Mat boyama (Matte Painting), sanatsal anlamda "fotoğraf gibi" boyama sanatıdır. Hayal gücünün "inandırıcılık" kaygısıyla oluşturduğu, aslında gerçekte olmayan bir yerin, çevrenin, ortamın gerçekmiş gibi çizilip, renklendirilmesi ve boyut katılarak yansıtılmasıdır. Temel amacı çizgilerle "ortam" yaratmak ve gerçekmiş gibi yansıtmak olan mat boyama, bu özelliği ile karakter çizimlerinin şekillendirdiği ilistrasyon, animasyon-çizgi film çalışmalarından ve figür ve desenlerden oluşan resim sanatlarından ayrılır.(Önder Karakadılar, Boyut değiştiren çizgiler: Matte Painting, Digital Arts Dergisi)

Sinemada, ilk dijital örneği Zor Ölüm 2 (Die Hard 2-Harder) olan mat boyama, her ne kadar yeni gelişen ve ünlenen bir teknik olarak bilinse de, ilk örnekleri 1900'lerin başlarında oluşturulmuştur. Bu yöndeki ilk çalışma Norman Dawn'ın eski spirit fotoğrafçılık yöntemini kullanarak kamera ile fotoğrafını çekmek istediği ev manzarası arasına, el boyamasıyla yapılmış ağaç resmi bulunan cam bir levha yerleştirip, görüntüyü bozan elektrik direklerini rötuşlamasıyla başlar. Her ne kadar, bu tam anlamıyla bir mat boyama olmasa da, bu teknik, Dawn'a daha sonraki sinema çalışmalarında ilham kaynağı olacaktır.

En başarılı Mat boyama çalışması, çizim olduğu dikkat çekmeyen, gerçekliği şüphe bırakmayan çalışmadır. Özellikle sinema sektöründe kullanılan bir tekniktir ama reklamcılık başta olmak üzere bütün özgün sanatlarda kullanılmaktadır. Özellikle bilgisayar dünyasındaki gelişimle günümüzün en gözde tekniği haline gelmiştir.