Türk halıları, Orta Asya'dan Anadolu'ya göç eden Türkler'in anayurtlarından beraberlerinde getirdikleri dokuma geleneğine dayanan, el tezgahlarında üretilmiş düğümlü, havlı dokuma (kabartılı yüzeyli) yaygı ve örtülerdir. Anadolu'nun Türkler tarafından fethinden sonra gelişimi Anadolu'da sürmüştür ve "Anadolu halısı" olarak da bilinir. "Kilim, sumak, cicim, zili" gibi düz dokumalar ile birlikte dünyada en çok bilinen ve en eski el sanat ürünlerindendir.[1] Anadolu'da dokunan tüm halılara Türk halısı denir ancak genel olarak "Türk Halısı" diye şöhret kazanan klasik Türk halıları Anadolu'nun batısında ve büyük kısmı Ege Bölgesi ile civarı vilayetlerde dokunan halılardır.[2]

18. yüzyıl halısı

Orta Asya halıları

değiştir

Düğümlü halılar, ilk defa Orta Asya bozkırlarında çok erken devirlerde ortaya çıkmıştır. Bozkır kültürüne mensup göçebelerin yaşayış şartlarından doğan bir sanat türü olduğu ve bozkır kuşağının en tipik toplulukları olan Türk boylarının halı üretiminde en büyük rolü oynadığı kabul edilir.[2] M.Ö. 3.-2. yüzyıla tarihlenen ve dünyanın bilinen en eski halısı olan Pazırık Halısının, Türk halısı ve Bozkır bölgesi halısı olduğu ifade edilmiş ve Asya Hunları'na mal edilmiştir.[2] Bu halı, 10 santimetrekarede 36000 Gördes düğümü ile daha sonraki dönemlerde erişilememiş bir ustalık eseri idi.[2]

Samarra halıları

değiştir

Düğüm tekniği, İslam Devleti'ni yöneten Abbasi hanedanının Türk muhafızlar için Samarra kentini kurduğu dönemde Orta Asya'dan Batı'ya getirildi ve İslam dünyasında tanındı. Abbasiler döneminde kaldığı kabul edilen ve Samarra'da dokunmuş ya da Türkler tarafından Asya'da dokunup Samerra'ya getirilmiş olduğu düşünülen bazı örnekler kazılarda bulunmuştur. Bu örnekler, Kahire Müzesi'nde, İsveç'teki Gotheburg Röhss Müzesi ve Stockholm Milli Müzesi'nde sergilenir.[3]

Büyük Selçuklular

değiştir
 
Hariri'nin Makamat minyatüründe bir halı tasviri

11.-12. yüzyıllarda İran'dan Mezopotamya ve Suriye'ye yayılan Selçuklu Türkleri ile birlikte Türk halıları batıya doğru yayılmıştır. Antik kaynaklarda halı merkezleri ve çok övülen Selçuklu halılarından sıkça bahsedilmesine rağmen[4] Büyük Selçuklular devrinden günümüze kaldığı tespit edilen Türk halısı örnekleri yoktur. Bu durum, Büyük Selçukluları'nın halı, kilim ve tekstil ürünlerinin Moğol istilası sırasında yok olması ile açıklanır. Ancak 13.-15. yüzyıl minyatürlerinde görülen halı tasvirlerinin, 12.-14. yüzyıl orijinal halı örnekleri olduğu düşünülür ve günümüzde Selçuklu halılarını tanımak için en önemli kaynak olarak değerlendirilir. Söz konusu tasvirler, Selçuklularda halıcılığın döneminin çok önemli bir sanat dalı olduğunu; yerleşmiş ve geliştirilmiş bir düğümlü halı geleneğinin mevcut bulunduğunu ve Selçuklu halı sanatının devamlı gelişmelerle daha sonraki halı sanatına sağlam bir temel olduğunu ortaya koyar.[4] 13. yüzyıl şairi Hariri'nin Makamat (Toplantılar) eserinin İstanbul Süleymaniye Kütüphanesi'nde ve Paris Bibliotheqe Nationale Müzesi'ndeki bazı minyatürleri, Selçuklu halılarını gösteren önemli örneklerdendir.

Anadolu Selçukluları

değiştir
 
Konya Alaaeddin Camisi'nde bulunan bir Selçuklu halısı

Türk halı sanatı, Anadolu'nun Türkler tarafından fethinden sonra gelişimini Anadolu'da sürdürdü. Anadolu Selçukluları'nin Anadolu'da hüküm sürdüğü devirde Konya, Kayseri, Sivas gibi şehirler halı merkezi haline geldi ve Türk halıları Müslüman olmayan bölgelere de yayıldı[5] 13. yüzyılda atölye halıcılığı gelişti ve büyük boy halılar üretilmeye başlandı.[5] Anadolu Selçukluları devrinden günümüze gelen yirmi sekiz halı bilinir: Bu halılardan sekizi Konya Alâeddin Câmii'nde, üçü Beyşehir Eşrefoğlu Camisi'nde, yedisi, Fustat'ta, beşi Tibet'te, beşi Divriği Ulu Camisi'nde bulunmuştur.[3][6]

Beylikler Dönemi halıları

değiştir
 
İsviçre'de bir müze'de bulunan soyut hayvan figürlü halı örneği

Halıcılık, Anadolu Selçukları devrinden sonra gelen Beylikler döneminde de Anadolu'daki önemini sürdürdü. Bu dönemde üretilen halılar, "Beylikler Dönemi Halıları" veya "14.-15. yy. Anadolu Türk Halıları Halıları" olarak adlandırılır. Genellikle hayvan figürleriyle süslü olmaları nedeniyle "Hayvan Figürlü Anadolu Halıları" olarak da bilinir. Ünlü örnekleri, günümüzde Konya Etnoğrafya Müzesi'nde bulunan "horozlu halı", İsveç'in Marby Köyü'ndeki kilisede bulunan "Marby Halısı" ile Orta İtalya’daki bir kiliseden bulunan "Ming Halısı" diye tanınan halıdır.

Anadolu halıları, 13 .yüzyıldan beri Batı ülkelerine satılmakta olsalar da 14. yüzyılda Avrupalı aristokratlar için bir prestij simgesi haline gelmiştir. Deniz ticaretinin hakimi olan İtalya, halıların ilk yayılma bölgesi ve transit merkezi idi. Bu devirde doğu minyatürlerinde olduğu gibi Avrupalı ressamlarının tablolarında da Anadolu halıları görülmeye başladı.[6] 14 ve 15. yy.'larda Avrupalı ressamlar tablolarında sık sık hayvan figürlü halıları tasvir etmişlerdir.

Osmanlılar

değiştir

Osmanlılar devrinde 14. ve 15. yüzyıl boyunca teknik ve motif bakımından Selçuklu halı sanatının prensiplerine uyuldu. Erken dönem Osmanlı halılarının örnekleri Avrupalı ressamların tablolarında sıklıkla tasvir edilmiştir. 1451’den başlayarak önce İtalyan ressamların tablolarında görülen Türk halıları, 16. yy. sonlarına kadar Hollandalı ve Alman ressamların tablolarında resmedilmiştir. Bu dönemin halılara literatüre Alman ressam Hans Holbein'in adından yola çıkarak "Holbein halıları" olarak geçti. Hayvan figürlü halıların 15. yy. sonuna doğru Avrupalı ressamların tablolarından kaybolarak yerini geometrik desenli halılara bıraktığı görülmüştüür.

16. yüzyılda Türk halıları altın çağına erişti. Saray ve camilerin ihtiyaçlarını karşılamak için çok miktarda halı dokundu ve Osmanlı mimari sanatının izleri halılarda görüldü.[5] Bu dönemde iki tür halı dokunmaktaydı, bunlar; Saray halıları ve Uşak halılarıdır.[2] Saray halıları, Osmanlı sarayında sanatkarlar tarafından dokunan halılarıdır. Bu halılar Anadolu halılarından farklı olarak "sine "denilen İran düğümü ile dokunmuştur. Saray halılarının renk ve desenlerinde başlangıçta İran etkileri hakimken zamanla Anadolu'ya özgü bir karakter kazanmıştır. Lale, sümbül, karanfil ve nar çiçekleri gibi bu devirde Osmanlı sanatının ana teması olan natüralist desenler halılarda da kendini göstermiştir.

Klasik Osmanlı devrinde dokunan ikinci tür halı ise Uşak halılarıdır. Osmanlı sarayına serilmek ve yabancı ülkelere hediye olarak verilmek üzere Manisa ve bu şehrin yakınındaki Uşak'a ısmarlama yolu ile halı dokunmaya başlanmış ve saray sanatkarları tarafından çizilen halı modelleri Uşak'a gönderilip burada saray adına imal ettirilmiştir. Uşak halıları, İzmir limanı vasıtasıyla Avrupa'ya sevk edildiklerinden Avrupa'da "İzmir halısı" olarak tanındı.

Uşak halıları Madalyonlu (sofra) Uşak Halıları ve Yıldızlı Uşak Halıları" adıyla iki gruba ayrılırlar. Tebriz halılarında görülen madalyon şeması 1514'te Tebriz'in Türkler tarafından fethinden sonra Türk halısına girdi. Yıldızlı Uşak Halıları sekiz kollu yıldız şekilli küçük bir göbek (sofra) ve bu göbeğin (sofra) altında ve üzerinde yıldıza benzeyen şekiller içerir. 17. yüzyılda "beyaz zeminli veya post zeminli Uşak Halıları" diye adlandırılan yeni bir halı grubu daha ortaya çıktı.[3] Ayrıca 17. yüzyılda Uşak civarında dokunup Transilvanya'ya (Osmanlı devrinde Macaristan'a, günümüzde Romanya'ya bağlı) ihraç edilen halılar Transilvanya (veya Erdel) halıları olarak tanınıdı. Bu halılar günümüzde Macaristan müzelerinde bulunur.

17. yüzyılda Uşak halıları ününü kaybetmeye başladığı zamanlarda Batı Anadolu bölgesinde Gördes, Kula, Bergama ve Milas; İç Anadolu Bölgesi'nde de Konya-Ladik, Kırşehir ve Mucur halıları ün kazandı.[2] Bu yörelerde dokunan halılar 18. ve 19. yüzyılda giderek artan oranlarda Avrupa'ya ihraç edilmiş, 19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başlarında Osmanlı ekonomisine büyük katkı sağlamıştır. İngilizler 19. yüzyılın ilk yarısında halı ticareti ile uğraşmak amacı ile Anadolu'da ticarethaneler kurdular. 1880'li yılların ortalarına gelindiğinde Batı Anadolu ticari halıcılığı altı büyük ticarethanenin tekeline girdi. Avrupa zevkine göre hazırlanmış desenler dokutulup İzmir halısı adıyla ihraç edildi. 19. yüzyıl sonuna kadar yün malzeme ile dokunmuşken pamuk ipliği kullanılmaya, zamanla bitkisel boyalar yerine sentetik boyalar kullanılmaya başlandı.

19. yüzyılda saray ve çevresinin çeşitli ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan saraya bağlı fabrikalarda da halı üretimi gerçekleştirilmiştir. Sultan Abdülmecid döneminde yeni yapılan sarayların büyük boyutlu halı ihtiyacını karşılamak için Kayseri, Sivas ve Gördes’ten İstanbul'a dokuyucular getirtilerek Feshane fabrikasında halı üretildi. Hereke Fabrika-i Hümayunu'nda Osmanlı Devleti'nin son dönemlerine kadar sarayın ihtihaçları için halı üretimi devam etti. Bu fabrikada dokunan halılar, çeşitli uluslararası fuarlarda tüm dünyanın tanıdığı en kaliteli el dokuması halı unvanını kazandılar. Dolmabahçe Sarayı'nın ek binalarında da Hereke Dokumahanesi adıyla bilinen ve Sultan Vahdettin'in son günlerine kadar üretime devam eden bir dokumahane vardı.[7]

Transilvanya Halıları

değiştir

1526-1699 yılları arasında Osmanlı’nın olan Transilvanya, Avrupa ile olan halı ticaretinin merkeziydi. Türk halıları Hristiyan Protestan kiliselerinde dekor olarak kullanılıyordu. Kara Kilisi’de bugün bile Türk halıları kullanılmaktadır. Kiliselerde dekor amaçlı kullanılan halılar kullanılmadıkları için genellikle ilk hallerinde korundular. Holbein, Lotto ve Bird Bushak halıları mükemmel durumdadırlar.

Osmanlı kökenli Anadolu halıları ‘Transilvanya Halıları’ adı altında geçmektedir. Birçoğu zaman seccade motiflerine de sahip olan halılar diğer Türk halılarına göre daha küçük boydalar.

İran halılarının aksine Türk halıları sanat eserlerinde kendileri daha sonradan belli etmişlerdir. Corneil de Vos’un Abraham Grapheus'un portresinde (1620) ve Thomas de Keysers’in Bilinmeyen Adam portresinde (1626) Türk halıları görülmektedir.

Anadolu yapımı Transilvanya halıları ayrıca İtalya, Polonya, Almanya ve Macaristan kiliselerinde de dekor olarak kullanılmıştır. İsveç de Transilvanya halıları sergilenmek üzere toplanmaktadır.

Nedeni bilinmeyen bir şekilde Anadolu’da Transilvanya halılarına rastlanmamaktadır.

Motifler

değiştir

Türk halılarındaki motifler, dokuyan kişinin tasarladığı veya aktarmayı düşündüğü olayın veya nesnenin sembolik karşılığıdır.[8] Diğer el sanatlarında olduğu gibi motifler duyguların sembollerle ifadesi işlevini de görür. Örneğin dünyanın en eski halısı olarak kabul edilen Pazırık Halısı, Asya atlı göçebe toplumu kültür öğelerinin bir yansıması niteliğindedir. Pazırık halısında mutlu yaşamı temsil eden bölüm halının ortasına yerleştirilmiş, bordürlere de o insanların dinsel inançlarını temsil eden konular ters hareketli olarak dağıtılmıştır.[8]

Türk halılarında görülen bazı motifler şunlardır: Akrep motifi, yeraltı güçlerinin ya da kötülüğün sembolüdür. Zehirli ve öldürücü gücü nedeniyle ölüm, hastalık, acı, keder gibi anlamlara işaret eder. Gurur ve özgürlüğün simgesi olarak da görülür.[9] Çengel, kadın-erkek, deniz-dalga, dağ-vadi gibi zıt odakları birleştiren hareketleri sembolize eder, evlilik ve bereketi sembolize etmek için de kullanılır. Eli belinde, dişiliğin, uğur, bereket ve mutluluğun simgesidir. El ve parmak motifleri uğur, iyileştirici özellik ve kutsallık anlamlarını taşır. Kuş motifi çok farkı anlamlara gelir; mutluluk, sevinç, ölen kişinin ruhu, kadınla özdeşleşmiştir. Saç bağı motifi genç kızların evlenme isteğini gösterir; doğum ve çoğalmayı da ifade eder.[10]Hayat ağacı, insanların dünya ile gökyüzü arasındaki basamaklarının simgesidir.

Ayrıca bakınız

değiştir

Resim galerisi

değiştir

Kaynakça

değiştir
  1. ^ The Brukenthal Museum: The extraordinary value of the Anatolian Carpet 9 Mart 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. Brukenthalmuseum.ro. Retrieved on 2012-01-27.
  2. ^ a b c d e f Gökmen, Ertan. "Osmanlı dönemi Gördes halıcılığı" (PDF). Celal Bayar Üniversitesi i Manisa ve Yöresi Türk Tarihi ve Kültürünü Uygulama ve Araştırma Merkezi. 14 Haziran 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 10 Haziran 2018. 
  3. ^ a b c Deniz, Bekir. "Anadolu Türk Halı Sanatının Kaynakları". Sanat Tarihi dergisi, Sanat Tarihi dergisi, Sayı: 14/-1 Yıl: Nisan 2005. 25 Kasım 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Haziran 2018. 
  4. ^ a b Kardeşlik, Selman. "Doğu Minyatürlerinde Tasvir Edilen Selçuklu Halıları". Vakıf Restorasyon Yıllığı, Yıl 2012, Sayı 4. 14 Haziran 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Haziran 2018. 
  5. ^ a b c Yılmaz, Bülent. "Pazırık‟dan Günümüze Türk Halı Sanatı". Oğuz-Türkmen Araştırmaları Dergisi, Cilt 1, Sayı 1, Ocak 2017. 12 Haziran 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Haziran 2018. 
  6. ^ a b "Anadolu Selçuklu Halı Sanatı". Anadoluselcuklumimarisi.com. 14 Haziran 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Haziran 2018. 
  7. ^ Öztürk, Bahadır. "Tezgâhtan Saraya: Osmanlı Saray Halıları". Yedi:Sanat, Tasarm, Bilim dergisi, Sayı 16, Yaz 2016. 12 Haziran 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Haziran 2018. 
  8. ^ a b Özdinç, Öznur. "Halı ve Motif" (PDF). Sosyal Bilimler Dergisi, Yıl 3, Sayı 6, Mart 2016. 15 Haziran 2016 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Haziran 2018. 
  9. ^ "Yörük Halısı Desenleri" (PDF). Milli Eğitim Bakanlığı, Ankara, 2013. 22 Ekim 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 25 Haziran 2018. 
  10. ^ Çakmak, Mehmet Ali; Özdemir, Tuğba. "Ortaokul Öğrencilerinin Türk Kültür Tarihi Açısından Halı ve Kilim Motiflerinin Dili Hakkındaki Görüşleri -Pazırık Halısı Örneğ". International Journal Of Eurasian Education And Culture, Sayı:4, Yıl: nisan 2018. 25 Haziran 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Haziran 2018.