Anormal deneyimler

Anormal deneyimler, iyi huylu halüsinasyonlar gibi, zihinsel ve fiziksel sağlığı yerinde olan bir kişide, yorgunluk, sarhoşluk veya duyusal yoksunluk gibi geçici bir tetikleyici faktörün görünürde yokluğunda bile ortaya çıkabilmektedir.[1]

Bu ifadeye ilişkin kanıtlar yüzyılı aşkın bir süredir toplanmaktadır. İyi huylu halüsinasyon deneyimleri üzerine yapılan çalışmalar 1886'ya ve Britanya Psişik Araştırma Derneği'nin[2][3] ilk çalışmalarına kadar uzanmaktadır. Bu çalışmalar, nüfusun yaklaşık %10'unun hayatları boyunca en az bir halüsinasyon deneyimi yaşadığını ortaya koymuştur. Daha yeni çalışmalar bu bulguları teyit etmiştir. Bulunan kesin vakalar olayın doğasına ve benimsenen “halüsinasyon” kriterlerine göre değişmektedir, fakat temel bulgu artık iyi bir şekilde desteklenmektedir.[4]

Teorik çıkarımlar

değiştir

Psikolojik

değiştir

İyi huylu halüsinasyonlar gibi anormal deneyimlerin kuramsal psikoloji açısından asıl önemi, hastalık modeli ile psikozun boyutsal modeli arasındaki tartışmayla ilgili olmalarında yatmaktadır. Hastalık modeline göre, şizofreni ve manik depresyonla ilişkili olan psikotik durumlar, doğası gereği dikotomik olan altta yatan bir hastalık sürecinin semptomlarını temsil etmektedir. Yani, tıpkı bir kişinin tüberküloz gibi fiziksel bir hastalığa sahip olması veya olmaması gibi, belirli bir kişi ya hastalığa sahiptir ya da değildir. Buna karşın boyutsal modele göre, nüfusun geneli normal dağılımlı bir süreklilik veya boyut boyunca sıralanmaktadır ve bu boyut çeşitli şekillerde psikotizm (Hans Eysenck), şizotipi (Gordon Claridge) veya psikoza yatkınlık olarak adlandırılmıştır.[5]

O sırada fiziksel sağlığı yerinde olan ve uyuşturucu almamış ya da aşırı yorgunluk gibi geçici nitelikteki diğer olağandışı fiziksel durumlarda bulunan kişilerde spontane halüsinasyon deneyimlerinin ortaya çıkması, boyutsal modele destek sağlıyor gibi görünmektedir.[6] Bu görüşün alternatifi, bu tür deneyimlerin bir semptom veya öncü olduğu gizli veya örtük bir hastalık süreci ortaya koymayı gerektirmektedir ki bu da soruyu geçiştirecek gibi görünen bir izahattır.

“Halüsinasyon argümanı” geleneksel olarak felsefi bir teori olan temsiliyetçiliğin savunucuları tarafından doğrudan gerçekçiliğe karşı kullanılan argümanlardan biri olmuştur. Temsiliyetçilik, dünyayı algılarken sağduyunun öne sürdüğü gibi onunla doğrudan temas halinde olmadığımızı, yalnızca dünyanın bilinçteki bir temsiliyle doğrudan temas halinde olduğumuzu ileri sürmektedir. Bu temsil, koşullarımıza, sağlığımızın durumuna vb. bağlı olarak az ya da çok doğru bir temsil olabilmektedir. Öte yandan doğrudan gerçekçilik, sağduyunun ya da düşünmeden algılama görüşünün doğru olduğunu ve dünyayı algılarken bilinçteki herhangi bir temsilin aracılığı olmaksızın onunla doğrudan temas halinde olduğumuzu kabul etmemiz gerektiğini savunmaktadır.

Açıkçası, örneğin hayali bir deneyim sırasında, öznenin dünyayı nasıl algıladığı ile dünyanın o anda gerçekte nasıl olduğu arasındaki uygunluk belirgin bir şekilde kusurlu olacaktır. Aynı zamanda bu deneyim özneye kendisini normal algıdan ayırt edilemez olarak da gösterebilmektedir. McCreery[7] bu tür ampirik olguların doğrudan gerçekçiliğe karşı temsili gerçekçiliği güçlendirdiğini savunmuştur.

Ayrıca bakınız

değiştir

Kaynakça

değiştir
  1. ^ Patterson, Christopher; Procter, Nicholas (24 Mayıs 2023). "Hallucinations in the movies tend to be about chaos, violence and mental distress. But they can be positive too". The Conversation (İngilizce). Erişim tarihi: 28 Mayıs 2023. 
  2. ^ Gurney, E., Myers, F.W.H. and Podmore, F. (1886). Phantasms of the Living, Vols. I and II. London: Trubner and Co.
  3. ^ Sidgwick, Eleanor; Johnson, Alice; and others (1894). Report on the Census of Hallucinations, London: Proceedings of the Society for Psychical Research, Vol. X.
  4. ^ See Slade, P.D. and Bentall, R.P. (1988). Sensory Deception: a scientific analysis of hallucination. London: Croom Helm, for a review.
  5. ^ For a discussion of the concept of schizotypy and its variants, cf. McCreery, C. and Claridge, G. (2002). Healthy schizotypy: the case of out-of-the-body experiences. Personality and Individual Differences, 32, 141-154.
  6. ^ Berrios G E (2005) On Fantastic Apparitions of Vision and Johannes Müller. History of Psychiatry 16: 229-246.
  7. ^ ""Perception and Hallucination: the Case for Continuity."" (PDF). Oxford: Oxford Forum. 2006.