Antisemitizm: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
düzeltme AWB ile
düzeltme AWB ile
95. satır:
Yeni Ahit'e göre, İsa Romalı askerler tarafından gaddar bir şekilde ve aşağılanarak öldürülmüştür. [[Pontius Pilatus]]'un sözleri (Matta 27:24-25) İsa'nın öldürülmesinden tamamıyla Yahudilerin sorumlu olduğunu ima etmektedir. İsa çarmıha çivilendiğinde, Yeni Ahit orada bulunanların İsa'ya hakaret ettiklerini belirtir (Matta 27:39); kimileri, ismi verilmeyen bireylerin aslında Yahudiler olduğunu iddia eder. Romalıların olayla ilgisi, özellikle idam şekli Yeni Ahit'te anlatılmasına rağmen, Hristiyanların genelindeki izlenim İsa'nın ölümü ile sonuçlanan olayları Yahudilerin kontrolünde geliştiği yönündedir.
 
Kimileri, Hristiyanların Yahudiliği ilk olarak rakip ardından da günah keçisi olarak görmeye başlamalarının izinin hem Yeni Ahit'in belirli kısımlarında hem de erken dönem Hristiyan metinleri ve Havarilerin yazdıklarında sürülebileceğine inanmaktadır. İkinci Tapınak'ın yıkılması, İsa'nın ölümü yüzünden Tanrı'nın Yahudilere gazabı olarak görüldü. Benzer anlamlar taşıyan bölümlere Eski Ahit nevi'im'de (peygamberler), bilhassa da Yahudi halkının yargılanması, imhası ve Babilliler ([[II. Nebukadnezar]] yönetiminde, M.Ö. 587 yılında) tarafından [[Kudüs]]'denten sürgün edilmesini anlatan [[Yeremya kitabı|Yeremya'nın Kitabı]]'nda görülebilir.
 
Yeni Ahit'in büyük kısmı, İsa'nın takipçileri olan Yahudiler tarafından yazılmıştır ve ikisi hariç (Luka ve Elçilerin İşleri) tüm kitapçıklar bu gibi Yahudi takipçilere isnat edilir. Bununla birlikte, Yeni Ahit'te kimilerinin antisemitik olarak nitelendirdiği ya da antisemitik amaçlar doğrultusunda kullanılmış olan bir dizi bölümde yer alır:
111. satır:
Yeni Ahit, İsa'nın (Yahudi) öğrencisi Yahuda (Markos 14:43-46), Romalı Vali Pontius Pilatus ile Romalı askerlerin (Yuhanna 19:11; Elçilerin İşleri 4:27) ve Yahudi önde gelenleri ile Kudüs halkının (farklı derecelerde) İsa'nın ölümünden sorumlu olduklarını savunur (Elçilerin İşleri 13:27). [[Diyaspora]] Yahudileri, kendi kontrolleri dışındaki olaylardan ötürü suçlanmamıştır.
 
Yeni Ahit, Kudüs'dekiteki Yahudi dini liderlerinin İsa'nın ölümünün ardından İsa'nın takipçilerine karşı düşmanca davrandıklarını, zaman zaman da onlara karşı güç kullandıklarını yazar. İstefan, taşlanarak idam edilir (Elçilerin İşleri 7:58). Din değiştirmeden önce, Saul İsa'nın takipçilerini hapseder (Elçilerin İşleri 8:3; Galatyalılar 1:13-14); Timoteyus'a Birinci Mektup 1:13). Din değiştirdikten sonra, Saul da Yahudi yetkililer tarafından çeşitli zamanlarda kırbaçlanır (Korintlilere İkinci Mektup 11:24) ve Yahudi yetkililer tarafından Roma mahkemelerinde suçlanır (örn. Elçilerin İşleri 25:6-7). Öte yandan, Yahudi olmayanların muhalefetine de defalarca atıfta bulunulur (Korintlilere İkinci Mektup 11:26; Elçilerin İşleri 16:19; Elçilerin İşleri 19:23). Daha genel olarak, Yeni Ahit'te İsa'nın takipçilerinin diğerlerinin ellerinde çektiği ıstıraplara da çok sayıda gönderme yapılır (Romalılar 8:35; Korintlilere Birinci Mektup 4:11; Galatyalılara Mektup 3:4; Selaniklilere İkinci Mektup 1:5; İbraniler 10:32; Petrus'un Birinci Mektubu 4:16; Esinleme 30:4).
 
=== Erken dönem Hristiyanlık ===
176. satır:
Geleneksel olarak, Müslüman topraklarında (Hristiyanlar ile birlikte) zımmi statüsünde olan Yahudilerin kendi dinlerini yaşamalarına ve kendi iç işlerini yönetmelerine, bir takım koşullara uymaları şartıyla, izin veriliyordu.<ref name = "Gerber p10,20">Lewis (1984), pp.10,20</ref> Müslümanlara [[Cizye]] (her özgür gayrimüslim erkekten kişi başına alınan vergi) ödemek zorundaydılar.<ref name = "Gerber p10,20"/> İslami yönetim altında, zımmiler daha düşük bir statüdeydiler. Silah taşımalarının ya da Müslümanların da dahil olduğu davalarda şahitlik etmelerinin yasak olması gibi çok sayıda sosyal ve hukuki kısıtlamaya tabiydiler.<ref>Lewis (1987), p. 9, 27</ref> Söz konusu kısıtlamaların çoğu oldukça sembolikti. En haysiyet kırıcı olanı ise, aslında Kur'an'da da hadislerde de yeri olmadığı halde Orta Çağ'ın başlarında [[Bağdat]]'da ortaya çıkan ve düzensiz şekilde uygulanan ayırt edici kıyafet uygulamasıydı.<ref>Lewis (1999), p.131</ref> Yahudiler nadiren öldürülmüş veya sürgün edilmiş ya da din değiştirmeye zorlanmış ve çoğunlukla ikamet ve meslek seçimlerinde serbest bırakılmışlardır.<ref>Lewis (1999), p.131; (1984), pp.8,62</ref>
 
Yahudilere yönelik kayda değer katliamlardan biri de, Müslüman bir güruhun kraliyet sarayını basarak Yahudi vezir Joseph ibn Naghrela'yı çarmıha gerdiği ve şehirdeki Yahudi nüfusun büyük bölümünü katlettiği 1066 Gırnata Katliamı'dır. "1.500'den fazla Yahudi aile, toplam 4.000 kişi bir günde öldürüldü."<ref name = "Gottheil-1906">[http://jewishencyclopedia.com/view.jsp?artid=412&letter=G&search=Granada Granada] by Richard Gottheil, [[Meyer Kayserling]], ''[[Jewish Encyclopedia]]''. 1906 ed.</ref> Bu, Yarımada'da İslami yönetim altında Yahudilere yönelik ilk saldırıydı. Ayrıca, 12. yüzyılda Endülüs'dekiteki Muvahhid hanedanının hükümdarları tarafından da öldürüldüler ya da din değiştirmeye zorlandılar.<ref>Lewis (1984), p. 52; Stillman (1979), p.77</ref> İkamet seçimlerinin Yahudilerin elinden alındığı durumlara verilebilecek en önemli örneklerden biri ise, Fas'ta 15. yüzyılda başlayan, özellikle de 19. yüzyılın başlarından itibaren Yahudilerin duvarlarla çevrili mahallelerde (mellahlar) toparlanması uygulaması gelir.<ref>Lewis (1984), p. 28</ref> Din değiştirme olaylarının birçoğu ise gönüllü olmuş ve çeşitli sebeplere dayanmıştır. Ne var ki, 12. yüzyılda, Kuzey Afrika ve Endülüs'teki Muvahhid hanedanının yanı sıra, [[İran]]'da da Yahudilerin din değiştirmeye zorlandığı kimi olaylar yaşanmıştır.<ref>Lewis (1984), pp.17,18,94,95; Stillman (1979), p.27</ref>
 
=== Modernizm öncesi ===
192. satır:
1828 yılında, Bağdat'da Yahudilere yönelik bir katliam gerçekleştirilirken,<ref name=Morris10/> 1839 yılında da İran'ın [[Meşhed]] şehrinde Yahudi Mahallesi'ne giren kalabalık sinagogu yakarak Tevrat tomarlarını parçaladı. Katliam ancak zorunlu din değiştirme ile önlenebildi. 1867'de de Barfuruş'da bir başka katliam yaşandı.<ref name=Morris10/>
 
1840 yılında, Şam'daki Yahudiler bir Hristiyan keşiş ile Müslüman uşağını öldürüp [[Hamursuz Bayramı]]'nda pişirdikleri ekmeklerde kanlarını kullanmakla suçlandılar. Bir Yahudi berbere, "suçunu itiraf edene" kadar işkence edilirken, iki Yahudi daha işkence altında hayatını kaybetti. Bir üçüncüsü ise Müslümanlığa geçerek hayatını kurtardı. 1860'lar boyunca, [[Libya]] Yahudileri, Gilbert'in tabiri ile, cezai vergiye maruz kaldılar. 1864 yılında, Fas'ın [[Marakeş]] ve Fez şehirlerinde 500 civarında Yahudi öldürüldü. 1869 yılında, [[Tunus]]'data 18 Yahudi öldürülürken Jerba Adası'nda da Araplardan oluşan kalabalık Yahudi ev ve dükkânlarını yağmalayarak sinagogları yaktı. 1875 yılında, Fas'ın Demnat şehrinde 20 Yahudi öldürülürken, ülkedeki diğer şehirlerde de çok sayıda Yahudi sokak ortasında saldırıya uğradı ve öldürüldü. 1891 yılında, Kudüs'ün Müslüman liderleri Osmanlı yetkililerinden [[Rusya]]'dan gelen Yahudilerin bölgeye girmesinin yasaklanmasını talep ettiler. 1897 yılında, [[Trablusgarp]]'ta sinagoglar basılarak Yahudiler katledildi.
 
Mark Cohen'e göre, birçok uzman modern dünyada Araplar arasındaki antisemitizmin 19. yüzyılda, Yahudi ve Arap milliyetçilikleri arasındaki sürtüşme ile yükseldiği ve Arap dünyasına öncelikle milliyetçi Hristiyan Araplar tarafından ithal edildikten sonra ancak kademeli olarak "İslamlaştığı" sonucuna varmıştır.<ref>[[Mark Cohen]] (2002), p.208</ref>
"https://tr.wikipedia.org/wiki/Antisemitizm" sayfasından alınmıştır