Eklemlenme (uluslararası ilişkiler)

Uluslararası ilişkilerde eklemlenme ya da yandaşlık veya peşine takılma (İngilizce: bandwagoning) bir devletin daha güçlü, hasım bir güçle ittifak kurması ve birlikte ele geçirdikleri ganimetlerden daha güçlü hasmın orantısız bir şekilde kazanç sağladığını kabul etmesiyle ortaya çıkar.[1] Bu nedenle bu eklemlenme durumu, kendilerini zayıf bir konumda bulan devletler tarafından kullanılan bir stratejidir. Mantık, silahsız ve zayıf bir devletin daha güçlü bir düşmanla aynı safta yer almasını öngörür çünkü güçlü olan zaten istediğini zorla alabilir.[2] Thukididis’in meşhur “güçlüler yapabileceklerini yapar, zayıflar ise çekmeleri gerekeni çeker” sözü eklemlenme (bandwagoning) stratejisinin özünü yansıtır.[3]

Daha zayıf devletler, daha güçlü bir güce karşı çıkmanın maliyetinin faydalarını aştığına karar verdiklerinde ortaya çıkar. Daha güçlü devlet, daha zayıf devletleri kendisine katılmaya ikna etmek için toprak kazanımı, ticaret anlaşmaları veya koruma olasılığı gibi teşvikler sunabilir.

Realizm, devletlerin yalnızca dengeleyici bir koalisyon kurma olasılığı olmadığında veya coğrafyaları dengelemeyi zorlaştırdığında (örneğin düşmanlarla çevrili olduğunda) eklemlenme yapacaklarını öngörür. Eklemlenme, rakip bir devletin güç kazanmasına izin verdiği için tehlikeli olarak kabul edildiği durumlar vardır.

Eklemlenme, bir devletin saldırganın güç dengesini bozmasını engellemesini gerektiren dengelemeye karşıdır.

Etimoloji değiştir

Eklemlenme, Quinciy Wright tarafından A Study of War (1942) adlı eserde ortaya atılmış[4] ve Kenneth Waltz tarafından Uluslararası Politika Teorisi[5] (1979) adlı eserde popüler hale getirilmiştir. Waltz eserinde yanlış bir şekilde Stephan Van Evera’nın bu terimi ortaya attığını belirtmektedir.[6] Hem Wright hem de Waltz bu kavramı dengeleme davranışının karşıtı olarak kullanmaktadır.

Stephen Walt'a göre eklemlenme hipotezi değiştir

  1. Temel ilke, dış tehditle karşı karşıya kalan ülkeler, kendilerine en büyük tehdidi oluşturan ülke ile eklemlenecektir.
  2. Bir ülkenin potansiyeli ne kadar büyükse diğerlerinin onunla ittifak yapma arzusu da o kadar büyük olur.
  3. Bir süper güç ne kadar yakınsa komşularının onunla eklemlenme eğilimi de o kadar büyük olur.
  4. Bir ülkenin saldırı kabiliyeti ne kadar büyükse diğerlerinin onunla ittifak yapma arzusu da o kadar büyük olur.
  5. Bir ülkenin hedefleri ne kadar saldırgan olursa diğerlerinin ona karşı ittifak yapma olasılığı o kadar azalır.
  6. Bir tehdidi püskürtmek için kurulan ittifaklar, tehdit ciddileştiğinde bozulur.[7]

Dış politikada değiştir

Napolyon Bonapart’ın eylemlerinin bazı küçük Alman devletlerini (örneğin Bavyera, Baden, Hessen-Darmstadt ve Württemberg) tarafından desteklenmesi, Napolyon tarafından toprak verilmesi vaatleriyle teşvik edildi.[8]

Devletlerin baskın bir güce karşı denge kurmak yerine onunla ittifak kuracağı inancı, dış politika uygulayıcıları arasında yaygın bir inanış olmuştur. Örneğin, Alman Amiral Alfred von Tirpitz’in “risk teorisi”, Almanya’nın güçlü bir deniz filosu inşa etmesi halinde Birleşik Krallık’ın deniz üstünlüğünü tehdit ederek onu tarafsızlığa ya da kendisiyle ittifaka zorlayabileceğini ileri sürmüştür.[9]

II. Dünya Savaşı öncesinde ve sırasında bazı Avrupa ülkelerinin (Bulgaristan, Finlandiya, İtalya ve Macaristan) Nazi Almanyası’nı desteklemesi.[10]

Stephen Walt’a göre “Amerikalı yetkililer Amerikan dış politika taahhütlerini gerekçelendirmek için defalarca eklemlenme hipotezini benimsemişlerdir.” Örneğin, John F. Kennedy, “eğer Birleşik Devletler bocalarsa, tüm dünya… kaçınılmaz olarak Komünist bloğa doğru hareket etmeye başlayacaktır” demiştir.[11] Henry Kissinger, devletlerin “eğer dünyanın dört bir yanındaki liderler… ABD’nin ya güçten ya da iradeden yoksun olduğunu varsayarlarsa… kendilerini baskın eğilime uyduracaklarını” öne sürmüştür.[12][13]

Ronald Reagan da “Eğer [Orta Amerika’da] kendimizi savunamazsak, başka bir yerde üstün gelmeyi bekleyemeyiz. Güvenilirliğimiz çöker, ittifaklarımız parçalanır ve anavatanımızın güvenliği tehlikeye girer” demiştir.[14]

Polonya'nın Irak ve Afganistan savaşlarında ABD'yi desteklemesi.[15]

Ayrıca bakınız değiştir

Kaynakça değiştir

  1. ^ Mearsheimer 2001, ss. 162–163.
  2. ^ Mearsheimer 2001, s. 163.
  3. ^ Mearsheimer 2001, s. 163; Strassler 1998, s. 352.
  4. ^ Wright 1942, s. 136.
  5. ^ Waltz 1979, s. 126.
  6. ^ Schweller 1997, s. 928.
  7. ^ Steven M. Walt, Balancing and Bandwagoning, op. cit., s. 116.
  8. ^ L. Schweller, Bandwagoning for Profit, MIT Press, International Security, Tom 19(1), 1994 1, s. 90.
  9. ^ Craig 1978, ss. 303–314; Langer 1953, ss. 434–435; Walt 1985, s. 7.
  10. ^ Ibidem, s. 94.
  11. ^ Brown 1994, s. 217; Walt 1985, s. 7.
  12. ^ Walt 1985, s. 7.
  13. ^ Committee on International Relations, U.S. House of Representatives, 97th Congress, 1st session (1977). The Soviet Union and the Third World: Watershed in Great Power Policy. Washington, DC: US Government Printing Office. ss. 157-158. 
  14. ^ Reagan, Ronald (28 Nisan 1983). "President Reagan's Address to a Joint Session of Congress on Central America". The New York Times. 27 Mart 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Mayıs 2013. 
  15. ^ Roman Kuźniar, Bandwagoning w stosunkach z USA w „Polityka Zagraniczna III Rzeczypospolitej”, Wydawnictwo SCHOLAR, Warszawa 2012, s. 312–320.

Kaynaklar değiştir

İleri okumalar değiştir