Şablon:GM/2016-01-26

Yugoslavya Krallığı (1918-1929), 1918'den II. Dünya Savaşı'nın sonuna kadar Balkanlar'ın batısında var olmuş devlet. Bugünkü Makedonya, Kosova, Sırbistan, Bosna-Hersek ve Karadağ'ın tamamı ile Slovenya ve Hırvatistan'ın büyük bir kısmını kapsıyordu.

I. Dünya Savaşı'nın önemli bir cephesi de Güney Slavlarının siyasi birlik yönünde attığı adımlar oldu. Daha savaşın başlarında Sırp, Hırvat ve Sloven kökenli politikacı ve aydınların bu amaçla Londra'da kurduğu Yugoslav Komitesi, yeni ve birleşik bir devleti savunan çevrelerin sözcüsü durumuna geldi. Yugoslav Komitesi ile sürgündeki Sırp hükümeti temsilcilerinin Temmuz 1917'de imzaladığı Korfu Bildirisi'yle bu program ilk kez somut bir biçim kazandı. Bildiri temelde farklı ulusal ve dinsel toplulukların eşit haklarla yer alacağı, demokratik ilkelere dayalı bir anayasal monarşi kurulmasını öngörüyordu. Bu gelişme Habsburg (Avusturya) yönetimi altında olan Hırvatlar ve Slovenler arasında bağımsızlık mücadelesini de güçlendirdi. Aynı yıl örgütlenen Yugoslav Ulusal Konseyi açıkça Güney Slavları birliğini savunmaya başladı. Yugoslav Komitesi'nin önemli bir başarısı da savaşa girmek için İtilaf Devletleri'nden Slovenya ve Dalmaçya'nın bir bölümünü topraklarına katma sözü almış olan İtalya ile belirli bir uzlaşma sağlaması oldu.

Habsburg monarşisinin çöküşe doğru gitmesi Güney Slav milliyetçiliğine yeni bir hız kazandırdı. Bir dizi ayaklanmaya sahne olan Hırvatistan, Sabor'un Ekim 1918'de aldığı kararla Macaristan'a bağımlılığa resmen son verdi. Bu sırada Dalmaçya'daki İtalya ilerlemesi sürdüğünden, Güney Slav halkları düzenli orduya dayanan Sırbistan'ın çevresinde kenetlendi. Kasım 1918'de Cenevre'de bir araya gelen Yugoslav Komitesi, Yugoslav Ulusal Konseyi ve Sırp partilerinin temsilcileri Karayorgiyeviç hanedanı altında birleşmeyi öngören bir plan hazırladı. Öte yandan Karadağ'da toplanan bir ulusal meclis de Sırbistan'a katılma kararı aldı.

Sırp naip prensi Aleksandar 1 Aralık 1918'de babası Petar'ın yönetiminde “Sırp, Hırvat ve Sloven Krallığı”'nın kurulduğunu açıkladı. İtalya'ya bazı toprakları bırakarak ve öteki komşularla bir dizi antlaşma imzalayarak sınırlarını çizen yeni krallığı, içeride savaşın yol açtığı büyük yıkımı giderme ve yönetim yapısını biçimlendirme gibi daha ağır sorunlar bekliyordu. (Devamı...)


José Mourinho (d. 26 Ocak 1963, Setúbal), Portekizli teknik direktör.

Portekizli kaleci Félix Mourinho'nun oğlu olan Jose Mourinho, futbol kariyerine oyuncu olarak başladı. Ancak kariyerinden tatmin olmayınca teknik direktör olmaya karar verdi. 1990'larda asistan menajerlik ve genç takımlara teknik direktörlük yaptıktan sonra Bobby Robson'ın tercümanlığını yapmaya başladı. Mourinho, Bobby Robson ile Sporting, Porto ve Barcelona'da birlikte çalıştı. Mourinho, Bobby Robson'ın Katalan ekibinden ayrılmasından sonra Louis van Gaal ile çalıştı.

Teknik direktörlüğe odaklanmaya başlayan Mourinho, Benfica ve UD Leiria takımlarını çalıştırdı. 2002 yılında Porto'ya teknik direktör olarak geri dönen Mourinho, bu kulüpte kazandığı başarılar ile dikkat çekti. Mourinho, Porto'da Primeira Liga, Taça de Portugal ve UEFA Kupası şampiyonluğu kazandı. 2004 yılında, Porto ile Primeira Liga'da tekrar şampiyonluk yaşayan Mourinho, aynı yıl avrupa futbolundaki en büyük onur olan UEFA Şampiyonlar Ligi'ni kazandı.

2003 yılında Rus asıllı yahudi iş adamı Roman Abramoviç'in İngiliz Premier liginin köklü kulüplerinden Chelsea'yi satın almasıyla kabuk değiştiren kulüp, 2004 yılında, kazandığı başarıların ardından Mourinho'yu transfer etti.

Mourinho, ilk yılında 70 milyon €'luk bir bütçe ile birçok transferler yaptı. Portekizli futbolcular, orta saha oyuncusu Tiago (10 milyon €), stoper Ricardo Carvalho (19.8 milyon £) ve Sağ bek Paulo Ferreira (13,3 milyon £) ile Ganalı ön libero Michael Essien (24.4 milyon £), Fildişi Sahilli santrafor Didier Drogba (24 milyon £), Sırp santrafor Mateja Kežman (5.4 milyon £) transferlerini gerçekleştirdi.

Chelsea'de üst üste iki kere Premier Lig şampiyonluğu yaşadı. Samimi açıklamaları genellikle tartışmalara yol açsa da Mourinho, Chelsea ve Porto'da kazandığı başarılar sayesinde basın ve meslektaşları tarafından en büyük teknik direktörlerden biri kabul edildi. Ayrıca 2004-2005 ve 2005-2006 sezonlarında Uluslararası Futbol Tarihi ve İstatistikleri Federasyonu IFFHS tarafından dünya'da yılın en iyi teknik direktörü seçildi. 2007-2008 sezonun başında Chelsea'den ayrıldı. (Devamı...)