Abese Suresi
Abese Suresi (Arapça: سورة عبس, Sūra-tul Abese), Kur'an'ın 80. suresidir.[1] 42 ayetten oluşmaktadır.[2]
Sınıfı | Mekkî |
---|---|
İsmin anlamı | Huzursuzluktan dolayı yüz buruşturmak |
Sayısal bilgiler | |
Sure numarası | 80 |
Ayet sayısı | 42 |
Kelime sayısı | 133 |
Harf sayısı | 538 |
Tamamıyla Mekke'de indirildiğine inanılmaktadır. İsmini birinci âyetindeki yüzünü (buruşturdu) ekşitti anlamına gelen “abese” kelimesinden almıştır.[3] Kendisinden önce Nazi'at Suresi, kendisinden sonra Tekvir Suresi yer alır.
Sure Meali
değiştirBismillahirrahmanirrahim.
1-2 – Yanına görmeyen (âma) biri geldi diye yüzünü ekşitti ve sırtını döndü.
3-4 – Ne bilirsin, belki de alacağı öğütle arınacaktı. Yahut nasihati dinleyip ondan yararlanacaktı?
5-6 – Ama irşada ihtiyaç duymayana ise, ona dönüp itibar ediyorsun.
7 – Halbuki kendisi arınmak istemiyorsa onun arınmamasından sana ne!
8-10 – Fakat Allah'a saygı duyarak sana şevkle koşa koşa gelenle sen ilgilenmiyorsun.
11 – Hayır! Öyle yapma! Çünkü o ayetler öğüttür, uyarıdır.
12 – Artık isteyen ders alır.
13 –16 – O ayetler şerefli, yüce ve tertemiz sahifelerde, iyilik timsali çok değerli kâtiplerin elleriyle yazılıdır.
17 – Kahrolası kâfir insan, ne nankördür o!
18-22 – Yaratan onu hangi şeyden yarattı? Bir meni damlasından yarattı. Yarattı ve güzel bir biçim verdi. Sonra da hayat yolunu kolaylaştırdı.En sonunda da onu öldürür ve kabre koyar. Daha sonra da, istediği zaman onu diriltir.
23 – Hayır! İnsan, Allah’ın buyruğunu lâyıkıyla yerine getirmedi.
24-31 – Hele, insan, yiyeceklerinin kaynağına bir baksın: Biz yağmuru gökten şırıl şırıl döktük. Sonra nebat bitsin diye, toprağı iyice sürdük, Orada hububatlar, taneler, üzümler ve yoncalar, zeytinler ve hurmalar, ağaçları gür ve sık bahçeler, meyveler ve çayırlar bitirdik.
32 – Bütün bunları sizin ve davarlarınızın faydalanması için yaptık.
33 – Ama vakti gelip de o kulakları patlatan dehşetli gün geldiği zaman,
34-36 – İşte o gün kişi kardeşinden, annesinden ve babasından, eşinden ve evlatlarından bile kaçar.
37 – O gün onlardan her birinin başından aşkın derdi ve tasası vardır.
38 – Yüzler vardır o gün pırıl pırıldır.
39 – Güleçtir, sevinç doludur.
40 – Yüzler de vardır toza toprağa bulanmış,
41 – Üstünü karanlık kaplamıştır.
42 – İşte bunlar kâfir, günaha dadanan, haktan sapan kimselerdir!
İslâm kaynaklarında yer aldığına göre İslâm Peygamberi, Mekke'nin ileri gelenlerine dinî davette bulunduğu oldukça hassas bir zamanda Mekke'nin fakir halkından ve âmâ olan Abdullah bin Mektum yanına gelerek kendisine Kur'an'dan bir şeyler anlatmasını istemiş. Peygamber de böyle hassas bir zamanda kendisinin rahatsız edilmesinden dolayı kızmış ve bu şahsa yüzünü ekşiterek sırtını dönmüş. Bu davranışı Allah tarafından hoş karşılanmamış, bu surenin başında yer alan ayetlerle şiddetli bir şekilde uyarılmıştı. Hatta Peygamber, Abdullah bin Mektum'u gördüğü zaman gel, Allah'ın kendisi sebebiyle beni azarladığı adam dermiş. Söz konusu surenin inişine dair hadisi peygamberin eşlerinden Âişe anlatmış, Urve nakletmiştir.[4]
Dış bağlantılar
değiştirKaynakça
değiştir- ^ "Abese Suresi". TDV İslam Ansiklopedisi. 1 Temmuz 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Temmuz 2019.
- ^ "Abese Suresi Meali". 28 Haziran 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Temmuz 2019.
- ^ "Abese Suresi Tefsiri". Diyanet İşleri Başkanlığı. 1 Temmuz 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Temmuz 2019.
- ^ Tirmizî, Tefsir, Abese, (3328) ve Muvatta, Kur'ân 4, (1, 203)