Lozan Antlaşması: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
33. satır:
Şubat 1920'deki Londra Konferansı'nda barış müzakereleri yeniden başladı. Nisan 1920'deki [[San Remo Konferansı]]'nda ise Sevr'in taslağı hazırlandı. Yunan Başbakan [[Elefterios Venizelos|Venizelos]], antlaşmayı Türklere kabul ettireceğini taahhüt etti. Diğer taraftan, Yunan işgaline ve Anadolu'daki diğer işgallere en başından beri karşı çıkan ve Türk bağımsızlık tezini savunan İngiliz Dışişleri Bakanı [[George Curzon|Lord Curzon]], yeni Türkiye'nin Asya merkezli bir devlet olmasını isteyerek, başkentin Anadolu'da bir yere taşınmasında ısrar ediyordu. Curzon'a göre yeni başkent Bursa, Konya veya Ankara olabilirdi. Çünkü Konstantinopolis siyasi gücün sembolüydü. İstanbul'daki Sultan, halîfe olarak İngiliz İmparatorluğu için tek gerçek ve gizli tehdit olan Panislamizm anlayışının temsilcisiydi. Başkentin taşınması bu yüksek prestiji ortadan kaldıracaktı.<ref>Nicolson, (Curzon: the last phase 1919-1925), 1934, s. 110</ref><ref>Ronaldshay, The Life Of Lord Curzon Vol-iii, (George Nathaniel Marquess Curzon of Kedleston), 1928, London, s. 262-264</ref><ref>Minute by Hardinge, 14 October 1919, on memorandum by the Aga Khan, approximately 3 October 1919, 140890, FO371/4215</ref> Ayrıca mutlaka boğazlarda İngiliz hakimiyeti sağlanmalıydı. İngiliz kabinesi, Başbakan Lloyd George ve Dışişleri Bakanı Curzon'un bu önerilerini doğru bulmakla birlikte, başkentin taşınmasının İslam dünyasının tepkisini çekebileceğini ve askerî masrafların da artacağını öne sürerek 6 Ocak 1920'de bu kararı reddetti.<ref>Cabinet Papers Record, Cab-23-20 s. 9-10-14</ref> Curzon ise reddedilen bu kararı şiddetle protesto etti ve bunun doğru hesaplanmış bir karar olmadığını, sürprizlere sebep olacağını îmâ etti.<ref>Cabinet Papers Record, cab-24-96 s. 38</ref> Ve Curzon, öngörüsünde haklı çıktı. 28 Ocak 1920'deki Misak-ı Milli kararları sonrası yapılan 16 Mart 1920'de İstanbul'un işgali ile yeni meclis 23 Nisan 1920'de Ankara'da açılmış ve Yunanistan'ın karşısında millî bir hareket çoktan şekillenmişti. Antlaşmanın imzalanmasındaki 15 aylık gecikme tamamen Yunanistan'ın aleyhine ve Türkiye'nin lehine olmuştu.<ref>Documents on British Foreign Policy 1919-1939, vol. XIII, no 152, Telegram from Venizelos to Lloyd George-Secret, 5 October 1920, s. 157-8.</ref>
 
Ankara'da TBMM'nin ''Sevr Antlaşması''{{'}}na tepkisi çok sert oldu. Ankara [[İstiklâl Mahkemeleri|İstiklâl Mahkemesinin]] 1 numaralı kararı ile anlaşmaya imza koyan 3 kişiyi ve Sadrazam [[Damat Ferit Paşa]]'yı idama mahkûm etti ve vatan haini ilan etti. Fakat öte yandan antlaşmanın imzalanmasından sadece 2 ay sonra Ekim 1920'de yeni Yunan kralı [[Aleksandros (Yunanistan kralı)|Aleksandros]] bir maymun ısırığı ile aniden öldü ve Yunanistan'da seçimlere gidildi. Kasım 1920'de yapılan seçimlerde "Yunanistan'ın kurtarıcısı" ilân edilen İngiliz dostu Başbakan Venizelos 369 sandalyeden sadece 118'ini aldı. Kendisi milletvekili bile seçilemedi ve Venizelos hükûmeti düştü. 4 Kasım'da Venizelos, aktif siyâsetten emekli olduğunu açıkladı ve Fransa'ya gitti. [[İtilaf Devletleri|Müttefikler]]in baş düşmanı olan eski kral [[I. Konstantin (Yunanistan kralı)|I. Konstantin]]'in, Dimitrios Gounaris liderliğindeki yeni hükûmet tarafından yapılan referandumda %99 oy alarak tahtına geri dönüşü ile İngiltere ve Fransa, Yunanistan'a yapılan tüm desteklerini ve yapılması planlanan 850.000.000 altın frank tutarındaki krediyi kestiler. Bu sırada bütçesinin yaklaşık 3'te 2'sini Müttefik devletlerin sağladığı krediye borçlu olan Yunanistan, uygulanan ambargo sonucu birdenbire askeri ve ekonomik olarak zayıflamaya başladı.<ref>T. Veremis, 'Two letters- Memoranda of E. Venizelos to Winston Churchill', Deltio Kentrou Mikrasiatikon Spoudon -Δελτίο Κέντρου Μικρασιατικών Σπουδών, 4 (1983), s. 347</ref>
 
Tüm Müttefik desteğini kaybeden ve Küçük Asya Harekâtında tamamen yalnız kalan Yunanistan'da aynı zamanda, Konstantin'in dönüşü ile ordudaki I. Dünya Savaşı ve Anadolu'daki ilerlemeden sorumlu olan tecrübeli tüm Venizelist kumandanlar görevden alınırken, yerlerine yaklaşık 1500 tecrübesiz subay ataması yapıldı. Bir yandan Yunan ordusu içinden bölünürken diğer yandan İtalya ile Fransa ise kesin bir dış politika değişikliğine gittiler ve Yunanistan'a karşı açık şekilde Türkiye'yi destekleme kararı alarak derhal Sevr antlaşmasının gözden geçirilmesinde ısrar ettiler.<ref>David Lloyd George, The Truth about the Peace Treaties, v. 2 (Gollancz, London: 1938), s. 1348-1349.</ref>
39. satır:
{{Cquote|text=Londra'ya gitmeden önce Fransa'da hukuk okumuş olan Nikolaos Kalogeropoulos, 16 Şubat 1921'de Cumhurbaşkanı Milenard ve Başbakan Briand ile görüşmek için Paris'e uğradı. Burada Fransa'nın çıkarlarının Ankara ile olduğunu ve Yunanistan'ın herhangi bir yardım almayacağını öğrendi. Kalogeropoulos, 18 Şubat 1921'de Londra'ya vardığında ve Lloyd George ile görüştüğünde, durumun çok ciddi olduğunu fark etti ve Gounaris'i acilen Londra'ya gelmesi için aradı. Ona yüksek sesle şunu söylemişti: "Edindiğim bilgi, Türklerin bizim sadece Küçük Asya'dan değil, Doğu Trakya'dan da ayrılmamızı talep edecekleridir."
21 Şubat'ta başlayan ve 12 Mart 1921'de sona eren konferansta, "iki müttefikimiz" Fransa ve İtalya'nın, padişahı tamamen görmezden gelerek Kemalist Türkiye'nin yanında yer aldığı ortaya çıktı. Fransa, Kilikya'dan çekildi ve Türklere (Ağustos 1921'de Yunanlılara karşı Sakarya savaşında kullanılan) büyük miktarda askerî teçhizat bıraktı, İtalyanlar ise Doğu Trakya ve İzmir'in topraklarının Türkiye'ye verilmesini destekleme sözü verdi. Nihai sonuç şuydu: Sevr Antlaşması'nın uygulanması ve geçerli olabilmesi için, Türkiye ile savaşı sürdürmek ve onları yenmek ya da İzmir'den ayrılmak ve Doğu Trakya'ya çekilmek zorundaydık. Atina'ya dönen Gounaris, savaşmaya karar verdi. Ve İnönü, Eskişehir, Kütahya ve Afyon savaşlarının yapıldığı bahar taarruzu başladı.|sign=|source=MUHTEŞEM BELGELER - "Küçük Asya'da Yıkım", DIM. FOTIADIS, ATİNA, 1974<ref>«ΤΑ ΦΟΒΕΡΑ ΝΤΟΚΟΥΜΕΝΤΑ – ΣΑΓΓΑΡΙΟΣ ΕΠΟΠΟΙΪΑ ΚΑΙ ΚΑΤΑΡΕΥΣΗ ΣΤΗΝ ΜΙΚΡΑ ΑΣΙΑ», ΔΗΜ. ΦΩΤΙΑΔΗΣ, ΕΚΔ. ΦΥΤΡΑΚΗ, ΑΘΗΝΑ, 1974</ref>}}
 
[[George Curzon|Lord Curzon]]'un en önemli adamlarından Nicolson da 2 Mart 1921'de şöyle diyordu: 'Yunanistan ambargomuzun sadece devamı ile Mustafa Kemal'e verilen muazzam teşvik, kısa bir süre içinde Türkiye ile Yunanistan arasında, İtalya'nın desteğiyle Türkiye'nin galip geleceği bir savaşa yol açacaktır.'<ref>Foreign Office Papers, 371/6466-E2764/l/44, Granville Report with minutes by Nicolson, 2 March 1921</ref>
 
Konstantin'in dönüşü sonrası, İtalya ve Fransa'nın Türk yanlısı talepleri doğrultusunda 21 Şubat 1921'de başlayan Londra Konferansı'nda, İtalyanlar ve Fransızlar, İzmir ve Doğu Trakya'nın Türkiye'ye verilmesini şart koştular.<ref>John Mavrogordato, Modern Greece: A Chronicle and a Survey, 1800-1931, MacMillan and Co. Limited, London 1931, s. 131</ref><ref>Michael Smith, ''Ionian Vision: Greece in Asia Minor, 1919-1922'' , University of Michigan Press, 1999.</ref><ref>«ΤΑ ΦΟΒΕΡΑ ΝΤΟΚΟΥΜΕΝΤΑ – ΣΑΓΓΑΡΙΟΣ ΕΠΟΠΟΙΪΑ ΚΑΙ ΚΑΤΑΡΕΥΣΗ ΣΤΗΝ ΜΙΚΡΑ ΑΣΙΑ», ΔΗΜ. ΦΩΤΙΑΔΗΣ, ΕΚΔ. ΦΥΤΡΑΚΗ, ΑΘΗΝΑ, 1974</ref> Alman yanlısı bir Yunanistan'ı bölgede asla istemeyen [[İtilaf Devletleri]]nin sert şekilde Türk yanlısı politika göstermeleri üzerine Mart 1921'de savaş kararı alan Yunan kralı Konstantin'i, TBMM hükûmeti; Rusya, İtalya ve Fransa'nın yardımlarıyla mağlup etti. İngiliz politikacılar, Yunanların derhal geri çekilmesi için bastırmanın, Türkleri daha da talepkar hale getirebileceği endişesiyle Türk-Yunan savaşında daha çok tarafsız gibi görünmeye çalıştılar. Liberal partiye bağlı olan İngiliz Başbakan [[David Lloyd George|Lloyd George]] hâlâ bir şekilde Yunan çıkarlarından yana olsa da, İngiliz Savaş Bakanlığı Türkler ile dost olmaktan yanaydı.<ref>Callwell, Charles Edward, Sir, Major-General. Field Marshall Sir Henry Wilson, bart., G.C.B., D.S.O., His Life and Diaries. v. ii. New York: C. Scribner's Sons, 1927, s. 244-294-313</ref> Muhafazakar partili olan Türk yanlısı İngiliz Dışişleri Bakanı [[George Curzon|Lord Curzon]] ise Yunan mağlubiyetinden dolayı hiçbir sorumluluk almayacakları şekilde Türklerin galip geleceği bir politika takip etmişti. İngilizler, Yunanların mağlup olmasını temin için gizlice İnebolu'ya cephâne dahi göndermişti.<ref>Winston S. Churchill. Companion volume, Randolph Spencer, 1911-1968, s. 1267-1272. (21 Aralık 1920)</ref><ref>Yusuf Hikmet Bayur, Türkiye Devletinin Dış Siyasası, s. 95</ref> İngiliz Başbakan [[David Lloyd George]] şöyle dedi<ref>David Lloyd George, The Truth about the Peace Treaties, v. 2 (Gollancz, London: 1938), s. 1348-9</ref>: