Alâeddin Tekiş: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
→‎Dış kaynaklar: Türkçeleştirme, değiştirildi: {{En icon}} → {{İng}} (2) AWB ile
düzeltme AWB ile
36. satır:
Diğer Harezmşah sultanları gibi Tekiş'de ordusuna gereken askeri bulmak için bozkırdaki göçebe Türklerin bitmez bir kaynak olduğunu bilmekteydi. Fakat bu türlü toplanan askeri birliklerin de eğitimi, özellikle disiplini arzu edilen standartlara yetişmemekteydi. Sultan Tekiş'in karısı Terken Hatun ya bir Kıpçak veya Kangli prensesi idi ve Harezm'in kuzeyinde Dest-i Kıpçak'daki göçebe Türkler ona inadıkları için bu yörelerden asker toplamak bir bakıma kolaylaşmıştı. 1195 kışında Sultan Tekiş Seyhun nehri kuzeyinde bulunan Kayır Büku Han üzerine bir sefer yaptı. Kuzey sınırlarını savunmanın yanında Tekiş'in en önemli askeri harekatları, kardeşi Sultan Şah'a karşı hücumu, Karahitaylara karşı verdiği savunma ile kuzey Horasan'a ve Ceyhun nehri kıyılarına yerleşmiş olan Gurlular üzerine hücumu olmuştur.
 
Alaeddin Tekiş hayatının son on yılında devletini kuzey ve batı İran'ı ele geçirerek genişletmekle geçirdi. Bu uğraşta başarılı olmasının baş nedeni Büyük Selçuklu Devletinin çökmesiydi. Irak'da büyük Selçuklulara karşı olan Bağdad'daki Abbasi halifesi El-Nasır'ın da onayıyla 1192'de Harzemsah orduları (şimdiki Tahran yakınlarındaki) [[Rey[]] şehrine kadar ilerlediler. Bu ilerlemeyi önlemeye çalışan ve Büyük Selçuk Devleti sultanlığına aday olan Sultan III. Tuğrul bin Aslan (saltanatı 1176-1194) Harezmsah ordusu ile Rey şehri yakında giriştiği çarpışma sonucu öldürüldü. Bundan sonra Harezmşah ordusu Batı İran'a doğru ilerleyerek ta Hemedan'a kadar ilerledi. Bu ilerlem ile Harezmşah orduları eski Abbasi İmparatorluğuna ait olan ve hala Bağdad'daki Abbasi Halifeleri tarafından sahip çıkılan arazileri de ellerine geçirmiş oldular. Bağdad'daki AbbasıAbbâsî halifesi Harezmşahların Orta-Asyadaki arazileri yanında Horasan ve batı İran yönetici hükümdarlığı teyit etmek zorunda kaldı.
 
Fakat işgal edilen topraklar ile Harezmşah orduları arasında devamlı bir zıtlık ve çekişme bulunyordu ve bu bölgelrin halkı Harezmşahlıları hiç sevmiyorlardı. Sultan Alaeddin Tekis öldüğü zaman batı İran'da bulunan Harezmşah ordularına karşı bir halk hücumu oldu ve Harezmşahlar orduları büyük kayıplar verdi. Bu rekabet ve ordulara hücumlar tahta yeni çıkan Alaeddin Muhammed saltanatı döneminde de devam etti.