Zâfir
Zafir veya El-Zafir bi-din Allah (d: Şubat 1133 – ö: Mart 1154, Kahire) Tam Adı: Ebu Muhammad El-Zafir bi-dīn Allah İsmāīl bin El-Ḥafîz Arapça: أبو محمد الظافر بدين الله إسماعيل بن الحافظ.
Zafir El-Ẓāfir bi-dīn Allāh, | |||||
---|---|---|---|---|---|
Fatımi Halifesi | |||||
Hüküm süresi | 8 Ekim 1149 - Mart 1154 | ||||
Önce gelen | Hâfız | ||||
Sonra gelen | Faiz | ||||
Doğum | Şubat 1133 | ||||
Ölüm | Mart 1154 Kahire | ||||
| |||||
Hanedan | Fatımi Hanedanı | ||||
Babası | Hâfız | ||||
Dini | Şii İslam |
8 Ekim 1149 - Mart 1154 döneminde Yedinci Fâtımî Hâlifesi ve İsmâilîyye-Hafizilik Mezhebi'nin "Ikinci İmâmı".
Yaşamı
değiştirZafir (El-Zafir bi-din Allah) babası Fatımi Halifesi lHâfız'in dördüncü erkek çocuğu idi. Ama ağabeyleri daha babası hayatta iken ölmüşler ve Zafir babası tarafından varis ve veliaht olarak ilan edilmişti. Babası Halife Hâfız 8 Ekim 1149'da ölmesi üzerine 17 yaşına daha girmemiş iken Fatımiler Halifesi tahtına geçirildi. Bu tahta çıkma nedeniyle Fatımiler ordusu askerlerinin kendine bağlığını sağlamak için Vezir'in tavsiyesi ile ordu mensuplarına büyük bahşişler dağıttı.
("Vasıta" unvanıyla da anılan) Vezir Bin El-Masal (veya Nedim al-din Salim Ebül-Fath bin Muhammed bin El-Masal Lukka El-Mağrib El-Afdal) devleti idaresinin tümünün üzerine almıştı. Gayet yakışıklı bir genç olan halifeyi sarayda cariyeleri ile sarayda harem zevkleri ile uğraşmaya teşvik etti. Babasının hükûmet döneminde bile Fatımiler devletinin Mısır üzerindeki iktidar gücü gayet zayıflamıştı ve bu zayıflama Zafir döneminde de devam etti. Vezir Bin Masal devamlı Fatımiler ordusu içinde bulunan Berber asıllı birlikler ile Sudan ve güneyden toplanan siyahi birlikler ve kölemen Türk asıllı birlikler arasından çıkması olağan hale gelen ciddi anlaşmazlıklara çözüm bulmakla zamanının geçirmekte idi. Daha halife tahta geçtikten hemen sonra Vezir Kasım 1149'da bir asker isyanını bastırmak ve bu isyan elebaşlarını elimine etmek zorunda kalmıştı.
Tam bu sırada bir önceki Vezir olan ve İskenderiye valisi olan El-Adil bin El-Salar isyan ederek İskenderiye'den Kahire üzerine yürüdü. Halife, Vezir Bin El Masal'ı Havf bölgesine yeni asker toplamak üzerine gönderdi ve Bin El-Salar Kahire'ye girdi. Fakat El-Masal Berberler, Bedevi Araplar ve güneyde Sudan sınırından siyahilerden epeyce çok sayıda asker topladı. Bu yeni ordusu ile Aralık 1149'da El-Salar üzerine hücuma geçip bir geçici başarı kazandı. El-Salar Yukarı Mısır'a geçildi ve burada ordusunu güçlendirmeye çalıştı. El-Salar'ın üvey oğlu olan Abbas Nasr bin Ebu-l Kutup komutasında (ve Talai bin Rüzzik'in içinde bulunduğu) bir ordu 19 Şubat 1150'de El-Masal ordusu ile Bahnasan vilayetinde "Dalaran (veya Dillas) Muharebesi"'ne girişti ve El-Masal bu muharebeyi kaybetti ve bu savaşta El-Masal öldürüldü.
El-Adil bin El-Salar "El-Adil" lakabı ile halife Zafir tarafından Kahire'de Fatımiler Devleti Veziri tayin edildi. Vezir olarak önce Fatımiler sarayında ortaya çıkartılan bir saraylılar komplosu ile uğraşmak zorunda kaldı. Komplocuların önderleri idam edildi ve komploya diğer katılanlar devletin güney sınırlarına sürgüne gönderildiler.
Haçlı Kudüs Krallığı'nın Mısır'a gözünü dikmiş olduğu bilinmekte idi ve Haçlılar Fatımilerin elinde bulunan Filistin topraklarına akınlara başlamışlardı. Yeni Vezir El-Adil bin El-Salar bu Haçlılar sorunu çözmek için El Cezire'de Selçuklu Musul Atabeyi olan Nureddin Zengi ile müttefiklik anlaşması yapmaya karar verdi. Ekim veya Kasım 1150'de Haçlılar veya Avrupa'dan gelen bazı gemiler Fatımiler elinde bulunan "Farama"'ya hücum edip bu şehir limanını ele geçirip yaktılar. Vezir El-Salar buna karşılık vermek için 1151 yazında Doğu Akdeniz sahillerine bir Fatımi filosu göndererek Haçlılar elinde bulunan Yafa, Akka, Sayda, Beyrut ve Trablusşam limanlarına hücumlarda bulundu ve Filistin'e hac için batı Avrupa'dan gelen birçok Hristiyan hacı öldürüldü. Bu hücumlarla Doğu Akdeniz kıyıları ticaretini, özellikle kumaş ticaretini hatta Fatımiler sarayına gönderilen kumaşlar ticaretini bile, dondurdu. Halep'te olan Nureddin Zengi bu denizden Fatımilerin Haçlılara üzerine hücumlarını karadan Haçlılara üzerine yaptığı hücumlarla destekledi; ama sonunda kendine bağlı olan Şam Emiri'ne karşı tedbir uygulanmasını önlemek için bu kara destek akınlarını durdurdu.
1153'te Haçlılar Kudüs Krallığı Filistin'de en son ve en büyük Fatımi kalesi ve liman şehri olan Aşkelon şehrini kuşatmaya aldılar. Nisan 1153'te Vezir El-Adil bin Salar üvey oğlu olan El-Abbas Nasr ve yardımcı komutanı olan Usame bin El-Devla bin Mundih'i Haçlıların kuşatmakta oldukları Aşkelon kalesini kurtarmak için hazırlanan orduya komutan atadı. Bundan ne Abbas'ı ne de Usame memnun oldular. Ordu ile Bilhays şehrine varılınca El-Abbas Nasr oğlu olan Nasıreddin Nasr'ı Kahire'ye Vezirlik görevinin kendine verilmesini istemek üzere halife Zafir'e gönderdi. Halife Zafir ile oğlu Nasıreddin Nasr gayet iyi arkadaştılar; Nasıreddin Nasr halife El-Zafir'in nedimi olarak açıkça bilinmekteydi ve genellikle ikisinin arasında yakın eşcinsel ilişki olduğu kabul edilmekteydi.
Nasıreddin Kahire'ye gidip halife ile görüştü ve halife onun babasının Vezir olma isteğini reddetmedi. O gece Nasıreddin El-Adil'in annesinin ve babası El-Abbas Nasr'ın cariyelerinin kaldığı büyükannesinin aile konağında kalmaktaydı. Nasıreddin o gece Vezir El-Adil'in odasına girdi o uyurken kafasını keserek onu öldürdü. Bu ölüm haberi ile halefinin kendisini Vezir tayin etmeye hazır olduğu haberini güvercin postası ile babası El-Abbas Nasr'a'a gönderdi.
9 Nisan 1153'te El-Abbas Nasr Kahire'ye geri döndü. Abbas Vezir olmak için Halife Zafir ve en yakın danışmanları ile görüştü. Bu danışmanlar, genellikle öldürülmüş olan El-Adil El-Salar'ın adamları olduğu için, Abbas'ın Vezir olmasına itiraz ettiler. Başlıca itirazları Abbas'ın Sünni olması ve onun gayet yakın akrabası olduğu El-Adil El-Salar'ı öldürtmesi idi. Ama ayrıca kendine yardımcı komutan olan Usame bin Mundih'in Suriye hükümdarı olan Zengilerin bir adamı hatta casusu olduğu idi. Buna rağmen Abbas bin Nasr Vezir olarak tayin edildi. Halife danışmalarının tutumunu Usame bin Mundih öğrenmişti. El-Abbas Nasr'a bunu istihbarat olarak verdi ve El-Abbas Nasr'ın Vezir'liğini sağlamlaştırması için Halife Zafir'i tahttan indirip; onu öldürtüp; daha çok etkilenebilinecek bir halifenin tahta geçirilmesini tavsiye etti.
Abbas El-Nasır oğlu Nasıreddin Nasr'ı, eşcinsel sevgilisi olduğu Halife Zafir'e babasının iyi bir Vezir olacağına inandırmak için gönderdi. Nasıreddin Nasr sevgilisi olduğu Halife Zafir ile Vezir'in sarayı olan Maymuniyye'de o akşam buluştular. Bu sarayın korumaları sayısı çok azdı. Halife ile Nasıreddin Nasr arasında ne geçtiği bilinmemektedir. Fakat Nasıreddin Nasr'ın 21 yasında olana Halife Zafir'i bıçaklayıp öldürdüğü ve cesedini saray zeminde bir mermer taş altında sakladığı bilinmektedir. Nasıreddin Nasr ertesi sabah bu durumu babası Vezir Abbas'a da bildirdiği iddia edilmektedir.
Buna rağmen Vezir Abbas Nasr sabahleyin Saray'a giderek Halife ile görüşmek istedi ve Halife'nin bulunamadığı için kendi ile görüşemeyeceği kendine bildirildi. Saray'da bulunan halifenin bir kölesi halifenin öldürülmesi ve cesedinin saklanması görmüştü; önce saray bahçesine saklandı ve sonra eski halifenin iki küçük kardeşine olan biteni anlattı. Abbas Nasr ise konağına geri döndü ve oğlu Nasıreddin Nasr geri dönmemişti. Oradan saraya geri döndü ve sarayın kapılarını zorla açtırdı ve sözde soruşturmalara başladı. Önce halifenin küçük iki kardeşini da soruşturmaya tuttu. Bunlardan olanı şahit köleden öğrenmiş olan Cibril Yusuf Abbas Nasr'a Halifeye ne olduğunu oğlu Nasırullah Nasr'a sormasını açıkça söyledi. Abbas El-Nasr bu Zafir'in kardeşlerı olan iki prensi öldürttü. Sonra da halife Zafir'in idam edilen kardeşleri tarafından öldürtüldüğünü ilan etti.
Sonra da öldürttüğü prenslerden olan Ebu-Cafer'in 5 yaşında oğlu olan İsa'yı karşısına getirtti. Onun El-Faiz bi-Nasrillah adı ile Fatımi Halifesi olarak tahta geçtiğini ilan etti. Bu çocuğun halifenin sarayda karışıklığı ve iki amca ve babasının ölülerini gördükten sonra büyük bir psikolojik kriz geçirdiğini ve 11 yaşında iken ölene kadar zaman zaman sara nöbetleri geçirdiği de bildirilmektedir.
El-Abbas Nasr'ın ise Vezirliği çok sürmedi. Mısır'da uzun süren bir iç savaş başladı, Bu savaşın başında bir taşra eyaleti valisi olan ve güney Mısır'da aşiret reislerinin desteği ve bir kısım Fatımiler ordusu mensuplarından kurulan bir ordu ile Talai bin Rüzzik El-Salih Kahire'ye yürüyüp şehri kuşatmaya aldı. Vezir olan El-Abbas Nasr, oğlu Nasıreddin Nasr ve Usame bin Mundih bir kulede bir müddet direnişte bulunduktan sonra devlet hazinesi ile birlikte Kahire'den kaçtılar.
Temmuz 1154'te yeni çocuk halifenin naibi ve Vezir olarak Talai bin Rüzzik El-Salih atandı.
Ağustos 1154'te Haçlılar Kudüs Krallığı Filistin'de en son ve en büyük Fatımi kalesi ve liman şehri olan Aşkelon şehrini kuşatmaya aldılar ve bu kaleyi ellerine geçirdiler. Böylece Fatımiler doğu Akdeniz kıyılarında ve Filistin'de bulunan en önemli stratejik kale ve ticari limanını kaybettiler.
Kaynakça
değiştir- Katalan Wikipedia "Adh-Dhàfir (fatimita)" maddesi [1] 16 Ocak 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
Dış bağlantılar
değiştir- Usama ibn Munqidh, (2008) The Book of Contemplation: Islam and the Crusades, Londra, Penguin Book (İngilizce).
- Farhad Daftary, (1990, 2.ed. 2007), The Ismāʿīlīs: Their History and Doctrines, Cambridge, Cambridge University Press (İngilizce).
- Islam Encyclopedia, Cilt:XI, say.:415-416
- Petry, Carl F. (ed) (1998) The Cambridge History of Egypt Vol. 1: Islamic Egypt, 640-1517, Cambridge: Cambridge University Press ISBN 0521068851. (İngilizce)