İstiklâl mahkemesi: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Nushirevan11 (mesaj | katkılar)
Cobija tarafından yapılan 20108480 sayılı değişiklik geri alınıyor.
Etiket: Geri al
düzeltme AWB ile
6. satır:
 
==Arka plan==
Yunan ordusu karşısında asker kaçakları sebebiyle düzenli bir ordu kurulamıyordu. Karşılarında duracak bir güç olmadığından Yunan ordusu hiçbir direnişle karşılaşmadan ilerleyebiliyordu. Halife ve saltanat propagandası yapanlar halkın millî direniş kuvvetlerine katılmasını olumsuz etkiliyordu.{{factKaynak belirt}} [[Cemiyet-i Müderrisin]] tarafından yayınlandığı izlenimi veren, [[Kuvayı Milliye]] hakkındaki olumsuz bir fetva, Yunan uçakları tarafından Anadolu'ya atılıyordu. Asker kaçaklarından meydana gelen çeteler köy ve kazaları soyuyordu.
 
Büyük Millet Meclisi tarafından 29 Nisan 1920 tarihinde [[Hıyanet-i Vataniye Kanunu]] çıkarılmıştı. Bu kanun cürümleri ve vatana ihanet niteliğindeki suçları önlemeye yeterli gelmemişti. İhtilal ve savaş koşullarında sivil mahkemelerin ve harp divanlarının çalışma usulleri bir caydırıcılık unsuru taşımıyordu. Kanunsuzlukların önüne geçilemiyor en önemlisi hem Yunan ordusunun Anadolu'daki ilerleyişi karşısında düzenli bir ordu çıkarılamıyor hem de asker kaçakları çeteler oluşturarak soygun yol kesme gibi suçlar işliyor ve iç isyanların insan kaynağı oluyordu. Asker kaçağı yakalansa bile cephede ölmek yerine hapse girmek daha çok işine geliyordu.
18. satır:
 
=== Birinci dönem ===
18 Eylül 1920 ile 17 Şubat 1921 tarihleri arasında görev yaptı. İstiklâl mahkemeleri yasasının kabulünden sonra Genelkurmay Başkanı [[İsmet İnönü|İsmet Paşa]] 14 İstiklâl Mahkemesi kurulması için öneride bulundu. Fakat sayı çok görüldüğü için 7 mahkeme bölgesi saptandı. Bir ay sonra Diyarbakır'a da bir mahkeme kurulması kabul edilince sayı sekize yükseldi: Ankara, Eskişehir, Konya, Isparta, Sivas, Kastamonu, Pozantı, Diyarbakır.{{factKaynak belirt}}
 
=== İkinci dönem ===
54. satır:
| url =
| bölüm = s.59
| alıntı=Ali Fuat Paşa İngilizlerle çatışmayı anlatır:''"İngilizler, İzmit etrafında Hasanpaşa-Solaklar--Tepeköy- Ağa Köyü hattının bazı yerlerine siperler kazarak bunlara Halife Kolordusu'ndan 1,2 ve 3. Alayları yerleştirmişler ve bunların cenah gerilerine de iki üç İngiliz taburu koymuşlardı. İzmit limanında bulunan birkaç İngiliz savaş gemisi de söz konusu savunma mevzilerinin sağ kanadını ateşleriyle koruyabilecek bir durum almışlardı.}}</ref> Sait Molla'dan ele geçen belgelerde isyan bölgelerine paralar gönderildiği ve İngiliz Muhipler Cemiyeti Başkanı Rahip Frew'a gelişmeleri bildirdiği ortaya çıkmıştı. İngili ajanı Mustafa Sagir Ankara'da yakalanmış ve deşifre edilmişti.{{factKaynak belirt}} Damat Ferit Paşa, sadrazam olduğunda Kuvayı Milliye'ye karşı alınacak tedbirleri görüşmek üzere İngiliz Başkomiseri Robbeck ile görüştü.<ref name="millimucadeletarihi">{{Kitap kaynağı|Son=Avcıoğlu|ilk=Doğan|yazarurl=Doğan Avcıoğlu|başlık=Milli Mücadele Tarihi, 1. Cilt|id=ISBN 975 478026-9|url=|alıntı=Lord Curzon, Türk direnmesini kırmakta Kürtçülüğün kullanılmasını düşünmüştür. Bu aynı zamanda Sadrazam Damat Ferit'in de fikridir.}}</ref><ref name="ulubelen">{{Kitap kaynağı|son=Ulubelen|ilk=Erol|yazarurl=Erol Ulubelen|başlık=İngiliz Gizli Belgelerinde Türkiye|id=ISBN 9789756747810|url=|alıntı=}}</ref> Bu isyanlara katılan elebaşılara idam cezası veriliyordu.
 
Casuslara eğer suçu sabitse idam cezası veriliyordu. Delil yetersizse sürgün veya beraat kararı veriliyordu. Bunlardan en tanınmışı Hint asıllı Müslüman bir İngiliz vatandaşı olan [[Mustafa Sagir]]'di. {{factKaynak belirt}}
 
== Tartışmalar ==