Harrison Graham

Harrison Frank Graham (d. 9 Eylül 1959, Philadelphia, Pennsylvania), 1986-1987 yılları arasında Philadelphia, Pennsylvania'da yedi kadını öldüren ve cesetlerini evinde saklayan Amerikalı seri katildir. 1988 yılında tüm suçlamalardan suçlu bulunarak idam cezasına çarptırıldı, ancak daha sonra cezası müebbet hapse çevrildi. Graham, aynı dönemde benzer suçlardan tutuklanan bir diğer seri katil olan Gary M. Heidnik'in evine yakın bir mesafede yaşıyordu.

Harrison Graham
Doğum adı	Harrison Frank Graham
Diğer ad(lar)ı	Marty
Doğum	9 Eylül 1959 Philadelphia, Pennsylvania, ABD
Ceza	Müebbet hapis
Kurbanların sayısı	7
Cinayetlerin süresi	1986-1987
Cinayet yöntemi	Boğma
Tutuklama tarihi	17 Ağustos 1987

Yaşamı

Harrison Graham, 9 Eylül 1959'da Philadelphia'da beş çocuklu bir ailenin en büyük çocuğu olarak doğdu. Çocukluğundan itibaren zihinsel engellilik belirtileri gösteriyordu ve okulda akademik başarı ve disiplin sorunları yaşıyordu. Graham, Olney Lisesi'ne gitti ve burada başarısız notları ve kronik devamsızlıkları nedeniyle 10. sınıfta okuldan atıldı. Annesi 1971 yılında Graham'a akıl hastalığı teşhisi konduğunu ve iki yılını bir akıl hastanesinde geçirdiğini iddia etti ancak bu iddia doğrulanamadı.

Graham, 1970'lerin başında iş hayatına atıldı ve inşaat sektörünün pek çok alanında çalıştı. 1979'da ailesinin evini terk edip North Philadelphia'ya taşındı ve yoksulluk ve suçun yaygın olduğu bir mahallede ev buldu. Bu dönemde içki içmeye, uyuşturucu kullanmaya, pezevenklerle ve fahişelerle zaman geçirmeye başladı. Uzun boylu ve atletik bir adam olan Graham'ın başka insanlara karşı şiddet uyguladığı düşünülmüyordu ve hiçbir suçtan dolayı yargılanmadı. Graham, 1983 yılında çoğunluğu boş dairelerden oluşan bir konut kompleksinde bir daire kiraladı. Graham'ın da aralarında bulunduğu çok sayıda bölge sakini, apartmanın otoparkının bir bölümünü uyuşturucu alıp satma yeri olarak kullanmak üzere çitle çevirdi. Sonraki dört yıl içinde Graham, dairesini uyuşturucu barınağına çevirdi; arkadaşlarının ve tanıdıklarının uyuşturucu satın almak ve kullanmak için sık sık ziyaret ettiği bu yer, çoğunlukla Ritalin ve benzeri maddelerden oluşuyordu. Bununla birlikte Graham'ın şiddet eylemlerine karıştığı hiç görülmemişti, düzenli olarak kirasını ödemiş, mahalledeki gençlerle basketbol oynamış, engelli maaşıyla geçinmiş ve arkadaşları ve komşuları tarafından iyi bir adam olarak tanımlanmıştı.

Cinayetleri

1987 yazında Graham'ın komşuları, Graham'ın dairesinden gelen kötü kokudan dolayı ev sahibine şikayette bulundular. Birkaç kez görmezden gelinen şikayetin ardından, 9 Ağustos'ta ev sahibi Graham'dan evi boşaltmasını talep etti. Graham kimseyi içeri almayı reddetti, ön kapıyı tahtalarla kapattı, ardından kişisel eşyalarını toplayıp yangın merdiveninden kaçtı. Ev sahibi daireye giremeyince polisi aradı. Polisler kapıyı kırdıklarında, çıplak siyahi bir kadın cesedi ve yarı çıplak bir başka kadının cesedi, kan izleri, 40 santimetre uzunluğunda bir çöp tabakası, kirli şilte yığını ve çürümüş bir iskelet buldular. Dolapta, battaniyeye sarılı halde başka iskelet kalıntılarına daha rastlandı. Çatıda inceleme yapan ekipler, içinde bir başka cinayet kurbanına ait el, ayak ve bacak kemiklerinin bulunduğu yeşil bir spor çantası buldular, bodrum katında yapılan kazıda ise 7. kurbana ait kafatası, göğüs kafesi ve leğen kemiği bulundu. Cesetlerin ikisi hariç hepsinin ciddi şekilde çürümüş olması nedeniyle polis, ölüm nedenlerini belirlemekte zorluk çekti. Çürümüyen iki cesedin ölüm nedeninin boğulma olduğu belirlendi. Graham arananlar listesine alındı ve takip eden hafta boyunca toplu taşıma araçlarında, fast food restoranlarında, evsiz barınaklarında ve oto yıkama yerlerinde görüldüğü, ancak her seferinde kaçmayı başardığı bildirildi. Graham, 17 Ağustos'ta annesini buldu ve annesi uzun uğraşlar sonucunda Graham'ı teslim olmaya ikna etti, ardından da polisi aradı. Graham, aynı gün Philadelphia Polis Memuru Ed Spangler ve Polis Memuru Larry Brzycki tarafından apartmana 10 blok uzaklıkta tutuklandı. Polis karakoluna götürüldü ve orada işlediği tüm cinayetleri itiraf etti.

Daha sonra verdiği itirafta, yedi kadına cinsel ilişki sırasında uyuşturucu verdikten sonra boğarak öldürdüğünü anlattı. İfadesine göre, ilk cinayetini 1986 yılı sonlarında işledi ve kurbanlarından birini sadece cesetlerden birini bulduğu için öldürdü. Adli tıp incelemesi, onun ifadesini kısmen doğruladı ve son iki kurbanın bulunmadan 10 gün önce boğularak öldürüldüğü, diğer beşinin ise altı ila on iki ay önce öldürüldüğü sonucuna vardı. Daha sonra kurbanların 27 yaşındaki Cynthia Brooks, 25 yaşındaki Valerie Jamison, 36 yaşındaki Mary Jeter Mathis, 22 yaşındaki Barbara Mahoney, 29 yaşındaki Robin DeShazor, 33 yaşındaki Sandra Garvin ve 24 yaşındaki Patricia Franklin olduğu tespit edildi. Soruşturma sırasında DeShazor'un Graham'ın uzun zamandır sevgilisi olduğu ortaya çıktı. Graham'ın annesi, 1981 yılında oğluyla yaşadığı bir tartışmanın ardından Robin'in yaşadığı apartmana gittiğini ve ikilinin birlikte uyuşturucu kullandığını gördüğünü polise anlattı. Graham'ın bir tanıdığı da 1984'te Graham'ı Robin'i döverken gördüğünü iddia etti.

Duruşması ve cezası

Graham'ın duruşması 7 Mart 1988'de başladı. İlk duruşmalarda jürili yargılanmayı reddetti, çünkü suçunu tamamen kabul etti. Savcılık idam cezası isterken, avukatı Joel Moldowski ise müvekkilinin cezasının hafifletilmesini talep etti. Moldowski'ye göre Graham, zihinsel engelli olması ve psikofiziksel gelişimi nedeniyle doğruyu yanlıştan ayırt edemiyordu ve buna aşırı uyuşturucu kullanımı da eklenince dürtüsel ve iradesiz hareket ediyordu. Duruşma sırasında Graham'ın tamamen sakin olduğu görüldü. 28 Nisan 1988'de Graham tüm suçlamalardan suçlu bulundu, cinayetler nedeniyle altı kez ölüm cezası ve bir müebbet hapis cezası aldı. Mahkeme, Graham'ın ölüm cezasının ancak müebbet hapis cezasını çektikten sonra infaz edileceğine, dolayısıyla asla idam edilemeyeceğine karar verdi. Duruşmanın ardından Graham, avukatından tutuklanmasının ardından kendisinden alınan Kurabiye Canavarı kuklasını kendisine geri vermesini istedi. Graham, evinden kaçtıktan sonra yanına aldığı birkaç eşyadan biri olan kuklaya yıllardır bağlıydı.