Süleyman Çelebi (emir): Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
→‎top: düzeltme AWB ile
düzeltme AWB ile
26. satır:
* Osmanlı ülkelerinde İtalyan denizci şehirlerine (Venedik ve Cenova) daha fazla ticari imtiyazlar sağlanacaktı.
* Osmanlılar elinde bulunan bütün Bizans ve diğer imzalayıcı ülke esirlerini geri teslim edilecekti.
* Osmanlı gemileri Çanakkale ve İstanbul boğazlarına Bizans'dantan izin almadan girmeyeceklerdi.
* Buna karşılık anlaşmayı imzalayan bütün ülkeler Süleyman Çelebi'nin başkenti Edirne'de bulunan Osmanlı Devleti'nin hükümdarı olarak kabul edeceklerdi.
 
51. satır:
Süleyman Çelebi [[Selçuk|Ayasuluk]]'ta iken kardeşi Musa Çelebi'nin Eflak'a gidip orada bir ordu toplama haberini aldı. Yanına İzmiroğlu Cüneyd Bey'i katıp Bizans desteğini sağlayıp hemen hızla Rumeli'ye geçti ve Edirne'ye vardı. Musa Çelebi'nin hücumlarına karşı durabilmek için, olabilecek anlaşmazlıklar, [[Trakya]]'nın emniyeti [[Boğazlar]]dan rahat geçişi sağlamak amacıyla o sonbahar Süleyman Çelebi Bizans İmparatoru ile görüşmek üzere İstanbul'a gitti. Görüşmelerde Bizans İmparatoru II. Manuel'e ''sevgili baba'' olarak hitap ettiği bildirilmiştir.<ref name="norwich"/> Süleyman Çelebi Musa'nın yeni ordusuyla hücumlarına Bizans desteği olmadan karşı koyamayacağını açıkladı. Bizanslılar için Yıldırım'ın İstanbul kuşatmalarını hatıraları hala yeniydi ve Musa Çelebi'nin Bizans'a karşı çok daha sert bir politika güdeceği de bilinmekteydi. İki taraf bir karşılıklı destek anlaşmasına vardılar. Süleyman Çelebi Bizans'a iyi niyetini açıkça ifade için genç erkek kardeşi Kasım'ı ve kız kardeşi Fatima'yı Bizans'a rehin olarak verdi ve Mora Despotu Teodor'un gayri-meşru kızı ve İmparator'un yeğeni olan Bizanslı aristokrat bir genç kız da Süleyman Çelebi'ye eş olarak verildi. Hemen ardından Süleyman Çelebi Karamanoğulları ile barış anlaşması yaptı.<ref name="norwich"/>
 
Çelebi Mehmet'in yeni stratejisinin birinci aşaması başarılı olmuştu. Süleyman Çelebi Rumeli'ye geçer geçmez Çelebi Mehmet Bursa'ya girdi ve Anadolu idaresini eline aldı. 1410'da Musa Çelebi Eflak Voyvodası'nın kızı ile evlendi. Rumeli sınır boylarında yerleşmiş Türkmenlerden ve Eflak, Bulgar ve Sırbistan'dan asker desteği alarak yeni bir ordu yarattı. Bulgaristan'a indi ve oradaki boyarlarin da desteğini sağladı. Bunu Anadolu'da haber alan Emir Süleyman hemen Bizans desteği için Konstantinopolis'e ve oradan da Edirne'ye geçti. Musa Çelebi yeni topladığı ordusu ile 1410'da Balkanlardan güneye indi. Bizans'dantan aldığı askerî desteklerle güçlenen Süleyman Çelebi ordusu ile savaşa girişti.<ref name="sakaoglu"/> 11 Şubat 1410'da Musa Çelebi Süleyman Çelebi'nin üzerine gönderdiği bir orduyu [[Yanbolu]]'da yendi. Fakat Süleyman Çelebi şahsen ordusunun başına geçtikten sonra 15 Haziran 1410'da Hasköy Hisarı önünde yapılan savaşta Musa Çelebi yenildi. Mus Çelebi Eflak'a geri kaçmak zorunda kalıp Çirmen ve Yanbolu civarlarında çete savaşları başlattı ve Süüleyman Çelebi'ye bağlı mevkilere baskınlar yapmaya başladı.
 
Süleyman Çelebi pek o kadar savaşçı bir kişi değildi; sonbahar ve kış geldiğinde Musa Çelebi askerî gücü ile uğraşırken, Süleyman Çelebi yine barışçıl zevk ve eğlenceye başladı. Etrafındakiler vaktini içki ve eğlenceye vermesinden ve özellikle Hristiyanlara karşı çok iyi davranmasından hoşnut değillerdi. Önemli önemsiz birçok taraftarı Süleyman Çelebi'nin yanından ayrıldı.
59. satır:
Musa Çelebi 17 Şubat 1411'de çok soğuk bir kış günü Edirne'ye bir baskın yaptı. Zaten sayıları azalmış ve Süleyman Çelebi'nin tutumu ve siyaseti dolayısı ile demoralize olmuş olan taraftarları bu baskına karşı koyamadı. Süleyman Çelebi yine bir alemde, sarhoş olarak bir hamamda idi. Bu baskının haberini kendisine getirenleri sinirli bir tavırla; hakaret ederek, hatta saçlarını ve sakallarını tıraş ettirerek yanından kovmaktaydı. Gazi Everanosoğlu'na "Ey Hacı İslam, nedir bu pür âlâm? Musa kimdir ki benim üstüme leşger çekip dava-yi saltanat eyleye?" dediği söylenir.<ref name="sakaoglu"/>
 
Fakat sonunda durumunun vehametini anladı ve çok az sayıda adamıyla ile gece karanlığında Bizans'dantan destek bulmak üzere İstanbul'a doğru kaçmaya koyuldu. Fakat Döğenciler köyüne geldiği zaman kılavuzu ona ihanet etti. Onun hüviyetini köylülere açıklayarak eğer onu öldürürlerse Musa Çelebi'den bahşiş alacaklarını açıkladı. Köylüler de sırf parasal ödün almak amacıyla Emir Süleyman'ı öldürdükleri ve kesilmiş başını Edirne'ye gönderdikleri bildirilir.<ref name="sakaoglu"/> Oysa orta Asya'dan gelme eski Türk geleneklerine göre sultanların ve onların soyundan gelenlerin kesinlikle kanları akıtılmazdı. Bu kurala uymayanların soyu kurutulur ve tümü imha edilirdi. Bu nedenle köy Musa Çelebi tarafından imha ettirilmiştir.
 
Süleyman Çelebi naaşı da Bursa'ya götürülüp babasının türbesi yanına defnedilmiştir.