Kırkkilise Muharebesi: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Aybeg (mesaj | katkılar)
→‎Notlar: düzeltme AWB ile
136. satır:
 
== Notlar ==
:A.&nbsp;{{notenot|kitap1}}O sırada Osmanlı ordusunu eğitmeye çalışan alman subaylarda gözlemci olarak Osmanlı ordusu kurmay heyeti ile birlikteydiler. Mahmut Muhtar Paşa'nın karargahında görevli Alman Binbaşı Hochwaechter, anılarında Afyon redif tümeninin saldırıdaki halini ve Osmanlı ordusunun durumunu,lojistiğinin ne kadar bozuk olduğu şöyle anlatmaktadır:<ref name=Orhansuat />
''"23 Ekim sabahı saat 07.00'de, yakından tüfek sesleri duyduk. Atlara binerek 600 metre kadar ilerlemiştik ki, koşa koşa çığlıklar atarak bize doğru gelen Redif grupları gördük. Durum hakkında bir fikir edininceye kadar birkaç dakika geçti. Sonra Mahmut Muhtar Paşa'nın kılıcını çekerek kaçan Rediflere acımasızca vurduğunu gördük. Biz de onun örneğine uyduk, tabancalarla kaçanlara ateş etmeye başladık. Böylece, o karmakarışık insan kütlesinden birkaç grup düzenlemeyi başardık. Erler kötü hava ve açlıktan perişan, bitik, kıyafetleri berbat, hemen hemen yalınayaktılar. Yeteneksiz subaylara teslim edilmiş bu talihsizler, taarruzun ilk anlarında düzensiz ve hesapsız ateşle bütün mermilerini harcayıp bitirmişlerdi. Her tarafta köyler yanıyor. Bütün cephede toplar gürlüyor. Bahtsız yaralıların durumu yürekler acısı. Hepsi ıslanmış, ya da donmuş. İleri kanatlarda hiçbir sağlık servisi yok. Yaraları yıkamak için su bile yok."''
:B.&nbsp;{{notenot|kitap2}}Çekilme akşamı yanındaki birkaç kişiyle Kırklareli'ne ulaşan Alman Binbaşı Hochwaechter, o günü şu sözlerle anlatır:<ref name=Orhansuat />
''"Dehşet verici bir andı. Bütün cepheden kaçanlar korkunç haykırmalarla, tasavvur edilemeyecek bir karışıklık içinde Kırklareli'ne saldırdılar. Bu kaçış, müthiş bir sağanak altında oluyordu. Osmanlı Ordusu'nun bütün yükleri, cephanesi ve yiyeceği mahvolmuştu. Toplar, arabalar batağa saplanmış. Kaçanlar atları çözüp götürmüşler. Nereye gitsek kaçaklara rastlıyoruz. Hıristiyan halk, evlerinden subaylara ateş ediyor. Gürültü ve kargaşalık anlatılır gibi değil. Kırklareli istasyonu, korkunç olaylara sahne olmuştur. Halk kaçmış, karılarını, çocuklarını, değerli eşyalarını manda veya öküz arabalarına yükleyip uzun kafileler halinde Tekirdağ'a doğru yola düşmüşler. Köyler yanıyor. Çamurlar içinde yalınayak koşan yarı çıplak çocuklar, kadınlar görüyoruz."''
<br>Diğer bir subay Mehmet Ali Nüzhet Paşa şunları anlatıyor :<br>
144. satır:
[[Şevket Süreyya Aydemir]] ise bu durumu şu cümle ile tasvir etmektedir.
''“Türk piyadesinin kaçışı Bulgar süvarisinin ilerleyişinden daha hızlıydı…”''<ref name="gözyaşı">Tuncay Yılmazer "Bir İmparatorluğun Gözyaşları Balkan Savaşı'nı Neden Kaybettik?" Kültür Dergisi Mart 2009 özel Sayısı</ref>
:C.&nbsp;{{notenot|kitap3}}Olayları yerinde izleyen Fransız gazeteci Stephan Lausanne ise bu durumu için şu sözlerle doğrulamaktadır:<ref name=Orhansuat />
''“Mahmut Muhtar Paşa'nın emir subayları bile artık kaçmak gerektiğine kanaat getirerek karargahı terk ettiler. Bütün resmi evrakı, dosyaları, haritaları, planları, hatta komutanlığın şifreli yazışmalarını ortada bıraktılar. Emir subaylarından biri o şaşkınlıkta götürecek şey bulamadı, Muhtar Paşa'nın bisküvi kutusunu aldı sadece. Bu trajedinin tek komik tarafı olan bu şuursuz hareket işe yaradı, çünkü sonraki üç gün Muhtar Paşa, fırtınadan kurtarılan bisküvilerden başka yiyecek bulamayacaktı.”''
:D.&nbsp;{{notenot|kitap4}} Bununla birlikte Kırkkilise Muharebesinde Bulgar Ordusuna birkaç gün önce saldırıya geçilse bu harekatın başarılı olabileceğini saldırıyı düşünen Nazım Paşa'nın saldırı kararını geç verdiğini savunanlarda bulunmaktadır. Gerçekten 18 ekimde Abdullah Paşa düşman yerleşmeden öncü kuvvetlerine baskın şeklinde saldırı yapılmasını bu şekilde Bulgar ordusunun savaş düzeninin bozulmasını istemiştir ancak Nazım Paşa tarafından saldırı emri verilmesi 21 Ekim tarihini bulmuştur, 19 Ekimde Mahmud Muhtar Paşa Abdullah Paşa'dan düşmanın bozuk bir arazide yürüdüğü 1. ve 3. kolordularla düşman öncülerine hemen o anda ani baskın şeklinde bir taarruz yapılırsa Bulgar Ordusunun şoka uğratılabileceğini söyler; fakat bu talebi de Abdullah Paşa hava koşullarını ileri sürerek kabul etmez. Sonuçta bu saldırı bu görüşü savunanlara göre geç yapılmıştır ve neticesi kötü olmuştur.<ref name="tez">Olgun Said,Mahmud Muhtar Paşa (1867-1935) hayatı, askeri ve siyasi faaliyetleri, eserleri (Yüksek Lisans Tezi) Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Ankara 2006 s:132-133 url:http://www.belgeler.com/blg/st8/mahmud-muhtar-paa-1867-1935-hayati-askeri-ve-siyasi-faaliyetleri-eserleri-mahmud-muhtar-pasha-1867-1935-his-life-military-and-politicial-activities-writings</ref>
 
== Kaynakça ==