. ^ a b Təhmirazqızı 2012, s. 167
  89. ^ a b c Qasımova & Abdullayeva 2004, s. 50
  90. ^ Qasımova & Abdullayeva 2004, s. 50-51
  91. ^ Təhmirazqızı 2012, s. 169
  92. ^ a b Qasımova & Abdullayeva 2004, s. 51
  93. ^ Təhmirazqızı 2012, s. 171
  94. ^ a b Təhmirazqızı 2012, s. 172
  95. ^ Qasımova & Abdullayeva 2004, s. 51-52
  96. ^ a b Qasımova & Abdullayeva 2004, s. 52
  97. ^ Анар. "Постижение доступности". musigi-dunya.az: "Musiqi dünyası" jurnalı. 4 Mart 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Mart 2020. 
  98. ^ Təhmirazqızı 2012, s. 173
  99. ^ a b Təhmirazqızı 2012, s. 180
  100. ^ Qasımova & Abdullayeva 2004, s. 43
  101. ^ a b c Qasımova & Abdullayeva 2004, s. 46
  102. ^ a b Təhmirazqızı 2012, s. 185
  103. ^ Qasımova & Abdullayeva 2004, s. 46-47
  104. ^ a b c Qasımova & Abdullayeva 2004, s. 47
  105. ^ Qasımova & Abdullayeva 2004, s. 47-48
  106. ^ Qasımova & Abdullayeva 2004, s. 43-44
  107. ^ Qasımova & Abdullayeva 2004, s. 44-45
  108. ^ a b Qasımova & Abdullayeva 2004, s. 45
  109. ^ Qasımova & Abdullayeva 2004, s. 48
  110. ^ Kyuven, Tarih (1968). Azerbeycan Sovetinin büyük sanatçısı. Fikret Emirov ve 1968 tarihli konser. "Ulus" gazetesi. 
  111. ^ Təhmirazqızı 2012, s. 193
  112. ^ a b Təhmirazqızı 2012, s. 194
  113. ^ a b Təhmirazqızı 2012, s. 195
  114. ^ "Təhmirazqızı, Səadət (2012). Fikrət Əmirov. Bakı: Aspoliqraf. ss. 400 səh". 23 Temmuz 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Temmuz 2024. 
  115. ^ "Azərbaycanın görkəmli şəxsiyyətləri. Fikrət Əmirov-90. Bakı" (PDF). 19 Haziran 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 23 Temmuz 2024. 
  116. ^ "Fikrət Əmirov - E L E K T R O N M Ə L U M A T B A Z A S I". 23 Temmuz 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Temmuz 2024. 
  117. ^ "Fikrət Əmirovun "Şur" simfonik muğamının dirijorluq təcrübəsində təfsir xüsusiyyətlərinə dair metodik tövsiyələr". 23 Temmuz 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Temmuz 2024. 
  118. ^ "Min bir gecə (balet)". 20 Kasım 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Temmuz 2024. 
  119. ^ Gülüstan-Bayatı-Şiraz

Dış bağlantılar

değiştir