Nuri İyem
Nuri İyem, (d. 1915 - ö. 18 Haziran 2005), Türk ressam ve toplumsal-gerçekçi sanat akımının önde gelen isimlerindendir.
Nuri İyem | |
---|---|
Genel bilgiler | |
Doğum | 1915 Aksaray, Fatih, İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu |
Ölüm | 18 Haziran 2005 (90 yaşında) İstanbul, Türkiye |
Evlilik(ler)i | Nasip Özçapan |
Çocukları | Müjde Tanla, Ümit İyem |
Alanı | Resim |
Sanat eğitimi | İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi |
Katıldığı akımlar | Toplumcu gerçekçilik Yeniler Grubu |
Ödüller | |
1973 Cumhuriyet’in 50.Yılı Resim Ödülü, 1989 Sedat Simavi Görsel Sanatlar Ödülü, 1997 Tüyap İstanbul Sanat Fuarı Onur Ödülü | |
Anadolulu kadın portreleriyle tanınmıştır. 3500 civarında resmî vardır. 1941 yılında Avni Arbaş, Agop Arad, Turgut Atalay, Haşmet Akal, Kemal Sönmezler, Selim Turan, Fethi Karakaş, Ferruh Başağa, Mümtaz Yener ile beraber "Yeniler" grubunu oluşturmuş ve "Liman" adlı bir sergi ile toplumsal-gerçekçi sanat görüşünü ortaya koymuştur.
Hayatı
değiştirHenüz üç yaşında iken 1918 yılında annesi ve ablası ile birlikte babasının görevi gereği bulunduğu Mardin’e bağlı bir ilçe olan Cizre’ye gitti. İleriki yıllarda gözleri sanat yaşamının portrelerine konu olacak ve kendisi ile çok yakından ilgilenen ablasını 1922 yılında kaybetti. İlkokula Mardin’de başladı. Ailesiyle geldiği İstanbul’dan 1923 yılında annesi ve teyzesiyle gittiği Arnavutluk İşkodra’da mahalle mektebine ardından da İtalyan İlkokulu’na devam etti. Ortaokulu, tekrar döndüğü İstanbul’da okuyan Nuri İyem, Pertevniyal Lisesi öğrencisi iken yaptığı resimlerini dönemin Akademi hocası Nazmi Ziya Güran’a gösterince, Akademi’ye kabul edilebileceği yanıtını aldı. 1933 yılında girdiği Akademi’de öğreniminin ilk yılında Nazmi Ziya Güran’ın öğrencisi oldu. Daha sonraki yıllarda Hikmet Onat, İbrahim Çallı ve Leopold Levy ile çalıştı. Estetik derslerini ise daha sonraki yıllarda yakın dostu olacak olan Ahmet Hamdi Tanpınar’dan aldı. 1937 yılında birinciliği dönem arkadaşı Ragıp Gürcan ile paylaşarak mezun oldu. 1938 yılında yani II. Dünya Savaşı sıralarında asteğmen olarak Trakya’ya gitti. Askerliğini yaptıktan sonra Giresun’a resim öğretmeni olarak atandı. Mezun olduğu okula 1940 yılında “Yüksek Resim Bölümü”nde okumak üzere tekrar geri döndü. Leopold Levy’nin öğrencisi oldu. 1944 yılında “Yüksek Resim Bölümü”nü Nalbant adlı çalışması ile ikinci kez birincikle ilk mezun olarak bitiren sanatçı, aynı yıl Nasip Özçapan’la evlendi.
1941 yılında Avni Arbaş, Agop Arad, Turgut Atalay, Haşmet Akal, Kemal Sönmezler, Selim Turan, Fethi Karakaş, Ferruh Başağa ve Mümtaz Yener gibi toplumcu-gerçekçi sanat anlayışını paylaştığı arkadaşları ile Yeniler Grubu’nun kurucusu oldu. Grup, “Liman Kenti İstanbul” konulu ilk sergisini Beyoğlu Matbuat Umum Müdürlüğü binasında açtı. Türkiye'nin ilk özel resim dershanesini Beyoğlu Asmalımescit S. Önay Apartmanı çatı katında Fethi Karakaş ve Ferruh Başağa ile birlikte kurdu. Buradan yetişen öğrencilerin ilerleyen yıllarda Tavanarası Ressamları adlı bir grup kurduklarına şahit oldu.
Ahmet Hamdi Tanpınar'ın, Bir heykel kadar sımsıkı, yeşil mehtap aydınlığı kadar zarif, geçmiş zamanın havasını içinde taşıyan eski fresk ve ikonalar kadar yalın dediği kadın yüzleri, köyden kente göçün yoğunlaştığı, bireye ait sosyal hakların kadınlar aleyhine işlediği bir dönemin ürünüdür. Mahur, çekingen, güzel, utangaç ve melankolik halleri ile bu yüzler, hem ölen ablasının hayali imgesi hem de zamanı aşan ikonik bir sembol olarak Nuri İyem'in sanatının billurlaşmış bir örneğidir. Sanatçının aynı tarihlerde gerçekleştirdiği, Anadolu gerçeğine ulusalcı bir bakışla yaklaştığı ‘göç’ resimlerinde de, çalışan, emeğini topraktan çıkaran kadınlar sembolize edildi.
Boyut ve soyut sonrası olmak üzere iki dönem altında biçimlenen sanatı akademi merkezli sanat görüşlerine karşıt bir seçenek üzerinde kimliğini oluşturan sanatçının 2001 yılında Evin Sanat Galerisi tarafından resimlerinin yer aldığı koleksiyonlar tespit edilerek görselleri arşivledi. Projenin devamı olarak, 1504 resimden oluşan "Dünden Yarına Nuri İyem”" Retrospektif sergisi açılan ve sergiye gelen tüm yapıtların yer aldığı iki ciltlik kitabı yayımlanan sanatçı, Ulus’taki evinde 90 yaşında 18 Haziran 2005 tarihinde vefat etti.
Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verilen sanatçı, aralarında kendisi gibi sanatçı eşi ve hayat arkadaşı Nasip İyem’in de bulunduğu cenaze törenine katılanların yakalarına, sanatçıyı "Anadolu Kadınları" temalı bir tablosunun önünde gösteren fotoğrafı takıldı.
Resim tutkusu
değiştirResme olan tutkusu ile anne ve babasının ona karşı olan tutumunu kendi sözleri ile şöyle aktarır:[1]
“ | Resme olan tutkum yüzünden babamdan yediğim tokatlarla, söze başlamam gerekiyor önce: Mardin’de ilkokuldaydım. Bir tatil günü evde renkli kalemlerle resim yapıyordum. O zamanlar kullandığımız renkli kalemler kalitesiz olduklarından uçları hemen kırılıyordu. Külüstür bir çakı ile kırılan uçları açmak için uğraşıyordum. Ama kalemleri yontmak çok zor oluyordu. İşte, tam bu sırada duvara gömülü dolap içinde bir kutuda duran babamın usturaları geldi, aklıma. Çoktandır o usturaları kullanmadığını da biliyordum. Ama usturaları almaya korkuyordum. Babam evde olmadığı zamanlar, berbere gittiğinde almak daha kolayıma geliyordu, tabii. Usturalarla, renkli uçları kırılıveren kalemleri daha kolay yontabiliyordum. Yontabiliyordum ama usturaların o keskin ağızları da çabucak kırılıyordu.
Resim yaptıktan sonra usturaları kutuya koyup dolaba kaldırdım. Kopacak fırtınayı bekliyordum. Şimdi bunları hatırladığımda yaşananların üzerinden sadece bir iki ay geçmiş gibi geliyor, bana. Babam dolabın kapısın açmış, elinde usturalarla önünde durmuş ve beni çağırıyordu. Yanına gittiğimde hiçbir şey söylemeden tokatları indirmeye başladı. Yeterince tokatladığına inanınca da usturaları bu hale niçin getirdiğimi sordu. Olayı olduğu gibi anlattım. Usturaları çok uzun zaman önce gördüğümü, kalemlerin uçunu açarken bu kadar kolay kırılacaklarını hiç sanmadığımı ve kendisinin de kullanmadığına göre lüzumlu olmadığını düşündüğümü söyledim. Babamın usturalarını kullanarak yaptığım resme ne oldu şimdi hatırlamıyorum. Ama resim yapmak, öylesine heyecan ve keyif verici bir şeydi işte. |
„ |
Ölümünden sonraki sergilerinden seçmeler
değiştir- 2005: Artı Mezat
- 2005: Artı Mezat
- 2005: Evin Sanat Galerisi
- 2006: Cumalı Sanat Galerisi
- 2006: Evin Sanat Galerisi
- 2007: Antik Park Fine Art and Antiques
- 2007: Doku Sanat Galerisi
- 2007: Evin Sanat Galerisi
- 2007: Evin Sanat Galerisi, Artist 2007, Tüyap-İstanbul
- 2007: Mart Koleksiyon
- 2007: Rezan Has Müzesi
- 2007: Valör Sanat Galerisi, Artistanbul 2007, İstanbul
- 2008: Antik Park Fine Art and Antiques
- 2008: Derinlikler Sanat Merkezi
- 2008: Doku Sanat Galerisi
- 2008: Evin Sanat Galerisi
- 2008: Olcay Art
- 2024: 93. İzmir Enternasyonal Fuarı[2]
Ölümünden bir yıl önceki sergileri
değiştir- 2004: Ada Antik
- 2004: Cream Art Gallery
- 2004: Evin Sanat Galerisi
- 2004: Galeri Ortaköy
- 2004: Nurol Sanat Galerisi
Ödülleri
değiştir- 1973: Cumhuriyet'in 50.Yılı Resim Ödülü
- 1989: Sedat Simavi Görsel Sanatlar Ödülü
- 1997: Tüyap İstanbul Sanat Fuarı Onur Ödülü
Kaynakça
değiştir- ^ "Nuri İyem: Bağımsız, Gerçekçi, Türkiye`ye Özgü Resim". www.lebriz.com. 18 Aralık 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Eylül 2024.
- ^ "İyem'in sergisi İzmir'e gidiyor". www.milliyet.com.tr. Milliyet. 31 Ağustos 2024. Erişim tarihi: 1 Eylül 2024.
- Günay, Elif (2011). "Nuri İyem ve Neşet Günal'ın Türk Resim Sanatındaki Yeri" (PDF) (Yüksek Lisans Tezi). 12 Ağustos 2018 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Ağustos 2018.
Dış bağlantılar
değiştir- Nuri İyem'in Retrospektifi
- Nuri İyem 100 yaşında 13 Şubat 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.