Hatırlama kültürü

Hatırlama kültürü veya Anma Kültürü (Almanca Erinnerungskultur), bir bireyin veya toplumun geçmişi ve tarihi ile etkileşimidir.

Tanımı değiştir

En dar anlamıyla, Anma Kültürü, bir toplumun veya grubun, geçmişin parçalarını bilinçlerinde tutmak ve böylece kasıtlı olarak mevcut kılmak için kullandığı tüm davranış, tutum ve sosyal olarak onaylanmış veya edinilmiş bir tür görgüdür. Ana tema, tarihsel ve nesnel bilginin sergilenmesi değil, öncelikle güncel bir perspektiften geçmişle tarihsel bağlantıların kolektif ve öznel algılarıdır. Özel ve kamusal Hatıra Kültürü ile bunların düzenli ve olaya dayalı öğeleri arasında ayrım yapılabilir. Bir Hatıra Kültürü ile ilgili çarpıcı olan şey, kolektif algıların öznel algıları şekillendirmesidir. Sosyal çatışmalar, ilişkiler ve problemler bir Hatıra Kültürünü etkiler. Belirgin bir Hatıra Kültüründe, daha az vurgulanan unsurların unutulması muhtemeldir.[1] Aile albümleri, soykütük araştırmaları, kişisel veya ailevî öneme sahip yıldönümleri, Hatıra Kültürünün özel veya öznel biçimlerinin örnekleridir. Bir Hatıra Kültürüne ait eserler, uzun süredir devam eden bir kamu yararı varsa, resmî olarak kültürel eserler veya kültürel anıtlar olarak belirlenebilir.

Güncel tartışma konuları değiştir

2011'de "Memorial Mania"[2] etkinliğinde anıtların inşası için uygun tarihler ve bunların siyasi amaçlarla araçsallaştırılması riski tartışıldı. Holokost anıtlarının anıtsal estetiğini karakterize etmek için "Karşı Anıt" kavramını tanıtan ABD'li anıtlar uzmanı James Young, New York Sıfır Noktasındaki Ulusal 11 Eylül Anıtı ve Müzesi'ni bu geleneğe göre konumlandırdı. Anıtların inşası için uygun anlar ve anıtların sosyal yaptırım için sömürülmesi tehlikesi hakkında bir konuşma yapıldı.

Ulusal kimliğin oluşturulmasındaki rolü değiştir

Tarihsel bir acı olan hatıra kültürü, Berlin "Holokost Anıtı" çatışmasında sadece küçük bir öneme sahipti. Jan-Holger Kirsch'e göre, bunun asıl önemi "Birleşik Almanya'da 'ulusal kimliğin' yeniden tanımlanmasından" ibarettir. Anıt, ulusun kabulü ve tarihi suçluluğun artık çelişki olarak görülmediği yeni cumhuriyet rejiminin önde gelen bir sergilenmesi olarak kabul ediliyor. Böylece Holokost, özellikle Yahudilerin bir kez daha dışlandığı bir kimlik siyaseti biçimi olarak da kullanılabilir.

Hatıra kültürünün eleştirisi değiştir

'Kutsallaştırma' yoluyla özgünlük kaybı değiştir

Tarihçi Erik Franzen, Dachau toplama kampı hakkındaki bir makalesinde, sitenin topoğrafyasının, Hristiyan uzlaşmasının yol gösterici ilkesini teşvik eden farklı dini anıtların inşası yoluyla güçlü bir dini odağı koruduğunu yorumluyor. "Sitenin özgünlüğü, geçmişle temasının bir parçası olarak neredeyse parçalandı - başlangıçta otantik bir site diye bir şey olduysa bile."[3]

Hatırlatıcı müzeleştirme ("Hatırlatıcı Müzecilik") değiştir

Otobiyografisinde Weiter leben. Eine Jugend [de] bulunan, soykırımdan kurtulan edebiyat bilimci Ruth Klüger, diğer örneklerin yanı sıra Dachau'nun bir eğitim tesisi ve müze olarak kullanılmaya uygun olup olmadığına itiraz etti. Dachau'nun o kadar temiz ve düzenli olduğunu yazıyor ki, sanki işkence görmüş bir merkeden ziyade eski bir tatil kampının anısını çağrıştırıyormuş gibi neredeyse davetkâr bir his yaratıyor.[4] Belleğin artan hafızalaştırılmasıyla ilgili bir konuşmada, "Pathos ve Kitsch" in gerçekliğe bakış açısını değiştireceği ve kurbanların hakkını veremeyeceği görüşünü dile getirdi.[5] Aleida Assmann, Klüger'in görüşüne eklediği yorumla, "müzeleştirilmiş anma mekanlarının" "Deckerinnerungen" ("ekran anıları") haline geldiğini söylüyor.[6]

Çarpık dil değiştir

Sigrid Jacobeit çarpıtılmış anma dilini analiz ediyor.[7]

"Anma dili ritüelleştirilmiş, seçici, alacalı, standartlaştırılmış ve belirli bir toplumu tarihin ilgili görüntüsüne açıkça taşıma eğilimindedir". Geçmiş, bağlamından koparılır, siyasi, toplumsal ve kültürel kavramlardan koparılır ve hatta "geçmişe hakim olma ve onu gelecek nesiller için zararsız hale getirme" girişimi bile vardır. "Nie wieder!" ("Bir daha asla!") bu durumda uyarıcı ve yanıltıcı bir çözüm olarak görülmektedir.[8]

—Sigrid Jacobeit

Şablonlar değiştir

Bellek üzerine yürüttüğü kültürel çalışmalar ile tanınan Alman bilim insanı Jan Assmann, hatırlama kültürünün bazen bir şablona indirgenmesini, bu sayede yalnızca şablona uyanın geçerli olarak görülmesini ve uymayanların reddedilmesini "tehdit edici bir işaret" olarak görmüştür.[9][10]

Kaynakça değiştir

  1. ^ Arnd Krüger: Die sieben Arten in Vergessenheit zu geraten. In: Arnd Krüger, Bernd Wedemeyer-Kolwe (Hrsg.): Vergessen, Verdrängt, Abgelehnt. Zur Geschichte der Ausgrenzung im Sport. (= Schriftenreihe des Niedersächsischen Instituts für Sportgeschichte Hoya. Band 21). LIT-Verlag, Münster 2009, 978-3-643-10338-3, S. 4–16; die ursprüngliche Theorie (ohne Sport) beruht auf Paul Connerton: Seven Types of Forgetting. Memory Studies. 1, 2008, S. 59–71
  2. ^ 9./10. Aralık 2011 Berlin (deutsche Vorankündigung durch das Haus der Kulturen der Welt 5 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. ve englische Vorankündigung durch die American Academy 5 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.)
  3. ^ "Nachrichten aus Deutschland und der Welt &#124" (Almanca). Frankfurter Rundschau. 18 Mayıs 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  4. ^ weiter leben: Eine Jugend (Almanca), Wallstein Verlag, 2012, ISBN 978-3-83532-151-9, 18 Mayıs 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi, erişim tarihi: 18 Mayıs 2016 
  5. ^ "Versöhnungskirche Dachau: Das Leben als Zufall". Sueddeutsche.de (Almanca). ISSN 0174-4917. 18 Mayıs 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Mayıs 2016. 
  6. ^ Erinnerungsräume: Formen und Wandlungen des kulturellen Gedächtnisses (Almanca). C. H. Beck. 2009. s. 333. ISBN 978-3-40658-532-6. 15 Mayıs 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Mayıs 2016. 
  7. ^ "Prof. Dr. Sigrid Jacobeit — Institut für Europäische Ethnologie". www.euroethno.hu-berlin.de (Almanca). 15 Mayıs 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Mayıs 2016. 
  8. ^ Sigrid Jacobeit: KZ-Gedenkstätten als nationale Erinnerungsorte.Zwischen Ritualisierung und Musealisierung. Antrittsvorlesung 5. Kasım 2002 Humboldt-Universität zu Berlin Philosophische Fakultät I Institut für Europäische Ethnologie http://edoc.hu-berlin.de/humboldt-vl/jacobeit-sigrid-2002-11-05/PDF/Jacobeit.pdf 15 Mayıs 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  9. ^ Jan Assmann: Das kulturelle Gedächtnis. Schrift, Erinnerung und politische Identität in frühen Hochkulturen, München 1999²; zusammenfassend ders.: Erinnern, um dazuzugehören, in: Kristin Platt/Mihran Dabag (Hrsg.): Generation und Gedächtnis. Erinnerungen und kollektive Identitäten, Opladen 1995, S. 51-75.
  10. ^ "Zugänge zur Zeitgeschichte: Primärerfahrung, Erinnerungskultur, Geschichtswissenschaft | bpb" (Almanca). 14 Mayıs 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Mayıs 2016.