Şablon:GM/2016-06-08

Kültivar ya da Kültürvaryete, istenilen bazı özellikleri nedeniyle seçilmiş ve bu özelliklerini çoğaltıldığında koruyan bitkidir. Kültivarların çoğu insan eliyle oluşturulmakla birlikte yabani doğada ortaya çıktıktan sonra seçilip yetiştirilen bazı az sayıda örnek de vardır.

Kültivarlarda istenilen özellikler, örneğin süs bitkilerinde güzel renk ya da koku, çeşitli tarım ürünlerinde ürün artışı ya da hastalıklara direnç, ormancılıkta yüksek kereste kalitesi ve verimi olabilir.

Kültivar çeşitleri arasında Vejetatif üreme (ya da klonlama) yoluyla, yani eşeysiz üreme ile kopyalayarak, Eşeyli üreme yoluyla, tohum ile çoğaltarak, Genetik mühendisliği yoluyla. Farklı bir pangenezin genetik malzemesiyle yeni özellikler kazanmış genetiği değiştirilmiş organizmalar da bir kültivar oluşturabilir. Ancak bu organizmalar geliştirme aşamasında sayıldıklarından, adlandırılarak bilimsel olarak tescil edilmeleri mümkün görülmemektedir. Uluslararası Kültivar Adlandırma Yasası (International Code of Nomenclature for Cultivated Plants – ICNCP) uyarınca her kültivara, dahil olduğu taksonomik birim içinde (bu genellikle cins basamağıdır), özgün bir ad verilir. Bu ad ana bitkinin Latince bilimsel adına kültivar lakabı (epitet) eklenerek oluşturulur. Botanik adı yatık yazılsa bile kültivar lakabı düz, tek tırnak içinde, baş harfleri büyük yazılır. Kurallara göre aşağıdaki örnekler doğru yazımlardır: (Devamı...)


Robert Koch ya da tam adıyla (d. 11 Aralık 1843 - ö. 27 Mayıs 1910), Alman hekim. Antraks basili (1877), tüberküloz basili (1882 ve kolera basili'nin (1883) keşfi ve Koch postülatlarını geliştirmesiyle ünlenmiştir.

Tüberküloz konusundaki keşifleri nedeniyle 1905 yılında Nobel Tıp veya Fizyoloji Ödülünü almıştır. Bakteriyolojinin kurucularından biri olarak görülür. Koch Clausthal, Almanya'da doğmuştur. Göttingen Üniversitesi'nde tıp eğitimi almış, 1866 yılında mezun olmuştur. Daha sonra Frank-Prusya Savaşı'nda görev almış ve Wollstein'de önemli bir tıbbi görevli olmuştur. Çok sınırlı kaynaklarla çalışmış olsa da, bakteriyolojinin kurucularından olmuştur. Casimir Davaine antraks (şarbon) basilinin inekler arasında doğrudan aktarıldığını ortaya çıkardıktan sonra Koch antraksı daha yakından incelemeye başlamıştır. Bulduğu metotlarla kan örneklerinden basili arıtıp saf kültürler büyütmeyi başardı. Bu çalışması sonucu şarbonun bir konakçı canlı olmadan uzun süre dışarıda yaşayamadığını fakat oluşturduğu endosporların uzun süre varlıklarını sürdürdüğünü buldu. Toprağa karışan bu endosporlar açıklanamayan ani şarbon salgınlarının nedeniydi. Koch buluşlarını 1876'da yayımladı ve 1880'de Berlin'deki Emperyal Sağlık Bürosu'nda bir iş ile ödüllendirildi. 1881'de ateş kullanarak cerrahi aletlerin sterilize edilmesini teşvik etti. Berlin'de daha önce kullandığı metotları geliştirdi. Onun geliştirdiği yöntemler bugün hâlâ kullanılmaktadır. Bu yöntemlerin yardımıyla tüberküloza neden olan bakteriyi (Mycobacterium tuberculosis) 1882'de keşfetmiştir. 19. yüzyılın ortalarında tüberküloz her yedi ölümden birinin sorumlusu olan çok ölümcül ve önemli bir hastalıktı. Bu nedenle Koch'un o dönemde yaptığı keşif cidden çok önemlidir ve onu bakteriyolojik araştırma konusunda ünlü Louis Pasteur ile denk kılmıştır. (Devamı...)