Redif (Farsça: ردیف,), nesiller boyunca sözlü olarak aktarılan eski melodilerden oluşan bir koleksiyondur. Bu melodiler, destgah adıyla çeşitli tonlarda ve müzikal ölçeklerde gruplandırılmıştır. İran'ın geleneksel müziği, ustalardan öğrencilere aktarılan redif üzerine kuruludur. Zamanla, her usta kendi yorumunu katarak koleksiyona yeni melodiler eklemiştir. Bu sayede redif hem korunmuş hem de gelişmiştir.

İran Müziği Redifi
Ülkeİran
Kaynak00279
Tescil geçmişi
Tescil2009 (4. oturum)

Bu melodilerin korunması büyük ölçüde her yeni neslin hafızasına ve ustalığına bağlıydı. Bu müziğin yorumlanışı sadece sözlü gelenek yoluyla, yani ustaların öğrencilere doğrudan öğreterek aktarmasıyla sağlanıyordu. Yazılı bir notasyon sistemi olmadığı için, her nesil radifi öğrenip hatırlamak ve doğru şekilde icra etmek zorundaydı. Bu sayede melodiler kuşaktan kuşağa aktarılarak günümüze ulaşmıştır.

Redifin özünü öğrenmek ve kavramak için yıllarca tekrar etmek ve uygulamak gerekir. Bir redif ustası, herhangi bir zamanda herhangi bir bölümünü çalabilmek için onu tamamen içselleştirmelidir.

Redif, birbirinden nota aralıkları ve melodilerin hareket tarzları ile ayırt edilen çeşitli destgâhlardan oluşur. Her destgâh, kendine özgü bir ses alanı tanımlar. Bir destgâh, yaklaşık 10 ila 30 arasında "gövde" (melodi) içerebilir. Destgâhın ana gövdeleri, içindeki farklı makamları belirler. Gövdenin merkezi olan ve ona temel oluşturan notaya "şahid" denir. Şahid, ana gövdeler arasında geçiş yaptığımızda hareket eder ve bu hareket yeni bir ses alanı yaratır. Bu melodilerde ritim üç şekilde karşımıza çıkar: simetrik, asimetrik (lang) ve serbest form. Ritim, büyük ölçüde Farsça şiirin ritminden ve ölçüsünden etkilenir. Enstrümantal ve vokal redif, ritmik açıdan farklılık gösterse de melodik yapıları aynıdır.

Tar için geliştirilen redifler, en çok bilinen rediflerdir. Bu rediflerde her destgah için 20-40 arası eski melodi toplanmıştır.

Mirza Abdullah ve Mirza Hüseyin-Qoli'nin redifleri, halen Fars müziği için kullanılan en eski rediflerdendir. Bu dönemden ve öncesinden toplanan birçok melodiyi içerdiği için oldukça ünlüdür.

Mirza Gholi'nin birçok melodide değişiklik yaptığı, bazılarını ise bestecinin arzusuna göre koruduğu bilinmektedir. Ancak melodilerde değişiklik yapılıp yapılmadığına dair kanıtlar yetersizdir. Redifin nota olarak değil sözlü gelenek yoluyla aktarılması nedeniyle, karşılaştıracak yazılı veya sesli kayıt olmadığı için kesin olarak söylemek mümkün değildir. Fakat sözlü aktarım sırasında müzikte doğal olarak oluşan değişimler göz önüne alındığında, melodilerde zaten doğal yollarla mutlaka bazı değişiklikler olduğundan bunda bir problem yoktur.

Mirzâ Hüseyin Gholi'nin redif repertuvarında en önemli tar sanatçılarından biri olan üstad Ali-Ekbar Şehnazi, Mirzâ Hüseyin Gholi'nin oğlu ve ezbere öğrendiği uzun redifi kaydeden ilk tar sanatçısıydı. Eserleri hala birçok üstad tarafından kullanılmakta ve günümüz tar sanatçılarının takip ettiği bazı yönleri oluşturmaktadır. Elbette, başlangıç ve orta seviye öğrenciler, performansın yüksekliği nedeniyle ses kayıtlarını takip edemeyecek ve pek bir şey anlayamayacaktır. Ancak bir Tar Üstadı, bu kayıtları kullanarak derslerinde öğrencilerine öğrettiği bilgileri tazeleyebilir ve unutulan noktalara yeniden odaklanabilir. Bu sayede müzikte doğal olarak oluşan değişimleri en aza indirerek redifi aslına yakın bir şekilde korumak mümkün olur.

Mirzâ Abdullah'ın redifi, ezbere kaydı yapan Nur Ali Borumand tarafından aktarılan bilgiye dayanarak 1970'lerde Jean During tarafından notaya döküldü. Öte yandan, Mirza Hüseyin-Qoli'nin redifi ise ilk olarak 2001 yılında Dariush Pirniakan tarafından notaya alındı. Redif, birçok genç öğrenci arasında popüler olmasa da, hala Fars müziğinin temelini ve yapısını oluşturmaktadır. Bu durumu, pek çok genç tarafından ilgi çekmeyen ancak Batı müziğinin temelini oluşturan Klasik müzik ile karşılaştırabiliriz.