Mary Wortley Montagu: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
iç bağlantı düzeltme AWB ile
1. satır:
[[Dosya:Mary_Wortley_Montagu_by_Charles_Jervas,_after_1716.jpg|thumb|right|250px|Leydi Mary Wortley Montagu]]
[[Dosya:Lady Mary Wortley Montagu with her son, Edward Wortley Montagu, and attendants by Jean Baptiste Vanmour.jpg|thumb|right|250px|Geleneksel Türk giysileri içindeki Mary Wortley Montagu'yu oğlu Edward Wortley Montagu ve hizmetlileriyle birlikte gösteren, resmin arka planında da görülen İstanbul'da 1717 dolaylarında Jean-Baptiste van Mour tarafından yapılmış yağlı boya tablo.]]
'''[[Leydi]] Mary Wortley Montagu''' (d. [[26 Mayıs]] [[1689]], [[Londra]] - ö. [[21 Ağustos]] [[1762]], [[Londra]]), [[İngilizler|İngiliz]] yazar. [[Osmanlı]] döneminde [[İngiltere]] tarafından [[İstanbul]]'a elçi olarak atanan Edward Wortley Montagu'nun eşiydi.
 
== Yaşamı ==
14. satır:
Leydi Montagu'nun [[İstanbul]]'da yazdığı mektuplar (''[[Şark Mektupları]]'') ölümünden sonra [[1763]] yılında kitap halinde yayınlandı ve [[Avrupa]]'da ilgiyle okundu. Bu mektuplar ''Turkish Embassy Letters'' adı altında halen basılmaya devam etmektedir ve [[Türkçe]]'ye de tercüme edilmiştir [[#Not 1|[1]]]. Bu mektuplar genelde Osmanlı toplumunu olumlu bir şekilde yansıtmaktadır. [[Avrupa]]'lıların [[Osmanlı]]lar hakkındaki önyargılarını düzeltmek için çaba göstermiştir.
 
Leydi Montagu [[Çiçek hastalığı]] geçirmişti ve yüzünde hastalığın izleri kalmıştı. [[İngiltere]]'de henüz bulunmayan Çiçek aşısının [[İstanbul]]'da yaygın bir şekilde kullanıldığını hayretle gördü ve hemen 2 çocuğunu [[İstanbul]]'da aşılattı. [[İstanbul]]'dan yazdığı mektuplarla ve [[Londra]]'ya döndükten sonra bizzat kendisi Çiçek aşısını [[İngilizler|İngiliz]]lere tanıttı. [[Osmanlı]] uygarlığını övdü. [[Osmanlı]]ların kadınlara verdiği değeri anlattı. Osmanlı kadını hakkında şunları dile getirmiştir; ''Türk kadınlarının en büyük süsü Türk oluşlarıdır. Onlar süslenmek için elmas veya zümrüt takınmıyorlar, belki üzerlerinde taşıdıkları o taşları süslemiş ve kıymetlendirmiş oluyorlar. Çünkü her Türk kadını canlı bir inci ve paha biçilmez bir pırlantadır.''
 
== Kaynaklar ==