Sened-i İttifak: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
düzeltme AWB ile
düzeltme AWB ile
1. satır:
{{Türkiye'de anayasal süreç}}
'''Sened-i İttifak''', ([[29 Eylül]] [[1808]]) [[Osmanlı İmparatorluğu|Osmanlı]] [[Sadrazam]]ı [[Alemdar Mustafa Paşa]]'nın [[Rumeli]] ve [[Anadolu]] [[ayan]]larını [[İstanbul]]'da toplayarak yapmış olduğu [[anayasa]]l bazı vasıflar içeren bir [[antlaşma]]dır.
 
[[Anayasa]] [[hukukçu]]ları [[Türk tarihi]]ndeki ilk anayasal belge olarak genellikle ''Sened-i İttifak''’ı kabul ederler ve Türkiye’deki anayasacılık hareketlerini bununla başlatırlar. “Devlet iktidarını sınırlandırmayı maksad edinen bir girişim olarak” bu belgeyi 1215 yılında [[İngiltere]]'de kabul edilen [[İngilizler|İngiliz]] [[Magna Carta]]’sına benzetenler de vardır.<ref>Kemal Gözler (2004), Anayasa Hukukuna Giriş, Bursa: Ekin Kitabevi Yayınları, sy.3-12</ref> Ancak Shaw ve Berkes gibi birçok önemli tarihçi Türkiye'de anayasal düzenin ve demokrasinin tarihi gelişiminde Sened-i İttifak'ın iddia edildiği kadar mühim bir rol oynamadığını belirtmektedir.<ref name="Shaw J.S. 1994">Shaw J.S., Shaw E.K., (1994), Osmanlı İmparatorluğu ve Modern Türkiye: İkinci Cilt, İstanbul:E Yayınları.</ref><ref name="Berkes">Niyazi Berkes (1978), Türkiye’de Çağdaşlaşma, İstanbul: Doğu-Batı Yayınları.</ref>
12. satır:
 
== İçeriği ==
Sened'in bir giriş, 7 şart ve 1 zeyl bölümü vardır. Giriş bölümünde [[Osmanlı İmparatorluğu|Osmanlı]] devlet düzeninin bozulduğu, devlet otoritesinin sarsıldığı ve bu durumun taraflarca gözlemlendiği, devletin kuvvetlenmesi gayesiyle bu toplantının yapıldığı ve sonunda bu anlaşmaya varıldığı yazılıdır.
 
Sened-i İttifak bir belge olarak incelediğinde merkezi iktidarın yetkilerini sınırlayan, meşrutiyetçiliğe doğru atılan adımlar vasfında bazı hükümler taşıdığı görülmektedir. Sened’e göre ayanlar, Padişahın mutlak vekili olarak Sadrazam’dan gelen tüm emir ve yasaklara uyacaklardır. Ancak Sadrazamlık makamından kanuna aykırı rüşvet, yolsuzluk ve devlete zararlı işlemler çıkarsa, senedi imzalayanlar (asıl olarak ayanlar) ona karşı gelip engelleyeceklerdir. Senedi imzalayanlar, ''“gerek âyan ve gerek vükelâ ve rical birbirlerinin zatına ve hanedanlarına kefil”'' olmaları gerekliliğini ortaya koyduktan sonra, birçok taahhütte bulunmaktadırlar. Buna göre, Sened-i İttifak şartlarına aykırı bir hareketi kanıtlanmadıkça, âyanlardan birisine devlet veya devletin taşradaki görevlilerinden ''“taarruz vukua gelir ise uzak yakın denilmeyip”'' cümlesinin taarruzu def etmek için çalışacaklarını taahhüt etmektedirler. ''“Fukaraya zulm”'' edenlerin “te’dip ve terbiyesine say olunacağı”'' ve taşra memalik hanedanları da kendi idareleri altındaki âyanları ve ileri gelenleri koruyacakları öngörülmektedir. Ayrıca, fakir reayanın korunması ve güvenliği gerekli olduğundan, ayanlar idarelerindeki kazalarda emniyetini sağlayacaklar ve vergilerde aşırılığa ve haksızlığa gitmeyeceklerdir.