Lüzumsuz Adam, Türk yazar Sait Faik Abasıyanık'ın 1948 yılında yayınlanan dördüncü kitabıdır. Sait Faik bu kitapla yeni bir öykü tarzına yönelmiştir.[1] Kitaptaki on dört hikâye de İstanbul'da geçmektedir.

Lüzumsuz Adam
Sait Faik Abasıyanık'ın 1948 yılında yayımlanan dördüncü kitabı.
YazarSait Faik Abasıyanık
ÜlkeTürkiye
DilTürkçe
TürHikâye
Yayım1948
YayımcıVarlık Yayınları
Sayfa88 sayfa

Lüzumsuz Adam'daki öykülerde, yazar, olay örgüsünü arka plana iterek düşüncelere, çağrışımlara ve hislere yer vermiştir ve insanların iç dünyalarını anlatmıştır. Bu hikâyeyle birlikte anlatımında halk anlatıcılığının izleri görülmeye başlanmıştır.[1] Abasıyanık, kendine özgü deyimler ve argolar da kullanmıştır. Kitapta yer alan İp Meselesi isimli öyküde ise Sait Faik, yaşamının son günlerinde ağırlık verdiği gerçeküstücü tarzı ilk kez denediği görülmektedir.

Abasıyanık, bu kitabı Lüzumsuz Adam isimli öyküyü yazmadan önce Kestaneci Dostum adıyla yayımlaması için Rakım Çalapala'ya vermiştir.[2] Yazar, bu kitap için 100 lira telif ücreti de almıştır. 1947 yılında ise yeni bir öykü yazmıştır. İsim bulamadığı bu öyküsünü okuyan Yaşar Nabi, isim olarak daha önce Sabahattin Ali'den duyduğu Lüzumsuz Adam'ı önermiştir. Bu öneriyi beğenen Sait Faik, hikâyesinde kullanmıştır.

1948'de yeni bir kitap yayınlaması gündeme gelince, Sait Faik, Çalapala'ya verdiği Kestaneci Dostum'u Yaşar Nabi'ye getirmiştir. Kitaba adını veren hikâye yüzünden yazarın karakola çağrıldığını bilen Nabi, Abasıyanık'a Kestaneci Dostum'u kitaptan çıkarıp onun yerine Lüzumsuz Adam'ı eklemeyi teklif etti. Bu teklifi yazar tarafından olumlu karşılanınca kitabın ismi de Lüzumsuz Adam oldu.[2]

Lüzumsuz Adam'la birlikte Sait Faik hikâyeciliğinde ikinci dönem başlamıştır.[3] Abasıyanık artık konuşma dilinin canlılığını kullanmaya başlayarak klasik cümle yapısından devrik cümle yapısına geçti. Bu kitapta fark edilen bir diğer özellik de yazarın "ve" bağlacına karşı açtığı savaştır.[3] Sait Faik'in bu konuda hiç "ve" bağlacı kullanmayan ve kullanılmamasını tavsiye eden Nurullah Ataç'ın yolundan gittiği düşünülür. Kitaptaki dokuz hikâyede hiç "ve" yoktur. Üç hikâyede bir tane, iki hikâyede ise iki tane "ve" kullanılmıştır.

Ayrıca, Faik ilk üç kitabında sadece on tane devrik cümle kurmasına rağmen bu kitabın ilk öyküsünde sekiz tane kurmuştur. Sait Faik öykücülüğünde değişen bir diğer konu da öykülerin geçtiği mekanlardır. Bu kitaptaki öykülerin on tanesi kentte, dört tanesi ise Burgaz Adası'nda geçmektedir. Ne yabancı ülkelerde, ne de köyde geçen hikâyeler vardır.

Abasıyanık, ilk dönem yazılarında özellikle emekçilere ve çalışanlara ama genelde insana duyduğu sevgiden bahseder. Lüzumsuz Adam'da ise biraz daha umutsuzlaşmıştır. Okuyucunun karşısında daha karamsar bir Sait Faik vardır. Bu durumu değişik sebeplere bağlayan eleştirmenler oldu. İlk grup yazarın rahatsızlığı sebebiyle umutsuzluğa kapıldığını söylerken ikinci grup yazarın eşcinselliğinin toplum tarafından hoş karşılanmaması yüzünden mutsuzluğa kapıldığını iddia etmektedir.[4]

Kaynakça

değiştir
  • Naci, Fethi (Mayıs 2003), Sait Faik'in Hikâyeciliği, Yapı Kredi Yayınları, ISBN 975-08-0534-88 
  • Sönmez, Sevengül (Şubat 2007), A'dan Z'ye Sait Faik, Yapı Kredi Yayınları, ISBN 978-975-08-1198-2 
  • Uyguner, Muzaffer (1991), Sait Faik, Bilgi Yayınevi, ISBN 975-494-232-3 
  1. ^ a b Uyguner 1991, s. 40
  2. ^ a b Sönmez 2007, s. 127
  3. ^ a b Naci 2003, s. 31
  4. ^ Naci 2003, s. 33