Erol Güney (doğum adı: Mişa Rottenberg, 1914, Odesa - 16 Ekim 2009, Tel Aviv), Türk-İsrailli çevirmen ve gazeteci. 1940'lı yıllarda klasik eserlerin Türkçeye çevrilmesinde görev almış, Dostoyevski, Çehov, Molière gibi birçok yazarın Türkçeye ilk olarak kazandırılmasını sağlamıştır. 1950'li yıllarda yaptığı bir haber yüzünden vatandaşlıktan çıkarıldıktan sonra İsrail'de yaşamaya devam etti. Şalom Gazetesinde yazılar yazdı. 2009 yılında hayata veda etti.

Erol Güney
Doğum1914
Odesa
Ölüm12 Ekim 2009 (95 yaşında)
Tel Aviv
MeslekÇevirmen, gazeteci
MilliyetYahudi

Gençliği ve çeviri faaliyeti değiştir

Mişa Rottenberg adıyla Odesa'da Yahudi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi.[1] 1917 Ekim devriminden sonra ailesi Türkiye'ye göçetti. İstanbul’da Saint Joseph Lisesi’ni, ardından İstanbul Üniversitesi’nde yeni açılan Felsefe bölümünü bitirdi. Bu arada, Türk vatandaşlığına geçerek Erol Güney adını aldı.[2] 1940'lı yıllarda Milli Eğitim eski Bakanı Hasan Âli Yücel tarafından başlatılan dünya edebiyatının Türkçeye çevrilmesi projesinde görev aldı.[3] Güney, Rusça, Fransızca, İngilizce ve Türkçeye son derece hakimdir.[1] Dostoyevski’den, Çehov’a, Moliere’den Plato’ya çok sayıda klasik eseri Türkçe’ye kazandırdı. Bunlar arasında Çehov’un ‘Vişne Bahçesi’, Gogol’un ‘Müfettiş’i ve Gonçarov’un ‘Oblomov’u sayılabilir.[2]

Çeviri Bürosu’nun da başında bulunan Sabahattin Eyüboğlu başta olmak üzere Azra Erhat, Cahit Külebi, Orhan Veli, Necati Cumalı, Melih Cevdet Anday gibi kişilerle yakın dostlukları oldu. İsmet İnönü, Çeviri Bürosundan 100 klasik eseri Türkçeye kazandırmalarını istedi. Can Dündar'la yaptığı röportajda o yılları Erol Güney şöyle aktarır: "O yıl 29 Ekim'de İsmet Paşa 100 klasik kitap istedi bizden... Topçu ya, tek topla savaş kazanılmayacağını biliyor. Savaş cephesinde nasıl 100 top lazımsa, kültür cephesinde de 100 kitap lazımdı. Sıvadık kolları..."[4]

Türk edebiyatının en ünlü kedisi Edibe değiştir

Orhan Veli, Güney hakkında iki şiir yazdı. İsimleri de neredeyse kendileri kadar uzun olan bu iki ünlü şiir şöyle:[5]

Erol Güney'in Kedisinin Bahar Mevsiminde Toplum Meseleleri Karşısında Takındığı Tavrı Anlatan Şiirdir
Bir erkek kediyle bir parça ciğer
Dünyadan bütün beklediği
Ne iyi!
Erol Güney'in Kedisinin Hamileliğini Anlatır Şiirdir
Çıkar mısın bahar günü sokağa
İşte böyle oturursun
Böyle yattığın yerde
Düşünür düşünür
Durursun.

Güney'in eşi Dora Güney, Milliyet gazetesinden Sedat Ergin'le yaptığı bir röportajda şöyle diyor: "Gayet güzel bir kediydi, sokaktan almıştık. İsmi Edibe idi. Ben de o zaman derdim ki, kitap yazmamıza gerek yok; çünkü kedimiz sayesinde Türk edebiyatına girdik."[2] Sebahattin Eyüboğlu da Edibe'ye çok bağlanmıştır ve Dora 1956'de İsrail'e göç edeceği zaman Edibe'yi alıkoymak ister. Dora razı olmayınca Edibe de İsrail'e göçer. Edibe İsrail'de 22 yaşında ölür.[2]

Orhan Veli'nin ünlü Sereserpe şiiri de Dora'nın kızkardeşi Bella için yazılmıştır.[4][6]

Yozgat sürgünü ve vatandaşlıktan çıkarılması değiştir

1946'da tek parti iktidarı çökünce Hasan Ali Yücel istifa etti, çeviri bürosu işlevsizleşti. Sebahattin Eyüboğlu Paris'e gitti, Orhan Veli öldü ve Güney, Agence France-Presse'te gazeteciliğe başladı. 1955 Mart'ında Sovyetler'in Türkiye ile ilişkileri iyileştirmek istediğine dair yazdığı bir haber üzerine Bakanlar Kurulu kararıyla "Türkiye aleyhine çalıştığı gerekçesiyle" önce Yozgat'a sürgüne gönderildi, sonra vatandaşlıktan çıkarıldı ve sınır dışı edildi.[1][2][4] Fatin Rüştü Zorlu, Erol Güney’in sınır dışı edilmesinin gerekçesi olarak "Çok şey biliyordu," dedi.[2] Güney, yıllar sonra haberin kaynağının Belçika büyükelçisi olduğunu söyler.[4]

Sınırdışı edilen Güney, önce Paris'e gidip AFP'de çalışmayı denedi. Sürekli göçmen statüsünde yaşamaktan bıktığından 1956 yılında İsrail'e yerleşti.[1] Yaşamının geri kalan yıllarını gazetecilik mesleğini sürdürdüğü Tel Aviv'de geçirdi. Sınırdışı edilişine olan tepkisini uzun yıllar boyunca Türkçe konuşmayarak dışa vurdu. Nitekim, Türkçe yayınlanan Şalom'a yazmaya başladığı ilk yıllarda makaleleri Fransızca gönderdi, tercüme edilerek yayınlandı.[1] Ancak 35 yıl sonra, 1990'da Türkiye'den vize almayı başardı ve sık sık İstanbul'u ziyaret etti.[7] Feridun Sinirlioğlu, Türkiye’nin İsrail Büyükelçisi olarak atandığında, Tel Aviv’e ayak bastıktan sonra İsrail Cumhurbaşkanı’na güven mektubunu sunmadan önce ilk nezaket ziyaretini Erol Güney’e yaptı.[2] Güney, 12 Ekim 2009'da 95 yaşında İsrail'de hayata veda etti.[8]

Hakkındaki eserler değiştir

Kaynakça değiştir

  1. ^ a b c d e Şalom gazetesi 19 Ağustos 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Bir Deryaydı Erol Güney, Tilda Levi, (16 Mayıs 2012'de erişildi) Kaynak hatası: Geçersiz <ref> etiketi: "bianetTilda" adı farklı içerikte birden fazla tanımlanmış (Bkz: Kaynak gösterme)
  2. ^ a b c d e f g Hürriyet gazetesi, İşte Erol Güney’in kedisi Edibe, Sedat Ergin (16 Mayıs 2012'de erişildi)
  3. ^ biyografi.net 13 Mayıs 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Erol Güney maddesi (16 Mayıs 2012'de erişildi)
  4. ^ a b c d Milliyet Gazetesi 8 Aralık 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Tel Aviv'de yaşayan 92 yaşındaki Erol Güney'le söyleştik, Can Dündar (16 Mayıs 2012'de erişildi)
  5. ^ Hürriyet Gazetesi[ölü/kırık bağlantı] Türk edebiyatının en meşhur kedisi, Ahmet Hakan (16 Mayıs 2012'de erişildi)
  6. ^ "Arşivlenmiş kopya". 3 Mayıs 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Mayıs 2012. 
  7. ^ Yapı Kredi Yayınları[ölü/kırık bağlantı] Anılarını anlattığı kitabın sonsözü'nden (16 Mayıs 2012'de erişildi)
  8. ^ Şalom gazetesi 5 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Erol Güney’i kaybettik (16 Mayıs 2012'de erişildi)