Akabe Krizi veya Akabe meselesi aynı zamanda "Taba Meselesi" veya "Taba Krizi (1906)" olarak da bilinen bir krizdir. Osmanlı İmparatorluğu, Britanya İmparatorluğu ve Britanya İmparatorluğu'nun işgali ile İngiltere'ye bağlanan Mısır Hidivliği arasında 1906 yılında patlak veren krizdir. Kriz Akabe'nin Osmanlı'ya Taba'nın ise Mısır'a bırakılıp Osmanlı'nın 13 Mayıs 1906'da Taba'yı boşaltması ile sona ermiştir.

Krizin nedenleri değiştir

Osmanlı- Mısır sınırı 1840 antlaşmasına rağmen son derece belirsiz bir sınırdır. Osmanlı İmparatorluğu özellikle Kavalalı Mehmet Ali Paşa'dan beri Hicaz'da Vehabbi meseleleri dahil pek çok isyanda Mısır Hidivliği ile ortak çalışmıştır. Londra Antlaşması (1840) ile Mısır Hidivliği özerk durumda olsa da Akka ve Filistin üzerinde de Mehmet Ali Paşa Sülalesine bir yönetim hakkı tanınmış ancak bu arazilerin Osmanlı'nın ayrılmaz bir parçası olduğu kabul edilmiştir. İngiliz isyanı sonrası 1892 fermanı ve Osmanlı iddialarına göre 1840 Londra Anlaşması'na göre Süveyş ve Refah arasında çizilen düz bir hat Mısır ve Osmanlı arasındaki sınırdır.[1] Ancak Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın ölümü ardından Abdülmecid ve özellikle Abdülaziz, Mısır Hidivleri ile arayı sıcak tutmuş ve Mısır Hidivliği ile Osmanlı İmparatorluğu ortak çalışma ile Afrika'da pek çok araziyi ele geçirmişlerdir. Dahası Filistin ve Hicaz'da Osmanlı ile Mısır Hac yolunu güvence altına almaya dönük ortak karakollar kurmuşlardır. İngiliz işgali ile Sina yarımadasında pek çok alan tartışmalı bir konuma düşmüştür. İngiltere, Mısır'ı boşaltabileceği yönünde bir izlenim bıraksa da Mısır'ı boşaltmamıştır. Bir tek İstanbul Antlaşması (1888) ile Süveyş Kanalı'nın herkese açık olması yolunda bir anlaşma yapmıştır ancak Mısır'ın boşaltılması vs. yönünde bir anlaşma yapılamamıştır. Diğer yandan 1870'lerde İngiliz Dış politikası Osmanlı aleyhine keskin bir dönüş yaşamıştır. Özellikle William Ewart Gladstone işbaşına geldikten sonra ve sonrasındaki haleflerinin politikası Osmanlı İmparatorluğu'nun toprak bütünlüğü değil, tasviyesi üzerinedir. Bu bağlamda esasen İngiltere, Osmanlı topraklarını paylaşmaya dönük faaliyetler içindedir. Kuveyt'te de bu yönde faaliyetlerde bulunmuştur. Mısır'ın işgaline karşı çıkan en önemli devletlerden biri olan Fransa ile 1904'te İngiltere-Fransa Dostluk Antlaşması imzalayan İngiltere, Mısır'a karşılık Fransa'ca Fas'ın işgaline ses çıkarmayacağı yolunda anlaşmış ve bu yöndeki engeli de bertaraf etmiş oldu. Yine İngiltere 1882’den itibaren bir hareket üssü haline getirdikleri Akabe’yi de, Mısır muhafız kıtasını kendi kuvvetleriyle destekleyerek ele geçirip egemenliğini Filistin içlerine yayma peşine düştü.Bu şekilde Süveyş ve Hindistan yolundaki her yeri kendi kontrolünde tutma hedefi de vardı.[1]

Kriz ve sona ermesi değiştir

İngiltere'nin Hicaz ve Filistin ile Kuveyt gibi Osmanlı toprakları üzerindeki faaliyetleri üzerine Osmanlı İmparatorluğu Almanya ile birlikte çeşitli demiryolu hat projeleri planladı. Bunlardan biri ise Hicaz demiryolu idi. Bu hat yalnızca Hacıların Mekke ve Medine'ye güvenli seyahati için değil aynı zamanda Osmanlı'nın iç kesimlere asker sevkiyatı ve lojistiğinin sağlanması için planlanmıştı. Ancak bölgedeki belirsiz sınır ve güvenlik eksikliği demiryolu yapımını tehlikeye sokuyordu. Bunun üzerine Osmanlı İmparatorluğu Sultanı II.Abdülhamid Taba'da bir karakol inşa etmeye karar verdi ve Sina yarımadasına da asker soktu. Sultanın yaverlerinden Rüşdü Bey askerî fırka ile Akabe’ye gönderip orayı aldı. Rüşdü Bey Akabe’ye girdikten sonra Sînâ yarımadasında Tâbe’yi de aldı. Bunun üzerine daha geniş bir askerî harekâta hazırlanan ve Avrupa tarafından da desteklenen İngiltere, 3 Mayıs 1906’da verdiği ültimatomla, on gün içinde Sînâ yarımadasının 10 gün içinde boşaltılmasını istedi.[1] İngilizler Nakb el Akabe ve Taba'yı yeniden işgal etmek üzere bir Mısır Sahil Güvenlik vapuru gönderdi. Karaya çıkmalarına izin vermeyen bir Türk subayıyla karşılaşan Mısır kuvvetleri, bunun yerine yakındaki Firavun Adası'na çıktı. İngiliz Donanması Doğu Akdeniz'e savaş gemileri gönderdi ve Osmanlı İmparatorluğu'na bağlı bazı adaları ele geçirmekle tehdit etti. Neticede 2.Abdülhamid, kurulacak sınır belirleme komisyonu karşılığında 13 Mayıs 1906'da Taba'yı boşaltmayı kabul etti. 1 Ekim 1906’da anlaşmaya varıldı. 8 maddelik anlaşma ile Hem İngiltere hem de Osmanlı İmparatorluğu, Refah'tan güney-doğu yönünde yaklaşık olarak düz bir şekilde Akabe Körfezi'nde Akabe'den en az 5 kilometre (3 mil) uzaklıktaki bir noktaya kadar uzanacak resmi bir sınır belirlemeyi kabul etti.[2][3] Sınır başlangıçta telgraf direkleri ile işaretlendi ve daha sonra bunların yerini sınır sütunları aldı.[2] Akabe Osmanlı'da, Taba Mısır'da kaldı.[1][4] Osmanlı İmparatorluğu'da Hicaz Demiryolu'nu tamamladı.

Sonuçları ve Günümüze Yansıması değiştir

I. Dünya Savaşı akabinde Akabe ve Filistin İngiltere eline geçse de bu krizin yansıması 20.yy sonunda da olmuştur.Zira günümüz Mısır-İsrail sınırı da bu sınıra göre çizilmiştir. 1915'ten bu yana tüm haritaların Taba'yı Mısır tarafında gösterdiğini ve aradan geçen yıllarda bu konuda daha önce herhangi bir ihtilafın gündeme gelmediğini kabul etmiştir.[2] Ancak İsrail, Sina yarımadasını Altı Gün Savaşı ile işgal etmiştir 1980lerde yarımadanın geri iade müzakerelerinde ise 1906-1907 yıllarında telgraf direkleri sınır direkleriyle değiştirilirken hata yapıldığını ve yasal sınırın sınır direkleriyle çizilen sınırdan ziyade 1906 tarihli yazılı anlaşma olduğunu iddia etti.[2] Komisyon sınır direklerinin hatalı olduğunu kabul etmedi, ancak her halükarda bu kadar uzun bir süre boyunca tüm taraflarca kabul edilen çizilmiş bir sınırın yasal statü kazandığına karar verdi.[2] Komisyon, Mısır-İsrail barış anlaşmasının lafzına dayanarak, Manda döneminde kabul edilen sınırın geçerli olduğuna karar verdi, ancak bu sınırın daha önceki sınırdan farklı olduğunu kabul etmedi.[2] Akabe Körfezi yakınlarında kaybolmuş olan son sınır sütunu özel bir endişe kaynağıydı.[2] Taba'nın kuzey doğusunda bir sütunun eski fotoğrafları vardı, ancak İsrail bunun yanlışlıkla yerleştirildiğini iddia etti.[2] Komisyon İsrail'in iddiasını kabul etmedi ve sütunu tarihi konumuna yakın bir yere yerleştirdi.[2]

Bu nedenle İsrail ve Mısır, Şubat 1989'da sona eren müzakereleri yeniden başlatmış ve sonuç olarak Taba, Mısır'a iade edilmiş, Hüsnü Mübarek 19 Mart 1989'da şehre Mısır bayrağını çekmiştir.

Kaynakça değiştir

  1. ^ a b c d Süslü, Azmi (1989), "Akabe Meselesi", TDV İslâm Ansiklopedisi, İstanbul: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi, 2, s. 210,211, 3 Kasım 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi, erişim tarihi: 17 Aralık 2023 
  2. ^ a b c d e f g h i "Reports of International Arbitral Awards — Codification Division Publications". legal.un.org (İngilizce). 14 Ağustos 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Ekim 2017. 
  3. ^ Friedman, Thomas L.; Times, Special to the New York (23 Eylül 1986). "THE TALK OF TABA; A DISPUTED SLICE OF SINAI IS TAKING IT ALL IN STRIDE". The New York Times (İngilizce). ISSN 0362-4331. 15 Ekim 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Ekim 2017. 
  4. ^ Çetinsaya, Gökhan (2016), II. Abdülhamid’in İç Politikası: Bir Dönemlendirme Denemesi (42), Osmanlı Araştırmaları, ss. 393-395