Lütfen dinle ilgili maddelerde kendı ınancınıza uygun şekılde değişiklik yapmayın. Bu maddeler zaman içinde evrilip bu hale geliyorlar, yapılanı silip kendi istediğinizi yazmak doğru olmuyor. Biraz burda işlerin gelişimini seyredin, sonra değişiklik yaparsınız. Selamlar Eşref 07:34, 25 Ocak 2006 (UTC)

Bilgi ve birikimime göre değişiklikler yapıyorum. Zaman içinde evrilen yanlışta evrilebilir. Önemli olan doğruyu bulabilmek.

Neyin Doğru Neyin Yanlış olduğuna değiştir

Neyin Doğru Neyin Yanlış olduğuna siz karar veremezsiniz sadece altına başlık açıp kendi inancınıza göre yorumunuzu yapabilirsiniz.

Saygılar,

Bakın cümlelerinizin içerisinde sürekli olarak "kendi inancınıza göre" şeklinde bir vurgu yapıyorsunuz. Eşhedü en La İlahe İllallah - Allahın varlığına ve birliğine şehadet ederim- şeklinde açıklanmış. Yanlış bu açıklama. İslam başlığı altında buna benzer Çok fazla yanlışlar var. Bunlar inançla ilgili değil. teknik yanlışlar. Arapça biliyormusunuz?

  • Arapça da dahil 8 dil biliyorum. Yanılan sizsiniz Arapçada "illa" kelimesini isimden önce sadece diye çevirip fiil kullanmadan cümleyi bitiremezsiniz. Burada "İlla" dan başka anlamına gelirki

"Allah'dan başka İlah yoktur" demektir. Bu şekilde de düzeltilir.

Ama siz Kelime-i Şahadeti "Tarı kelimesini kullanmayın" anlamına gelecek şekilde tahrif ediyorsunuz sizin bu yaptığınızı Mekkeli müşrikler yapmadı.


Kendi kendinize sapkın yorumlarda bulunmayın.


Bakın, Ya Siz Ansiklopedi kavramını bilmiyorsunuz ya da ben. türünden ifadeler doğru değil. İkimiz de birşeyler biliyoruz, önemli olan ortak bir noktaya varmamız.

Herşeyin bir doğrusu vardır. Ansiklopedi doğruyu barındırır. Yanlışı içermez. ifadesini de doğru bulmam mümkün değil. Bir ayrım yapmamız lazım. Bir konuda yazarken hakikat (fact) ve değer yargısı (value) ayrımını yapmak gerekiyor. Mesela Hz. Muhammed'in miladi 632 yılında vefat ettiği bir hakikattir, hiç bir dinde değişmez. Ama Allah'ın resulu olduğu sadece İslam inanışına özgüdür. Yani Mesela bazı Hristiyanların Hz. Muhammed'e sahte peygamber dediği de buraya yazılmak durumundadır. Objektif olmak bunu gerektirir. Ansiklopedinin hakikatlerin yanı sıra birden çok değer yargısına yer vermesi sonucunda doğru bir iş yapılmış olur. Ansiklopedideki bilgiler vahiy değildir, insanidir, zamanla değişen pek çok görüşün toplamıdır. Burada sadece İslami bakışa yer vermemiz doğru olmuyor, bu konuda geçmişte yapılan tartışmalara ve diğer dillerdeki maddelere bakabilirsiniz.

Bu arada La İlahe İllallah konusundaki değişikliğinizi ben silmedim. Ayrıca 22. yuzyıldan bahsetmişsiniz, o zaman ne olacak da ansiklopedi kavramı bugünkünden farklı olacak, pek anlayamadım.

Son olarak size tavsiyem, biraz daha sabırlı olup yapmak istediğiniz değişiklikleri zamana yaymanız. Selam ve saygılar Eşref 08:30, 25 Ocak 2006 (UTC)


Siz Arapça biliyorsanız ve Kelime-i Şehadeti - Allahın varlığına birliğine şehadet ederim diye çevirilmesini de doğru buluyorsanız sanırım yapılacak değişikleri çok daha seri ve zamana hiç yaymadan yapmak gerekecek.

Kelime-i Tevhid, «Lâ ilâhe» ile başlıyor... Ve başlangıçta, kesin bir hüküm vurgulanıyor: «Yoktur tapılacak varlık!»; "lâ ilahe"!.. .Akabinde, bir açıklama geliyor... «İllâ» = "sadece", «ALLAH» vardır!... "İLLÂ ALLAH" yani "sadece ALLAH"!... Burada özellikle vurgulamamız gereken son derece önemli bir husus vardır.. Dine, tefekkürden uzak bir biçimde, ezbercilikle yaklaşmış, etiketi ne olursa olsun, bazı kişilerin içine düştüğü son derece önemli bir yanılgı vardır.. "Lâ ilâhe illALLAH" uyarısını, halkın anladığı Arapça kurallarıyla yorumlamak suretiyle çok büyük bir hataya düşmektedirler... Şöyle ki... "Lâ recülün illâ Âli" dendiği zaman, bu ifade dilimize "Âli'den başka er kişi yoktur" yada "Âli gibi er kişi yoktur" veya "Er kişi olarak Âli gibisi yoktur" tarzlarında çevrilebilir.. Oysa "İLLÂ" kelimesi "ALLAH" kelimesiyle yanyana kullanıldığı zaman bu asla "ALLAH gibi bir tanrı yoktur" şeklinde anlaşılamaz... Yani, "başka bir tanrı-İlâh vardır ama o ALLAH gibi değildir" şeklinde yorumlanamaz... Ayrıca bir de şu hususu iyi anlamak gerekir;"KÂNE" yani "İDİ", eki nasıl "ALLAH" isminin işaret ettiği anlam yanında, genel kullanım mânâsını yitirir; ve geniş zaman kavramına dönüşür ise; aynı şekilde "İLLÂ" kelimesi de "ALLAH" ismiyla yanyana gelince, genel kullanım alanı dışına taşıp, "SADECE" kavramıyla anlaşılır... Önce "KÂNE" sözcüğüne bir misâl verelim... "KânALLAHu gafûrur rahima" dendiği zaman, bunu nasıl "ALLAH GAFUR ve RAHİM İDİ" diye çeviremezsek; "ALLAH" isminin işaret ettiği özellikler, geçmiş zamanla kayıtlanmaktan beri ise... Aynı şekilde; "İLLÂ ALLAH" dendiği zaman da, bu asla "başka" ya da "gibi" anlamlarına anlaşılmayıp, "sadece" mânâsıyla idrak edilmesi zorunludur! Zira "ALLAH" isminin bize işaret ettiği varlığın özellikleri, kendi dışında bir mevcut kabul etmediği gibi, hele hele, Varlığı yanı sıra başka bir vücud sahibinden sözetmeyi hiç kabul etmez!... İşte bu sebeplerledir ki. gerek "İLLÂ", gerek "KÂNE" ve gerekse bu türden zaman ve vücud ifade eden kavramları "ALLAH" ismiyle yanyana gördüğümüzde, genel kullanımda anladığımız mânâda değil, "ALLAH" isminin işaret ettiği kavrama uygun bir anlamda anlamak mecburiyetindeyiz.... Buna yapmadığımız takdirde, ortaya çıkacak olan kavram, ötemizde ve hatta evrenin ötesinde bir TANRI yani İLÂH kavramı olacaktır.. İşte bu gerçeği gözönüne almış olarak, bu noktayı ince bir dikkatle kavramaya çalışırsak farkederiz ki...«Tapılacak tanrı yoktur, sadece ALLAH vardır»..Birinci mânâ olarak, bu cümleden açığa çıkan gerçek şudur ;«Tapılacak tanrı yoktur»... Evet, burada, kesin olarak, tapılacak bir öte tanrı olmadığını vurguladıktan sonra, «İLLÂ ALLAH» diyor... "İLLÂ", yukarıda açıklamaya çalıştığımız üzere, "ancak" mânâsına anlaşılabileceği gibi, buradaki kullanım şeklinde görüldüğü üzere "SADECE" anlamında dahi kullanılır..

Evet, "İLLÂ", "ALLAH" kelimesiyle bir arada kullanıldığı zaman kesinlikle "SADECE" anlamında algılanmak zorundadır; zira "ALLAH"tan gayrı vücud sahibi yoktur ki, "ALLAH" ona kıyaslansın veya o şeyle benzer kefeye konarak ona nispetle târif edilsin!... Bu hususu da geniş şekilde “Hz. MUHAMMED NEYİ OKUDU" isimli kitabımızda açmaya çalıştık...

İşte bu sebepten dolayıdır ki, "İLLÂ" kelimesi "ALLAH" ismiyle yanyana kullanıldığı zaman bunu daima "SADECE" kelimesiyle tercüme etmek zorundayız.

Nitekim bu mânâ İngilizceye tercüme edilirken:

" There is no god BUT ALLAH"

şeklinde değil;

"There is no god ONLY ALLAH"

şeklinde tercüme edilmelidir...

Ki böylece, İslam Dini’nin getirmiş olduğu VAHDET-TEKLİK inanç veya düşünce sistemi fark edilebilsin.

Evet, sadece "ALLAH" vardır ki, «O ALLAH, tapılacak bir tanrı değildir", anlamı mevcuttur bu açıklamada... Çünkü başta, kesin olarak «LÂ İLÂHE» yani "tapılacak TANRI yoktur"; hükmü veriliyor!..

Öyle ise «ALLAH İsmi ile İşaret Edilen, insanın dışında, ötesinde; ve hatta bu vargördüğümüz varlıkların dışında ve ötesinde tapınılacak bir TANRI değildir!..

Bu takdirde «tapınma» nedir, «kulluk» nedir?..

«Tapınma» ve «kulluk»...

Burada öncelikle üzerinde durmamız gereken konu «tapınma» nedir, «kulluk» nedir ; ve bu kelimelerin anlamı nedir?..

«TAPINMA» kelimesi bir «tanrıya» bağımlı olarak kullanılır. Tapınılan ve tapan ikilisinin mevcudiyetine bağlı olarak «tapınma» olayı söz konusu olur.

«Sen» varsındır... «Sen»in bir «tanrın» vardır... Ve sen bu tanrına tapınırsın!... Yani «tapınma» denilen olay, iki ayrı varlık arasında geçerli olan bir davranış türüdür... Tanrı'ya; gökteki veya yerdeki herhangi bir tanrıya inanan kişinin, bu manâda ortaya koyduğu çeşitli davranışlara verilen isimdir «tapınma»... "Sen"in ona yönelik yaptığın fiiller!... (1)

(1)- Nitekim Kelime-i Şehâdetteki «ABDU HÛ» kelimesi, «Abdiyet-kulluk»un «Hüviyete» yani «Hû»ya zorunlu olarak yapılmakta olduğunu açık seçik göstermektedir.

«KULLUK» kelimesinin anlamına gelince ;

Birimin, varoluş gayesine ve programına göre, davranış ortaya koyuşunun adıdır «kulluk» ...

Nitekim Zariyat Sûresinin 58. âyetinde bu gerçek şöyle vurgulanmaktadır:

"BEN CİNLERİ DE İNSANLARI DA YALNIZCA BANA KULLUK ETMELERİ İÇİN YARATTIM"...

Elbette ki, ALLAH' adıyla anılanın bu gayeyle yarattığı varlıkların, varoluş gayeleri dışına taşmaları asla mümkün değildir..

Ayrıca burada hemen şu âyetle işaret edilen mânâyı dahi hatırlamalıyız:

"YÜRÜR HİÇ BİR MAHLÛK HARİÇ OLMAMAK ÜZERE HEPSİNİ ALNINDA ÇEKİP YÜRÜTEN O'DUR!.." (HUD/56)

Nitekim Fâtiha sûresindeki, «Sana kulluk ederiz»in anlamı, «Senin bizi varediş gayene ve programlamana göre ne gerekiyorsa onu yerine getirmek suretiyle görevimizi yaparız»... demektir bu anlamda..

Ayrıca,

«KUL, KÜLLÜN YA'MELU ALÂ ŞÂKILETİH»

deniyor âyeti kerîmede. Yani;

«DE Kİ; HEPSİ PROGRAMLARI DOĞRULTUSUNDA FİİLLER ORTAYA KOYARLAR» (17-84)

FÂTIR'ın kendi dilediği mânâlara uygun sûretleri; ve bu sûretlerin birimlerini, varediş gayesine uygun olarak şekillendirmesi sonucu; onların da fıtratları gereği bu fiilleri ortaya koymaları «kulluk»larıdır.

Özde, tâat ve ma'siyet farkı olmaksızın, tüm birimlerin davranışları «kullukları»dır...

"Kulluğun" türüne ise «tâat» veya «ma'siyet» adları verilir ki; yukarıda izah ettiğimiz üzere hepsi de esasen «kulluk»tur...

«GÖKLERDE VE ARZDA O'NU TESBİH EYMEYEN HİÇ BİR ŞEY YOKTUR; FAKAT SİZ, ONLARIN TESBİHLERİNİ ANLAYAMAZSINIZ.» (17-44)

âyeti varlıktakilerin tümünün anlatılan biçimde "kulluklarını" yerine getirdiklerini ifade etmektedir...

Bir diğer ifade ile, birimin, kendi özünü ve orijinini tanıma çalışmalarının, faaliyetlerinin adıdır «tâat» olan kulluk!... Kendi özündeki hazineden mahrum kalmaya ve pişmanlıklara dönük olan faaliyetlerin adıdır «ma'siyet» olan kulluk!..

.Netice...

«Kulluk», varoluş gayesine uygun davranışları ortaya koymaktır... "Tapınma" ise, bir birimin, var sandığı bir «tanrıya» özgür iradesi ile, dilediği bir biçimde yönelerek, zamanın belli bir bölümünde prestij etmesi ve ondan bir şeyler ummasıdır.

Sonuç... "TANRI"YA TAPINILIR; "ALLAH"A KULLUK EDİLİR!..

Aykırı Yorum değiştir

Aykırı yorumunuz sadece sizi bağlar.

"Allah'dan başka ilah olmadığına ve (Hz.) Muhammed'in onun kulu ve resulü olduğuna şahadet ederim"

Bunun doğru çevirisidir. Bunu farklı biçimde algılayabilirsiniz ama

"Sadece Allah vardır Tanrı yoktur" vs. şeklinde tahrifatlar yapamazsınız buna burada kimse izin vermez.

İngilizce çeviri? değiştir

"There is no god BUT ALLAH" bu şekilde çevrilemez. "There is no god ONLY ALLAH" doğrusu budur. Evet, sadece "ALLAH" vardır ki, «O ALLAH, tapılacak bir tanrı değildir", anlamı mevcuttur bu açıklamada... Çünkü başta, kesin olarak «LÂ İLÂHE» yani "tapılacak TANRI yoktur"; hükmü veriliyor!..

Bunun paralelinde ilk baştaki tamamıyla hatalı olan "Allahın varlığına ve birliğine şehadet ederim" açıklamasının yanında sizin yazdığınız "Allah'dan başka ilah olmadığına ve (Hz.) Muhammed'in onun kulu ve resulü olduğuna şahadet ederim" daha da yaklaşımı doğru bir açıklama. Ancak eksik. Hiç olmazsa bu gelişim sağlandı.

Tercüme değiştir

Tercüme tamı tamına tercümedir ne bir kelime fazlası ne de eksiği vardır. Eksiği ancak yorumda olabilir ve bunu ne şekilde yorumlamak isterseniz altına

XXXXXX'a göre Yorumu:

Diye başlık açıp yorumlarsınız. Kimse size bunu yorumlamayın yada yorumlayamazsınız demiyor. Benim karşı çıktığım çeviriyi değiştirmeniz. Çeviri üzerinde anlamını güçlendirecek ilaveler yada eksiltmeler yapamazsınız bunu ancak yorumda yapabilirsiniz.

Saygılar

Tercüme değiştir

Tercüme tamı tamına olmadı. Sizin yaptığınız da bir yorumlama oldu. Çünkü bu sayfada ilk yazan "Allahın varlığına ve birliğine şehadet ederim" açıklamasıydı. ve bu açıklama da sizin tanımlamanızla belki de bir başkası tarafından -ne eksiği, ne fazlası var- diye sonuçlandırılabilirdi. Şükür değişti. Ancak ben yeni üyeyim. Şu anlık yapabildiğim bu kadar. Kullanıcıların tecrübesi ve birikimi benim için önemlidir. Saygılar.